m.» £ 1 MEY 7 4 ii #, zg li f EE. İİİ ie “ YA FEE # E i ir 4 “iF | | 2 fi f LU e / Ni rig ır EE li Hi ie i / z ğ i fi 1 li ş “e *yden evvel göstere Sm ar > Mel ve mali sahada go- ; N Cin e Li ğe üzerimde İnzillere NN, İm ln Van çipsndiyle yaptığı Yaz Hg a lalaa elem, ee A damla kanını feda 4 : H N ği Bi Eğ i f | 72 Adada Benzin kıtlığı başladı İngiliz donanması “gede de kuş uçurtmuyor Londra, 20 (A.A.) — Bir torpi- to mubribinde bulunan Router & Jansının hususi muhabiri Şu telgra. ft çekmektedir. “Ege denizinde ve şarki Akdeniz de torpito muhripleri ve kruvazör- lerden müteşekkil bir filo ile yapr lan iki bin millik bir keşif seferini ikma! ettim. Filomuz, 12 adaya kaçak petrol taşıyan gemilerle düş- man denizaltılarnı aramak Üzere Yunan adaları denizinde devriye va” zifesini ifa etmekte idi. Ytalyanlarm hakim olduklarını iddi ettikleri bütün bu deniz sa- basında ancak iki İtalyan denizal, tasma tesadüf ettik. Bunlara tor- pito muhriplerimiz denizaltı bom - balariyle birkaç salvo göndermiş- tir. Birkaç gün Radostaki İtalyan tayyarelerinin faaliyet sahaları da” hilinde bulunduk. Fakat düşmanım gösterdiği yegâne mevcudiyet €s6- ri bataryalarımızın menzili haricin. de daireler çizerek uçan ve der - hal kaybolan bir deniz tayyaresi olmuştur. Bundan çıkarılacak ma - na şu olabilir ki, Eğe denizi üze- rinden nakli tamamen İngiliz do * nanmasın'n kontrolü altında bulu. han benzin, 12 adada azalmış bu. lunmaktadır. Bu adalara benzin vermek için yegâne çare, denizalir gemileriyle nakliyat o yapmaktır. Bu takdirdeyse denizaltıları İngi . lir cüziltamları tarafından görülüp tahrip edilmek tehlikesine maruz- dur. İtalyan donanmasının görün. mesini beklemek için Eye derizin- de birçok günler geçirdik, fakat bu sulârdaki seferimiz tamamen min” ÇEPASIE GEOGDMİMİİR iiz Galre & Besarabyaya giden Alman kafilesi Hudutta durduruldu Sovyet arazisine eleri menedildi Bükreş, 20 (A.A.) — Röyter ajan- a bildiriyor: Itimada değer bir kaynaktan alman fakat keniiz kontrolü mümkün cim yan haberlere göre, Bonarabyadaki A) man mültecilerini almak üzere dün Galaça hareket eden kamyonlar Sor- yet hududunda durdurulmuş, o Sovyet Arazifine o girmeleri menedilmiştir. Sovyet memurları bu mültecilerin hu duda kadar bizzat kendileri tarafın dan Bükledileceğini bildirmişderdir, yarkta daha keskin ve şiddetli ha” rekâta intizar etmek İcap eder. SUAT DERYİŞ gözleri yaşlı, gönlü kırık, kızı. nm yanma, Sinoba gitti. Orada, üç mil dçıklarda kaybolup dün- yada nişan bırakmıyan oğlunun havasını koklamak istiyordu. Zaten Basri öldükten sonra g& lininin yanında oturmak için hiç bir sebep bulunmıyordu. Elin karısı, yarm bir başkasile evle. nir, diye düşünüyordu. Sinopta, kızınm yanımda, ana olmanm verdiği tabii bir hakla, oturmak #on günlerini oğlunun mezarile karşı karşıya geçirmek arzu sundaydı. Kaynana gelin, hiç bir sebep yokken biraz dargın ayrıldılar. Sanki birden yabancılaşıvermiş- lerdi. Zeynep hanm gittikten sonra, Mevlüde uzun uzun, içli, içli ağladı. Şimdi bir başma kal, mıştır. Ona koca İstanbulda kim. secikler yokmu, şehir bomboş gibi geldi. İki ufak oğlanla “ne yapacak, ne edecek, nasıl geçi- necekti ?,. Annesini iki yaşmday- ken kaybetmişti. Babası da, ev... İM Mısır vaziyeti teyine çalışıyor Meclis reisi diyor ki: Seyirci kalamayız Topraklarımızdan düşmanı koğmamız lâzımdır Köhire, 20 (A.A) — Röyter A. jansı bildiriyor: Mısır hükümeti vaziyeti pek va kından takibe devam etmektedir Dün yapılan uzun bir kabine toplantısından sonra müzakerele. rin bugün de devam edeceği bildi. rilmiştir. Miebusnn mecilsi reisi o Ahmet Ma hir paşa, bugün Masurada (söylediği bir nutukta aşağıdaki beyanatta bur Yunmüştur: *. Mukndderatmızı tayin eden mücadele devam ederker seyirci gibi kalamayız. Mısiriların tek bir Insan gibi istikballerini omüdafan etmesi ve topraklarından düşmanı o kovmast Yazımdır.,, ASKERİ YAZİYET Rühire, 20 (A.A.) — Mrserdaki İn giliz umum! karargâhı tebliği: Garp çölünde vaziyette hiçbir deği şiklik yoktur, Diğer cepbelerde iş'ara değer bir hareket olgmamartır. ale . , 20 (A.A) — Ban gelen haberlere göre Pencapteki o Kangra tepelerinde mühim demir o madenleri keşfedilmiştir. Bulunan demirin evsa- İının İsveç demirininkine muadil oldu Bu bildirilmektedir. * Vaşington, 20 (A.A.) — Senato, | yalnız Amerika harbe girdiği zaman bik edilmek üzere çok yüksek ka” remini kabul etmiştir. Normal vergi yüzde 10 olacak ve şirketlerin kazanç fazinları Üzerinden 6) şa kadar vergi alacaktır. * Londra, 20 (A.A.) — Verilen'mia' lümata göre, İigiliz petrol Kumpanya iarma Meksika hükümeti tarafından 1038 yılında el konması Üzerine inkr tan uğrıyan İngülz - Mekalka diplo- matik münasebetlerinin tekrar tesisi için halen gürüşmeler cereyan etmek tedir, * Neryork, (AA) — Rüyter Nevyork Herald Tribune gazetesinin verdiği bir habere göre, Ruzvelt, Ak man istilâsı önünde (o Amsterdamdan kayıkta Londrayâ kaçan 15 yaşrığa | bir erkek çocuğuylu 13 yağmda bir kız göcüğunun Amerikaya kadar yol pa rasını vermeği taahhüt etmiştir. * Birselon, 20 (A.A.) — Malyetiy Ie birtikte Katalonyada bulunan eski kral Karol Barselona vasıl olmuştur. © Londra, 20 (A.A) — Röyter; İn giliz bâşvekii muavini Attise cumarte si akşam: radyoda bir nutuk söyliye- cektir. » Elikreş, 20 O(A.A.) — Röyler: Bükreşteki İngiliz “ Romen ensiltüsü heyetine mensup 10 İrgülz tebaası, memleketi terketmeğe davet sdimiş- lerdir. I Birkaç gün devam 8 ——— — —— HABER Akşam Postası ingiltere Amerika ile Yeni müzakereler yapıyor Pasifikte müşterek müdafaa işleri görüşülüyor İ Nevyork, 20 (A4) — Röyi Nevyork Times gazetesinin şington omuharibinin bildirdi, göre, Amerika hükümetile İngiliz mümessilleri arasında kargılıkia is İ tihbarat işbirliği imkânlarını tet. kik etmek üzere müzakereler ce- Teyan etmektedir. Bu işbirliği bil. hazsa karşılıklı müdafsa icin hs. va ve deniz üslerinin istimalinde ve ingilizce konuşan memleketler arasında daha sıkı bir surette ya: pılacaktır. Muhabirin diplomatik mahfiller den öğrendiğinö nazaran müzake- relere İştirak ederler arasında ha risiye nazıri Korğel Hul, İngiliz | büyük elçisi Lord Lothlan ve Avus, Iralyanm “Vaşington büyük elçisi B. Casez bulunmaktadır. Müzake- relerin henüz iptidai safhalardan İleri gitmediğine fakat üslerin A. merika tarafından fiilen kullamıl - masina elverişli bir anlaşma ta - savvur edildiğine işaret edilmek- tedir. Tegrinisaniden evvel kati hiç bir karar beklenmemektedir. Muhabir, görüşmeler esnasinda Gihanm muhtelif kısımlarındaki vaziyete mit oldukça mufassal malümatın o Amerika ile İngiltere arasında 'teati edildiğini zannet . mektedir. Londra, 20 (A-A.) — Röyler; Röyterin öğrendiğine göre, Va- | şingtonda İngiliz büyük elçisi lord Tothlan, Amerika barleiye nazirı Hull ve Avustralyanın Vaşington büyük elçisi Casez arasında üç memleketin müşterek menfaatleri. ne ve ezeimle pasifik denizi mm- takasmön o müdafaa tedhirlerine müteallik meseleler hakkmda mü- zakereler cereyan ettiği teyit e dilmektedir. AMERİKA İNGİLTE. REYE 38 DENİZALTI GEMİSİ VERECEKMİŞ Nevyork, 20 (A.A) — DN.B. bi diriyor: Salâhiyettar diplomatik bir menba- dan Öğrenlidiğine göre, sözde modaat, geçmiş, bazı denizaltdarın İngiltereye devri tasavvur edilmektedir. “8 tipi, namile maruf sınıftan olan bu denizal tlardan Amerikada — 35 denizaltı yardır. Bunlar satılacak veya müba- &ele edilaceklerdir. Çin milli hükümeti merkezini değiştiriyor Hangkong, 20 (A.A.) — D.N.B. bil diriyor; Dodnel ajansının öğrendiğine naza ran Şungking'in 500 kilometre cenü bunda bulunan Stitehandaien © şehri Çankayşek hükümetinin — müstakbel merkezi olacaktır. Bu gehirde hazır ırklara başlanmaştır. decek büyük hikâye ANCA ğu Yazan: lendiğinden bir müddet sonra ölmüştü. İki kardeşi vardı, am. ma kimbilir şimdi nerelerdeydi- ler?.. Deli gibi günler, kâbuslu geceler geçirdi. Basri ile evlenmesi beş gene kadar olmuştu. Evlendiği zaman toy, görgüsüz, bilgisiz bir çocuk. tu. Seneler vücudunu geliştir- miş, kafasmı işlemişti. Şimdi tamamiyle genç bir kadmdr. Ça. İışabilirdi. Kendisini ve çocukla. rını geçindirecek bir iş tutabi- lirdi. Bu ümitle biraz mütesçlli ol. e du. İlk günler evin fazla eşyası- nı, bir halı, bir kilim, iki yatak, birkaç parça kap kacak sattı. Bunlar bitince komşularının de. Jâletiyle, evlere, gündelik hiz metlere gitmeye, çamaşır yıka- maya, tahta silmeye basladı. Aylığı iki Jiraya bir virun ku- lübeye taşmdı. Bütün gün ço. cukları sokakta bırakıyor, ken. disi işe gidiyordu, Gençti, tazeydi, güzeldi. Yü- zünde gözleri çeken garip bir ca- zibe vardı. Böyle taze bir dulu kim boş bırakır, hele bu dul Ayşeye mektup İZİ her an görmek istiyo- rum, Ayse Niçin? bir 0- midim olduğu için mi Rayır; biliyorum ki konuşmamız, &#izin dönüp bana bakmanız bundan son- | ra belki hiç, hiç kabil olmıyacak. İ Öyin zarnsdiyorum ki bana öfke. lisiniz, sizi sevdiğim için benden nefret oediyorsu. ş— nuz: o Yanılmıyo- | rum, değil | Gene İ kamıyacağım; her & tesadüfümüzde yanmızdan dalgınmı gm gibi, sizi farketmemişim gibi geçecek, gözlerimi size çevirmeğe cesaret edemiyeceğim. Buna rağ- i men gene her an İşim sizi görmek arzusile yanıyor; evinizin civarın- da, ,siz'n yollarmızda dolaşıyor: “Simdi Ayşe şuradan çikiverse!"” diye dualar ediyor! görmek, Ayso, bana bakmıyacağınızı, benim size bakamıyacağımı bilerek ya” nımdan, yahut tâ öteden geçtiğini- zi görmek». Şimdi hayattan dilen- diğim bir saadet bu Fakat s'zi her gördükçe duydu- ğum hissin ne olduğunu bir türlü anlıyamıyorum. Ssvin; mi? Gerçi ben öna sevinç diyorum; muhak- kak ki onda bir sevinç payı ver. Ama sevinç Insana böyle bir gar gibi çöker, içni yıkar mu? Evet, her seferinde içimde sanki bir şey. ler yıkılıyor, gönlümü bir keder havasıdır ka; sendeliyorum, A meyi, sendeleme Fn yıkılmasmı, gönlümü o keder havasmın kaplamasını istiyorum. Bu kadar istenilen şey, sevinc, sa, adet değil de nedir? Yalnız sizi görmek mi? Gün olü- yot, başka bir ağızdan sizin adırı- 2 duymak bana talihin en büyük Tütfu diye gözüküyor. Sizi tanıyan. larla konuşuyorum: söz arasmda isminizin * geçmesini bekliyorum. Nazim'in beytini size yazmıştım: Bir şomme yâd edin malod ey mahreminı râz Gelsin meşâm-ı sihhatime bü.yi nâm-ı dost İsminizi bir koku olarak, en gü- Gzelkoku olarak duymak». Fakat a- 4mız söylenince ne oluyor? Sur rare, Ayşe; o koku ile mest 0. larak, fakat müthiş bir korku İ- çihde susuyorum. Beni - İsrali Tan- ri'nm adını niçin söyliyemez, onu sadece “Taplığımız” diye anar, bunu şimdi anlıyorum. Bazan bir isim de, bir gün Sina dağında par. layıveren ateş gibi rahümuzun gözlerini sevinçie, fakat dayanil maz bir sevinçle kamaştırıyor. Sİ. 20 İbadet mi ediyorum? sizi tekih mi ediyorum? bu sözlerimle gü- maba mı giriyorum *.- Bilmiyorum, bilmiyorum, Ayse; bildiğim &iz var- smız, ben varım, benim Size doğru ümitsizee uzanan kollarım, size doğru Üümitsişce Ostılan gönlüm var.. Başka bir şey bilmiyorum, başka bir sey düşünemiyorum... Döğdüğünüzü öğrendiğim ak. şam, Ayşe—- O akşam duyduğum bâleti hiç unutabilecrek miyim?.. Oturuyordunuz; etrafımızda, | men dalma yanımızda gördüğüm | Insanlar vardı. Sizi önce göreme, dim; zayıf gözlerim nedense an cak ötökileri seçti. “Bunlar bura- da; Ayşe nerede?” diye (araştır. dım. Heledanla baktım, ümidim yoktu, haset günleri daha #üse- cek sanıyordum. Birdenbire gör düm ve: “Hi!” diye bağırdım. O anda duyduğum saadeti bilemezsi, , böyle ihtiyaç içindeyse... Ona sarkımtılık edenler, yolunu ke. senler, zorla sıkıştırıp hiç ol mazsa bir öpücük alanlar oldu. O da içinde azgın bir açlık duy- muyor değildi. Mevlüde belli «i düşecekti, amma, kime ve nasıl? pili Bir akşam üstü, viran kulüke- hin kapısı çalmdı. Gerçi bu ka, pi ilk defa çalınmıyordu. Ma. hallenin serserileri, sarhoşları, tersaneişçileri çok defa bu ka- pıya dayanmışlardı. Fakat Mev- lüde, ciğerin kokusunu alan aç kediler gibi, kulübesine saldıran bu külhanileri, küfürlerle, gü. rültü patırdı ile, karşılar, kom. Şuları boşma toplar, derken bek. çi yetişir, kapıyı zorlayanlar da kaçarlar, kaybolurlardı. Bu defa kapıyı çalan, yabancı değildi, Basrinin gemici * arka- daşlarındanmış.. Hani, Basri sağken evine davet ettiği arka- daşlarından biri., Yazan: l ki ben yam Nurullah Ataç alz, Ayem. O tutamadığım bağırma A Salan aim du. UZAKTAN beni sevgimden emin etil Artık şüphelerim yek, Ayşe; hiçbir gün dönüp bana © bakmıyacağmızdan, beni ancak nefretle düşündüğünüz” dan nasıl şüphe etmiyorsam sev- gmden de öylece he etmiyi rum.» Sizi gördüm: istedim ki ya- nmızda kimse kalmasın, ben sirin Yanınızda kimseyi farketmiyeyim « « Bu vehme ömrüm de bir kere kapıl- miştım. Yıllar o — Mayor, Uzakta birini görmüştüm; bir lihzada ko ca cadde bütün kalabalığı ile silin- di; yürüdüm; yanmdaki insanlari farketmeden, yalniz onun tebessi- münü görerek, benim de gözle. rimde bir tebeselimle yürüdüm. Bu ışıklar içinde, saadete doğru bir gidişti Ayşe. Çok evvelleri, be, nim gençlik, çocukluk zamanımda Şimdi ihtiyarlamış gönlümün in sölivetmesi, ctsaf- cek derecede enut- Şimdi aşkımın en n ateşli anında bile nefret. lerimden İkinemiyorum. Yölan söyliyebilir, etrafınızdakileri far- kedemez olduğumu iddia edebilir. dim, Ayşe. Fakat meye yarardı? Kendimi aldatabilir mektubu okuyas nm, gene size Y Sizi seviyorum, Ayşe; lerimle bersber bütün nefretlerimi de itiraf edccsk kadar seviyorum Yanmızdakileri imde olsun silemedim. Bu roz beni çarptı, bir Iâhza duyduğum sandete zehrini kattı. Oradan kaçtım. Biraz sohra sizinle gene karsrleştım; bunu is“ tiyor muydum? istemiyor muy- dum” yemin ederim İylee bilmiyo. rum.- Sizinle karşılaştıktan sonra yalniz kalmak istedim; benimle bs- raber olanlardan ayrildim. Fakat, Ayşe, hayat insanm yalmz kalma- sına müsaade eimiyor ki! Günler geçti; gözlerimin sizi her yerde arayıp da bulamadığı gün- ler» Gens uzek bir yere gittiniz sanıyordum. Bu akşam size hiç ummadığım bir saatte rasgeldim; yanmızdan geçmek. istedim. Geç. tim. Sesinizi, aylardan beri hasre, tini çektiğim sesinizi duydum. U- zaktan duydum. Şüphesiz siz de beni gördünüz, Ayşe; çühKü”suş: tunuz, belki sesinizi de duym'ya- yim diye sustunuz. Yüzünüze bak. maksızın geçtim; biliyorum ki yü, rümem değişmişti, sendeliyordum, gülünç olmuştum... Zararı yok! Hiç bir şeyin zararı, ehemmiyeti yok.. Sizin o vekarlı yürüyüşünüzü gör düm, sesinizi duydum ya! bana bu yeter. Yarı karanlıkta uzaktan yüzünüzü göremedim, yakından başımı çevirip bakamadım... Zaten neye yarardı? Siz hemen başka bir yere bakacak değil miydiniz? Nİ- ein yanmızdan geçmek İstedim? Hiç, hiç, Ayşe; #adece titremek, korkmak, içimde bir şeylerin yı- kıldığını duymak, o zehirli sevinel hir Kihza daha tatmak için Ö zeh- ri dalma arıyacağım. Bekliyebilirdim, Ayşe: bu tesa, düfün bende bıraktığı hisleri siz daha muntazam, “daha tonlu, daha yazılmıs sözlerle anlatabilmek için 0 hislerin gönlümde sinmesini, © sarsmtmın yerine sadece hatrssı, gölgesi kalmasını o bekliyebilirdim. Fakat İstemedim; o duyduklarımı böyle saatlerce uğraşarak size ni- ramsız, süssüz bir halde bildirme- ği tercih ettim. Şimdi gecenin geç vr hâlâ akşam üzeri sizi ü mü servoren 6 s€- (Lütfen sayfay çeviriniz) elleri çıkınlarla doluydu; ölen arkadaşınm karısma, — ki bu kadm hemşiresi sayılabilirdi — biraz et, pirinç, tatlı falan getir. mişti. Zavalir arkadaşmın dul karısına, öksüz çocuklarına bak, mak bir vazife idi, İsmi Kâmilmiş.. Kâmil, şilep batarken, kendisinin de içinde olduğunu, eceli gelmediği için, sahilden yetişen bir motör tara. fından dalgaların arasımdan bay gın bir halde kurtarıldığını an- Jatıyor, Basriden bahsederken: — Rahmetli iyi bir çocuktu, kendisiyle çok #amimi arkadaş- dık, yazık oldu, gençliğine doya. madan gitti. Ne yaparsın kaza. Kazaya rıza.. Sen de bilirsin ya, bizi evine çağırırdı, tatlı tatlı yerdik, içerdik. Ah.. Ah.. O gün. ler.. Zavallı Basri.. Diyor, son cümlelerde sesine ttreklik ge. liyor, gözleri yaşarıyor, dinledi- ği sözlerden fevkalâde rikkate gelen kadınla birlikte, ağlıyor. (Devamı var) ham van gain İn İİ Lİ 2 ln kekeli palm sa Mk LE Silin cal lin ia Hi Bilim sile