| Kamil Flâmary onun yüzüncü doğum yılı BIR KRAL TORUNU Kamil Flâmaryon, 77 yaşında, genç ve güzel bir kızla evlendi! ve hayatının son yedi senesini, tatlı bir balayı içinde geçirdi KAMİL FLAMARYON'UN SON AŞKI Kamil Flamaryon, bütün dünya. © #a olduğu gibi, memleketimizce de $ok tanınmış bir âlimdi, Onu, biz “Sema hilgisi,, ne a eserlerin den, fikirlerinden ziyade “insan - İkrın ruhlarla temaslarına, , dair or taya attığı naziyeleri, teerübele. ? “yle tanıyoruz, , Hattâ, üstad Hüseyin Rahminin ir yomanmda bie, Kamil Flamar- Yondan çok akisler var, “e Fransız gazeteleri, 1925 sönetin- İç ölen Kamil Flamaryon'un, bu 924 sensinde 100 üncü doğum yıl. ümünü kutladı, O, 1842 sene. *bda doğmuştu ve 83 senel İ Vutmı, semayt tetkikle, binlerce Idızm hâreketini tesbitiyle se- Virdi Ve Astronomi ilmimi, halkın Winyış (o seviyesine indirdi, Bu ? “Paya ilme hizmeti pek büyük- Kamil Flamaryona, Astronomi © Bikem, bilmeden anası aşıladı, Ço- tuk, beş yaşmda iken, bir gün, #üneş tutuldu, Annesi de, onun kımı, bir kova su Üzerine eğerek *em hâdisesini ona seyrettird. Ço- “uk, bu garibenin © kader tesiri titinda kaldı ki, çabucek, yazmd- Y okumayı öğrendi ve Astrononu Ye dair kitaplar okumağı başladı, Altt yaşımdayken, bu ilme ait, Vİr- Bİ eğitlik bir de kütüphanecik vü de gtirmizti. Kbeveyni fakirdi, Kamil Flar. d , daha pek küçük yaşta, ma- “EN oymaaılığı çıraklığı ediyor, al» * ZI gündeliirerle ev #öğimin, yar m ediyordu. Geceleri ise onuu İu, sastleree gök yüzünü, yıldız'a. "1 seyrediyordu, İ 16 YAŞINDA 16 yaşıma kadar, gündüz işinde #ecş Astronomi tetkikerinde o ka: dar yoruldu li, bü yüzden yatağa Üiştü, Getiren doktor, hasta Weujğun başı ucunda bir defter gö. terek, göyle bir merekla eline aldı, Yaprakları çevirerek baktı, Sonra, İsfteri dolduran yazıları, şekille. İ re dikkat edince hayretler içnde kaldr, Bu on sitı yaşındaki hasta © Seuk, Asteonomiye sit bir eser (5 Karalamıştı. Haltrki zamanım © k bilyük Astronomi #limi Löverriye © e, onun dostu idi, ik Doktor, ğu, daha dikat © tedavi ederken, defteri de P bulman dostuna gönderdi Bular Meontiny.Lö-Rua” Yarlardı, Aradan çok zaman geçmeden, defterin tesiri kendini gösterdi Kamil Flarmayon, Paris Tasa #eeine Astronomi talebelİğine kü» bul edilmişti. Çocuk, tahsilini çabucak bitird' Ye gazetelere, mecmiutlara, haiz anlayış söviyesmde, ilmi yazılar Yazmağa basladı, Löverive ise, İlm haysiyeti güden bir adımdı. Talebesinin böyle hafif yazılar yaz Masmı beğenmiyor, kmayordu, Fa. Maryon, kocasının tekdirlerinden hasnmk rasathaneden ayrıldı ve Ayrılırken dö, Astronomi ilç bi Önha uğraşmıyacağını söyledi; fa. kat dediğini yapamadı ve yirmi ya. *mda daha şöhret kazanmıştı, Kam; Flarmayon'un yirmi ya. #mda neşrettiği "“meskön cihanla. rm eokluğu,, isminde yazdığı öseri, derhal birçok lisanla tercüme e- di'di ve tiyatro Jocalarında, kibar #lonirnda bile elde gezen bir ki tüp oldu; güni bu eserin, bir ta raftan edebi bir kıymeti vardı di- Her cihetten de, ilmi meseleler, &cik kolay anlaştlır izahlarla an. atılmıştı. 55 FSER Kamil Flarmayon tetkiklerine de. Yam ediyor, eserlerini birbiri ax kasmdan Böşrediyordu, Bunlar, Münyanm Her tarafında, tercüme *diliyor, muharririni tanrtıvordu O, hövlece 58 eser yazdı ve cihana Tam duvurdu, Napoleon, Pas. *ir, nasıl dünynm ucunda bucağın. i biliniyorsa Kamil Flarmayon da, şöhrette onlardan geri kalmt yordu, ' Ba âlim, hayatım sonuna kadar zekâ coşkunluğunu, hes'enini ve 85- vemliliğini kaybetmedi. Garibi pi ki, başkalarının artık çöktükleri Wir yaşta, en büyük aşirmı yaşadı: ve 77 yaşında genç, güzel bir kızla evlendi, FEŞİNCİ KAT KOMŞUSU Kızın ismi, Gebriyel Rönodo idi Boyar saçları, zeki başı, bir çe. lenk gibi çevrelediği bir yaşta, bir dairesinde oturduğu O hinanm merdiveninde, mektebinden dönen Gokuz yaşmen bir kıra rastlıyordu, Sevimli kıza tebessim <diyor, ba. zan da takdıyordu. Ona, uslu ve çalskan bulunduğu günlerde oda sma girmek müsaadesini de işti, ver. Kız, âlimin gözü önlinde, sene den seneye vücutça, bligice deği. şiyor, güzelleşiyor va kıymetleni - yordn. Ona, ilmi ve fenni b Terden baksediyor, önün yet ne dikkat ediyordu, Kızın ebeveyni üç hafta aralıkla ölünce, Kamjij Klarmayon, ona da. ba çok bağlandı, Kizm tahetini : € ” yarim ediyor, pazar günleri de bir rasathane vücude getirdiği şa. tosuna gZetirliyor, ona Astronomi öğretiyordu, Gahriyat, Franeada gazeteciliği tesis etmiş olan Teofrast Rönodo dn zekâsmı tevarüs edtiği için, sabucak parladı ve 18 yaşmda ji. mi makaleler yazmağa basladı; fa. kat bunlara, kendi imzası değil, Klarmayon şmzasm: atıyordu; çin. kü hocasma vekület ediyordu, Ka. mil Flarmayon, mecmualara, ga. zetelere yazı taahhüdünde bulun. miğtu, Kendisi başka seylerle mefgul İken, onun yerine, kız yaz hanrliyor ve yerlerine gönderi. yordu, Gatriyel, böylece, kendiliğindez Klarmayonun kitibesi ve yaz: ürkt daşı oldu, 1918 senesinde, kerisi #lünce, talebesi ve sonraları fikir ortağı oln ba kızla evlendi ve öm- rünün son yedi senesini, tatlı bir ini ayı içinde geçirdi. Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Umum idaresi ilânları Muhammen bedeli 1389? on (üç bin sekiz yüz doksan Hd) lira 14 (on sekiz) kuruş olan 3799 adet muhtelif ebatta adi menteşe İle 52000 ndet mühelif ebatta sağ ve sal gütme menteşe (16 haziran 1012) salı yünü sant (16) on ulteds Huydarpaşada Gar binası dahilindeki komi yon tarafından kapah zari usulle satın ainmesktır. Bu işe girmek Holi enlerin ADSL (bim ker bir) İla SE (doksan iki) Kuruşluk muvakkat € wi muhtevi sarflarmı ğine vermeleri Mzumdır, Bu işe ait şaranmeler komisyondan parisiz olarak odağıtırimak tadır, (6023) Onüriye ii kala — 1 Kısa boylu, güs'ü kuvveti gö “ünüşlü adam lckantaya girdi, O- turacağı masaş herön kest oraya doğru iler' pa çıkardı, oturdu. t hewn Yine kalktı: Şap iyi asılma, muştr. Başka civiye asmak Oradaki şapkalardan ik oturdu, İk i 4 düzeltirken 'anarak sandalyasında yerleş- Fukat yine rahat edamedi, Ma- sayı Salladı, düzeltti. Üzerindeki çiçek vazosumu kaldırdı, biraz ileriye koydu, Sonra yemek lis- ie vi vi Ke e gezdirdi. sâkin 3 in. duramıyordu? Listeyi bıraktı, ceplerini ue ir, fakat bir gey çukarmadı Nihayet gürsonü çağırdı, ye- mek ısmarladı, Sonra vine göz. erini etr Ja gezdirdi, Yanda “a'vadı bir güzele vardı. Orada birisi e olacaktı. Aldı, bak zazete tam ortüsn dan katlanmamıştı. Düzelti, tek. “ar oraya koydu. Biraz ötedeki bir zanlardan biri — ek Drummond arkadaş sark Ne tuhaf adam! dedi, Sales zibi, ama sarhoş değil her hatde, Ardadaşı Kartrâyt: İLİN — Evet, dedi, Tam bir gi ipi, Fastalarım arasında böy'e eriyle çok karşılaştım, — Sinirlilik de ne demek? İn sinirliyim ama kendimi tutarım. — Öyle deme, dostum, Sinirli- İlk nedir biliyor musun sen, GE, »sleri yatağından kalkıp bahçeye cıktığın, dolaştığın oldu mu? Yoksa, hastalarından biri gibi, veee arslan hücumuna uğrıyaca ğını vehmeğerek soküğa çıkmak. sinirli hastalarımın başından geçenleri, o anda hatır “wabildiği kadar anlatıyordu. t, kanunun tayin ettiği venikalarin teklifleri yar gün saat (15) on Başe kadar komisyon reis —— ayla tiksinerek elimizden attığımız nesne eskiden bile insarjık için çok faydalı bir şeydi, fakat bu gün adetâ bir asalet payesi ka- zanmıştır, Harp bugün toprak. tan nasırlı elleriyle ekmeğimizi çıkaranların, o İbtidai maddeleri bulup çıkarmak için toprak üs- tünde ve altında alm terlerinin ve hayatlarınm bahasma çalısar mütevazı insanlar, şeref mevki, ine çıkardığı gibi kemiği lâyık olduğu derecede yükseliti, Bu gün kemik, kömürün yanıbaşmda yer almiş ilk madde kaynaklarm. dan birisidir. Bugün kimyager dediğimiz «sri sihirbazın stye- sinde öemiyetin en güzel ve kibar kadınları yüzlerine, eskiden ha- kir gördükleri kemikten yapılmış kremi sürmekte tereddüt bile viyorar, Şuhalde cemiyet asır. lardanteri Okemiğin kıymetini takdir etmemek, onu köpeklerin gıdası yahut süprüntü tenekesi pe atılacak bir pislik farzetmekle büyük bir hata İşlemiştir. Ke mik nankör bir canir olsaydı vaktiyle kendisine yapılan haka- retlerin bizden öcünü almağa kalkardı, fakat o, bügün böyle bir şey yapmıyor, yaptığımız fe- nalıklara Sonsuz iyiliklerle muka, bele ed Yokluk - anlarında yardımımıza koşan bir iyilik şânlığın en büyük yardım © olmasaydı acaba bu miz na olurdu! Genç ve güze) kadın; kullandı, İ ğı kremin, bir kemik o parçasın dan yapılmış olduğunu öğrenin. VE 12 ye iki kala! Arkadaşı dilşünceli durdu, sonra: — Peki, ded, bütün bunların #ebebi ne? Çok çalışmak mı, yok, sa bilâkis az çalışmak mı? — Bun'arın ikisi de sinir has talıklarınm âmilleri arasındadır. Fükat ekseriya başka âmiller vardır, Meselâ, şöyle bir vaka ol- muştur: Babaları odun keslei © inn iki Alman çocuğu, evde fena yetiştirilmeleri yüzünden, baba. larının odun kesmesini adam Öl dürme işine benzetmişlerdi. Çün sü rur'arında onları fena şey”? sk ükliyen bir inhiraf olmuştu. Bu çocuklar bir gün “adam öl- dürme,, oyunu oynuyorlar, Bü. Yük çocuk baltayı kaldırıyor. Yerde yatan arkadaşınm üzerine Goğru indirir gibi yapıyor, Sira kücük çocuğa gelince o da bal tav: kaldırıyor, fakat, kuvveti onu havada tutmağa yetmediği işin. düşürüyor: Kardeşini öldü. “Acıklı, fakat “ohsession” de- ailen ve herhangi bir vakanm ak. si tesiriyle hususle gelen gayri guuri itiyatlara güzel bir misel Drummand; 3 — Evet, dedi, doğru, Fakat in sanın sinirlerine hâkim olmasi da kabildir, Buna da irade derleri Meselâ iddia edebilirim ki sizde böyle sinir bozuklukları yoktur, Bende de öyle, Bundan başka, hiç bir hurafeve inanmam, tesadüf, talı, sihir diyebir sey tamı mam, Şüphesiz ki © muhtelif va- düşünceli Nakleden * HIÂYECİ bizim üzerimizde tesir icra yor. Veyahut, bu tesirleri i, rademizle gideriyoruz, Çünkü, meselâ ben, tesadüf, talih gibi şeylere esrarengiz bir kuvvet o- larak inanmadığım halde bunla, rın mevcudiyetini teslim ederim. Demek ki onların tesirlerini gö- yoruz, fakat onlara esir olmu, yoruz, hayran olarak kenâ'mizi kaptırmıyöruz. ., Doktor, bitirdiği ilk tabağı ileri sürerek, suyunu içti ve: — Evet, dedi, Bu üzerinde çok konuşulacak bir meseledir, Şa- rapla pirzola gelsin de sana bir vaka anlatayım. Şarapla pirzola geldi. Doktor an'atmıya başladı: “Bu vaka belki ruh hastalıkla- ri bakımından ziyade felsefi ta, rafiyle dikkate şayandır, Ve yi- ne bu vaka göstermektedir ki bir adamın aklı ve düşüncesi ne kadar kuvv olursa olsun ru- hunda bazı vakaların büyük bir tesiri olur, Anlatacağım mant olün hastam son derece iyi e görmüş, içlimai mevkii a be. raber son derece kötü bir sinir bulunuyordu, Fakat, meselenin ası) tuhaf tara- fı bunların hiç biri değil, vaka- yüksek bir adamdı, Bunu hastalığına düçar nm en son aldığı şekildir. a #ann başından anlata, yım, Fakat şunu da söyliyeyim ki sen yine buna bir tesadüf di- warekain Pen de ili #nce övle de vakanın kahra, BİLGİ KIRINTILARI den fırlatmağa (O Kalkışacaktır, l Fakat eğer kemikten yapılan her geyi . kullanmamağa kalkarsa bundan ziyan edecek vine kendi- sidir, Zira derisine yumuşaklık ve tazelik veren giiesrin de zarif kundurasının uciyle ve hakaretle ittiği kemikten yapılmıştır, Ve gliserin bütün güzellik maddele, rinin terkibine girer, kremde ol duğu gibi dudak boyasında da vardır, Hattâ kadını güzelleşti, ren gliserin ayni zamanda öldü- rücü bir şeydir, Dinamit ismini verdiğimiz patlayıcı madde Nit rogliserin'den, yani Gliserinin Azot asidiyle birleşmesinden baş ka bir gey değildir, Bunu bildik- ten sonra her kemiğin harp &denr ler için bir silâh kadar kiymetli olduğunu (o söyliyebiliriz. Mi müdafaa için kemik esaslı bir ilk maddedir, Bunları yazarken şöyle düzünebiliyorum: İki zıd şey bi. ribirine çok yakın oluyor, güzel” İik reçeteleri ve ölüm makineleri aynı noktadan çıkıyorlar, Yeryüzllnün ilz kimyageri mu- hakkak bir ev kadınıy yunun içerisinden münasız gibi ##örünen bir kemik parçası karan bir kadın, bugün onun adı, | m bilmi büyük keğfi için İ ide de dikimiş de ü k ne büyük bir kâ- kemik yağıveryiyinün en saf ve tn ince yağıdır. Oburlar kemiğin içinde bulunan ilikten pek hoş ır ve bunu eme eme yemekte hir zevk duyar'er, İliğin bu lez- zetini veren de yağıdır, Son asır Lâkin sonradan emin ol i: Alimlerin “Gizli ilimler, dedikleri bir şey hakikaten var biz her yegi “tesadüf, demekle izah edemiyoruz, Dinle, sen de hak vereceksin, — Anlat bakalım! ... “Bir eylül sabahr Liverpuldeki bir doktor arkadaşımdan mek. tüp aldın: Hatalarından biri ü- »erinde yapacağı konsültasyon için beni çağırıvordu, Gittim, Tasla içeri girdiği zaman ki tum: Şa'r tipli, orta yaşlı bir a damdı. Pek sıhhatli görünmü vordu, fakat sinir hastası oldu- Zuna da ilk bakışta pek ihtimal verilemezdi. Adamın anlattığına göre, ha kikaten, bir iki hafta evveline kadar sinir medir bilmezmis Yaptığım diğer muayenelerden anladun: Hurafata inanan takt. mından da değildi Yalnız, son derece metodik çalısan bira, damdı, Meselâ her gece, soyu- nurken, elbisesinin bütün ceplerir de nesi vâr nesi yok hepsini ma sanm üzerine boşaltırmış, Ertesi sabah başka elbise giyerse eski #lbisenin cebinde bir şev unut. muş olmamak İçin, Anlattıkları urasında bunu en fazla dikkate şayan bir nokta 0- larak kaydettim, Bu onun ruhun daki başkalarına benzemiyen bir cihet, binaenaleyh; fevkalâde hâ- dselere müsait bir vaziyet tes ediyordu, Tahminimde aldanm. mışım: Hakikaten, o adam bu huyun asıl vakada bir ami olduğunu sonra gördüm, “Hastam bir sabah, uyanımc masasının Üzerinde, gece cebin den çıkarmadığı bir şey bulmus” Drummand O sabtedemiyerek sordu: — Ne bulmuş? — Üzerinde beyaz boys ile ve büyük harflerle “30 teşrinisani,, yazılı siyah bir kâğit! — Acayin! (Sona yarın) “Pis bir kemik parçası, deyip / ce belki krom kutusunu pencere» | kimyası kemikten doğrudan . doğ. ruya yağ çıkarmağa da muvaf fak olmuştur, Bir kilo kemik 50 gram yağ veriyor, Kemiklen yağ çıkarmak için en 'basit usul ke- mikleri bir kara tzerine koy- mak ve bu ızkarayı bir teneke tepsi içerisine yerleştirerek fırı- na sokmakladır, Fırmda bir saat kaian kemiğin bütün yağı altın. dak! kaba damia damin akacak jtir, Kemiği destere ile kesecek o- lursak sert elan iki dış kısmı a- rasında sünger gibi i yumuşak bir kısım miğe sağlamlığı ve k lığı veren bu tabakadır, Vücut İ cok hesaplı yapılmış bir makine. dir, Bu makine çalışırken Hüzum- suz yağları, yarını düşünen bir iktısatçı gibi kemiğin boşluklş- toplar, Bunun için kemiğin i ve yağımı çıkarmadan at. mak israftır, harp zamanında ir, raf ise bir cinayettir, Kemikten çıkarılan Stearinden mum yapılır, Kâğıtları su çekmez bir hale getirmek için yine bu Stearin kullanılır, o Recellerin yağlı maddelerin konduğu gel faf kutular OStearinli mukavva ile yapılır, Yağ kâğıdı ön böyl dir. Fakat bu kadarcik da deği Saat yağı nedir ir misiniz? Hayvan tırmaklarmdan çıkarılan ince bir yağ, Bugün bir çok “ memleketlerde sabunun kemik yağiyle yapıldı. Zını şüphesiz duvmamışsırızdır, 50 gram yağdan 100 gram sabun yapılır, Şu halde ayda iki kilo kemiği sokağa atan bir aile dört kilo sabun kaybetmiş demektir, Halbuki bugün dört kilo birden sabun almak değme babayiğidin kârı değildir. Kemik aynı zamanda bir ilâç tır, Yakılan dökülen kemik tozu bir çok zehirlenmelerde Panzehir olarak kullanılır, Kemik olmasaydı mobilyaları- mızm çoğu olmazdı, tutkal ve vernik aktan çıkar, Fakat tutkal ve vernik yapılan kemik- lerin tam olması şarttır, Bayat kemikten yapılırsa mobilyalarda hafif bir kemik kokusu hissedilir, Kemikten her şey yani Giise rin, Yağ, Stearin, jelâtin vesaire »ikarıldıktan sonra kalan tortu fosfatları itibariyle çok zengin bir gübre olur, Bu gübre çayır. lar için kullanılır, kemik gübre- siyle gübrelenen çayırların ota rı ineklerin çok boşuna gider ve sütleri artar, bu ineklerin kemik” leri yeniden bir servet kaynağı olacaklır, İşte dünyanın bitip tükenmek bilmiyen devrine yeni bir misal, 8,90 Evin saati, 1240. program ve memleket saat ayarı 1283 Karışık şarkılar 1245 ajans haberleri 13,09 1340 Şarkılar programının devami, 18.00 program 18,08 Radyo salon or- kestran 1845 Fami heyeti 19,00 ko, nuşmu 19,15 Fasıl proyramann deva. ma 19,30 Huberler 19,45 serbest 10 dakika 19,55 koşma ve semafler 20,15 Radyo gazetesi 20,45 Halk türküleri 71/00 Ziraa; takvimi 21.10 Çizan ba vaları Pİ, 21,80 konuşma (iktisat ma. at 2145 Klâsik Türk müziği 2230 Haberler 22,50 kapanış. Fenni Sünnetçi NURİ EŞSİZ Küşük öerrahi: Aşı enjeksiyon. lar, pansıman ve hacamat yapar, Adres: Aksaray Polis menftgi “karşısında No, 1.2 Tel: 20957 den isteyiniz, Kk ba İİ ar 1