14 Ekim 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Simav havyarları Kütahya, 13 (A. A.) — Simav gölünden mühim miktarda İmtih- sal edilmekte olan havyarların Secelt göklide imsli Üçin Viayetçe | © mütehassıslara tetkikat yaptırıl- müaktadır. —- dim, Hulâsa ben de odundan yapıl - mış değildim. Ümit etmekte hak. Irydımı. İnsan zaten ekseriya ne olacağını bilmeden bekler; ümide düşer. , Bir akşam kameryede her üçü- müz kahve içiyorduk. Yemekte Zevç gine muvaffakiyet- lerini anlatmıştı. Kadın da bu ha. tiratr nakil için kocasına hayli yardım etmişti ve şimdi kocasının bu- sadakatsizliklerinden sanki bi- raz sarhoş gibiydi. Derken zevç, pek acele bir mek- tup yazmak mecburiyetinde oldu. Bunu söyliyerek, beni evvelce sab. rmı tüketmiş olduğu güzel karısile yarı karanlık içerisinde yapayal - nız birakarak gitti. Benim yerim. de siz olsaydınız ne yapardınız? Oturduğu kanapeye baktığım za - —man kadının biraz toplanarak ba. na yer açtığını gördüm. Tabil he. men kalkıp yanına oturdum. Fa. kat bütün istediği buydu. Daha i- lersine gitmeğe katiyen müsaade etmiyordu. Taarruzuma hiç ümit etmediğim bir mukayemet güster . di. Sabretmemi, bir müddet daha intizar lüzumunu taysiye etti. Ah, neye intizar etmemi taysi- ye ediyormmuş, biliyor musunuz? Kocasına.., Filhakika, zevç, ya - vaş yavaş yürüyerek kameryeye gelmiş, birden içeri girmişti. Ka « rışına yaptığı bir baş işaretile de- —« mek istiyordu ki: “Bu münasebet. — siz herif her şeyi yanmak cesareti- Genç kadın benden nefretini gös teren riyakâr bir tavırla: “Evet!” dedi. Erkek, bunün üzerine karıszını kolundan tutarak çıkardı. Ve mt . rıldanarak uzaklaştılar. Gece, gürültüden bir saniye bi. le uyuyamadım. Ertesi gün pansiyondan gidiyor. lardı. Koca, o basit ve siyah tav - rile beni tanımamazlığa geldi. Fa. kat kadın dışarı çıkarken bana, tatlı bir hatrra gibi, güçük bir te. bessüm gönderdi. Bu tebessüm pek | mütevazı idi. Biçare kocasının muhabbetini celp ile Mmuvakkaten olsun aralarındaki sulhü temifn i. çin kurduğu tuzaktan dolayı af diliyordu. Şişmanlıktan — zayıflamak, ten daha güç olduğu için, şiş- matların derilerini kaldırrp altındaki fazla yağları şöyle- ce kazıyarak temizledikten sonra tekrar kapamak ve . ö vakit deri buruşuk kalsa bile « şişmanı şişmanlıktan — kurtar- mak eskidenberi — bazılarınm aklına gelmiştir. Bir aralık - yeni değil, iki asırdan ziyade oluyoör « Paris- te bir operatör kasık çıkmasına karşı ameliyat yaparken, hastaya şişmanlık veren fazla iç yağını çıkarması Üzerine şişmanların hepsine ameliyat yapar diye - kendi istemeden- meşhur olmuştu. : Bu şöhreti işiden bir şişman Felemenkli kendine de a- meliyat yaptırmak üzere bir arabaya binerek yola çıkar. Parise yaklaştığı sırada, arabası kırıldığından Holayı yoölün kenarında kalmış bir kibar fransıza rastlar. Şişman adam da kibar tabiatli olduğundan ötekini kendi arabasına alır ve yolda . tabii - Parise niçin gittiğini ona anlatır. O zamanda da Fransa şimdiki gibi harp halinde oldu- ğundan Felemenkli Parise bir otele yerleşince, kendisini ca- sus diye yacalayarak hapse tıkarlar ve öorada sadece ek- mekle sü verirler. Şişman adam yolda ahbap olduğu kibar Fransıza Üstüste mektup yazarsa da ilk zamanlarda hiç bir ses çıkmaz. Nihayet iki ay geçtikten ve şişman epeyce za. yıflatdıktan sonra onu hapisten salrverirler. Bu iyiliğin ah- Şişmanlığa ameliyat zengin olup ta züğürtlemek- - Yazan Or. G. A, enun yanına