29 Kasım 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-| — * “simdilik — telâşa lü- " diye düşündü. “Yarını Dün beni tevkif etmer © yarın da tevkif et :%k katt bir delil arı: halde birkaç gün, belki Y ta daha burada kala: dikkatli bulunmak h:rekeu geçmemek şart © gözü dört açmalı.,, * """Mıı 1916, çarşamba— , Merkez kumandanlığı- 5, Tiyetle saat dokuzda ge- M ç y © Sabah saat sekizden gitti ve alelâcele remon ile görüşmek t Ahte müsaade | %_Kolmelın imzasını da “». Ku Adikça işgal altındaki ; __ n Idarî teşkııât tekem- ordu. Sen Korentzn- A salâhiyetini Fransızlar ı"llâ*ıtıx:c:ızııl etmesini bele. teaddit defalar şikâyet h“nl. aslında iyi bir a : 'a Merkez kumandanı âd- İ 'tta kuvvetlerinin salâ- b Birmıştı. A, İo;r: maznunlar zabıta yısile Hayma aitti. % merkez kumandan hesile kışlanım inzıbat “-fdı Buna — mukabil ., Sehir hapısha.nwne kı N salâhiyeti — yoktu. Sebeble, Fransuazla gö- b için sahte vesika ha- ç Becbur kalmıştı. | dancak sekiz olmuştu. çıkmağa hazırlanır- Ki nöbetçinin — selâm Sördü, Biri geliyordu. dı. Divardaki cephe İstkike koyuldu. — | İnca dönüp baktı: Şmit. Bravo azi- j wîeklımz. Gece iyi uyur Ş ıq::ha karşı üç buçukta ' fon Ştroberg ile bı: "'“mıştı Şmitin ğıv:ützundu. Traş olma- Soğuk olmasına rağ- w_ kaputu — yoktu ve Bün evvel geldiği za- elbıseler vardı. Ak- İkj #Mirberinin alıp eve gö Değı de — yanında PN Ğ teferrüattarı mülâzi- | evine dönmediği an- ça Haym gülerek: dedi. Geceleyin e. N h& niz galiba! gi _, etmek istedi. Anla- kelime — kekeledi. g I ve sustu. Wıniıe gidip bir bar- ' öğg Ve elbise değiştiriniz. V “*Ye kadar gelmeseniz şk“'edetim.*x'orgunde 4 ğ:*lkmtısxm belli et- lt *'affak oldu. Bir gün Ethı Şmitin o gün de ' haka açığa vurmak teh- çe *At geceyi fon Ştrober e"'“'dlğ!rım bilinmesi ıştı? ' haydi iş başına öy- .ı yîîâu:aşma geçti ve ? Vh yıldönümü şen- İlytcak inzbati ei Hi işile meşgul olma- hî»yıe iki saat çalıştır BSIcer kordonu, şu- Jandarma, Şu ma. e" yasağı, siviller — ""Irı_ atılsın; hayır ©- /| $u hat daha iyi.. zal'fmda belki de ra kurşuna dizile- “ MİM1 'FREZES tezkeresi | :?— ı 1 Nakleden: Fethi KARDEŞ fil işle alâkadar oluyor gibi gö, ründü ve hiç şüphesiz Haym içın oir idam mülrezesi düşünen Şmit hislerini belii etmemeğe muvallak oldu. Nihayet Haym: — Oldu sanırım, dedi, ne der- siniz? — Ben de o kanaatteyim. İki adam birkaç saniye könüş" maksızın ve gözlerinin — ifadesini gizlemeğe lüzum görmeksizin ba kıştı. Haym gözlerindeki mahzun * bir istihza ifladesini — gizlememiş, hasmının gözlerinde de kindar bir hayranlık okumuştu, Bu ancak bir kaç saniye sürdü. Ştrobergin — mahmuzları kori. dorda şıkırdadı. Yüzbaşı yazıha: nenin kapısını açtı. Onun da ge- ce uyumadığı belliydi. Her zaman lâkayt olduğu halde bugün o da Hayma karşı fevkalâde — mültefit davrandı. — Bonjur, dedi. Şimdiden işe başlamışsınız. Bugün raporlar ba- na verilecek, Kolonel grip olmuş. Yani gene romatizmaları tutmuş, fakat bermutat bunun söylenmesi hoşüna gitmiyor. Bütün günü is. tirahat edecek. Maamafih akşam: ki merasime riyaset edeceğini u- muyor. Haymım endişesi arttı. Merkez kumandanlığının havasında o gün bir fevkalâdelik vardı. Haym böy le fevkalâdeliklere şahit olduğunu hatırılyordu. Kendi kendine “Ko lonelin gene siyasi hastalığı tuttu,, dedi. Filhakika kont fon — Niderstof vazifesinde canını sıkacak bir müş külât çıktı mı bir bahane ile evi. ne kapanır, angaryeyi başkalarına bırakırdı. Mülâzim Kompars mer kez kumandanlığı mensupları a- rasında bir casus bulunduğunu id- dia ettığ-ı zaman da byle yapmış 4D Haym vaziyeti kavradı ve ge. celeyin kendisi gittikten — sonra Şmit şüphelerini Ştroberge açmış olacaktı. Yüzbaşı da uyanır uyan:- maz işi kolonele anlatmıştı. Telâ: şa düşen merkez — kumandanı bu- nüun üzerine işe kendisi karışma. mak için evine çekilmişti. Ştroberg Haymın odasında bir kaç dakika kaldıktan sonra çıkmp gitti. Haym: — Şmit dedi, sivil esirler ara- sında görülen firar — vakalarına dair şu dosyayı siz lütfen — tetkik ediniz. Ben de bu iş üzerinde çalı- şacağım. (Devamı var) tafsilât vardır.) (1) “İşgal altında,, remanında | —e Öl ee 35 yılını vahşiler arasında Zira bir kadını öldürmek bütün kabile erkeklerini — öldürmek de- mektir! Bu kabilede en şaştığım şeyler den birini de erkeklerin yaşadık- ları ters hayat icabı olarak bir ne- vi kadın hissiyatına yuvarlanmış olmaları teşkil etti. Bir kadın â deta cariye gibi birçok — erkekler alabildiği için erkekler bir — nevi kadın ortaklar vaziyetinde - kalı- yorlar. Bu hal onları kadın kadar kıskanç hale getirmiş. Vakıa bizim zahiren erkek hâ: kimiyeti altında olan cemiyetleri- mızde erkek de kıskançtır. Hattâ, çok defa da erkeklerimiz kadınlar: dan daha kıskançtırlar, Fakat bi* zim cemiyetlerimizde erkeğin kıs kançlığı zalimcedir. Çünkü erkek çok defa bu hissini en şiddetli şe- mez, K Kadınlarımız ise erkeğin hâki- rını daha mahküm bir şekilde iz- har edebilir. İşte bu kabilede er. keklerin hâkim kıskançlığı — yok- tur. Bu cihette — kadınlaşmışlar. Erkekler kozulafı olduğu — kadım dan ziyade biribirlerini — kıskanır yorlar. Onun için erkekler süslenmeye mecbur oluyorlar. Esasen — bu hal gösteriyor ki süslenmenin menşei her ne kadar insan ruhunda tabii olarak mev. cut ise de bu hissi en çok besli yen kıskançlıktır! Hakikaten bu nokta çok garip bir şey. Süslenme yi, sırf hoşa gitmek, yani — hod: kâmlık duygumuzun bir tatmin ve tezahürü şekli addederiz. Halbuki kıskançlığın bu - işte çok büyük bir rolü olduğunu bu kabilede kadın vaziyetinde kalmış erkeklerde en iptidai şekilde gör- mek kabil oluyor. Bunun içindir ki kabile erkek'e Ti birçok garip süslerle biribirleri. ne daha üstün görünmeğe çalışı yorlar. kilde izhar etmekte perva göster- | miyet hakları altında kıskançlıkla_ Hındıstanda dünyanıd en eski lasanları arasında Yazan; L. Busch geçirmiş bir Alman seyyahı Kabile erkekleri birçok garip süslerle | biribirlerine daha üstün görünmeğe çalıyşıor Vahşi hayvan postları, püskül- ler, yabani horoz ve tavüs tüyleri, kollara — ve bacaklara — takılan halkalar bu — erkeklerin başlıca süslerini teşkil ediyor. Öyle ya, hemen hepsi bir tipte olan kabile erkeklerini — biribirin" den farklı kılacak bu — süslerden başka ne olabilir? Bu kabilede ortak kocalar ara. sında gerek biribirlerini kıskan: mak, gerek biribirlerine daha üs- tün olmak ve gerek ait oldukları kadının daha çok hoşuna gitmek için durup dinlemez, ebedi bir mücadele vardır. Bu mücadele çok defa kanlı cinayetler ve ölümlerle "itmektedir. Vakıa burada kadın öldürmek cinayetlerin en müthişidir ve na- dir görülür, nadir cüret edilen bir şeydir. Fakat erkeklerin — biribirlerini öldürmeleri her vakit görülen şey. lerdir. Zira erkeğin esasen bir kıymeti yoktur! Diğer garip cihet: Bu kabile esasen kadın kabilesi olduğu ve kadınlar hâkim olduğu halde kabilede kadın az. Erkekle- rin miktarı kadınların 3-4 misli! Yani erkekler kahir bir ekseri- yet teşkil ettikleri halde bu kadın boyunduruğundan silkinmeyi akı! larına bile getirmiyorlar! Kadının bu nadirliğinin sırrını pek anlaya. madım, Nasıl oluyor da kaim buralda dilediği hüküm sürdüğü, en nazlı mahlük olduğu, her şey onun İ çin yapılmış bulunduğu — halde kadın erkekten daha az? İhtima' ki kız çocuğu böyle kabilelerde da- ha az dünyaya geliyor. Fakat bunun sırrını anlamak kabil değil. Bu vazivet şüphesiz kabile er- teklerini fena ve müsait olmrvan bir durumda bulunduruyor. Zira tamamile | bir defa azlığından dolayı da ka dının kıymeti fevkalâde artıyor. (Devamı var) GEREEL Baş Diş, Nazle, Grip, Roma'izma Nevralji, kırıklık ve bütün HEEE keser. İcabında günde 3 kase alınabilir. HEE H EEREEREN B EEREEEREEEEEEE afrılarınızı derh ! Yenı Şa pka ; (Uç perde NAKLEDEN : L. L. (Dünkü sayıdan devam) Erkek — Bu ne salatası öyle? Kadın — Salata değil a canım. Yemeğimizi çarçabuk bitirmek için bütün yemekleri bir tabağa doelduruverdim: Biraz ıstakoz, bir parça rozbif, biraz fasulye, peynir, biraz da tatlı.. Erkek — Alâ! Bunlarm hepsi fasulyenin suyu içinde hal. Kadın — Ne de çok dırlanr- yorsun, yarabbil! Gel, ben yedim bile!.. Sen de yesene ca'ırm, yel, Erkek — Yeni şapkan olduğu vakit bakıyorum, bana karşı çok iyi hareket ediyorsun.. Ne ya. zıik ki, sana her gün yeni bir şap" ka alamıyorum!. Kadın — Masrafsız bir kadın.. Erkek — Hakikaten — öyle..... Günde yalnız on beş lira ile... (Giderlor...) İKİNCİ PERDE (Bir sinemanım karanlık salo- nunda.. Sinema boşalmıştır.) Kadın ve erkek — Pardon ba- yım,. Pardon bayan.. Nasırına basılan bir seyircinin sesi — Âyyyyl.. Kadın — Pardon, bay! İstiye. rek yapmadım... Ses — Bir de istiyerek yapman kalmıştı!.. Erkek (Karısma) — Hakika- ten garip bir lâf söyledin.. Kadın — Herkes böyle söyler, Başka bir ses — Lütfen, evve- lâ oturun, mMmünakaşanızı sonra yaparsınız.. Kadın — Oturduk yal.. İkinci ses (geniş bir nefes ala- tak) — Çok şükür!. Erkek — Hiç olmazsâ bu şe. kilde başkaları bize mecburen dikkat ederler. Kadın — Kabahat sende... Ye- mek münakaşası yüzünden geç kaldık.. Erkek — Şimdi bu eksikti! E- ve daha erken gelseydin.. Yeni şapkanı göstereceksin diye rezil oluyoruz; Herkes bize küfredi- yor... Kadın — Sus canım! İşitme - sinler |.. Erkek (Kızarak) — Metelik | bile vermem, varsınlar işitsinler!. Kalabalıkta — girdiğimize — çok memnun oldum. Kimse şapka- nr görmedi. . Kadm — Rica ederim, bağır ma, herkesi kendimize güldüre- ceksin.. Aşçıbaşı gaz maskesini icat edenden Allah razı olsun!. batmıştır. da kalan istihkâmlar arasında I_ĞE._Haym_ bu se- ' (Soğan soyarken) — Şu ——Fransız karikatürü— Zigfird hattında bir tahtelbahir battı Paris, 24 — Havas ajansı bildiriyor: Tokyo, Riyo dö Janeyro, Guatmala, Os- lo, Helsinki ve Amsterdam yoluyla Al- manyadan alman haberlere göre Siegfried hattı üzerinde bir Alman denizaltı gemisi Tahtelbahir, feyezan dolayısile su altın. temin maksadile Kiel'den getirilmişti. Bir d ta:nh çarparak battıîı tahmııı edıliyor. bildirdik.,, Çocuük sordu: rada ne yaparlar? müuvasalayı Pariste çıkan “Figaro,, gazetesinin geçen günkü nüshasında şöyle bir havadis vardı: “Madam la Markiz dö Polinyak “asker yuvası,, ismile bir hayır teşekkülü vücuda getirmiş, general Jorjun zevcesi bu teşekkür lün reisliğini kabul etmiştir. Bu hayır cemiyelti, ateş hatları gerisinde istirahatte bulunan askerlerin ihtiyaçlarına göre hareket eden kadınlardan müteşekkil ekipleri sinesinde toplamaktadır.., Gene fransızca bir mizah mecmuası fıkradaki yanlış manaya gelen ifade sakat- lığile şöyle alay ediyor: “Fıkrayı okuyan birçok askerler bu haki. katen hayırlı hayır cemiyetile çok alâkadar olduklarını bildirerek hayır cemiyeti azası bayanlarla ne suretle tanışacaklarını sordu- lar. Hepsine verdiğimiz cevapta cemiyetin reisesi madam La markiz dö Polinyaka mü- racaat ederek ondan malümat istemelerini Tarif — Beynelmilel konferans nedir baba? O- — Gelecek içtimam nerede ve ne zaman toplanacağını tayin etmek üzere içtimaa derler oğlum. Yapılan i ış de bu söy. ledığımdm ı.barettlr. Lede 1 ”_. ' L h w"vırr' bu bir cambazlhlaneden —müsadere bilmiyorduk.. — Affedersiniz kolonel, bu beygirin edildiğini — İngiliz karikatürü — Ben değil onlar! Londrada iki ay kaldıktan — sonra dön- müştü. Bir arkadaşı: — İngilizcen iyi değildir, dedi, Londrada yapıları ingilizcenle müşkülâta uğramışsmdır Cevap verdi: — İngilizcemlen ben değil İngilizler müş- - külâzauhadılarl Bir ses kavga etmek için sinemaya gelmenize lüzum yok- tü. Diğer bir ses — Evinizde kal- saydınız daha iyi olurdu. Kadın — Gördün mü yaptığını Erkek — Sen yerinde rahat otursana, Mütemadiyen ne sal - lanıp duruyorsun?. Kadın — Görmek için uğraşı. yorum. Önümde duran, kilise di- reği gibi... Erkek — Yer değiştir.. Yanm- daki yer boş... Kadın — Güzel! Haydi oraya geçelim.. Erkek — Ben yerimden kımıl- damam.. Burası çok İyi.. Kadınm — O halde ben yalnız gidiyorum., Allaharsmarladık |. Erkek — Güle, güle!. Kadın — Hakikaten — burası çok daha iyi . Bir ses — Susacak mısımnız?. Sesinizden' bir şey işitemiyoruz.., Diğer bir ses — Çok doğru ..« Sonra, bayan, şapkanızı çıkarmak lütfunda bulunur musunuz? Gör. meme mâni oluyor.. Kadın — Şapkam mı mâni olu" yor?, Evvelki ses — Şu başmızdaki şey.. Şapka mr yoksa başka bir şey mi, bilmiyorum.. Kadın — (Sesin geldiği tara- fa) — Şapkam ne diye görmeni- ze mâni olsun?. Aynı ses — Ben elli kuruşu o dikili taşr seyretmek için verme. dim,. Kadın — Dikilitaş mı? Erkek (Kadina)y'—- “Artık, ben de rica ediyorufmü, çikariver şünu. Kadın — İşte çıkarıyorum, Ne yazık... Erkek — Üzülme.. Sana dikkat etmelerini istiyordun... Halk se - ni doya doya seyretti. Kadın — Aramızdaki boş yere koyuyorum., Erkek — Ha şöyle, bravol. ' (Bir kaç dakikalı; sülkünet) Bir ses — Allaha şükür, karı koca sustularl, Kadın — Siz biraz nezaketli o- lunuz.. Diğer bir ses — Çok şükür si: nemadakilerin hiçbiri onlar gibi değil... Kadın — Murad!. Erkek — Ne oluyor gene?. Kadın — Sinirlerim tutacak.... Gel yanıma otur... Erkek — Neden?, Kadın — Yaptıklarını görmü. yor muyum, zannediyorsun?. Erkek — Sen çıldırdın mr, a: yol?. Kadın — Yanındaki kadından uzaklaşmak, yanıma gelmek iste- miyorsun değil mi?. Erkek — Ben mi? Muhakkak sen hastasın kızım!. Bir ses — İşte gene başladılar! Kadın (sesin geldiği tarafa ) — Patla! (Erkeğe): Murad, emre - diyorum yanıma gel!.. Erkek — Ne oldu sana buğgün. Kadın — Yanıma gelmiyecek misin?. Erkek — Geliyorum. şır ,oturur) Oh!.. . Kadın — Ne var?, (yakla. Erkek — Şapkanın üstüne ©- turdum... Kadın — Ah! (Bayılır, seyirci- ler şikâyet ederler. Erkek, hade- melerin yardımiyle onu bir taksi. | ye bindirir.) (ÜÇÜNCÜ PERDE) , (Evlerinde) Erkek — Bu akşam iyi vakit geçirdik... Kadın — Bırak beni! Seni göz" lerim görmesin.. Bana karşı pek vitdansızca harelktet ettim! , Erkek — Ben mi?, Kadın — Evet, sen! Evvelâ | Haği “Lülfenuyhhguhuîz_ M a l ÖL ĞĞ

Bu sayıdan diğer sayfalar: