0 SRİN — 1941 İstikdal| MAİ: Ty ler, Bir kadın, karşısındaki erkeği anlamakla kadın olursa, Cen on Dı z se kadın. olmuştu, Ar b EF eos yalısı mektobine git vE VÜk Mİlli Rol İ an iy» başlammığ; babasından uzak- asmıstı, Şimdi onu zene babi X 16 N Yazan: '4AHMUT ATTILA AYKUT! öiye. kendisine en yakm adam doğr Ğ : ye sevmekle bersber, onun bir güneşin ozaman dört arkadaş biribirleri. | erkek olduğunu anlamıztı, örtü ol o mizin yüzüne bakıyorduk, Bu ba, Babası ona karsı olan hure Yorlar ve kışmızda: ketinf değiştirmiş miydi? Rüneşli, sı — Sanki şimdi ne yapacağız? Biraz, Bu belki babas'nın kızı. i hasret kalan İs. demek istiyen bır mâna ve ifade | na karşı duyduğu sevrinin âzal- | N çatlak Ve işıklı bir vardı, masindan ileri gelmiyordu, Fa (. m başka ufukla. Oo Evlerimize gidecek. Bir kaç | kav Cen'in gece yalısı mektebine | “ Wup gidiyor, gün dinlenecek sonra Eminönlün. | gitmesi onları biribirlerinden a Müş deki Walde kırmethanesinde bir | yırmıştı. mi lima yanaştığı Kün ödeşip buluşacaktır. Ve) © Buldan başka, babası kızınm en Pek erkendi, hepimizde o çün hayatta tâkip | üzerinde artık fazla tesir icra et- li Atm bir sey yoktu, edeceğimiz iş programını o çize. | mek istemiyordu, Onu kendi ba- Bra hea, cektik, linde ve mektep terbiyesi içinde eş Arnavut değişti. o Herkes biribirine Allahısmar. | büyümüye terketmişti, er sabah sahile. iadık diyerek ayrıldı, Elimde ba, Cen ertesi sene babasından büsbütün uzak kalmıştı: Babasi Amerikaya gitmişti, Cen artık babasından pek seyrek mektup alıyor, buna mukabil kendisi sık $ık mektup yazıyordu, Fakat, bir gün geldi, yazdığı üç mektuba bir cevap bile alamaz oldu, O da mektuplarını ayda bir yazmıya vullarımla yalnızcana meydanda kaldığını zaman. arkadaş yoklu. gunun en büyük a0! iİşteo anda duydum. Ben ns yapacaktım?! Rüştü baba acaba İstanbula döndü mü?,. | ; İmiğç;> . DİN kere tek. İğ me Aynı lis Nu cdi io Yüz” aksama ka. 1 yi Ve bavkın k Göcük vam pi Eski evinde mi oturuyor?.. adi Merin. dön Rasım beyin evini hereden bu. > bir gün mektebih avluşur yelar. Aynı ha, Jacaktım.. da tenha bir köşeye cekilmiş, e- 'N a tandapıran etrafi, Fazla bir şey düşünmeğe ma. | linde bir ayna, saçlarını düzelti. kalabalığı hal yoktu. Sirkeciye doğru vü. | yordu O anda, gözleri aynada balabal ği â â iz 4 e lerimi ant istiyor. rüdüm, Elimdeki bavulla beyhu. | ki ce“vesine ilişti Birdenbire mize lâtife ol. de dolaşmamak İçin tanıdık bir| va bir yüzle karşılaşmış zi- i Tika “e söylediği. otele uğradım, Geveze sahibi al. | & oldu. iü mayın aynen o. Jahtan yerinde yokmus. Kâtip | Bu Gun kendi çehresi değil a alyarduk, Vapur kılıklı bir efendi benibir taşra | miydi? zivet, Fakpi, sabahtan i ağ birer ikişer müşterisi zannederek bana epev | abaha ve mektebin karanlık tu- hu eri halde biz nezaket gösterdi ve bir hayli di | j ie Ve telâş döktü, Patroniyle tanışmaktar 4 | Çak Desi manzarayı tifade ederek sadece bavulumu © “imdi, açık havanm bol aydın dey Aram, bırakacağını