Ra LŞRIN —— 104 BuLIKLA? balıkçılar bulundu - Ağaciıklerr ımız siman kö: heyecanım hüküm * #ördük, Köylülerin Jörç el hareket - bir seyler anlatı - ti pafağımız olan Be Srnandonun el hare « izüyor; isız balık arasında müş köye doğru iler. ine olmuştu? Bürünce vekrar anlat içihde vüzüyors doğru gelirken, a- çöl hareketsiz duran * balığını gördüm, heyecanlandığımr tah. * “yah” , Gümüşi karın hatlar vardı; bu Mykuda husule gel, ikların uykuda oh dım, Kendimi aşü- bıraktım ve gilzel Tİ olsrak enmufak 'n bu inahlükla. Sübemediniz! Hayvanı w muvaffak olarak istedim, Alımtı çok zorluk ceki- ; iki tane kö- ie ya basladı, 5 ikleri için © görmedim, Birden bi- & bir şey gördü bir ağaç m, Fakı t geliyordu; hic in 0 yavaşca ilerliyor. gözleri ve gok bi, Vardı; hakiki bir G kısa bir fas. hişbüyük bir kaplumba- üzerine otur. biri Jörg'ün sus, ee berbat bir İng. anlatındğâ başla Bu baliğ derler, Yahudi a devam etti: Zru bütün sür'a. ni mamağa karar tal Kadın zaten her tin elinin altında a tanfilin gönl : yaptıktan beklediği çok * En birincisi ün görmekti. ir iki tane köpek 1 dolaşmağa başladı doyu mümkün olduğu kadar ya, nıma çektim, Korkunç kafa git. tikge yaklaştı; ve “Şvunup” diy relik bargk “amam apk a Jörg mütesesir bir eda ile: “O da beraber gitti; onu . herhalde -hazmeder! İhtiyar yerli tekrar söze baş. tadi: “.- Arkadaşınızmn anlattıkla. rini iyice anlamadım fakat. Ya, hudi balığı çok fenm bir balıktır; onu öldürebilirseniz size on do. on dolar çok para, erli bunun Üzerine köylülere ast ve onlardan para biriktir. moğe başladı. v 0 ak yahudi balığını öldüre. > 8 p Rk — m ir bizi cezyetmedi, Paralarını ka. bul etmedik fakat yahudi balı- ğini, haki a » çalışacağımızı söyleyince sevinçlerine . payan yoktu, . Yâkudi balığının bu an yasında olmayıp açık denizde bulunduğunu söylediler. Öğleden sönra gu çok berrak olduğu 23. ia gelir, yuvasımöz vatarmış, Balıkarlar bizi &. dar teşvi ederek öcinpetilerini gösterdiler, Bizi teşyi ettiklerin. den een onlara bugüne kadar müteşekkirim, Sık bir mahalle göldik, Deni, gin bu tarafları çok Cazip! Altı. mizda mercan tatlaları var, Da. ha derindeki mercan ormanla, rından güzellik bakımından hiç förkterr “yerliler bi! ire “Piku, piku” diye bağırıstılar, İşaret ettikleri yere takınca ko. camanbi berakudo gördük, Zıp. kın ve foloğraf makinesiyle göğ. sümüze kadar yükselen suya gir. dik, Z “mina hayvan Korn süyetreri. | ! xlaştı, Kısa bir takipten sor. He arkadas, barakudayı mer | canlar arasina sıkıştırabilirdik. | Yerlilerin korktukları v i hakikaten iğrenç bir m kö. | k gibi ağzı ve r, İ PS Et dun gören bayvan Jörgün yanindeki ; morcanlara | kuvvetli bir. kuyruk darbesi | vurdu, JOE peel nee canlarir arasını , .İ e barakudadan e, 'e gelince yaralan. | mugt. Yeni bir macerayo atılma" gayesiyle yolumuza devam ettik, İ Töre hattı balıklarının a. | çasmda en garip mahlüklardan Mn Bi ba br ürken ve çekinen | km erene korkak göz. ö ize bakıyordu, 5 e Tri balığı mini mini (bir kuy. | ruktan ve dört köşe şeklinde bir kafadan müteşekkildir, Alfred, işaretim üzerine kirpi balığını, sığındığı delikten, Gi ağa Hücuma uğrayan Kirni balrğr garip şekiller aldı, Gözle. ri şişerek su yutmağa basladı, su vuttukâa şisiyordu. Balon geklini alıncaya kadar $u yuttu, (Devamı var) . — Zühre sultan biraz ra hatsızdır. Bahçeye çıkmıyor. Bugünlerde iyileşinceye ka - dar onün yünü göremez * sin, ağacığım! bel li hiddetlen di: .— O halde sen de bir daha anenin yüzünü göremezsin! Dostluk, fedakârlık karşılık. Ik olur. Ben, her tehlikeyi gö” ze alarak anneni saraya ge * tirtdim.. Sen benim bir kü - çük dileğimi yapmıyorsun, değil mi? a — Valalhi işin iç yüzü se Bin anladığın gibi değil. Züh re rahatsızdır. Geceleri Ta » hiri düşünmekten uyku gir * miyor gözüne. Sabaha kar şı biraz di ir, O saatte de : seni sasıl gelip bulayım? He. le bir iki gün sabret. Ben aylardanberi sabre diyorum. Bu, Zührenin eski bir derdidir. Yeni bir, iptilâ Yaşı elliyi imılduğu o balde elin Zençlik taravetini ve sindel'ğin muhafaza etmekte olan Adile tey- Ze, bir çay ziyaletinde su hikâyeyi anlatır: yaşa gelince mal mülk oi mak isterler, Köşk, hakiköten çok güzeldi. Pinhçesi de bü Esk sahibi ihtiyar bir kizd k Mak ve kulübemsi küçücük bir e Ve çekilmek mecburiyetinde kal - muştı, Sadin alina işlerini kocam yaplığı için ben, bu ihtiyar kadın - cağ.xi lanimak fwsatanı bulama - müslim. Bir eyilil gürü kapı çalındı, Hiz Metçi sokağa çıktığı için ben aç « İm, Karıma temiz, fakat fakirane giyinmiş ihtiyar bir kadın çıktı, | Bana: #fetlersiniz, dedi, sizi ra » ttim, Fen bu köşkün eski ! sahibiyim, Evini görmek ve hatı « ralarını tezelemek istediğini anlae maktu müşkülât çekmedim. >> Buyurun, dedim, Burs: sizin kendi eviniz... Başını salladı: deği... Öğrenmek istiyotum ki... Bahçedeki büylik ıhlamur volünda bir gül Cidanı vardı, o du- rüyor mu? -— Orlasi erguvani güzel beyaz güller veren fidan mu? Ziyaretçinin gözlerinde hir se « vincin parladığınt, sonra gözlerinin Yükardığını gördüm, — Demek yaşıyor! diye söylen di, Büseniz buna ne kadar mem - bun oldum, Ona iyi bakınız. Biraz Kir, soğuktan korkun cinsin « en... Sizden bir ricam daha var: Ne Olur, müsade edin de ondan kil - sük bir dal koparayım, Buradan cikarken bir dal koparmıntını, sim» sa bahçesine diktim, Tut > ii evvelki gün göcrk te al Sonra: A “> Ni ne kadar seviyofum. bilseniz! Diye ilâve etli, Bühceye girdik, Gül fidanının va nina gittik, Islak gözlerle uzun müddet fidana baktı, Çantasından bir çakı çıkardı, kilçilk bir dal kes. ti ve beraber getirdiği bir kutuya koydu, — Simdi bunu ötekinin dikeceğim, İnşallah sekkür ederim, Gülüyordu, — Çicek ağınes, diye ilâve çiti, Yer.ne Lutar, Çok te- İ size getiririm. Yahuç #izi çağıri » ! vam; Bu ziyareti çoktan © unutmuş « tum, Bir maym günüydü. Tepeye dar mi e nü; ğ i birisinin Sağırdığmı işittim, Baktım, bizim eski ev sahibi, —— Biaz evime kadar gelir mis NİZ? diye yalvardı. Sise bakım ne ceğim, , Önüme düştü, Evinin bahçesine Bindik. Çiçek açmış bir gül fidanı, —— Duam kabul oldu. Ne iyf tut İn bakın; açtı da, bir gülüşü vardı, Ktrafıma » Baheede başka çizek yok- | tu. LAF olsun diye gordum: > Bu gülün adı he acaba? İhtiyar kasın derini sararığını YAZAN: -35- değil, re mademki sabaha karşı uyuyor.. Ben de sabahleyin güneş doğ madan oda kapısı önüne ge” ir ve sana haber veririm. K 7 n cariyesi, Caferi yaçalı bir türlü atlamıyordu. z Belliydi ki, iki cambaz bir Karanfil nilay ara yet bi kadındı... Böyle hilekâr bir Arabın karşısında perende atabilir miydi? — Haydi, işine git.. yan taraftan bir cariye geliyor. ölmeyon i çalışıyor, fakat ka: ve dudaklarım titrediğlai ölm, — Geliniz, dedi. Beni, perdeleri ol üstünde ve vazonun ya » Zin Fotoğrafi 0 en bir bas, itina ile düzeltilme &rr ve şefkat faşıyan görleri rdı. Bir kartona ya “Beyoğlunda yapılan İlk gül sergisi mükâfatını, Leylâ adlı olup Malt Beye nit olan ortası erguva ni beyaz gül kazanmıstır.” ihtiyar kız, elini telirar konso « lun gözüne soktu, bir fotoğraf çı » karit ve bana uzatarak: — Leylâ benim, dedi, O zaman- Isr böyley'dim, ik parlsklığında. güzel bir genç kız, dudaklarından uçan tatlı, sevimli hir tebessümle bana bakmalta idi, Gülüşünün, kalbin - deki bütün saadet ve #evinci an - Tatmak isteyen bir idülası vardı, Leylâ izahat veriyordu: — O zaman on dokuz yaşmday- dım, Henüz nişanlanmıştım; gu fos toğrafını gördüğlnüz gerçle,, Na, ik, tatli bir çocuktu. Çok candan bir arkadası vardı, Nisan merasi - minde bana, benim ndmnr taşıyan eyy gül getirmişti. Adı Fa» Sustu, Sonrt isini çekerek de - vam etti: — Bahtiyardım, akinızm ve ak Iımm alsmıyacağı kadar bahtiyar. dım, Fakat bu uzun sürmedi, Bir gün nişanlım hastalarıdı ve yatağa düştü, Öksürüyordu, Verem oldu « ğunu #öylediler. Doktorlar evlen » Wetini mehettiler; Bennu vie yeceğine kanidim. Beklemeğe ka « rar Verdim, Lâkin bir. sonbahar sabahı, ağaçlardan düşen Yâprak- larla beraber o da topraklarla ör. tüldü, İhtiyar kıza bakıyordum. Iztırap Ya yıpranmış yüzü, kamburlaşmız burnu, fotoğraftaki genç kizin » Saletini elin Muhafaza elmektey. di, Kucaklarmda gül beketleri, İ gözlerinde sevinç ve mi, bu iki | genci yanyada görüyordum. Ve de. ükanlımın sevgilisine: ” — Yaylk, sen bu güller kader İ gilzel ve tatlısın; onlar bu mevsj- i min nihayetinde solacaklar; fakat Sen. benimi için detma bugünkü gi. bi kalaesksm Dediğini işitiyordum, Kadımen - Biz neler düşündüğümün iktimal farkma varr, Vazoyu kucağına al dı, başmı güllere dayadı; parlak, yağmurlarla yikanmış ve bulutsuz bir yaz semaşını andıran gözlerini beam çevirdi: — Bu güller ondan bana kalan Yeşüne gey,.. Bakm halimden si- köyetei olduğumu zannetmeyin. Ben de kendime göre bahtiyarım Ya bu güller de olmasaydı? Bahtı. yarlığım hen. ölünceye klar da devam edecek, Yeter ki bu güller daima yaşpsınlar, dalms ontü kata hatırlatsınlar. İSKENDER F. SERTELLI Belki bu valde sultanın bir gözcüsüdür, dedi. Karanfil odasına girdi. Cafer de koridordan uzak» laştı, KARAÇALININ ISTIRAPLARI Zührenin biraz rahatsız ol duğunu duyan Cafer*bu ha - beri alınca pek ziyade üzül ” müstü, Tahirin saraya gelip gitti ği sıralarda; Ben, bız has bahçenin bir tek yülüyüm. aşk : | i Yözan: MELEKAZAT KARDEŞ sehibi koneolun görünü ka » | k < Suya sabuna Dokunmadan pm “eklâm, propaganda (las tarafı 8 ümeüde) üliyor ve böylece, kanayan yars- lara, bir nevi propaganda anestezi si yapılıyor. Harbeden milleiler birbirlerini iwerden bozmak, korkutmak, kötü lemek için akla geimiyecek bin bir usule (o Dasvürüyorlar, o Aleyhteki propagandaları “der, yatulmaz it bamlar, tezyif » Mer ba de prop: vaflarm biribirlerinin milli zekis- ni, zeyklselimini, cesaret, doğru. lak, anlayış kabiliyeti gibi haslet lerini sıfıra İndiren bir siri hlküe Böğün harbedci bitine Mcusup biri fak bir kasabanın milletlerden Polonyada n- veğine otine inmiş, Hava soğukmus, otelde de bu müşterien başlın kinse yok. mus, Basit bir köylü olan ezeli ülrmek, mesrnl '? ona şöyle bir — Bahamm ii oğlu vardı, Bigi geçenlerde öldü, Kitin bakalım öte, Ki nerede” Yolen düşünmüs, taşınmış, gi. esini kasımıs, pipesunun — Killünü topuğundu. silkmiş, Lâkin bir dürlü ba bilmece (!) nin cevabını bula mam Ve sibayet daha fazla, me, rakta bırakılmaması. oteleiden res etmiş. Olelci de: pa: r Oğln işte karşımızda | duruyor! diş ndini göstermiz. Aradan cu kendi men — Diyen Zühre simdi yata - ğından dışarı çıkmıyor, gün” geçtikçe bir hazan yaprağı gibi sararıp soluyordu. Gece suratlı kölenin ısı - rapları hergün biraz daha ar- tiyor, biraz daha derinleşi u yordu. Zühre bir gün de, Tahiri kastederek: Hem gülüyüm onun, hem bülbülüyüm. Dediği zaman, Cafer, Züh- reye ne kadar kızmıştı. Eğer bir ağacın dibine saklanma" mış olsaydı, bu sahneyi gör“ memek ve bu sözleri işitme" mek için, ters yüzüne dönüp gidecekti. Cafer, Zühreyi çok seviyor du.. ve bunları düşündükçe, ıstırabı artıyor, bu ateşi söm dürecek çareler ariyordı Büyücü şeyl Rıza bir gün ona: —» Aşir atesi sönmez. boş yete beş altı arkadaş bir yerde toplanıp rahat Koltaklara gömtle- vek biribirlerine o gördüklerinden, dayduklarmdın, toplanma hikâ; lar anlatmağı başlamışlar, Bu ara. da, Polonyadan gelen zat da otel. ciden duyduğu obilmeteyi hatarin. mış ve ayni oleleinin kendine sordağu gibi: — Bakanın ili oğlu vardı, de- müy, biri öldü, bilin bakalım öledi nerede? , Arkadasları uzun wan düşüm. müsler, hesüplamıslar, kitaplarmaş lar, aralarında miisaverelerde be. lunmuslsr, en nihayet aelzlerimi Miral etmisler: — Biz bunu bilşmiyeceğiz, Gel sen bize söyle, baban öbür oğlu Kimdi, demişler, Polonyada gelen Gülmüş: — Polanyadaki ölelei, demişi Ba hikâye, harp propagandası, «m ve kalıplara sirehileceğini göstermek itibariyle ibret | verici. dir. - Kidal NOGAN KA i | muzafferane 1540 Karışık şarkılar, 1909 Konus ma (İktasat Saati), 1915 Saz emerlari 10:30 Ajans, 1945 Klâsik 'Türk zall fi, 7015 Radyo gazetesi, 20.45 Piyasa yarkıfarı, 2100 Zirsat takvinmi, 2110 Temsili, 2200 Radyo eslen erkestrnet, 1280 Ajans, 2345 Radyo salam eri tra, Bir ev kadını aranıyor Çocuk bir ev için ilamemiz bir Kadın hizmetçi aramıyor, İstiyeele, ( Sin Ankara caddesinde Yakıt Ki | #abevinde Ray Bekruma ralirmoast,. lam, YAZAN: İSKENDER F. SERTELLİ Aşk. Cinnet... İhtiras... Heyecan... ve nihayet ölümle biten bir maceranın romanı - Hubstillerin resmi gecidi — Gizli bir Sütuniarında yere uğraşma! Demiş, Caferde Şeyhin ellerine sarılarak: — Allah aşkına beni kur nz Me 6 iye (o yalvarmıştı. Güya şeyh Rıza, karaçalıyı bu dert ten kurtaracaktı.. Fakat, ara” dan günler geçtiği halde on dan da bir ses çıkmıyor ve Caferin vücudunu saran aşk ateşi büyüdükçe büyüyordu. Bu işin sonu nereye vara caktı? Cafer kendi kendine: — Ben simsiyalı bir ara” bım, diyordu, hükümdara aş” kimdan bahsetsem bana gü ler. ve Zühreyi sevdiğimi söylesem boynumu cellâda vardurur. Ben Jerdimi kime açayım.? Bu ıstırabı dindire cek kim var? Şeyhi Rızaya gidiyoramı.. ısHrabımı anlatı yorum, (Dövoxee va