' =â Tes j Si çir Mı'r İ m“?en f/f! s' 'N Lwhıü a B ht %Wk bir macerz — rererek düyduğu alâka biraz da - L Kad?lar Ormandan — çıkiyor'ar M mcakla'mı tayinde mü- 'E'Orlardı Billard, ile güldürmeğe ça * Brupla beraber orman . bi:, Hitı. ğ *& Labart gibi, daha genç üzün anlaşılıyordu. külhınbeyı idi. Ses- hğ:“ İster, maisin 1okamo- h'îka:dım de Alman'ları ge im, Hoş orur değil mi? %?a kadar peşımııdaı h;nma tırmandı ve ka - ©se tavuk sokar Yibi | Ydi trene.. Haydi trene. kadar hiçbir hâdise ol - hormal süratle ilerli * %. ü“l arkadaşlarını tama K Gtmie muvaffak ol - Mi Üzerinde nufuzu çok * şthıe İşgalin — ıztıraplarile tbest hayatın rahatı- % elmiş ve zavallı mu” iden yaşama zevki Şi Mdbu garip adamın küt- d etmek ve kendisine â bîle( ek kabiliyetine, bilgi- N’M M | | ruhiyeleri anlamak hu- oli Savanı hayret sezişine, “Ştu O vatona geleli aî;n başmı ellerinin arası- % Sünceye dalmak, ahla * fırsatımı elde edeme - 53“ hepsine bir meşgale ha:, at projesi telkin îîbe göztermişti. Mat S artık ağzını açamıyor- m' treni simdi kara orman ::î lieç vordu — ve akşam n% Smreti, Fransuaz yanı —— Lobarta: Wlbanı.a*ı.un eve dönme Hep başkalarını düzü” bit eve sahip misiniz? y“' Evim hiç olmadı. Ev 'g“ bir bağ, bir — engeldir. Be_ı"“l eviniz var mı? de çok evim var. Bu, %Umktan farksız... Âm oak küçükken kay beıtım n ğâ'”ğğf -< 'â* Dü gafn.aon dolaştırdı. "1 9 nelet ettğim mür % % bDüyüdüm. % Ktr ve orada — kaldım. 'nî—"-_,a sevkkedilmek ıhq Bi eıiâtım e YÜA bir istasyona yakr F'“or Avaslamıştı. Labart: MAĞA gildik, dedi. Bahse $imdi bizi bu seyyar a hakikf yolcu vagonla: hi hiz !ö“'îennn İsviçreye bizi bu & Lş_fu ği aleyh'erine pro Olur diye istemezler. AMin etmişti. — Trenin durduğü hattın muakr “'—l tamiz ve — oldukça “CU mavki — vaçonlar” Kil bir tren beklemek. ’hg MALEN xl Jandarmalardan biri : liıımae birkaç dakika sorra y' Si mî"' olarak — döndü b Pek iyi bildiği av'arır Fş *- tafimatı vagzon hal- B e t ettt; *ür ed ç %t AN tren değiştireceğiz. Üt “'lw eWEİ Lo—"'ımmm:ır.ar & | *'.:?_."' ıeq':;' d'l—eı koı'donu içine (B -îrtı Ş ıom"'ı diçarı İt istaş aA .ta '"hî 3vonda bir saat dör BN #ttiler, Emir veri: _. ..,,_ı Kadın'ar, tonra erkek. "” önünü> onar onar M '“a!'dı AM? Ci Za ÜMüesen l.“.. 1 a' '"C . P —ılk.u-îeî'l-. dohnuş Olan, | Gibinde yere seriliverdi.. | yumruğunu hâlâ hiddetle sıkıyor- | | N ba Ya LA csam — başkalarının ; a blm:_ml“ İsteniyerdi lırı'v , bir kaxgı başladı. Labart üstüne Elç | gölen ae calere yumruklarile karşı a| Loı uyor, korup imdada gelen Bil- da halamın — yavında | le be cabar'o (a yumruk savurmak- Nakleden: Fethi KARDEŞ istasyona atladı. Labart onu ta- 'tip etti. Yanyana birkâç adım yü: rüdüler. Topal, mahcup bir tavırla: — Fransaya — muyasalatımızda biribirimizi gene görürüz matma- gel. — Umarım, Durakladılar ve mütereddit, ba- kıştılar. Nasıl ayrıılacaklarını ta- yin edemiyorlardı. Genç kız söylir yeceği cümleleri arıyor, fakat ya çok samimi cüm'eler bularak bun. ççok souk ve ya çok samimi cümle ler bularak bunları münasip göre miyordu. Sustü, Labartım imdadı na geleceğini umuyordu. Labart: — Fiansada beklediğiniz ve arzı ettiklerinize kavuşmanızı temenni ederim matmazel. — Teşekkür ederim, bütün kal: bimle.. — Rica ederim, teşekkür edile: cek bir şey yok ki... Kazketini çıkarmış, onu hürmet le selâmiryordu. Genç kız elini u: zattı, elini sıktı ve La'e.t birden | dönerek yürüdü. İstasyondaki askerlerden — ikisi Fransuazın karşısıma dikildiler ve genç kızı budalaca gülerek yukar” dan aşağı eüzdüler. Birisi bozuk bir fransızca ile: — Matmazel dedi, gezmeğe gi delim mi? Öteki daha terbiyesiz ve cüret kâr çıktı ve elini uzatarak — genç kızm yanağırı oksamağa davran: dı. Fransuaz bir adım geriliyerek bir çığlık kopardı. Fazla gerilemesine imkân yoktu. İstasyonu dolduran kalabalık genç kızı arkasından itiyordu. Kendisi- ni gene Âlman neferile —yüz yüze buldu, o, gülerel: ilerliyordu: — Korkma ım matmazel bana yapmam. Okşamak üzere Fransuazıa elini uzattı. Sonra birdenbire — dizlei büsüldü ve genç kızın — ayakiarı Hareket- siz' İsaldı. Labavtt hidletle söylendi: — FPis heri:! Almanın eisesine — indirdiği iri du. Okşamak üzere Franzuaza olini etlafky çavirın azker ve muhacir l—.uaamgmda bisan süren bir şaş> kınlık o.du. Sonra — karmalıarışık “yapmatm, etmeyin,, dÖdmek: tan Eğri aa"ııyoîdu (Devamı var) HABER — Akşam Postası —) * Hindistanda dünyanin en eski insanları arasında Yazan: L, Busch 35 yılını vahşiler arasında geçirmiş bir Alman seyyahı Ay birgün Arza düşecek, herşey mahvolacak ve insanlıkbaşka türlü başlıyacak ! Buha - Ruti sonra sustu, —AÂya dalgın dalgğın bakıyordu. — Eyvet.. Arzda ay iki taneydi! dedi. Bütün yıldızlardaki insanlar bizim argın etşafında iki ay oldu- Zunu görüp — dururlardı. Hem o vakit ay böyle uzak değildi! İkisi 'de arza yakınlı'ar. Aralarında öy" lece bir muvazene hali vardı.. Ya- kın oldukları için de arzı gündüz gibi aydınlatıyorlardı. O vakitki insanlar gece nedir bilmiyorlardı! Fakat işte arzı altüst —eden en tüyük kaza bu olmuş: Arzın bulunduğu gök çukuruna büyücek bir yıldız parçası düşüp bu aylardan birine çarpmış, ay ar- zın üstüne düşmüş, arzda kıyamet ler kopmuş. Bu müthiş — felâketi yıldızlardan görmüşler! Buha - Rutiyi dehşet içinde din- üyoraum, Ö anda zihnimde arz ta- yıninin karanlık bir noktası birden bire aydımlanmıştı. — Oh! İşte insanların tufan de- dikleri bu olacak! dedim. Buha * Ruti donuk gülüşile gül- dü. — Evet! dedi. Eskiden buradaki (Ahmaru) dağında — ihtiyar bir Brahman vardı. Bana kâinat hak- kında ilk derşi veren bu münzevi ihtiyardı. İşte o söyledi ki tufan — olduğu rivayeti bütün eski kitaplarda da varmış.. Birdenbire ortalık karar- mış, müthiş zelzeleler olmuş. Kı- talar yanıp yeni kıtalar — çıkmış, denizler karalara — yürümüş, altı gün altı gece dünya sular — içinde Arz üzerindeki bütün mahlükat mahvolmuşlar.. Bizim — ihtiyar Oralıman derdi ki yaz, kış ve gece gündüz işte o vakit başlamış.. Ar- zın mihveri değişmiş.. ÂArz iğrilmiş, tepeaşağı olmuş.. Hattâ yeryüzün- de şimdi buz tutmuş olan yerlerin tufandan evvelki zamanlarda sıcak iklim nebatlarının yetiştiği yerler olduğu hayretle görülüyormuş. — Evet! —- Bazı kitaplarda — ve en eski insanlar arasında da (ayın parça- lanması) diye bir rivayet bugüne tadar gelmiş! İşte bütün bunlar arzın iki ayından birini kaybetme- zi ve bir ayın kendisine düşmesin- den ileri gelmiştir! Buha yan ve gayet iri görünen aya doğ- ru başını kaldırdı, — Bu da bir gün ayni âkibete - Ruti tekrar gökte parla: | uğrıyacaktır! dedi. Bu da bir gün arza düşecektir! O vakit gene her şey mahvolacak! Arzın — üzerinde insanl < ve hayat baştan ve büs- bütün başka türlü başlıyacak! Hayret içinde: — Fakat naszıl olur, Buha - Ru- ti? diye mırıldandım. — Arzın bir zaman iki tane peyki — olduğunu, yani iki ayı olduğunu dünya yüzün de hiç kimse bilmiyor! Evet, tufan olduğu dünya kıtaları üzerinde bi- ribirile hiçbir zaman temas ve mü- nasebetleri olmamış vahşi insanla- rın menküulâtı, rivayetleri arasın- da da var! Esasen biz beyazlarda arz ilmi dediğimiz ilimde arzın bü- yük bir tufan geçirdiğini görmüş ve kabul etmişizdir! Fakat bizim izahımıza göre tufan arzın soğu- masından ve kabuk tarafının bu- ruşup kıtalar meydana gelmesin: den ileri gelmiştir! Ayım iki tane olduğuna, birinin arz üzerine düş- tüğüne dair hiçbir delil yoktur! Buha - Ruti güldü. Gözleri a- yın ışığında şimdi başka bir dün- ya mahlükunun gözleri gibi par” İryordu. — Hiç, dedi, arzın soğumasın- dan böyle bir şey husule gelebilir mi? -- Niçin? (Devamı var) Bedia Ştatserin büyük annesi öldü Reşit Tuğlu oğlu haremi, Bedia | fon Ştatser ile Fuadi Mıisırlıoğlu- nun büyük anneleri Fatma Zehra dün gece ölmüştür. — * Cenazesi yarın öğle vakti Teper - başı Kamerhatun camiinden kaldı- tılarak Feriköy mezarlığına defne- dilecektir. * Merhumenin ailesi erkânma ta: ziyetlerimizi bildiririz. Hânı aşk Salim Aatılgan, kahvehanenin kapısını İiterek içeri girdi. İyi bir tesadüf, içerisi kalabalık değildi. Gazete okuyan bir kaç yaşlı müş. teri, ocağın önündeki iskemlede uyuklayan bir garson ve ocakçı. dan başka kimseler yoktu. Delikanlıya, bu sessizlik emni. yet verdi. Köşede bir masa seç- ti. Garson gelince bir kahve va hokka kalem istedi. Biraz sonra getirilen kahveyi yudum yudum içerken derin bir düşünceye dal. dı. | Salim Atılgan, yirmi sekiz ya. şında olmasına VE soyadına Tağ- men elân bir çocuk kadar mah. cup ve sıkılgandı. Bü kusurun, mütevazi memuriyet hayatında bir çok zararları dokunmuştu. Bugün cesaretsizliğine her Za mankinden fazla olarak üzülü. yordu. Çünkü Salim Atılgan â. şık olmuştu. Bu onun başıma, hiç farkında olmadan gelmişti. Nezle olan bir in$an bunu nerede ve ne zaman yakaladığını nasıl kestiremezse o da çalıştığı dairedeki daktilo kıza ne zaman âşık olduğunu bir türlü tayin edemiyordu. Güzide, hakikaten güzide ve güzel bir kızdı. Hele gözleri, bo. yu, saçları, konuşuşu.. Dairedeki bütün erkekler baş müdürden, başmümeyyize, hattâ stajiyer memura ve genç hademeye va, rıncıya kadar hep ona âşıktı. Hep si daktilo Bayan Güzidenin et, rafında pervane oluyordu. Fakat Güzide namuslu ve ciddi bir kızdı. En cür'etkâr ve sırna, şıkların cesaretini kıran öyle bir tavrı, kaşlarını çatarak öyle bir bakışr vardı ki, Saliminelini aya. — ğınr titretmeğe sadece bu bakış bile kâfiydi.. Zavallr Salim günlerce, hafta, larca düşünmüş, nihayet kararını vermişti ! v« İmkânı yok, onunla yüz yü. ze gelip aşkını itiraf edemem. Mektup yazmalı.. ile Sabah, Oğle ve Akşam Her yemekten sonra günde 3 defa muntazaman dişlerinizi M_' fırçalayınız. A M ild Beyneimi.e. basketüol müşabakalarına davet İtalya barzketbol — fedarasyonu beden terbiyesi genel dimktör - lüğüne müracaat ederek, Bulga - ristan, Mısır, Macaristan, Türki , ye, Yugoslavya, Yunanistan, Ro- manya ve İtalva milletleri ara - teranüde vesile — olmak “*'—#;î:ı_/ _ sında maksadiyle bir basketbol müsa - | bakası töortib oedildiğini bildirmiş. tir. Ünümüzdeki mart ayı içinde yapılması düşün'ilen bu müsaba- kalar “Şerk kupası,. adını taşıya- cüktiır. Bu münasebötle bu milletler arasmdaki #por münetebetlerini düzeltmek ve — sıklaştırmak için de bir spor koöngresi akdi teklif edilmektedir, P Bu sene de mektebler arasm- da geniş mikyasta spor müsaba- kaları yapılacaktır. Mekteblerin spor öğretmenleri maarif direk. törlüğünde toplanarak bu söne - nin fik&türlerini hazırlamışlardır. Bu fikstürler göyledir: İstanbul * İstiklâl, Sişli Terak- ki . Boğarziçi, Cumhuriyet - Bö - ğaziçi. Kandilli Boğaziçi, Kan - dilli - İstiklâl, Çamlıca - Cumhu- riyet, Erenköy ; Çamlıca, Kan - dilli » Cüumhuriyet, Cümhuüriyet - İnönü, Erenköy - İnönü, Çamlı - işli Terakki, Erenköy - Bo- Baziçi, Çamlıca - Boğaziçi, İstan - bul - Cumhuriyet, Çamlıca - İz, tiklâl, Kız muallim - Şişli terakki, Bu teklif alâkalı dairece tet - | kik edilmektedir. P-eonköy - Cumhuriyet, Erenköy . Şişli terakki, Şişli - İnönü, İs - tanbul » Bağaziçi, Kandilli, Bo . ğaziçi, Kız muallim - Çamlıca, İstiklâl - İnönü, Kız muallim - Cumhuriyet, Kandilli. . Çamlıca İstanbul - Çamlıca, Erenköy - *İstiklâl, İstanbul - Erenköy, kız muallim - Erenköy . Boğaziçi, İ- nönü - Çamlıca, Bu suretle öon kız İisesi bir se- ne zarfında biribirleriyle 42 maç yapacaklardır, Bu fikstürün ta - rihleri birkaç gün içinde tesbit e. dilecektir. Kızlarla beraber bu sene er - keklerin de yapacakları futbol ve voleybol fikstürü tanzim — edilmiş fakat tarihleri henüz tesbit edil- memiştir. Bu macların tarihleri bu hafta içinde yapılacak bir top lantıdan sonra tesbit edilecektir. Meklenler aıasandaki' sor müsabakaları İlkslürü hazırlarıdı Ga.aıasaraı spor klubü kongresi Galatasaray — spor klübünün kongresi dün klüb binasında topr lanmıştır. Ali Saminin riyaseti altmda toplanan köngre, fevkalâde sami- mi geçmiş, senelik raporlar itti . fakla kabul edildikten sonra ye- ni iİdare heyeti seçilmişstir. Yapılan seçimde Şedat Ziya rer is, Tevfik Ali umum! kâtib, Ad- nan veznedar, Adil Yurdakul mu, hasib, Mehmet Leblebi teknik a- zalıklara intihab edilmişlerdir. Düzeltme Dünkü spor sütunumuzda (1964 senesinde şu spor havaditlerini duyamaz mıyız?) başlıklı yazının Üzerine (şaka) klişesi konacaktı. Yanlışlıkla — unutulmuştur. Özür dileriz, | İşte şimdi kahveye bu kararı dolayısiyle ve mektup yazmak, için gelmişti. Fakat heyhat!. Mektupla aşkını itiraf etmek te kolay bir İş değildi. Bir türlü cümlelerini toparlayıp kâğıt Üs. tüne dökemiyordu. Zihnini yo. ruyor, okuduğu aşk romanların. daki o güzelim mektuplardarn bir tekini bile hatırlamryordu. —Ne yapacaktı?. Güzideye aşkını bildirmek için mevcut yegâne imkândan da is. tifade edemiyecek miydi?. Fevkalâde müteessir ve kendi, ne karşı hiddetli idi. Sıkılmasa oracıkta, herkesin önünde hün. gür hüngür ağlayacaktı. Önün. deki kâğıdı hiddetle buruşturdu, Atacağı sırada hokka takımının üzerinde duran buruşturulmuş bir kâğıt, daha doğrusu bir kâğıt. ta gözüne ilişen iki kelime dikka. tini çekti!: “Küçük hanım...,, Merakla, fakat fazla ehemmi. yet vermiyerek kâğıdı aldı, Açtı ve daha ilk cümleleri okur oku. maz sevincinden çıldıracak gibi oldu. İ Bu bir ilânı aşk mektubuydu. Yazan adam müsvedde yaptık. tam sonra temize çekmiş ve bu müsvedde kâğıdını buruşturup hokka takımının yanma dalgın. İrkla bırakmıştı. Salim Atılgan artık tereddüt etmedi. Daktilo kıza aşkını — bil, dirmek için bu mektup müsyed, desini kopya etmekten başka ya, pacak şey yoktu. Temiz bir kâğıt aldı ve yaszmağa koyuldu, Mektubu bitirince imzasını at, tı. Mektubu zarfa koydu., Zarfın üstünü yazdı, Sonra garsona kah. ye parasını vererek dışarı çiktı. Yarım saat sonra Bayan Güz'. de öğle yemeği paydosundan da. ireye döndüğü zaman daktilo makinesinin Öönünde, Üzerind: kendi ismi yazılı bir zarf gördü. Açtı ve içinden çıkan mcktubı göz gezdirdi. Salim Atılgan, kapı arkasında gözünü anahtar deliğine uydur. muş, cür'etinin vereceği neticeyi endişe ile beklemekteydi. Kor. kuyordu. Daktilo bermutad kaş, larını çatacak ve mektubu hid. detle yırtıp atacaktı. Lâkin beklediği gibi olmadı, Güzidenin dudaklarında bir te, bessüm belirdi. Öyle tatlı, S€. vimli ve cesaret verici bir tebes, sümki atılgan, hayatında ilk defa soy adına lâyık bir atılganlık gösterdi ve kapıyı açarak içeri girdi; — Okudunuz değil mi?, GCenç kiız. gülümsemekte de. vam ediyordu. Salimin cesareti büsbütün art. tı! — Sizi sevdiğimi artık biliyor. sunuz. Ben siri... Güşide onun sözünü keşti; — —-Üüze| ama, dedi, siz bana bu mektupla aşkını ilân cden Ü, çüncü erkeksiniz. Evvelâ mü. meyiz bey bu mektubu gönder. mişti. Sonra bizim hademe Hali! mümeyiz beyin mektubunu nerç. den bulmuşsa bulmuş, ö kopya etti. Ayni kelime ve cümldelerle bana mektup yazan üçüncü er. kek te sizsiniz. Vallahi Salim Bey, ben bu işi oldukça komik buluyorum, Öyle değil mi?, Zavallı Salim, izahat vermek istedi. Fakat kekçelemekten bas. ka bir şey yapamadı: — Güzide hanrıma, bilsenir.. Bi' seniz Güzide hanım ben.. yani | gey Daktilo kız, ona mektubu uza' Hi — Buyurun, siz de kalsın.. Bel ki başkasına da lâzim olur. Nakleden: FM.