8 Kasım 1940 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-03. AÂrtık bütün bunlara karşı en , Berand çiftliğinde, . hissesinden başka aramızda —S bir münasebet yok. y — Kendisi de bana böyle söy- j istemedim. Delil maka. şd' ibraz edecek evrakı yok- Bt .;.* Allahaşkma kaptan Ole- tiddt konuşalım... G . Öyle ise evvelâ bana bir : icki vermelisiniz... Umit —ı—» ki Doktor Velsmer mü. % ederler, Biliyor musunuz, da,, Sündenberi ağzıma bir *—h“içkl koydurmadı. Süsuz- İ ölüyorum. .hbx:?m' tasdik makamında bir : Yaptı. Bunun üzerine Vi- ütu% viski ve sifon getirmiye Stra Tahat etmişti. k:nşm'h güzelce anlatın ba. Ü dedi. Mis Lakland gemi- — asil gaspetti? li Baştan anlatayım. Tulazi h henüliz giriyordum. Ber- bir kayalığın yanından geç. Biy , * için üsteki yelkenlerden kı'mmı indirmiş bulunuyor- Mi Geminin sür'ati epeyce a- '.Iâ“ bu sırada kayığiyle o Ve yanaştı: *k:"'*dı da bir sürü dinsiz herif. : o kocaman “Adamu « Adam" ::'d tahitliler vardı. ktı Lakland kayıktan bana ba, viskiyi yuvarladıktan Ba ıı_—':îtm Oleson! Size söyli. & S&vap verdim: Yazan:Cek Londox dunuz ba,, Biraz bekleyin de de, | Demir attıktan sonra kayığa bir | ip merdiven uzattım; Mis Lakland gemiye tırmandı, Yanma gelince, damdan düşer gibi, nefes nefese: — Aman kaptan “Üleson”, dedi, hemen soldan geri yapıp geminin başmı “Punga . Punga" ya çevi. rin... Marta gemisini satm aldım; fakat gemi karaya oturmuş bir hal. de,.. Sizin yardımmıza siddetle ih. Ağzım hayretten bir karıs açr'. mıştı. Kendi kendime soruyordum: “Acaba kızcağız aklımı mı oynattı ki?,..” Kendisinden izahat istedim, Si . zinle ortak olduğunu bildirdi. inan, madım, Bunun üzerine kızdı; bağırıp ça. ğırmıya başladı. Büyük babası ye, rinde olduğumu, hatırlattım; kuru gürültüye pabuç bırakan — takmr. dan olmadığımı, bu yaşta bir çan. km kızdan korkmryacafımı söyle. dim, Sonra da gemiyi terkedip git . mesini emrettim, Bunun üÜzerine yumuşadı, ve en tatlı sesiyle: — Dost olalım, dedi, kaptan *0. | leson”", Haydi aksiliği — brrakalım da barışalırmm, Limandaki "“Emili” gemisinde nefis viski var, Bu gt« miyi demin size bahsettiğim mese. le için kiraladım, Haydi, gidelim de dostluğumuzun şerefine içelim. Hiç değilse bana müfit bazı tavsi, yelerde bulunursunuz, olmaz mı? Zira bana anlattıklarına göre me, safli bahriyede fevkalâde ihtisas sahibi imişsiniz. Böyle söyliyerek — koltuklarrmı kabarttı, Öyle ya, ne yalan Böye liyeyim: “Mesaili bahriyede müte. hassıs” tabiri pek hoşuma gitti. Aklıma hiç de fena şeyler gel. miyordu. Katiyen şüpheye düşmi. yerek Mis Laklandın kayığma at. ladım;-ve “Emili” gemisine doğru açıldık, (Devamı vur) Ruhiyatçılar derler ki: Ka « dınlar kadar çök ve çabük de. duyan . bir malılük daha yoktur. Filhakika kadınların hemen ekserisinin çok maymun iştahlı oldukları, bilhassa aşk bahsinde bir daldan diğer dala- kolaylıkla uçtukları muhakkaktır. Fakat bu karakteri yalnızca kadınlarda aramamalıdır. “Öyle lediklerinden biraz sonra cayar - lar. Bu karakteri yalnız kadın , larda âramamalıdir. Öyle erkek. ler de vardır ki gimdi söyledik- lerinden biraz sonra cayarlar. Bu kararsızlık çok kötü bir hal. dir. İnsanı en çok harap eden muhakkak ki herhangi bir mev zu üzerinde karar veremeden uzun zaman düşünmek mecbu . riyetinde kalmaktır. Tabit en mühim kararsızlık ve müşkülât la evlenmek hususunda bir ka- rar ittihaz olunacağı zaman kar şılaşıldığmı burada söylemeği fazla buluyorum. Karakterinizi bilmek hiç de fena bir şey değildir. Bayanlar, acaba maymun iştahlı ve karar. sız mışınız ? Baylar, karar ve sebattan mahrum musunuz? Bunları öğ- renmeniz lâzımdır. Nasıl mı? Yazımızın gsonunu okuyun... Şimdi size aşağıda on iki sual sorargiğiz, Bu sualleri teker te- ker cıkkatle okuyun. Eğer soru lan suale (hayır) diye cevap ve. riyorsanız derhal yanına bir sı . fır kovun. Eğer: “eh, bazı bazı olur.. kabildir,, diye bir cevap ve riyorsanız (bir) koyun, kat'iyet- le kabul ediyor, (tabi, evet) di . yorsanız o zaman “iki” numara koyun. Bu işler bittikten sonra on İ. ki cevaba verdiğiniz notları ce - mediniz. Eğer sıfırla sekiz ara. sında bir netice almıssanız, ken dinizi tebrik ediniz, çünkü sebat kâr, muvazeneli ve hiç te may. mun iştahlı — olmiyan bir ka. raktere maliksiniz demektir. E . ğer sekizle on altı arasında bir neticeve varmışsanız, vasattan yukarıya çıkamamışsınız demek tir. Kendinizi iyi kontrol ederek tabiatinizi düzeltmeğe calışınız. Eğer elde ettiğiniz yekün on ye .üw yeri ama da bul. he FA Ü- AABER'in bul F, in bulmacası | Gatık, Gam, 2 — Acı, Adana, ÇS t’“.uıı,ı—.&mcamde.l. p AYatan, 6 — El, Badana, 7 — » b 8 — Malak, Siz, 9 — Obi, “—mpçln. Zar, !şş_ç_ıg_ 9 10 YRAGIMI NASIL Z KURTARDIM Soldan sağa: 1 —Bir yemiş, 2 — — İstanbulda bir semt, erkek adı, 3 — Horozda bu- lunur, Mülk, & — Erkek adı, hakaret Bözü, 5 — Eksiksiz, — tecrübesiz, 6 — Hayvan yemi, gemide bulunur. T — Evlerde vardır, dişliyen, —& — Elişi, Garp, 9 — Halk, [ünlruknüz. 10 — Seffaf madde, büyük Türk sanatkârı Yukardan aşağıya: 1 — Karadenizde bir — kasnbamır, 2 — Bedava, bir vilâyet merkezimiz, 8 — Bir arap harfi, mevki, 4 — Kun- dura derisi, ses sada, 5 — Köpek, aşi- na, 6 — İlâve, rabrta edatı, 7 — Ktt, yara, 8 — Garbi Anadoluda bir kasa: bamız, balkon, 9 — Vilâyet, bir nevi yemiş, 10 — Gözü açık, di ile yirmi dört arasındaysa se batsızlık, kararsızlık, maymun iştahlılık mikrobu size hâkim ol müuş, esaslı tahribat yapmağa başlamış demektir. — Kendinizi muhakkak tedavi etmeniz lâzım dır. İşte size bu karakterinizi gösterecek olan usul, Sualleri - mizi dikkatle okuyun ve yanla. rvına İcap eden numaraları ko « VÜN. . 1 — Sizin de düşünüşlerinize uymıyacağını hiç düşünmeden, dostlarınızın meziyet ve ya ku - surlarını teşhir eder misiniz? 2 — Lokantaya gittiğiniz za. man garsonun ismarlamamış olduğu yemeği getirdiği zaman meselâ: “Bu et. yağlıdır, iste, mem deyip, biraz sonra da ney- se kalsın.,, der misiniz? 3 — Bir elbise yatırmak icin üç hafta terzi terzi dolastıktan sonra elbiseyi ısmarladıktan son ra daha almadan “Yfena oldu, hiç de sevmedim,, diye elbise . Milli Roman | — "azan: Iskender F. Seritelli 1 KSN bir kafile daha gelir konuşuyorlar. uğış_n_ Mehmet kulak verdi ve birden *eh,.m;—;'nlm buradan, kafatasınm içinde müthiş — bir u A bı— —MNcaya kadar, ğultu duydu. Sevinçle bağırdı: | şia |“imaz, Düşmanın eline — — Yavuz beyin sesini . işitiyo' ğ x%% Beçen süvarilerden — Ne diyorsun, Yavuz — beyin 4| önünde dur buralarda ne işi var? | Bğğ: : — Kulaklarım beni aldatmıryor, ü i&:?mbire Mehmedin - Muratçığım! Yavuz bey — galiba Tp ge düşmanı takip ediyor. Murat bir şey duyamadı. Mehmet ısrarla yürümek istedi: — Haydi gidelim., Bir daha on — Ya onlar değilse... Ya düşma nım kucağına düşersek... Mehmet dinlemedi. Atını sürdü. Kayaların arasından çıktı. Ve gür sesile bağırdı: — Yavuz bey.. Yavuz bey.. Biraz sonra kayalara bir ses yükseldi: — Parolanı ver.. Yoksa ateş e Murat: — Aman, dedi, yanlışlıkla gü rültüye gitmiyelim. Bu, Yavuz be yin sesi değil ama, herhalde hbizim' kiler olacak, Mehmet tekrar bağırdı: — Mavi, beyaz.. Ve arkasından ilâve etti: — Mehmet çavuş İstanbuldan dönüyor, Kayaların etrafında dolaşan at ların sesi gittikçe yaklaşıyordu. En önde beyaz bir at göründü F LAĞ HABE R — Akşam Postası erkekler de vardir ki şimdi söy. | akseden Sebatkâr veya kararsız olduğunuzu öğrenmek ıçin ne yapmalısı ız ? (den soğur musunuz? 4 — EKocanıza veya karınıza ğişen ve bu karakterlerile gurur |sabahleyin! “Bu aksam erken yemek yeyip sinemaya gidelim ,diye rica etmişken, akşam olun yea başınızın ağrıdığını, çok isi. iniz olduğunu, filmin fevkalüde | kötü ve seyredilmiyecek vaziyet te bülunduğunu ileri sürerek &v de kalmakta karar kılar miısi - niz? | ö — Bir işe karar verip yap. |tıktan sonra, nadim olup: “keş. ki bövle yapmayıp, şöyle hare « |ket etseydim..,, der misiniz? 6 — Boş bir vagonda trenle seyahat ederken, yok güneş ge. liyor, yahut ensemden çekilir gi bi gidemem, bu tarafın manza . rası güzel değil filân gibi vesi- lelerle muttasıl yerinizi değisti. rir misiniz? | T — Birçok kitapları ayni za. manda okumağa başlar mısınız ? Ve beğenmediğiniz için kitapla- rın birini alır, ötekini bırakır 'mısınız? | 8 — Genç yaşa geldiğiniz za | man muhtelif meslekler arasın. | ,'da bir tercih yapamadınız. mı? 'Yahut da bir mesleğe karşı he. ves duyduktan sonra hayatta bambaşka bir yol mu tuttunuz? 9 — Birdenbire meslek değiş. tirmek, hiç değilse başka bir e- ve taşınmak arzusunu hisseder misiniz? ş 10 — Hiç dur—sdan evdeki ve ufal . fek biblola . rın yerlerini değiştirir misiniz? | İl — Bizi neşeli bırakan bir îklmıe,birçeyrelı:naatsoura_çek rar geldiği zaman görünürde ihiçbir sebep mevcut olmadığı | halde sizi yüzü asık, neşesiz bu. bulmıyacağından emin olabilir mi? 12 — Evliyseniz evleninceye kadar ufaktefek sebeplerle muh telif defalar nişanınızı bozdu - ,puz, sonra hemen ayni gece ni, "şanlınıza on sayfalık bir mek . ,tup yazarak af dilemek suretile yeniden barıştınız mı? ' İşte gize on İki sualimiz. Bun- lara teker teker cevap verin ve cevaplarınıza göre takdir ettiği. niz notları cemediniz. . Bü şekilde karakterinizi sebat . kâr veya kararsız, maymun iş - 'ts.hl.ı olduğunuzu anlamış olur . sunuz, Sinema ve tiyatrolar $ Şehir Tiyatrosu Tepebast Dram kısmında akşam n taR ANA İstiklâl Caddesi Komedi kısmımda: Akşam 20.80 da: DADI ——— Raşit Rıza Tiyatrosu il Pazartesi ve 19 Salr Akşamları Beyoğlu Halk Sinemasında: AKTÖR KİN —— Beyoğlu Halk Sineması Bugün saat 18,80 da: 1 — Define Adamı: Türkçe, 2 — Kan Davası: Mehmet sevinçle cevap verdi: — Benim, Yavuz bey,! sizi arr yordum.. İyi bir tesadüf oldu. Ve attan atlıyarak, Yavuz — be yin la yanma koştu: Ko Allaha, büğgünler e aa Yavuz çok heyecanlıydı. — Bir kelime ile cevap ver ba: na, Mehmet: Emaneti getirdin mi? Mehmet ümit ve neşe dolu gür sesile haykırdı!: ! — Getirdim, beyim.. yanımda,. — AÂatla hayvana öyleyse, Bura: larda durmağa gelmez. — Bir düş man mMüfrezesile çarpıştık. Biraz sönra onların yardımcı — kollarile karşılaşmamız ihtimali vardır.. He men dönelim mevziimize. Mehmet atına atladı. Murat da büu sırada çıkmıştı. Yavuüz bey, müfrezesine bağır dı.: DA CC oyuktan w ŞAHISLAR: Veysi: Otuz beş yaşında, Bevim: (Söylediğine inamlır. sa) Yirmi sekiz yaşında. PERDE :1 (80 Eylül. Veysi, kiralık bulmak için sokraktan sokağa koşmakla meşgul. Oturduğu evi ertesi sabaha kadar boşalitmış bulunması lâzım. Saüt ona çey- rek küla.) Veysi: — İşte, bir kiralık ev! Bakalım ne yazıyor? (Yaklaşır, okur) “İki oda, hol, banyo, mu'« fak v.s. kiralıktır”. Tam istedi. ğim gibi. Şimdi evi görmeli, (Kapanı çalar. Biraz sonra ka. pt aralığından bir kadın sesi du. yulur.) Kadm — Ne istiyorsunuz, c« fendim? Veysi — Ailfedersiniz, sizi ra. hatsız ettim. Kiralık odaları gö. rebilir miyim ? Kadm — Hayhay! Buyurun, içeri geçiniz! — lanan hole girer. Şimdi bayana dikkat eder.) Veysi — Sevim! Sen misin? Affedersin! (Gitmiye hazırla. nır.) Sevim — Veysi, gitme, canım! Benim burada bulunmaklığım, seni alâkadar eden evi görmene bir mani teşkil etmez, değil mi? İstersen, ben uzaklaşayım; sen mı? Veysi — Hayır, Sevim. Çeki!. v gşandıktan dört sene sSonra mı? Tuhaf şey! Yahut da sen... Veysi — Ooo, hayır., Bilâkis, seni gördüğüme &on derece mem Sevim — ÜÖyleyse gir de, oda. lara bak. Burası sofa. Burası Veysi — Neden? Yatağın iki kişilik olsaydı, üzülecek miydim, sanıyorsun? Sevim — Şüphesiz! Siz erkek. ler müthiş egoistsiniz. Boşadı. ğmız kadmı on sene sonra bile kıskanırsmız. Veysi — A, doğrusu, bu mese. leyi tetkik etmedim... Sahih, bu evden nicin taşmıyorsun ? Sevim — Biktm artık. İki se. nedir aynı evde oturuyorum. İr. san, arada sırada evini değiştir. meli, fikrindeyim. Veyal — Bazan kocasını da, değil mi? dar yeter. Bir arkadaşımız hafifçe yaralandı. Buna mukabil düşma' nâ on beş yirmi zayiat verdirdik. Geçitten ayrılmasaydık, — hepsini mahvedecektik, 4 Atların nalları çakıl taşları üze' rinde hazin sesler çıkarıyordu. Ka> ranlıkların koynuna dalarak — iki buçuk saat kadar koştuktan sonra, Yavyuz beyin karargâhma gelmiş lerdi. Burası, Sakarya boylarında, iki büyük oyuk arasında — küçük bi körfeze benziyordu. Çok emin bit yerdi. Etrafı ağaçlarla örtülmüştü. Yant başından su akıyordu. Yavuz beyin çetesi kırk kişiden — ibaretti, Yavuz bey, Okyanusların ortasın' da dolaşan bir karakol gemisi gi* bi, Türk müfrezelerine seyyar göz” cülük yapıyordu. Önüne — düşen düşman müfrezeleri onun takibin den güç kurtulabiliyordu. Başküumandan Gazi — Mustafa vYylü Nakleden: h. Sevim — Belki, Fal düğün gibi, değiştirme sen, neden eski evinde yorsun? Veysi — Çünkü bet evini değiştirmeli, Sevim — Kariısını « mi? Veysi — Belki, Faka tirmedim. Sevim — İnanayım n Veysi — İstersen:.. | gessizlik) Peki, ev sahil de görebilirim ? Sevim — Hemen mi istiyorsun? Otur biraz, kahve pişireyim. Eğer canm sıkılmıyorsa... Veysi — Bilâkis... Sevim — O halde bir ye otur; gimdi geldin. ver, 8.00 8,03 Müzik 18.08 Mi 8.15 Ajana 18.80 Mi 8.80 Müzik 10,80 Aj 8.00 Ev kadımı — | 1946 Mi 12.30 Program 20.15 Ra 12.88 Müzik 2045 Te 12.50 n 21.30 Kc 18.05 = 22.80 Ajı 1400 Müzik 2245 Mi 9.11.940 Cumar 800 Program 18.08 Mt 8.08 Müzik 1840 Mü 8.15 Ajans 19.00 Ka 8.30 Müzik 10.15 Mi 9.00 Ev kadınt —| 19.80 Aj 1880 Program 19.45 Mü 18.838 Müzik 20,15 Raj 18.50 Ajans 2045 Mi 1405 Müzik 21.15 Ka 14.20 Müzik 21.80 Mi 15.00 At yarışları | 22.80 Aji 15.80 Müzik 22.50 Ko 18.00 Proğram 22.50 Mi larma atilganlığına hayrat iki kere kendisile karşılaşı Yayuz bey yüksek ve y bir gençti. Sakarya civarn karış bilen iyi bir zabitti. cesaretine düşman kumar bile hayran olmuştu. Yavuzun menakıbını —| cephesinde bile duymıyan mıştı. Başkumandanlık — kara elçi sıfatile Eskişehire gidı Türk zabiti, karargâha — « zaman: : — Düşmanın ağzında Y Yavuz gibi birçok - kahrat Yavuz o gece iki kaya a ki oyukta kurduğu karargâ girmez atından indi. Meh vuşu çağırdı: — Ey, söyle bakalım, d den geciktin bu kadar?

Bu sayıdan diğer sayfalar: