Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
K 34 ğ ! A BT — 1000 | ** gelip geçenlere: Haf | 8 İi fçe bir sesle kâğıttan ka- İN Ü ve Totutu çıkarak — ka N ms“kağx_n içine daldı. Küçü- Ati :fîz bir minderle tezyin & | ıq,qf'k odanın içinde — genç : Yapyalnız kalmıştı. bi k"_'m_ızısı dudakları gülü- İn P Y ünüyordu. Fakat za- H, " bu tebessümü yalnız du- AMt ni ü%îişıdeydi. Gamana- İtesi 'bl_mdğ iğildi. Beyaz boyalı Wltu, “ ct maskesine benzi- K ır v 4'1 Tdan yayılan — halif bir Mta, Hokusu dar sokağı — dol: Pa ci Piyi tekrar kapadı. ve 5%4 Ya avdet etti. W © ay âdeta bir kâğıt fe ' Btar üSt Uliyama (1) yanar dar biç ve âdeta Gamana- Yordu. Gamanava hür- ayı selâmladı ve du- ' ı iüileı—ek Ç Sa Yiın Ay Töküldü, li daki takunyalar iğri Geg dirımlar üstünde takır Ç bunların sesleri dar so- 4 Ö hmîrafa aksediyordu. Sor , Kka ç ürda o kadar dardı ki, /| hq&îmz olan Gamanava ba- / D qrdyan yan geçmiye mec- h“”a:ıa_ W Yalnız, etrafı şura: Ü, Sürin Sahile bağlı bazı ufak | M ğ Ve gemilerin pencere: ! ğlen ziya biraz tenvir e- M İN Pencereler o kadar K g, Eğildi. İnsan bunların Mursa, içerlerini görebi- N y _bu pencereler de içe hesi için bu kadar Şti ve bunlar âdeta hoş geldin!,, ke- Ci KN © a lardı. tüz Gamanava kar ; b; $ bir adam değildi. | “Eerelerden de ne gör | N İYİ biliyordu: Yalnız ; N'huy;]ımt.dudaklm'ık:p- dîyo Ban , *Eslenirlerdi. Hepsi: giî?n Simsiyahtı ve huq:aç Slen dÜ Kezalik bunları Ka yapla İ. İYa kokuları, insa- E. ü Üü y Kı._ İ a ) _1_ darı kıpkırmızı boyalı, yüzleri bembeyaz dalı kız çehreleri. Bunlar pencerelere bakan- Yerlerindeki panora-” 'du. Fakat her tarafta — süküt de rtisı Hanako San(4)dı. O kocasını kereste tüccarlarından Kinjuronun evinde zannediyordu. — Yahut da zannetmiyordu? Gamanava kimonosunun — (5) kbollarına burnunu sürüyor ve gü- zel Oiranım bıraktığı tatlı koku: yu ciğerlerine kadar — çekiyordu. Ah Oilran ne güzel gül — kokuyor: du. Herhalde karısı Hanako San bu kokuyu duymamalı ve koklama- malıdı. Fakat karısının ne kadar da hassas bir burnu vardı.. Ya dili ya dili bir sansar gibi müteharrik ve bir soya fasulyası su değirmeni gibi dönerdi. Eğ$er bir şeyin farkın:. varırsa, dostumuz — Gamanavayı herhalde eğlenceli bir gece bekli- yordu — ve bütün gece uyumak mümkün olmıyacaktı. Bu düşünce ile Gamanava derin derin içini çekti., Ah, eski zaman- lar ne güzeldi.. O zamanlardaki, kadınlar kocalarının - ayaklarına kapanır ve eteklerini — öperlerdi, yalnız itaat ederlerdi. Gerçi karısı Hanako San pek iyi bir kadnıdı fakât dünyaya bir çocuk getirdik- ten sonra, kocasına karşı muame lesini değiştirmiş ve ona artık ita at etmeyi lüzumsuz — görüyordu Fakat hep bu hallere sebeb ya'nız zamanlardı, yeni yeni moda âdet- lerdi. Hayır, hayır, bu beyaz şeytan ların (6) güzel Nippon (7) mem leketine ta uzak yerlerden — getir dikleri bu âdetler doğrusu iyi de Kildi. İşte Gamanava bu düşüncelerle ilerlerken önünden sessiz sadasız iki hayal geçer gibi oldu. Bu ha- yaller tahta kulübelerin . karanlıl, ve aydınlık pencerelerden kaçını: ladı. Bunlar acaba bazı zavallıla: rın kanlarını emmeye giden — ejde, miydiler? K Bunlar da onun gideceği tarafa gidiyorlardı, Gamanava da takun- yalarından mümkün olduğu kadar ses çıkarmadan bunları takip et meye mecburdu. Civardaki evlerin birinden ince ince keman sesleri — işitiliyordu. çalgı çalıyordu. Diğer bir taraftan da bir kapınm sürüldüğü işitiliyor vam ediyordu. İki hayal bir baş caddeye dö nüyorlardı. Caddenin köşesindeki gaz lâmbası bunları biraz aydın: latmıştı. Bu anda Gamanava bun ların koyu renk kimonolu iki a" dam olduklarını gördü. Koltukla rının altında paketler taşıyorlardı. ki bunlar onların şekillerini karan lrkta değiştirmişti. Bununla bera: ber her ikisi de Japonyada nadi ren tesadüf edilen büyük vücutlu adamlardılar. Fakat bunların adımları neden hayal gibi sessiz ve sadasızdı? (Devamı var) (4) — San: Bay yaâhut — bayan ve isimden sonra gelir, (5) — Cüb beye benzer bir hirka, (6) — Av- rupalılar, garplılar, (7) — Japom | lar memleketlerine Nippon - Ja ponya ismini verirler, Almanca dersi Seri ve asri HABER Metodiyı: ve ugıutedil Gcretle ders almak is teyenlerin “Almanca öğretmem | tı. Pek gizliyemed'?i H A BER — Akşam Postas Kır koşulafı ’ Çok zengin hafta Beyoğlu halkevinden: 17 Mart 940 pazar günü saat 10 da Şişlide tramvay deposu önünden başlıyarak Hürriyet â. bidesine gidiş geliş 3000 metra, 'ik bir kır kosusu tertin edilmiş- tir. Bu koşu kâmilen toprak a. Tazide yanılacak ve müteakibet tertin edilecek olan nist koşula- rma bir hazırlık olacaktır ve Jerece alanlara mükâfat verile. cektir. Kosuya istirak etmek istiven. lerin her vün saat 17 den itiba- ren evimizin Spor şubesine mü. racaat ederek kaydolunmaları nr rica ederiz, Kadıköy halkevinden: Evimiz &#por progzramı muüci- bince 17 mart bazar günü sa . bahleyin bir kır koşusu vapıla. caktır. Müsabaka &aat 10 da Fe- rerbahçe stadından baslayın yi. ne avnı stadda bitmek Üzere 3000 metrelik bir mesafe dahi« 'inde olarsttir. Koşuya her isti. ven girebilir. Birinci, ikinel ve Ticüncüye sDor eşvası hediye edilecektir. Müsabakava istirak etmek isti. venlerin İ7 mart pazar sahahı | saat 9,30 da Fenerbahçe stadm- Ja hazır bulunmaları, Beşiktaş halkevinden; 17 mart 1940 pazar gitnü saat 15 te Beşiktasta Akaretler cad. desindeki evimiz kurağından başlamak üzere üç kilometrelik _:.ıiı'r yaya koşusu tertip edilmiş. Vaf Koşuda birinciden — besinciye tadar derece alanlara mükâfat. 'ar verilecektir. Müstabakaya iİş. tirak edecek atletlerin her gün 5gleden sonra halkevi idare me- murlufğumuza müracaat ederek kayıtlarmı yaptırmaları ve ko. su gününde saat 14 te Beşiktaş halkevinde hazır bulunmaları lâzımıdır. Te Kız mektenleri Voleybo! maçları Kız mektepleri arasında velay- bol müsabakalarına - bugün - Kız Mua Mektebi salonunda de “ vam edilecektir. Müsabakalar şunlardır: Cümhuriyet lisesi — Tstiklâl lisesi, İnönü lisesi — Bofaziçi lisesi, Kandilli lisesi — Kız mu. çallim mektebi. A Üncü " Milli üme 31 Martta şlıyur Bu seneki Mılıi Küme gene 8 klüp arasında o'acak; İstarbuldan 4, Ankaradan 2, İzmirden 2 takım Iştirak edecektir Maçların himaye ve mürakabesini Genel Direktörlük üstüne almış ve muntaaklarda birer organizasyon bürosu kurmağa başlamıştır. Pazartesi günü * ' Milll kümenin bu sene 31 martta başlayacağımı bildirmiştik .Anadolu ajansınm dün verdiği bir haberle bu tarih teyi etmiş bulunmaktadır. Bu seneki 4 üncü milli küme macları Si mart- ta başlayacaktır. Hazırlanan milli küme talimaf, namesi alâkadar bölge ve klüplere tebliğ edilmiştir, Bu yıl, kümeye iştirak edecek nerbahçe, Beşiktaş, vefa: Ankaradan - Genclerbirliği, Mu. hafızgücü; İzmirden Altmordu, Altay, Müsabakalar her Üüç bölgede birden başlayacaktır. İkinci hafta- dan itibaren deplasmanlara bhas- lanacaktır. İlk hafta üç bölgede yapılacak maçlar şunlardır! İSTANBULDA: Galatasaray « Fenerbahce Beşiktaş - Vefa ANKARADA: Gençlerbirliği , Muhafızgücü İZMİRDE: Altımordu . Altay Genel direktörlük maçlarm hi maye ve murakabesini ÜüÜzerine al- mış, bundan başka, mmtakalarda da birer spor organizasyon blro. su teşkiline başlanmıztır. Klüpler arasına Voleybol maçları Voleybol teşvik müsabakaları olarak Beden Terbiyesi İstanbul Bölgesi tarafından klüpler ara - sında tertip edilen karşılaşmala - rın listesini koyuyoruz. 17.3-1940 PAZAR GÜNÜ YAPILACAK MAÇLAR Saat 12 de Vefa . Taksim Ye- niyıldız , 13 de Galatasaray . A. kınspor, 14 de Fenerbahçe . A- lemdar, 15 de Beyoğluspor . Ye. nişehir Doğu, 16 da İstanbulapor » İstiklâl, 17 de Altıntuğ - Bey. lerbeyi, 18 de Topkapı « Boğaz. içispor, 19 da Eyüp « Yıldırım Davutpaşa, 20 de Beşiktaş - Sü. leymaniye, 1 — Müsabakalar Galatasaray spor klübü salonunda yapılacak. tir, 2 — Klüpler bu mevsim İçin tanzim edecekleri onar kişilik rezimli liatelerle maclara iştirak sedebileceklerdir. Listesi olmryan klüpler —maçlara iştirak ettiril. mezler. 3 — Hakemler: Ali Rıdvan Ar. sever, Naill Moran, Ali Rıza Sö- zeralp, Halük San, Lütfi, Fethi. Balkanlar Kır ” koşusu Yarışlara Bulgarlar da itşirak ediyor 24 Martta yapılacak Balkan krosuna Bulgarlar da iştirak e - diyorlar, Yunan, Romen, Yugos- lav ve Bulgar atletleri 22 martta şehrimizde hazır bulunacaklar * dir. Misafir atletler müsabakalar - dan bir gün evvel Heybeliadaya giderek geceyi orada geçirecek - lerdir. Takımlar müsabakalara 4 at. Jetle iştirak etmektedirler. Neti- ce itibarile 3 atlet puvan alacak- lardır. Rıza Maksut, Hüseyin, Artan, Mustafa, Galip her gün munta - zam bir şekilde Heybeliadada antrenman yapmaktadırlar. Eskrim ğmasuıc!n Macarlar galip | Budapeşte, 13 (A.A.) — , Macar kılıç takımı, Terstilanskıy kupası için yapılan maçta İtalyan takrmmrı 14 puvana karşt 22 puvanla yenmiştir. Bu maçta amiral Horty İle birçok ar- şidükler ve nazırlar hazır bulunmak- taydı, Atletizmde Beynelmilel fede- rasyonun kararı Enternasyonal atletizm federasyo- nu yaptığı bir tamimle, —her mem. lekete foderasyonunu Finlândiyaya yardıma davet etmiş ve bu maksatla müsabakalar tertibini istemiştir. Cezalandırılan futbolcular Beden Terbiyesi İstanbul BöL 1 — Aşağıda adları, soyadları, klüpleri ve bölge sicil sayıları ya- zilı idmaricılar iştirak ettikleri müsabakalardaki suihareketlerin. den dolayı Genel Direktörlükten tecziye müddeti tayin edilinceye kadar müsabakalara iştirakten menedilmişlerdir. Topkapı klübünden 1351 Yu. nüs Özgür, Anadolu klübünden 1887 Ercüment Kopman. 2 — Fener Yılmaz &por klübü azalarından 2143 bölge'Sitil sa. yılı Vedat Aklik iştiraksettiği bir müsabakada hakeme hakaret etti. ğinden dolayı bölgemizce 13-3. 1940 tarihinden itibaren bir ay müddetle geçici müsabaka boy. kotu cezası verilmiştir. Tebliğ o. lunur. Yazan: dack Lunaan ra tasavvur edilemez:. Omün için ikinci defasında Mo du beklemaden — kendim gittim. Konserve sütümüzle reçelimiz de kalmamıştı. Gideceğimi Moda söy tediğim vakit biraz durakladı. Hat tâ bunların lüzüumlu olmadığını, oraya kadar yorulmama değmiye- ceğini de mırıldandı. Evvelce ne- den süküt ettiğimi nasıl anladıysa şimdi de ne söyliyeceğimi anlamış- endişesini İarkettiğimi biliyordu. Gemiye çıktığım vakit kundura- larımı çıkarttım ve kıça usulca çor raplarımla yür”'üm: Bu — sefer merdiven başından aşağıya da ses“ lenmedim. Yavaşça aşağı indim ve salonu böş buldum. Onun kamara- sı kapalıydı. Evvelâ kapıyı vurmağı düşün- düm, sonra beni oraya getiren ba-> hane aklıma geldi ve önce — © İşi yapmağa karar verdim. Hiç patır- dr etmeden yerdeki kapağı kaldır- dım ve bir kenara koydum. Elbise sandığı da anbardaydı. Fırsat düş> müşken etzakla berâber — giyecek eşya almağı da tasarladım. Anbardan çıkarken Kurt Lars şenin kamarasında bir gürültü işit tim. Bir kenarda büzülerek dinle- meğe bâşladım. Kapı tokmağı tı- kırdadı. Usulca ve insiyakt olarâk masanın arkasında saklandım ve tabancamı çekerek horozunu kal- işmine mektupla gazetemize mi racaatı. | | | dırdım. Kapı birdenbire — ardma Çeviren: Efdal NOGAN — l4 — Kuvvetli ve hareketli bir adamı elden ayaktan düşmüş görmek - kadar dünyada feci bir manza- kadar açıldı ve Kurt Larseti içeri girdi. O dövüşçü, kuvvetli, bükül mez Kurdun yüzünde — bu kadar derin bir yeis ve ümitsizlik damga: landığını hiç görmemiştim, Yum ruklarını havaya kaldırarak bir ka dın gibi inledi. Sonra — ellerinden birini açtı, avucunu, sanki yüzüne sarılan örümcek ağ'arını — siliyor- muş gibi gözlerinin üstünde — gez- dirdi. — Allahım! Allahım! diye inle- di. İçindeki nihayetsiz ümitsizliğe böyle ses verirken sıkılı yumrukla- rı gene havaya kalktı. Bu müthiş bir manzaraydı. Baş tan aşağı titriyordum. Ürpermeler amudufikarimden aşağı doğru ini yordu; alnımda — iri ter taneleri biriktiğini hissediyordum. Kuvvet- H ve hareketli bir adamı elden a: yaktan düşmüş görmek kadar dün yada feci bir manzara tasavvur e dilemez. z Kürt Larsen o şayanı hayret i: radesini sarfederek kendini topar- ladı. Bu dehşetli bir gayretti. Bü: tün vücudu mücadelenin şiddetin den sarsıldıt. Bir buhran geçirmek üzere olan bir adama benziyordu. Yüzü ihtilâçlarla, adalt ürperme lerle eski halini almağa çalıştı, lâ- kin bu gâyret akim kaldı. — Sıkılı yumrukları bir defa daha havaya fa nelesini tutarak hıçkırdı. Lâkin neticede iradesi galebe çaldı. Bir- denbire düzeldi. Artık eski Kurt Larsendi, Yalnız — hareketlerinde belli belirsiz bir zaaf ve kararsız: lık vardı, o kadar, Merdiyene doğ- ru yürümeğe başladı. Yürüyüşü deydi. Ancak adımlarında mahsüs bir gevşseklik, kararsızlık vardır. Şimdi kendi korkuma düşmüş:- tüm, Açık kapak tam yölunun üs- tündeydi. Onun açık olduğunu öğ: rtenince derhal benim mevcudiye- timi de öğrenecekti. Bu kadar kor- kacak bir vaziyette, iki — büklüm yerde yakalanacafım için — kendi kendime kızdım. Maamalfih daha vakit vardı. Hemen ayağa kalktım ve hiç farkında olmıyarak meydan okur bir vaziyet takındım. Bana dikkat bile etmedi. Açık anbarı da | görmedi. Ben vaziyeti — kavrayıp harekete geçmeğe vakit bulmadan doğruca o boşluğa doğru yürüdü. Şimdi, ayağının biri aşağıdaki ka: ranlığa doğru iniyordu. Lâkin o ayak basacak sert bir yer bula- mıyarak altındaki boşluğu hiİsse- dince Kurt Larsen birdenbire gene eski kaplan adaleli Kurt Larsen ol du. Düşmeğe başlıyan vücudu ha: vadan kendini toparladı, istinatsız geri sıçradı, ve o açıklığın karşı ta- rafına karın üstü düştü. Biran son ra da kuvvetli “ollariyle tahtanın yanlarını tutarak kendini yukarı çekip ayağa kalktı. Fakat bu kalk- ma sırasında benim ambardan çı kardığım könserve — kutuları ve anbar kapağı ayağına dolaşmıştı. Yüzünde, —her şeyi anladığım gösteren bir ifade belirdi. Anladığı şeyin ne olduğunu tahmine vakit kalmadan anbarm kapağını kana- tarak üstüne çıktı. O zaman anla:- dım. Beni içerde sanıyordu. Ayni samanda kördü, gözleri hiç gör- onu dalma görmeğe alıstığım şekii | müyordu. Duymasın diye yavaş yavaş nefes alarak onu seyrettim. Hemen kamarasma doğru yürüdü. Eli kapı tokmağının iki, üç san- tim yanmna uzandı, sonra seri bir hareketle onu buldu. — Fırsat bü fırsattı. Ayağımın ucuna basarak merdivenin üst basamağına kadar çıktım, Oradan iğilerek aşağısını seyret meğe başladım. Kamarasından kö caman bir sandığı sürükliyerek çık tı. Önu kapağın üstüne koydu. Bu nu kâfi görmemiş olacaktı ki bir ikinci sandık daha getirdi ve onu da öbürünün üstüne oturttu. Son- ra yerdeki konserve kutularile gi- yecekleri toplryarak masanın üs- tüne koydu. O, merdiyenleri çıkma Ba başlayınca usulca — kamaranın damına yattım. Merdivenin sürme kapağımı ya- tıya kadar geri iterek kollarını or na dayadı ve bir müddet vücudü merdivenin içinde o vaziyette dur- du. Sanki geminin boyunca, baş - tarafa bakıyor gibiydi. Gözleri bir noktaya dikili ve hareketsizdi. Ben onun beş adım uzağında ve tam karşısındaydım. Buna rağmen be- ni görmüyordu. Bu gayrimer'ili- Çimle kendimi ruha benzettim. E- limi ileri geri salladım. Aldırma” tdr. Lâkin elimin gölgesi — yüzüne tesadüf edince bu harici değişikliği tarkettiğini derhal anladım. * Bu değişikliği tahlil ve teşhise çalışır- ken yüzü gerildi. Hemen civarında bir değişiklik olduğunu hissetmiş- ti, fakat bunun ne olduğunu bir âürlü anlayamıyordu. Elimi dur uttum ve gölge de devamiı ol yüzünde kaldı. Başını yavşşa?kr vaş sağa, sola çevirerek gölgeyi Yör Tünde dolaştırdı. Onun ne olduğir nu anlamağa, onu hissetmeğe çalır şıyordu.