TE AŞ KE maya, yememe | GO aim RA a ŞE mr miven Harp: Sinci KOl Lİ İİ Falım! böyle resmi bir müzakere yapılacağı havası dahi ortada gö . rünmüyordu. Mareşale ve yakın dostları olan fç mebusa hemen kadınlar pre - sante edilmiş ve hararetli bir sw retim sarap içilerek hen © yeme, ğe başlanmıştı. Mareşal bu #'rada sofranın bir ucunda boş kalan bir yeri derhal görmüştü. Cülümsi yerek: — Ne 0). Davetlilerimizden birisinin yerinde bir gölgöden baş” ka bir şey görmüyorum”. Bu zat herhalde Nazi dostlarımızdan bir kumandan olacskt.. Dedi, O vakit hemen general Orenski büyük bir nezaketle atıldı: — Mareşalim!,, Bu boşluktan dolayı ben özür dilemeğe mecbu . Tüm!, Af buyrunuz, dedi, Munma, fih bu misafir yerine size yeni bir misafirimizi takdim etmek fırsa * tiyle mes'udum!,. General bunu söyliyerek masa- nin" öbür tarafında beni gösteri , yordu, Mareşali hürmetle selâmladım, Mareşal davetliler arasnda beni görünce hayret etti, Ve mutad is. tihzasiyle gülerek: — Ooo! Demek 5 inci kolda hazır! diye mırıldandı. Bu söz her nedense, bütün de vetliler arasında bir kahkaha tufa- nile karşılandı, Doğrusu bu kahka, ha beni dondurmuş, bilhassa ba . na pek gerip gelmişti. Zira davet Hlerde general ve mareşalden baş- ka hiçbirisi beni ve hüviyetimi ta- urmıyorlardı. Binsenaleyh miareşa. tin yaptığı bu imayı anlamış olma, Tarıma ihtimal veremezdim. Şu halde mareşalin müktesini güya anlamışlar gibi gülüşmeleri Maamafih bu, mareşalin şakası pa karşı bir nezaket kahkahası da olabilirdi Bununla beraber, hususi huya - tnda gayet ciddi ve sert olan ma, resal yeri boş kalan misafiri bek. icmek için en ufak bir tereddüt göz termemiş ve hemen yemeğe baş" Tamıştı, Yemekte bol bol şarap içiliyor, hararetle ve büyük bir neşeyle, fa kat havai mevzulardan konuşulu- yordu. Maresal bilhassa, karşısmdaki üç mebusla konuşmakta, arasıra da Fransiz hariciye memuruna fran. sı?ca olarak hitap etmekteydi. Gayet lüles ve dekolte kıyafet . lerle ziyafete hususi bir şaşan ve” ren davetli kadınlarsa en ufak bir nükteyö kahkahslar savurmakta, gayet büyük bir neşe yaratmaya çalışır gibi davranmaktaydılar, Z- yafet daha yarıma gelmerişti ki mareşal metrdotele isaret etti ve #ampanya açılmasını emretti, Kadehlerimi?e İlk şarapanyalar bosandığı saman, mareşal ayağa kalktı, Tabii, bütür davetliler de kendisine imtisal etmiştik, Mareşal kısa bir tereddütten sonra: — Muhterem dostlarım!.. Po. lonyanın yarmki zaferi şerefine kadeh kaldırmanızı rica ederim!?,. Derhal kadehler havaya kaldır, larak içildi, Bu ziyafetin ısıl mev zuuna gelinmesi için adeti bir i - şaret old. Zira mebuslardan Vİ. lediş Nimuri ismiyle takdim edil, mig olan, benim o vakte kadar hiç tanımadığın zat birdenbire güne - ral Orensikiye dönerek: — Sevgili gereral!,, Demek ra- dikal köylü partisi liderliğini ter , kediyoraunuz, öyle mi? Diye sordu. Generalin birdenbire sapsarı ke, sildiğini farkettim, Tolâşı gör lerin mareşala” baktı ve Obası katil bir tuvirla eğerek: — Evet!.. Dedi, Mareşalin beyaz dişlerin! göste- rerek Mirtressma gülümsediğini he pimiş görüyorduk. Möban Vilâdin sinde şekrpanya xadehiyis oymyarak ve manda; a Matericens Seviş bal bir tebessümle gülmekte devam &. derek: — Demek Polonvanm muzaffer olacağından gat'iyyen emin değil siniz?.. diye sördü, General ayni tavırla tekrar ta - gin eğdi: — Biret! Uzun ve çiçeklerle donatılmış | #nmak muhteşem masa etrafmda dondu- rücu, soğuk bir süküt hâsıl olmus. tu, O anda, cereyan etmeye başla, mış olan bu Mİ davetli: leres eyri aym alâka derecelerini anlıyabilmek için bütün davetlile- rin yüzlerine süratle göz gezdir. mekten kendimi alamadım. Hay retle gördüm ki erkeklerden ziya” de kadınların gözleri alevlenmiş, demin kahkahalarla zarif nükteler yapmağa çalışın bu lüks kadmla- rm şimdi iribirlerine çarpan göz. lerinde şimşekler çakar gibi olma. ya başlamıştı. Çayın avrupaya girişinin üç yüzüncü yılı udan kalkar kalk günün yorgunluğunu &i nh için yine bir fincan ça , kişin m serinlenmek için Şi me çaya başvururuz, Çayı Avrupada pek mazisi yoktur, Avrups apcsk ci asrın ortalarına doğru çayı ta, asaştır. 1641 yılmda Holandalt gemici ler Avrupaya Çinden ilk çayı ge , Uzun Sir 5 tirdiler, O iman Avrupada yaş yan İnsanların gözünde Çin çok u. zak ve çok esrarlı bir masal diya e idi, Onun için çay bu esrarh â, temden gelen yeni ve eşsiz bir zevk kaynağı olarak ki edildi ve çay İçmek bir moda hâlinde Av- rapaya yaydı, Çaym Avrupada içilişi çok yeni, dir, Fakat Çin bu içkiyi tarihin Yüzü evvelâ sapsarı kesilmiş e | kaydedemediği eski devirlerde bi- lan general Orenski şimdi tekrer soğukkanlılığını toplamış, le kullanılıyordu. Çin efsanesi bi. mutad | ze çayın şaraptan daha eski oldu- zarif ve keskin tebessiimii ince du | funu söyler, Milâtten 700 sene ev, daklarında belirmişti. Mareşal iso vel yazılmış Çin Kitaplarında çay güzlerini hiç kaldırmadan müteme- | fidanlarının dikilme şartlarma, cay diyen önüne bakıyor, sanki muha. yapraklarınm nasil toplanacağını verenin inkişafını bekliyordu. Ma, | dair sayfalar dolusu yazılar ve reşalin dostları olan mebuslarm | tavsiye vardır. general Orenski ile mareşal ara - Bugün aradan yirmi miti uzun smda mühim bir mücadeleyi de#- | asır geşmiz olmasına rağmen çay mek ve her ne pahasına olursa ol. | Çinde hâlâ bu kitaplarda yazılan sun halletmek istediklerine bu 65. | yeni dsiresinde ekiliyor ve ayni ge rarengiz muhavere hir işaret teş- kilde hazırlanıyor. o Bu, Çinlilerin kil ediyordu; çayı Konfüçiyüsün kitabma girmiş Fakat ben somurtkan ciddiyeti. | mukaddes bir nebat olarak tanı , nl muhafaza etmekte olan Fran, | malarmenn ileri gelir, sız hariciye memurunun İki gâyet Çay Çinin cenup taraflarmda geveze, föknt çök sevim Prayjıfoyotisir, Pekin havalisinde, hançu- st kadmıyla birlikte böyle bir zi | ride, tek bir kelime il4 Şimal Çi yafette hazır bulundurulmasındaki | de kış çok şiddetlidir, toprak sv. hikmeti bir türlü kavrıyamıyor - dam. larca karla örtülü kalır, İnce ve narin bir fidan olan çay bu sert ernubi Çinin iklimi çok mutedildir, Ve çay ziraatine uygundur. Burslarda nehirlere bakan ya, maçlarda dört köşe sahalar üze - rinde, toprağm kirmizi rengiyle tam bir tezat teşkil öden, yeşil, ok yeşil çay fidanlıkları görülür, Jay fidanmm yüksekliği bir met. coyi asla geçmez. Bu çay mmta. kulorımda sabahtan akşama kadar bitmez Sükenmez bir çalışma, bir kaynaşma yundir. Ayakları çıplak, dar bir gömlek (ogiymiş, başları renkli mendilleriyle sarılı Çin köy lWüleri Fidanlıklar arasında dolaşır. lar, Çalışan karıncalar gibi bir ke lime bile söylemeden minimini a, yaklariyle ba tarislarr çapalarlar, bir kısmı çıkık elmacık kemikli İ sarr yüzlerini, toprağa değecek ka dar eğerek toprağın böceklerini ayıklar, diğerleri nehre kadar ine, rek su taşır, Nehre kadar koşa koşa inen Çinliler, bir sopanın W- cuna takılı olan iki kovası: neh. rin bulanık suyu le doldurur, x , Çinde çay Widen bu kaldelere aykırı hareket ©den işçilerin başı kesilirdi. Bu su retle toplanan çay fağfur kava - nozlar içersinde bir kıta aske rin muhafazası altında saraya gö . türülürdü. İlk hasattan iki ay santra çay fi dani yeniden yapraklan«, O sa - man ikinci çay mahsulü alınır, Ha- ziran ayında da üçüncü ber topla. me yapılır. Faket Üçüncü Jefa top. lanan bu yapraklar kalındır, Si - nirleri iri olur ve aşağı kalitede çayı vücuda getirir. Çinli işçi çay yapraklarmı birer birer koparırı, buna rağmen bir işçi günde yedi kilo kadar çay ton hyabilir. Bir çay fidanı hir senede bir buçuk, iki kilo yöprak verir, Çay yaprağınm (kullandığımız çay haline gelebilmesi oldukça w- zun ve karışık bir iştir, Evvelâ ye re saz çubuklar serilir, çay Yap, rakları bunun üzerine döşererex, güneşe bırakılır, Çay yaprağı ye, Yaş yavaş - esmerleşir ve kıvrılır. Fakat daha çay yaprağınm içer - sinden ayrılması icap eden maddeler kalmıştır. Çay. bu halde kalacak olursak lezzeti acı ve kek, birer birer parmaklariyle ulularlar, bu yaprak döküntüleri pamuk tor, balara konur, Bir adam çıplak a. yyaklatiyle “Dü “Hafirık Yortelarr çiğ: ner, ” j Bundan sonra çaym mayslaşma- 8( işine ra gelir. Yapraklar se , petlere konur ve'günese bırakılır, (Devamı var) İklime tahammül edemez. Halbuki İ sepayı omuzuna yerleştirir, yine İ Birkaç gün sonra çay yaprakları geldiği gihi koşa koşa yukarıya çı İ bizim maltızlara benziyen ocaklar (Bu sütunda okuyucularımızın gu zetemiz yanmdaki kuponia (birlikle gönderecekleri EVLENME TEKLİFLERİ, İŞ ARA MA, İŞ VERME, ALIM, SATIM giti ticari mühiyeti haiz olmıyan kü çk iânları parsaz neyrolunur.) Evlenme teklifleri: * Harp malüllerinden başçavusum. Derecem dörttür. Malüliyetim gözdür. Tahatlim, dünya tecrübelerim kâfidir. Mesleğim terzilik, Mikin müflis vazi yetteyim. Ama muhtaç smıfından Ge, Bilim. Eşim öldü, otuz sene hayat gös çirmiştim, On üç on dört yaşımda bir kızımla yaşamaktayım. Oğlum var, rabıtam yok, yavas ayrıdır. Kirası. yım, doğuşum Silistire, berbiyera ya” şayışım İstanbuldadır, Ömrümün elti, da beşi İstanbulda (o geçmiş Oirkım Türktür, Hirp mâlüllerinin No, 551 Tertih kunuzunun 9 uncu maddesine (göre askeri malüllerle ( izdivaç (o ecek muhassasat zatiyeden sahibi o manş herhangi bir hanımm maaşı katolun. mer, Şu vaziyete nazaran 46 fa 50 yaşlar ri arasında hayatta erkek evlâdı ol mamak terbiye ve şerefine suhip müş fik bir aaa olup evlâdımı sinesine bü, saçak herhangi bir ksdun hayat af. kudaşlığına mubtacım. Tip mevzu de Bildir. “Talip bayan açık medrese müra saat edebilir. Adres: Beyoğlu, Teşvikiye Ralnğa camlâ şuhit Mehmet B No GE RK Görgülü İş arayanlar *Lâse mezumuyum, büsusi mese selerde hergün öğleden sonra Çalışati Hrm. Teliplerin Haber gazeleai ve gitasile (6G 2. y. 2) “umuzuna mü raonatları, « Herhangi bir münmmesede, bros veya avukat yanında kAtip olarak iş arıyorum. Daktlin bilirim. İki vuçuk sene bir avukat yanımda çalıştım. Bon servisim vardır. İstiyöllerin o Haner güzeteri vamtasile İlyos 19 terine mektupın mürncastları # Kırk yaşındayım. Her veğhile *e mat edilir, istikamet ebli ciddi bir ka. dınım. Yeni eski yazabilirim. Dükküm veya hususi bir yerde kayıt gibi, ba. fif bir katiplik igini münasip göre cok maaşla kabul edebilirim. Arzu c& denilerin Haber (o gezeteni vamtaşlie (H.Y.) rumuzuna mürucnatları . * Üniversite hukuk Cakültesi, Dinel sınıf talebesiyim; öğleden sonraları | berbangi bir mücüsese veyn ciddi bir | avukat yanında çalışınak istiyorum. Haber gütetesi vasıtasiyle Bayan A. A. H. Yümuzuns müracaat edil. mesi Satılık - Kiralık # Mecidiyeköyünde even © fiyata 9 dönüm yer satılıktır. — İstiyenlarin Beşiktaşta İklamur caddesinde 32 a“ marağa kura kabvoci Mustafa ve Meh met kardeşlere müraena'tları 5 Devren veya perâkende marangoz atelyesi İki beygirlik ele *rik motörü, transmisyon, geri$ teste. re rektipaj, pulanya, torna “tezgah iarile kompresör ve boya o tzbancası satılıktır. Bayazıt dökme Fuat paşa caddesi 81/7 pururaya hergin 1ğ-18”ç kadar müracas! Müteferrik ? Temiz bir âile nezdinde, mobilya 3 veya motiiyamz bir çocuk yoktur. n edenin Haber tasfle (A, O. 17) Yum etraeei, s er t elverişli. poteni ea ma inlirmesnt * Yüksez mühenüiş mektebine &e vöm çdlyorüm. Riyariye ve fransrzra “ersi vermek istiyorum, Arzu *öen İerin Mater gazetesinde NTAG rumu tür Atdırınız Aşağıda rumuzla() yazılı öl Kuyuculartmızın namlarıma gele mektupları iderekkcemizden hergü satahtan öğleye kadar veyn saât 17 den #eopra uldirmaları #ça ALi) KTM £ (LE 0) 3 kiralıktır | kar, Bu inip çıkma bir iş gününde belki iki yüz defa tekerrür eder. Krş biter bitmez oçay tarlaları danlanmağa başlar. İlk cenup rüz. görları ösmeğe başlayınca tarla yabani otlardan temizlenir. Sonra Çinin erken gelen ilkbaharında yan! Şubat aynın ilk haftalarında İ çay fidüni tomurcuk vermeğe baş- tar. Dalların uçlarında tatlı bir ve gilik peyda olur, Fidan yaprak vermektedir, İlk yapraklar yum , şaktır, Üzerleri adetâ kadife gibi tüylüdür, Bu yapraklar bir santi, yapılır, Bu Jik yapraklar çok nefis ko - kulu olduğundan çok makbuldür, Eskiden bu yapraklar yalniz im, parator ailesinin ve yüksek man derinlerin kullanmasına tahsis edi Wirdi, Çay yapraklarını toplyacak ameleler işe başlamadan evvel üç hafta bir perhiz tuturlar, Balık ve vt yemözler, Toplama işi devam ettiği müddetçe de günde üç defa yıkanmlar, Çay yapraklarma eile dokunmak da günahtır. İşçiler elle rine beyaz eldiven giyerler, İm - parator İçin toplanıcak çeym ba, kir genç kızlar tarafından toplan, metre kadar büyüyünce ilk hasat | Ozerinde kartilır, Bir Çin şehrinde çarşınm faali, yet merkezini çay satan dükkân teşkil eder, çayhanenin kapısında ellerinde taze gey yaprakları tu - tan iki Çinli uşak vardır. Dükkü- nin içersi yarı karanlıktır. Dipte tegâbn yunlbuşmda yüksek is . kemlelere oturmuş beş altı kâtip ellerindeki fırçalarla alınan ve sa, tlan çay miktarını tesbit edön ga rip işaretler eizerler, Dükkânın duvarları çaya mit iptidai resimler. is süslüdür, Dükkânm içerdi zarif çak kutuları, çay paketleri ve çay torbaları Ne doludur. Çay mağuzasmın yan tarafında ki bir kapıdan “tatma odası" na girilir, Bu odaya yalnız tanınmış ve itibarlı müşteriler kabul edi . lir, Müşteri burada dükkün sahi . hiyle konuşurken okerdisine uzun bir çubuk içersinde afyon ilrsin 6- hanur. Müşteri bir taraftan afyo- ay çekerken, diğer taraftan da muhtelif harmanlardan gözönünde hazırlanan ve fağfur fincanlarda sunulan çayın tadına bukar. Çok miktarda salan çay tama, miyle eskiden bizim odun tartılan Küntarların ayni olan büyük kan - mis olması da eski bir âdetti, Bis | tarlarin tartılır, Çinli tüccar gayet bazı | re olur, İşçiler çay oyapraklermi | hilekâr olarak tanmmış olduğun - dan Avrupa müşteri kantarı bir dakika bile gözünden ayırmaz. Çi- nin her sene sattığı çayım miktarı 251 milyon kilodan aşağı değildir. Çinliler çayı bâlâ an'aneletine göre yetiştirmekten vazgeçmemiş.. lerdir. Buna mukabil İngilizler Seylân adasını tamamiyle çay . rantine hasretmişlerdir. Ve çay €- kimini asrileştirmişlerdir. Burada Seylân çayı adı ile ma- ruf olan çay elektrikle eşiklandı - rılmış büyük fabrikalarda hazırla . nir. İngilizler Seylânda çay yetiş- tirmeğe 1885 to başlamıştır. Bu - gün Seylânm çoy ihracatı senede 100 milyon kilodan aşağı değildir. Çay Avrupaya ilk girdiği zaman bir ilâç gibi telâkki ediimişü, 82 çeşit derde deva olduğunu iddia e. den doktorlar çoktu, Meşhur Ma . dsm Dö Sevinye mektuplarından birisinde hasia ve ölüm halinde © lan Hex dükasının günde kırk çay içmek suretiyle ölümden kurtuldu- ğunu ciddi ciddi anlatır, Çaym bir içki olarak kullanılışı Fransada an cak on sekizinci asırda başlamış , J tar, İngilizler çaya Fransızlardan da İ ba düşkündürler, Çay İngülz sof. ralacından ekâlk olmaz, Fakat Üz- gilislerin bu düşkünlüğü Ruslara nazaran hiçtir şey sayılır, Rusr Jsyadn senede 250 miyon kilo çay sarfolunur, | Üç yüz senelik mazisi olan çay sarfiyatı yıllar geçtikçe artıyor, çay dünyanın biçbir tarafında be, niz modadan düşmemiştir, Dok * torlar çayı bir “ihtiyat gıdası,, va- aifesini gören mukavvi bir içki gi. bi tavsiye cdiyorlar, Ve hakikat halde de ifrala düşmemek şartile çay hayat faaliyetini tanzim eden ve hiçbir zerresi vilentta zayi ol. mıyan güzel bir içkidir. Boğmacalı çocukların sanatoryomu tayyaredi Gün geçmiyor ki tıp âleminde yeni bir adım atılmamış olsun.. İsviçre doktorları da “son Za; manlarda çocuklara hâkim olan en müz'iç hastalık diye tanınan boğmaca öksürüğüne karşı yeni bir tedavi usulü bulmuşlardır. Bu yeni tedavi usulü tayyare ik yükseklere çıkmaktır. Irtifaların o boğmaca örs rüğüne çok iyi geleceği bir çok tp âlimlerinin ötedenberi müda,, faa ettikleri bir iddia idi. re tıp fakültesi tayyarede boğ. maca öksürüğü tedavisini ettiği için İsviçrenin Aljar Sviâer tayyare kumpan, hasta çocuklar için her | Muhtetif gezintiler tertip etmek. i tedir. Şimdi her gün İsviçre tayyare teydanlarmdi anneler tayyare- ile tedaviye çıkan yavrularının yere inmelerini merakla bekle. mekteğirler. On üç gün zarfmda 120 yavrunun tayyare uçuşlari- avisine bakılmış ve bunlar da yüzde 286 smın ti man iyileştiği ve yüzde da hustalıklarınm o salâha tuttuğu görülmüştür. Mer gün yeni bir hamlesine gahit olduğumuz tıp ilmi tay, yare denen medeni vasıtanın nız adam öldürmeğe değil, dn hasta cocukları tedaviye ya» 1 meydana koymuştur. Artık levwisrenin yolcu tayyare leri boğmacalr çocukların sana. toryumuder,