18 Mart 1940 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

18 Mart 1940 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

idi erken dimdik gözlerimin içine ana kadar görmediğim ga- » oynaşan tatlı ışıklar vardı. bir zaman © zar; indirdi. Tekrar bana baktığı vakit rehini de güver | gülüyordu: bi, Sözlerinde, o m Maraş, “ehpayı ya ine aza, indaki © uzunluk lubâra alarak iki A Uçlar a ARA asık laz hi MX Mı doğumlu. üre ilaç Bslerinde, Li 238 Ve zag 29 Nan eri Müna az sm ve daş 3); 31 Ma, a Almanağı baktı. — Bu vaziyette bizi tanıdıkla rımız görseler acaba ne derlerdi? dedi, Harici (o görüşümüzün na si olduğunu (hiç düşündün mü? Şu halimize bak, Hâlâ onun gözlerindeki ifadenin ne olabileceğini o düşünüyordum Onun böyle birdenbire mevzuu de- Üiştirmesi düşüncemi büsbütün art tardı. — Evet, dedim, senin kıtlığın ek» seriya gözümden kaçmadı. — Yok canım! dedi, Allah aşkır na söyle neye benziyorum? — Neye olacak bostan korkulu” Buna. Şu parça parça (etekliğine baksana, (Devamı var) Askeri Kamus Herkese lâzım olan mühım eser Yeni çıktı im (4 sin Şe GÖS-OMAYyI Çeviren: MEmAa-ĞÖ Ge Tamanoide bulunan kesik iısan başı Tokyo polis müdüriyetinin koridorlarınla dolaşıyordu. Gamanayanın titriyen vücudu ile tel kafesin üzerinden Bu iki hatta zarfında neler nele olmuştu. Japon taburianı Mançu' koda büyük muzafferiyetler elde etmişler, Japonyada eksik olmıyan hareketiara Tokyonun birkaç s0 de binlerce insanı alıp (götürmüş ve daha neler neler olmuştu... Fa kat Tamanojde bulunan kesik baş hâlâ halledilmemiş bir mesele ha” linde kalmıştı. Kesik baş çoktan gömülmüştü, fakat hiçbir insan onun içinbir müm yakmamıştı, hiçbir kimse o- Bun üstüne bir taş (O koymuamışlı. Herhalde Japonyanm bir tarafın: da onun ailesinin hatıraları mev Cuttu. 'amanoi uçurumunda lu” Di ölünün ismi be yoktu. İn sanlarca, ilâhlarca © meçhüldü. O- na lâzımgelen Ayini ruhani yapa" cak ve ona atalarının, &ddadının yolunu gösterecek hiçbir o kimse yoktu. “Tamanoi ölüsü böylece katiyen istirahate kavuşamıyacaktı, Evet, Tokyo polis müdüriyeti o bunun kim olduğunu tespit edemezse, za * vali ilelebet yersiz ve rahatsız ka lacaktı. Munun bulunacağı kolay görünmüyordu. Hidekichinin fik* rine göre onu belki bir diş hekimi satış yerli VAKPI Kiteberi tanıyacaktı; şuna bakın ki bu fi VAKIT 1940 Cep Mükemmel bir takvim. her a) müracat edilebilecek güzel bir rehher; 44 sayfalık bu AJ manafım fiyatı yalnız 10 kuruştur. Her kitapçıda ve gazete bayilerinde bulunur kir de boşa gitmişti. Diş hekimleri böyle büyük dişli bir adamı hiç * davi etmediklerini söylemişlerdi Şimdi ne olacaklı? “Tamanoide bulunan kesik insan başı Tokyo polis o müdüriyetinin koridorlarında dolaşıyordu. Hattâ buraya bunun bir de fotoğrafı & sılmaştı. Bu pek korkunç (o birre simdi, gelen geçenler bakmaya bi- le cesaret edemiyordu. Hidekichi ise zahiren pek müsterih görünü yordu. Yahut ta yorgun (yorgun bakışları, bu adamın ruhça pek muztarip bulunduğunu (gösteri yordu. Bu gözler daima bir şey & ramakla, bir şey bulmakla teşgul dü, Bu gözlerin manalarını da © yorlar ve onunla beraber muztarip atladığı gün üzerinden iki hafta geçmişti. HARP HİKAYELERİ; tan çekinmiyecekti. Fakat bu gü | Yazan: Frederic Bautel i len dıvarlar ödeta pamuk gibi yu: muşiktı. İnsan bunlara (o hücum «dine, içericrine gömülüp kalıyor du. Jele o âra sira OHidekichiyi, bu füler yüzlü cüceyi, ağustosbö ceği hamisi ve dostunu