) 91 MA KELDE FE KA —3— “Al Vut, büyük bir endise İçim Ğ0 bunları düşünürken kapınm Ya. Teredeydiniz? Hepinizi öldürsem Yeridir, Burada böni müdafaa için Hunmuyor musunuz siz? Haydutlar, şeflerinin biddetine Mânâ vermiyerek biribirlerine be kiştlar ve gözleri yerde gördük - leri Preddinin cesedine endişe İle dikilip kaldı. Al Vud onlsrm nereye baktık. larını görünce homurdandı: — Preddi öldü, simdi onunla Meşgul olunacak sıra değil. Me - Bele bizim de ölmememizde! Bu İş da tam size ihtiyacım olduğu zaman Miz ortadan kaybolursanız sökmez Mem ve diye siz mevkilerinizi ter. kedip buraya geldiniz? Kim mü- Mande etti? Haydutlardean biri cevap wer » Weğe ecanret etti: — Hücuma geçtiler şef, her te. Tiftan ayni zamanda hücum edi . Yorlar; bakm... — Hücum ediyorlarsa siz de mu kavemet edin; ne diye duruyorsu- Buz? Hepiniz birdeti niçin geldi iz? Bu ne biçim iş! Haydutlardan bir başkası atıldı: — Vaziyet çok fena şef. Polis. İce neredeyse buraya gelecekler. Binanın içine de girdiler galiba” — Ne diyorsun? Asağıdn kaçan Iki kişi gör. Ölüm, birisi kadındı, Ateş ettim, bele ettiler, Fakat çok ka - sanli. vardım N — isabet ettiremedin tabi: — Mağlesef evet! Onlar kaçm. ©& hemen gelip ala haber ver ek istedim, arkadaşlar da vera ber geldiler, Ne yapalım? Emrini- U bekliyoruz. İN © — Haydi gelin be z er. Fakat Valklns nertde? | — O nehirkıyesmı gözlüyor. 0. — İşte coşur adım diye ona “İsrler, Halbuki sizler bir avue '#© SİNİZ, AI Vua elektriği söndürdü. tep *i elektrik cep fenerlerini elleri. M* ald: fakar bulundukları yer etmemek için pek mecbur ol- yakmadılar, Kafile bövlerr bir kat daha yukarı çıktı, ASĞI - konuşma sesleri geliyordu — Onları gafli avlamaya gahşa. Ağiz, Seymur git Lavinyayı bul *“ beraber gel, Kendisine tehlize u ve benimle beraber bU Maması icap ettiğini söyle, Çabuk Ama... ç Saymur uzaklaşırken A? Vud di” İ| #trlerine hitaben devam etti: >> Vaktinden evvel ateş etme. Ss > Haniya, Yıl verde kaldı? kararıyor. beklemekten içim 1, diye söylendi, korku ve heyecin w Padişaha ne cevap vere” değz Odarımda bulamadım. hare Ki Dütün odaları araştırdım. Te bilmiyor nerede olduğunu. Padişahın götleri dönmüştü. kadar git kuş bile kaybol Hi. Giye bağırdı . Ağa ayakta — titriyordu. ki kalfaları, cariyeleri ve E. PU İKİNCİKÂNUN 10 üzül ” POLi$ HAFIYESİ HAYDUTZ. 27 el YAR .giten için Bu ne demek?! Sarsyımda yin, Polisler buraya gelmöğe ha . urlanıyorlar, Ben vaziyeti müsait görünce size steg emri vereceğim, O zaman onlarm daha fazla iler , Jemelerine mâni olmalısınız. He - halbuki biz karanlıkta ve yuksr . dan ateş edeceğimz. Vaziyetimiz çok müsait... Haydutlar, eski fabrikanın de . mir merdivenlerinin basamakları, na yerleştiler, silâhları elde bek - tediler, —— Anlaşıldı mı? Ben haydi der — Anlaşıldı şet, bapishaneyi boylamadan Önce gü polislerden birkaç tanesini olsun öbür dünya, ya göndereceğim, — Sus! Merdivenin alt başmdan ayak gesleri geliyordu. A! Vud son ten. bihlerde bulundu: — Dikkat! Cesaretinizi kaybet. meyin, Ben İşaret veriner birden atoş edin ve atese fasıla verme - yin, Polislerle aralarında elli metre vardı; bu mesafe kırka, otuza in. di — Ateş! Haydutların hepsi birden ateş atti ve polislerin mukabelesi ge , cikmedi, Birkaç dakika müthiş bir yayinn ateşi devam etti. Polisler, İçlerinden birkaşmı ölü veya ya ralı yere seren kurşun yağmuru. na rağmen biraz İlerledilerso de tekrar gerilemeğe meobur oldu lar, Haydutların mukavemeti nev. midane olduğu nispette korkunç , tu. İki taraftan da yaralılarm inik tisi yükseliyordu. Birden Ohaga . nın ayaklarının öibine ölü olarak düştüğilrü” gökdü.” Okt takiben e 0“ ğuzdladi Ye Run sırada o büyükçe bir cisim haydutların bulunduğu tarafa atıl, d& ye gürültüyle patladı, Rtraft bir duman #ardı ve haydutların ge nizlerini yaktı, » Riçardson bağırdı: — Kaçalım! Göz yaşartıcı bom. ba attılar, Binanm başka bir ta - rafına gidelim... Cep fenerlerini yakarak üst ka, ta çiktilar, Al Vud bir aralık: — Lümbuyı söndür; dedi. Ağa . Zıdan bizi görmesinler, İki haydut Üçüncü kata kadar çıktılar, Al Vud burada vaziyeti, nin vahimliğini bir kere daha tak dir eti. Alt arkadaşımdan birini hilcumun başlangıcmdanberi gör . memisti. İkisi ölmüştü. Yanmda » da yaralı olarak yalnız Riçardsnn kalmıştı. — Seymur nerede kaldı? Te vinya ne oldu acaba” — Dinleyin şef, geliyorlar ea ida. — Evet işliyorum, sakın po - isler olmasn? (Devyee varı Pe ME İZİ ld ekg diğer haremâğalarını birer “birer sıgaya çekiyorlar, fakat o Yı'dızın izini bir türlü butamıyorlardı. Sultan Muradı neşesi kaçmış, hiddetinden ateş püskürdeğe başla mişti. Havuz başında oturan tanbura- ile neyzen de korkudan vitriyor “ Garip şey! Padişahın — biricik gözdesi saraydan O* hemdeher kesin gözü önünde » nasıl ve nereye Gerçekten o güne ka idebilirdi? ” gide ilan Murada alt bir kuş be ie kaybolmamıştı. 1ç ve diş kapı nöbetçiler gikiştr Yazan NEZİHE MUHİDDİN Huwusi kabinesini açalı heniz iki ay olmuş, ikl ay evvel de evlenmişti. Heniiğ yirmi dört yaşındaydı. Esasen, zengin bir ailenin ğocü- ğu olduğu için düğün ve kabine masrafı küçücük tasarruf yekü- nunu bitirdikten sonre genç 0. muzlarma epeyce de borç yükle. mişti. zenç karısı Macide orta hal, liden aşağı bir esnaf kızıydı. rin ve mânalı gözleri başka bir hayatm hulyalariyle doluydu. Elinde yüksek dereceli diploma, sina, gençliğin iradesine verdi. ği enerjiye, bilhassa güzel ve hisli karısma karşı duyduğu aş. km kudretine güvenen genç ko. ca İsine büyük bir ümitle baslar mistr. Macideyle başbaşa kaldıkları zaman ona müşterek hayatları İçin düşündüğü tatlı ve parlak emellerden örülmüş cazip hik. yeler anlatıyor, karşısmda mes, hur ve mes'ut kendisini dinli, yen genç ve gilzel kadınm iri ve hulyalı gözlerinde ışıldayan tebessiimlere heyecan ve pres. tile bakarken saadet zevkiyle mest olan kslbi hakikatin se, siyle burkuluyordu. Macideye müreffeh bir hayat temin etmek, onu gilzelliğine lâyık hediyelerle süslendirmek ruhunda mukaddes bir ateş gi bi yanıyordu. Heyhat ki bütün bu emeller, bu iki ay içinde inkisara uğra. maktan başka eline bir şey geç. memişti, Yeni kabinesinin süslü fakat her gün bomboş salonunda can sıkıntısiyle bir baştan öbür ba, ı gö kedi kendine dolaşıyor, mer, rdivenlerde ““peyda olan her pi.” tırtı bir müşteri ümidiyle kal binde dehşetli bir helecin helin. de çarpıyor, beklediği hoşa cı, kinea, hummalar içinde yanan başını cama dsyayarak cadde, den geçen çirkin, fakat kiymet!i kürklere serilmiş lüks kadınla, rin tuvaletine adeti kinl!s bakı, yordu.. Oh acaba ne zaman, 0 da sevgili Macidesinin masum ve güzel yüzünde günden güne karardığım görerek içinin yar dığını o gizli ve hazin melâlin yerine tat sevinçlerin ışığını ya ssoektı?!., Ti üç aydanberi binlerce par. lak Umitle kurduğu bu küçük kahineve ancak İki müsteri gelmişti: Biri, çarpık bir kaz. ava benziyen çürük dişini sök. türen kasketli ve beheivan kı, lklr bir adamla, kokmuş ağzına dört iğreti dig takdıran düzgün. lü bir kocakarı. Eline geçen para birinden bir, öbüründen on iki mecmuu on üç liradan İba, retti. Allahtan kabinenin Üç aylık kirası peşin verilmisti. Bu riltyor, bremağrmı1 sorguya çeki lerek, Yıldızın nereye gittiği soru luyordu. Padişanın gözdesinin o taman ve nereve gitüği (gören yoktu. Bu srada dayak yiyenler bi e Yıldızı görmed ini söylüyor du. Sultan Murat saray muhafızına Şiddetli emir'er veriyor, yeniçeriler vasıtasile Yıldızın izi üzerinde b* kibata başlanıyordu. Şehir içinde arınılması için de Asesbaşıya şidileti: emirler verir mişti, Padişan havuz başından odası” na dönmüştü. Çalgı, eğlence. her sey geri kalmıştı. 4 Sultan Murat udasına döner dön mez pencereden gökyüzüne baktı. — Hava karaniik, Gök bulutlu Bu gece Yıldızın o doğmamasina sebeb nedir? Hiddetinden yerinde oturamıyor du. Cevher ağa kapı önünde dola şiyondu. HABER — Aksam vostası on üç lirayla güzel karısınm gözlerine sevinç ışığı yakacak bi» hediye almak ne hazin bir huly Üç aya yaklaşan bomboş ve acı bekleyiş onun sinirlerini ta. mamiyle bozmuştu oÜmütsizlik genç ruhuna ahlâk dışında bir takım hasta ve korkunç fikirler aşılamağa başlamıştı. Bir daha eline bir müşteri geçerse pek pahalı arcamak Için kötü ka, rarlar veriyor, ve bü fena ke rarlar, içinde zehirli bir sıtma gibi ürperiyor'u. O bu karanlık düşüncelerle kendinden geçtiği bir dakikada o kapısınm çalmadı. ğmı kulaklarınm meş'um bir ığultu ile duyarak sendeleye sendeleye kapıyı açtı, Genç bir kadm içeri girmişti; ıztırap kı, zartısı körpe ve güzel yüzüne dalga dalga yayılarak gamlı ve titrek bir sesle ondan istimdat eder gibi! -- Dişlerimden çok muztari, bim dedi. Halbuki... Sözümü tamamlayamadı. Genç diş doktoru katı bir bakışla gü, zel kıza mahut iskemleyi işaret edörek: — Buyürunüz bir kere mua, yene edeyim, diye cevap verdi. Kımağız umduğu gelketli mukabeleyi göremeyince gözleri nemlenerek gösterilen yere otur du. Genç dişçi acele aoele Met. lerini leine alarak hasta kızın gül yaprağına benziyen dudak, larmı biraz huşunetle açıp mu, ayeneye başladı. Ne garip bir tezat! Yaşı henüz yirmiye yeni girmiş gibi genç görünen bu kusursuz güzel kızm tst çenesi bir baştan öbür başs kadar altın bir briçle bağlı idi. Genç dişei munyenesini biti, rince mazmum bir bakışla ken, Gsinden cevap bekliyen kızın muztar!ip yüzüne loş gözlerle “karak sustu. Muayene ettiği dişler hafir bir tedavi İle geçiştirilebilirdi. #akat!. O eline bir daha geçe eek bir müşteriyi pahalı harca, mağa karar vermişti! HAlâ yü, züre masum n.asm bakan bu genç müşteri baştan aşağı pa. halı güzel ve şık giyinmiş bir katındı. Her halde zengin ola- caktı, Daha fazla düşünmek İs. temed' tok bir sesle: — Bu briç tamamen söküle, cek! dedi. Kız dehsetle: rabbi! dive inledi. — Evet sökülecek ve yeni baştan yaprlacak! — Ne diyorennuz doktor?! Bu ne müthiş bir şey! —I'»te müthiş değ böyle kalırsa. Kız titriyordu: — Demek böyle 'rahres 21 » Eğer 9 iz. Diş tabibi — Tehlike muhakkak!., Genç kız kurbanlik bir koyun gibi feci bir teslimiyetle boynu, nu eğdi. — Mademki tehlike varlı; — Evet. Fakat? — Rica ederim söyleyiniz doktor? Genç dişçi duvarda aslı -“*n “siparişlerin yarısı peşindir” levhas.nı adeti işaret eden bir tavır termarak: — Güldü! — Epeyce bir masrafa gire, ceksiniz efendim — Ya çekeceğim ac1?.. Hal bu ki... Ru ki defa söylenen ve yarm kalan halbuki kelimesinin ifa. de ettiği manayı düşüne.sZe lü, zum görmiyen die tabidi neş'eli bir jestle: — Acı meselesi kolay?.. Onu hiç düsünmeviniz dedi. Bu hu. susta size teminat verebilirim? Kızcağız buruk ve düşünceli, yarım bir tebessümle sordu: — O halde bu ameliyat için ne kadar İleret lâzım? — Büyük bir şey değil. Size âzam! kolaylık yapacağım. — Meselâ? — Yüz seksen lira. — Ne dediniz?! — Yüz seksen lira... Çok mu? Hangi dişçiye gitseniz 200 den aşağı bu işi Üzerine almaz. — Fakat doktor bey! — Fazla konuşmak beyhude, dir. İsterseniz başkasma müra- caat ediniz. Halbuki... Kız ae bir göğüs çekişle tekrarinâr: — Halbuki? — Evet hor geçen dakikx yaldâse” tehlikesi arttırmaktan . başka işe yaramaz. Gene 8iz Kilirsiniz!.. Kızcağız yürek paralayan bir teslimiyetle şık çantasım açarak içinden bir ellilik kâğıtla bir on. luk çıkarıp uzattı: — Başlayabilirsiniz?.. — Malüm ya bizde bir teamül var. — Evet yarısı pesin değil mi? Paket emin olunuz yarın müte, bâakisini getiririm, yanında şim, di bu kadar. . Genç dişi (o memnuniyetini belli etmemeğe çalışarak: -— Peki size inanıyorum, di, ye cevap verdi. Ameiyat başlararstı. Seneler ce emek verdiği ve bütün ümit. lerimi bağladığı mesleğin ilk dalgw » semeresini almaktan m'itew” * bir heyecanla dikka, ti gürleşen genç dis tabibi par, * Jarındaki sür'at kadar fenni “spa ehemmiyet vermeden güzel kızm üst çenesini yarım saat İsinde boşalttı. Zavallı kiz kimbilir aç türlü actyia kv. Sultan Murat ağasına: — Bi! hade girse, hemen be nö bildir. demişti. Cevhe dört güle yeni ve hayır h bir haber bekliyordu, Saatler geçti.. Geceyarısı oldu. Padişan hâlâ «yumamişt, Oda da .dolaştığı hissetiliyordu. Sultan Murâ'. keveyarısa “ka dar bir haber #umayında, cariye leri sıkışuırmağa başladı. —Yıldız hede bir kı-kançlı ğa kurdan gitmiş olacak. Zaten & cu saraya geldik. gündenber çeke miyorlar. İlk #nce Nilüleri sorgus ya çekmeliyim, diyerek, Cevher çağırdı: — Nilüleri ratraya getir. — Başüstüne şvketüm! Biraz sonra Cevher ağu Nilüle ri yakaladı, Padişahın o huzüruns getirdi. Nilüferim bir şeyden haberi yok” tu. Sultan Murat, Nilüleri görünce Adam sen ©! - yordu. Nasi olsa dişler liydi, bir şey kaybetmiş olmu. yor... Verdiği paraya gelince; Zetıgin olduğu besbelli “Waraın versiu!,, Bendeazmı zahmet çekiyorum... Cebinden kalbine giren gisii bir sevinçle bu akşam Macideye yanacatı sürprizi düşünerek İçi içine <ığmayordu. ? ... O akşam kabireden çıkmoa doğru Beyoğlunda bir mağaza, ya gidere sevgili Macideye al, dığı paranm yarısiyle “krokodil bir eanta aldı. Güzel Macidenin bövle bir cantayı çoktandır özlediğini biliyordu. Elinde krokodil çantanm erk paketiyle evine dönünce karısını yatakta buldu. Cm gibi başueme koştu. Keti mğetli ellerini. avü, ema alarak: — — Ne oldun yavrucuğum? diye titreverek sordu. Genç kadm: — Dişim ağrıyor, diye inledi. Vivmi na #sim,, Bugiin kür, danla biraz karıştrrdrm. Birden, bire dünva başıma yrkr'di zen, nettim.. Bir dakika olsun «örn durmıyor. Çıldıracağım. — Niçin bana habe: din? — Seni üzmek istemedim. — Fakat... Gen, koca bir deli gibi keke, rdu. Çantayı bir k larak karaman. derce aldı. Müthiş! Kırk buçuk? — Aman yarabbi aman ya, rahbi1.. Bu yıldırım felâketi üç gün sürmedi. Bütün Imdatlara rağ. men güzel ve genç Macide, çüncü günü önüne geçilmez “septisemi” “kriziyle yuvarla, np gitti. ... v Düuyanm en büyük,en «et bir matemine uğrayan eng diş doktoru seneleroe yüreğine çö ken acryt çekti. Fakat talii bu felâket darbe. sinden sonra birden değişti. İs. edecekti? Macide öleli on sene olduğu halde acısmı bir türlğ unutamayordu.Ara kalbinde eni gizli bir iliş bir gün üst çenesini sebepsiz yere söktüğü genç ve masum kızın gamlı yüzü gözlerinin önü. ne geliyordu. O günden sonra artık o da hiç bir daha görür memişti, .s.. Bir gün bu zengin ve meşhur dişçi hususi otomobilinden ina. rek kendisine kravat ve eldiven almak iizere modern bir mağa. zadan içeri girdi. Bu küçük mağaza son derece şık ve pahalı eşvalaria doluydu. Kış günü (Lütfen savfem çeririniz) en yüksek sesle saylardı; — Yıldıza ne yaptm!2?. o Onu elbirliğile zehirleyıp o bir kuyuya mı ettiniz? Nilüler padisakın dizlerine ka” panarak: ? —Vallahi görmedim, © şevket tüm! dedi, Cariyeniz bugün rahat sızdım. Akşama kadar yatağımdan dışarıya çıkmadım. Yatakta yattı İm herkes gördü. Murat, Niltitem tekmeledi: — Sus! fettan kaltak. Lukreç yayı hiçbiriniz çekemiyordunuz. Ortada bir halet var: Lukreçya kayboldu. Onu siz sakladınız. Sen bir şey yapmamış olsan bile, habe rin vardır. Haydi hakikati söyle bana: Yıdızım nerede? Nilülerir bir şeyden haberi yok tu. Tekrar aynı sözleri söyledi: — İsterseniz teni o öldürünüz. Görseydim söy'emiim. Bu o sabah koridordan geçerken gördüm. On dan sonra nereye gittiğini, ne yap tığını bilmiyorum. dedi, Padişah: — Delol karşımdan, (diyerek, güzdesini kovi.. Fakat, hiddetini bir türlü yenemivordu. — Kaybolan bır kuş değil.. Bir hayvan değil. Koskoca bir insan dır. diye söyleniyordu. Veziriâzâma "âriseyi haber ver mişierdi, Hayrara paa evinde # yunmuşken, derbzl giyindi. Sara ya köştu.. Padişanın huzuruna gir di: — Lukseçyanin kaybolmasına # nanamadım, velimmetim! Bu naşı iş? Sultan Murat. Bayram paşaya: — Ne cüruyotsun? * diye bağır - dı » hemen sipahilere haber ver. şehrin ber köşesini arasınlar. Yıldı zımı bulu; getirsinler. O gelmezse, çok kişinin canı yanacak, Bayram paşa heyretinden söyler yecek bir şey owlamıyordu. (Devamı var) verme