Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Ü b 27 Kaflıas orduları başkumandanı general Baron Roben de general Glük'un siyasetini pek uygun bu- lüyordu; battâ kısa hbir zaman sonra bu hususta kendisi daha bas. kım çıkmışt.. Gazi Kumuk Hanı Mahomat Mirzayı Avarin hâkimli. ğine getiren, sonra onun yerine Ahmet Hanı geçiren de Baron Ro- zendi. Şimdi Hacı Murada ise Hi- talal nalpliğini teklif ediyordu. Hacr Murat baş olmak ve ku- manda etmek için sonsuz bir arzü duyuyordu; Rus generalinden emir almak, Rus hükümeti namma İş görmek ona, şüphesiz güç geliyor- du; lâkin bu, kendisini tanıtmak, etrafma adamlar toplamak için en kestirme yoldu. İşler yoluna girdikten sonra Ruslara dirsek göstermek hiç de yor değildi; hattâ onları yakından tanıdığı takdirda daha kolay ve * yi döğüşmek mümkün olacaktı. Bu nun için Rus ordusunun papar . gik (1) rütbesini ve Hitalal naip- liğini kabul etti. Yirmi yaşmı göçmiş olan Hacı Murat her işte yetmişlik, tecrübeli bir adam gibi davranıyordu; kısa bir zamanda parladı ve Ahmet han sönük kaldı- Gerek baron Rozen gerek general Glokenav genç nal- bin adetâ hayranı olmuşlardı. Bu- nun içindir ki Ahmet hanm onu kötülemek için gönderdiği rapor . lara kulak asmıyorlardı. Ahmet han biraz daha geçerse kendi yerini de ona kaptıracağına şüphe etmiyordu. Bir pusuya dü . şürmek, öldürmek istedi; lâkin her zaman uyanık ve çevik olan Hacr Murat bu tehlikeleri kolay- lkla atlattı. Oldukça kuvvetlenen Şamil de Hacı Murada haber gönderiyordu: — Sen mört ve çok cesur bir a- damsın; Ruslara hizmet etmek ya- kışmaz; benimle birleş, dilediğin yere naip yaparım. Diyordu. Lâkin Hacr Murat ona güvene" miyordu. Bununla beraber o da Şamilin müritleri gibi siyah ve bol tüylü kuzu derisinden kalpağının üstüne beyaz bir sarık sarıyordu- Honzak. tan kırk kilometre kadar cenupta, Ansuk deresi kıyısımıda bayırda o. latı Hitalaldan Timur han şuraya, Rus bözkırlarına doğru baktılıça bir atmaca gibi bavalanmak, avı. nm başma konarak gözlerini oy - mak hırsmt duyüyordu. Hitalalda Hit'ler — oturuyorlardı; bunların hepsi de iriyarı yakışıklı adamlar- dâr; Hacı Murat onlarm ortasında uslu aslanlarm inlerinde hüküm süren gösterişsiz lâkin yaman bir kaplandan farksızdı. Hacı Murat Hitlerle pek iyi an” laşıyordu; çünkü onlar da avarca konuşuyorlardı; lâkin yeni dostlar edinemiyordu. Gene Hanefi, Hacı Mogoro, Eçol Mogoro, Akbardilav gibilerle beraberdi; gelecek gün . ler için beslediği bütün emel ve ü. mitleri onlardan gizlemiyor; bu e- mel ve Ümitler üzerinde kolayea u- yuşabiliyordu. Ahmet han Hacı Murattan çeki— niyor; Honzakta pek az kakyorıdu- n akie 5000 lira AFER piyankosundan beş bin lira kazanan bir tram- vay işçisinin ilk iş olarak istifasımı dayaması bir hayli garip değil mi? Bu zat herhalde, beş bin rakar mınm haşmetine kapıldı. Gerçi fena bir para sayılmaz, beş tane bin Uralık. Ama bu işinden ayrılma kararı verdirecek bir rakam olmasa gercü. Su yakm zaman bize, beş bin değll, bu rakamın on iki mis'i, ni bir hamlede kazananları |da gösterdi ve yine onların, belki eskisinden daha fena bir vaziyole düştüklerine şahlt olduk. Hazıra dağ dayanmaz! Onun bulunmadığı bir sırada Şamil ansızm şehrin civarımnda göründü; Hacı Murat Avar hanlarının kökü” nü kurutan bu adama karşı besle. diği kini unutamıyor: eski efen. dilerinin saraymda onların katilini görmek ihtimalini düşünerek hırg- tan titriyordu. Bunun için bir at- maca gibi Hitalaldan Honzaka koş- tu; şehrin kapılarmda granit saf- lar kurdu; Ruslara da hemen ha. ber gönderdi. General Fon Glukenav, general Laskoviçi gönderdi ve Şamil geri çekildi; Ruslar onu dağların arası. na kadar kovaladılar- İşte bu vaka yalnız çarın Kafkas orduları baş - kumandanı üzerinde değil her sr- nıf halk arasında da büyük bir te- sir yaptı; Hacı Murat büyük bir kahraman, bir iş adamı olarak tar nımndı-. Ö kadar ki Glukenav onun Avar hanlığma gotirilmesini iste, di, lâkin general Laskoviç Alhımet Hanm kendileri — için hiç tehlikeli bir adam olmadığmı kabul ettirdi. Hacı Murat büyük bir kırgınlık, dargınlık duyarak gene Hitalal naipliğine döndü. Rus ordusunun binbaşı rütbesi . ni taşıyan Ahmet Han mülâzim Hacı Muradı çekemiyordu. Bu ada- mm ergeç onların yerlerine geçe- ceğinden korkuyorlardı. Bunun İ- çin de mümkün olan en kısa za” manda ortadan kaldırmaya çalışı. yorlardı. (Devamı var) Mühim bir izah: İmam Şamilin torunu — muhterem dostüum ve hemşerim bay Salt Şamlil,, Avâr Hânmm çocuklarınım öldürülme- si hakkında şunları söyledi: “Hanm oğullarının ve karıtınm öl- dürülmesinde baş rol henüz imamlığa | geçmermiş olan Şamilin değil Hamzat' ındır. Şamil çocuklarm en küçüğünü himaye etmiş; köyü olan Gimriye gü- türmüz, lükln orada dereye atlayarak yüzen diğer-çotukları görerek kendi- Bi de atlamış, buğulmuştur. — Dereye atılmak öuretile öldürülmesi haklım- daki rivayet de bundan galat olsa ge- rektir. İmam Şamil kanun ve âdetlere çök ehemmiyet veren, — düşmanlarmı bile kendisine hayran ederek — sevgi- lerini kazanan bir adamdır; bunu bü- yük babam olduğu için söylemiyorum; tetkik edilirse hemen göze çarpacak- Ur., Hâüân ailesinin İmhasında Hamzat'ın başlıca ve belki yegâne âmil olduğu- nu kabul etmek, hele Hact Muradın ve kardeşinin, bütün kinlerini bu zat Üzerinde teksif ettiklerini öğrendikten sonra daha mantıkldir. — Hattâ Hacı Murat Hunzaklılar Hamzatı öldürdük leri sırada Şamilin orada bulunduğu, ona ilişilmediği rivayet olunur. Avarlar ancak ön üç yaşmdan ufak çocukları hiçbir suretle öldürmedikle- ri ve Bulaç da 16-17 yaşmda olduğu için Şamil onun katline mani olamaz- dı. Şamilin himaye ederek — köyüne gönderdiği çocuk Bahu'nun torünü ol- | Ba gerek . İmam Şamil büyük bir şef için lâ- zım olan bütün vasıfları haizdi, On- da şiddet ve merhamet, taassup ve müsamaha o kadar mükemmel bir â- henkle göze çarpar ki dehasmı inkâr, hayretimizi — izhar etmemek müm- kün değildir. Fakat bu cihetler şimdi- lik mevzuumuzun dışındadır; bay Sa- it Şamlilin değerli tavzihinden ve baş- kaca verdiği birçok kaynaklardan İs- tifade ederek hâzırlamaya başladığım ve “İmam Şamil,e ait olan ikinci e- | gerde okunacaktır. PERTRRRE PI DOEYRROPRARAA Terzi söküğünü dikemez İLMEM bir yerde mi oku, dum, yoksa biri söyledi de kulağımda mr kaldı Kadıköyünde Kadıköy posta telefon ve telgraf merkezlerinden — birinde, telefon VOĞMUŞ .. Telefon etmek ihtiyacmda olan- Tar bu semtin tezanesinde de te, lelon — bulumnmadığmı — öğrenince; kapısı Üüistünde “Fosta, telelon. telgral, ibaresini görüp içeriye gi- riyorlar ve; — Telofonumuz vok! Cayakil v Çercdkerenrizema lerzi söküğürü dikemez, bhoyacı 'na.ld.s'ızqn boyıy.mazmuk derler: K& dü, 0 'dCEm İstanbu! Radyosu Meğer henüz tetkikleri bile yapılmamış Matbuat umum müdürü Selim Sar per İstanbul radyosu hakkında demiş tir ki: “ İstanbul radyosunu işletmek ta- savvuru vardır. Fakat bunun — tarihi tesbit edilmediği gibi henüz tetkikleri bile yapılmamıştır. —Mali ve teknik cephelerini tetkik için bugünlerde İs- tanbula salâhiyettar bir memüur gön- dereceğiz. Kati karar tetkiklerin bit mesine' bağlıdır. İşletme tarihini şim- diden tahmin etmek mümkün değil- dir. Bu yolda çıkan ve gazetelere de ak&eden şayialar asılsızdır.,, —— Seyyar esnaf Ana caddelerde satış yapamıyacaklar Belediye relsliği, seyyâar esnafın a- na caddelerde dolaşarak satış yapma- Jlarınınm menedilmesini bütün belediye gşübelerine bildirmiştir. Diğer taraftan seyyar esnaf sattık- ları maldan satan dükkânların önünde de satış yapamıyacaklardır. <—— — 0 — ——— Şilede bir cinayet Bir adam vücudu delik deşik edilerek öldürüldü Şilenin Kızılcaköy ecivarmdaki or- manlarda vücudu delik deşik — olmuş bir erkek cesedi bulunmuştur. Tahki- katta bunun köy halkımdan Tevfik ol- duğu anlaşılmıştır . Tevfiği — Şilenin meşrütiyet köyünden Ali oğlu Ahme | din öldürdüğü meydana — çıkarılmış ve Ahmet yakalanmıştır. —— Nüfus sayımı günü rad- yoda şehir tiyatrosu bir temsil verecek 'Teşrinlevvelin 20 sinde — yapılacak ümumt nüfus sıyıınr ;unu evlerine kapanıp kalacak halkın sıkılmaması için Şehir tiyatrosunun Ankara rad- yosunda bir temsil vermesi kararlaş- mıştir, KÜÇÜK HABERLER * Münakalât vekâleti deniz naklI- yat dairesi reisi Ayet Altuğ Ankara- dan şehrimize gelmiştir. 15 gün kadar kalacak, vekâlete bağlı daireler üze- rinde tetkikler yapacaktır. * Geçen hafta Ankaradan İzmire giden Maarif Vekili Hasan Âli Yü- cel dün gece Bandırmadan Sus vapu- | rile şehrimize gelmiştir. * Belediye reis muavini Lütül Ak- söy pazar günü refakatinde — maerif müdür muavini ve maarif mimarı ol- duğu halde Silivrinin bazı — köylerini gezmiş, İnşa edilmekte olan mektep binalarını tetkik etmiştir. * Altın fiyatı düşmekte devam et- mektedir. Üç gln evvol 2120 kuruş- ken dün 2060 kuruştan muamele ya- pılmıstir. * İstanbul mebusları bugün öğle ti zeri Beyoğlu halkevini ziyâret ederek ev mensuplnril* görüşeceklerdir. * Limanlar işletmes! umum müdürü Raüfi Manyas bazı tetkikat için İzmi:- re gitmiştir. Bir müddet orada kala- cak, llman işleri üzerinde çalışacaktir. | # Şehrimizde bulunan orta tedrisat umüm müdürü Hayri, dün de tetkikle- rine devam etmiş ve Üsküdar İ, 2, ve 3 Üncü orta okullarile yeni açılacak olan * Üncü orta okulu gezmiştir. Bİ- |. lâhare prevantoryoma giderek tetki- kat yapmıştır. * Halı ihracatımız — son günlerde artmağa başlamıştır. Dün Macarista- na 80 parça halr gönderilmiştir. Bun- dan başka gene dün İsviçreye barsak, yaprak tütün, iç fmdık, kitre, İsveçe tuzlu koyun barsağı gönderilmiştir. a KÜU TuNuîıTDı ğ BIND&'N;JU. SA z AVZLE, OKU- AMŞK wısı!'ı Mı'»’ıf"? HABER-— Akşım Poetıııı & ÇERYRRURU . Bi e e ği Dü Odun fiyatı kararı yanlış anlaşıldı Komisyonun dün koyduğu yeni tiyatın halkla alâkası yoktur Bu fiatlar âncak bütün bir kayık odunu alan depocular ve hamamcılar içindir Evleri depolara yakın olanlar fazla nakliye ve istif parası vermiş olacaklar Fiyat mürakabe köomisyonu — dün toplanmış, odunun kayıkta teslim fi- yatını tesbit etmiştir. Tespit — edilen | kayıkta tesalim' fiyatları şunlardır: Kuru Rumeli meşesi — çekisi 330 kuruş, yaş Rumell meşesi ve Anadolu kuüru meşesi çekisi 300 kuruş, Anado- lu yaş meşesi ve kuru gürgen çeklisi 275 kuruş, yaş gürgen çekisi 250 ku- rüş, Bu fiyatlar bugünkü sabah gazete- lerinde yanlış yazılmıştır. Bu neşri- yat Üzerine bir çok kimseler tarafın: dan yeni fiyatlar kayıkta perakende olarak teslim fiyatları diye anlaşılmış ve halkın da bundan istifade debelice- ği zannedilmiştir. Halbuki bu fiyatlar bir kayıktaki bütün odunların toptan olarak satış fiyatıdır. Bir depo sahibi veyahut fırmetlar sahilde bulunan bir kayığın bütün malını almak şartile bu fiyattan istifade edebileceklerdir. Hal kım alacağı perakende odun fiyatları evvelce ilân edilenlerdir. Otobüsçü . Halilin katili polis Mahkemede hâdiseyi anlatıyor Bir kaç ay evvel Tarlabaşm. da, Nebahat adınmdaki metresi” nin eyinde karşılaştığı otobüsçü Halil adında birisini, kıskançlık yüzünden tabanca ile vurup öl” düren polis memuru Ârap Hay- ; rinin muhakemesine dün ikinci ağır ceza mahkemesinde başla. nılmiştır. Katil polis, hâdiseyi şöyle anlatmıştır: “— Vakadan iki ay kadar evvel nokta bekletken bir hix. metçi geldi ve köşede oturan Nebahat adındaki kadınm beni çağırdığını söyledi, Gittim. Ba: na rakı içirdi ve kendisile dost olmamı söyledi. Evli ve iki ço- cuğum olduğundan kabul etmek istemedim, Fakat beni polislik” ten attıracağını ileri sürerek tehdit etti; böylece zorla benim. le sevişti! Vakadan bir gece evvel, bera- ber sinemaya gitmistik. Sabah leyin giyinirken birderbire oda kapısı zorlandı. Bu otobüsçcü Halildi. Kapıyı kırarak içeri gir" di ve Nebahatin üzerine atıla- rak kadını dövmeğe başladı. Ben bu sırada yastığımın al: tma koymuş olduğum tabanca mı çıkarmış, kılıfma yerleştiri- yordum, Kadmı bırakmasını söyledim. Küfür etti, sonra ma” sa üzerinde tabancayı kapmak istedi. Ben daha evvel davran” dım. Bileğime yapıştı. Boğuş- mağa başladık. Birdenbire nasıl oldu bilmiyo” rum, ateş aldı ve Halil bir kaç yerinden yaralandı. Kalktı. Dr şart çddl:;ıdı sokak kapısı önünde Eğer ben Halili kasten öldür- seydim, asıl bunları başıma sa> Muhâkeme şahitlerin celbi için başka bir güne brrakılmış” tir. l Fakat nakliyesi depo sahiplerine a- it olmak üzere eskiden fesbit edilen odun fiyatları bir çok şikâyetlere yol açmıştır. Bu arada evleri depolara yakın ©- lanların zarara uğrıyacağı anlaşılmış tır. Çünkü uzak bir semifte — oturan ile deponun yakınında oluran müşte- riler aynı nakliye masrafını ödemeğe mecburdurlar. Müşterilerin — nakliye işini üzerlerine alarak depo sahipleri- le pazarlk edebilecekleri söyleniyor- sa da bu depo sahiplerinin hemen he- men iİnsafma kalmış bir şeydir, Komisyonun narhını ileri sürerek pazarlık etmedikleri yani nakliye Üüc- retini istiyenlere tenzil — etmedikleri vakit haklarımda takibat yapılmasına yarıyacak bir karar yoktur; bundan başka şehrin çok uzak gemtinde otu- yan bir kimsenin nakliye işini depo sahipleri Tizerlerine almakta ve ufak bir tenzilâtla bunu müşteriye —yükle- mektedirler. Halbuki yakım yerlerde ise ne yapıp yapıp nakliye işini üzer- lerine almaktadırlar. Bu gibi karışık- lıklarım önüne, nakliyesiz olarak odu- nun depoda müşterilere teslim fiyatı- nm da tespit edilmesile geçilebileceği anlaşılmaktadır. Komisyonun biran evvel bu huüsusta kâarar vermesi bek- lenmektedir. NEBATİ YAĞ FİYATLARI Dün komisyon nebatiyağ fiyaltları üzerindeki kararını da vermiştir. İpti- ; lcııı Mmaddelerin pahalılaşması yüzün- dön vejötafin yağı Maliyet'' TrEPAtIA | 68-64 kuruşa yükseldiği görülmüş ve toptan olarak vejetalin — yağımnın TÜ kuüuruştan satılmasit — kararlaşmıştır. Perakende satış fiyatı, evvelce gıda röüaddeleri için şehrin muhtelif semt- lerindeki bakkallara göre ilân edilen kâr nisbetlerinin toptan fiyata ilâvesi- le meydana çıkacaktır. — v ——-———_,.ı- Ân 3 mu.uıı - kardeşi aga. ' yermegeçmek Köprünün Kadıköy İS canlı tarifesi ikd mahrum Pehlivan gün evvel öldüğünü ? Topsapıda ı'..ııekîe! Çavuş mahallesinde çavuş bize " 3 lı.l'lsö ledi: 3ı'mıı denrdeıl' yar gazcte yapacak kudret ve KU 3 Milli mücadelede M hizmetlerim dokunmustüP y ç © de bunlara dalr resmi ESö-. vardır. Ölen kard iskelesinde birçok M larmaktadır. Şimdi yerine ayni iskelede & mam İçin etmesini rica edi% Halka kendini * - Basrinin yerine ımrde!""' sinde bir mahzur gö min etmiyoruz: lileğinin is'af oanınoi" temenni ediyoruz: ça Ortamektep MH * .—. 'ı.n d muavinliği ! Orta tedrisat için aliP men muayvinlerinin Wf wd’ niversite edebiyat faklil lanmıştır. ., Fransızcaya 32 mgw”f“g,_ı; mahca imtihanına dâ etmiştir . d' gi Şizahi imtihanlara 5'“? yef caktır. Tabilye, Ti tihanları da beş Bir köylü arkadî, 'Ü ağır yarâ Mehmet adında | bi eg birkaç gün evvel yündeki tarlasmd araları bir ı'nt’:Sslf’n çık bulunan ayni rastlamış ve eski den iki köylü kavgsa tır. M Çü Mehmet bir aralı çapayı Halilin basi? sn5 A tir. reî" Başından ağır SÜ nân Halil TEtfal Hü kaldırılmıs, Mehmet Postada Yeni t :,ıı ' ."'îı"ı x eZ ;; F- ıı;r eyıüld' ö ' ı;%? ' Ecnebiler dönüycr Tatil münasebetile memleketleri- ne giden şehrimizdeki ecnebiler dönmeğe başlamışlardır. Bu sabah” ki konvansiyonel treni ile şehrimi. ze iki İtalyan ve bir Yunan ailesi gelmiştir. Kırk kişilik bir Polonya mülteci kafilesi de ayni trenin yol- cuları arasındadır. e — A — — KİRA 1HTİKÂRI Fındıklıdaki evini, 16 liraya kiraladığı müşterisini * içinde ben Oturacağım,, diye çıkardıktan son- ra bir başkasına 19 liraya kira:- dayan Yugoslavyalı Brodino,âdın- da bir kadın dün asliye yedinci ceza mahkemesinde muhakeme o- lunmuş, müddelumumi — milli ko- rünma kanununa göre, tecziyesini istemiştir. Duruşma karar için kal mıştır. w Böylesi görülmemişti! Sabıkalı hırsızlardan — Süleyman, dün Mahmutpaşada aMtyo hanının lü- ğam mecrasmdaki kurgun sifonu sö- kerken yakalanmış, üçüncü sulh cera mahkemesine verilmiştir. Hırsız mahkemede bu pis işi düşür- düğü 25 kuruşu bulabilmek için yap- tiğimı iddia etmiş, fakat — mahkeme daha evvel de aynı şeklide — hırsızlık yaptığı için, kendisini d ay 20 gün hapıı mahküm ve hemen tevkif et- Ankara, 8 — Postâ l::,d vini Mehmet Rüştü 807 ; fian Kayseri mlldül'wg z0 lu’ : paket muavini Cafef * ş terfian posta, işleri T&f Lovazım müdürlüğü 5” avini İhya 86 lira maa$it "44 şehir posta mudm.ıugü!" miştir. j u iği Otomobil ç;ıpl . İsmail adında bir ? akşamı otomobhilile 0: çerken, Z.ı.t'er)admd“ ; pdn. kadma çarpmis, bir mr miştir,. o” N Ağır sürette J"“;âı#.— g D sabah kaldırilmış gf dŞ ı hastanesinde ölmw Şoför İsmail teslim olunmuştu?: BANA 124AHAT' VERMENİZ L0 ZJM&Ş BAYAN .ruam.