anlaymea yüzünli | “Er alımda yüzünün hareket © da Bizcen Necati bir hayli ekeitti. Kabadayılığ | *er gibi, heran memeden beya- | ğa “ Szmyakzlkği iden bırakmadı. za veya beyazdan pembeye ze- i Ka mir yanı, ehe hay efendim, Kalsın | ©€t çibi görünen rengi, gözlerinin erler bileğine tendim diyerek bavulu otele bı | 'cinde parlıyan ışıltılar, dudak» b” birer tane rakinama müsaade etti, lârmın gerginliği, saçlarmin pa- Bye Ayaz Elimi, u Sallaya, sallaya | rütmm gözüne çarptı, E ir? sokağa N Bu çehre sanki kendinin de - Canım İstanbul, Taşın, | Gildi, Güzel bir tablo karşısın - oldu ile havan denizinle şimdi | dn imiş gibi hazla gülümsedi, artık büsbütün bizim oldun, Sa. | Fvkat,bu biraz da Ya senelerce gönül veri» hasr! | i“hza vardı, Aklırdan geçen « çekenler seni nasıl olur da hes | '*r iki kelimeydi: kalarma terkedebilirlerdi ?, Ben ve babam, Fakat, kalbinden geçen hisler daha acıydı, Babasmı sevgiyle evlser kıyordum, Her gördüğüm geye | #ruvordu, lâkin babasının sevgi. j bir ış | #ivi kaybettiğini düşünüyordu, | a lk m | İS gran bakıyor,, Bakryordüm.. misti, Gözlerini kırpıyordu, Bu dan gelen insanların ilk | Sirada aynanın içinde gözüne bir bas daha ilişti, 3u cehrede gülen iki göz var- Döndü: Arkadaşlarından Lili arkasmda durmuş, bakıyordu, Cen başını çevirince, gözlerin. deki yaşları gördü, — Ne o? dedi, Ağlıyorsun? Cen gözlerini silmiye lüzum görmedi. Göz yaşları o kadar tatir akıyordu ki! Daha kuvvet. — hıçkırarak ağlamak istiyor. şaşkınlığı vardı bede,, Tram. vayları yadırgamadım. Onun | salantısı onun den darı onun| * tahta ye muşamma kanapeleri hepsi; hepsi bana biraz yabancı gibi fakat; alışılması kolay ole. cak bir âşina gibi geliyor, Oh iş, te boğazm ilk serin havasını em. diğimiz köprü üstübu kara, siyah ve zifiri vapur dumanları- na bile artık kızmıyorum, Onla, rın kurum kokusunu adetâ isti. yerek ciğerlerime sokuyorum, — Nen var Cen? Niçin ağlıyor. sun?.. Cen cevap vermeden, cebinden Huruşturulmuş bir kâğıt çıkar. — Al, okü! Bu, bir mektuptı ve Amerika a Cenin babasından geliyor - “Sevgili kızım; “Tatilde Amerikaya gelmek İstediğini yazıyorsun, Ben de s6 nİ iki üç av olum yanımda gör. mek isterdim, Fakat Amerikaya rospularına yabancı (şarkılar söyleten yabancılar yok artık.. İşle Besiktaş ve işte Barbrrosun , ufuklara sığmayan büyüklüğünü İçerisine sığdıran küçük türbesi, Ve işte tarihi karakol! binası , Paşa mahallesinde tramvay. dan inerek yaya vürüyorum. (Devamı vor) Aca nemeye — Benim de içim yanıyor, sevdiğin © da be. Zühreciğim! dedi - Bizi bu. #ibi beni güne kadar kardeş diye ta - ” ? “ve €. nıtmışlardı. Fakat, biz artık e Taki, değiliz. Senin baban di *$U beyti hükümdar, benimki de ve - va zirdir. İkimizin de anaları iv, , ayrıdır. Biz çu rf 7 ik dan doğmuş değiliz. Kardeş- ş karak ahir liğimiz zahiri kl na bir hayli naz edip, ağaç - Mü Aşunsın/ tan ibaretti, Bugün yaşımız ların altından kaçmak istedi. ia saa i: kemalini buldu. Biribirimizi Tahir: aşı, delice sevdimizi itiraf ede - — Bu istiğnaya sebeb ne, . Pile Beni / lim. sevgilim? Ve kollarını uzattı: Diyerek, Zührenin eteğin. Ar Kardan — Haydi gel, biribirimize den tuttu. Ve böylece o'gün biribir - lalrm.. öpüselim.. e Zİ Ai b i - lerine sarılıp öpüştüler, se - şalrm. Zira, Allah bizi biri - . birimiz için yaratmıştır. viştiler, ve koklaştılar, y Bahçem niti. Ah bu kadmlık! erkeği İşte, aşkın asıl sönmez a. h Uün ye ağaç- hem ateşler, kundaklar; hem teşi o gün tutuşmuş, alev sa . Sükyeyi uzum koz de kendini naza çeker. çağı o gün sarmıştı. Zühre de trpkı böyle, Ta . - Zühre: hir tarafmdan delice sevil « o — Allah bizi affetsin, Ta. diğini anlayınca, genç âşıkı. hir! Ellerimiz ve dudakları - gelmeni, hem tehlikeli Bir yolen- luk geçireceğin için, hem Ton- drada başlamış olduğun tahsil ve terbiyeni, mütöessir edeceği icin muvafık görmüyorum, “Bu yaz tatilini halanın yanın da veçireceksin, Kendisine haber verdim, Selâmlar, Baban” O hafta mektep tatil oluyor - du, Cen, cumartesi günü öğleden sonra Londranın sayfiye yerle - rinden birinde olan halasının köş küne gitti, Fakat, Amerikaya gitmek he- vesi kırılan zavallı kız orada da biraz olsun teselli a inme tı, Bilâkis, köşkten içeri girer Kirmez bütün kalbi büsbütün &s- rardı, gözleri bütün ışığını kay- besi: Halası hastaydı... z Cen'in on üç ep bi harı mektepte geçmişti, in yazı da halasmm hasta döşeği başında harcandı, Üç ay sonra sonbahar başlarken Cen de tek- rar mektebe kapanıyordu. Cen babasından artık pe apn bir mektup slmıya vaslamıştı O mektuplar da mektebin ücre- ti olarak gönderdiği taksik vesi- lesiyle geliyordu, e Ibtiyar hâlâ daha iyileşme mişti, Fakat, işin gariti balası hastalığını Cen'in babasına ha- ber vermemişti; Kız, bunun söbe- bini alamamıştı, Fakat, merax elmediği için sormamıştı dâ.. Böyle altı sene geçti, Belki kimsenin hayatı altı se0© e dâr yeknasak di tir bu altr sene içinde kız olm Bir e ai acık havanın bol ışığı altında beynza, şe çen ve harelenen yüzü bu altı 9€- ne ye hafif hafif, yavaş Yö” vaş 5 sinden tek kişi olan halası hâste #di, altı sene süren bir hastalık. Mektep dalma kasveği bir hava içinde yaşanan bir memleketi. Fakat, Cen, mektebin bu İri tine o kadar alışmıştı ki onda hariçte yaşıyamıyordu, Bukale- mon denen havvan bulunduğu yere göre renk alırmış, Cen Se mektebin damr altmda duvar sın kürsuni rengini almış gibiy- di, Ve o, buradan dışarda yaşi” mayı Pazar gün - leri ne halasma gidiyordu, ne gez mek için m e 8 Çocukl i o neşeli Cem, 41* sene evvelki gelişen ve güzelle şen Cen ne olmuştu? Bir gün babasmdan — niha- vet — bir mektup aldı! Eskiden, babasından (gelen mektupları telâşla alır, zarfı be- yecanla yırtar ve hemen okurdu. Eskiden, yani altı sene Fakat simdi, babasmâan tup gelecek diye hiç ai müyordu bile, Ayda yilda bir gelen mektubu da istemiye İste- miye açıyordu, j 7 Gene öyle, #stemiye istemiye açtı, Fakat, okumıya başlayınca gözleri döndü, yüzü evvelâ pem- beleşti, sonra sarardı, Babası mektupta göyle yazi - yordu: i “Sevgili kıztm; “Çabuk gel, Cedi hasta, Seni bekliyorum, Yol te gönderdim, Cumartesi kalkacal mek » mız biribirine değdi. Âşıklık bu mudur? Hele bir Leylâ ile Mecnunun hikâyesini oku. ! Mecnun, bütün ömrünce Ley lânm elini bile tutmamış. Dedi, Tabir ağlamağa baş- tadı: — Sultanım! ne ben Mec. nun gibi bir budalayım.. ne de sen Leylâ gibi bir bahtsız kızsın! İkimizin aklı başın. da.. Birbirimizle sevismek, koklaşmak imkânı varken, bu imkânlardan istifade et . meyip fırsat kaçırırsak, tak bizden öç alır, ve bizi de on - olan vapıra biz Baban” Cedi kimdi? Cen bunu bilmi vordu, Fakat, bu mekt bun ya» #rlışınd Annen Hasta, gal” gi. adı x? evlendi. ızma söy» lememişti. Fakat halası Cene biraz anlatır gibi olmuştu, Bu- nunle be » genç kız. hoşu na gitmiyen böyle bir hâdiseyi k amamış, halusma bu me- sele hakkmda bir gey sormamığ- tı, Demek şimdi babası evlermiş bulunuyordu, demek obahasının sevgisini kendi üzerinden “ceken bir kadın vardı? Cen bu kadr. na karsı krtkanelik duyabilindi amma,,, . -, . Babası orun hasta oldu Zundan bahsediyordu. Cen, bu- rada şunu düşündü: — Babası onu şimdi: z Amerikaya cağırmasın, Ka tâ gelmek arzusuna mani olsun da, simdi seye cağırıyordu?, O. nurla evlenirken azma hâber vermiye llizüm görmemisti de onun ölüceği zaman niçin kızınm yanında bulunmasını istiyordu Ce, gene talikine küsmüş, ken- di kendine söyleniyordu: — Beni babam Amerikaya bi le kederli bir gününde cağını . vet, baba sevgisinden uzakta kalmak, yalnızlık, halasımın evin. de hasta bekçiliği, mektebin ka. ranlık koridorları, . Cenin bü. tün bunlar arasında çeçen gün. leri, arasıra valnız bir tek hayal. ie aydımlanıyordu: Amerikaya gitmek, . Fakat, bugün işte bu hayal de ancak gene gamlı bir çerçeve $- çinde hakikat oluyordu, Ne talih! Ertesi gün Cen Amerikaya gitmek üzere vapura biniyordu, Vapura bindi, Vapur hareket et. ti, Engine açıldılar.. Cen, eline bir kifap alarak gü. vertede oturmuş, denize dalmiş- Düşünüyordu: tı, : “Babam acaba beni niçin ça- ? Cedi nasıl bir kadm aca. ? Hasta imiş, Çok hasta o. lacak ki babam beni çağırtıyor.. Yoksa öldü mü?” Bu düsüneelerden birdenbire silkirlerek uyandı, Okumadan g- inde tuttuğu kitap, dizlerinin ü zerinden kâyarak vere düşmüş. tü, Almak için eğilirken, yanıba- şında bir başın ve bir kolun da kitaba doğru uzandığını gördü. | G Silkinerek doğruldu: Bu, bir genç adamdı, Yabancı, yere eğilmiş. kitabı almış ve Cos ne veriyordu; — Buyurun mis, sizi korkut tumsa affedersiniz. — Teşekkür ederim, Hayır, Bu, konuşmalarını vesile ol. du, Cen, derdini acaçak birisine muhtac zaten, Bütün hayatı, çocukluğundan sonra « icin. Ae geçtiği gibi bu yol kt tesadüf, de öyle bir havaya bü- Gi iz nişan İki gene, birbirlerini kahkaha ile güldürecek geyler. den değil, hastalıktan, yalnızlık. tan, ölümden bahsediyorlardı Genç adam. Con da Arperika. lar gibi hüsrandan hüsrana, mahrumiyetten mahrumiye « te, ıstıraptan wstıraba düşü yür, Haydi gel, taliin yüzünü güldürelim.. Hakkın bu ni - metinden istifade edelim... z mim sevgili Zührem, bir daha sarılıp biribirimizi sıkalım. Zühre, Tahirin gözleri dön düğünü görünce, kafesten ka çan bir kuş' gibi, ağarların altından kaçıp gitm Tahir o gün sevgilisini i. kinci defa kucaklıyamsdı. Fakat: — Günler uzundur, dedi, yarım değilse öbürgün tekrar elime geçersin, hain! Tahir eve döndüğü sarcan kalbi koparcasına ça'yıyor. du. Artık o gün sevgilini |. kisi de açığa vurmüşleri.. İkisi evlenme çağına gel - tındaki hir kapıyı çalıyorlardı Kapı açıldı, Onları o karşılıyan güler yüzlü bir adam oldu. Bu © babasıydı. Fakat Cen onun gülmesine şaşmıntı, Bu sirada koşa köşa yanlarına bir genç kız geldi, Bu da herhal. de Cedi olacaktı, Hani hastay- dı? Biraz sonra salonda Cenin ba- busı meseleyi anlatıyordu: — Cedi basta değildi. Bu, siz oynanmış bir oyun! Biz ikimiz burada yaşarken Londrada bir kızımızla bir kardeşimiz olduğu nu düşünüyorduk, Bunların, ay- nı gün vapura binip, birbirleriy- le tanışarak, aynı gün bize gel- meslrini istiyorduk, Sizi doğru dan doğruya davet etsek, bu ka» dar acele ile gelmiyçceğiniz pek tabil idi. Ve o zaman muhakkak gu gün gelin diye ısrar da ede miyecektik, Sonra, kederli olma. sanız vapurda yalnız bulunmuya» cak, herkesin içine karrsacaklı- niz, Halbuki yalnız bulunan in sanların birbirleriyle arkadaş ol- maları daha kuvvetle müuhtemele dir, Hattâ muhakkaklır. “en, yür:$'ni sıkan:bir hfdi- senin böyle güzel bir netlee ile bittiğine bir türlü isaramıyor - du, Demek ki ba yolculuğun bü. tün gamı bir perdeden ibaret » miş, bu perieyi daha evvelden keşfedip açanadığı ve yoleulu- ğun zevkinden ist.faâ? edemedi- gi için üzülüyordu, Babasma: — Peki am'na, dedi, o'güzl yolsuluğu bam zehir etmenin lüzumu var ryj;? — Zararı vok, dedi, O yolev. İuğu bir gün Amerikaden Avru- paya istediğiniz gibi neşeli bir şekilde yaparsınız, Hakikaten iki ay sonra Cen ile Con Amerikadan Avrunaya balayı seyahatine çıkıyorlardı, Fakat, Can, babasınm kendisi ni altı sene nicin arayıp sorma- dığmı bir türlü anlıyamamıştı.. Fakat, bunu sormak da istemi. yordu, Çünkü şimdiki saadetine den o kadar memnundu ki!,. İn- san mesut olunca her şeyi öyle unutuyor ki! ISTANBUL BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU TEPEBAŞI Akşam 20,0 Ge HAMLET (5 perde) KOMEDİ KISMINDA Gündüz rant 14 te, PARMAK ÇOCUK Yazan: Salihatlin Eüçlük Akşam 7030 da Kibarlık Budalası Bevoğla Halk Sinemi Bugün matina 11 de, gece de: 1 — Lori Hardi: Zafer Dönüşü miş bulunuyordu. Tahir o gece uyuyamadı. Obür tarafta Zührenin de işi yamandı. İçine bir ateş düşmüş; da- marları yanmağa başlamış » tr. Zühre derdini kimseye açamıyordu. O, sarayda, Ta. bilirdi? deş gözüyle bakıyordu. Bir elmanın yarından Zühre diğer yarısından da Tahir dünyaya gelmişti. Bu 51 onlara belki yüz ke. kminlerdi. alarmı biribirini sevecek. lesi bümsenin skkndan bile geçeeni Tahiteie Gerisi tah Zükre mektepi görmüşlerdi. (Devamı ya;