19 Eylül 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

19 Eylül 1941 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

iğ vim İs 5 Sg a "yle işlemeye kabak diye bağır. U du ki» manız bu iy 76. Gl a Yi ödeceksi. di e i ey Ae tuttu, stiklâl lal teslim erim, Yorum size, Zi. ç Kiren bir Polis iy, <2. Nezarete Mir verdi, vE tevkif e Elinizde Memur u. tevkif ediyor. N iyiden bi Dir kadını ne “Mevirir tevkif e. N ae iğne Aça me Sövletme, burada, Ky ar Mi bant çe « Şimdi Ferbest” birakı. yınız, Niçin Ük Milli Roman san efer Yazan: MAHMUT ATTILA AYKUT|Kısmette, bu ara, bir aylık hapisimi çekmekte varmış... — Necmiye, senin burada bu Tunduğunu tesadüfen öğrendim. Ne oldu: başına nasıl bir felâket geldi de buraya... ç — Düştün, diyeceksin değil mi? — Hiddetlenme, sakin ol. Hâ- lâ sinirli misin? ç — Buraya tesadüfen geldiniz, Beni burada tesadüfen buldunuz hepsi peki, benden ne istiyor * sunuz? — Evine dön, Evine gel, - Nasıl olur?, Ben burada mahbus bulunuyorum, Hakkim» da casus diye ihbar var, Gitmek “benim elimde ami &i?.. — Sen istersen ben seni kur tarırım! Bu zamana kadar az cok sÜp hem vardı, Fakat Sedadm sen istersen ben £-3i kurtarırım $ö- #ü bütün esrarı çözdü, — Beni ihbar eden, buraya getiren ve belki de bana bu ol- madık feri komedyayı oynatan hep bu alçak adamd:, Ondan simdi daha çok iğreniyordum. Ondan şizhdi daha fazla nefret ediyorum, Yerimden bile kıpırdamadım: — Size gok teşekkür ederim, Ba- na atfettiğiniz suç siz karakter de insanlar için bir damsa, bir lekedir, Fakat ben bundan ket yı gikartacâ « ğım, Anadoluya il kaçıran vatanperver bir asker kizi için onlar hesabına casus'uk ediyor denilmesi ne mükemi ve be- nim için ne mutlu, De şerefli bir teveccüh, Sine yalnız bunun için pek cok teşekkür ederim, Beyhude yo » rulmayınız, gidiniz. Bu suretle bende bugüne kadar çocukluk ve tecribesizlik süikasile uyan - mamış olan bu hisleri tahrike vesile oldunuz, Bana #deta vezifemi hatırlat tmiz; m Beri böyle könustukca Sedat kuduruyordu, Maksadını anladı. ğtmı görmüştü, Birkac defa eli- me sarılmak istedi: — Defol. provakatör ruhlu a» dam” — Benimle barış Neemiye!, — Böyle bir kimse tanımıye- .rum, Ve senden iğreniyorum, Ya rasa suratı gözlüklü kör arkâ- daşın bile senden pek çok fazi - letliymiş, Hiç olmazsa yaptıkis- rını itiraf etmek cesaretinde bu- lundu, Neğamet duyduğunu söy ledi, Vlodan azabı çektiğini an lattı, Ya sen,, hâlâ benimle uğ. aştyorsun, Ve beni ele geçirmek için türlü hileler, desisver icat etmeğe kalkıyorsun. Sen Lpkı eşeğe benziyorsun, Üzülme, Al- çaklık yarısında sana ©$ olacak Ayni ruhu taşıyan hir arkadaşm daha var, Onun söylemesine bir türlü meydan birakmıyordum, Beni yumuşatamıyacağını anlamıştı, Soğuk, soğuk güldü: — Sana hiç lahmin etmedi, azabı oçektirteceğim Necmiye, Kendini koru dedi ve odadan çıktı, * (Devam var) ” Meali ABER — Akşam postas! / YWIGUZ GB vE MAHMMU) SAİM Yazan ve oynıyan: nedamet eden meshar dolandırıcı Mahmut Saim ALTINDAĞ Başrollerde: Mediha, Zeynep, Mahmut Saim, Komik Hasan efend. Acop,Meddah Kâzım vesaire beni kader, Mecihanın peşinden ayırıp PERDEYİ ACIYORUM —43— GÖZE GÖRÜNMİYEN KADININ SIRRI Hayat, beşikte başlar, mezarda sona çrermiş! Ben #seyyiat defterini kapamış biriyim,, fakat hâli menfi heynt- ta görü olan bir adam gibi hayati. nın gizli sayfalarını böyle perde perde aşar mı? Artık bundan sön- ra ben anlatayım, siz: dinleyin. Bilseniz size ne komediler; ne dramlar; ne vodyilier; ne operet. ter hazıriıy'orum. Fakat heyhat ki,. Yağı bilmiş bir kandil gibi sönmekteyim.. sa- çım sakalım bembeyaz, vürürken veresiye rakı içmiş sarhoşlar gibi sallanıyorum, her iki adımda bir eki Üyüpsultan vapurları gibi: —örr, Diye bir nefes alıyorum. Nedir bu? Avaha ihtiyarlığa niyet mi et. tim? Gönlümü yokluyorum.. 22 yi bir dakikâ geşmemiş,, Hâlâ heyecan içindeyim, İçimde bilseniz ne e meller, ne hayaller ver: Vermem sana çek benden elin ey melekilmevt! Cinanmna nezröylediğim cina do kunma!, Helç şü öilvei kadere bakın! Bir aylık bir hapis ilân çikip gelmez mi? Birinci 'gece, Büyükderciç vus- atı yari baysl ettik; izinei gece, Kadıköyünü demküzar eyledik, ü. çüncü gete, hapishanei umumiyi İs kametgâh ittihaz eyliyoruz?,. (1). Ben hayalinle sabah olunca ettim züftgü, ütfü hitap ettin bu şeb? Hürriyetten mahrumiyevmin en gafip saati akşam ezanı zamanı « dır, Ne gare yine kadere haş 6ğ- mek lâzım, Bir kenara çekildim, oturuyorum; kulağıma bir ses gel. di, Bir Ermeni İla bir Acem konu r. Bu sesler bana yabancı de. Sen kimi o sayestel — İlle mene. buraya gelinişti. Şimdi işitmişim.. yelan değildir. €vineden görmüşler.. Yaklaştılar. oAcem parmağile beni gösterörek: Mahmut can,. diye hay- ime iransmadım; Bey sen misin yahu” izim Agop Wen. yuruda,, bune hal vanda! di! İkiniz de yahu? Mahmut can, senin muavin ne geşirsan,, senin ard. dan gelen kuzu öibette bir gün böyle keçi olur... Tahir on beş güne, Agop Efendi nite aya mahküm olmuştu, Acem dadaşım ertesi günü çıki- yordu, Kebdisini bir kenara çek « tim. Mediha ile Büyükdere Hiücce rasını tamamiyle anlattım, Büyük« derede nasi sare; olduğumu, Kadıköyünde Medihayı nasıl ara * çanavarın başına vurmu$ş.. Gelin de vakayı siz de benim gibi yakından görün ve Al. lak rızası için şahadet edin! Diye hızlı hızlı söylenmeğe başladı. Komşular birer birer Rüs. şa temin bahçesine koşuştular Gülbeyaz, Rüstemin o ge- ce affr muhtemel olduğunu, Ahmet paşanın akşam üstü saraya gideceğini Caferden duyunca sevinmişti. Fakat, kendi kendine: — Ya şimdi beri zindana atarlarsa... ne yaparım ? diye söyleniyordu. Komşular bahçeye topla - nınca Halili yerde kanlar i- » çinde yatarken gördüler. Ha. Yilin büyük kara saplı saldır. ması da yerde duruyordu. Gülbeyaz: —Benşu eve namusile oturan bir kadınım, “lar . o namuslu umumi hapishaneye atıverdi Agopla, Tahir hapishanede karşıma çıkmazlar mı? ney se ki Tahir ertesi gün mahkümiyetini bitirip çıkıyordu ARANMA NANAMANMAA İİİ İİNDE dığımı harfi harfine söyledim. — 'Tahir Bey... Kalb meseleleri. | ni belki sende bilirsin - dedim. Senden bir arkadaşlık bekliyorum, — Mahmut can, e dedi, emreyle hen özümü sana kurban eylerem. Sen menim matbascılıkta da us- tamsen, kitapçılıkta da vetnmsen, karga kuşlukta da ustamsen... Bu gece özümü çirağ eyliy Şarlok Holmes gibi tahkikat yapa cağım, — Şarlok Holmes mil Sizin | arAs'nd8. ! yaptın, Mediha bir memlekette de Şarlek Holmes gr | bi hafiyeler vâr mı Tahir Ağı? -- Ne mene Mahmut en? Bu | Sarlok Holmesler hafiye midir” Bizim memlekette sökkiz yaşında. ki çocuklar polis hafiyesidir.. Se nede €n az otuz min vukuat mev- dana çıkarırlar ha? — ır. O geceyi meşhur Hrisantosun yaninde geçirdim, , Bu meşhur polis katili esbsha kadar hiç uyumadı, Ben zıtraplan o evhamdan sabaha kadar konur tuk: — ik defa nasıl işe başladım mı? Babamm eğbinden para çak makla!, Sonra sıra annemin ğma geldi. Daha eoüra komgunun tavuklara, derken evlere... Fakat benim en sevdiğim &, kurmanyo » Indrr!,, Bir adamı. sokuğm orta * sında karanlık bir köşede dördü - rup soymak... En enteresan vakts larım mı? Bunlar dn çapkınlık vas kalarımdır! Cebimizdeki paralar Kolumuzun #ayt, ninmnrzur teri des Zil ya. İamlm büyük, Bizim Rum matmazelleri bana bayılırlar, Çün- kü hemen hepsi macerayı severler. Meselâ bizin Papapköprüsü tars* fında bir gece kaldim mı, bulun * İ duğum odaya en âz on inne Rum Reçete yerine geçen mektap Döktorların yazılarının HÜŞ okunduğu meşhurdur, Amerikü- da bir doktor bir gün arkadaşına pusula yazmış, ertesi gün yeme- ğe davet etmiş, Arkadışı gelmemiş, Daha ettesi gün karş'laşmıs. lar, yazdığım seyi? Öteki ceyap vermiş: — Aldım, Teşekkür ,ederim, Eezaerya götürdüm, İlâdı verdi. Kendimi çok İyi hissediyorum... Almadın mi Yazan: İskender F. SERTELLİ -133- se girişinden istifade ederek beni elde etmeğe Ve olup bitenleri komşulâ. ra birer birer anlattı. Komşular hep birden: — Biz, Gülbeyaze kalıbı - mızı basârız - diye bağrıştı- bir kızdır. Biz onun böyle eve kapana. cağını ümmüyorduk. Bu ha - ine kim olsa cezasını vermek te gecikmezdi. Dediler. Karakola koştu - > kolbaşıya haber verdi. İş büyüdü. Ortalık kamakarışık oldu. Kolbaşı, o güne kadar bir kadının adam öldürdüğünü görmemişit: Derhal kapıya bir nöbetçi dikti. Meseleyi yeniçeri ağasına e ases ba - şıya haber verdiler. Hâdise bir iki saat sonra saraya aksetmişti. AHMET PAŞANIN ŞAHADETİ Dıvan toplantısından önce huzura giren hmet paşa, pa- dişahla konuşurken: — Artık rahatsızlığım geç ti, şevketlim! diyerek ilk ön. kız! gelir, Hang'sini alırım diye - »eksin değil mi? Hepsini! Ayağı ı gelen kovuur mu biç? On kizin sabahamak. İşte bütün zevkim budur üstadım, Sabahleyin kapıdan bir mektup geldi, Bizim Acem Tahir Ağa va. veçhile tahkikat haftadanberi yeni bir dost almış Nerede oturu, yalnız size fena bir haber yekgöc- ğlim: 0 gece; yani «ir Medihayı Kadiköylinde karanlık sokaklarda mecnun Şiki aradığınız gece, Me, dihn Büyükderede otelde imiş ve hüda hüfir,, Miran Winer Tabir, Har! Tehirin su mektubu kalb. mi perisan etti, “Ah şu kadınlar!” demeğe kalmadı İkinci bir mektup daha gelmes mi? “Mahmut Saimeiğim.. eleme » diğime müteossirim,. o kuknruma balına, Yalnız Tahirin sözlerine kulak asma, Haber aldiğima göre 9, onu Osman bey tiyatrosunda Medihaya yolladığım saattenberi Medibanım peşindödir. Maltâ mat- baasısı, kütüphanesini, her şeyini bu uğutdu feda etmiştir, Söz ari, mızda kalsam, Bu kadar haber ve, riyorum, Selâmlar, Süleyman Tevfik... Mektup elimden düştü., şaşırdım kalılım,. hakikaten insan bir kadın karşısında ne kadar âciz İmiş yi. rabbi! Kadım, meğer en yakım dostları bire düşman yapmağı muktedir. miş. Adeta #ihnln durmuştu. O dakikada yine maruz kaldığım gu tesadilfe de bekmiz: Metıkümlar beni sakallı makallı İki ahbap, karşılaştılar, Ara- larında şövle bir konuşma geçti: — Gel, senibu akşam yemeğe davet ediyorum! — Bu aksam mı? şüm olsa olmaz mı? — Haydi, öyle olsüü! Fakat, sen bu akşam nerede yemek yi- vörsüt? Tal. e: Karm beni biraz evvel akşam vemeğine davet etmişti! Bakkal dükkânında — Iki okka patates verir mi, siniz? — Veririm, ama yanlış söyle. din: kilo diyecektin! — Öyle mi? Peki. Oylaysr iki okka kilo ver bana; haydi! Yarın ak. 3 ce sıhhi vaziyetinden bahset. miş, padişahı yumuşak ve sa. kin bulunca, Hal'lin iyileşip kalktığını söyliyerek Rüste » min affını istemişti Yıldırım: — Ben de zaten bunu dü. şünüyordum. Sefere gider . sek, Rüstem gibi bir akıncıyı zindanda bırakmak doğru ol. maz. Dedi ve kendisinin hemen tahliyesini irade etti, Saray muhafızı bu iradeyi Rüsteme tebliğ ederek, koca aslanı zindandar: çıkardı. Padişah Rüstemi görmek istemişti. Biraz sonra Rüstem Yıldı. rımın huzuruna çıkarıldı, Fa. kat, Rüstemin hali perişandı ve günlerdir güneş görmedi . ği için gözleri ışığa bakamı - yordu. Hüzüra giter gitmez padi - gördükleri için dertlerini anlatı yorlar, ceza kanununun bazi mâğ» delerini soruyorlardı, Bir Lâz — Ii sual Ode ben aprayut müsade ederseriz hocalendi, » de di, Biz, Kadıköy önünde gtce bir kayığı çarptık. Ehliyetnamemiz yok diye bize ceza verdiler, — Enliyetnamen neden yok? — Ben kaptan değilim, makinis tim, Ah. başımıza da bu derdi Şişli güzeli Mediha açtı, Mediha ismini işidince adetâ burnuna girdim: — Anlat,, anlat, Nasi öldü”, » diye heyecanla sordum, Bakmız anlattığı muammaya : —— Geçen perşembe günü akşa- mi Mediha otamobille Büyükdere ye gelmiş, Ben de motörle gazino. nun önünde duruyordum, Gazino » cu Yervan'ın çırağına bağırıp ça » Errmasından anladım ki Medihayı bekliyen enayi her kim ise sarhos olmuş, çıkıp gitmiş... — Ey... Aman anlat, sonra? — Şişli güzeli Mediha dedikleri 5 kadın motörü görünce “Beni Ka- Giköyüne götürür müsün?” - diye sondu, “Yirmi lira verirsen gölü rürüz hantmefendi" değim, Dönüp gtrinocu Yerventin yüzüne baktı, Galiha benim'ne adam olduğumu sormuş. Yok, bocafendi. biz kim olursa olsun motörümüze binen kadma yan göle bakmayız Bü . İ yükderede bütün âlleler bizi se » İ verler, Yervant. kendisine teminat verdi, “Telefon edöyim" 4 dedi, Galiba gideceği yere telefon etti. Motöre bikdi, Her halde Büyikde- rede kendisini böklemeyip sarhos olup bırakıp giden adama çok kız. miş olmalı ki gözünden iki dam. la yaş aktı, — Vah Med'hacığım ?. Ey.. ra* - Kadıköyüne geldik. İskelenin yanındaki rhtama türü yanaş - *irâm, Rihtmda bir adamla bir kt# gocüğu ödü bekliyordu. — Nasıl adam? — Uğün bovlu.. sakalh., ihtiyar bir adamdı, — 0. tapu idaresinde mütekalt adam, — Ne bileyim ben hocam., he. rife Büfus kâğrdmı soracak deği « İm ya? Medihu buna yirmi lira ücret ve beğ lira da bühşle verdi, çikip gitti, — Anladın yeter, — Daha asil vakayı söyleme « dim hocam, hiz kayığa nasıl çerp- tik onu anlatacağım. — Atladım yahu? Birsz “düşün möğe mubtaç, Başka vakıt senle » tirsin, Tâz motöreü hiddetle yerinden kalktı! Hiddetle bağırdı: — Anlâlacağım yeri dinlemi « ver. anladım diyor. ben de otur. dus da sana anlatıp durdum, Set Sıkan değirmende ağirimisem Vay gidi enayi vay? (Devam var) herifin sö. sahın ayaklarına kapandı, te- şekkür etti. Yıldırım: — Bir daha hançerini mert insanlara karşı kınından sı - yırma. Bu, sana bir ders ol. sun! Dedi. Tam bu sırada bir harem ağası, yeniçeri ağası - nın pek müstacel bir iş padişahı görmek istedi söyledi. liyas bey huzura alındı. Rüstem de bir kenarda duru. yordu: Rüstem, bu i iyiliğin Ahmet paşadan geldiğini bil. diği için ona da tesekkür et- miş? — Allah sizden razı olsun, lim? A işti, İlyas bev huzura girer girmez, A ie orada Siz bir şeyden haberi yoktu. (Devem v7)

Bu sayıdan diğer sayfalar: