meme h. 4 ez. der, — Kurban olsun sana kızlar! dedi, Sen hele dur.. ben Hacer hanımla bir konuşayım., Yerinden doğrulmağa çalıştı: — Heinen şimdi mi teyzeei - im? — A, elbet ya,, demir tavmda döğülür, — Peki ama. banim nikâh va, ziyetim ne olacak? Bakalım İr . fan bey beni kendi isteğile boş - yacak mı? — Sen oralarını düşünme, On lar bep sonra görüşülecek, düşü, nülecek seyler Teyze yemeği varım yamalak | yedikten sonra Hacer hanıma geçti, Ben yine o küçücük kafes, li odadayım, Kafeslerin arasın - dan Halici ve Sütliceyi ogörüyo rum, Hatıralarımla kucak kuca, ğayım. Babamın yakalandığı o meş'um geceyi hatırlıvorum.. Hiç tanrmadığım bir gencin eve gelişini hatırlıyorum, Yine onun tanımadığım âarkadasile sandala binerek buraya geldiğimizi hatır İyorum,, ve bütün bu bir sere içinde geçen vak'a ve hatıraları sevgisiyle, dehşetile, faciasile te ker teker hatırlıyorum, Düne ka dar hayatta ilk defa sevdiği er. keğine bütün safvet ve masumi- yetle yalnız dudaklarını uzatan vesevgisini kuracağı mesut yuya- shm sıcaklığına saklıyan ben, bugün ikinel bir kocaya varmak için hazrirk yapan günahkâr bir dul kadın rolüne çikıyorum, Of,, bü ne acı şey yarabbi! Anado . luya kaçmak istedim. muvaffak olamadım. Kemalime senin için yaşıyorum! diyecek bir suratım kalmadı, Hem o acaba yaşıyor mu ki?.. Şimdi çok iyi anlıyorum ki Canip canavarın'n yüzündeki maske, içindeki kötü ruhu ört - mek için takılmış sahte bir nikap imiş, hayal hakikatten meğer ne kadar aykırı ve uzak bir rüya imiş, : Bulunduğura yeri unutacak ka dar dalmışım kt, aşağıdan teyze nin: — Kızım, Necmiye hu... kâniyı açsana! demesile kendime gel , dim, Koşarak kapıyı açtım. Tey, zenin yanımda siyah çarşaflı gü- ler yüzlü ihtiyarca bir kadın da" ha vardı, — Buyurunuz efendim, Kadıncağızm elini öptüm: —Berhüdar ol yavrum, Teyze merdivenleri çıkarken; — Ay, aman kalçalarım yine tutuldu, Üzerinize şifalar iki gündür benimkilerin vine tuta, makları zerinde, Haddin varsa azicak dolaş Sanki her yanıma bicak sanlıyorlarmış gibi oluyor, Diye söylenerek yukarıya çıkı yordu, Ben kahve nişirmek için mut fağa girdim. Yukarıya kahveyi götürdüğüm zaman teyze yüzü . me bakarak: — Her şeyde bir hayır vardır, İnsallah bu kızcağızm da çilesi Dolmustur, artık. Etrafma göz gezdirdi. — Ben şimdı keadi evim deyim, değil mi? — Evet, kendi evindesin! Çok içmiştin de, Hlem bir da- ha bu kadar içme, Rüstem! e yazıktır.. vücudunu mahve - diyorsun! — Sen benim bu derece sarhoş olduğumu gördün mü? Nasılsa oldu bir kere. Ve karısının boynuna sa » rılarak yanaklarından öp - tü; — Benim vefakâr, sadık ve *emiz kalpli Gülbeyazcı - ğım! Neden sarhoşun sözüne inandın da sabaha kadar bekledin? şirdi ne kadar üzüldüğümü bilsen... — Bunu ısrarla istemiştin.. başka türlü uyuysamıyacağı - Dı söylemiştin. Sözünü dinle. meğe mecburdum. Sabaha kadar başı ucunda bekledim. Rüstem uykusunda sayık - (Devamı var) PERDEYİ AÇIYORUN... —:2— KAFESE GİREN ASLAN. Zülfikar bey bana kısaca zapti yeye nasıl girdiğini nasü başme, mur olduğunu şöyle anlatmışlı: — Ben Piriştineden gelmiştim, Beşiktaşta türkü İle mısırbuğdayı satıyordum, Bir gece sepet elimde | Yıldız caddesine çıkmıştım: | Mısırı satamadım, şu Bepeti ! atamadım; | Hiçbir gece rahat, rahat, yata. ğımda yatamadım.. Beni bir konaktan çağırdılar. Paşa efendi dedikleri birinin yas İ mına çıkardılar, Kıyafetim, sözle- rim hoşuna gitü, Beni zaptiyeye yazdırdı, O günlerde üç politika mücrimi aramyordu, Kıyafetlerini şekillerini işilmiştim. Arananları Beşiktaş tramvaymda yskalamı » Yayım mı? N6 oldum bilir misin? — Herhalde bir rütbe terfi et. tin... — Ne bir rütbesi?” Başmemur oldum »öri,. Züilf kar bey iste böyle bir Zük fikar böydi. Buna: — Şindi sana bir çare düşü. uüyorum Mahmul!.. Anlattıkları- na göre öyle Agop efendi ile mis gop efendi ile bu i$ olmaz mori vallahi, Bizim Piriştineli Alan »ey var, tu bre, Aklıma geldi, Gidelim, ona anlat bu meseleyi, — Simdi kapı kapı dolaşıp, bir de berkese dert mi anlatacağız? — Hâyır mori!. Aslan Bey yö- man adamdır, Günde beş yüz ko- yun keser, Mediha Agobu deği, böyle bir adama gelir!, — Benim de öyle adımlardan bildiğim var amma mesele kadn meselesi, Sonra arkasından baka kalırız, Kadınla bir olurlar, insana haydi kısmetini başka kapıdan - ral, *odeyiverirler, Ben “bir“gece Için Milet şeye nikâh: yapm “dn © gece, kalmla uyuşup ertesi sü“ bah eski kocayı koğan Adamları «ok gördüm. — Biz Aslan beyle nikâh yapa. cak değiliz mori, Namuslu #dam!. Seninle yarın öğle zamanı Topha- nedeki kahvede buluşalım Mah - mut ağa. » 4 Ertesi günü Zülfikarla Asian böye "gittik! Kapı gibi iriyarı bir Arnavuttu, Zülfikar: — Mori Aslan! Sana bir arka. deş getirdim, Horadır, Müthiş bü. yücüdür morl hs... Buna yalan, hiç olmaz, Adama isterse bir bü- yü yapar, yirmi dört santte çatır çatır çatlatır... Fikrince güya, Aslanla kadmn birleşip bize bir hile yapmasını önlemeye çalışıyordu. Devam etti: — Mori Aslan!. Bu adam bir kadın #eviyor, Kendi kuvvet var, büyü e yoria getirecek, Bir çün. de mori, bir günde, — Bir günde! — Evet mori!,, Fakat araların. ds “lâdes” tutuşmuşlar... Biribir lerin! kafese koymak mori, Kadm Nuh demiş. peygamber demiyor Mori, Sen memlekette meşhur bir celepsin. Sen bu kadını sözde ken dine çağırır gibi bir vere çağırın. san muhakkak gelir, Biz de onu SA Yazan: — m — mmm mmm mma yl HABER — Akşam postim ıŞş/ı YUZ Me LED EMA) SAİM Kazan ve oynryan: nedamet eden #eşhar dolardır, Mahmut Sesim ALTINDAĞ Başrollerde: Mediha, Zeynep, Mahmut Saim, Komik Hasan eten4. Awop,Meddah Kâzım vesaire Derdime çare bulmaya giderken, Celeb Arslanın derdine çare bulmaya mecbur kalmıştım; meğer onunda bir sevdiği varmış Arnavud. Medihaya, Msdihayı Arnavuda vurap, duma. nından benim istifade etmem mümkün olamaz mıydı? Bu tersatı kaçırmak aptallık olurdu hocamıza veririz, Sevap mori As Isn, çok sevap, Aslan bey bir iki dakika kafa sını kasıyarak dügündü — Mori Zülfikar, hu iş biraz kodoşluğa benzer amma, Senin bana iyiliklerin çoktur, Hatır bü yük mori vallahi, Yalnız bu iş bö- dava olmaz... — Para mi istiyeteksin mori? — Yok meri canım Zülfikar Benim de başımda bir sevda var Bir Arnavut ko seviyorum. — Bir Arnavut kizi mı” — Evet, Armavut kızı, Hoca bana yapacak bir (büyü).. Bağl yacık o Kızın ağını, dilini, duda. ğını, Benden binlerce Tira çekti. Aldatıp duruyor mori, Beni kars. göz kuzu gibi eyneyor mori! Ho &a bana versin kumanda: ben dü- şüfecek onun yavuklusu.., Yapsm bana bir kuvvetli büyü... Düşür »- #ün kafese benim yavuklusu, — Yapsın mori kardes, yapsın, Ab'üdhamit zamanında seneler, <e Ebtilhüda ile müthiş macerala. men olduğunu bilen Zülfikar bey, acaba beni hakiksten büyücü mü sannediyordu? bilmem, Büyücü - Mikten haberim yok; fakat büyü - cülerin teranslerini ve oyalama . larmı pek güzel bilirdim. — Üç vaklt var; üç gün mü de. #em, Üç hafta mr desem, üç ay mi desem... »; Asian beyle ertesi günü yalnız. ca buluştuk, Gazinnda beni bir ko- nara çekti, Sanki müthiş bir #r söyliyecekimiş gibi etrafına korku e bakarak snliatmağı başladı: — Bu İstanbul çok yaman bre hoca efendi,., Zülfikar ağa bizim büyüğümüzdür, Dün ondan utan - dım. Demedim fettan bir kadına tutuldum, Mahsus dedim bir Ar. navut kızı, Ya sen hocam? Senin nedir başına gelen bu yaştan son. ra7, Sen de mahalle imammm ka. İskender F. SERTELLİ ladığımı bilirdi. Bunu ona gok arkadaşları da söylemiş- ti. Rüstem karısını denemek istedi: — Uykumda kimbilir . sarhoşlukla - ne saçmalar, ne hezeyanlar söylemişimdir?! — Hayır.. hiçde saçma bir şey söylemedin... müte - madiyen Martadan bahsett - tin! Padişahın onu Feyzulla. ha nasıl verdiğine bir türlü inanmak istemio:den| Rüstem yatakta doğruldu: — Demek ki Martadan çok bahsettim, öyle mi? — Evet.. insan âdeta şüp- heye düşüyor.. eğer Marta henüz dün gece saraydan çık mamış olsaydı, aranızda bir şeyler geçmiştir diyecektim. Sarhoşluk dedim ya, Gülbeyazım! Ben ne Marta. yı tanırım.. ne de Feyzullahı.. Yarış olmasaydı, Feyzulla - hm semtine bile uğramaz - dım. Yarışta kazandı ve pa. dişahın iltifatma mazhar ol. du diye düğününe gitmeğe mecbur oldum. , Gülbeyaz, Rüstemin kafa. sında ve kalbinde Martanın su suretle İşi paraya dökmesin , den bu meselede Arnavudun ada, makılı sişdınlableceğini de an - | lamıştım. Hemen bu yolu da »çe- sım, dedim. Bir hoca vakârile cebimden kur sun kalemle bir kâğit çıkararak: — Peki, dedim; kendimin de ği), sana İlmin kuvvetini göstere, neğim, — Kavga mı edeçöğiz — Yok canım, Yani büyünün ne büyük kuvvet olduğunu sana göstereceğim, Şimdi sana bir Yü. dznameye bakayım. Babanın, an - nenin, kendinin isimleriniz?.. — Babam Piriştineli Hüseyin hey, Annem Kadriye kadm, Bç . nim ismim meşhur celöp (Aslan bey. , — Peki, sevdiğin kızm anasınm babasınm isimlerini biliyo mu » sun?., — Hayır, kaç defa © #ordum. Her defasında başka başka İsim. lör söyleği. Ben de artık sormak. tan vazgöçtm, f — Belki kendisi de bilmiyor da ondandır. Bu kızla münasebotin var mi?.. N — Hayır mori, Bu seneki ku - suların çoğu ona gitti, Daha olini tutamadım mori vallahi, Yandım. — Mademki anasının er yi İsmini bilmiyorsun, yapılacak . yinün kapısına görülesi lâzım, Kızm adresini ve ismini söyle: — Yuz hoca,, Maçkada, Teşvi- kiye caddesinde (Nar) apartrma ninda Şişli yildiz: Med'ha' Yazamadım. Elimden Kalemi bi söktm. Ağam bir karış açik. Arnavudun yüzüne bakakaldım. Bir an düşürdüm: “Fırsat ke. lin başımdaki tek saçtır,, derler, Arnavudu Medihaya, Medihayı Ar navuda karşı kullanmak müthiş bir oyun olamaz mıydı? Aslan bey meselesinde Mediha benden katiyyen süphe edemezdi. Çünkü Arnavutla macerası benden çok eskiymiş, iki senelikmiş, Fakat ne çare ki bu âvârede bönim gibi Yıldırım etrafmda Oo mülâzimeten dönüp duruyor. Mısrm ol sehriyârma benzer ki tiynetin, Öldürmedikçe vuslatı etmezdi va yezin!. Bu kom oynamak lâzımdı! Ak. si takdirde Zülfikarm dediği gibi. Ayasofya top kandilinin altında Hınır aleyhisselâm o beklemekten başka çaremiz kalmazdı. Aslan be yi dişi kaplanla aslanca pençelet. tirmek, ve aslan hikâyesi gibi, as. Jan payını da kendime ayırmak | Amavat alık alık yüzüme baki, yordu... — Aslan bey, « dedim, Adresi niçin yazmadım biliyor musun? — Vallahi malümatım yok' ho, ca, Sana bakiyorum. — Araya bir Yıldız sözü katim da fal, onun için birdenbire ke » derin izler biraktığını tah. min ediyordu. Fakat, Gülbe. yaz Rüstemle evlendiği gün. denberi o kadar wesut ve o derece rahattı ki.. böyle bir kıskançlık yüzünden saadeti. ni ve rahatını bozmayı ma. nasız buluyordu. O sabah fazla bir şey söy lemedi. Gülbeyaz Helilin yaptık. larını hatırladıysa da iki ar. kadaş arasmda bir kavga çık masın diye bundan da bah - setmeğdi. Rüstem, Gülbejazı sevmi. yor değildi. Ve günler gertik çe de Gülbeyazın sevgisi Rüs temin kalbinde detinlesiyor - du, Rüstem bunun ferkmda idi. Onu üzen ve karını oy - natan bir nokta vardı: Padişah viktiy. le Martayı neden Rüsteme vermemişti? Şimdi. Marta pekâlâ onun karısı olabilir - ildi, Yaldizmameye “vıldız,, sözü le buslanmaz. Onun icin beş da. kika durdum, Bu karı Yıldızda ew oturuyor? Müslüman m? Yıldızı turmuyor mori ho- cam, Onun adı böyle,.. “Şişli yü. dızı,, diyorlar... — Allah allah... Böyle isim de biç işitmemistim... Peki, bu me. seleyi sen bana bırak, Senin ha . term için bu gece uyumuyacağım. Yalnız sen şimdi ona bir mektup yazıp son cevabımı İstiyeceksin. Yazayım... Ya son cevap, ya mori vallahi öldüreceğim! — Yok... Ben öyle işlerde yo - kum Aslan bey! Kadn tehditle elde edilmez. Eğer şecaatin varsa gönüllü yazıl, harbe git, — Ne Yişayım mori hocam. Saşırmışım mori vallahi! — Senin yazını tanır mı? — Tanimsz olur mu hiç?. — Kenötsiyle gezmeğe filân gider miydiniz? Apartımanma fi, ân gittin mi7. — Çok gözmeğe gittik, Kadı - köy, Beylerbeyi. Hisar, Beykoz, Apartımanma hiç almadı, Amcası Armavutköyü, Büyükdere, Rumeli sahili, bu zavallı da, Hisar, Bey, koz, Anadolu sahili!!! Elbette bus nun Kartal, Pendik, Adelar A. yastafanos o hatlarıda varlı! O sahillere de hangi âviröler taşı - wp duruyorlardı acaba? Yalnız a. partımanmda dinlenenler kim? Hiç olmazsa ben hizmetçinin oda sında bir gece kalmıştım, Zavallı Arnavut, ona da nail olamamış, — Şimdi hokka kalem: al, Bon Söyliycoeğim, aon oyazdıcaksın Mektubm üç defa okuyacağım, Derhal postaya atacaksın, — Peki hocam, sen ne dörsen yaparım. — Yaz! yap veya böyle yap U Buna Fikrini açıkça bildir, Ya ka layım, ya gideyim. Bunu sama temiz bir kalple soruyorum, Cevs- bınım bild'ğin adresime lütfunu ri- ca ediyorum, Hürmetle ellerinden sıkarım. Tophanede: Celep Aslan (Devamı var) öl. SEN LE Birinci sınıf mütehassıs doktor NURİ BELLER SİNİR ve KUH HASTALIKLARI Ankara Onddesi No, 71 Munyene saatleri; 16 tes Hiharem GÖZ HEKİMİ Dr. Murat R. Aydın Beyoğlu Parmakkıpı İmar sokak No, 2, Tel: 41903 m inni di. Yahut sarayda kalmış ol- saydı, gene bu kadar üzül - miyecek, sinirlenmiyecekti. Fakat, Feyzullah gibi bir ahır tımarcısına padişah Mar tayı nasıl verebiliyordu? İşte Rüstemi çileden çıka- ran, ve derin derin düşündü - ren bu noktaydı. O bir türlü bunu hazmede- miyordu. Karısına hitaben: — Yazık oldu Martaya di yordu - Feyzullah ona lâyık bir koca değildi. Padişah keş ki onu maiyetindeki beyler b den birine hediye etseydi... Karısı cevap vermedi. O gün Rüstem, Halilin ken disini gelip yoklıyacağını vw. muyordu. — Dün gece Hali! olmasay dı, ben daha fazla içecektim (Devami vw