koşar. Fakat ahpabı kendisini görünce gü- lerek: — Sizi, berm zayıflatmak için hapse koydurdum, der, çünkü şişmanlIrktan zayıflamak için ameliyat pek tehlikeli- dir. Açlığa dayanarak zayıflamak daha emniyetli usuldür. Böyle yapmakla hayatınızı kurtarmış oldum. Dostluğumu. za elbette halel gelmez.. . Vakıa ameliyat yapmak yakın zamanlara gelinciye ka- dar, mikropların işe karışmalarından dolayı daima tehlikeli bir iş olduğundan şişmanlara yapılan ameliyatlardan da ha- yırlı netice verenler pek az olurdu. Şişmanları zayıflatmak lüzumlu olunca emniyetli usul daha ziyade, büsbütün sade- su ile ekmek perhizine değilse de az yedirerek eritmek usulü olurdu. : Bu zamanda da şişmanları az yedirerek zayıflatmak u. sulü gene vardır. Fakat sişmanlık daima lüzumundan fazla yemekten ileri gelmez. Şişmanların bir çoğu hormonların bozukluğundan dolayı az yeseler de zayıflayamazlar. Böyle- lerinin bazılarına hormonlardan ilâçlar fayda verir. Şişman- lardan bazıları da zayıflatmak istenilince birdenbire eriyi- verirler. Bunların zayıflamaları tehlikeli olur. Çünkü onlara şişmanlık verem hastalığına mukavemet için lüzumludur. Şişmanlığa karşr ameliyat bu zamanda gene yapılır. Fa. katbütün vücudda yağ tabakası toplanırsa ameliyat yapmak, tabif hatıra gelemez. Ancak vücudun bir tarafmda toplanan ve vücudun güzel endamına halel getiren fazla yağlar ame- liyatla çıkarılır. Meselâ bayanların göğüslerinde toplanıp göğüslerini fazla sarkrtan yahut karınlarında topla- narak karnı büyütüp hem de düşüren yağlar çıkarılır. Şim- di ameliyat yaptırmakta tehlike pek az, hemen hiç olduğun. dan, böyle fazla yağları çıkarmak için yapırları ameliyatlar * pabmdan geldı*mı sanarak teşekkür etmek Üüzere hemen pek iyi netice verir, hem de onlara güzellik ameliyatı derler. Gece Beyoğluspor bu —akşam Taksim stadında karşılaşıyorlar Şişli Norlür gazetesi tarafmdan ko- nan bir kupa İçin Beyöğlüspor . Fenerbahçeliler Demırsporu iki maç için İstanbula davet ettile” Fenerbahçeliler 29 - teşriniev- velde Ankaranm Demirspor takı- mmtı İstanbula getirtmek için mühâaberede — bulunmaktadırlar. Bu teşebbüs kat'i şeklini almak üzeredir. Demirspor - İstanbulda biri Fenerbahçe ile olmak üzere iki maç yapacaktır. maçı Şişli takrmları bu akşam Baat 21 de Taktim stadında karşılaşa- caklardır. Maç husu&i mahiyette olduğu için tam kadrolarile çıka- cak olan bu iki ezeli rakibin na netice alacağı taraftarları arasm- da merakla beklenmektedir. Bu maçın çok heyecanlı olacağı şim. diden tahmin edielbilir. (Fener - Beşiktaş yarın Kadıköy stadında - karşılaşıyor Yarın şehrimizin dört stadımda da lik maçlarma devam edile. Yarmki maçlarm en mühimmi Kadıköy stadımndaki Fener - Be- şiktaş karşılaşmamıdır, Her iki takrm da yarmki maç için en kuvvetli kadrolarile çık- maya karar vermişlerdir. Fener takrmında şu şekilde ufak bir ta- Balkan güreş Ankara, 13 — Birincikânun a- yının son günlerinde Balkan güreş birincilikleri için müsabaka yapılmak üzere güreş Ankarada | birincilikleri federasyonu tarafmdan — teşeb- büslere geçilmiş, Rumen, Bulgar, Yugoslav ve Yunan güreş fede - rasyonlarına mektublar yazılmırs. tır. dilât yapılacağı söylenmektedir. Esat ve Fikret forretten haf hat tma almacak ve bu suretle Meh. met Retat oynatılmıyacaktır. Beşiktaşlılar da Hak'tkıyı bu maç için İstanbula — getirimişler- dir. Güntün ikinci mühim maçı da Taksim stadmda yapılaşak — olan Galatasaray - İatanbulspor maçı- dır. Geçen hafta Beşiktaşa ancak 3.2 yenilen İstanbulspor takt - nimm Galatasaraya kargı ne ne- tice alacağı merakla beklenmek- tedir. 394 »& JOZER BALSAMO YOZEF BALSAMO 7 ,395 fından olanlar ise kollariyle, o- müuzlarilye Tastgeldiklerini — ite. rek kendilerine yol açryordu. Jilber ne dört at koşulu araba, 'ne iki fayton sahibi, ne de süvari olduğu, Parisli olmadıktan başka amele sınıfından da bulunmadığı cihetle bu kalabalğın arasında, ayaklar altınıda kalrp — ezilmesi pek mümkün iken, Parisli bir âile arasına karışmasiyle artık bu tehlikeden küurtulmuştu. Delikanlı kolunu kemali cesa- ret ve hürmetle valdeye uzattı. Hala kendi kendine hiddetle, * nerek: — Çapkın, terbiyesiz, diye mı rıldanidı . Böylece yola koyuldular. Pe. der, kızkardeşiyle kızının arasın- da yürüyor, hizmetçi kadın sepe- ti koluna takmış olduğu halde arkadan geliyordu. Valde tatlı tatlr gülerek: — Efendiler, müsaade buyurtu- Nuz, efendiler lütfediniz, efendi. ler inayet ediniz diyerek yol a- çarak Jilbrle beraber geçiyordu. Böylece saray askerlerinin bu- lunduğu yere geldiler. Yeğen orada durmuş bıyıklarını bükü- yor, geleni geçeni seyrediyordu. Pederin şaptasiyle — verdizi İşaretleri gören çavus, arkadaşla. rırım arasınldarı bir yol açarak ai- le efradınımn bulunduğu yere gel- di, onları yerleştirdi. Bu iş bittikten Ssonra Jilber bunlara veda ederek ayrıldı, ve sık olmıyan kalabalığın arasından geçerek bir rhlamur azacının altı« na kadar geldi. Orada bir taş ü. zerine çıkarak beklemeğe başla- dı. ) Yarım saat sonra ila borular çalmağa, toplar atılmağa, büyük kilisenin çanı kemali azametle bu merasimi ilân etmeğe başla: mmıştı. ç D L L * U * - . —) ; Uzaktan işidilen âdeta derin bir gök gürültüsüne benziyen ve gittikçe şiddeti artan bir gü- rültü duyuldu. Jilber kulaklarmı kapamakla beraber, bu gürültü. den vücudü titredi. O zamanın âdeti olduğu gibi yüz binlerce ağız (yaşasın kral) Hiye bağrı - yordu. : OÖ sırada Bsirmaliı takrmlarla süslü, sıçrayıp kişneyen bir çok atlar şöse üzerinde sür'atle iler- lemekte idiler. Bünlar saray çavuşları, süvari hazsa askeri idi. Bu sırada bü- Yük ve fevkalâde süslü bir araba göründü. Jilber, bu arabanın içinde göz. sünün Üzerinde mavi bir kor" don, başın'dla süslü bir şapka 0- lan bir zatm oturmakta olduğu- nu gördü. Bu, zat kraldı. - Kralın müessir ve değişmez gözlerini, ve etraftaki halkın şap kalarını çıkarıp selâmladıklarını gören delikanlı bu - manzaradan dehşetle ürktü. Bu dehşet ve korku içinde kralt selâmlamak için başınldan şapkasını çıkarmağı unutmuştu. Başma yediği şiddetli bir yumrukla şapkasının yere yuvar- lanması üzerine kendine geldi. Jilber, yere düşen şapkasını aldıktan sonra başını kaldırarak arkasına bakınca — beraber geldi- ği ailenin yeğeni bulunan çavu . şun gülerek kendisine bakmakta olduğunu gördü, Çavuş: — Kralı selâmlamak için şap- ka çıkarılmaz mı?. diye sordu. Jilber, elinde şapkası ve kor ku içinde: — Mösyö, dedi, kralı ilk def: görüyorum. Selâmlamayı unut . tüm, Fakat bilmez idim ki.... Çavuş öfkeyle kaşlarını çata- rak: — Bilmez miydin diye sorkîu Jilber sevgilisi Andreyi gör- mek için pek uygun olan bu yer. en kovulacağından korktu. Kal- binde kaynayan aşk gruruna mâ- ni oldu: ' — Beni mazur görünüz, tı!ra. İryım, dedi.. Bunun üzerine çavuş sordu: — Parise tahsil için mi geldi- niz, mösyö”. Jilber hiddetini gizlemeğe ça. lışarak cevap verdi: — Evet, mösyö. , — Madamki tahsil için gel . mişsiniz, şimdiden bilmediğinizi öğrenmeğe başlayınız.. Veliahdin zevcesini de kral gibi selâmlar- lar, prenseslere de öyle, elhasıl üzerinde arma olan arabaları da selâmlamak lâzımdır. Armayı bi- liyormu sunuz, yoksa onu da tarif edeyim?. — Teşekkür ederim, mösyö, bilirim.. — Pekâlâ.. Kral ve maiyetindeki arabalar birer birer geçtiler. Jilber bun- lara o kadar dikkatle bakryordu ki, onu görenler budala zanne. derlerdi. | Her araba manastırın kapısına varklııkça orada dürüyor, içinde" kiler inerek içeriye giriyordu. Bu sıralarda Jilberin kalbini bğr âteş sardı, gözleri karardı, et- rafıni görmez oldu. Vücudu öy- le şiddetle titriyordu ki yere düşmemek için ağacın dalma tu. tunup asılmağa mecbur oldu. Çünkü beş on adım ötede, süs- lü bir saray arabasında, tekmil (Alemdar Sinem3'a “k'. : B'ğ4 LN —_W TU MA 5 Sinemmi Ingiliz rekabe Amerikalı yıldızla” düşündürmeğe baş” Uç İngilik aktrisi, HoliY' R| çevrilen filmlerde kadm İ7 , rauhakkak Amerikalı olmlİ etmediğini ve İngilizlerin / kalrlarla bu hususta pek “ kabete girişebileceklerini İ mişlerdir. Filhıhkı bu mev' ? Ğ en mühim üç rolü, <» da, bütün tahminler hiiml’ giliz aktrislere verilmiştir. E Bunlardan biri Mîıı'ıı.ı'dt Hn meşhur romanmdan ı filmdeki Skarlet Ohara ? ı ki, bunu Holivudlu yıldı | linden Viviyan Leyg kapfi İkinci hâdise İngiliz tnın '_ Herbert Vilkosun Holivudâ B y lip “Edit Kavel,, filmini Si mesidir. Umum! harbde B ıı da Almanlar tarafmdan ca$i” tj ye kurşuna dizilen İngiliz * b nmm hayatmı mevru olarak bu filmdeki baş rolü de gel (l İngiliz aktrisi Anna Nigl # V| Nihayet hiç tanmmamış M (5 | Ohara isminde bir İngiliz &” Vt mevzuu Viktor Hügo — eseff © ji alman “Notr dan dö pul»' d minde Esmeralda rolünü dö” etmiştir. Bu filmde Kazimüt” İ lünü de büyük İngiliz u-dıd Holivudlu yıldız!ıı- tikdt ı niş bir mahiyet alan İnzm* 'î'* kabetinden — endişeye dll 'ı— başlamış bulunuyorlar, İ &e Londrada harpt* sonra ilk film — '6. Londrada, harb ilânındaf ğ ra gösterilen İlk yeni film “ y ' istiva kadmı,, olmuştur. BU | F min baş artistleri Rober *” ile Heddi Lamurdur. Vakü * sız Hindiçinisinde geçmekte? Bi | Fransrz gazeteleri son 0 $İkç de sıkı olan İngiliz - sansür” bu filmdeki öpüşme Uk), müsaade etmesini gşayanı * hç bulüyorlar, Bu sahne beş “ B ıurmekîedir. Pa Holivut stüdyolar!” F; ziyaret | Amerikada, tatil vakitle''| İi Holivuda gidip sinema stüd)” ŞÇT nı gezmek, son zamanlardi , olmuştur. Sinema — payital” w bu işle meşgul rehberler bt | " epey de para kazanmağa | mışlardır. Bununla beraber ziyaretf gü stüdyoların her tarafı gezdi” | Ğ sanılmasın, Turistler üç 4 ayrılmakta ve bu smıflarâ — stüdyoları gezmektedirler. —4 Birinci smıf, yahut lüks F 4 ret ancak — tavsiyeli kim” mazhar olan bir nimettir. siyelerin de sinema : alâkadar müesseselerin 540" ) rinden verilmiş — olması $ (, Böyle tavsiyeli ziyaretçiler : yolarm her tarafmı, film G': a. yerleri dahi gezerler ve *7 j larda artistlerle beraber 4 yemeği yerler. K İkinci sımrf xiyaret, fıll“ " rildiği sırada stüdyoyu göY bir germekten ibarettir. Üçünecü sınıf ziyaretse * ( yu süratle dolaşmaktır. B? | film çevrilen kısımlara almMi 44 a Aşka Veda | Uçurum ŞEHİR TIYATR , Bu akşam 20- 30 Tepebaşı Dram * ı ROMEO — V - Komedi Kışmı: İKİ KERE İKİ? e —H HALK OPERETİ Bu akşam 9 da (Zır d'dm" zan: Yusuf Süruri RAŞIT RİZA E, SADI TE” TİYATROSU —< »u.! , 16 birincileşrin pazartesi — gi p mi (Uıküdır) Halede G“[p OYr.

Bu sayıdan diğer sayfalar: