ye , SWsrnç Şe ti dim pr Onu zı hü çetin a Brendan de h ve — 1941 e — Stiklal S5. mi dir Giy ka . İYorum O deşzretie li, kollarında bay- ki v m "yecanla yerim ÜP diyeceksin i ve o Sira; Ma biraz #etyarak al olsun o nda ayrı Ve amcan “ving, Sesini mu. Yina « S©tirir. Bep PİM yı, AMİ ede İY Vük Mijli Roman Yazan: MAHMUT ATTİLA AYKUT gösterdiği metanet ve tahammü.. ü benim içinde gösteretek ve susacaktı, Hayır, O bana, sevgime ve Kemalime acıdı. Canip beyden nefret ediyo rum, Şimdi gok İyi beni öptükten A kaçınmasının gizli bir sebebi varmış, Şefkat ve sevgi perdesi | altında odalığını merdiv larında e kimsesiz amabı ne | sonsuz bir ıztırabı vârmış,. Beni temiz bislerimle kendine bir dert | ortağı olarak yakın tutan annem, t eye rağmen seni himaye m Necmiye,,. Dediği va: | kit onun İmanılır sözünün sami miyetine güvenerek “kendimi te. selli ettim .,. Bir gün evvelki müthiş itiraf- | tan sonra anneme sükünet gel | iş gibiydi.. Benimle artık hep hep maziye dair konusu. yordu, Bana aşktan, sevgiden v bu doyulmaz ihtiyaçtan bahsedi. yordu. Tarihin bütün & nül kahramanlarını © b yor gibiydi,, Onda en çe bırakan tarihi aşk; artist (Julyet drouet) Viktor Hugova karşı | duyduğu sönmez ve ebedi aşkı idi... Onun ele geçmiş mektupla- rmi birini adetâ ezber etmisti. O; cümleleri tane, tane söyler ken gözlerini yumuyor ve yüz rından birini adeta ezber etmişti doyulmaz bir zevkle anlatıyor. du, Bak diyordu yavrum, Bu, ne güzel bir sevginin ifadesidir ve sövlüyordu, “Seni seviyorum, , Bu basit sö zün içinde neler olduğunu #ana göstermek isterim, Seni seviyo rum, Bu, be.im hayatımdır., “Seni , seviyorum: bu benim nefesimdir. —n .Seni seviyorum, Bu benim dü. şüncemdir,, Seni seviyorum; bu benim mazimdir,, Seni seviyo rum bu 'benim halimdir., i Seni seviyorum, bu benim is tikbalimdir. Seni seviyorum Ou benim ruhumdur”... c Ben aşkı duymamış aşkı ya. şamayan ve bunlardan tabassüs almayan bir genç kız değildim.. Ben aşkı ilk defa duymuş Ve ilk heyecan devirlerini sonsuz bir mahrumiyetle yaşayan bir zavallıydım.. Annemin dudaklarmda bir duu gibi tekrarlanın sözleri Tw mantik bir çerçeve içerisinde de- Zil, yakmdan ve hakikat olarak duyuyordum... i Bak diyordu Necmiye bunlar ne içten söylenmiş aşk nefesle. ridi “Seni seviyorum, Sen benim güneşimsin., Benim hayatrmsın.. Benim ım,, Benim ruhum sun, Sen her geys Sen her seyden de fazla bir tapıyorum,.... Ve bana dönerek: ğ — Aşk yine o aşktır Necmiye Zaman ve hâdiseler onun eskâli- ni değiştirse de ruhumu boza. maz,. (Devamı ver) ağırlaştığını hissediyordum. Feyzullah benim gecikmem - den istifade ederek öne geç- ti — Feyzullahm bugünler - de her cihetten talii var. Hem yarışta birnciliği kazan dı. Hem de padişahın en gü- zel gözdesini .. . Öteden bir ses yükseldi: — Padişah bu kadar çok sevdiği Martayı Feyzullaha nasıl verdi, bilmem? Bu hâ - diseye herkes gibi ben de şa- şıyorum doğrusu. Rüstem birdenbire şaşala- dı; — Ne diyorsun be? padi - şah kaç defa istediğim halde vermediği bir kadını Feyzullaha verirmi? — Bu iş belli olmaz asla. nm! Eşref saatine rastla - mıştır.. vermiştir. Hem pa dişahm bütün gözdelerini da #titığımı söylüyorlar. Yeni se PERDEYİ AÇIYORUM... —g— TELAKİYE DOĞRU... Tam on beş kişi olduk.. İmam, Zülfikar, Meddah Kâzım, Sarı Mustafa ve ben... Büyükadaya Mediha ve Agop tan bir iki sast evvel gitmekliğ- miz lâzımdı İçimde bir şüphe vardı: Mediha ile Agop mademki Bü- yükadava geleceklerdi; pastacıda buluştuktan sonrâ, otomobile Be . bek baliçesino gitmekte ne mini vardı? Meram gezmi bu A» dada kabil deği miy Ve hem ânha müsait ve tenha değil miy. di?, Sakın Bebekte Agobun başma | bir felâket gelmesin? O halde, bizim Adaya onlardan i saat evvel gitmekliğimiz onlarm i kten #onra progra icap etmiyor muydu? Vapurdan Adaya çıktıktan son ra İskele gazinosuna girdik, İçer. de kenar bir yere oturduk. Medi, ha benimle Kâzımı tanıyordu, İ- mamla Zülfikar da ihtiyar adam. Jardı. Sarı Mustafa o vakit pire gibi bir adin; Vaktiyle hapis. hanei umumid, tanıdığın ve gece hursızlarının şöhretlilerinden biri olan bu adam, Medi tilki gibi takip kı Gerci gidilecek caddesinde Madam Mari duğunu biliyorduk (fakat, olduğunu bilmiyorduk, Sabah c32a. m vaktinde müteaddit kapıları çö larak: Madam Marinin evi o burası Diye aramakta da bittabi doğ . ru ve mümkün değildi. İmamla Zülfikar çok mütered- ditti, Zülfikar; — Mori. vallahi, eski zaptiye « de kırk sene âmirlik ettim, Böy. İç İş başıma gelmedi, Ne yapacaı ge? İster misiniz bizi karakola versinler, bir zamanlar âmitik 6 derken şimdi ellerimize kelepçe Yurulsun da mahkemeyi boytıya- ham, “Kelepçe, sözü zaten mütered. dit bulunan İmamı büsl n kuş. kulandırdı, Benzi bembeyaz oldu. Eliyle sakalmı srvazladı: — Yarabbi sen bilirsin? - de 4, Tatir tatlı baklavayı yemenin sc acı bir de âktbeti olsa gerek, Gerçi hayırlı bir işe girildi, Ale yuvasmdan kaçarak kocasma fha- net eden bir kadmin şu haline set çekilecek... Maksat ve gaye iyi, Fakat, isin içine “Mari, filân giriyor. Evinde böyle randevu yap tıran kedmlar her şeyi göze al - mişlardır. demektir. Maazallah. Sirket #iline İctisum gelmişler. Hanemizi basıyorlar, filân diye r yaygara koparırlarsa, Rilâha - rc meramımızı anlatmcaya kadı çok yoruluruz, Miki #iki olduğu. mi anlayıncaya kadar post elden gidermiş, Anladım ki bü işi kurcaladikça çeşit çeşit tegrihlere yol açıla - sak ve nihayet imamla Zülfikar: — Yapamıyacağız, — elimizden Şili. Yİ! Sarı Mustafa, bu mız mız adamları getirdiğimden dolayı memnun değildi. O, evi görseydim, pencereden girer, ka. pıyı açıverirdım, diyordu. gelmiyecek,.. » deyip çıkıp gide cekler, İkisi de pis boğazdı. Hemen yahsi yemeğe içmeğe çevirdim — Kâzım, dedim, Yemeği nere. işiten İmamın biraz nesesi verine geldi. Ağrım: dört elif miktarı açarak: — Ya,. ya, «e dedi, Sonra belki vaktimiz olmaz, Ehven tarik şim- di biraz mideleri tamir etmek ol. sa gerektir, Zülfikar da neşelendirmek ii - zumdı: — Hem, dedim, biralı bir yer bulalım... Zülüker beyimiz bim severler, Zaptiyeden pasaportu aldıktan sonra belki birahanenin yüzünü görmemiş olan Zülfikar büyük bir iştiyakla: — Mori gu Mahmut, vallahi po. çactbaşı olacak adam, Haydi be Kâzım Bey, Kalkalım buradan Ne oturuyoruz, İmam Efendi #en bira içmez misin?, — Tövbe!,,, Ulemaya öyle gey ler yakaşır mi a beyim, Fakat pet i asap değilim, Bazı hoca. lar öyle şeylerin geldiği sofraya dahi oturmazlar, Fakat ben o kör dar derin düşünmem, Biz kamı- mazı doyururur, Siz de istediğinizi içersiniz, Küzms beş lira vererek: — Sen Bekir Efendi hazretle. riyle Zülfikar beyi lokantaya gös Yür, Biz de burada. Mustafa e » fendiyle oturur biraz hasbihal e « deriz Fakat iki saatten #yade kalmayın. Hoca: — İki saatlik ne işimiz vara faziletlâm ?.. Çok çok yarım saat» te gelitiz, Dedi v, kep beraber kalkıp git. biler, Gazinoda Sarı Mustafa ile iki. miz kaldık. Mustafa; — Bü mizmiz adamları hiç bar şımna musallat etmiyecektik, Biz birimiz imam (olacaktık, birimiz muhtar, birimiz de polis, — İyi amma, işte bir alesilik çi. karsa, “karmanyolacılar geldiler, derler, yedişer sen, hapis cezası yeriz. — Şimdi böyle demezler mi7. — Hayır... Mesele (oaydmlanır vo bir (kadın) meselesi olduğu en tağtlır. Birdenbire Mustafa: — Aman arkana bakma! Agop- Ja Modiha geçiyorlar... demes mi? | Şaşırdım, arkama da bakama » dım, — Sahi mi?.. Tesadüf, (o bakınız ki dvvarda büyük bir ayna amlydı, Gözüm ynayn ilişti, Evet, Mediha fle As gop kol kola geçiyorlardı, Kalbim çarptı. Benim tertibatımla da ol Aa i pa zi Yazan: İskender F. SERTELLİ M4. fer hazırlığındar haberin yok mu senin? Rüstem cevap vermedi. Kendi kendine: — Bunlar uydurma şeyler. Bu öğünmeleri bu masalları, çok dinledim ben... Diye mırı!danaral. içki ka. dehine sarıldı. Feyzullah bu sırada diğer misafirlerle konuşuyordu. Rüstem birdenbire sarhoş olmağa başlamıştı. Kafası. nın içine bir şüphe girmişti: Acaba, bu delikanlının söv - ledikleri gerçek mi? Bunu nasıl anlamalı? Rüstemin yanı başında » - turan arkadaşı Halil işin far- kına vardı: — Haydi, düşünceyi bı - rak! Padişah vergisine itiraz edilmez.. Feyzullah zaten güzel, çirkin arayar bir genç değil. Taliine boyun iğerek yüzünü henüz dikkatle bile görmediği karısile mesut ol. masını diliyelim. Raşkaları » nın karısından sana ne?! Rüstem içini çekti — Evet, doğru söylüyor » sun Halil! başkasının karısi, sa sevdiğim ve twkip ettiğim bir radını başkasınm kolunda görmek bana büyük bir ıslırap veriyordu. Yarabbi! Hayatta mukaddera . tım bu muydu? Sevdiğim ve o taabbid ettiğim kadmı başkasınm kolunda gör . mek ve böyle karşılaşmak, Vapur gelmemişti. o Anlaşılan molöri, gelmişlerdi, Belki de tâ Bebekten geliyorlardı, Öyle ya,. Kendin! en büyük bir banger ola, rak takdim eden Agop efendi sev. gilisinin bir arzosile motör tedari kinden Âciz miydi Mademki bangerdi, İsterse onu Elmahrusa yatı ile getirebilirdi. Mustafaya yavaşca: — Haydi, takip et, Fakat izle. rini kaçırırsan vallahi derini yö . zerim ha! « dedim, Mustafa arkalarından fırladı, Artık şüphe, zan kalmamıştı, Aynada Medihayı Ağobun kolunda görmüştüm. Bunun daha aeabası ver mı? Gördüğüm gölge va ha, yal değildi ya?, Şimdi hemen bir otel tedariki lâzundı. Beş kişiy » dik, Sabah oluncaya kadar bir o telde kalmak; ortalık aydmlan dıklan sonra otelden çıkarak Mari banımın devlethanej şifetvesime. derine (!) gitmek ierp ediyordu İskele gazinosunun civarında bir kaş otel var, Kâzım, Hoca, ZU, kar lokantadan gelinceye kadar ben de “Püyükada,, otelinde ik! oğa kiraladım, Evvelâ lokantaya gidenler gel. dier. Beş önkika #onra da Sar Mustafa göründü. — No yaptın Mustafa, takip © deb'ldin mi?, Diye sordum, —'Elimden Xüğ ölsâ uçar mr” « diye cevap verdi, Yokuşta bal. Konlu küçük bir ev... Eğer ben bu evi evvelce görmüş ve keşletmiş olsaydım, hiç bu mizmiz heriflere NEML İLDE MAM) SAİM Yazan ve oyuyan: nedamet eden mesir dolandırıc, Mahmut Salm ALTINDAĞ Başrollerde: Mediha, Zeynep, Mahmut Saim, Komik Hasan efend, Agop,Meddah Kâzım vesaire .Artık bu da hayal olamazdı ya... işte aynada hayallerini görmüştüm Agopla Mediha, kol kola geçip gitmişlerdi üzum yoktu, Balkondan gier, size kapıyı açardım, Adamsnkıllı kir baskın yapardık. âlelerini saşirırinrâr, Daha tatlı olurdu Baskın basanmdır, der — Ben o fikirde değilim Mus tafa, . dedim... Filvaki #enin de diğin de olurdu, Fakat karşımız. da nihayet hir kadın var, Memur. idi filân deseler va hiç kork a derakap bizim olduğumu. . e m başı külânir ek silâhlı balkondan girmek, eskiya gibi ka. P*yI açmak, biçakla, kema ile tor. lamak bir kadının nefretini muein olan ahvallendir. Ya fazla korkar da bir tarafına birdenbire bir şev olursa ?... — Babamızm kın değil ya. Kavgada yumruk düşünülür mü?. yi... Sonra biz de dört beş erkek bir kadına fenalık yapmış olduğumuzdan dolayı iftihar ede - riz değil mi?. Hep beraber otele girdik... Yemek yemeği © unutmuştum. Fakat zaten ağzımdan lokma Ze. çecek halde değildi. Saat elimde, adeti sayıyorum, > — Şimdi muhakkak odaların - la... Simdi yemek yiyorlar, Şimdi başbaşa mehtap seyredi. yorlar, mâl karyolaları hazırlanıyor. imdi soyumuyorlar dakikaları Bitecek bir mtrap meydr bu” “Şimdi” ler Airaland'kçn kalbim çarpıyordu. Çok sevil” nisanha nı başkasma (© terketmiz hetbaht bir gene gihi özim esim eziliyor . dum... Evet, simdi, şimdi, simdi | Sabah olmıyacak!, Sakâlimi ölme aldım, Peel bir hulyaya dalmıştım. Karşıda bir evde gramofon çak . yorlardı: “Uslan ey dil, uslan artık, İhtiyar olmaktasın...,, şa, , Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme i Muhammen edeli (2064) kes olan 282 metre muhtar? © Umum idaresi ilânları sbatta 2 kalem yerallı kablosu (KBA) 3.9.961 çarşamba günü saat (4) on dörtte Haydar, payada gar binnsı dahilindeki komlayon tarafından pazarlık unull, satn almacaktır. Bu işe girmek iştiyenlerin (817) Mza (60) kuruşluk katı teminat ve ka, nun tayin ettiği vessikle biri'kte paz srirk günü saatine k sabenssatları lâzımdır. adar komisyon Bu ie» sit şaztnameler komisyondan paramın olarak dağıtmaktadır (1583) Si 18, ten itbaren sıra, #i)e ve kapat zarf use ile Anna idare binasında satın almacaktır. Bu işs girinik tiyenlerin istemi hizasında yazır muvak'at teminat ile kanımun tayin ettiği vesikaları ve tekliflerini aynı gün mat 14 &e kadar ko. misyon rejsiiğine verme eri Mizumdır. Bartnameler (100) Yurüş mukabilinde ida; .darpaşa ve İzmir veznelerinde atılmaktadır. Liste Miktarı İsmi , 918.400 m3 “* m3 çam kereste çam Kereste renin Ankara, Jüskişehir, Hay. Muhammen Bedeli 55704 24000 m... IŞ le benim meşgul olmamın Halil hayretini gizliyeme - — Ne diyorsun? onu koy - nunda mı besledin sen? Rüstem kısaca hakikati pe — Ben Niğboluda iken, Marta benim elime esir düş - müştü, Kale muhafızı olah amcam Doğan bey onu bana bağışlamıştı. Martayı o za - man delice sevmiştim, — Sonra neden ayrıldın? — Ben ayrılmadım. Hâdi. seler, tesadüfler ayırdı bizi. Kale civarında bir keşfe çık- mıştım., Düşman eline düş tüm,. Bir ay kadar esir kal - dım. Sonra kurtulup döndüm ama, © zamana kadar beni öldü sanmışlar..Martayı padi şaha hediye etmişler. İşte, Niğboluda dokuz ay koynum da beslediğim Martacığım bak şimdi kimlerin koynuna giriyor! Halil bu vakadan mütees- sir olmuştu. İçiyorlardı Rüstemin içinde bir şüp- hesi vardı: Padişah çok sev. diği Markayı, Feyzullah gibi, iyi ata binmekten başka bir meziyeti olmıyan adama ver- mez... Diyor ve buna inanmıyor. Düğün gecesi çok neşeli ve heyecanlı geçiyordu. Sarhoş olmağa misafirlerden bir çoğu: — Yaşa Feyzullah... — Taliin varmış, koca aslan! — Bu devlet kuşu herke - sin omuzuna konmaz... (Devamı var)