M TEMMUZ — 1942 ilim Sütunu ELNYANANYNUNUNZN NN Bugünkü sisin ovna İZANS muhasara edildi zaman duran bulutları » | »ın Tol oymadığını gördük, fakat sun'i sis, deniz, kara ve havada - ki ehemmiyetini o ancak birinel dünya harbinde kazandı. 1914 - da, Hintli süvari birlikleri bir mevi si mumlarımı tecrübe ettiler. Bu s's memları, bilâhre 1915 eylülünde Loos'da cereyan eden muharebelerde, bs- Ku kimyevi maddelerle karıştır'a. rak kullanıldı, Waamafih, topykün ede edilen neticeler momnuniyci veridi döildi, 1915 senesi sonlarmda, topla m- (ı'an sis mermileri zihinleri & var kurcalamağa basladı, Buhtelif tecrübelerden sonra bu usal sisle me, sonteşrin 1916 senesinde, ifk defa olarak Fransızlar tarafmdan kullanıldı. 2 i piyade kuvvetlerinin ile ni gizlemeli, karsı tara ş sahasını ki mermilerinin Arrasta öneli bir rol oyradıkları görüldü. Aras pnhurebesinden sonra xİx #wermileri süratle tekemmül ti, Ki bomba'arı, ve o piymic tüfeği | ermileri ayni tesiri icra edecek şekilde kazırlandı. İnzilieler 20 sonteşrin 1917 se. inde, Kambrede sun'i sis kul » landılar, 1918 de Alman kıtaları vis mermileri kullanarak büyük bir taarruza geçtiler, Almanlar 20 kilometre derin ve 80 kilomtre genisliğinde olan bir sahaya dört saat ve yirmi dakika mermi yağ » dırdılar, Husule gelen sis o d? reec kalmdı ki bütün malzeme ve Wtalar içinde kayboldu. Amerikalılar, Ağustos 1918 de Nenville sur Ressonda kıta. ve tankları six perdesi altnda ileriye sürdüler, EyMi 1918 sene. #ndeki Arson taarruzu kıtalarm hareketlerini gizlemek için muz - yam bir sisleme Bareketile baş * sta, Santi sis Avmtorya ve İtalya bududunda büyük mikyasta kel lanıldı, Avusturyalılar Piavedeki muharebele, mehri aşmak için sis ve kimyevi maddslere müracaat ettiler. Büin Piawe çukurluğu yirmi metre kalınlığında kalın bir «is tabakası ile kaplandı. Sabahm tahil wii ve barut dumanları, sun'i sisle birleşerek nehir üzerin. de olup bitenleri Mentellede, sa Serena ve Nervesada astılar, Birinei umumi barpte sun'i si « sin denizle geniş miiyasta kul . lanıldığına şahit olduk, Almanlar, £kajerakta şöhret bulan sisleme « yi muvaffalıyetle yaptıkları gibi, sarki İngiltere sahillerine karşı yapılan hicumlarda da kullandı - , İngiliz behriyesi, harp gemi. lerini, denizde atılan duman bom balariyle ve sis neşreden ufak hu. susi gemilerle gizledi, 1916 sene- »i sonunda ticaret gemileri, Al. man deniz altılarından korunmak için suni sis neşreden Âletlerle teç hiz edildiler, Karada olup biten leri tayyarecilerin gözünden sak « lamak icin sis bombalarmın kullan nılması bu devreye tesadüf eder, 8IS elde etmek için baştıen mad. Öwler şunlardır: Umumi harpte biytik mikyasta beyaz fosfor, kömür, silisyum, ka Dy ve titan gibi tetraklörür bir - leşmelerinden, aynca asel süllü » rik anidrid 808 ve tiyonilklerid S0CI? karıştrılmasiyle meydana gelen sisler, ve 1918 den itiba « ren egzakloretan ve flvorasid stil, fürik, ballanrldı. Bu maddeler, bir leştirilmelerinde ve havanm rütu. bet deresösine göre muayyen ka- Hınlıleta sis neşrederler, Fn çok meydana getirmek iktidarında 0 » lan kimyevi madde beyaz foso run yanmasından husule gelen f0$ ferpentoksiddir, Bis meydana retirmek için kul. lanılan vasıtalar dört kısma ayrı - lshilir: 1 — İki kilodan bes kiloya ka: dar olan sis mumları, Orduya men sup bütün birlikler bu mumları ko laylıkla kullanabilir. 2 — Sis yapan âletler: (mayi halinde olan maddeler, presyonlu hava ile (tazyik edilmiş olan bu hava, bombalar içinde taşınır) ha. vaya gönderilir, Bu modern âlet- ler burünkii ordularda kullanıl - tadır, Sis'n havaya Üflenme kullanı'an tipg göre, on veya | otuz dakika silrer, bazan yarım &a bU gecer, 4 — Sis neşreden nakliye vesa iti: Bunlar, hareket halinde dahi sis koyuversbilirler. 4 — Toplarla atılan Sis mermi. leri, San'i sis. hususi el bombalarile elde edildiği gibi, tanklarm ve kamyonların eğzoz (o borularından da temin edilir, Denizde ise, su üzerime atılan ve yüzen cisimler, veyâ Zemilerin bacalarından meydana getirilebi « lir, Karada kullanılan vasıtalar » dan da istifade edilebilir. Tayyarelerde bulunan husnei â İetler, birkaç dakika içinde, otuz kı Metre yüksekliğinde bir »is kordelâsı meydana getirirler, Tay. yare saniyede yüz veya yüz yirmi metre katttiğinden sisin husule gelmesi için kimyevi maddenin bü yük bir sliratle Ve çok mikyasta havaya pompalanması İcap eder, Bundan (dolayı, tayyarelerde pek çok fazla sis ihtiva edebe , **k mahfazalar ve sisi havaya gönderecek geniş ağırlı boralar vardır, Elde edilen tecrübeler, sUN'İ sis yapmak için iki çesit sulu madde Sullanıldığı zaman, egzos bom larmda madeni boru ile temas ne Ücesinde borunun tıkandığı Kö . rülmüstür, Bunun için, yalnız hava İle temas neticesinde bulut hasu. le getiren tek maddeler kullanıl. maktadır, Sun'i sis, tayyareler ta- rofmdan bazan isaret olarak kul . lanılmakta ve taktik bakımdan e bemmiyetii bir rol oynmaktadır. Perde usule getirmek İçin, si- sin havada dağılmaması ve perde gibi yere düşmesi Hzrmdır. Tay « yare, sis husule getiren mayi, borudan koyuverince, tayyarenin #lirati hesaba katılmalıdır, öyle ki mayi, yere doğru smadi olarak dalması ve dağılmasın, Aksi tak 1885 yılinın 6 birincileşrin saba, hu iytaiyinmişibir delikanlı; S.s 1 3 nci mıntska poliş büşko, miserliğine müâracast ederek öfere disi, piyade bayraktarlığından mi» tekait Mark İvanoviç OKiysuzov'us katledildiğini bildirmişti, Bu ihbart yapan delikanlının yüzü son derce» solgundu, o kendisi müteheyyiçti, Elleri titriyor ve gözlerinde dehşet okunuyorda. ğ ( Başkomiser ona: — Kiminle müşerref oluyorum? diye sordu, — Kiyarrov'un kâbyası, Psekov, Ziraat mühendisi ve mekanisyen. Psekov ile birlikte vaka yerine gelen başkomiser ve şahitler, şu har susalı müşahede etmişlerdi, Kiysu* zov'un olurduğu küçük evin önünde büyük bir kalabalık (o toplanmıştı. Katil haberi, yıldırım hızıyla ber tarafa yayılmış ve bayram olması münasebetiyle büttin o civardaki köy halkı eve doğru akın elmiye başlamıştı. Dehşetli gürültü vardı. Şurada, burada gözleri ağlamaktan kızarmış yörlere rastlanıyordu, KI, Yauzov'un yalak odasının kapısı kapzlı olarak bulunmuştu. Anahtar da kapının İç tarafında kalmıştı. Psekov, kapıyı muayene ederek? — Anlaşılan, katiller odaya pen. cereden girmişler, diye işaret etti, Yatak odasının penceresi bıhçeye ordu. Oraya gittiler, Pencere Katanlıktı ve mes'um bir manzara errsdiyordu. Rengi solmuş yesil perdeyle kapatılmıştı. Perdenin bir kenarı hafifçe kaldırılmıştı. bura dan içerisini görmek kabil oluyor du. Şi: Başkomiser: — İçinizde hiç kimse pencere den içeriye baktı mı? diye sorda, Kolığından mfetait başçavuş ok duğu anlaşılan, aksaçlı ihtiyar bale çivan Yefrem: — Hayır, bevefenei, Korkudan dizlerimizin bağı çözülüyor, bak- mak kimin aklına getir! diye cevap verdi, , Başkomiser pencereye bakarak: — Ah, Merk İveniç, Mark İvaniç! diye içini çekti, Bu işin sonu olma, dığını ben sana söylemiştim! Sör- lemiştim, zavallı dostem, lâkin di;* eğimi. Sefahatin sonu felâket, tir Psetov: — Yefreme teşe Koreumuz » dur, dedi, o olmasaydı, aklınıza bi- le grlmiyecekti, Panda bir kurt yeniği olduğu İlk defa onun aklını f ve üirde havada bulut © hasule gelir ve hiçbir fayda temin etmez. Meydana getirecek olan mayller, bu sebeple ayarlanarık muayyen bir tazyikiç depoları doldurelur, Havada en çok kullanılan ve sun'i sis yapmağa yarıyan maddeler şunlardır: titantetraklorit, amon . yumpontak'or!d, ve Üyoniklerid. 1918 denberi bütün devletler suni sis üzerind, ehemmiyetle du. rorak terak&iler kaydetmişlerdir. Versay muahedesi mweihinee, 100 bin kisiden fazla bir orduya ma - lik olmamağı mecbur edilen al » manya sun'i sis üzerinde bilhassa durmus ve (o İhtisas kazanmıştır. Bu yüz bin kisik ordunun topu yoktu ve bu Alman ordusu, düş man İopçusunun ateşinden sakın. mak için san'i sis kullanmak mec. buriyetini duyuyordu, General Fon Tayzenin, “Malzeme ve manevi - yat,, isimli eserinde bu taktik bil hassa tetkik edilmiştir, Alman or. dusu bu sebeple hususi sis birlike leri teşkil etti. Bu sis birliklerinin teçhizatı muhtelifti, Alman ordu sundaki sis birliklerin'n silâh ren gi borde kırmızsıdır, Bu sis bir. Ukleri, Polonya, Fransa ve Rusya harbinde en kuvvetli istihkâmları ele geçirmek için çok büyük bir rol oynamışlardır. Birinci umumi harple, her ordu sisi kendi hatlarında kullandığı Fakle, şimdiki harpte, tanrruzda kullanmaktadır, Tarassut mevki » leri, müstahkem mevkiler, top ba tarya mevzileri sis birliklerinin ta arrüz hedefleridir. Düşman ateşi n'n isabetini körleten #em'i sis, ta. arruz eden kuvveti himaye ede » Tek, pek nz bir zayiatla düşman mevzilerini elde etmeğe yaramak» tadır. Donanma, bava ve denizaltı taarruzlarmdan korunmak için si *€ müracaat eder, Büyük harp ge milrine yaklaşmak istiyen ufak harnte dığı rol harp gemileri de sun'i sis saye » sinde İlertiyebilirler. Büyük sayı. da ulak harp gemileri, büyük harp gemilerine yaklaşmak için #ritik ateş mmtakasmı aşmağa muvaflek oldukları takdirde çok büyük bir tehlike teskil ederler, Bunu bitta bi sun'i sisle elde edebilirler, £a giliz donanmasının ağır zayjala ramasının sebeplerinden biri İngi izlerin de itiraf ettikleri gibi suni sistir, Kara harekâtmda, muayyen bir hedef sislendirilirse yalnız © sa. ha sislenmemelidir, Zira düsma » nm dikkatini celbeder ve düşman topçusü steşini 6 sahaya teksif e- der ve o beklenen neticenin aksi elde edilir, Bundan dolayı gizle - necek olan arazi sahasısm beş al, tr misli arazi sislenir. Ve düşman ateşini dağıtarak rasgele, nişan al madan afeş eder, Sun'i sis her zaman elde edile mez, Bu nmeliyede muvaffak ola bilmek için sisin devamlı bir şe kilde husule gelmesi sarttır. Hr » va tazyikli, rüzgürm istikameti ve sürati, rütuhet derecesi ve harnret | müsait olmalıdır, Saniyede beş metre esen riizsâr suni sisi dağı » | fır, Hiç rüzgâr olmadığı saman 8is havalanır ve tabii hiçbir neti » ce ekle edilemez, Sis amudi ola rak havalanır ve etrafı kaplamaz, Böyle bir vasiyt karşımda pek | çok malzeme Kullanmak icap e » der. Müdafan © muharebelerinde, sis perdeni mevziinin önünde bu - Tunmalıdır, Rüzgürm hangi İsti » kametten eseceği bilinmiyeceğin - isveç kibriti Zabıta hikâyesi Yazan: A. ÇEHOV Rusçadan çeviren: SERVET LUNEL pebli. Bu sabah bana gelerek! “Bi. zim efendi niçin bugüne kadar Y*» tak odasından çıkmıyor? Tam bir hafta görünmedi!., dedi. O bunları söyler söylemez tepeme bir topuz yemiş #ibi oldum... Kafamda hemen bir fikir parladı... O, gecen cumare tesi BÜDÜNCenberi görünmedi, hal buki boğün parar! Yedi gün, şana mı bu! Bakemiser, yine iç çekti: — Evet, zavallı... Zeki, arif, iyi kalpliydi. Sözüne sohbeline doyum olmıyan bir cemiyel adamıydı, Fa“ kat, Tanrı taksiratımı affetsin, selt hata düşkündü! Ben böyle bir şeyin vukuanu bekliyordum! Bunları söyledikten sonra sahile lerden birisine hitap ederek? — Stepan, dedi, derhal karako. ia koş ve Amdruşkayı polis #mirine gönder, vokayı arzetsin. Mark İvaniç katledilmiş, dersin! Oraya gitmiş ken benim müsvine uğra, meye gel miyor? Söyle hemen gelsin! Ken. din de imkân olduğu kadar çabuk nöslantik o Nikolay o Yermolayiç'e git ve ona söyle buraya gelsin! Dur ben ona mektup yazayım. Başkomiser, evin çevresine nöbe'e çiler dikti, müsianliğe mektup yös- dı ve kâbyanın odasına, çay içmi- ye gili, On dakika sonra tabureye oturmuş elindeki şekeri azar azar ve alaş #İbİ meak çayı yudum yu. dum içiyordu, Psekov'n hitap ederek; — İşle böyle. diyorda. İşle böyle... Asilzade, sengin adam, Pu'w kin'in tabiriyle ilâhların sevsilis., denilebilir, halbuki | meye yaradı? Hiç! İçki içiyor, sefahat sörüyordı ve,. İştet Öldürdüler! İki sawt sonra müstantik kendi #rabasivle geldi, Nikolay Yermolr. yiç Çubikov (müstentiğin adı böy- leydi), uzun boylu, takmaz, 60 yay larında bir adamdır. Çeyrek asır. danberi kendi sahasında mücadele elmektedir, Bütün kazâda namus'ı, dürüst, zeki, çalışkan ve İşini se, ver bir adam olarak O fanınmıştır Vaka yerine, onunla birlikte üzün boylu, 26 yaşlarında bir genç olan daimi yol arkadaşı, muavla ve kö. tihi Dökorskiy de gelmişti, Çabikov, Psekor'un odasına gis rerek ve aceleyle herkesin elini s- karak? — Sahi mi, baylar? diye söylene di. Sahi mi? Mark İvanii? Öldür. müşler, ha? Yok, bu imkânsz? İm kânsız! Başkorniser, İçini çekerek: — Öldürmüşler işte... dedi, — Aman, yarabbi! Lâkin Ben onu geçen cuma günü Tarabanoy- kada panayırda gördüm! Beraber, affedersiniz, vodka içtik! Başkomiser, yine içini çekdi: — Öldürmüsler işte, Maktule sexllar, #ehşetlerini Hps deettiler ve hirer Bardak cay içtik. len sonra maktulün evine yollandı" lar, Komiser musvini balkı dağıtma. ya çalışarak: — Yol verin! diye bağırdı. Eve girince müslantik, evvel emirde yatak o oflasının. kapısıyla weşgul oldu. Kapınm çim ağacip- dan yapılmış olduğn, sarı yağlı bo Ya İle boyanmış bulunduğu tes'1 edildi, Bırada İşe yarıyacak her. hangi birşeye ras'lanmadı. Kapıyı kırmıya besladılar, Epeyce «firen çatırtı, patırtı ve gürültüden sonra kapı, balla ve marandoz kalemine mukavemet e demiyerek açılıncs, müstantik: — Taylar, Iş! olmıyanların bura dan gitmelerini rilen ederim, dedi, Bunu işin selâmeti için rica ediyo- rum, Bay komiser, içeriye hiç kim, den ona göre tertibat almalıdır. Fakat şunu ünütmamalı ki sun'i tisin havaya karşı da yani tay - yarelere karşı dn müsesir olması için kalm bir sekilde husule gen tirilmel!dir, Sun'i sisin istikbalde çok duha büyük bir ehemmiyet kazanacağı muhalkaktır, Bütün devletlerin ordularmda buzün hususi motorik xe wis birlikleri teşkil edilmek , tedir. Amerikali: general Fries, suni sis hakkında sunları demiştir. “Sun'i sis bugünkü ve istikbakle « ki maharebelerde çok biyik bir rol oynıyacaktır. Görünmeyen bir düşman görünen düşmandan çk daha tehlikelidir, Suni sisin, elde taşınan mumlarla elde edildiği gi. bi ağır top mermileri İle elde edir lebilmesi, yarınki harplerde ne de, ree mühim bir rol oynıyscağını gösterir. Sisi iyi kullanabilen or » dularm şimdiden harp sahaların » da muzaffer olabileceklerini çe » kinmeden söyliyebilirir.,, Sani sisler umumiyetle beyaz renktedir. Koyu menekşe gibi renki; sisler de yapılmaktadır. Renkli sis husule getirmek vor bir mesel, değildir, Alman ordusu bozün beyaz six kullanmaktadır. Sun'i sisin bugünkü harpte büyük Lir rol oynadığı muhakkaktır, Bu günkü barbin tarihi yazıldığı za man suni sisin, kullanan taraf için zafere ne derece tesir ettiği anla. gilseaktır. seyi sokmayınız! Cubikov, muavini ve Başkomiser, kapıyı açtılar ve cesaretsiz adımlar. Ta birer birer yalak odasına girdi. ler. Karşılaştıkları vranzara şuyde, Odanın Kiricik penceresi Bnfnde, kocaman kuş tövü yalskla büyük a ğnç hir karyola duruyordu, Erilmiş yatağın Gstünd:, o buruşukbir Baf. taniye vardı. Rasma kılıfı ve öte. ki eşyalar gibi buruşuk yastık yere düşmüsin Feryoln #nlindeki küçük masada gümüş ant ve yirmi kap'k Kıymetinde #fimfis nara duruyordu Yine burada kükürtlü kibritler va ©, Yalak odasında, karyola, ve bir Iyadinn Başın asya tu, Post ». Farvnin altına Enes orna onbeş yirmi tene bnş şişe, eski bir hasır oşapkı bir hinlik vodka nördü, Masanm altında tortu, tek Bir çizme vardı. Müstan. tik odayı gözden geçirdiklen sonra kaşlarını çattı ve kıpkırmızı kesik di, — Sefiller! dive homuranırken yumruklarını sıktı, Dükovekiy, yavaş Bir sesle: — Ya Mar İvaniç nerede? diye An EM Çabikov, Kaba bir sesle? — Riea ederim o verifeniz ölme yen şeylere Kârişmayinır! dedi, Yeri tetkik buyurunuz! Sonra başkomisere hitabeerek: — Müstantik hayatımda Ikinel de. fa böyle bir vakayla karşılaşıyorum 1870 te de aynen böyle bir vakn olmuştu. Siz herhalde hatıriryacakı sınız... Tüccar o Portretor'un katl Ornda dn böyleydi. Sefiller, heri öldürüp pencereden kaçırmışlardı dedi, Çubikov, pencereye oyaklaşi: perdeyi ken» çekti ve hafifçe 1'i. Pencers açılar, ni vah ba. — Hemen açılrerdiğine göre ka pah değilmiş... Hım! Pensere çi- kınlısında ayak İzleri var Görü musunuz? İşte diz izleri, Biriş O laraftan çıkmış. Pencereyi iyice tik etmeliviz Dükovskiv: — Yerde mühim biç bir sey g rünmüyor, dedi, Ne bir leke, ©e bir çizdi Yal»ır. xenmes bir İsvez kibriti baldem, İşte kibrit! Hahrla, dığıma göre, Mark İvaniç cıgara igmgzdi; vatak nğasndayan İsveç kibeiti değil, kökün kibrit ke #nıcitı, Ru kibrit hir öpen verebi. tir... (Devamı var) d- Bir marşın ellinci yılı ören Marşı, bir Fransız imerş- ama Yyulmız Fransa hüdulları içerisinde kalmamıştır, Rİ sene İ denberi bu marş dünyazın bütün orkesiralarında çalınır, Bestekân Lwi Gan isminde bir Fransızdır. Loren marşı 1892 de beslelens olduğunu göre elli yaşını Bu münasebetle Fronsız gazele bu marşa dair faydalı ve hoş birtan İkim yazlar yazıyorlar, Lal Gara, ).oren marşından başka Zalerbabası isimli başka bir marşın da bestekârıdır. Büyük musikişinas bu bestesinin telif bakkını 100 franga yani bizim O paramızla beş lruya bir kitapçıya salonş, kitapçı bu marştan iki milyon nusha basa rak on binlerce lira kazanmıştır. 1892 de Lai Gam bir musiki mü. sabakasına mümeyyiz olerak Nensi şehrine çağırılmıştı, Sehrin yüksek memurları ve İleri gelenleri besi kârdan Nansi için şen bir marş yazmasını rica ettiler, Lai Gam ertesi gün şehir kütüphanesinden eski bir Loren şarkısı buldu bu şarkı üzerinde Kkemen o çalısmağa başladı, Bestekir bu şarkıyı nasıl hazırlan dımı şöyle anlatıyor; “Eserim baştan aşağı O Nanside hazırlanmıştır, Arkadaşlarımdan bie ri, general Tomanın oğlu beni ev lerine aldı, marşı orada O bestele dim ve arkadaşıma iihnf ektim Marş ilk defa olarak 5 baziren 1899 de, Fransanin onsekizinel idman bayramı münasebetiyle o vakiş cBni. hurreisi olan Sarı Karno'nun önün de çalındı. Loren marşı, yalnız Nansi marşı olmakla kalmadı, bütün Pransuyu yayıldı; hattâ Fransa sınırlarından dışarıya da çıktı, TOO de Avus, turya Maaristen Bökümeti 7 nci muhafız alayına yürüyüş marşı ol. mak Szere bu eseri seçti, ve Viyana yıllarca bu meğmelerrle çınladı, Japon tehlikesi karşısında Seylân Süveyşten Nadrasa ve Kalkülsya, aynı zamanda Avustralyaya doğru giden yolların kavşak noktasında btlunan Seylin' sdasr bir tataflan bu yolları koruyan diğer taraftan Conubi Hindistana müteveccih iv (lâ yolunun o kapılarını kapayan müstabkem bir nokfadır. İngilizler yerleştikleri yerlerde, donanmaları nın hakimiyetinden emin ve bü nunla mağrur oldukları için yalmz ufak inhkimala kiymet vermişler, bunun haricinde büyük inşaat yap” mamışlardır. Fakat son senelerin hüdisatı İngilizlerin gözünü açtığı için bürada gcmi kafileleri için kullanılabilir bir üs yapmaya ça, laşmışlardı. İlk yapılan iş Trenkomal! heva ve deniz üssünün İnşası olmuştur. Bugün bu deniz ve hava üssünün korunması Malezya ve Birmanyada ki o muharebelerden ehemmiyetli dersler almış olan Amiral Layton ve general Povnaliye bırakılmıştır. Trenkomali üssü 1939 da çok modern bir hale konmuştur. Bura, ya sarfedilen para 2,5 milyon İng” Ma Urasıdır ki bü rakam Singapara sarfedilen 20 milyon İngiliz lirast yanında pek mütevazı kalır. Seylinm faydalı bir üs olabilme, si ihtiva edeceği gemi miktarını tabi bir iştir İngilizler bu enir üssünü korumak için Bugün Akde- mizden, Atlantikten yehut Sini denizinden takviye gemileri gölire" bilirler. Bu üsler bu adaya pek w zak sayılmaz, çünkü Japon sahile, ri de adadan 1230 mil uzaktadırlar. Yalnız Japonların Singapurda kır rulmuş yeni deniz üsleri varsa © vokit mesele biraz değişir Zira Sin, gapur ile Seylin ancak 900 millik” tir. Eğer Japonlar bu adaya bücüm edecek olurlarsa burada da Malezya da kullandıkları tabiyeyi kullana" caklardır, Trenkamsli 0550 adanın şimalişarktsindeğir. Ağanın bn sa, hili içerisinden geçilmesi çok müş kül ormanlarla kaplıdır, Adayı mü dafaa etmek için ormanlar ve te, peler arasında tebâit edilmiş mim takalnar karşı yollar açmak ğa dır. Bu bugün adanın emniyetin. den mesmi olanların ehemmiyetle zerinde duracakları bir mesele ols sn gerektir. Seylân zengin bir adadır, Çav ık, pirinç ve madeni Yağ! adanın servetini teşkil eder.