hatırlayın” ca İdeta derisinden çıkmak İsti yordu. leriti takdim etmişti, fakat şimdi ne kadar pişman olmuştu. Bu he rif bir katil bulabilir miydi? Bu nurla beraber takip edilecek İz de pek açık değil miydi? o Tamanoi malallesinde bir kesik insan başı bulunmuş (OAlâlşimdi oradaki bütün umumbane sahipleriyle bır ralarda yaşıyan sermayelerin hep” sini toplayıp birer birer isintak et mek lâzumdı. Herhalde bu serseri” ler orada bulunan kesilmiş başın kimin başı olacağını bileceklerdi. Londra polisinin bu bususta tecrü- beleri vardı: Doğru söylemezlerie, bunların tabanları altında hafifçe bir ateş yakılmalıydı o ve o vakit bunların her birisi bülbül gibi her şeyi itiraf edecek ve mesele halle dilmiş olacaktı. o Hem de bazı'arı tabançaları yanmadan (evvel bu vaziyet karşısında her şeyi kendi- İklerinden itiraf edeceklerdi. Allah. Allah, bundan kolay ne olabilirdi sanki? Burada, Tamanoi mahallesinde onun bildiğine göre mevcut bütün umumhaneler hü kümete kayıt bile ettirilmemişti- ler. Burları basmak, meseleyi bu radan tahkike başlamadan başka kolay ne olabilirdi? Bu evleri ka- pamak, sahiplerini tecziye etmek, suçluları tevkif etmek ve saire ve- sâire gibi tedbirler bu. cinayetin Simone kendisini genç (kızlık odasında bulduğu zaman birkaç dakika içinde hayatında hiçbir şe- yin değişmemiş olduğu ( hissine kapıldı. Bir sonbahar günüydü. Evlen meden evvel olduğu gibi pencere Nezaketen Hidekichiye hizmet- | den bakıldığı zaman İle de France nin kızları görünüyordu. Eski ve sevimli evde hiç bir şey değişme mişti, Değişen şey şuydu. Eski den yalnız yaz'arı geçirdikleri bu evde şimdi annesile babası bütün sene yaşıyorlardr. Annesi ile baba- si kendisinin onları terkettiği ze mandan farkir değildiler. Babası gayıf ürün ve müteakit bir büyük memurun sakin terbiyeli < edasile dolaşıyordu. Annesi daima o fan! hâkim ve pratik kadındı. Halbuki Simone nin hayatı nasıl değişmişti, Pariste halasında kaldığı birkaç gün içinde Pierre'i tanımıştı ve a * ralarında birdenbire müşterek bir aşk başlamıştı. Pierre hemen ev Terek teklif etmişti. Bu mebü yük bir saadetti. Kısa nişanlılıkla- rı, düğünleri, balayı seyahatleri bir rüya gibi geçmişti. Sonra yeni kurdukları yuvaya her zaman be raber yaşamak için Gönmüşlerdi. Her zaman! ve eylül ayında Pier re cepheye gitmişti. O da Pierre'ye itaat oOetmek ve kederile başbaşa kalmamak için annesinin, babasınm yânına dön müştü, Buraya intizar içinde ya şamağa gelmişti. Onun mektuplar nnin onun dönüşünün - intizarile yaşamağa,.. Elbet te bir gün izin failini ne çabuk meydana çıkarır | alacaktı! dr Mister Cuppy, en Alâ bir şişe Bir kânünuevvel sabahr Sime İskoç viskisine mukabil en adi bir ne mektup beklediği günlerde ok şişe pirinç rakısiyle bahse hazırdı ve hattâ cinayetin failinin bu Sır retle meydana çıkacağına da ta mamen emindi. Hele, bir şey bil mediklerini, işitmediklerini iddia edenlerin bir çoğu derhal bazt şey» ler hatırlıyacaklar ve çabuk çabuk konuşmağa başlıyacaklardı. O bütün bu fikirlerini ve plânla” rını mülettiş Hidekichiye (birer birer anlatmıştı. Hidekichi de © duğu gibi antrede postacıyı bekle mişti. Bu bekleyiş hakikaten bey- hude olmamıştı. Postacı mektup getirmişti. Bu mektup tabil Pierre den geçiyordu. Mektubu okuyunca deli gibi an nesinin yanma koştu: . Annel, anne ah o çıldırat- Yılbaşmı beraber geçireceğiz... Al plânlarını | lahım onu göreceğim. tebessümle dinlemiş ve iğilerek: Dün ve Yarırı Tercüme külliyat Satış yeri. VAKIT KİTAPEV! 1:10 kitaplık bırna&ı ser Numara Buru 1 Safo 106 2 Aile Çemberi 104 3 Ticaret, Banka, Borsa 4 Devlet ve İhtilâ) 7 $ Sosyalizm 8 J. Rasın külliyatı ! 75 7 İşçi sne ihtilâl 60 $ Ruhi hayatta lâşuw 60 9 Isfahanadoğru (| 100 (0 1. Rasin külliyatı O. 75 Bu serinin fiyatı 795 kuruş. ur, Hepsini alanlara 9 20) *konto yapılır. 2236 kuruşu *şin alındıktan sonra kalan ' lirası ayda birer lira öden. vek Üzere dört taksite bağla- "e. ii imleme kn emil Almanca dersi *eyenlerin “Almanca öğretmeni Soğumtuzar, | 'srmine mektupla gösetemize mü Facastı, sizzat tetkik ve tahkik için bu hu süstaki dosyaları istemesinin ma yasının ne demek oktuğunu bilen Je gene yalnız oydu. Bu meselede mutlaka bir şey ya pılmalıydı. İshiganm iki haftadan beri yorulan beynine yeni bir plân loğmaya başlamıştı, Onun bu p'â a1 pek garip olduğu kadar da pek tuhaltı. O bu plânmı hattâ âmiri ve bile bugüne kadar bildirmeye TÜ esaret edememişti, GÜLEN DIVARLAR 7 Mister Stanley Cuppy, Londrs- dan, Scotland Yardap Japon p9 isini ıslah etmeye memur edilmiş bu yaşlı poli: detektivi pek hiddet li görünüyordu. Çehresi kıpkırmı zı olmuş ve önündeki masanın Üs” , tündeki tütün taplasıda (içtiği cıgaraların artıklariyle dolmuştu. Fakat Mister Stanley o Cupp? bu defa artık vazifesinden (ikrah etmeye başlamıstı Hele bu daima tebessüm eden Japon çehrelerini İ de artık görmek istemiyordu. Kim bilir bu tebessim eden çehrelerin arkalarında meler neler (o saklıydı Hele bu adamların kibarlığı, eza” keti onu büsbütün çıldırtıyordu. O bu adamlara tebessüm eden dr 1 — 3 Mayw | Seri ve seri HABER Metodiyieİ yarlar namımı vermişti, Ah, bunla doğumlu. | se mutedil ücretle ders almak is | hakiki bir dıvar olsaydılar, o bü” in kuvvetiyle bunlara hücum © derek, icap ederse hattâ < kaskat İngiliz kafasını bile parçalamak” “— Mister Cupy, bu iütuflarr- Heyecanından âdeta nefesi ke silerek bir iskemlenin üstüne çök- muza mal teşekkür edeceğimi DÜ ear Annesi ou tekine uğ miyorum. Benim sağır kulakları: ma güzel ve nadide büyük fikir ve plânlarınını duyurmak zahmetinde bulundunuz.,. cevabını vermişti. Bununla beraber şimdiye kadar hiçbir şey yapılmamıştı ve her şey eskisi gibi kalmıştı, Bu maf rür ve uzun burunlu cüce, Mister Cuppynin plân ve fikirlerine iti raz da etmemişti. Kendi düşündük | geliyor. verini de söylememişti. Evet, Stan- ley Cuppy gibi Londrada o Soot land Yardın en tanmmış bir me murunun emirleri yerine getiril memişti, O Stanley Cuppy ki, bü tün Avrupa, zabitası bile onu tang yordu ve onu bu adam'ar ta İngil tereden buraya getirmişlerdi. Bu- nun plânlarına sırıtmak için değil di ya? Bu hal onun başına burada ilk defa olarak da (gelmiyordu. Kaç defa O bu gülen çehrelere, bu te bessim eden dıvarlara hücum et* mek İstemişli, Bazı defalar da ker disini kapanda yakalanmış bir ta” re zâhnediyordu. Şimdiye kadir açılışa me bir görüşme ve nede bir kelime konuşulmuştu. (o Çehreler, daima gülerek ona daima: — * Evet, Mister Stanley Cup py, sizin yerden göke kadar hak: miz var, pek zahmet ve lütuf bur yuruyorsunuz, teeşkkürler!,, der” Jer ve ondün sonra va yapıldığını du. Babası: — Hakikaten hasta olacaksın Simone dedi, biraz kendini topla. — Hasta olmak mı? Baba. Pierre gelirken ben hasta olür mu yum? O kadar: bahtiyarım ki.. Eğer biraz heyscinlaniyorsam bu pek tabil bir şey değil mi? Pierre Annesi soğukkanlı ve hâkim e dasile: — Evet kızım, dedi. Kocan izin- li geliyor. Bu senin için de bizim için de büyük bir saadet olacak Onu iyi karşılamak için her şeyi Allah bile bilmezdi. Fakat bu defa, o kendisine böy le bir muamele yaptırtmıyacak ve Hidekichinin hakkından gelecekti Müfettiş Stanley Cuppy kararı", vermişti ve derhal Hidekichiye ha ber göndererek kendisiyle görüş mek istediğini bildirdi. Hidekichi Mister Stanley Cup- pyuin kendisiyle konuşmak arzu ettiğini baber alınca, derhal: — “Mister Stanley (o Cuppy'yi kabul etmekle pek mesut olacağım lâtlen teşrif buyursunlar!,, dedi. ? OKLARI KASIL KARŞILAMALI ? Tercüme eden: H.H. tertip edeceğim, o mükemmel ye- mekler yapracağım. Bana güve nebilirsin, — Oh anneciğim. Onun için e hemmiyetli olan şey bu değil, — Hayır.. Hayır. Insanlar iyi şeyleri yemeği de görmeği de ter“ cih ederler. O burada iken eğlen- sin diye bir kere Gorgatille'leri ak- şam yemeğine çağırırım. Komşu" larımız Dumançirleri de... Çok iyi insanlardır. b Simon: — Onu ba eğlendirmez. Hoşu- na bile gitmez, dedi, — Senin aklın ermez. Sen işi bana bırak. İznini gayet iyi geçir sin diye elimden geleni yapacağım. Mösyö Larive: — Şehre inip ona kullandığı si" garaları alacağım diye söze karış t. — Ah evet babacığım. Bunu çok iyi hatırladın. İstersen ben gi“ deyim. — Evet sen git. O zaman bu si garalâar onun iki kat daha (fazla hoşuna gidecek. Madam Larive düşünceli duru” yordu. Bunun için bir müddet sustu, Sonra: : — Küçük Simoncuğum, dedi, Sana gayet ciddi bir şey söyliye- ceğim, Her kadının kocasına kâr- şı bir vazilesi vardır. Fakat böyle bizim yaşadığımız gibi (günlerde bu vâzile daha ağırdır, Ben sana şunu söyliyeyim ki sen kocanm dönüşüne yalnız maddi şekilde değil mânen de hazırlâarmalısın.. Yani sana şunu söylemek istiyo- rum ki o gittiği gündenberi sen fevkalâde sinirlisin, hattâ kendini ihmai ediyorsun. Giyinip süslen- miyorsun. Hiçbir şey seni alâka“ dar emiyor. Dikkat et kızım. Ko- can geliyor. Seni bü halde görürse çok müteessir olacak, kuyveima- weviyesi kırılacak ve perişan bir halde cepheye dönecek, halbuki Onun cesarete ihtivacı vardır. Bu cesareti ona senin, halin, (tavrım sözlerin vermeli, Sen bana diyeceksin ki “o kâfi derecede cesurdur. Hayır bu doğ” ru değil... Ne de olsa o da insam dır. Sen bu cesareti ona © meşenle telkin edeceksin., Perişan tavir ta- kınmıyacak, ona bin türlü kor kulu sualleri ve senin içini kemi- ren haklı endişeleri söylemiyecek- şin, Bu çok güç bir şeydir. Fakat bir vazifedir. Kendini süsleyecek" sin, Neşeli, hafif ve tasasız görüne ceksin beni anladın mı?.. Bundan Yirmi beş sene evvel ben bu güç vazifesi hakkiyle başardım, Ba - ban ceplicden İzinli döndüğü 2s manlarda beni hep neşeli, süslü ve tasasız görebildi, Sustular, Möysö Larive başını kaldırdı. Bir müddet karısına bak LU — Ha. ldedi, Demek — sebebi buymuş. Halbuki ben hem o za" man hep bütün hayatımca busün sebebini anlayamamış ve daima çimde kötü bir istilham taşımış tım, Ve azap çekmiştim. Hayıf kır #ım. Annenin sözlerini dinleme. Annen yanılıyor, İzinli dönen ko* can seni illâ neşeli görmek istemez, Onu karşılamak için sahte tavır lar takınmana da hacet e yoktur. Olduğun gibi kal, Hissiyatına gö re hareket et, Onu gördüğün za * man içinden gülmek gelire 'gül.. Yok eğer ağlamak istersen göz yaşlarını tutmağa çabalama,.. Ağ- la ve kimbilir belki de © bunu ter- (Devama var) | cih eder,

Bu sayıdan diğer sayfalar: