EE | | | | mmlik SA ahudi Ibrahim Bursa kapi calarını almak istiyordu ge Bizim ağa olunca elbet yeti - Nr” “ 9 yana kasavet çekme Kn hemen oturdu. Sürat, © İbparatorunun has göz - olan ve İmparatorla a. mMuhabereyi temin eden iş, Sidi: esriyelerinden bir Gi - ? hiza imparatora bildirecek Yazdı, », Mi bu mektubunda Afrodi- > o Yakalattırıldığnı ve taş, SÖTMek Üzere haşmetli im edileceğini, bunun Çatalağıma O ömniyeti | a Küandarmda bir kof as- X, silmesini bildiriyordu. m mektubu İnes bir mu, , 3 Sararık balmumile her ts- iy, MÜürledi ve İbrahime w- “ a Pratim? seni göreyim! Bu Sy, © YİNE o senin gizli ve on Maltinla izine gönderi. Bu gi rattak olursik senin de Değ Yapacağım!. » tag İbrahimin Malhatumdan Maş, Bursadaki kaplıca hamamla- & © Kendisine tahsin olunmasıye İbrahim, romatizmalarmı a dağ için bem şifası i, de bu hamamlara bütün nn gösterdiği rağbe - iç, edeceği servete gör dik Sa Bursa hamamlarının ken- İş, * olmasını istiyordu ki mite-| ve haris tabistir ha- Mühatunun ayaklarma ? ng, *teklerini öptü: 1.. kölenizi ihya Ma- 1. Velimimetimşiniz?,. Bap IR bu baris ölişinin heye, iylediği bu sözlere gülüyor) KA, hadi, Sem çabuk işi ihu merak etme!,. Sey yok!,, bulün arzetmek için etek- iş, A3Tetile eğilmek istayines, vıy, lanmış, teker bokmak Skmaştz. kendisini tutamadan ke ğun bir defn daha ny üzünle gördü. » Köyg akları kinle buruğtu ğ Kendine mırtldandı: 1, tefer ölüm onun payı dağa Takibesine karşı er son Bg, RÜkemmel surette hazır- iy Mniyoçi içinde bırekıp bir üne Karşmakta olmu hâdi- yila, ümile habersiz bir ba) iç evvel İmiğe mdeğru NA Mir “lan Mirayı takip ede- İMliğ *İ. tabii, Arvoditinin gön. Mek At, tübü almamıştı. kan İanikten bu kadar sü May “8 Yere gidebileceğini ak - mezdi. Binaenaleyh sür öldürücü kinle İriğe bir an evvel (lir gelmez, yanmdeki adamlara vasıl » olmaktan başka birşey dü-| kele kapımı (o divarmdaki (Palyam sünmüyordu. | Buli - Eski Kasaba) denilen yerde O mümkün olsa, Bursa ve İznik | istirahat etmeleri emrini verdi. i Yanma yalniz iki kişi ald. Met- hali bulur bulmaz Miray bu adam- lardan birini gönderip bepsine Miraya kalsa İzuik kaleleri dişm | haber verecek, onlar bulunduğu ye. da bulacağına emin olduğu giziilre geleceklerdi. yoldan gündüz bile girecek ve su Gregorlus melununu küpe gündüz |. kağırmağa teşebbüs edecekti, h Pakat tam kalelerinin önüne gel- diler, Miray böyle delice bir teşeb büsten vazgeçti, fikrini değiştirdi. Şehre girip nazarı dikkati celbet| meği de muvafık bulmadı. Esasen kale dışımdaki gizli yolun ağzmı (bulmak icin hayli zaman aramak dn lâzmi geliyordu. Miray Tantik Kalelerinin önüne Ze (Devamı var) —ş————>>——— A am, e mucize olma İşi böylece kararlaştırdıktan #on- yanıma aldığı iki kişiyle kale dışındaki methali aramaya koyul - İ Miray evvelce Bizans sarayında bu methalin plânı ve harltalarmı mükemmelen öğrenmişti. Fakat a- razi Üzerine gelince (hafızasındaki pin ve haritalara göre yerleri bul mânm hayli güç olduğunu gördü. Saç eksiri Komojen Saçları besler, köl- lerini — » kuvvetlendi. rir, dökülmesini ön. ter, kepekleri giderir, İngiliz Kanzuk Eczanesi Beyoğlu — Istanbul PLANŞ 64 6. ARICININ İŞARETİ (markası, arıların malı olduğunu belli etmek için) 6. F: le signe du tailleur de rurho (la margue de pro. | pritö) dans İarbre 6. İ: the bee , kecper's mark of owner , #hip on 180 beehive tree (Ai das Zeidelzsichen (Figentumszeichen) Bienenbaum Tüche . İs the bse - tant , İs the kit ( the honey : la corbel the bask 7. ARICININ MUAVİNİ 7. F: Vâlde m, du taüleur de | Senelik koğsn Fı Rucher ves or Hives A: Versiteter Bien: 1. KOĞANLIK (birkaçı bir || b ihe doo; arada) İ a koğan (fanus biçimi) | b koğan deliği j 1. E: le rücher 8 la ruebe (la vuche en sioehe) h is'rou de vol 1. b tbe bechive stond (an apiary/ s tbe stiraw , hive (the skep) korb) b koğan İ © çengelli 384 > MADALYON — Baş: tarafı dünkü sayımızda— iv Uyandığım zaman gece ölmüş- tu. Duvarda aşılı küçük lâmbayı yakmışlardı. Etrafa ginen ilâç ko.| kularından kurtulmak için kafktp pencereyi üçtm. Dışarda hafif bir yağmur vardı. Toprak kokan rütubetli bir hava odayı doldurdu. Bu sırada kapı aralandı. Başımı çevirdim; mavi gözlü hemşireydi: — Uyandığınızı duydum da.... Nasılsınız yüzbaşım?.. diyordu. — Teşekkür ederim. Ya «j7... Her halde çok yorulmuş olmalısı. TUZ. Halsiz halsiz tururken gülümsiyordu: — Bitüm, yüzbaşı bey... | Heyecandan, telâştan, yorgun- | luktar sapsarı kesilmişti. — Yaralı pek mi çoktu Neri. İman hanım? — Sayılamıyacak kadar.. Bu. gün dehşetli bir meydan muhare- si olmüş,. Neticesiz bir dövüş. yalnız, her iki tarafta da müthiş bir zayiat varmış,. Yaralının arka- sını hâlâ alamadık.. Ameliyat oda. sı harp meydanma döndü. Her yer kan işinde. Bir tarafta elbise. siyle, dolağiyle, ayakkabısiyle ke- silmiş bir bacak.. Bir köşede vü- cudundan ayrılmış bir kol. Sustu. Gözlerini yumdu. Biraz sonra devam ediyordu! — Fakat beni en çok üzen, son getirdikleri yarak oldu. Bu bir ka. dın, yüzbaşım.. Bir hastabakıcı hemşire... Anlatıyorlardı: Harbin en korkunç bir zamanında yaral. lar arasında, siperler içinde korlku- suzca dolaş'yormuş. Hav&dan dü- şen bir bomba ansızın yanı başın jda patlamış. i — Ağım. Diye sordum, — Bir kaç saatlik ömrü var!.. Diye cevap erirken gözleri ya. şariyordu.. bir iskemleye o- İ | | İ Belki ondan şimdi iyi bir haber| mastor's ossje, , A: der Zeldleegehille BAL GERDELİ F: le cnvesu â mlel the tub) fot A: die Henigbütte PETEK SEPETİ ille â rayons et for the honeycombs A: der Wabenkorb ann& İl: Old . Fashloned Beeni- rway (the entrance) 1 A: der Bienenstand a» der Bissenkerb (Stülp- b das Fiugtoeh OĞUL TOPLANMASI a oğul sürüsü (salarmı) sırık (sopa) İİ 2. #: ia cucillette (la röcelte) bekliyen ihtiyar bir ana baba, bahtsız bir koca, belki bir kaç roi. nimini vardı, Yahut ta kimbilir, belki bir nişanir. M Hafif bir tıkırtı ile uyandım ... Kapın vuruluyordu.. Koridordaki sâat gece yarısını çalıyordu, Kalk tım, kapıyı açtım. Mavi gözlü mşire, ağlayarak odama girdi. — Neriman hanım, ne oldunuz? Yeralı kadın öldü mü?, Omuzlarımı tutarak yüzüme, gözlerime baktr.. Dudaklarımı 18- rıyor, hıçkırıklarını boğmağa uğ- raşıvordu. Birdenbire, avucunda gizlediği ufak bir madalyonu uzattı. Ayşenin madalyonu! Sarı işi. ğın yaldızladığı bu wak miadal . yon nişanlımındı... Boğazım kurü- du. Dişlerim kenetlendi. Başım zonkluyor, kulaklarım uğuldüyor, bacaklarım titriyordu. Yaralı kadın, Ayşe miydi?. Kolumdan tuttu. Kapıdan çk- tuk. Koridorun Sbür başına kadar yürüdük, Bir odaya girdik. Ölü bir ışık.. Duvar dibindeki karyo, lada, başı sargılar içinde kaybol. muş bir yaralı yatıyor. Ayşe bu mu?. Dostuyla kaçan Ayşe bu mu?, Başucuna diz çöktüm. Ağlıyor- dum.. Zavalh Ayşe... — Cebinde bir mektup bulduk, « diyordu, Neriman - üzerindeki adresten size olduğunu anladık. Buruşuk, kanlı bir zârfin. Me rakla açtım. Neriman hanım lâm. bayı getirdi. Silik, çarpık yazıları güçlükle skulum: “Sevgili Murad... Diyorlar ki, bugünkü harp pek dehşetli olacak muş. Kimbilir, barp bu, belli el maz.. Belki bir daha biribirimizi | göremeyiz.. Ne olur me olmaz, di. ye şu bir kaç satırı kafalamak lü, zumunu duydum.. Bir top mermi» mezse eline geçer. PLANŞ 59 d tbe roll or kmes-roli e the pad 1 and 2 riding saddies (side . saddie > a wo- man's saddle) A: die Pritsche (der Eng- Bsehe Sattel) a der Süz b der Sattelknopf e das Seltenblatt d dis Pawsche © das Sattelkissen *, MAHMUZ a pofin mahmuzu b çizme mahmuzu (süvari | binici mahmuzu) | 4. F: Fiöparon m. | a Vöperon m. â polinte İl b Yâperon m. â la eheva- Töre the spur (rowel w the wheel with sharp polnis at the end ol the apur) a the serewed jeck spur b the strapped jsek spur Uspur - leather or spur- wbaoz — the strap by which tbe spur is fnate- ned to the boot) 8.b: Ayrılık gününü hatırlıyor su. sun Murad” Seninle beraber har- be girerim; yaralıların pansımanı- sı yaparım; icabında düşmana si, Mih ta atarım!,, dediğim zaman bunu küçük Ayşenin yeni bir bop- palığı diye telâkki etmiştim. Sö: de bunlar, benim gibi sska © bi İstanbul kıznm beceremiyeceği büyük işlermiş. Nasıl da istibğağ la gülmüş, âçıktan açığa alay et- miştin!., Ne kadar gücüme gittiğini bilemezsin Murâd... 'Tam altı ay sonra, tahammül e- demedim. Bir gün gizli bir teşki. lâta müracaat ettim. Türlü kıya- fet ve hilelerle Anadoluya geçe rek milli orduya katıldım. Görseydin, Murad. Senin, naz. W bir İstanbul hanımı diye ktih- İfat ettiğin Ayşe, korkunç gülle İlerin uçuştuğu semanın altırida, siperler içinde hiç titremeden na, sıl dolaşıyordu! Geçende tast geldiğim bir bil dik, habersiz kayboluşumun | “dostumla kaçtığım,, zehabını do- gurduğunu söylüyordu. Senin de kulağına gid eğini (OHüşün. düm.. İnanmıyacağını ümarım. Görüyorsun ya Murad, ben se nin zannettiğin gibi... Mektubun alt kısımlarını yük bir kan İekesi kaplamıştı. bü- Sade, son satırı seçebiliyordum; “İzzeti nefs.. Anlıyor musun, sadece bir izzetinefs yarası. Al Tahasmarladık Murad. Zavallı Ayşe.. Hayır, kahzaman Ayşe.. Beni affet. vi Onu &rtesi gün, küçük bir me. rasimle, kasabadaki Şehitler kab- rlatanmın bir köşesine gömdük . Sargısı elimle, mezarına kürek, kürek toprak attım, Çatlak, soluk dadaklarımla, ru. İçim sızladı. Zavallr kadın... | si vücudumu parçalayıp yok ets İ humun istirahati için fatihalar © | kudum. 3, A: der Spora 8 der Anschlagsporu b der Anschnallapormı 4, GEM 4. Pi le mors ç A.'İ: tho curb or curtubit (the port-bit, “port” being the bend in the middle of the moufhpisce) 4. A: das Hohigebiâ (Ge- bis) 5. AĞIZ SYBEKÜLÜMÜ Cakikik) F: le pas d'âne 1: the gag A: das Maulgetter 5 5 5 6. KAŞAĞI 6. FP: Fötrüle f. 8, İK the curry < camb 6. A: der Stricgel 7. TİMAR FIRÇASI 1. F: la brosse de pansape 2. B: the horse - brush (the dandy.bruah) & and 'Tare used for grooming the horse 7. A: die Karditsehe