4 Ağustos 1940 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fakat ilerledikçe hayreti ve takdiri çoğaldı, bizmat kendisi de hiçbir gey göremiyordu. Fırtmalı havalarda dalgalar tarafmdan ta « mizlenmesi muhtemel sahil kraemiın- da değil, daha yukarda da hicbir iz yoktu. | Kalbi büyük bir gurur ve geniş bir ümitle dolu, muazzam bir ka" yanm üstüne çıktı. Oturdu ve de nizi seyre daldı: Bu kaya Alman haritalarında i- garet edilmişti. Çünkü bu kaya, mazot deyolarını doldurmağa veya boşaltmağa gelecek Alman gemile. ri için bir işaretti. Kayanın sağın- da, serpinti kayalıkların ilersinde, bu kayalıklara raptedilmiz olan mazot depoları denizin altında yüz- . mekteydiler: Karl Listen etrafına bir kere daha baktı, evet şüpheli hiçbir iz yoktu. Eğer “Yanık orman,, dan verdiği işarete beyaz bayrakla ce" vap. almasaydı, depo tesis proje" sinden vazgeçildiğine inanabilirdi. Kayadan aşağı indi ve ilerlemiş ölan Tristanlılara yetişerek sordü: — Hâlâ adanızı zaptetmek iste- dikleri kanaatinde misiniz? Evvel. ki günkü vapur su bile almamış. Ortada hiçbir iz yok- Peter Kommon tasdik etti: — Evet, İiz yok. Genç Tristanlı pek kederdeydi. Bir gemi enkazma tesadüf etmek ümidile gözlerini sahilden ayırmı- yordu. Hareket noktalarma dön dükleri vakit ise ufacık bir tahta parçasına bile tesadüf etmemişti. Luiza kendisinde kabahat olmadığr nı acaba anlıyacak miıydı? Tristanlılar kayığın yanmda ©o" turmuşlar, beraberlerinde getir - dikleri patatesleri yiyorlardı. Ri. metto İse yolda :geurken_ oltasma için ateş- yakmak Üzere çalı çırpı topluyordu. | Peter: — Belki, dedi, yukarda yumurta büulabilirim. Karl Listen sordu: — Yukarsı neresi? Tristanlr körferze hükim yüksek kayalığı göstererek: — Orası, dedi- — Ben de oraya çıkmağı teecrü- be edeceğim. Kalkmp yürüdüler. Kayalığım ya- nma gelince Peter, Almanı ikaz etti: — Yukarıya çıkmak pek zordur. — Bakalım, bir tecrübe ederiz. Kari, Tristandan vereceği işare" ti bekliyen nöbetçilerin birkaç ay süren bu bekleyiş esnasmda orada iz birakıp brrakmadıklarını merak ediyordu. Bununla beraber, ada sahillerindeki temizlik işinin mü" kemmeliyetini gördükten sonra ar- tık bu hususta da biçbir. endişesi kalmamıştı. Duvar gibi dümdüs olan kayaya tırmanmağa başladılar: Fakat beş on metre Bonra Karl yukarıya ÇL. kamıyacağmı anladı, güç belâ a- tağı indk Yemek yiyen grupa iltir — Meğer yukarıya çıkmak ne Dünkü yeltken teş- vik müsabakaları Demirspordan Feyyaz birinci, Galatasaraydan Burhan ikinci, gene Galatasaraydan Mahmut üçüncü oldular. Zetanbul Susporlârı Ajanlığı tara- fından tertip edilen yelken teşvili müsabakaları dün Moda koyunda ya- pıldı. 93,5 deniz mili Üzerinden tertip edilen yarışa klüpler büyük bir alâka göstererek 7 si Galatasaray, beşi De- mirspor, ikisi Fenerbahça, ikisi Altın- ordu ve biri Deniz klübündan olmak Üzere 17 tekne İle İştirâk ettiler. Demirspordan Feyyaz ile Galatasa- raydan Burhan yarışm bidayetinden itibaren başa geçtiler, birbirleriyle #t- kı hir çekişmeden sonra Demirspor- dan Feyyaz 1 saat, 28 dakika, d sa- niyede hbirinciliği, — Galatasaraydan Burhan 1 gaat, 29 dakika, 45 saniye- de ikinciliği, Galatasaraydan Mahmut 1 Sant, 20 dakika, 48 saniye e llçlün- lüğü aldılar. Feyyn_zm klukçusu öm klukçusu — Niyazi. klukçusu Veedi idi. Yarıştan sonra kazananların mü- küfatları Denizyolları umum müdürü Baybora tarafından verilmiştir. Hilmi, Burha- Mahmudun ÂAtletizm se;melerine dün Fener stadında devam edildi İstanbul atletizm birincilikleri seç- melerine dün Fenerbahçe atadında de- vam edilmiştir. 100 ve 400 metre ko- şulara altışar atlet iştirâk ettiğinden doğrudan doğruya finale kalmışlardır. 200 metre koşu s#eçmesinde, Melih, * Alimeos, Hallt, Pören, Zanen, Cezmi finale kalmışlardır. 4X100 bayrak yarışmda — birinciliği Fenerbahçe ekipi, (Derece: 46 sani- ye), ikinciliği Galatasaray ekipi. (De- rece; 46,2,10), üçüncülüğü — Kurtuluş ekipi kazanmışlardır. Ringin köşesinde kalabalığı gören boksör: — Yerime gidemem... Bu kadar tnsan benden we istiyorlar? 4,8.940 Pazar 13.25/14.30 Müzik Radyo Salon or. kestrası, 18.00 Program, 18,06: Mü- gik, 18.25: Müzik, 18.40: Müzik, 19,80 Müzik: Okuyan: Melek Tokgöz, 19.45 Memleket s#aat ayarı, ve Ajans ha- berleri, 20,00: Müzik: Türküler, 20.15: Müzik: Okuyan: Semahat Özdenses, Okuyan Necnmfi Ahıskan, 20.45: Ko- guşma, 21.00: Müzik, 21.30; Müzik, 22.30: Memleket saat ayarı, ve Ajana 2245: Ajans spor servisi, 23,00: Mü- zik, 23.25/23:30: Yarmki program ve kapanız. 'Askerlik ilânı Beşiktaş askerlik şubesinden: Şubemizde kayıtlı 1298 doğumlu levazım binbaşısı 323/167 — sicil numaralr Ahmet Ali ÖZğ. Fevzi Çar rık, 299 doğumlu levazım binbaşısı İstanbullu âZââ’r Slcâlls numaralı Ali oğ. Sab: acı 315 doğumlu yedek piyade asteğmen 39358 kar yıt numaralr Halit Oğ. Kenan Taş pımnar acele ; “vemize müracaatları. Edilmediği takdirde 1076 sayılı kanunun ma 'ei Mmahstüsu — muci” bince haklarında kanun? muamele" nin tatbik edileceği ilân olunur, E. Sedi Tek Tivatrosu Bu gece (Taksim) Altmtepe bahçesinde KARIH KAYNANAM Vodwvil (3) Perde Raşit Rıza Tiyatrosu zormuş- Bense muvaffak olacağr j mı ganmıştım- (Devamı var) Voğvil (3) Perde ZAYI Türkiye İş Bankası Anonim şirketi İstanbul şubesinden 29,6.040 tarihinde bir sene vade ile yatırdığım (500) ll mukabil. — şubeden verilen 1688/1548 numaralı 29,6.039 tarihli ve 80.6 940 vadeli maa falz 5G00 İlira 50 kuruşu natık bonoyu zayi ettim, Hük- mü olmadığını İlân ederim, ÜOsküdar Açıktürbe eaddesi No, 4 Muxzüffer Kas (38067) ——— —h ga MUÜHENDİSKISMı: * KAYIDGÜNLERİ> Fazla malâmat için mektupla veya blzzat müracant edilebilir. İSTANBÜL'AMERİKAN KOLEJİ KİZ KİSMİ: kümüm Tei ( Mekteh, İngilleseyi en iyi öğreten bir müessesodir. Almanca veya P'ransızca ihtiyar! olarak mütehaasıs müuallimler tarafından öğretilir. Milit terbiye ve kültüre son derece ehemmiyet verilir. Alle hayatı yaşatılır. Kütüphaneleri mükemmeldir. Kra va Erkek beden terbiyesi ve sporla talebenin beden! tekemmülünü temin eder. Lime kısmı deralerine munzam olarak tlenret dersleri gösterilir. " Sak Te :ERKEK KISMI Ameli ve nazari usullerle Elektrik, Makine ve Nafia Mühendisi yetiştirir. ç Yaz tatili zariımda Pazartesi ve Perşembe günleri aat 9,00 dan 132,00 ye kadar, 7 Eylülden sonra ber gün. Cerrahın (Küçük evin kapısındaki tabe' lâda şunlar yazılıydı: “Dr. Ne- cati Çalışkan . Operatör". Dağlar ve vadiler arasında kaybolmuş kasahalarda hâlâ kullanrları eski bir otomobille gelen adam, öotomobilden indi ve kapıyı çaldı. Kapıyı saçlarının aklaşmağa başlamasından —ve — yüzündeki buruşuklardan yaşmın epeyce ilerlemis olduğu —anlaşrlan bir kadın açtı: —— Bay doktorü mu arryorsu” nuz? — vat hemen şimdi alrp götü- recektin, — Fakat daha uyuyor. — Bir saniye kaybetmeden kalksın; Topçubaşı çiftliğinde ağır yaralı birisi var. Bu bed. baht'ı yalnız onun süratle müda” halesi kurtarabilir. — Oh! Yoksa çiftliğinizin sa. hibi Ahmet Topçubaşıdan mı, Oiyi adamdan mı bahsediyorsu. nuz? — Hayır, hayır hiç tanımadr ğım birisi; bir otomobil kazası Acıyarak çiftliğe kaldırdık... Çabuk olunuz... Haydi çabuk gidip doktoru uyandırın. B ifş © Yirmi sekiz yaşlarındaki Dr. Necati Çalışkan'ın yüzü daima hüzün bulutlarile kaplıdır, her kese karşı çok nazik davranır. Çocukluğu zenginlik içinde geç- miştir. Sonraları bir aile dostu onları mahvetmişti., Bir mucize olarak tıp tahsilini bitirebilmiş ve doktorasmı verehilmişti. Ha. yatmı kazanmak için şimdi bu ! gesiz yere gelmeğe mecbur ol muştu. Artık kimsesi yoktu, ai- lesi felâketin acısma dayanama. yıp ölmüştü. —- : Şimdi küçük bir! evde, elinde büyüdüğü ve dul kalmca eski efendisini yalnız brakmak iste" | meyen Ayşe ile yaşıyordu. Ayşenin çok sevdiği oşlunu da iyi bir hastabakrıcı olarak ye- tiştiriyordu. Alelacele giyindi; bir ameli. yata lâzım olan bütün âletleri alıp genç yardımcısına teslim ederken: — Sen, Hasan benimle berar ber geleceksin; her halde sana ihtiyacrm olacak! Topçubaşrı çiftliğine vardıkla- ti zaman hemen yaralmınım yattı. ğı odaya götürüldü. Yatakta 65 yaşlarında tahmin edilen bir a" dam vardı. Ev sahibi izahat verdi: — Bu adamcağızı buraya gö- förü ile çiftliğimizdeki adamlar. dan biri getirdi. Kasabarım ana” yolunu takip ederek otomobilile gidiyormuş ansiızın nasıl | olduğu bizce malüm olmayan bir infilâkla otomobili Gdevrile- 'rek bir duvara çarpışmış ve hurdahaş olmuş. Şöför yakasmı bir kaç hafif bere ile kurtar mışsa da efendisi Harman zade Vedat... — Kim dediniz :? Bu ismin telâffuzu doktor Necati üzerinde bir tesir yap- mişti. Yüzü sararmış dudakları titremişti. Fakat kendisine ça buk hakim oldu: — Zarar yok, ismi beni alâka- dar ötmez; yaralarımnı muayene etmeliyim, ddei. Genç doktor, o anda gözlerini açıp kendi yüzü ne diken yaralrya yaklaştı. Ya- ralımın gözlerinde bir ışık yanıp söndü. Uzuvları bir titreme ge. çirirken morarmış dudakların” dan hafifçe bir isim — döküldü: Ne « ca . ti.. Bunun üzerine Dr. etrafında'” kilere kendisini yalnız bırakma. larmı söyledikten sonra ev sahi- bine de: —- Siz Bay Topçubaşı, Hasan' m sizden istiyeceklerini hemen veriniz, dedi. İşte şimdi ikisi karşı karşı. yaydılar. —— Harman zade Vedat, ailemi mahveden adam... Şimdi intika- mımı alabileceğim, diye mernl> Px CN li ae a intikamı Nakleden: Vahit Orgun dandı. Korku ve ümitsizlikle bağırmak istiyen ve boşu boşu- na çabalayan yaralmın üzerine eğilerek: — Beni tanıdm... Herkesin dediğine göre ben anneme çok benziyorum... Daha iyi; sana eski vak'ayı hatırlatmak için uğraşmak icabetmiyecek. Şimdi elimdesin, ben seni hem kurta- rır hem de öldürebilirim.. Ve hiç bir kanun da senin ölümün" den beni mes'ul tutamaz, — Affet, affet... Beni kurtar, Necati,istediğini — vereceğim... Seni zengin edeceğim, sana ye. min ederim... kıskançlığımdan deliye dönmüştüm, çünkü aünen başkasını bana tercih etmişti... Babanı. Beni affet, senin için çok şey yapabilirim ve yapacağım da, — Beyhude; senin aileme ve bana çektirmiş olduğun acıya karşı ben de seni bilgi ve me- haretimle müthiş bir şekilde öl düreceğim. Ameliyat için lâzım olan â. letleri hazırlayıp getiren Hasan odaya girerken Harman zade Vedat da baygın bir vaziyette yatağa serilmişti. Vakıt geçirmeksizin Dr. Ne- cati ameliyata koyuldu. Bin mahir ve titiz bir cerrah bile hareketlerinde hiç bir ku sür bulamazdı. Elleri büyük bir emniyetle işliyordu. Nihayet dı. şarıda büyük bir merakla bekli- yen Topçubaşıya haber verdi: — İşte, benim vazifem hitti. — Kurtuldu mu?.. Bravo doktor, büyük bir insaniyetle mucize yarattmız. Dügşününüz, şimdi telefonla cağırmış olduğumuz Harman zade Vedat'ın kızı da geldi. A emacak vaziyette ona bu müjde yi verebiliriz değil mi? Dr. Necati kısa bir tereddüt- ten sonra: — Evet, söyliyebilirsiniz... De dikten sonra odadan çıkmak ü. zere kapıya doğru yürüdü. Ka- pmın eşiğinde kendisine sevinc göz yaşlarile ve büyük bir min netle bakan güzel bir genç kız. ha karşılaştı. — Cevabmızı duydum... Dok- tor, sizi nasıl memnun edebili” riz? z Necati cevap vermiyordu. Bu manzara onun gözlerini kamas. tırmıştı. Fakat yüzünde pişman- lığmı belli edecek bir tek hare ket bile yok... Bilâkis bu pariak gençliğin karşısmda sakin bir tehassür duyuyordu. Ameliyata başladı. ğında, o ellerinde bir düşmanı - nm hayatı olduğunu birdenbire unutmuştu. Yalnız bunun bir in” san olduğunu ve kurtarılması lâzım geldiğini, sonra kendisi. nin de bir hâkim olmayrp bir fen adamt olduğunu hatırlamış- tı, Ve en iyi intikamın af oldu ğunu düşünerek onu öldürme. miş bilâkis fevkalâde bir gay - retle kurtarmıştı. Şimdi garip bir sevinç duyuyordu: Belki o na dikilen bu saf gözlerde yarı. nm büyük bir bahtiyarlığını o- kuduğundan. VAHİT ORGUN KAYIP ERKEK ÇOCUĞU 1934 senesinde Romanyanm Tutragan kazasının Yenicekö- yünden Türkiyeye göçmen ola- rak gelen Mustafa Kenarın oğ- lü 12 yaşmdaki Nesimi Sirkeci istasyonunda kaybolmuştu. O zamandan bugüne kadar araş- tırmalar yapılmışsa da bir tür- lü hiçbir iz elde edilememiştir. Eğer gören veyahut yerini biletn varsa Çorluda Süleymanlı çiftli. ğinde çalışan babası — Mustafa Kenara bildirmelerini insaniyet namma rica ederiz. Bildiren ayrıca paracâ da memnun edile- cektir. Babası Z - Mustafa Kenar gl V *Üi a GA Gd H

Bu sayıdan diğer sayfalar: