20 Eylül 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

20 Eylül 1941 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yük Mili Roman güçlükle indim. Biraz evvel ka. patıldığım odada: — Beni serbest bırakınız diye bağırıyordum, Havaya ve hürri. yete kavuştuktan sorira kafesten #aşkın ne yapacağ'mı nereye gi. deceğimi bir şairi filmenam gibi memurun arkasından yürü» yordum, Hiç bir sey düşünmü. yor, gidecek hiç bir ver hatır mıyordum. Büyük kapının ö deki taş merdivenleri indiğim zaman vaya kaldırımın yanına yaklaşmış bir otomebil gözüme ilisti, Memur otomobilin yen na giderek kapıyı açti — Buraya geliniz dedi Otomobilin yanına velidiğim zâman sordum — Beni siz mi götüreceksiniz? bir : — Evet, İcerive geciniz bake- Bar 2 ayak um < * günbu z i N SA sahit Otomöbilin içine ayağımı he. Me tr gür nüz atmıştım ki iceriden kuv Ri tahrike vetli bir el boynum: landı ve beni içeriye çekti, Bundan sonrasmı hatırlayamı» yorum. Gözlerimi cok bol ışıklı bir o. dada açtım, Bir yatakta yatıyor dum, Doğrulduğum zam“ kar. şımdaki büyük aynada kendimi gördüm Yarı çıplak bir haldeydim. Saçlarım omuz başlarıma dökül. müştü, Odada kimseler yoktu. Gözlerim bir anda dört duvarn çevrelediği odu İcerisinde bir ışık sür'atiyle dolaştı, Bu dekor bu eşya bu manzara bana tama men yabancıydı. Ben neredeydim? Burası neresiydi?.. Yatağımdan fırladım. Kapıya koştum, Tokmağı çe. virdim, Oda kap'sı kapalıydı. Pencereye koştum, Camı kal. dırdim. Karşıma sım sıkı kapı” tılmış bir pancur çıktı,. Bir deli gibi sağa, sola koşup düşünüyordum, Burası bir he- pishane odası olamazdı. Burası tanıdığım bir yer de. ğildi,. Kafatasım içerisinde bey- nimi sfkan ağır, uyusturucu bir sersemlik vardı, Bu esnada oda kapısı yavaşça açıldı ve bir kol uzanarak kapi- i elektrik düğmesini çevirdi. Oda kapkara oldu, Korku, helecan ve endişeyle bağırdım, — Siz kimsiniz? Elektrik düğmesi tekrar çev- rildi, Oda tekrar aydınlandı, — A... Sedat. ” — Ns o, korktun mu? Beni beklemiyor muydun, — Sen,, Sen,. Ha. — Neve bu kadar hayret et» tin? — Defol karşımdan köpek.. Artık her şeyi çok iyi anlayo ru m, : Tıkanır gibi güldü, Gözleri kan çanağma Gönmüştü, Sar- hoştu,, Bana doğru gelmek istedi. — Yanıma yaklaşma, (Devami var) Benden, kimsesiz. değil mi. — Biz gittiğimiz zaman bütün mahalleli Rüstemin e. vine toplanmıştı. Herkes Rüs temin karısının namusuna el uzatmak isteyen Halili tel'in ) Biti ediyordu Mişyorla kapı, Xa Yıldırımın hiddeti büsbü- A » © *Vine ağ tün arttır. i ip Ze OOO zaten namus düşmanıy- NE ml. di. Ni İdem, — Köpeği parçalayama - N.. Sene. mışlar mı? it Diye bağırdı. Yeniçeri a - a bah, Sasladır. ğası vakanm neticesini şu v aliş karşı şekilde hulâsa etti: — Halil bıçağını saplıya- cağı sırada, Gülbeyaz eline geçirdiği kapınm kol demiri. ni sayurmuş, kendini müda. fan etmek istemiş. demir, Halilin başıma çarpmış. bey» delmiş. Yıldırım hiddetle sordu: kurtulmuş kuşlar gibi acemi ve | Seal HABER -— Akşam postası işli E Fa ve HAMM) SAİ im Yazan ve oynıyan: nedamet eden meşkür dolandırıcı Mahmur Saim ALTINDAĞ Başrollerde: Mediha, Zeynep, Mahmut Saim, Komik Hasan efen4. Awop,Mr'dah Köz nesne Mösyö Harunaçinin Yehudi oltası dediği de neydi acaba? “Denize atarsı.ı balık kendiliğinden yelir... ,, diyor. u ANAMA LİLLE AAA Harunaçinin davetine gitmeli miydim? Yahudi aklı... Pek PERDEYİ AÇIYORUM ei CARDAŞ FÜRSTİN Bir aylık mahpusluk beni hayli yikmişti, Evime geldim. Zavallı anneci » | fin beni ağlıyarak karşiliadi, Tevekteli dememişler: “Ana gibi yâr olmaz, gibi diyar olmaz!, — Birkaç zün ülnlen , dedi. — Birkaç saat bile vaktin: yok Diye cevap vdrdim, Şehremangi'. Bağda' ne müfetiiş oldum, Üyaleolerı kontrol edeceğim, Zavallı kadm sahi sannetti ve çok sevindi, Evden ç l gidiyordum? Hani (Ko. vadis?..) diye Wir roman o vardır. Evet, nereye gidiyordum. Kime g* um 7. Hangi dosta, hangi ahbaba, hane gi arkadaşa?.. 0 gece Viyana Operetinin “Çar daş Fürstin,, unvanlı piyesi var . miş, Miloviç adındaki Viyanalı pr'« madehnann bu operetini çok met, bediyorlardı. Artık eski arkadaşların hiçbiri” sİnİ gözüm görmek istemiyordu. Ne yaparsam yalnız başıma yapı» caktım, Hepalnden de payım: al, mistum., Hele ask möesclesinde âf. kadaş en muzır bir düşmandır Bazi genç kızlar sevdikleri deli kanlırn yanına giderlerken yanla” rma bir genç kiz daha alırlar: — Arkadaşım Semahati tak « dim ederim... Bizim bazı gene erkekler de, ayni şekilde sevdikleri bir bâdı. rm yanına giderken genç arkadaş. larmdan birini yanlarına alırlar! — Arkadaşım Ziya bey.. Tak, dim ederim, * derlor, Ne felğketler başıma (gelmedi yarabbi!,. Böyle koluma takıp kar deş gibi götürdüğüm kaç arkada » ım, kaç sevdiğim kızı elimden madı?,, Tecrübem bana sunu öğretmiş. tü; — Aşka yalnız gidilir ve yalnız dönülür! Kendi kendime geziyorum. — Vay Mahmut Saim bey, geç. mis olsun,, Aldırmıyorum bile, geçip gidi" yorusi, Bana bunu söyliyenler, ikisi bir snale cesaret edemiyorlar: — Aman Mahmut Saimi mutlas ka takip ediyorlar, Baksana gör. memözlikter geldi biçare, Aman kaçalım. ” Daha teklifsizlere kısaca — Takip, dedim, Bana kim s€. lâm Verirse yuziliyor, Akşama müdiriyele götürülecek, — Aman söylesene birader, ka. çalım... Gelip konuşanları da bu suret” le morfinliyorum, Arkalarma bile bakmadan (tabanı kaldıryorlar. Nevmidim,, Kendi kendime: “Ar kadaştan vefa, zehirden şifa um. malemsş!,, diyorum, Gese Fransız tiyafrosüna git « tim, Biletler bir hafta evvelden #ntilıyormuş, Bir tanıdık vasrtasi, ie bir koltuk biletini pek zorlukla bulabildim, Ne yalan söyliyeyim, de yabana atılmayı gelmez ; kendisini bir dinlesem hiç de fena olmazdı. operetin güzelliğinden ziyade Gıp” laklığı hoşuma giti, Bir ay, ka » ?.. » dedi, tanıyamadım İ Baktım, ben bu simayı tanıya . tiller, hırsızlar, yahkesleiler, gece ! cağım amma, nereden yarabbi?.. baskıncıları içinde ağlıyan ve ka, İ raran kalbim, bol ışık, bol müzik, bol çıplak kadın vücudu İçinde, &« ki heyecanına kavuştu, Tüller İ çine sariimış kızların, ayaklarının Parmak uçlarından saçlarımın teli” ne kadar her uzvu ayan beyan #seyrediliyordu, Miloviç o büsbütün çıplak denilecek bir haldeydi, Te- vekkeli biletler bir hafta evveldin satılmıyor! Serde tiyatroculuk da var,.. Perde (oarasında gözlerim şöyle localarda dolaşiyordu. Dör düncü locada Mediha gözlüklü bir sdamla oturmuyor mü? Rengim sapsarı oldu, İçimi bir: — Ah... » diye çektim. Yanımda bir musevi oturuyor du, Güldü: — Daha çak içini çekersin be” ba, dedi, Cevap vermedim... Tekrar güldü: 77 Muhmut Saim bey, #al' daktilo bilen 18 yaşında bir genç 5 aramaktadır. Husust olarek ortamek» Yazan: İskender F. SERTELLİ -134. — Geberdi mi pek?!.. — Biz yetiştiğimiz zaman can çekişiyordu.. “Kabahat benimdir” diyerek cürmünü ikrar etti ve can verdi. Padişah Halilin ölüm ha- berini almca müteessir ol - mamış değildi. Fakat, bu va. ziyet karşısında ne diyebilir. di, Derhal Edirne müftüsü - nü çağırttı. Vakay: müftüye anlattılar. Edirne müftüsü de ırz düş manlarmı katiyen affetme - yen çok dürüst bir adamdı hain kö. Derhal: “e Küllü müzurrun yuk. tel.” fetvasını verdi. Her muzur şeyin katlı caizdir, şevketlim! dedi. Halil o sırada zaten ölmüş tü, Gülbeyaz bu suretle ceza- dan kurtuldu. Yıldırım, Rüsteme döndü: — Böyle namuslu bir ka - edebilirsin, teselli et.. Dedi. Rüstem tekrar padi. şahın dizlerine atıldı: İ — Tanıyamadın mı? — Hayır!, — Şelik paşa zamuninda,. Bir yece hani kodeste buluşmuştuk... ji — Tanrim, mösyö Haronaçi, — Ta yendisi dostum,, Çıplak kızları yordun, İçini: çekip duru vorsun, Maşallah maşhllah., Sa | İ kalin beyaz olmuş sma, yüreğin par pır yanıyor, — Nasılsın mösyö Haronagi,., O akşam bittabi sen de kurtuldun?, — Ne o akşam be, Şefik paşa nm çönden tam bir haftada sn . cak kurtulduk. — Dayak yediniz mi?., — Dayak mayak, sopa mopa,, Duduk, muduk., bepsi maşallah maşallah... — Dayak mayak snladım em , ma, duduk muduk ne oluyor? — Yeni dayağı yeyince duduk yibi beğirmak,.. Aşkolsun, Buru da anlamadin mi?.. Nasin, bu ak. * se talebesine Uirkçe, fransizca ve kültür derslğri le orta ve tik mek tep talebelerine o her dere © verilir, (AN.Ş. remzine müracaat * 20 yaşında Bekâr, askerlikle alâ, tadır. (P. Yazıcıoğlu) remzina mira, cant * 734 yaşında bir bayan bir dökkün, (ransıyca, rühca okur yazar, (Mimo. sa) remzine MÜrACAat, * Franmz mektebi orta kısmından mezun, daktilo bilen bir bayan iş ara, maktadır. Türkçesi iyidir. (Never) cemzine müracaat Aldırınız: Hea olunur. oayat 5) (M.XXIV) (ALR) (Rahim) (amel) (.SV.) (Hukuk 2) (Y.O) (04. K, 86) (22 Çaylak) «T.T) (K.B) «TR.Y.K.) (A. Yilmaz) ON. Kulpak, gı) Çrigarot 46) (25 Melek) (U 29) (TB) (A, Yazıcıoğlu) (Güven) (K, (M4, Deniz) (BN.Ş)) (Penbe zart) İ KE) ATR) HT) ALB — 0, çok namuslu bir kız dı.. İki ay evde güneş yüzü bile görmeden beni bekledi, şevketlim. Diyerek huzurdan çıktı ve doğruca evine koştu “KAHBE KANI MI TEMİZLİYORSUN7” Rüstem evine vardığı za - ya yeniçeri kolları olaşıyordu. Saray çavuşu, Rüstemle beraber gelmişti. Çavuş, yeniçeri kollarına: “— Padişah Gülbeyazı af. fetti. Haydi, şu cesedi kaldı. rınız?” Dedi ve padişahın buyru- ğunu yeniçerilere tebliğ etti. Zaten Rüstemin arkasından er ağası da eve yetiş - mi: Gülbeyaz karakola, belki şam içini çok çekiyorsun, Korka, rim isin dşina dönm — De kandan takip Bizim ediyorlar”. de basimizi beliya sokmayasin?.. — Hayır, böyle bir Şey Hapishaneden bugün çiktm, Yahudi afalladı: — Böyle bir şey yok.. Hapisho- meden buyun çiklim. Duha nço. lacak ?.. Ni bir şey yok, — Haronaçi (efendi, Derdim buşka, Felâket içindeyim... Birini seviyorum. — Sen seviyorsun?.. — Evet! — Beraber alıp mezara vide « ceksin ?.. Öbür dunyada nkâh, Fena deyil höcam... — Nasi öbür dünyada? — Saçm sakalın ağarmış Bizim hahambaşıya dönmüşsün, Sen kıs seveceğine mezarcı Mahmut ağayı Sev daha iyi, Hiç olmazan toprağı bol örter,, — Hem kimi seviyorum bili | yor musun? — Kimi? Bizin kaynanayi o mesin,.. — Sisli güzeli Mediheyr.. — Aferum... Tam tumayi yö » züinden vurmuşsun. Bugün hapis . yine ve irsin?,, Hiş merak etme, — Bek şu dördüncü Jocads otu. — ve yitsena?,. — Nasri gideyim, yanmda dam var!.. çi “ia — Zarar yok. Onlar sast hesa” piylan adam alirlar, Sen da yit, başka saatini angaje et, i imera hak, Yedi aydır Kk ere param yiti, hem... - — Hem adamekili (o yaşadin. Şişli yüzeliylan hayat surdun., — Ne gezer?.. Elini bile tut - yok — O da bir marafeitir!. — Nasi marifet?.. , <> Parayi sen Yerirsin, başkala, riylan yezer., Ben olsaydım, bir yahudi oltası atar, onu lvfer bal. Bi yibi yakalardim. Sen bana ye. rin yelebilir misin? — Gelirim... — Çarsi... Ağusokak, 191 nu * marsda Haronaçi,. Yarın yel o « bur yün Medihayı al. — Allah. Allah. — Evet!,, Yahıdi oltasi boyle. dir. Attin mi denize, baluk kendi. Uğinden yukarı yelir.. Perde agilm'str. Miloviç şarkılar söyledi. Birta km. avâreler Viyananm bu çıplak nm çügmen alkışlıyorlar * — Nekadar o gülünç değil mi mösyö Haronaçi,, Bu kadmisrm <rplaklıktan başka ne marifetleri var?. Bak, bunları alkışlıyanler dn var... Herhalde opereti değ, çıplak kırları alkaşlıyorlar. Gülünç hal, dedim, — Yü yül, dedi, (Hem onam yül, hem kislara yül,, Yalnız yük moktan birnz da kendine ayır. kendina da yül hocam, kendina da yil (Devimı ver) de zındana gideceğinden e- mindi. Başını örtmüş, hazır- lığını ona göre yapmıştı. Ka pıda Rüstemi gören Gülbe - yaz birdenbire şaşırdı... Nöbetçiler kapıdan çekil - diler. Rüstem ilkönce karı « sının boynuna sarıldı. — İşte, nihayet zından — dan kurtuldum. Dedi. Ve Gülbeyazı hazır lanmış bir halde görünce: — Nereye gidiyorsun? Diye sordu. Gülbeyaz: — Senin zindatıdan çıkı şına çok sevindim, Rüstem! dedi. Fakat, ne yazık ki şim. di elimden bir kaza çıktı. Zindan yolu bu sefer bant — Merak etme yavrum, pâ dişah her şevi haher almış. Seni de affetti, O liain ceza- sını görmüş. (Devöm:! vr

Bu sayıdan diğer sayfalar: