2 TEMMUZ — 1841 | Büy 5. — Tabit.. Hattâ temin ederim ki çok kısa bir zaman sonra Re, fik bey kurtulacaktır. — Bunun için çalışıyorsunuz değil mi Kemal bey?. — Evet. Buna İnanınız. Bugün tarihin en âcr en ağır ve muzta. Tip günlerini yaşıyoruz ümidimiz. ve tahammülümüz azalmadıkca Yarın bizimdir.. Bu sözü cesaret, le itimatla söyliyebiliy ; — Ne temiz düşünüyorsunuz Kemal bey. Sizi takdir ediyo. rum. Bu toprağın her cocuğu dibi. Necmiye büyük bir hiddetle yerinden fırladı. Elindeki gaze, teyi yere alarak; ar da bu toprağım ço. cukları değiller mi? # Ayaklarımın — altına serilen Peyam Sabah” ismine bakıyo, ve ve orada bir kara çıban gi. ! içime, benliğime batan keli, meleri okuyorum, z Baj Bere gkiler. bl aşlanmadıkca etra n i & Sİ kokusunu vermiyor, duyur, »ayorki dedim. Gülüyor. Fakat yor: ii Yaban gülünün de hiç ol. ri Ve ve sevimli bir göste, Bu 5 hayti maşa zerinde daha bir O, bana hir 4 çok süaller soru. oi vüytük bir istekle onu : i için muttasıl Som yorum. Bir aral: bana: aya. ! — Yalnız mr? — Hayır. Onada bakan sizin gibi bir kız evlâdı yar. Gayri ihtiyari: — Beni niçin onların göküzmeğiniz dal — Yalnız bulunsaydılar pe kadar iyi olurdu. Ve ben ne ka, gar sevinirdim. , “7 Kalabalıksınız. demek, Hak, kınız var. Yaşama şartları sim. di o kadar ağır ki. Müdahale ettim; — Hayır. Yanlış anlamaymız. Bu-itibarla söylemedim. Yuvam, sizin için her zaman açıktır. Lâkin her kalabalık muhit biraz huzursuz ve dedikodu yuvasıdır. Sonra bulunduğumuz mahallede “zin için salim ve emniyetli bir yer olamaz, Bakınız ben dahi <wime gidemiyorum. — Haklısınız. Düşünemedi Yıldırım Beyazıt kaleyi tef- tişten sonra öz -Sikrer görüşmek niyetindeydi » RUSTEMDEN BiR GELİR HABER Prens Mirçe ile atası ağın. ca Bizansa iltica' eden Mirçe. nin kardeşi Antonya çok me. kul bir adamdı. Beyazit, An. tonyoyu Edimeye davet ede, vek, Macaristanda kendisine prenslik vermek (fikrindeydi. Martanın verdiği malümat doğ Mişti, N elik hareket edecek üsera ka. göz Martanm da Edimeye m ve sarayda alıko. takerriir etmişti. istiklal UĞRUNDA ük Mili Roman Yazan; MAH AUT ATTİLA AYKUT Ni — Beni yalnız bırakmayınız. .emal bey. Size itimat ediyorum Ben büyük folikebiere lanmış küçücük bir insanım. Fakat, yak ml kalmaktan yalmız yaşamak. tan korkuyorum, Ve gözleri du- varda aslı saate ilişti: Sa Ah.. Sizi de uykusuz bi. tm. Gece yarısı olmuş. Ben #idiyorum, « — Allah rahatlik: versin. dedi ve teyzenin odasina indi. Onun Yanında yatıyordu. Biz Necmiye ile Vefa ve ar. kudaslığı ilk candan “ahdini bu akşam yaptık. Onu artık daha $ck kendime yakm görüyorum. Ve kendimde onu himaye etme. nin verdiği bir grur ve zevki du. şyuyorum. ; Bön de yatak odama çekildim. Yarmın moçhu! âkrbetleriyle de.. lu kafa tasım işlemek kabiliyetini kazanmak için gecenin koynunda bir kere daha sızdı.. Bir kere da. ha uyuşup kaldı... Uykuyu bir ihtiyaç diyenlere kıziyorum. Ve omun koynunda xeçen zamanları ben. kayfedil. miş bir ömrün parçaları olarak sayıyor acıyorum. Fakat: İşte ben de uyuyorum. Ve bende nun kara göğsünde dinleniyo, rum. ss İhsan; coşkun bir neşe içeri. sinde durmadan konuşuyordu. — Dün pek uğurlu bir gün, müş, Canip beyi elimle koymus gibi evde buldum. Ges işlerini tereya ından kıl çeker gibi sessizde, gürültüsüzce “hallettik. Sâbaha kmler sönüm KIEPMÂM ama gu dakikada on yaşındaki bir ço. cuk gibi dincim... Ihsan eve sabaha karşı geldi. Kapi vurulduğu zaman gece ki. yafetimle dışarıya fırladım. Nec, miye He sofada karşılaştım: — O. Maşallah sizde erken. cisiniz. — İhsan beyi bekliyordum. Geçe © kadar az uyudum İhsan karşısında ikimizi bir, den görünce şaşırdı: — Yahu.. İkinizde mi kuş uy. külüsunuz? Ben de anahları ak MAĞI unuttuğum için şimdi kapı YI duyuramazsam yandım Da. vatlara gidip bir kenarda kestir. Neliyim diye düşünüyordum. e ilk suali sordu: « Sanip beyi Ne değiş a Be? mu? im; öpüklü bir kahve içip ak. meniz mala ne söy“ .— İstediğini Siz miljdey; yil a yi (Devamı var) Sarıca bey, padişahtan aldı. ğt talimat üzerine M, > dırına gi Pay — — Efendimiz seni Edi sarayına gönderiy, ik > coğin var mı) » Bir diyen Diye sordu, Marta bu haberi almca sevindi. Yıldırım gibi, bütün dü: za tai BE İŞE ila rayma gitmek elbette zenç ka. dının hoşuna gidecekti. Ona bir gün kendi köyünde: “Eğir. ne sarayı, dünyanın en mik. teşem ( saraylarından biridir. Orads, binbir gece masallarmı andıran zevk ve safa âlemleri sanılır.,, demişlerdi. Marta, Sarıca beye: — Hiçbir dileğim yok, dedi, haşmetmeab nasıl emrederler. 860 suretle harekete mecbu. rum, Zatışahancin size tevee. cükleri var. Bir esir muamelesi görmiyeceğinizi ve Edime se — Dünkü nüshadan devam — Burada çocuklarımı hatırla” dım. Rahmiye rastgeldiğim daki” *kadaniberi onları düşünmediğimi anlaymca « kendimden Ürktüm. Bana ne oluyordu? Merdivenleri koşa koşa çık. tum, bir koltuğa büzülmüş ken dinden geçmiş hizmetçiye bir iki teşekkür kelimesi mırıldandım ve ne yaptığımın farkmda olma dan hiçkira hiçkirs yatağımın üzerine atıldım. Neden sonre, ayaklarımın v. cuna basa basa çocuklarımın yâ- nma gittim. Cavat uyuyordu. Yavruma sıkı sikti sarıldım, ve bol bol öptüm, çocuk elile beni itti ve uykusu içerisinde döndü. İçerimde yeni bir hayatın doğ” mak Üzere olduğunu söyliyen bir ses vardı, Bu ses doğru çıktı, on beş gün sonra Rahmi ile nışanlanmıştık. Bu on beş gün içerisinde Esma” dan Rahmiye dair birçok geyler öğrenmiştim. Bir ithalât mües. sesesi hesabma çalışıyor ve sik sık seyahâtler yapıyordu. Kibar dr. Sayısız aşk maceraları vardı, bütün kadınlar Rahminin etrs fında pervane gibi dönerlerdi. Fakat Esma onu artık mace. radan bıkmış olarak tanıyor ve: —Böyle erkekler, diyordu. kar dm kıymelini daha iyi bilirler. daha dürüst koca olurlar. Eemanım belki hakkı var, Fa kat haksız bile olsa Rahminin unun boyuna, güzel gözlerine da, yanmak mümkün mü? Yalnız bir nokta canımı sıkı yor: Çocuklarım. Acaba Rahmi göcükletme icin. iyi bir baba ola” Cik ni? Kendimi inandırmek için mütemadiyen mırildaniyö. rum: “mademki beni seviyor, 60 cuklarımı da sevecektir Fakat gizli bir endişe benden ayrılmıyor. Rahmi şimdiye ka ba uyuşabilecek miyiz? Yalnız bu endişeyi çabuk tim: “birbirimizi seviyoruz, aşk her müşkülü ortadan kaldırır.,, Evlendik, güzel bir ilkbahar günü, Çiçek açmış leylâklar hava yı kokulattırıyor, rüzgâr çiçekli. dallarda oynaşıyor, gece gökyü. inde binlerce yıldız bir aşk yu mağı gibi yere doğru uzanıyor. ve ışıktan parmaklarile bize do” kunuyorlar, Fakat buna rağmen, kocamın kolunda yürürken dilşüncem gü. rağjın üzerindeki üç küçük odaya gitti. Orada yavrucuklarım kol tukta uyuklıyan hizmetçinin na, zareti altında yapayalmızdır. O- tada tam "sekiz gün annelerini bekliyecekler. Saadet Nakleden : z kü w yolu Muzaffer Esen Halbuki onların doğduğu gün. denberi hayatın bütün zevklerin ve elemlerini beraber paylaş, mıştık. Kocama bir kat daha soku! dum; —Rahmi, dedim. Beni dâima seveceksin değil mi? Beni ve ço” cuklarımı? — Seni sevdiğimi ne kadar İs. t 5 o kadar tekrarlarıMm, sevi- vorum, seviyorum, seviyorum. Evlendiğimizin ilk günlerine sit bu canlı hatıraları düşünür. ken, daha o günlerde bile gizli bir istirabın niçin beni üzdüğünü simdi anlar gibi oluyorum. Z«- ten Rahminin yüzüne bakar bak. maz bu çehreden fışkıran cazibe ile beraber sert, vahşi bir mana- yı sezmemek de mümkün deği). dir. Rahmile beraber sekiz gün gü- rültüden uzak bir köğede aşkı. mızı dinlemiye. sevgi içerisinde kendimizi unutmıya karar ver- miktik. O bu öistirahatin ilk iki gününde bu yeni hâyattarı memnun görünüyor, hattâ ikide birde benimle şakalaşıyordu: ir kadınım cazâbesine tutu, İarak evlilik hayatını kabul eden erkeklere budala gözile bakar dım eskiden, Fakat seni gördük. ten sonra en zeki bir erkeğin bi- le kadm saçından örülmüş bir zinüre kollarımı uzatacağına i. nandım, Benim iki çocuk annesi dir kadınla evleneceğimi söyli- yen insanın seni görmezden bir gün evvel bile ağzını yırtardım. Fakat üçüüncü günün aksamı Rahmi değişti. yerinde duramı. yor, dışarıya çıkmak, dansetmek istiyordu. Kocam © gece beni de beraber sürükledi. Otele döndü. ğümüz vakit, saat sabahm üçü idi. Evimize dönmeden bir gece evvelini yatakta hıçkırarak go. girdim, Râhmi kızıl saçlı bir ka- dınla dört defa raksetmiş, ona bir de kokteyl içirmisti. Sekiz günlük İnvivadan sonra şehre dönerek Rahminin tuttuğu apartmana yerleştik. Öz yuvam olacak bu güzel evi görünce az daha sevinçten çıldırıyordum. — Rahmi, dedim, burada ne kadar mesut olacağız, bir bilsen. Kocam çenemi okşadı” — Kendimi bildim bileli dalma ötel köselerinde sürünüyorum. Evde geçecek birkaç ay sikin hs- yat fena olmasa gerek — Birkaç ay mı. hayır Rahmi burası weye kadar yuvamız olacak. Şimdi gidip çocuklara ba kalım, Kocemin kaşları çatıldı: — Bü ne acele cicim. Yuva mızda bir gececik olsun başbaşa kalamıyalım mı? Çocuklar bir Yazan: İskender F. SERTELLİ : -59- rayında prensesler gibi yaşıya- cağmıztı umuyorum. Sarıca beyin sözleri Marta yı büsbütün sevindirmişti. O artık Rüstemi düşünmü » yor, yarm kavuşacağı muhte. #em saray hayatını tahayyül ediyordu. Sarıca bey çadırdan ayrıldık. tan biraz sonra, Niğbolu kele- sine şöyle bir haber geldi: “Rüstem bir Macar köyün. de, değirmen içinde esirmis!., Doğan bey bu haberi alınca Herkes zö 5 ön Büslemi ölmüş sanıyordu. Bu haberi getiren bir Macar köylüsüydü. Köylüyü Doğan beyin yanı. na çıkardılar. Doğan bey bunun bir hile olması ihtimali üzerinde fazla durmuştu. Rüstemin yaşadığı- nı zannetmiyordu. Köylüye sordu: — Rüstemi nerden tanyor. sun? — Tunanın öte yanma yir. mi kisilik bir kuvvetle germiş ve bir şövalye karargihına bas kin yapmıştı, Biz o zamano iki gün daha oturdukları verde kalabilirler. . onları gör. miyeli tam bir hafta oldu. Kocam beni kolları arasina aldı: Onları benden çok mu se, viyorsun? — Manası? şeyler söyleme sevgilim! Kocamm kolları beni daha kuvvetli sıktı, —Bir gece olsun yalnız ka lalım, olmaz mı sevgilim? Bu derin, müşfik ve ihtiraslı &s karşısında mağlüp oldum. Daha iki gün çocuklarım: gör. meden geçti, Rahmi on beş gün benimle kal* dı, Sonra altı haftalık bir seya, hate çıktı. Ondan her gün kısa ve esrarlı mektuplar alıyordum. Bu mektuplarda hem öfke, hem şefkat vardı. Bir mektubunda “Mademki hayatımda böyle ya. payalmız diyar diyar dolaşmıya mahkümuüm., Şu halde ne diye ev lendim?, derken bir gün sonra “evimize döndükten. seni dizle rimin üzerine aldıktan sonra bü. tin istıraplarımı unutacağım.. cümlelerini yazıyordu. Bu altı hafta süren ayrılık sa adetimin en bulutsuz günleridir. Çocuklarımla beraber rahat ve eğlenceli günler geçirdim. Mağa, zadan mağazayt koştuk, parklar” da gezindik, sinemalara gittik Rahminin döni bir hafta çok geçti. Birbiri mizden bir dakika bile ayrılma, dik. Omun bir bakışı, beni kolları ârasma sürüklemek için kâfi ge « liyordu. Ben orada, onun carpan kalbini dirliyerk kendimden ge- giyordum. ğ Fâkat tekrar ayrılırken, ilk evlilik gecesinde zarif bir lâtife olarak kabul ettiğim bir cümle. sini, bu sefer çok ciddi bir lisan la tekrarlayinca bayağı $inir. lendim. — Bir sene evvel birisi iki çö” cuk doğurmuş bir kadınla evle, peceğimi söyleseydi. o adamı deli 'diye doktora muayene ettirmiye kalkardım. Gözlerimden yaşlar boşandı ve bu sözler kalbimde kazalı kaldı. Bir sene geçti. Rahmi ile anla- man aşkımızı ar tarafa sığınmıştık. Köylülerden biri onu tanıdı: “İşte bu yiğit, Rüstem isminde meşbur bir Türk akıncısıdır. Kaleden bu. ruç hareketi yaparak erzak ambarlarımızı yağma etmişti... dedi. Onu bu suretle tanıdım. — Peki.. sonra nereye gitti? — Şövalyeleri kıketan geçir- mişti. Fakat tali yar olmadı. Köylülerin eline esir düştü. (Sarı ova) köyündeki büyük değirmene götürdüler onu. — Bu kadar şövalyeyi kıhç- tan geçiren bir adamı neden öldürmediler? —Rehine olarak saklamak istiyorlardı. (Sarı ova) değir. meninde bir direğe bağladıkla rını duydum. Eğer orada if- kence ile ölmemişse, değirmen de yaşıyor demektir . Doğan bey bu haberlerin hiç birine inanmamakla beraber, Sarıca beye işi amlartı Bir sene sonra bile siyah gözle” rinin bir bakışı bütün kanımı yüzümde toplamıya kâfi geli, yordu. Mahmut yedisine, Cavat begi" ne basmıştı. Mahmut sağlam bin yeli ve kuvvetli idi, fakat Cavak zayıf ve sinirli bir çocuk. Baba. #ina çök benziyor. Doktor bu g0” cuğun sıhhatine dikkat etmemi tavsiye etti. Rahmi, evliliğimizin yıldönü. münü bir seyahatte kutlamak istedi Yalovaya gittik. Beş uzun 8 adet gecesinden sonra vi balo verildi... p Kıml saclı bir kız, balode ber, kesin dikkat nazarını çekti, Ben evlendiğim gündenberi kızıl sağ lardan nefret ediyorum. b: Rahmi çok memnun, sevincin. den gözleri parlıyor. Siyah elbi- sesi kızıl saçlarile tam bir tezat yapan bu balo kahramanı gözle. | rini âdeta Rahmiden ayıramıyor. Kadınların Rahmiye bakms* sına alışkınım. Fakat bu kadının bakışlarında başka bir israr, bas ka bir takip var, Nasıl oldu bilmiyorum. Ken. dimi başka bir erkeğin kolların” da danseder buldum. Rahmi de onunla densediyordu. Gözlerimi onlardan ayıramıyor. Rahmi bu 54 kadınla tıpkı benimle danseder gibi darsediyor, kol kola, göğüs göğüse... Gözlerimin önünde herşey du. manlandı. benimle danseden er kek birşeyler söylüyor, fakat ce. vap bile veremiyorum. Rahmi o kadınla üç defa üst” üste dunsetti. Sonra uzunca bir zaman için gözden kayboldular. , Rahmi yarıma şeldiği zaman bir kelime bile söyledmedim. j O neşeli neşeli sordu: — Biraz birşeyler yesek nasıl olur sevgilim? Ş : Bir baş işaretile peki dedim Bu dansetmekten daha iyi idi her halde. ü Urak bir köşede, yeşil ağaçl- rm altında bir masayâ oturduk. Rahmi elimi tuttu ve sordu: — Nen var sevgilim, titriyor” sun... Kelimeler sıkışık dudakleri- mın arasından e — Hiç birşeyim Bu cevap Rahmiyi ödeta öfke tendirdi, sesi değişmisti. (Devamı var) —Eğer köylüler bizi aldat- mıyorlarsa, Rüstem (Sarı ova) değirmi yaşıyormuş. o. nu kurta! lâzım.. » Dedi. Sarıca bey sevindi: eği — Ben o köyleri çek pi bi. i lirim. Hattâ (Sari ova) köyüz : nün yanındaki bu değirmen. den wn bile almıştım. Diyerek meseleyi padişaha arzetti —— Bir kere, irade buyrulur. sa değirmene baskın yapalım, şevketlim? Böyle bir yiğiti ara. mak vazifemizdir. Rüstemi Beyazıt da severdi. — Pekâlâ, dedi, yanma kuv vetli bir atlı müfrezesi alarak (Sorova)ya git ve Rüstemi a- tır. bey bir atlr müfreze. sile karargâhtan ayrıldı, Tuna boylarma geldi.