. zaralarını aksettirir) MN iş keki iz A ABE kim Pöğlükğüi 4 1 ee e e ie ve eğ Kays eş YO ŞA inemâ HOLİVUTTA Zannedild ler ve stüdyolar değil, Şarl Buvayeve Diyana Dürben hır e fılm biter bitmez Bir arada fılm birbirlerile evlenme yok! Şarl Buvaye, Holivuttan izin alarak Parise döndü. Bu mü nasebetle bir fransız gazete. sine Holivuta dair düşündük. lerini yazdı. Buvayenin film. derini seven okuyucularımızın bu yazıyı da zevkle okuyacak- ları bildiğimiz için tercüme ettik; “On gelmemi; durmadan çok nutmadığım aşina simaları meğc başladım. Muhabbete pi Iblerin sesi: Jar arasında di ğım insanlar beni ll sekiz aydanberi Parise im. Daha tiren tamamen Z batıralarını w- gör. çar, beni sıkan kol. m. Tanımadı. mle çağrı * Bunlara csvap yetiştir. ğe gayret ederek i Paris, | tutlu bir sema soluktu. Fakat eşyamı götüren hamal, bana doğru yanaşan şolör, me rakla dönüp bana basen yolcu ve ben ayni topraktanız, ayni kanı taşıyoruz. Tuhaf bir talihim var.. Hoşuma giden, ruhumu okşayan yerlerde uzun zaman kalamıyorum.. “Kim sana mâni olu mu diye ceksiniz ? Vakıa hiç bir mâni olan yok.. Fakat insanm mukadderatı kendi elinde mi? Talihin çizdiği yol üzerinde yürümeğe mecbursur nuz. e i İtında renksiz ve Vakta Holivutta kendimi men. fada san:yordum. Mademki sine - macıyım ve mademki bu meslek yüzünden yaşıyorum, o halde mes leğim beni nerede bulundurmağa mecbür ederse ben de oradayım. Holivuttan bahsetmeğe imkân yok... Çünkü buraya cn azından © iki üç gazeteci iniyor. Bu” . dair yazılmıyan ne kaldı? Fakat bu yazılar kısa bir oturmanın mah sulleridir. Yanlış olduklarını Tddia etmiyorum, Ancak, şehrin dış man Sinemaya & dair yazdıkları, reklim müessese İerinin nerini İstedikleri masallar. Mart Ruvaye şehre ! İolarak İlar, dünyanın İ J'sından v0 igi gi seyircil çevirecekler; ancak. Billâr sesi! Diyana Dürbon... r. Bu teşkilât, cisinin en ufak tenkidini dır. Te Kez inema seyir. lerce bir çok yıldızlarla o muhitte yaşamış ve bizzat (oça- |Çinde sincma seyreden Çinli ço. Uışmış bir adamın bu İcuğunu güldüren sahneler gazetecilerin ogörüşünden farklı | Afrika zencisinin olacaktır. Dünyanm hiç bir şehrin | parçalar bu merkeze dert de insanlar, umumi hayat kaide | Çinli çocuğun veya Afrik lerinden müstesna olarak yaşaya. |zencinin mütaleast tanınmış b mazlar, Holivutu dünyanm baş. isin ücretini indirebilir ve ta- ka şehirlerinden ayrı, orada yaşa- | yanları öteki insanlara benzemez !bilir. göstermeğe çalışıyorlar , Halbuki orası ve orada yan * başka şehirleri hal- değildir ki benim gibi sene. beraber dinler? görüşleri, veya hoşuna gitmiyen nınmamış bir yıldıza şöhret vere Rejisörlerin yeni keşfettikleri yıldızlara dair olan masallara da çok inanmamalıdır. Dün bir figü- ran olan bir yıldız ölüuvermesi farklı Holivutun. esaslı bir kaidesi, &işmez bir kânunu mevcuttur: i ik İpi Yalnız san'atkârın bugün de. vi doksan nasıl Hiç bir film Holivut hattâ daha uzak yetlerde sinemalarda tecrübe edilmeden ev küçük Holivuta hâkim olan bir sınıf an vardır; Sinema seyircileri. Gazeteler, stüdyo sahiplerinin #ddetinden, rejisörlerin zulmün den, heveâlerinc tâbi yıldızl m vel halka gösterilmez, Bu ini korkutan arzularından İsinemalarda film derler. Burilar masaldır; Jolah halk bazan £ vut, en mütevari figüran -Jilânla dan, en kuvvetli film bi reisine kadar sinema seyircil yeni rine itaat eden etle dolu |mukabil zahmetiniz dağılan fisleri bir şehirdir. Holivut dünyanın, İdoldurmaktır., o Meccanen göste ber tarafında teşkilâtı olan mer *İrilen (ilm iht iriülki milyonlara mal civarında kücük “mağılağır . Fakat size ir film gösteriy sinema şirketi — Buna rüz yöl HÂKİM KİM ibi artisi- | halktır. dokuz halkın reyile olur, Bakınız |n3 e İvin Meyer — Aks | erdir var mı? Aktör yorsun Sinema için asil bu içük ve uzak sinemalara gelen lere dair pe düşün gibi sualler vardır. 21, ;metli olan kütle, Bu suretle bazan halkın i İsrec wle bir aktörü hatti bi çiranı çok beğendiği vaki olabilir. sinemaları. o yerinde in kendilerini r derhal yıldız mertebesi Klark Gebi, Metro Gold stüdyosunun İ 7 bir figüranı İken bir körük sinema i karanlık. | parlamıştır, sah'at şir Ikınm beğenmesiy en çıkmış Holıwut da mütemad'yen yemleşmek ıhtıyacındadır | Holiyvudun o bütün istidatlı ar- hiç te temadiyen 1 Hrm istleri toplamış elm. ır gönderere' (Devimi 10 uncuda) a, | köşesini süslesin diye yaptırdın 21 AĞUSTOS — 193 Kırklarelinin beyaz peyniri Dr. G. A. Peyniri yeyemiyt ler hattâ rinde — peyf görmeğe tahammül edemiye# ler vardır. Onları ayıplamam Udır. Çünkü bu hal, nerede geldiği henüz bilinmiyen, İ kat dok defa irsi şeydi Pe yemeyenlere yalnız # mak lâzımdır. Çünkü onlar p€ ıpr yememekle kendilerini * faydalı gıdaların birindi mahrum bırskıyorlar demek Peynirlerin hepsi * mâf larla yapıldıkları için - hazmı gayet kolay gıdalardır. Mide) girince onun hazım usaresi çıkarmasını tenbih ederler. Ont için leri hazmı bozuk olanlar bile kolayca hazmedebili ler. Gene mayalarından dolayı peynirler mideden sonra 54 saklara gidince orada başka gıdaların tefessüih etmesinden bi sıl olan gazlara mâni olurlar. Bundan dolayı peynirleri barsal ları hasta olanlar da yeyebilirler. Hattâ barsakları bozuk, İ hale tutulmuş küçük çocuklara peynir yedirir! Peynirlerin terkibinde diyartaz bulunduğu için, gıdalâ la gelen azotlu, yağlı ve şekerli maddelerin vücuda yarayâ cak hale gelmelerini kolaylaştırırlar. Onun için yedikleri Y' meklerden istifade edemiyerek zayıfla başlayınca semirmeğe başlarlar.. Peynir bütün yemekler İŞİ bir maya olur demektir, Peynirlerde şekerli madde hemen hiç bulunma şeker hastalığına tutulmuş olanlar için ehemmiyetli bir gij olur, .Yazan: öni bir m | Ğ nlar peynir yemel Bizim memleketimizde yapılan peynirlerle Avrup memleketlerinde yapılan peynirlerin vitamin bakımından tef kikleri henüz yapılmamışsa da Amerikalılar kendi yaptıklsi peynirlerie Ingiltereden aldıkları peynirleri tetkik etmişl€ «le A vitamini, bazılarında hem A, bem de B vitamif lerinden ehemmiyetli miktarda bulmuşlardır. Vitamin miktarının peynirde cinsine göre değişme tabi isede yüzde A vitaminin en az 1700, en çoğu 5000, B vitaminin miktarı 60, B2 vitamininin miktarı da 40 ile 200 öl gü arasındadır, Bu miktarlar haylice büyük olduğu gibi ba$ ka memleketlerde yapılan peynirlerde de vitamin bulunmi ması İçin bir sebep hâtıra gelemez. Madenler bakımından peynirler, sebzeler ve yemişler kâ dar bereketli olamazlarsa da bir çoğunda, en lüzumlu on iK madenin sekizinden az çok ehemmiyetli nisbette bulunur. Tuzlu peynirlerin tuzu da vücudumuza pek lan bir maddeyi bol bol temin eder. Peynirlerin insanı beslemek kudretine gelince peyfi insanı etten daha ziyade besler, Meselâ bir kilo etin kemiği ve yenilemiyecek yerleri çıktıktan scnra ondan ancak 1009 kalori alınabildiği halde bizim peynirlerin en yağsızları bil bir kilo da 2000 kaloriden ziyade verirler. Yüz gram hesabiyle - bugünlerde en ileri sırada bul! nan - Edirnenin beyaz peyniri 303, Kırklarelinin beyazı 34 kalori vgritler. Kırklarelinin kağarpeyniri, tabii daha kuvve! li, onun yüz gramı 412 kalori getirir. Yurdumuzun başka taraflarından çıkan peynirlerden, İ kin beyaz peynirler, hepsi yüz gram hesabiyle İzmir 264, K# racabey 400, tulum peyniri 299 kaleri., Şimdi mevsimi geçmi olmakla beraber, gelecek sene için İüzu! vr diye, hat” vuzda kalırsa, Dilpeyniri 290, Çayırpeyniri 253, Kirlihanı” peyniri 247, Lor peyniri 202 kalori. Kaşarpeynirlerinden ; Balkan kaşarı 984, Bursa kaşs"' 429, İzmir 415, Karadeniz kaşarı 418, Kars kaşarı 425, K# Gratyera peyniri 432, Kars Krem peyniri 358, Çerkes peypifi dedikleri 553 kalori, Bu hesapça en çok kalori vererek en çok besliyen Çer kes peyniri denilen cins peynirdir. Fiyata göre besleme kuğ” retini hesap ederseniz, en ucuzu Kırklarelinin 2 pe” niridir. Ön kuruşa 700 kalori satın alırsınız ve &kmektiz olâ" rak yeseniz bile bir günde size lüzumu olan kalorinin dörtt€ birini onunla temin etmiş olursunuz. En kibarı da Kars Krem peyniri: On kuruşa ancak 90 kalori. lüzumlu İ — Bu makine mi? Hir bir işe yaramaz.. Fakat fabrikanın — Fransız karikatü