, Hiemediğim dua Nİ ik dakikaya kadar ümit et » ümit etmek İstedik. Kö ha ehemmiyet vermiyor, Ni tarılması mümkün oldu” p her haberi, en salâhi- ğ KiMSelerder bile gelse nik- Rinleri sevinçle, (Oimanla mik. Artık olan oldu, or- İİbirlerine girişti, Avrupa Başladı. Bütün dünyayı sar- me olan bir yangın. Yal ? 'da bile kalsa gene çok i “külmez felâketlere, zarar- O İbeb olacaktı, ii me kadar sürecek bir ge- 4 7o0uz? 1914 te, bir Avru- Ru, Üç beş ayda biteceğ 3, Yordu; dört yıldan fazla vi İt nlarının yanlış çikmasi» Ml karşı da, kendi kendileri a “a gülünç olmaktan kork 4 kin bugünün “mütehassıs, iz mindere girişmiyor. Fa> ; vi #iale bir cevap arıyoruz. sali kendi kendimize sor- , 1 inikân yok...Karşılaşar Dek büyük; hiç birinin ça- iimesi, yılması kabil değil 3 1 de geçen seferki oOCihar i dür, belki ondan da fazla # a 4 ep Niçin çıktı? Önüne geçi KİS, değil miydi? Mademk li, SWününe geçilemezdi.Hiç harbi istediğine, sulhu İçin en küçük çareye da- ğına İmkân vere “İ“iy ; Harbin sebeblerini, me ima gelince o fayda- iy Yarımın tarihçisi uğcaş dinin sebebleri, mesul az söz mü eöylendi iy lü edüdi? Bütün o söz lar yeni bir felâket i ydi mi? İnsanlığın kade ki, , Yanlılarım'anankğ dedik fatalitd... Insan *X a, , 29 kadar fena bir şey o! İ Yor, harp Ozamanında ii Sİ, kuntları biliyor, harpte Iİ Saygörle büyük harplerde hiç İh la galebe çalâma iki tarafın da mağlü; ny yor, bildiğini söylü 7 rağmen gene harp açı e aklın, düşüncenin: dışında iş Bavaalamaz almıyor. Ölüm #İ gla anlayamadığımız 3i9i a eşim nevinden bir zaruret ini, Okuyorum, her satır i velünden dehşetli o'acığın : al bir dua iti İnanabilseydin N he Veya diz çöker, yalva im, Sada hiçbir taraf içir “im, Lehistan'da ölen 'da ölenler, Fransa'da e 18 ölecekler hep insan de v7 ', de hakları için, bak rd Dir şey için canlarını fe N mı?Hayır hiçbir tara' değiL, her yürek için son amet İsterdim, Sonra Mi Tanrım, kalblerimizder m kimseyi, kin yaymağı “> Kin insanı ölümden de daha çok o düşürüyor Bözler başka bir nura # * kitle kapanan karanlığa ifa açılıyor... p gliyorum ve kalbimdeki “ü Maya, inip bir ağlama ih: Un buhranı yok kir izde tn buhranı olduğu" i çiikün haberler alâkadarlar: | © Mmekteğir. ig # ah Nurullah ATAÇ a HABER-— Akşam Postası Almanyanm Çekoslovakyayı, İ- telyanm da Aravutluğu işgalinden sobra Fransız . İngilizlerin teca - vüze karşı bir mukavemet cephe- si kurmak teşebbüsleri Üzerine AL man matbuatı şu şekilde bir tera- n& tutturmuşlardı;: “1014 deki hatayı işliyecek de - iğilir. Bizim Führerimiz ne yapar yapar, etrafımıza çevrilmek iste « jnen çemberi kırar., Amavutluğun işgali de Alman gazeteleri tarafından, Balkanlara münhasır olmakla beraber, bu çem- deri kıran bir hâdise olarak karşı ianmıştı. Pariste Londra bu hâdi - seye mukabelede de gecikmediler, evvelâ Yunanistana ve Romanyaya garanti verdiler, sonra İngiliz - Fransız . Türk karşılıklı yardım anlaşması imzalandı. Rusya ile olan &on anlaşmasın- da da Almanya ayni gayeyi takip ediyor, Hitler de, Bismark da oldu. $u gibi, bir korku var: İki cephe- den harbetmek zaruretindo kal maktan korkuyor. Onun için, Al - man » Rus ademi tecaviz misakı i e şark cephesinin kuvvetini azalt- mak istemiştir, a Alman - Rus anlaşması siyaset Aünyasında bir yıldırım tesiri yaptı, Bazıları Rusyanın bu hareketini hi- Yanet telâkki ediyorlar, Böyle dü. #ünmek çocukluk olur, Çünkü Rus ya esasen İngiliz - Fransızlarla müttefik bulunmuyardu. Bilâkis bi- ti bir Avrupa harbi başlamadan ev. vel terketmesi daha iyi olmuştur Harb esnasında bırakıvermesi da - a feci olmaz mıydı? Bu beklenmedik hâdise OAvrups vasiyetine hâkim olan diğer âmil eri gözününden kaçırmamıza #ebet ılmamaldır. Berlin, Moskova ile çizllden gizliye müzakerelere de - vam ederken galibe Macaristanı da vitün tekziblene reğmen, Lehista na karşı plânları *atbik etmek gö *osile, bir müttefik olarak kendi ıarafma çekmiş bulunuyor. Son günlerde vaziyetin ciddiyeti arşısında, Macar hariciye narın Zont Osaky resmi mezuniyetini Al manya ve İtalya (lo temaslara has. etmiştir, Almanvanm, şimdiki rayesi Macaristam Lehistana karşı Hitler'in korkusu! O, iki cephede harp etmekten ürküyor Alman - Sovyet anlaşmasiyle şark cephesinin kuvvetini azallmaıx isteyen Hitler, Ma- caristan:da bir müttefik olarak kendı tarafına çakmiş bulunuyor Alman anlişmasm e Lehistan, şarkta başlıra güvendiği noktayı kaybetmiştir, Almanya, Maçaristanı da tama - miyle müttefik olarak kendi tarafı. na alırsa Leh ordusu İkinci bir hu- dudunu daha müdafsa etmek za - ruretinde kalacak ve müttefiki Ro. manya ile rebitası kesilecektir. Diğer taraftan, Macaristanla sı - kı bi ittilak yaptığı takdirde, Al manya Romen petrollarına el ata- bilecek bir mesafeye gelmiş ola . caktır, Romen petrollarınin da Ak manya için bir diğer ihtiras mevzuo teşkil ettiğini de biliyoruz, Netekim Almanya, son zaman- larda, Slovakyanm Macar hudutla- rma ssker yığarık Macaristan a - çıktan açığa tehdid etmiştir. Almanyanm bu hareketine karşı Macarlar nasil bir vaziyet aldılar? Şüphesiz, bütün Macarlar eski top- raklarını elde etmek gayesini gü - düyor. Yine şüphesiz ki Macarla - rm Transilvanyada, Slovakyada, Hırvatistanda gözü var. Buna rağ. men, yüzd: yüz Alman taraftarı o- tan bir akalliyete mukabil, Macar- atın büyük bir eksoriyoti Almanla &ı sevmiyor. Bu, asırlardanberi de. vam eden bir nefrettir ve on hâ. diseler Masarlardaki bu hissi daha küvvetlendirmiştir. Çünkü son hâdiseler, Alman ibtirasınm ne- *elere kadar varabileceğini göster. miştir. Diğer taraftan, Lehistana karşı varekete geçmesi Almanyanm Ma. saristanla dostluk siyaseti için bü. yük bir bata olmuş, Lehlileri dal- ma bir kardeş millet sayan Macar - ar bu hâdiseyi derin bir aksülâ « nelle karşılamışlardır. Alman . Rus anlaşmasının da Macar efkârrumumiyesi üzerine ak al tesir lera ettiğine hiç şüphe yok- tur. Zira, Eelakun devrindenberi, acarlar Sovyetleri en birinci düş- nanları telâkki ederler, Milletin Almanya aleyhindeki bu islerino kral nnibi Amiral Horty 16 iştirak etmektedir. Büdöpeşte “âkümetinin L&histana müteveccih vir siyasi ve asköori ittifakn gire fazla halde, ilk i miyeceği mühakkaktır, Zira, Macar »ükümet adamları, Lehistarm Av. Yeni açılacak oria mektepler Bu yıl Şehremininde, Kaba- taşta olmak üzere iki yeni orta okul daha açılacaktır. Şehremini yatı okulu direk sörlüğüne maarif müdür muavi” ni Rüştü tayin edilmiştir. Bundan başka #nuhtelit olarak <odrisat yapan Karagümrük orta okulu, erkek orta okulu, Fatih or. &a okulu bu yıl kı zorta okulu ola. rak tedrisata devam edecektir. Bütün bu okullardan başka ay- wea Üsküdarda bir dördüncü orta okul kurulması kararlaştırılmıştır. Bu okulun hazırlıklarına devam edilmektedir. Orta okullarda yeni talebe kay- dma devam edilmektedir. Lise ve orta okul direktörlükleri ayın on beşinde, maarif müdürlüğünde bir toplantı yaparak okulların bu yılki talebe miktarı üzerinde gö” tüşeceklerdir. Bu (görüşmeden sonra mevcut orta okullara ilâve olarak orta okullar açılıp açılmı « yacağı tesbit edilecektir. — — Maarif müdürlüğünde yapılan toplantı. Şehtimizdin ilk tedrisat mület- tişleri evvelki gün Maarif Müdü rü Tevfik Kutun başkanlığı altın. da bir toplantı yapmışlardır. Bu toplantıda ilk okullara yeni talebe kayıt işleri, okulların sınıf, bina ve öğretmen vaziyetleri etrâ- ında görüşmüşlerdir. —— Muallimleri burada bulunmıyan mektepler Alman ve Italyan okulları açılmıyacak Şehrimizdeki bazı ecnebi okul larr öğretmenleri tatil münasebe. tiyle Avrupaya gitmişlerdi. Al man ve Polonya harbinin başla - ması dolayısiyle ikmal imtihanla, İ cın yapmak üzere bu öğretmenler henüz şehrimize dönmemişlerdir. Bu sebeple yeni ders yık başın da bazı ecnebi okulların tedrisata devam'edemiyecekleri söylenmek tedir, Bunlar bilhassa Alman ve Italyan mektepleridir. Netice bir kaç gün sonra kat'i olarak anlaş" lacaktır. —— Alemdar köyünde yalı okulu ig — İnsan, terki diyar (eder mi hiç? Yad ellerde akıbetin nice olur â& benim nuru aynim övlâdım? Sen, beyhude yere Lelüşlanmışsn. Aldı- ğın malümata nazaran, bakkında şefkati şahane tecelli etmiş. Mazha, rı af olmuşsun! İlk vasıtayla dön. düğün takdirde terfi rütbe bile ©- decelımişein! Gel beni dinle de dok. tor bey oğlum, bu fırsatı fevtet - me! Müftü efendinin sözlerini hayret, 16 dinlemiştim, Vaziyet sarihti, Be ruttan firar ettiğim İstanbula bil. dirilmiş ve padişaha arzolunmuğtu! Böylece, Yıldız sarayı ile irtibatı o! duğu anlaşılan müftü efendi vasıta- sile ele geçirilmem için bir tuzak kurulmuştu! Gözümün önüne, o devirdeki kor- kunç şöhrellerinin tedaisile Fizan, Sinob zindanları geld. Titredim. Müfti efendiye: — Ne söyleseniz boş, cevabmı verdim. Hazret biraz daha ısrar edecek oldu. Fakat, baktı ki beni kandır. maya çalışmak beyhude: — Sen bilirsin doktor beyoğ. lum? Diyerek kalktı, gitti. Müftinin arkasmdan ben de 9. kağa çıkım. Çarşıda gezinirken, ahbablarrmmdan doktor Nuri beyle gitmem, Anlatan: Dr. NİHAT REŞAT BELGER, Yazan: SABİH ALAÇAM medi!,, diye söze başladı vo İlfi evirip çevirip İstanbula dönmeme getirdi, Fakat, muhatabı üzerinde mücssir olsnasmı gayet iyi bilecek bir tarzda konuşan müfti efendi, meler s5ylemiyondu, neler?! Bir ara o kadar sikümişim ki, göz yaşlarımı tutamadım. Fakat, kararım karardı, Müftüye, biçki - rıklar içinde: — Efendi bazretleri, burnds gar sonluk ederim, yine giimçm, de. dim! Müfü baktı ki olacak gibi değil, sözü: “— Aman evlâdım ağlama, beni de ağintacaksın!,,. Seklinde tatlıya bağaklı, caddeyi tuttu! Saatin 18 ya gelmesini iple çeki yordum, Nihayet, valinin karşısın. da arm endam eyledim. Bana, gü lerek yer gösterdi ve: — İngilizceyi nerede öğrendiniz? Dedi, ” Cevab verdim: — Hindistanda, Anlaşılıyordu ki vali, ingilizceyi, bir İngiliz şivasileo konuşmamdan hoşlanmıştı, Tekrar sordu: — Hündistana riçin gittiniz? — Veba tedavisi için etüd yap- karşılaşmıyayım mı? Hemen biri -İ|mağa, birimize #arıldık ve bir kahveye gi- derek konuşmağa başladık, Doktor Nuri boy, başımdan geçenleri din - ledi: — Kal burada birader, dedi, Ta, babetle pek âlâ geçinebilirsin. Doktor Nuri beyden ayrıldıktan Kıbrıs İngiliz vali pg retinde bulunmağa gittim, Genç bir deniz yüzbaşısı olan valinin yaveri, büviyetimi anlayınca homecn ma - kam odasına girdi, Döndüğü 2s- man: — Vali bazretleri, şimdi topla - nacak olar meclise riyaset buyura. cakları için ftizar ediyorlar. Fakat, yarın saat 16 da geldiğiniz takdirde memnuniyetle görüşeceklerini söylü YOR ye Dedi. O gün şebirde bir gezinti yap - tum. Fakat aklım hop İstanbulda, anamda, babamdaydı. Eğer kaçtı - ğun duyzeuşlarsa, benden bir ba - ber de alamadıkları için, şimdi kim- bilir nekadar üzülürler, diye düşü, alüyor; büsbütün kederleniyordum. Geceyarısı otele döndüm, Yor. gunluktan uyuya kalmışım! Ertesi sabah erkenden oda ka - pon vuruldu, Açtım, Yiue mühü Bu yıl mevcut yatı okullarına ilâ“) karşıma çikkmasın mi! veten Üsküdarda Alemdar köyünde yeni bir “Alemdar yatı okulu,, açıl masma karar verilmiştir. Yatı oku- Vu teşkilâtı tamamlanmıştır. — Hayrola efendi hazretleri? Dedim, Hazret: “.— Dün gece gözlerime uyku gir- tadan kalkacağı demek olduğunu disine karş; bir taarruzu helin viliyorlar. Bu şerait altında Almanyanın, Macaristan: kendisine müttefik o - *uröketlerinde bir Us olarak kul - |rupa haritanmdan silinmesi belki İlarak kazanmak için kuvvete mü- "anmak istediği aslaşılıyor. Rus - | Macar terikiilinin de tamamen or | cacaati kaliyor. Almanyanım, ken - Miki YAZ TATIL NE) İRMAMILEDE CAYMADIM AMA TAVUKLARI, KOVAC Macaristan Ümitsiz bir şekilde çar. pışacaktır, Fakat o zaman Lehis - tanm son derece büyük bir çiddet. le harekete geçeceği de muhakkak- tır, — (La tribame des Natlons) — Nerelerde bulundunuz? — Bömbayda, Kalkütaya, Hay « darabadda. — Ne kadar kaldınız? — On beş ay, — Peki, sonra? — İstanbula döndüm, Fakat et- kârı shrarane beslediğime dair Ab. dülhamid II ye bir jurnal vermiş - ler, Beri Berut bsstanesine hekim tayin ettiler, Lâxzin, Berula çan - ca da tevkif olundum, Bir arka - daşımın delâletiyle ve beş eltm ve- rerek kaçmanm çaresini buldum. Lamaksya çıktım, oradan da bura. ya geldim, Vali, maceramı merakla dinliyor. du. Bana: — Meseleyi pek kapal ve kuma geçtiniz! Dedi. Bunun üzerine, sefarethane kavasının tuttuğu srabayı, Faddal ve Yallahlı firarımı, kahve ocağın- da nasi bayıldığını, mandarina koklatan ve “mifuvaso, mifuvase,, diyen rumu sulattım, Vali, söyle » diklerimi, vakit vakit, tebessümle karşılıyor: — 0... Siz, adetâ bir ihtilâlelei. nizi, Diye gakalaşıyordu. Fakat, lAfa yükün çekince, gü suale muhatab olmıyayım mı? — Peki, ne iş yapabilirsiniz bu“ rada? Şaşkınlık (le “koppala” demişim. Bereket versin ki vali türkçe bü . miyordu! Hemen kendimi topladın: — Arzetmiştim, Sir! Bendeniz, doktorum, — Malüm, fakat ebeliktin anlar musmız? Bir müddet general Besim Öme- rin yanında asistan olarak bulun - muştum. Onun için, hemen müspet bir cevab verdim: — Evet! Lâkin, vali Jâfa inanan takim dan değildi. Tekrar sordu: — Yanmızda resmi bir vesika sar mı? — Diplomam mevcut, Fakat İs - tanbula yazar, hocam genersl Be. im Ömerden ebelikteki ihtisasımı teyid eden bir vesika gönderme « sini res ederim. Valinin yüzü güldü — Muvafik! O halde söyleyiniz bana, sizin maaşmız syda kaç İlra tutuyor? — Beş altın. Vali ayağa kalktı, gözlerimin tâ içine bakarak ölini uzatir: — Ben #izp on altın verdirece - ğim, ve hem de her ay! Dedi. ( Daha var;