LZ YAAA YUZ p Z Ee at Mahmot Saim ALTINDAĞ yük Milli- Roman | Hr Pl re : Yazan: MAHMUT ATTİLA AykuT| Sabaha karşı, otelden çıktık, imam önde biz kl a .#lMarinin evinin yolunu tuttuk. içimde garip “ve üzüntü duyuyordum. Şimdi, Agopla beraber Arımı birleş- isa fi ittik yg“ : ir farlikhamım san ME bulacaktım. Fakat bundan sonra Medihanın sordum: e a — Anne; nasil beni viler | VERMEYİNCE MA) UD, NEY - LESİN MAHMUT? Geçem Yaran ve oynıyan: nedamet eğen meşhur dolasdine | Başrollerde: Mediha, Zeynep, Mahmut Saim, Korn rı Hasan efen/ olursa olsun bütün sadakat la bağlı kalacağım, On yacağım,. onu bulmak için tün kuvvetimle « onu mutlak bula lışacağım de'& #özmdan Yordu: gi erdiği ka - | d sonra | Kar | Bir dek it beş 'leğim «fanın vi : i hörlieyiıp dur lah , İki üş dakiks hörlikyıp duruş volunda desen; 2 ii | kapıyı ibtiyar bir maria deceksiniz e borultamiiri kadm 4 ı 1stnu raber Ori yar. Heyeca- a kan. N ve) Sey tam İn Bay olsun “alip olu i v e gibi; lavanta koku balı belki bir senede ç beraber aldık, Sizin evde Bi - arkasın, nında ai e bam Yihli bir aile kadmı varm ö ç <> ” i : 5 Mİ gara a geldik, Evi ark İç uzun bir balkon verdı i güldü: An ra odaların pencereleri | | yanim evimde DEM ye il ktur efendim, dedi, Ikonun önündeydi. de yanımda Xendi ra çikip balkonda oturuyor - pardı, Beni sağlık veren bu ha çıkiver o btuncağızm iş kl bu DP seni Zilmiyecek. yen ben değil m Yavaş yavaş sile kağın Bir iti Agoba sonlendim: Karyolam b: Agob efendi?, i hâlâ “Ma Ermeni aradığımız bu deği, N di, Hatti arkadaşları de yarı yol — Başka kimse yok, isterseniz da bıraktım, Koşa koşa otele gel buyurun bekm efendim : v i : Durulur mu?, Hep birden, cüm. | Agob'dun çözülür & yüksek sesle bağırdım: yob., Agob efendi!! Kadm, birdenbire yataktan ba gını kaldım — Ku kimâir?, İnç kepası Ka Muril, Bu bent kimdir?.. istoorsun., Adam yalarke ifikâr, Kâzem ve Sarı » maşsl mapil uyuyorlardı, ı ttu onlar, İs ece., Kaygumuz bir uyu. mes'uttu on misvon V sayıp harıl harıl mavi elbiseli dört oda ötede, savnllı bir © da bebim gibi bir azap içinde olmalıydı ki « arasıra balko na çikiyor, i#kemlesine oturuyor; dalgm dalgm denizi mehtabı #€ rediyor; arada siradr benden tara fa bükuruk bir kaç dakika benim. le meşgul oluyordu.. Onda da bir kırk vardı... Gülüyor mıydı, ağ ör mıydı?.. Ara sma irkemle - izden on on beş da- kika sonra geldi, Demek bir kahve veya bir deh rakı ile Ağobu yer İçimden bi N rut ihtiyar Mari bize mahs © söylemek” te idi. Yukarı çıktık. itebaki alacağı pard- yı hak etmi: h , eski zap tiyedeki Bh takındı! — Bana bak!, Sen yaman bir acntoyo benziyorsun... Fakat biz Tai ka - lam, hani bizi bir tefe arsa nişti, ie n de, bende zo: kurtuluruz di R w ik aka di” : ai SX& yarın TİYE Hanım albden bir za itti bin. rımaast evvel, İlk girilir? Sende terbiye m de hiç bulunma Ağzım açık kalmıştı. Bu bir Er vapur — Aceba bizi görmedi mi bu - rad stkageldi, Hiç böy! i değildi. Fal Taş gibi dondum | daha sokak: kapısından - içeriye gire: iş — Çocuklar, müjde! diye bastı <imiz birden kapıya: koştuk. inde bir akşam gazetesi vardı. <5 'Ne“var; allahaşlıma söyle? — Yo,, örle bedavaya müjde ez, Enfes bir rakı ziyafeti ne hazırsanız febiha. Yoksa ali aallah taş çatlasa söylen Eğer Canip Bey bu h dis bündan e, dört gün el getir seydi ve ben onu eski baba hü. viyetile tanıdığım. gibi tanısay - dım, muhekkak kucağma sıçrar: — Oh, Canip Bevciğim, be nim tatlı amcacığım ne olur söy le dive yalvarırdım fakat artık © Canip Bey bü iz, hik tile nazarımda ölmü: — Sen söyle bakayım Nec. miye, Rakı ziyufe İmredersi zaman İsterseniz Bana çıkıştı: — Yo,, Ben böyle gr bi evet efendim, emredersin efendim, Hazırlarız efendim di- ye kırrtarak dil dökmeden bir e candan ve samimi konuşmalarını du; i i şüphe büyüyor, acaba zunem beni Canip beyden kisi K soğutmak için mi onun ha o kadar ağır ve iğrenç ithamlar- da bulunmuştu diye şüphe edi- yorum, Nihayet dayanamadı, (Devema var) etendim. Ne nazırlarız, ni soyacaklar... Diye fısıldamışlardı. Vakit geceyarısıydı. Rüstem, bu fısıltıyı duyum ca ürperdi. Başımdan kayna “ mış bir kazan su dökmüşler gibi, bütün vücudu biranda ter içinde kaldı. Halil: — Ne oluyorsun, Rüstem? diyordu . Ben Martayı gör” medim ama, senin karın on * ların hepsinden güzeldir. Ev deki Gülbeyazını unutuyor musun? Rüstem elindeki kadehi bir yudumda midesine bo « şalttr, —Ben şimdi Gülbeyazdan başka bir kadın sevmiyorum, Halil! onu unutmadım. 'Fa- kat bu iş bana çok acı geldi. Padişah o bir içim suyu bu hoyrat adama nasıl - verdi? Feyzullah bu kadar zarif ve sinden kalıyor... Pencereye doğ- ru gidiyor... Zavallı topalmış da.. Bir ayağınm üstünde sallanıp du- , Bu kim olabilir? Bana nr?. ki 6 da benim gibi bir sira bin esiri!, Ağindım.. Ağisdim.. Ağladım. “ zabbi!.. Me; bet Me. &hayı ne kadar da seviyor mu - şum..,, diye kwrandım, Hayali bir An gözümün önünden gitmiyor. her vaktı gözlerimden uyku aki - yor, Mediha âdeta penceremin önü R, geldi. Bana güldü. Güldü. Güldü, o güldü, Ben ağladım. Hayal, güldü; hakikat, ağladı. Gözlerime ağırlık çökt Bir az dalınıtzım, ... Kâzmin #esiyle uyandım: — Haydi ustacığım., Bu v6 uy- ku?, Hanj sen bu akşam tilki uy- kusuna yatacaktın? — Hiç uyuyamadım Kâzım, İstemiye kalktım, Gi - Oteleiyo hesabi verdim. tünde otelin adı yazılı küçücük bir zarf İutuşturdu, Kendi kendime: “Reklâm okuyacek tam zaman!, dedim, ... Yoliz bir iki devriyeye tesadüf ettik, Fakat hem #abah olmuştu, hem yanımızda kelli eli sarıklı bir £mam vardr, Bizden nasıl şüp- Yazan: do de halis su katılmamış kızılcık sopast var. Kekeleme mekeleme yok, Mediha Hanımla, Agob efendi nerede bize Biz, odalarını göster — Bön göstermers demedim ki paşam, Buyurun salonda yatı lar,, Kendilerine #alonda yatak yaptım.. Daha w şamdar. ceviz yapr de sabâhleyin er * ceviz yaprağını hö Çamlar ve İnt Ağobun ko; vallı Mediha kim b Ne muslar b bir gece geçirmiştir. İnsan sevdiğine toz kondursmı- yer, gülünç ve şoytani tarafı ds" aklıma geliyo, Salonun kapısına git mila vurdum tr efendim, doğ dışarı gilmişti. rerken kifitlemedi. Süt , istemişti, Bu defada kz « Şimdi bizi görünce kedi gibi olacak, — Bize nnmehremdir. Biz gire 8 Mahmut Bey.. de- İskender F. SERTELLİ ince bir çiçeği koklayacak bir adam mıdır? — Padişah bu yabu! sana vermez.. ona Verir.. veyahut bir çöpçüye hediye eder. Pa dişahın keyfinin kâhyası de. ğilsin ya!.. Bu sırada Feyzullah ya - vaşça misafirlerinin yanım * dan ayrıldı.. ve gelinin yanı. na gitti, Rüstem bahçede arkadaş - larile içedursun... Biz gelelim Feyzullahla Martaya: Rüstem, gelin o * dasma girdiği zaman Marta bir koltukta oturuyordu... Sa- raydan gelen usta kadın, Martanın duvağını kaldırma sını Feyzullaha söylemişti. Feyzullahın elleri titriyordu — Hoş geldiniz.. Diyerek, Macar dilberinin dudağmı kaldırdı. Marta ayın on dördü ka dar parlak gözlerini Feyzul * laha çevirdi — Teşekkür ederim. Çok geciktiniz... — Misafirler bırakmadı « göster, gaçni karısı in, Karı daha ziyade ba > dur yatooruz RU, Ne var ki söy. rodlorsun,. Ne utanmaz âdamsın.. dan da ufanmnorsun.. Ee n gülmeğe buşladım. Ben İ tünce karı büsblitiin şaşırdı: — Ze delidir nedir?. Timarha- muştur, Ka Masi,, Ka © vardır. Nedir? Bu herif yaygarası Üzerine O da bu hali görün katıldı, Arkadan da odaya Sarı Mustafa girdi, Oda e başladı, Kadınm ağar a- ?. Timarha. geldik?, Ne , Ku utan , Ka gi lağım görmeer ıtanme adamlarımız... Hiç ö yı İşibocek ve herikes ba isnaçaktı, Gülm dışarı çiktık kten ka i ustacığ iha da arhos lar da. Kusura bakma | Feyzullah, Martayı dünya güzeli kadar azibeli ve şirin bulmuştu. Bu toy delikanlının ilk sö zü şu oldu: — Ben ömrümde senin kas dar güzel kadın görmedim. Padişah seni nasıl oldu da bana verdi? Marta bu sözü hayretle kar şıladı: — Bana herkes gibi sen de şaşıyorsun, değil mi? Evet, Her şaşıyorum.. hem de Allaha şükrediyo - rum. Fazla konuşmadılar.. Saraydan geler kadın, Martanm başını iyice açtı. Saçlarımı döktü Ağır, süslü gelir entarisini çıkardı. Bundan sonra bir bohça açarak, Maytanın boy” nuna incili bir gerdanlık as * Gör mü »| * birakmış. dum Mahmut Salm Bey: No kadar hayslperestsiniz, Be- »! akşam balkonda bir çocuk gibi hayal zamettiniz. Sonra ne ka - dar safsmız, Siyinle buluştuğumuz ve konustuğumuz bir tiyatroda ba İma adam gönderiyorsunuz?.. Ago | bunuzu dalın ilk dakikada kovacak | tum, Fakat bir az üzülmeniz para harcamanız için sesimi çıkarma - dım. Yalar, dün gece sizi sabaha kndar Mtığrma müteessirim. Fulat kabahat bende değil, Bir kaç defa pencerenizin önüne ka dar geldiğim kolide beni bir hayal zannederek ellerinizi, yüzünüzü | kapadımız. Sizin gibi arzm çenbe - rinden geçmiş bir adam bu derece hayslperest ve yufka yürekli el - sun??. Çok garip! Ve çok saya- nı hayret.. Yalnız, six beni nasıl takip ettiriyorsanız ben de sizi takip ettiriyorum. İmam efendi, <ski zaptiye &mirine gittiğinizden #aberim var... Onlarm da alacağı olsun, İstemiyerek sizi ağlattığım- dan dolayı tekrar tekrar nffmızi rica eylerim, Bu akşam beni bir | bayat zennetmemiş olsaydınız mi “ | safirim olnenktmız, Ne çare?, Ver | meyinee ma'bud, mut. değil mi? neylesin Mah - Hürmetlerimle,.... Mediha (Devamı var) tı: — Bunu size padişah he- diye etki, kızım! Bu gece Fey zullahla bir yastığa baş ko*. yacaksınız. İnşallah bir yas - tıkta ihtiyarlarsınız. Usta kadın bohçadan bir hediye daha çrkard — Bunu da eferdimiz sa- na gönderdi. Diyerek Feyzullaha uzattı. Bu, güzel bir para keme ” riydi. Feyzullah kemeri aldı.. üç kere öperek başına, sonra be line koydu. ğ —'Ne güzel. benim de böyle bir kemere ibtiyacım vardı. Marta hayretle Feyzullaha