23 Temmuz 1942 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 TEMMUZ — 19az ilâm Sütunu HABE R — Akşam postaıı - Elcktriğin zarar ve rehlikeleri — Fi cereyan İse 110:230etdü volitur. Elektrik haklkkımda malümatı nok san olan biri, evdeki cereyanın şe » bekelerdeki cereyandan daha zarar sız olduğunu zanneder ve elektrik İlminin başmda yapılan hafaya''düs şer, Elektrik cereyanım, kuvvetle a - kan bir nehre benzetebiliriz. Cerew |. yan, nehir gibi, kendisine et kolay yolu seçer, Muayyen bir zaman zar« fında akan su, elektrik cereyanın « da amper sayısını göslerir. Suyun aktığı surat, elektrikte «voltu gös terir, Elektrik cereyanı kendisine daima en az mukavemet gösteren yolü takip eder. Elektrik cereyanının yolu teller dir, Cereyan bu teller üzerinde mu- ayyen mukavemetlerle — karşılaşır. Bu mukavemetler. harekete gelmesi İstenen masa lâmbası, saç kurut » mak için fönler, buz dolapları vesa. ire gibi âletlerdir, Cereyan bunlar- dan geçmek mecburiyetinde kalın« ca lâmba yanar veya diğer âletlerin motörleri İşler, Elektrik cereyanının yolu Üzeri » ne konan bu ârızalar insanlar tara fından kullanıldığı için, elektrik ce reyanının daimf tehdidi — altında bulunüurlar, Meselâ farzedelim ki, elektrik ce» reyanı rutubetli bir kömürlükten veya izolesi (boru muhafazası) çü- Tümüş olan bir elektrik teli, terkos | borusunun yanından geçiyor. Ter « koös borusu elektriği nakleden hbir yol, bir tel vazifesini görür, Bütün su borusu tesisatı elektriklenmiştir. Banvoda yıkanırken fön âletinde ufak bir bozukluk, elektrik cereyas nını, yıkanan İnsanın vücudundan geçirir ve iİnsanı derhal öldürür, Bu nevi tehlikeleri önlemek icin, bütün elektrik âletlerinin elle tutu. lacak tarafları, elektrik ecereyanını geçirmiyen maddelerle kaplı bulun maları lâzımdır. İnsanları serseri cereyanlara kar şı muhafaza eden vasitalardan biri ayakkahılarıdır. Fakat bazı ahval ve şerait dahilinde — ayakkabıların da tesirsiz kaldığı vâkidir. Elektrik cereyanının en büyük dostlarından biri sudur, Islak bir insan elekirik tehlikesine maruzdur. Fabrikalarda çıraklık eden genç bir çocuk, paydos zamanında, işçi lerin yıkandıkları odanın kapı toka mağına daima bir elektrik teli bağ- lardı, Islak elle kapıyı açmak isli- yen işçiler elektriğin sademesi al tında sarsılırlar fakat ayakları çın- lak olmadığından tehlike savuştu * rulurdu. Günün birinde işçiler bir olup ufak haylaza bir oyun oyna mağa karar vererek bahçe kapısı »« nın tokmağına bir elektrik teli rap- tederler, Çırak elini tokmağa sürer sürmez derhal ölür. Dışarda yağ - muür yağmışfı ve ayakkabılar ıslak olduğundan elektrik cereyanı çocu- ğun ölümüne sebep olmuştu. Elektrik cereyanının insan vücüs du üzerindeki zararlı tesiri, iki se: kilde tezahür eder. Şunu unutma malr ki iİnsanın derisi, vücuttaki vağ, adale ve damarlara - nisbetle daha kurudur ve eleklirik cereya »« nına daha büyük bir mukavemet gösterir, Elle hafif bir cereyan tu - tu'duğu zaman parmakların ucu ha fifçe titrer ve vücultaki adaleler a- çılıp kapanır. Bu suürelle elektrikle- nen bir insan zarar görmediği için, elektrik tesisatındaki bozukluğa e« hemmiyet vermemezlik etmemeli - dir. Elektrik tereyanı kuvvelli ise, vü cuda geçtiği noktadaki deri üzerin de karaüleristik bir yara açar. Bu yara, sarımlrak a beyaz renke te, derinin kalkmasıyla hüsule ge * lir, Mercimek veya bezelye büyük - lüğünde olan bu yaranın tam ortu $ı. cereyanın et tabakasına geçtiği noklta, daha derindir. Yaranın tesi» riyle kuruyan deri bir mecdiye bij vüklüğünda dökülür, Daha - ciddi varalarda et tabakasındaki ensaç » lar Ölebilir. O zaman bir kömürleşe me ve pişme hâdısesi ile karşılaş- meş olürüz, Cereyan hararet — neşrelttiğinden, yöcullaki rutubet, yani, ıslaklık, tes« hahhur edince bazı yanlış teşhisle- re vol açar. Cereyanı nakleden tel konlakt! nelicesinde o derece şid * dezle asınabilir. ki, hararetin lesi irindeki bütün mukavemetler cere » " rirler. Derkde mukavemetle karşıla| -riyle telden kopan bazı madeni par- çalar yaramın Etrafına dağılarak o noktaları da yakabilir, Eelektrik cereyanının yolu üze « yanı İJoule denen bir hararete çevi- şan elektrik__ıcwe'yanı, yağ tabaka « sında adâle ve damarlarda kendirne çok müsait bir yol bulur ve hiçbir mukavemete uğramaedan ilerler, Bu sebeple hafif cerdkanlarda husule gelen yaralar cereyanın giriş ve çı kış noktasında olmak üzere yalnız deri üzerinde hafif bf yara açar - Jlar. Fakat küvvetli ehreyanlarda, ıslak vücuda giren cereyean sızaklır Ba tahavvül eder, Yani cereyan ha. raret olur. Nemli ensaçlar pişer, Kan kırmızı, ve etli olan adali kı, sım pişmiş sığır etine benzer. E! iplikleri elâstikiyetlerini kaybede: rek sertleşir, Cereyan uzun müddet vücuttan geçerse yani elektriğe tu- tulan, fellere veya cereyan neşreden bir âlete yapışıp kalırsa, — gittikçe artan haratret efi bişirir. Elektrik cereyanı, yüzünden de « rinin altında husuüle gelen yaranın ne derece büyük olduğu hiçbir za- man tesbit edilemez, Parmağı aie!âWkilde yaras lanan bir insanın kolt H$işer ve büs tün kol kısmında şiddetli ağrı ile | beraber kalb çarpıntısı başlar. Bü * tün vücut bt yaranın tesiri altında sarsılır, ateşi yükselir, velhasıl ya ralı ağır hastalanır, Elektrik cere « yanının zararları ise bambaşkadır, Cereyana maruz kalan kölün par « makları oynamaz. Kolun derisi ya « ağrı duymaz ve kan deveranı o kı, sımda kesilir. Hararet yükselmez Profesör Dr. RENE SOMMER Evlerdeki elektrik cereyanına tu. tulan biri daima tehlike içindedir, Cereyan sol koldan . geeçrse kalbe tesadüf eder, Cereyan vücuddan lı şarı çıkmak için yol buluncaya kas- dar kalbi sarsar ve onu sketeye uğ ratır, t 5ht 60 . 440 voltluk cereynnla insan derhal ölüyor da 5.000 ve 15,000vo 1 la neden hemen ölmüyor? Hayvanlar üzerinde yapılan muh telif tecrübeler ev cereyanlarının kalb adalesi üzerinde müessir oldu- ğunu göstermiştir. Yani #alb ada lesi âni bir tarzda takallüs edece « ğine yayaş yavaş kurt şeklinde kıv rılmağa başlar ve kanın deyeranı na mâni olur, Kan beyine çıkma » yınca beyin vazifesini ifa elmez ve insan kendini kaybeder, Cereyana maruz kalan kalb sektesine uğramış gibi olduğu yerde yıkılır, Bazı bay« tarlar tekrar elektrik cereyanımı, âs ni oarak, kısa bir zaman için tet, rar geçirip keselerler ve kan tek « rar deveran etmeğe başlayınca elek #$rik cereyanile yere yıkılan hayvan tekrar kendine gelir, Elektrik ce - reyanı devamlı olarak vücultan ge çirilirse kalb devamlı sarsıntıların tesiriyle durur ve ölümü intaç & « der, Lâkin hayvanları tekrar can » landırmak mümkün olduğu halde insanlar kısa ve ikinci bir elektrik cereyanına maruz kalmak suretiyle canlandırılamaz. 5.,000 « 15.000 voltluk cereyanlar İnsanın kalbinden evvel beynini sarsar, Bu sebeple yüksek — voltluk bir cereyana maruz kalan zamanın- da yapılan bir müdahale ile kurtü« labilir. Kurtulamadığı takdirde kö- mür haline geçer, Elektrik cereyanı üldürmey!p yal ve vücut acı içinde kıvranmaz. nız yaraadığı zaman kalbde ârıza Harp gemileri ismini, ilk defa, tasnife tutan, her şeyde tasnif me raklısı olan, Birleşik Devletler Amerikası olmuştur. Halbuki, baş ka devletler, harp gemilerine, huş larma giden isimleri vermişlerdir, nâlr yahut birtakım politikacıları. pın isimlerini, harp gemilerinde kullanmıştır, Birleşik Devletler Amerikası da, €vvelce, Fransızlarm — “Kor, kunç,, “Aslan,, İngilizlerin "Mağ « lüp olmaz,, gibi mübalâğalı isimlce rini kullanıyorlardı; — tecrübe ile gördüler ki: 'Korkunç,, ismindeki gemileri, seneler geçince, harap ola ola “korkuluk,, haline geli « yor, “Aslan,, adımdaki harp sefi « neleri, bir gün haşaratın yuvası olarak tilkileri bile Üürkütemiyor Ve nihayet “mağlüb olmaz,, lar, Meselâ Fransa, ya Mücerret mâ- | Amerıka donahhâsında | Harp gemileri- mimn isimleri Birleşik devletler Amerikası, 1939 senesindenberi, yeni yaptığı harp gemileri isimlerini tasnife tabi tutmaktörtir “Arslan,, “korkunç,, gibi, sonradan gülünç olan — isimleri ortadan kaldırmaktadır “ mağlüb olabiliyor, yahut denizin dibini boylamaya namzet bulunu « yorlar. İşte bu gülfünç iddiaları or tadan kaldırmak için, isimleri bir tasnife bağlamayı lüzumlu buldu- lar, Birieşik Devletler Amerikası, bu gaye ile, 1939 semesinde, bahe riye nezaretinde kati bir kaide ka bul etti, Gerçi, bu kaldeye, bazı eski istisnalar da girdiyse de, bu istisnalar ehammiyetli değildi. Me selâ, eskiden de, Birleşik Devlet. ler Amerikasını teşkil eden dev « letlerin iİsimleri, harp gemilerine konuluyordu. Harp saffı olan zırh llara, harp kravazörlerine, dev « letlerden birinin ismi olan Ten - nessee, Utah, Arkansas, Vyo« nifeg adları verilmişti, Bu da, de- biz harp sanayiinin İnkişaf ettiği G0 senelik bir müddet zarfında, bıraktığı zannedilmesin, Koeppen elektriğe çarpılan 60 kişi üzerinde tetkikal —yapmıştır, Bunlardan yalnız üç kişinin vücut larında yanık olduğu görülmüş ve diğerlerinin yalnız sinirleri sarsıl. mıştı. Bu sinir sarsıntıları kısa bir fedavi neticesinde berlaraf edili » yordu. Bazı bünyelerin elektrik cereya - nına - karşı mukavim — olduklarıne dair henüz hiçhir şey bilinmiyor, Elektrik cereyanına çarpılan bis ri de ne şekilde ledavi edilmelidir? Yardiım etmek için ilk evvel dik - kat edilecek nokta bizzat <ereyana kapılmamaktır. Bumun çaresi İse ayakları, topralkllan, yerden, izole etmektir, Kuru gazete kâğıdı, bir örlü “çıkarılıp yere serilen ceket tahta bir iskemle. cereyanı geçir « mez, Cereyana çarpılan birine ka- tiyen el sürmemeli. Madeni olmu yan bir vasılta ile teli, cereyana çarpılandan ayırmalıdır. Mümkün se sigortalardan —cereyanı — derhal kesmek daha iyidir. Baş vurulacak en-kolay ve en iyi tedbir budur. Doktor gelinceye kadar suni tenef « füs yaptırmak faydalı olur, Geçen gün, bir mühendis ahbae bımın evine davet edilmiştim, de benzemiyordu; çünkü otomobili vardı, Bilmem otomobil başkala « rında da aynı havayı mi yaralır. Bunda, çok fena bir hal yaratmıştı. Otomobilsizken, sevimli biriydi, Herkes kendisine davetli olmaktan âdeta zevk duyardı. Lâkin, öotomo: bili aldıktan sonra yeni doğan ço * cuktan farksız olmuştu. Aklı fikri otomobil sanayiine münhasırdı; ko nuşmalarının mrövzuunu da yalnız bu teşkil ediyordu, Bu mügş'!esna gecede misafirler, gene, üç saat olomobil Mmevzuiyle vakıt geçirdiler, Artık öotomobil fab rikaları hakkında kâfi miktarda fi« kir edinilmiş herkes de evlerine gitmek için hazırlığa . başlamıştı. Mühendis, sevimli bir tebessüm « le: — Aziz misafirlerim, dedi, eğer geceyi herhangi bir yerde geçirmiş olsaydınız, eve yaya dönmek mec : buriyetinde kalacaktınız, Fakat bur radan evlerinize hepiniz otomobil « le gideceksiniz. Misafirler sevinç içindeydiler. Ev sahibi atıldı: — Şimdi şoföre telefon edeceğim öotomobili kapıya gelirsin. Telefona gitti; ahizeyi alarak ko- nuşmıya başladı. Sonra bize. döne“ rek büyük bir iftiharla konuştu: — Bir dakika sonra otomobil bü« rada olacaktır; çok beklemiyecek « siniz., Garaja gidecek ve otomobi'i alıp getirecek,,, Evi garaja uzak de ğildir. ; t Mühendisin karısı: — Micky dedi, keşke şoföre söy" leseydin de garaja taksi ile gitsey* di., daha çabuk gelirdi. Mühendis: — Çok doğru söylüyorsun, dedi. bakım bü hiç de aklıma gelmedi. Tekrar şoföre telefon edeyim tak si ile gi_lsin. Ka Y v Misafirlerden biri: | — Böyle yapacağımıza evimize şoförün taksisiyle gilseydik daha İyi olmaz mı? Bu sözler ev sahibini hayrete dü şürdü, Daha doğrusu biraz düşün » dürdü. Lâkin, mühendis tavrını bozmadı: — Hiç olur mu canım? dedi. İn sanın otomobili olsun da misafir lerini taksi ile evlerine göndersin. Yok,. yök.. bu olacak şey. değil,.. Beklemeğe haşladık. , Yirmi dakika sonra telefonün z'a li işitildi, Konuşan şofördü. ne söy- - OTOMOBiL Yazan: MİCHAEL ZOSHCHENKO # lediğini bilmiyorum, Fakat mühens dis telâşla bize dönerek: — Soför, taksi bulamamış, dedi. ancak yirmi dakika yürüdükten son ra bir taksiye rastlamış; o da bü * zukmuş., şehre yakın bir yerden taksi aramasını söyledim. Misafirlerden biri konuştu: — Şoförün bulacağı taksiden İs * tifade etmemiz mümkün değil mi * dir? Ev sahibi cevap verdi: — Doğrusu sözleriniz gayet ma * kul; şoföre telefon edeyim; bula * cağı laksiyi doğruca buraya Bgetir * sin ve sizi alıp garaja gölürsün, Ba raj uzakta değildir, Bir dakika bile sürmez.. Garaja kadar gitseniz., Me sele halladıimiş demektir, Evet, İs garaja gitmekle,. Mühendis, şoförüne lâzımgelen İ- zahatı verdikten sonra bahis olo « mabilin bahşetliği kolaylıklara dö * küldü, Taksi yirmi dnkika sonra kapt daydı, Misafirler sokağa fırladılar, Bun lardan biri şöyle konuştu: — Kapıda hazır bir taksi olduk « tan sonra evimizden başka bir ye re gitmek gayel gülünç bir şey olur, Yahu!,, Bırakın da taksi ile eyimi » Çeviren; CEVAT TEVFİK ENSON ze gidelim, Garaja gitmekte mâna yok; vakit de geç oldu. Ev sahibi büyük bir sükünetle -e vap verdi: — Beni gayet müşkül bir vaziyes fe sokuüyorsunuz, Şoförü de uyandır dık; adam, bir saaltenberi sokakta faksi peşinde koşuyor. Garaja git menizi rica ederim, Misafirler, otomobile koşuştular. Fakat mühendisin şoförile taksinin şoförü yerlerini alınca, otomobilde ancak üç kişilik boş yer kaldı. Hale buki misafirlerin sayısı beşti, Mühendis: — Yazık!., dedi. Keşke iki taksi geliriseydik, Ne İse üç kişi taksi | le gitsin; iki kişi de burarla bek'es sin. Misafirler sustular, Ev sahibi söx aldı: — Bana şu daha makul görünü « yor, Taksiye binip garala gilmeniz« de ne fayda var? Şoför gider, arak bayı alır, getirir. Karısı iliraz etti! - — Hayıt.. olmaz, Ev sahibi: A üaldı e — Yazık!., Ne olurdu beş misafir miz olacağına üç olsaydı. Her şev yoluna girmiş olurdu, Durun baş « ka bir şey yapulim,, Misalirlerimiz» den üçü ile şoför taksi ile gitsin, Biri de gnraia kadar yaya gitsin, Yaya gitmenin kendisine düşe - ceğini kestiren bir misalir yavaş » çacık kapıdan çıkıp uzaklaştı. Evde dört misafir kalmıştı, Mühendis, — misafirlerini sayarak: — Şimdi işimiz kolaylaştı, dedi. Üç misafirle şoför taksi ile garaja gitsin., biri beklesin veyahut oraya kadar yürüsün. Misafirlerden biri atılarak: — Bakın! dedi, Sön tramvay gi « diyor, Zaman kaybhetmezsem yeltişe- bilirim. geceniz hayırlı olsun!., Büyük bit telâşla koşmiya başla- dı, Bir hayli koşluktan sonra da e« meğinin boşa gitmediği görüldü; iramvaya atlamıştı, Mühendis: — Kabahat kendisinde dedi. Bek leseydi otomobille gidecekti. Neyse şimdi hepiniz taksi ile garanla gide. bilirsiniz, Haydi yolunuz açık ol - sün İ, Şoför müteessir bir tavırla: — Nikolai Petroviç, dedi, Rica ederim, taksinin parasını vermeğfi unutmayınız.. bu sabah da taksi pa- rasını cebimden verdim. Ön iki rubleydi, Mühendis, şoföre parasını verir« ken mırıldandı: — Bu taksi meselesi epeyce pa - halıya mal olmrfa haşladı. Söze karısı karıştı: — Yaptığım hesaplara göre, take siler bize günde vasati olarak otuz rühleye maloluyor. Misafirler, şoföre başladılar: — Aman bizi doğruca eve götür garajdan vazeeoçtik, Başka otomobis le ihtiyaç yok;, Şoför vaziyetllen memnundu: — Evet, garajdan vazgeçsek da - ha iyi olacak, Geçenlerde birkaç misafirle garaja giltik. Bekçiyi u - yandırmak için tam bir buçuk sa - at kapıda bekledik. Otomobili ha - zırlayıncaya kadar da sabah olmuş- tu, Otobüsler işlemeğe başladı. Ve pek tabil olarak misafirler evlerine otobüsle gilliler, Taksi bizi sıra ile evlerimize gö: lürecekti, Şoför: — Şimdi mesele değişti, dedi; Sizi sıra ile evlerinize götürmek için tekrar yalvarmağfa ,taksiye verecek fazla, param yok,. İş anlaşılıyordu: Biran evvel evimize kavuşabilmek için adam başına beş rüble Ödersek yakamızı bu belâdan kurtarabile - ceklik ve öyle de yaplık. her devletin bir gemiye kendi İs. mini vermesinden ileri geçmedi. Bu harbin başlangıcında, Birleşik Devletler Amerikası devletlerin -| den North Dakota, Vermont .ıe Nev Hampshir — gibileri, ne bir — barp gemisine, ne de bir şehre İ. simlerini takmamışlurdı. Bunun sebebi ise, bu isimler, birer şehi ismi degil, hirer devlet ismiydi vğ bunların bu isimlerde — şehirle yoktu. Halbuki, gemilere verilen isimler, bir şehirden isim almış c« lan devlet isimlerindendi, Böyle « ce, Çincinnati, Şikago, Pensacola — gibi büyük şehirlerin isimleri, “a- ğır yahut hafif kruvasörler,, ge .- çen maritta Manillada batan Ashe ville gibi İsimlerdeki daha küçük gtemilere — veri!mişti. Bu küçük harp gemileri arasmda, yatlardan — korvetlerden ve salreden bozma sefineler de vardır. LA Birlesik Devletler Amerikası, kabul ettiği tasnife göre, tayyas Ye gemilerine, ya meşlitir bir har, bin yahut tarihi bir geminin isml — ni koyuyor, Ranger, Saratoga. Lexington gibi, Buradaki Sarato « ga bir kasaba ismidir. Amerikalır — İar, istiklâl harpleti sırasında,' 1777 de, bugün 13.000 nüfusu bi lonan bu küçük kasabada, İngiliz generali Burgoyne'u sıkıştırmışlar, teslim almışlardı ve bu sayede harbi kazanmışlardı, A Destroyerlere gelince: Bunla « | ra da, tarihi an'aneye göre İsim » — ler verilmektedir, Bu isimler, esa kilerden Şeref kazanmış zı.bıtlere gemicilere, yahut bahriyenin in , B N kişafına hizmetleri dokunmus o . — lan siyaset adamlarma izale edile — mektedir, Bu isimlerden biri “E;, ü dison,, dur ki, birden, iki mânâ — taşımaktadır. Bu mânâlardan bi . — risi, denizcilik ilmindeki — icatları ile nam bırakmış olan babayı, di- ğeri de, bugün, bahriye nezaretle rinde mühim bir ver işgnl eden oğlu kastetmektedir, ' Bununla beraber, destrüyerle « — rin, diğer bir hususiyeti daha var — dır, Bunlarda, inşa edildikleri sıx — rayı gösteren numaralar gur.ılur.ı Meselâ: 1 numara, 1898 de deni D Ze İndirilmiş olan “Bmınbrıdge,, v gösterdiği halde, o tarihten 1917 setnesine kadar, denize indirilen destroyerler 68 i bulmuştur, Büne — dan dolayı, onlarda 1 den 68 e — kadar numara vardır, 1932 den —— sonra İnşa edilmiş olan yeni des- iroyerlerin mnumaraları, 848 den başlar, Bu meshur amirallerden — birinin ismiai taşıyan Sims'dir. — 1937 de inşa olunan 409 numarn. hlısı, Alias ismindedir. Makak ) Tahtelbahirler: 4 Bunlar, evvelce, ya bir har[le, yahut Iıh' sıra numarasile isim a « hrlardı. Bugün Perch, Pike, Dol - phin, Salmon gibi balık isimlerile — addandırılmışlardız. Muhtelif ge - — rilere, aynız. başlıyan ke'i, melerden i**öke verilmiştir, İn « gilterede de buü cinsten gemilere, böyle isimler verilmektedir. Mayn tarayan gemıler, Rob'n, Cormorant gibi kuş isim'leri veri » hiyar, i Atölye gemileri, Vulcan, Pro » — metheus, Vestal gibi esatiri İsim. — ler alıyorlar, Kafile muhafızı gemilerin İstm- leri, tam Amerikalıcadır; Çayır gibi. 5 Tahtelbahir. muhafazasına me- mur gemilerin isimleri de, Hol » . land, Fulton gibi tahtelbahir mu citlerinden almınıştır, Tahtelhahir atölye Kemi'eri, A, merika sahillerinden Albemari, BİSCEWG gîl_u in!mlerdedır ı' Nehir muhafaza gemileri, bil « — hassa uzak Şarktaki nelıirlere mahsus maliyet zemileri, Birlesşik Devletler Amerikasıma ait müs » temleke adalarma İrafe edilmiş « lerdir, Mindanao, Luçon ve Tu « tolla gibi İsinler bunlardandır. Bunlardan Panay İsmindetği 1938 h de, Japonlar tarafından, yanlışlık- * la batırılmıştı da büyük bir gü « — (Lütfen sayfayı ceviriniz)

Bu sayıdan diğer sayfalar: