u yllet mavaşında kuruluşu düyaan, tarafından yanan, yıkılan ve ati” 29 pamuk gibi bir yığın kül olan Üsldirma Kurtuluş gününden gidiyo “Milr geçen arada öcünü almıştır. 3 almak yıkılan, yakılan yerleri lt, ve töoglkli etmek demektir . imar plânı meydana getirerek ma yufdu yeniden yapmak öde # # İ Tarik önceleri gece gündüz enerji iiöden 125 volt kevretinde esmktrik meydana getirmiş, bem ay- maz da bem de sanayi teşkilâ" f yapılmış ve 2250 talebe © vi mart bulunulduğu öğrenilmiş. Dük, 1 Ky A iki melrtebin vücuduna giddet 1g” daşvektleti zamanında iskele May aidatı Denim Banka tahsia edir Nayad belediyesinin müsbet Meydandaki eserleri gibi iş a “e Bünkın pek rahat olan bu gören akıl sahipleri bur m Hey kotumiyeti © derece 4, Sötürmüş ki, zırılınm hareke lamda 55 madyetindeki zabl- Mi Sey söylemiz me sefer için Sai olan errakı almıs, Yalnız, ğı“, dehre gitmiş ve elinde ta ği bavulla ekmek mayası > batmış, ortalık kararmen, Li a Sarsrlmeş ve yollanmış, Mer. ay 08 tpafı,, zerhirve çok yor- ia iyor. Bundan dolayı, u ni bir ytik vapuru sür'atile, | "aye “zerinden yapılıyor. Zerhle Sn iki torpido, üç tor. Y Yar, e, » arırasız,adevam edi - ler, bir seyin farkında Kkayor ve Dönkerk zehir, May hayret; önünde, Tulon li” #iriyar, ay, öle hir hüdöne ki, bar harbin Hareket | çİln karşılamaya hazırlanıyordu... lâğvetmişlerdir. Banka Jâğvedlimiştir. | moği verilmektedir. Kitapları airamı Ama De olduysan Bandırma belediyeni- nin ieadına dokunulmuştur, Yılardar evvnl belöliyeye tabsla o lunan bü varidatın müsbet eserleri meydanda abideler şeklinde kendisini göstermiştir. Yanık yurt imar edilmiş, mektepler açılmış fakir çocukinr giy. dirilmiş kuşatılmış gündüz yemeği oarak 170 fakir çocuğu sicak öğle ye | KADIN DOKTORU DİYOR ras se se seemamasa sayar atamama 7 Cildinizin rengi bozuksa ik, vi a HABER — Akanm Postasr Tarihten sayfalar MEMLEKETTEN SESLER BANDIRMA Hakkının verilmesini istiyor İMEMLEKETTEN SESLERİ yan, gelen giden muhtaç yolcuların yardıma koşuluyor, Bandırınanın bi gelk dileği Deniz Bank O yamannda geliri gasbedilen bü iradın Bandırma, ya tahsisi. Devlet şurasında bu hskiz dilek üzerinde Çalışan dayanın hayırlı neticesini Bandırma halkı dört gözle beklemektedir. Adaletin maşkür tecel- Mişine tiz de intizar ediyoruz. Kİ kabahat barsaktarınızda likbahar vücuda tatlı bir ta ravet, deriye bir pembekk getiren mevsimdir, inişi kadınlar renklerini kışdan daha #olgun bulurlar, Hattâ yüzlerinde sivilcelerin, gillerin daha ziyade bu mevsimde çıktığımı iddia eder. Ter, Böyle bir vaziyette kübahati hemen deriye yüklemek pomat” lara, kremlere baş vurmak hiç de doğru bir şey değildir. Cildin de renksizlik, donukluk hisseden her kadın kendi kendine gu suali sormalıdır: “Barsaklarım vasi, fesini tam yapıyor mu? Eğer bu süale verecek cevabı. ruz hayırsa o vakit mesele ken diliğinden halledilmiş demektir, Derdiniz kadınlarda çok rastge linen bir haldir o Barsaklarm tenbelliği, vaz'fasini yapamaması kanm hayat kabiliyetini azaltır, Derinizi , zehirlenmiş dilerin içerisine afyon &attıkla rı kötü vodka teşkil ediyordu. Öyle anlar olurdu ki vagan pen. ceresinde görünen bir kadın ba” gına bir heykel gibi nefes alma dan bakar ve tren belli belrsiz “bir nokta haline gelinceye ka- dar gözlerinle takip edersin; me hut iğrenç vodkayı içebildiia kadar içerek sızar ve uzun gün ve Saatlerin nasıl geçtiğini far ketmezsin, Ben şimalliye istepin manzarası, bakımsız bir tatar mezarlığını hetırlatırlardı, Yazıo onun muzaffer süküneti — çe itgelerin monoton zirıltısı, ken- isinden hiç bir yere kaçıp sak, lanamıyacağımız seffaf ay işi — bana elim bir hüzün veri yor ,kısın, istepin © bakir kâbu. siyle eziyordu, İstasyonda oturanlar, birkaç kişiden ibaretti; karım İle ben, ığır ve saralı telgrafçı ve tiç bekgi, Genç ve veremli bir adam olan o muavinim, tedavi edilmek için daima şehre gider, aylığın. dan istifade etmek şartiyle va felerini bana bırakarak orade aylarca kalırdı, Benim çocuğum yoktu, misafirleri biç bir vaztle bana gelmeleri için kandırsmar dmız, kendim, ancak ayn; şeve- kede çalman arkadaşlara mise ürliğe gidebiliyordum, o da AY ia en çok bir defa, 'Elhasıt gon âsrece can stkıcı bir hayat, Hatırlıyorum, karımla yeni Y: Masanm başına geçmiştik, tem del tembel çiğniyor ve bitişik 0. dada cihazmı tıkırdalan sağır telgralgıyı dinliyorduk, Ben, ar tik afyonlu vodkadan böş ka deh kadar içmiştim, ve uğırla an başımı yumruğuma dayıya rak bu ucu bacağı » görünmez, Üc met eder, Barsaklarınız düzelme” den evvel bir türlü geçmez, Barsakları düzelteceğim diye $ik sk müsil almak hiç de doğru bir hareket değildir, Zira müsil ancak doktor tavsiyesiyle almır, Ve ekseriyetle o barsakları tah, rişten başka bir işe yaramaz, Barsakları çalıştırmanın Yolu başkadır. Boj sebze ve meyva yemek, her.sabah aç karnına bir bardak soğuk su içmek, sabah kalkmadan ve AI yatmadan evvel üç günde bir defa iki veya üç kahve kaşığı bal yemek Bu hususta baş vurulacak di ğer bir çare de kalkmadan evvel yatakta barsaklar üzere elle b Gİ half mesaj , Ma saj aşağıdan yukarıya, Soldan sağa dairevi hareket geklinde ol malıdır, Bu çarelere bâş vurulursa mu, hakkak iyi bir netice elde edilir, fakat biraz sabırlı olmak gerek tir, Netdce bir iki günde bemen dört bafta sonra! sikâyetinizden hiçbir muıyacaktır, Aksi takdirde arma, niz bir doktora boş vurmayı, icabettiren ciddi bir hastalıktır, ŞAMPANY . Idam sehpasında elleri ayakları kesilirken yü- zünükana bulayan adam Huilscı Mansur, şarkta adı en dan Sonra İdama mahküm oldu. Gök anılan adamlardandır. 'Tam bin sene evvel yaşıyan Ve ipe çe kiterek ölen bu oezbeli, çok iddi. alı ve velveleli adam, kanaat ve İman uğrunda can vermek zevkine örüek. sayılmıştır. Hellacı Mansur, asırlarca muh- telif hükümlere maruz kalan bir yaşar ölüdür, Ona sihirbar diyen- ler vardır, Çünkü yaz mevsiminde kış meyvaları ve kânun ay'armda yaz meyvaları gösterirdi!,. Kapalı panjurlar ve kapılar srdmda, dört drvar arasında yapın şeyleri gö- rür, söyler ve işi yapanlara iti- raf ettirirdi! Gizli fikirleri sezer. di, bos elini havaya uzatır ve bir sasiyede para ile doh olarak geri çekerdi! Ona bu hokkabazlıkları isnat et- miyerek büyük bir koramet eb ve ermiş bir sünm büviyeti vetenler de vardır, O gibilere göre Hallaç, bütün beseri zevkleri çiğnemeyi bi. İcn ve bu yüzden Allahım bulan bir azledir!., Bizim ham sofu dedi- ğimiz kimselerin inanışma göre ye msianan dört yüz mizidinin her birine - koynundan crkurmak suretile - birer kızartın kuma, taze iki Kiloüik elemek dağıttığını ve bu mürttlerin kuzuları mideye İndirdürteri sonm hurma da teme Onu ölüm cezasma çarptıran hal- fe Eimuktodir'in veziri Hâmit idi, Bağdat kadışmdan idem hükmünü alır almaz halifeye gitti, hükmün me suretle infaz edilmesi İzm em retti, Fakat vezir bu emri başka şekle sokarak cellâtlara bildirdi. Hallac: Mansürun - kırbaç altmda ölmediği takdirde - el ve ayakla rmm ayrı aym mü- teakiben İpe, asılmasını, ipten in dirilince basinm kesilmesini, cese- dinin yakılmasını söyledi! Hallacın gülerek ve hatti oy- uyarak damğncı Gibine gitliğ muhakkaktır, O korkunç ağtcm basamağı Üzerine ayağımı koyduğu vekit: “İşte mi'racm you, Göke böyle çıkılır” dedi, Elleri ve ayak- ları kesilirken küçük bir ipilti çe. karmadı, “son nbdestimi kendi ka- nımla alayım, diye yüzünü kana buladı. İşte bu gibi halleri ve ölümü merdane karşrlayışıdır ki ona ö- tümünden sonra da birçok fikralar #sant edilmesini inteç-etti, Mü. Titlerine kuru ve hurma yedirmesi nasl bir efaane ine o fikralar da tamamile uydurmadır ve yalandır. Fakat içlerinden bir tanesi, iman kuvvetinin ruhlarda nasr yer tut. maa lâzen geleceğini . efsanevi veri üzerine söyle bir elikindiğini | bir temeli e gösterdiği icin bize ve ortaya birienç bin kilo hurma <idden güzel görünüyor, Bu masal dökümüğünü söylerler! Halinç; iter sofu, ister sinsi bir kah | #htğlâler olsun, devrinde büyük bir | do nüfuz #shibiydi. Bu sebeple Bağ- dat hükümetinin dikkatini tahrik etti, tevkif olmdu, uzun sorguler. Rusçadan çeviren: SERVET LUNEL zi Yazan: A. ÇEHOV can sıkınlısını düşünüyordum; (cr gürültüyle tavana doğru yanımda ise karım oturuyor ve gözlerini yüzümden ayırmıyorğu, O, bu fani dünyada güzel koca smdan başka hiç bir şeyi olmu yan bir kadın göziyle batın ba, kiyordu, Beni delice, bir köle aş kiyle seviyordu, ve yalnız benim güzeliğimi, yahut ruhumu de 'ğil, fakat bütün günahlarını, kusurlarımı, biğdetimi ve cansı- kıntımı, ve hattâ sarhoş olunez gözüm kararıp öfkemi kirxlen a. lacağımı bilmiyerek kendisini #i” temlerimle kırpslayısımı bile se viyordu, Beni kemiren can sıkıntısına rağmen yeni yılı fevkalâde tan- tanslı bir şekilde karsuomayâ hasırlanıyor ve gece yarısının gelmesini bir nevi sabırsızlıkla bekliyorduk, Çünkü elimizde, Dul Kliko etiketli iki şişe en hakiki sempânya vardı, onları bilhassa bugün için saklamtetık, Bu hazi, neyi daha sonbaharda komsu İS tasyonun şefinden bir bahis neti" cesinde o kazanmıştım, (Bazan. metamatik derslerinde can sr kıntısından hava bile donup buz haline gelirken bahçeden &#mıfa bir kelebek uçarak girer; çocuk. lar, başlarını kaldırır ve ugan peyin, kelebek değil de yeni, & cayip bir mahlukmuş gibi, ucu gunu merskla seyre dalarlar; iste tepkı bımun gibi bizim cansıller küçük istasyona düşen bayağı bir şampanya da bizi eğlendiri- yordu, Riz, konuşmadan oturu, yor ve gâh saate, gâh şişelere ba ktyorduk, Saatin akrebi, on İkiye beş kal dığını gösterdiği zaman yavas, yavas şişeyi oaçmıya başladım. Bilmem içtiğim vodka kuvvetim mi kesmisti, yoksa sişe fazla ru- tubetli miydi, fakat hatırlıyorum uğu sırâda şişe elimden kı e İNİ Bel İsi kadehe şampanya doldura, rak: — Haydi, yeni yıl - y “O yılmız kutlu ol Karım, kadehi &line aldı korku dolü gözlerini bana dikti Yüzü sararmıştı ve dehşet ifade ediyordu, — Sen, siseyi düşürdün, değil mi? diye sordu, — Evet, düşündüm, Bundan ne çıkar? 5 O, kadehini vak: EN ded: ve daha ziyade , Fena alâmet, sene içinde baştınızı bir flimi geleceğine işarettir. .— Ne kadar basit ruhlu sin, diye İçimi çektim, Aklı bir kadın olacaksın, halbuki ihtiyar bir sütnine gibi sayıklıyorsun, İç... — Allah vere de ben sayıkla mış Olayım, fakat o Muhakkak bir şey olacaktır! Bak görecek, sin! Kadehine dudağını bile sürme" di, bir kenara cekildi ve di c 1, Batıl İtiketlara d eski bir kaç söz söyledim, şi nin yarısını ictim, köşeden köşe. ve birkaç defâ gezindim ve dr garı çıktımı. Dışarıda, sakin ayazlı gece, bü tün soğuk ve sessiz güzelliğiyle büküm sürüyordu. Ay ve o ya. nmdâ pamuktan iki bulut, biri, birine yapışmış gibi İstasyonun tepesinde, sekte asılı ve ha” rekeriz duruyorlar ve sanki bir sey bekliyorlardı, Bulutların a- söyledir; THahas Manmır, ssrlmak üzere rağıcma götürülürken vakit öğ. Te imiş, Bir mesejdin önüne gel- dikleri sırada ezan sesi duyüm. ya başlar, Müezzin, siziesniğm yüzüne bakarak; “Budala kadm! diye düşünü yordum, Bazı alâmetlerin bazan doğru çıktığını kabul etsek bile, başımiza ne gibi bir felâket ge- kadar çekilen lebilir? tutulan, yağda kızartılan ve sal çalanarak masaya konan bir ba liğe daha ne gibi fenalık yapıla bilir?,, Dalları karlarla kapir uzum ka- vak ağacı, mavimirak karanlık.| ta, kefenlere bürünmüş bir dev gibi duruyordu, Mağmum ve mah” gun bana bakıyordu, sanki o da yalnızlığımı biliyordu, Uzun müd” gözlerimi ondan ayırama- det sil a de hangi iter yağcısının dikleri, fazla değil, Ne bir ka hayatımda hiç bir şey görme im, Daha ne gibi bir felâket ola. bilir? Uzakta kırmızı ışıklar görün dü, Bana doğru tren geliyordu, Uykuya dalan istep onun gürül tüsünü dinliyordu. Düşüncelerim © kadar acrydı ki kendi kendime) konuşuyordum vel yüksek sesle telgrafın inleyisi, trenin gelen gürültüsü benim 4 lerimi anlatmak istiyordu sanki, i (Sonu yarm) bale retirilmis. verdiği bir Miübelilikle malüm olan cümleleri haykırır Ye şerefeyi do- laşır. Mansur, “Allah büyüktür” diye bağıran milsazinin bu kelimeleri yalnız dille söylediğini ve o anda Allahı değ mz ği a yürümekten kalır, ya. nndaki muhafızları yüzünü çevi. ei e — Herif, der. dille bağırıyor, yüreğile ağ'amıyor! Muhafızlar istihzaya başlarlar, Halltaem çepik omuzu ok- çarlar: — Sen olsan, derler, Datei ezan okurdun? Kalbini ağıma mı çim. , laç, muhafzlardan izin alır, dük- kâna girer, örsün Üstüme çıkar, ya» nik ve çok yanık hir sesle bağırır: — Allahilekber! erk zırhlışının kararı Pransex zerdılesı in, İn. rası İmiş ve İngilizler bemda fena atlamız, Dönkerk, o iki gün ovreyan eden bitlerisin ve efradinm büyük gey. reterlle başarılmış, 1941 senesi subatının 19 uncu zünü, bütün temirler bitirilmiş ve Dönkerk hareket edebilecek bir ır, İngiPzlerin kulağma kadar gi- İder, diye düşünmüş, Kumandan, o gün de, ber zn- manki gibi, saat altıda, tamirel a- belki kazanemı veya elm ğe Same Menldbesi olarak kala