4 Ekim 1940 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan:(!ok London “Növa - Novalı” m kahkahalarını isitince tehlikeli bir şey olmadığmı anladı Ne olup ne bittiğini anla. mak için dışarı çıktı. “Yung", şeytanı gelirmişti. Kö. pek tam sahile çıkarken tesadüf o. Mız Olduğu halde zannediyor Yüng tekrar Siis'e git | teredd ö kll'ıyy". Üt göster- j Iî’fllımm"B'ı'ıl!ıılıh l Tde oraya uğradı. derlerin çiftliğine ge. T e,:î'“ *&îs'l aldı, döndü- — | lacak, çiftlikte çalışan bir küme N: P verdi zenci de oradan geçmesin mi? yi “Çtîkçe doğrasu yeni 2 | lmıı-, Öğreniyorum. Salomon Şeytan iri ve kuvvetli bir köpek. | hb hh Şüpha Yök, çok husu ti Siyah tüyleri, kısatık bir kuy, K zuğu vardı. Ağırlığı da otuz beş ki- Yat burad n lo- Zencileri hiç sövmezdi.- Üf edilenlere hor *miyeceği muhak - j a8 Tinde buraları kır- Tin, talığı göstermek © h H.,;:;ı de ilâve etmeli: YA f Sahibi “Tomi Con” küpeği zen. cilere düşman yetiştirmişti. Her gün köpeği birkaç aat zincire bağ. lar ve bu eanada yanma birkaç zenci gönderirdi. Zenciler — kasten H | ğ ı:; İşe el Var diye adaların | köpeği kızdırırlardı. h':] ;;n:ı ie:aıııl t»ın:tıeı Bu sebepten Şeytan siyahilere :? lcadele et * düşma'n olmuştu- Sahile çıkar çık. Ma Bataklıklar kurutu - M:o ;îmterl vaka- | n a&ttâ belki —de ; %*M büsbütün ortadan S8İz biz o günü göre . batf hazırlamal * düsmez mi? de"inîz bana kalırsa aıtau“m TAREER A wa“ğil El ve beden Yorulmak — onları maz derhal üstlerine atıldı- Zenci, ler kaçışmaya başladılar. Kimi bahçenin çitini aşryor, kimi en ya- km hindistan cevizi ağaçlarına tır- mantyordu. “Şeldon" evinin önündeki spfa_ dan “Jan Lakland" a bağırdı: — Bonjur, Mis “Lakland"! Şu meşhur zenci avcısı köpeğe bakm! ” “4 #iyor Nasti? £ Genç kız cevap verdi: W’“mek tehlikelidir, ” p LI — Üyle santyorum ki sizin hiz, 3 M bi uır“t!cede âdota mi- | Metçilerinize de rahat yüzü göz- ğ %qî' , ““e esareti icabet. | termiyecek! ! & İ Fh % çalışamaymca â h'l%l)[bl!d Bti başlıyor. “*“iz Bu iklimde zen- “Wle calteması — bir l%l““k memleketlerin — Sizin “Tahiti” U maiyetini. ze de- Dikkat, “Noalhı”! Kac! Şeytan, zencilerin tırmandığı a. Baçlara baktı- Bunlar kale gibi me- tin ve yüksekti. Ağaçtakilere do. ” 1 K | !öı ühı Beyazların 1, | kunamıyacağmı anlaymmıca gerisin. %ı H altmda zencilerin geriye döndü ve bu sefer doğruca .' unıg bir kanun- kocaman Tahitiliye saldırdı. " q, “beıq ÖYlüyeyim ki zenciler Kİ RA N ea İ V l’flh' Ekaeı-ıya_ istihsal Fakat “Noh 5ermd'en noılda. .' . Pa deş ötüklerinden az- madı. Herkes hayret içinde kalmış. 4 İ,?'“lııu Yi wec,m"mi bile çL t Şeytan, adamın etrafında — yal. y ü'Pnş Ü yi taklanmaya, duns etmeye ve kuy- S beğ Üzden zencilerle ' Kd hq“a £ Baha! ruğunu oynatarak neşel) neşeli lıq" "'Hn.ı allya otürüyor- N ğes KGW er denıııer ya. | Jan: li % a“t Fenkli Çinliler tutacak. — İşte terbiyeli bir köpek! dedi. Va h𔓠ü0 e zenci irkı, siyah | Görüyorsunuz va, Mister “Şeldon" h !wt 13.;;“3 mi? Şeytan adamlarla zencileri nasıl lıııquıh Birlüre Tk bu süretlo | çarçabuk ayirt etti.. Hiç derse fa- H, “*nu rînk Şimalf Amori- | lan lüzüum kalmadı. Öyle değili mi, eı? Sülaş m, Aüvoluşları gi. | “Noah”? Bak seni isırmayor, çün. 'gî mhı alanezya” hrlar. | kü zenci olmadığını © da biliyor- & Z , Ko v '*"ü.; m:ğuî:iî l_meâ “Noa « Noah” başmı salladı ve l.:a huğın bir şey değildir. garip bit surette gülümsedi: 4 Sa Tahişaga VATdir. Ve bu | — Benim Tahitili falan olduğu. ğ mu ne bilsin, zavallı dedi. Fakat | ' ' ; hışh"*lnı âyı 'e Müstald olmıyan- ayağımda pantalon var da ondün.. a xç Hahkümdur, öy- | Tabil beyaz adamlarım giydiği bir & pantalon- Meselenin can alıcı nok- | h’i:"bm";m Hayat mücadele, | tası bu-- ' İ’“ 'lmq İmtyanlar ölme- | — Şeldon gülerek söze atıldı: ' lli “Mbah — Ona “Karlayi” (1) ia “Sar. tur Rezartosu” nu okumalı. () Meşhur İskoçyalı müverrih ve mühatrir: Ve merdivenden iİnerek Şeytanm yanma sokuldu. Köpeği olkşadı- An, CEhennemi bir " Dişarıda kıya, “;%"*w | î;:' Ratmak G Bazeketi elin! To. Olmnıtu. W B a y eet Rale W.&ııı!şmw» ÖL —1'_;,!4. H A BE R — Aksam Postası ISRARLA DÜYANTR ll B Siraiğ e —e d 4 F 1 Grip, Romatizma, Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser tcabında günde 3 kaşe alınabilir. TAKLİTLERİNDEN SAKININIZ, HER VYERDE PULLU KUTULARI İSTEYİNİZ idaresini leri. (1161) (89317) Çanakkale Mst. Mv.Sa.Al, Ko. dan: 60 ilâ 140 lira üÜcretle ve İmtihanla makinist alınacaktır. Taliplerin Ça nakkalede askeri satınalma Kkomlsyonuna müracaatları. (1160) (98315) Merzifon Askeri Sa. Al.Ko. dan: Maerzifon kolordu karargâhınm kalorifer, ocak ve tesisalının işlelme ve bilir, gündelik Ücretle istihdam ediimek üÜzerine bir kalöriferciye ihtiyaç vardır. Kaloriferci 1-11-940 tarihinde işe başlıyacak ve 1 nisan #d1 tarikine kadar devâam etmek Üzere dört ay müddetle çalıştırılacaklır. Bu şe- raitle çalışmaya istekli olanların ehliyetname suretlerile beraber İstiyecekle- ri gündelik ücret miktarmın Merzifon kolordu satmmalma Ko. nuna bildirme: gonlerin nazarı dikketine tinikotin “Difi,, Vikotini izale eden en müessir uluştur. Srhhatiniti korumak çin DİFT'i istimal ediniz. Bütün ütünecülerde — bulunur: Kutusu:! 2,6 kuruşlur. Ankara Merkezi: endağa Ap: No 5. İstanbul top" satış yeri: Galata Rılttrm bo- ru. No 33/2 Telefon:. 40493. Tashih ilânı 3.10.940 tarihli gazetemizde çıkan Merkez Banlkç vaziyelinin Aktif kıs- mında altına tahvili kabil serbest dö- vizler karşılığı olan 38.570,638 yerine yanlışlıkla 38.877,63 çıkmıştir. Tuaş. hih ederiz. —— Çocük Hekim! Ahmet Akkoyüunlu Taksim, Tallmhane Palas No. 4 Pazardan maada herglün saat 15 ten sonra. Telefon 40127 — da aa jlânmn istanbul Beledlvesl ları Arpaemini mahallesinin Tatlıkuyu sokağında 38 No. İt harap bina his. sedarları, yaptırılan tahkikata râğfmen bulunamamıştır. Binanın harap ve mmofli İnhidara olmasından bu mahzur 15 gün içinde izale edilmediği takdirde yapı yollar kanunun 44 Üncü miaddesi gereğince belediyece yıktırılacağınım ih tarname yerine kaim olmak üzere ilân olunur. (9450) kömisyonlarında yapılacaktır. ri. Şartnameleri komlayonda görülür. Cinsi İhalenin yapılacağı mahal Siğtreti Çanakkealo Peynir İzmit Barı sabunlu kösele M, M, V. Ankara Sadeyağı Edirna Havsa, Kırmızı merclmek » ”» Sabun w ” Toz şeker » ” Dübet bekliyen (Devzmı var) ” AYRAGIMI NASİLZ : SOTKURTARDI B Milli Roman |- zan: iskender F. Sertelli ' “İĞ « Mehmet çavuş bu sözlerden o kadar müteessir olmuş, — o derece — kanı oynamıştı ki, yüzünü görme” diği Kemali bir hamlede yakalayıp vere vurmak ve öteki adamın al" nından öpmek istiyordu. Mehmet o geceyi ihtilâç ve kor- içulu rüyalar içinde geçirdi. — Yarın sabah, ne olursa ol. sun, nasıl olursa olsun, şu Cemil adlı yolcu ile tanısacağım, Dedi. Yavuz beyin, Uludağda kendisine (Vatansever) damgası. nr vurduğu bu temiz yürekli Ana- dolu çöcuğu şatal“a uyumaya Ça- İrşirken, köyündeki Ayşesini nasıl bıraktığını düşünüyor ve Kema!l adlı bu adamiın bir âşifte yüzün. den milli davasından nasıl vazge. çebildiğine şaşıyordu. &x. Mehmet çavuş ertesi sabah er- kenden kalktı; ötelin altındaki kalhı vehareye indi. Mehmedin — karşı- sındaki masada somurtkan iki müşleri oturuyordu. Birisi çayı ö. teki kahve içiyordu. İkisi de otuz beş yaşlarında vardı. Bir aralık, biri, ötekine; — Kemal! fikrini değiştirmedin mi? Diye sordu. Mehmet çavuş eline bir gazete alarak, bu iki arkadaşı uzaktan tetkik ediyordu. Belliydi ki, yanı- başındaki odada yatan müşteriler- di bunlar. Kemal dik kafalı ve uzağı gör. mek hassasından malhrum bir a. Istanbul Levazım âmirliğinden verilen harıci askeri kıtaatı ilânları Aşağıda yazdı kumaşlar hizalarında yaztir gün ve saatlerde pazarirkla Ankarara M, M. V, Hava satın alma komisyonunda satm almacaktır. Talip. lerin kanun! vesalk ve teminatlariyle komilsyona gelmeleri, Cinsi Ekelltmenin yapılacağı yer | Arpa Erzincan Bulgur Elâzığ <- BrzielE Pirinç Eskişehir Pirinç Diâziğ Pirinç Flâzığ Citsi Miktarı Tutam Teminatı — İhale günü — Saati Kaputluk kumaş 10,000 89,750 5053 9/10/840 10 Kışlık elbiselik kumaş 10,000 338,500 5TT 10/10/940 10 (1182) 9441 e kok Rktarı Tutarı Lira ü00 — Töon 80,000 B L AD DE 16480 66 "” 21,780 gü ” 19,200 5G " 17,920 * & &* Rüktarı 'Tutarı Lirü BO0,000 Kilo 84,000 &8,000 » 4,640 10,600 N karosu 360 16,000 "” 24000 20000 "” 5,200 B,0ĞÜ w 3,600 &,500 ” 3,400 dama benziyordu; — Evet, dedi, gece konuştuğu- muz gibi, fikrimi değiştirmeye lü- zuml görmüyorum ve sana acıyo. rum, Ben Beyoğlunda bir muhal. Jebici dükkânı açacağım. Haydi getl, bu işi seninle beraber yapalım. Beyoflu bugünlerde dünyanın en kalabalık bir semtidir. Para akı- yor.. Bir senetle zengin olur ve ka- zancımızı paylaşırız. Hem sen bu işten de anlarsın, Cemil! Haydi, bana ortak olacaksın değil mi? Cemil soğukkanlı bir adamdı. Arkadaşının sözlerine kızmadan, bir kelime ile cevap verdi: — Hayrır... — Halbuki ben, senin, sabaha kadar kararmı değiştireceğini umu. yordum! — Ben de aynı umgu ile sabahrı beklemiştim, Allah kârını arttır. sın.. Yolunu açık etsin. Bana ge- lince belki son görüşmemizdir bu. — Demek ki, bugün gideceksin, Bu dili icat eden Lehli san öğrenmek mecburiye Bu dili bir öğrene 10905 yılmda Fransanm Bou- logne . Sur - Mer şehrinde garip yanm her tarafından I'r"n..ay H mek üzere binlerce gazeteci, Bo- ulogne şehrinde karargâh kur. müuştu, Şehrin otelleri milli lerile dolaşan Çinliler, Hindli- ler, İspanyollar, Ruslar velhasıl biribirinin dilini anlamıyan ka- dmlir erkekli insanlarla doluydu. Nihayet bir sabah bütün bue kalabalık belediye — dairesinin geniş salonunda toplandı. Ayrı ayrı dillerle konuşan bu adam. Jarm bir çatı altında toplanışı hakikaten garip bir manzara teşkil ediyordu. Herkes bu adamların nasıl an" laşacaklarmı, biribirlerile nasıl konuşacaklarımı merak edip du- ruyordu. Gazeteler, dünyanın dört bucağından gelen bu adam- larm bir arada toplanarak kong. re akdedeceklerini bildirdiğin den, Fransanın her tarafmdan, hattâ Avrupa memleketlerinden bDüyük bir meraklı kafilesi de Boulogne'ye akm etmişti. ; Kongre salonunda toplanan yetmiş iki buçuk millet mümes- sili, anadillerinden başka lisan bilmedikleri halde, biribirlerile, tatlı tatlı konuşuyor, hal hatiır soruyor, havanm, güzelliğinden, kongrenin — muvaffaktyetinden bühsediyorlardı. Dünyada ilk defa olarak, bir nevi “Milletler Cemiyeti” kıuran bu insanlar müşterek 'bir dil konuşuyor, bu sayede mlkem' müelen anlaşıyorlardı. 1905 tarihinde görülen bu maucize, Esperanto mucizesi İdi. Dünyânm dört tarafımdan gelen 650 murahhas Boulosgne - Sur . Mer şehrinde ilk Esperanto kongresini akdetmişlerdi. Bilâhare, Cenevrede in'ikad eden ikinci Esperanto koöngresi: ne bin murahhas iştirak etmiş. ti. Hattâ bu münasebetle, mul- telif milletlere mensup san'at Aşağıda yazılı mevadın kapalı zarfla ekalitmeleri hizalarında yazılı gün, saat ve mevkilerdeki aakeri satm alma 'Taliplerin kanuni vesikalariyle teklif mektuplâarınt ihale saatinden hir saat evveline kadar ait olduğu komisyona vermeleri, Şartnameleri komisyonlarımda görülür. Teminatı İhale gün ve saati Lira 6000 26/10/940 H 1280 23/10/940 15 3683,50 197107940 12 1440 26/10/D40 l11 18343 23/10/940 — 15 (1186) (9445) Aşazğıdaki mevadm pazarlıkla eksiltmeleri hiralarında yazılı gün, saat ve mahallerdeki asker! satm alma kö, misyonlarmda yapılacaktır. Taliplerin kanun! vesika ve (eminatlariyle belli #aatte nit olduğu komisyona gelmela. Teminatı İhbale gün ve stati Lira 6450 7/10/940 TÖ 348 . » *» 15 5400 $ » » 10,80 1800) 15 890) ? eef ci MKBt 2710) 16 255) 16,30 (1184) (9443) öyle mi? — Evet, hemen bügüz uzaklaş- malıyımı buradan. Cemil, kahveden çıkıp gitti. Kemal sigarasının birini söndü. rTüp Ötekini yakıyordu. Mehmet çavuş da kahvesini iç. ti,. Ve Cemilin arkasından tram- vay caddesine çıktı. Mehmet çavuş, Cemilin kim ol- duğunu öğrenmek, onun nereye gİ. deceğfini anlamak merakına düz. müştü, Cemil yürüdü.. Mehmet yürüdü. Cemil Karaköyden Perşembepa- zarıma doğru saptı. Mehmet çavuş da ay tır yolu ta- kip ederek, Cemilin peşini bırak. mâryordu. Cemilin e'ızaplıup';:'rı Bayrağımı nasıl kurtardım —2 doğru gitmesi Mehmedin meralkını büsbütün artırmıştı. Cömil, Azapkapısında nereye ve “Hsperanto ,, alim Dr. Zamenhef 27 İi- bir hâdise cereyan etmiş, yetmiş | Kir | iki railetin mümessillerini dün celbeden bu hâdiseyi takip et ; kıyafet" ? tinde kalmıstı saat içinde nier var kârlar meşhur Fransız müellifi V... liğre m “Zoraki İzdivaş” mı Hüe ."i »o temsil ederek, hi C v müuvaffakryet kazan. Meraklı mevzular — 1 Esperanto dilini yapabilmek için 27 Hsan öğrenen Dr. Zamenhof Üçüncü Esperanto- kengresi İngilterenin Kembriç şehrinde Üç bin murahhasın iştirakile ak- tedildiği Bırada da, Fransız muharrirlerinden Tristan Ber” nard'ın “İnsgilizce nasıl konuşu. lur?” adımdaki eseri Esperanto- ca olarak muvaffakıyetle tem' sil edilmişti. Bu muvaffı.kixeuer sayesin. de, Esperantocuların — miktarı, kısa bir müddet zarfımda mil- yonlara îbalig ohnuştur ve halen dünyanın her tarafmda Espe' Tanto İlsanmı konuşan insanlara tesadüf edildiği g;bi Esperanto dıllm:îe radyo neşriyatı dahi va. pıîmaî—.tadn SPERANTO NEDİR? Eepcra.um dilini merak eden- ler çoktur. Heperantonüun mıuci' di doktor Zamenbof bütün haya, tını “hulya” addedilen âlemsü- mul bir dil icadma hasretmiş ve nihayet muvaffak olmuş bahtiyar bir ilm adamıdır. Lehli doktordan evvel, başka- ları da aynı saehada gayretler sarfetikleri halde, kimse âlem- şümul bir dil ieadma müuvaffak olarızmıştı. Mesda Ieıhm.. vter bir hesa plarına müııtemt rYakan. Hr bir dil)icadmı dmmhş fa- kat tatbikattaİi ınriohlar dola- heLilİ mumtfaık olıımımıştı Hermann Disls qdmdakl bir AF man üâlimilde eski ]lünoeyi Ba - deleştirmek ve agril Bu- mek istemia, fM bu - tecrtibe de akamete martız. hlmthr Bunları, takiben Leon Ballack yepyeni bir dil icadıma çalışmış, Ma Süihleyer “Neı:tzal ve : man;, M Moğenaır ise niversaıl adında dâlga-i tar mim ötmek istemişler, fakat bir lü muva.mık ol ıghrdı Doktor Zamenhof yeni bir dil (Lâifen mfayı çewmi—) kime gıdıyordıı acaba..’ Cemil, Azapkapısında bir yük. sek evin önünde durdür Kapıda dolaşan bir yahudi çocuğu, Cemili görü:_ görmez tanımıştı. Cemil, bu çocuğa sordu: — Madam Sara evde mi? — Evet.. Odasında oturuyor; Mehmet çavuş kapının önünden geçerek köşebaşındaki kahyehane- ye doğru yütüdü. Cemil evin kapısından içeri gir- mişti. Mehmet: — Yavuz beyin bana sağlık ver. diği Saranın pansiyonunu buldum, diye söylendi. Ve kahyede oturur. ken, aradığı silâh deposunu da ko- layca bulmuştu. Madam Sasanın evinin arkası bu depoya balıvor- 'du, Mehmet çavuş b — pansiyonda bir oda tutmaya w var) metile beynelmilel bir dil icat et-

Bu sayıdan diğer sayfalar: