Yalan biri bu Sami Motürü denize sürtme toaadüfen mu- ve ismi okus Yerinelen sarsarlardı? he Kr sebze vo pata - liseyi, Yüklü olarak ağır Ssündıkla bera. tütün, kibrit, a erzak, elbi- #ünelerina karşılık o* iğ eblirniniz Evreles bak dim. Yalniz. sizden lir miyiz? ta, yl Yaadadiyoruz. Ya, YA istediğinizi KEİ ederiz, sü, zl al sende alman ve On beş senedenberi ayni vapurda, Vila » d'Anvers'de ateşçilik yapı- yordu. Bu şilep, Pasifik denizinde Şili ve Valparezo'ya kadar ilerle mek şartile Belçika le Beldka Kongosu arasında seför cimektey. di. . Tristanda ikameti onun için rafi Kemmel bir tatl olacaktı. Fakat kendisini toplar toplamaz önüne gelene işinde yardım etmeğe bay Vadi. Bekirlar onü evlilere karşı çıka- racakları taktma ar. İlk maçta kendisinin vaktile Anvers'te bir yük bir klöbün birinci takımında müdafi oynamış olduğunu haber Verdi. Tristanlılar mükemmel bir futbo'cü kazandıklarma sevindiler Ev ev dolaşiyor, gevezelik edi- yor, gakalaşıyor, işlere yardımda bulunuyor, kadınları ve çocukları sık stk hediyeler versek suretile kendisine bağliyordn. Adaya geldikten beş gün sonra bir #enelik sahsi ihtiyacımı hesap, lamış ve yeri kalan erankını Tris- tanlılara dağıtmış. Tütüne pek düşkündü, bü #obeple kendisine bitrakılan tütünden kimseye bir gram bile vermemişti. On yedi sene kadar evvel papas Rocers tarafmdan inşa edilen evi ona vermişlerdi. Bunun kirasını vermeğe kalkıştığı zaman Tristari" blarm hayretten ağızları açik kal- âr. Bu ey “kolani,, nin müşterek mâl idi, kendisi de adanm misafir ri olduğuna göre bundan serbest. ge istifade edebilirdi. Kira ödemek için ısrar etmiş ve etbinden birtakım Belçika parala, ri çıkarmıştı. Tristanda parasin para etmediğini ve bütün adadaki parayı toplama hepsinin iki ingiliz Mirasını bulmıyacağını © zaman öğrendi. Bükün üğünme YAZI Târariri'd6: bine koymuş ve gerdanlik yapma” ları için kadmlara gümüş paralar dağılmış, Rimetto ile Peter Kom- Mona: — Burası yeryüzü cenneti dese" nize! demişti. İki Tristanlı baslarmı sallamış- lardır. Onlar yeryüzü cennetinin bu kayalık ve gayrimünbit ada . ciktan büsbütün başka türlü olaca- ğı kanaatindeydiler. Topraklarmı sevmiyor değillerdi, fakat cennet bu an olmamak gerekti. “Alle relsleri meclisi, nin içti mer günden güne tehir edilmekley di. Halbuki “Yanaşılmaz” rdası meselesinin halli Jâzmdı. İçtima nihayet 28 Nisandu Rimetto'nun evinde yapıla Fikirler muhtelifti “Yanaşilmaz,, deki heyvanların orlağan yok olmuş bül mügalısde ederler bu si terkedilmesi taraftarıydılar. Diğerleriyse istikbali düşünüyer- Jardı. “Yanaşılmaz,, Tristana t&bi bir adaydı. İlerde nüfus çoğulırsa bu adaya ihtiyaç olabilirdi. Kolosi ikiye ayrılır ve bir kısmı “Yana ” gılmaz,, da otururdu. Adanın otu- rülâbilecek yegâne yeri olan yay. ii kısma çıkmak sahil tarafı kâ- yalık olduğu için müşküldü ama, kayalara basamak yapmak veys merdiven raptetmek mümkündü. İhtiyar Cin Kommon başını sal” Yadı: — Biz yüz senede bu Tristanm meskün kummdan “Fok körfezi, ne gitmek İçin yol yapamadık: De- nizden zitmeğe mecbür kalıyoruz ki, hiç de kolay ölmüyor. Bu vasi yette “Yanaşılmaz,, da o sert ka- yalara nasıl basmak yapacaksi . niz? Elimizde münasip üâlet var mı? “Yanasilmaz,, m iklimi daha mü sahtti- Açık denizin rüzgârlarından miepeten daha mahfuz olduğu için nebstat daha kolaylıkla neşvüne- ma buluyorlardı. Bilhassa Trisla” st İki büyük belâsı pire v6 fare “Ya imaz., da yoktu. İhtivar Cim Kommon buna da $- tiraz elti: (Devamı var), istanbul birinci, Ankara ikinci oldular Ankara, 28 — Dün Karadeniz havuzunda buşlıyan “Türkiye yüz me birinciliklemi,, müsabaktlarna, kalabalık bir seyirci kütlesi önün- de bugün de devam olunmuştur. Büyük bir intizam içinde ve çok heyecanlı cereyan eden müsabaka- lar sonunda yapılan tasnifte, tanbul mıntakas ekipi 151 puvan- başir gelmekte ve bunu Ankara 54 puvanla takip etmektedir. Dİ. ğer mmteka ekiplerinin de aldığı dereceler ganlardır: Köceeli ekipi 54 puyanla üçüm cü, Seyhan 33 puvanla dördüncü, Samsun 20 puvanla beşinci, Bursa 18 puvanla altıncı, İzmir 14 pu- vanla yedinci, Antalya sekizinei ve Kayseri dokuzuhcü olmuşlardır. Bunlardan sonra yapılan sutopu müsabakasında da Ankara, İzmiri 4-0, İstanbul Ksenetini 110 mağ- Iğb etmişlerdir Müsabakalarm hitamında derece alanlara su sportarı federasyonu relsi tarafmdan hediyeler veril, miştir. Sümerbank Birleşik Pamuk ipliği ve dokuma fabrikaları müessesesinden: 25:1940 pergembe günü saat 14 te birinci vakıfhan birinci kattaki mif- espeso merkezinde ihalesi kapal: zarfla minakasaya konulan, gümrük tahmil ve tahliye ve nakliye işleri hakkında mezkür gün ve saatte yalnız bir firma- dan başka müracaat eden bulunmadığından talibi uhdesine ihalenin 8 ağus ton 1040 perşembe günü snat 14 e İnl'k olunduğu taliplerin maracnatları, Hân olunur, (6606) O beniz Levazım Satınalma Komisyonu ılânları | 100 adet yangın söndürme v6 sis yapıma âleli alınacak Mavçut ovsafına uygun olmak Üzare 15 hitrelik 4 No. 1: 100 adet yangm söndürme ve ala yapıma âleti 1 ağuston 940 perşembe günü zoat 16 da pazar lıkla almacaktır. Bvaafını görmek ve icabeden izahatı almak istiyenlerim her gün ve pazarlığa iştirak edeceklerin do belli gün ve saatte Kasımpaşada bulunan komisyona birer numunelerile müracaatiarı, (6046) Devlet Demiryolları"ve Limanları, işletme Umum. idaresi ilânları ' , , Muhammen bedeli (1400) lira olan 800 Kg. su verde tozu (ocağa #ol İfip açıkta yu vermek içir) 19.8 040 pazartesi günü sast (11) on birde dapaşada Gar binant dahilindeki komlayon tarafmdan açde akalltme usulle satım alınacaktır. Bu işe girmek btiyenlerin (105) liralık muvakdeat teminat ve kanunun tayin ettiği veraikle birlikte eksiltme günü saatine kadar komisyona müra- caatları lazımdır. Bu işe alt şarlsameler İcomlayondan parasız clarak dağıtılmaktadır. .XSTG), Kütahya Top Alayı Satınalma Komisyonundan İlân Kapalı zarf usulle mavruatı (yırtık ve yamasiz çuval) 875 ton arpa se tın almacaktır. Btuhamman bedeli 18780 Jia mruvakkat teminat akoasi(1408) Hira (25) kuruştur, İsale 20 ağustos 940 sâlk günü zant 16 da Kütakya Top alay: enime'ma komisyonunda yapılacağından teklif mektuplarını ihaleden bir saat evvale kadar mezkür komisyonda bulundurmaları lâzrmdır, Kvsaf ve gertiti öğrenmek istiyenlerin komisyona müracaatları, Taliplerin kanmaz emrettiği vesâiki hamil bulunyaaları, (6684) istanbul Belediyesi ilân Tahmin bedeli 1125.00 ıarı Ekmek etiketlerinin tabırda kullanılmak üzere elma" cak 150 tap Heine! hamur gazete kâğıdı. 1495.45 edevat. 1076.10 Karaağaç müeeesatı Için Almacak altı kalem alât ve Tamir atölyesi için almacak 18.007 metre mikübe muh telif cins kereste ve 80 #det kantıplak, 7781.75 Çöp arabalarının imal ve tamirinde kullanılmak Üzere almacak 11800 kilo muhtelif demir, 1650.00 İstanbul eiayeti #ikokulları Için almasak 2000 adet s0 Ya borümu, 600 set diz dirsek ve 500 adet deve boymu dirsek, 1182.50 2266.00 Mezarlıklar müdürlüğü İçin almacak 21500 metre mikâbı kereste. Bahçeler mtdürlüğü İçin Mmacak muhteri! cine ve ebatta 1610 adet kereste. 4653.50 malzeme, 513.90 Bahçeler müğürlüğü İçin alınacak 58 kalem demir Cerrahpaşa hastapesile Zeynepkhmi o doğumevi için Alınacak hasta ve mutlak levazımı, 115900 Haseki hastanesi için almacak 25 adet basta abası 20 adet hasta pelerini? takım kapıcı elbisesi, 2 takım ma kasket arahacı elbisesi ve 25 takım hademe elbisesi, 416250 31210 Haseki hastanesi Için ülmacak Amerikan bezi, patiska, havlu, paçete Vessİre, 2145.30 14367 Mezarlıklar müdürlüğü için aimacak mühteli? cine patiska ve tülbent 2640.00 i6kd0 Belediye daire ve gibelerinde mevcut kadm ve erkek hademeler için 120 tekn elbise ve manto, 1300.00 ge #30 20944 Haseki hastanesi için alınacak 1090 kilo iârafli pamuğu Cerrahpaşa, Haseki, Zührevi Baştalıklar hastanelerile Zeynpkâmli doğum evinde bir sone zarfında vefat e- decek fakir hastalara #it cenazelerin tekfin işi, Tahmin bedelleri ile ik teminat miktarları yukarda yazı muljgil? mü bayant vesaire işler ayrı ayrı açık eksiltmeye konulmuştur. Şartnameler 74“ bit ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülecektir. ihale 12-5-040 pazartesi günü gaat 14 te Daimi encilmende yapılacaktır. Taliplerin #k teminat mâk* buz veya mektupları ve cenazelerin tedfininden gayri iyler için M0 yılma it ticaret odan vesikalarile ihale günü muayyen saatte Galmi encümende bulunmaları, (6050), (> Yaran: Adam, cebindeki yirmi beş ku- ruşla gidipgelme bilet alarak va" pura bindi ve saat sekizbuçukta köprüye çıktı. Hava müthiş sıcak tı, Açtı; sabahleyin, birşey ye- memişti, Eğer.. Karımı doyur rmış olsaydı bilet parası kalmaya- caktı, Halbuki, bugün behemehal İstanbula inmesi lözemdu Boş taydı. Resmi makamlardan biri ne müracaat etmişti. Bir hafta sonra neticeyi öğrenebileceğini kendisine söylemişlerdi, Vapur biletini aldiktan sonra cebinde yedibuçuk kuruş kalmış- tı, Elini cebine soktu, Bozuk paraları avucuna alarak okşadı. Bu para onun yegâne servetiydi. Ceket cebindeki dönüş biletini kaybetmemek için yelek cebine yerleştirdi. 'Vakıt erkendi. Yavaş yavaş yü- rüyerek köprüyü geçti. Eminö nüne gelince, acı bir manzarây- la karşılaştı. Bir arabadaki yü- kün fazlalığından bir adım bile atmak istemiyen atları sahibi dö” vüyordu. Kamçı acr acr Yalık çal dıkça yüreği sızladı. Fakat tam © sırada adamın biri arabacınım elinden kamçıyı alarak sert bir sesle bağırdı: , — Utan be adam!., Hem onla- rın sayesinde yeyip içiyorsun. Hem de kamçılayorsun!.. — Sana ne oluyor?.. Atların sahibi ben değil miyim?.. Neis tersem yaparım. Onların yemini sen mi temin ediyorsun? Elindeki kamçıyı bir türlü ara- bacıya” vermek istemiyen adam büyük bir soğukkanlılıkla cevap verdiz , — Öyle yağma yok; ben tahar- meramını anlatırsın, Adam, açlığını unutmuştu. Ta” harri memurunun enerjik müda- halesi, onu ziyadesile sevindir. mişti, Bu insafsız adam şimdi adaletin pençesinde 'bulunuyor du, Akıl ve mantıka sahip olan | insanların zavallı hâyvanlara a- £ımaları lâzımgelmez siydi?.. Bütün bunları düşünüyor ve yoluna daha büyük bir âzimle devam ediyordu. Dairenin önüne geldiği zaman saatin dokuzu yir- mi geçtiğini gördü. Evrak büro” suna girdi. Cebinden çıkardığı kâğıdı memura uzatarak: — Bu evrakı takip etmek isti- yorum ,dedi. Memur, önünde duran kahve fincanına elini uzattı, Karşısında dikilen adamın yüzüne bile bak” m haşin bir sesle söy Tendi: — Sabah sabah bu ne acele?.. Daha dur bakalım; oKahvemizi bile içmedik. Saat henüz dokuz oldu. Öyle ya.. Siz mükemmel surette kartınızı doyurduktan sonra evrak takip etmeğe geli- e Bizi düşünmek yok Aç adam, elindeki kâğıdı bü- kerek cebine koydu ve bir lâf bi le söylemeden oradan çıktı, Me- mura saatin dokuzu çoktan geç- miş olduğunu pekâlâ hatırlatabi” lirdi. Fakat, bu sefer de Jüzüm- suz münakaşalarla işinin büyük bir çikmaza eapabileceğini dü- şünmüştü, Koridorda dolaşıyor” du. Gidip geldikte odacının sa- vurduğu cigara dumanından bi- raz nikotin alıyordu; çürkü, tir tün ihtiyacıda iyiden iyiye baş- göstermişti, Dairenin çalarsaati onu çalın- câ, tekrar memurun önünde diki” lerek kâğıdı uzattı. Evrak memu- ru bin bir nazla defterini açtı ve küçük bir tetkikten sonra: — Evrak makamdan dedi. — Ne zaman çikar acaba?.. — Belki yarın. Belki bir ay sonra, Uç dört gün sonra bir uğ- rayın » Teşekkür ederek odadan çıktı. Başka yerde başımın çöresine bakmağı düşündü. Fakat, açlık ve Siren adetâ RE leşmişti; nereye bastığını farkedemez bir hale gelmişti. Altmış parayla bir simit bir ku- ruşla da iki cıgara alarak e itti bir kanapeye yıkıldı. ur Ümitin her lolanası midesine in- dikçe, kendisinde kuvvet hissedi- yordu. Açlığı zail olmuştu, Lâ kin bu sefer de susamıştı. Seyyar sucunun uzattığı bardaktan kana kana su içti. Adamın cıgarasından bir cıgara yakarak bir ild nefes çekti, Maneviyatı yerine gelmiş- ti, Halbuki, cebinde dört kuruşu Be UÇUR Cevat Tevfik Enson kalmıştı. Biraz dinlendi. Sağında solunda koşuşan çocukları seyre daldı, Onların saadetine gıpta etti. Ayağa kalktı, Kendisini kuvvetli avaş yavaş yiürümeğe başladı. Sirkecide saatin dörde geldiğini — görünce, adımlarını sıklaştırdı, Büyük bir bankanın önüne gel- mişti. Burada taliini tecrübe ede cekti, Bir banka müdüründen iş istemek âyıp sayılamazdı. Kapr dan içeriye girince, geniş otmuz- Ju, sırmalı bir kavasla karşılaştı: — Banka müdürünü görmek istiyorum, dedi. — Afedersiniz. Siz,kimsiniz?.. — Ben benim; bir adamım, banka müdürünl görmek istiyo. rum. — Müdür herkesi kabul et- mez.. Kartınızı verelim bir kere., Cebinden bir defter çıkardı. Bir sayfa kopararak ismini yazdı ve dört köşesini oldukça munta- zâm bir surette keserek Okarşr smda duran Üniformalı dama uzattı ve: — Bu kâğıdı müdüre götür, dedi. O beni kabul eder, Kavas hayretler içinde afallaya afallaya merdivenleri çıktı. On beş dâkika sonra hartt olmayan adamın yanma geldi. — Saat tam ali geli- niz. İkinci müdür sizi kabul ede- “Demek kartı olsaydı. Birin- €i müdürle görüşmek fırsatını elde edebilecekti.” Mustetil bir yare lal Tay is ilk defa olarak teessüf etti. Büyük bir vitrini 8- nünde durarak İni öldürme“ ğe çalıştı, İki genç vitrini tetkik İe meşgüldüler, Gençlerden biri Adam onların konuşmaların. dan bir şey anlayamamıştı. Vit- rinden uzaklaşarak karşı sırada" ki birakaneyi seyre koyuldu. Bir kaç yaklizeri bira içiyordu. Herbiri üçer tane içti. Aralarından biri birer tane daha içmeleri için #srar ediyordu. Fakat, orlar bir türlü içmek istemiyorlardı. Susadığını hisset meğe başlayınca, birshaneyi se- yirden vazgeçti. Yürümeğe başla” dı. Galatanın göbeğinde işaret veren polisi göremeyen elleri paketli iki bayan, Domuzsoka- Zından iki tarafa yalpa vura vu- ra inen otobüsün altnda can vermekten de korkmadılar ve: “Süküleye fondan mı alalım yoksa. Pastarm götürelimi.” diye münakaşa ederlerken bir karış ötede otobüsü görünce: “Ayyy.” diye bir çığlık kopardı. Jar ve biribirlerini çekerek kaldı- rma zor çıktılar. Truvakarlısı uzun tüylü şapka giyen arkadaşma; çok korl N nu söyledi ve bir bardak su iç- melerini teklif etti, mite tüylü iyen $- çakta SE bira içmeyi ter ch ettiğini söyledi. Koşa koşa -bu sefer sağlarına sollarına bakmdılar - birahaneye gittiler. Onlar bicalarını içerlerken, adam iyiden iyiye susadığını hissetti. Lâkin, gözü saate ilişti. Altıy yirmi geçiyordu. Susuzluğunu ünütemişte. OBankanın yolunu “Büyük kapıdan iç girdi Bi aj n İçeriye di, Üniformalı zat kendisini görünce, a kata çıkmasını, odacının disini müdürün yanma götüre ceğini söyledi, Adam, tozlu ayak- larile yavaş yavaş mirdivenleri çikarak üçüncü kata geldi. Ken- dişini karşılayan oodacıya ikinci müdürle randevüsü olduğunu söyledi. Odacı, bıyıklarını büke rek: — Pekâlâ, efendim, dedi. Hele şöyle biraz oturunuz. İkinci mü dürün yanında üçüncü müdü: muavini var, Şimdi neredeyse çıkar; siz girersiniz. Üçüncü müdür #muavininin (Lütfen sayfayı çeviriniz)