Ss | veli Rober: . Bu se havatetdiline gilmiye - teğim. Zaten sen her zaman bana Parisin ağustosla teşrinievvel ara. sında çok güzel olduğundan balh- sederdik. Vakzâ ortalık böyle sıcak | tan yanarken Parisin soakklarnda de hoşa gitmediği ik d olarak. u sene tebdiihavaya gitmiyor, ve İnrz başıma, Suzan hala ile kalı. yorum. Onu sen hiç sevmezsin. Kalb kalbe karşıdır. Bu ihtiyar! da seni hiç sevmiyor! Benima sevgili ve kocaman ürka- şım, eğer sen hakikaten iyi bir beni bugünlerde bir akşam davet edersin. Güzel bir| nda seninle güzel bir yemek | aşmak hiç 0, ömrümde de nı ya, seninle her yere gi. dehilitim. Bunda hiçbir mahzur o-| Ne güzel bir mektub! “Seninle her yere gidebilirim, bunda hiçbir mahzur yoktur!,, i ihtiyar gözlerimi kaldırıp| aki aynaya bakıyorum, Az | kafamla hakikaten genç bir| çin tehlikeli addolunacak bir benzemiyorum. Bana b mektubu yazan Jeneviyevi düşü - nlrken hiddetleniyorum, Öyle ya; bu çocuk denilecek yaştaki genç kı x böyle mütemadiyen düşünmekte ne mrla var? Ben otuz beş yaşımı Ne budala bir adamım! İ Jeneviyevi ilk defa olarak bun.| dan on sene evvel Fransiz tiyatro İ suna götürmüştüm. geçtim, o henüz yirmisinde! “Âlim kadmlar,, piyesi oynanı yordu. Jeneviyev yüksek sesle: “Ben hiçbir zaman âlim bir kadm olmıyacağım!,, dedi, Halası Suzas da onun gibi yüksek bir sesle ye- , senden he İsterlerse lardan birinde yemeğe davet et - mekliğimi istiyor, O benden başka hiç ki herke, se karşı geyot ketumdur! Fakat Dr, ye € az, analtatak her gün yöni bir şey bu tunur, Biçare yavrucak hayat tarafın- dan gem k idir. Tâ kü ınt ve bal : kaybetmiş oldu lanm evinde: » senenin“on bir ayında da mütemadiyen çalışmak mecburiyetindadir. Sanki istemiş ol dan, Suzan ha sa, oldükça paralı olan bu hasis Su- tan bala yeğenini tebdili havaya götüremez miydi? Zavallı küçük dostum! Hemen elime kalemi ala- rak Jen yazıyorum? viyeve bir cevab göyle “Küçük dostum! Pergembe akşa: gizi, M J kendi e pos. aya attıktan sonra akşam yemeğini yemek için Pol lokanta- girdim Senelerdenberi bütün yemekleri. ni orada yiyen mösyö Armana to- sadüf ettim, Bar — Mösyö, dedi. Perşembe günü akşamı sizi akşam ber yemek üzerç Vareno davet 6- diyorum. emeğini be Bu davet canımı sıkmıştı. — Çok memnunum... Fakat... — Yok canım!.. Fakat filân yle değil azizim Perşembp akşamı meşgulüm de... Yi yö Arman gülerek £ diyor... Bir kadın... Tabi gençilğin geçmesi lâzımdır. Fakat sevgili doşlum size şu kadar söyliyeyim dümlü yapacaksın!,, cevabını yendi, | “0719€Yim ki bir Badınla berebe gezmek * yirmi sen bir Yanmızdaki locada oturanlar »g di dostun davetini rsddetmek hiç dö Susunuz!,, diyorlardı. Jeneviyey| in doğru bir gey değildir dudaklarını (Obükerek omuzların ç silkti Mösyö Arman gitgide hiddetle . iye böy yaşmday ken ben askerliğimi yapi- yordum, Onu bazan Lüksemburg bahçesine götürürdüm, Ben ne za. min ya gazeteme veya güzel kız- lara bukmağa dalsam, o firsatta İstifade ederek ilk önüne çıkan kö. peğe yaklaşıyor, ve okşıyarak ona inanılmıyacak hikâyeler arlatmağa başlardı. Canım ben neler düşünüyorum! Bunlar ne eski geyler! Şimdi bu güne bekmlem , Küçük kardeşim yaşında olan hatt il i i bu aksami niyor gibiydi. O benden çok 'daba yaşlı bir adamdır. Eli beşini geç- miş bir adam... Ve dalma bu bisai ni gizlemeğe muvaffak olamaz. — Mösyö Arman, haklısınız a ma, bir kadınla rasdevum var, Be- ni mazur görünüz ve bu daveti bir iki gün sonraya birakiniz! 0: — Pok âlâ... Pek âlâ... Diye homurdandı, RTESİ sabah Jeneviyevden bir telgraf aldım, Bana, persembe ak$ı nu, fa - kat bütün cumartesi gününü bana hasredebileceğin rdu, -— Çeviren — Suat Derviş Oaa şöyle bir telgrafla cevab verdim: “Cumartesi sabahı sat onda gel, beni evden al. Pergembe akşamı tabi! yine Pol lokantasina yemek yemeğe gittim, Dostum Mösyö Arman ds orad8y, dı, — Nasıl! dedim, Siz bu akşam Varene gidecek değil miydiniz? — Ya sizin bu akşam bir rande- vunuz yok muydu? Ve istihza ile gülerek sözüne de. vam etti: — Azizim sizi Vah vah... Ona cevab vermedim. Bu halleri canımı sıkıyordu. İki gün kadar, yemök saatlerinde rasladığım zü- man adetâ biritirimize surat edi - yorduk, Mösyö Arman bana çok hiddetliydi. Onun davetini kabul etmemök için bir behane icad etti- Bimi zannetmiş Olmalıydı. Bunun için ben kendisini yemeğe dâvet etmeğe mecbur kaldım. stlattılar bal, M ÖSYÖ Arman İle gezintimiz ve akşam yemeği beni oldukça sk muş, Ertesi sabah Jeneviyevi hakika, ten büyük bir sabırsızlıkla bekli - yordum, Tabil her zaman olduğu gi bi yine geç geldi. Aceleyle yürü. mekten yüzü ( kipkirmızı olmuştu, nefes nefeseydi. — Biliyorum... Biliyorum, dedi. Yine beni azarlıyacaksm. Ne yapa- yım, biraz geciktim, “Basket, an- trenmanma gitmiştim, Daha çabuk gelemedim. — “Basket,, mi?” Bu da nösi ca- um? — Aman sen de! Bunu şimdi sa, na anlatmak pek uzun olacak. Za ten analisam da seni alâkadar et. mez ki... Hem buraya ben spor hakkında konferans vermeğe mi geldim canım? Kalk bakalım... Bu gün sen beni gezdireceksin. Kaybe- decek bir dakikam bile yok, bil... Tabii. Bütün dostla rın hava tebdiline birer tarafa git- tiler... Yalnız kaldm.. O zaman beni düşünürsün! Seni gezdirmel vazifesi bana kaldı değil mi? Yemeğin sonunda, genç kız birdonbire, kendiliğinden — Amen ne fens adamsın?. Suzan halayla mı gezmemi istiyor. sun?.. — Canım, sen kendi kendine bir çaresini bulamıyor musun? Kosko- en kızsın; çocuk değilsin. yala — Bu ne aksilik böyle!.. İşte be. nim canım seninle çıkmak İstiyor ne yapacaksın baksyım!., Rober . ciğim, bilsen senin giti böyle koca- man bir dostla gezmek benim Bo kadar hoşuma gidiyor! va | — Biliyorum... Hem mektubunda da yazdım ya! “Benimle gezmekte hiçbir matizür da yoktur!” | Jeneviyevin yüzü kızarmıştı. — Sen de bir şey anlamazsm! Dedi, Öyle yaramak ne .demek-is İtediğimi hiç, ama hiç anlıyamamış. sın, Ben senin yanında rahat edi - yorum. Buyurun bakalım! Ben hâlâ ken İdimi bir delikanlı farzedeyim!... — Demek benimle rahat edi - .. Ya beşkalariyle çıktığın zaman?... n — Başkaları... Başkala; Onlar o kadar beni anıamazlar ki.. Mese- lâ yazrhanede aşağı yukarı beş altı tane bana kur öden delikani! var, Bunlarin İçinden bir tanesi bile sir centilmen deği tam manasiyle l İ Birisi edebsiz, birisi diğeri egoist. Ne bi « ben, hepsi bir anti .| ka... İçlerinden en çirkini de be- nimle evlenmek hevesinde!... küstah, bir | — Can , biç de mi iyisi yok! — Yok diyorum işte!., — Doğru söylemiyorsun! Jeneviyev omuzlarını silkiyor ve cevab vermiyor. Ben onu pek İyi tanıdım. Bir şey var ama daha bana söylemeğe cesarı 4. Nasıl olsa ben bunu anlarım, G ÜZEL bir restoranın tarasa. sında öğle yemeğini yedik. Yemeğin sonunda Jeneviyev ken - diliğinden bana — Rober, dedi doğru söylemedim. irafta bulundu, Bu sabah sans| — Ya!,.. Haydi içini dök baka lm. Demek onların içinde hoşuna giden, onlardan başka olan biri ver| ha!.. O delikanlı seviyor mu sun”, — Ne bileyim ben!.. Bilmem neden kalbim şiddetle Yurmağa başladı ! — Sep bilmiyeceksin de ben mi bileceğim”. Haydi anlatsana, — İşte, şu meşhur atlet Andre yok mu? O da bizim. büroda #ır.. Şimdi askerliğini yapıyor Pu pergembe Paristeydi. İçlerinde va kür #tmiyen yalnız o olduğu persembe akşamı beni davet ettiği zaman kabu! etim, k | dam bilirdim Mirafla bulundu Kur etmediği için beni sevdiğini annediyordum. Onu çok iyi bir # Yanılmışım... O 9 terbiyesiz şeymiş!. Beni öpmek tedi, ” e vap” Maş — Ne yapacağım, kendisini t6 * Aferin Jereviyev... Bu pek ho” şuna gitti. Fakat menuniyeti göstermemek için gayet ciddi Vİ dum: sesle — Hani biraz evvel onu sevi? sevmediğini bilmediğini söylüyor ” dun ya! —c m, ben ondan bahsetri * yorüm ki... O da bir başkası!. — Mükemmel!,.. Bir başkası dö ba var dömek!, — Aman Rober, sen bir şey SAEEJ amaz mism7? Öteki sensin! “edikten sonra Jen viyev birdenbire uzan Ve gibi bunun için kendisini to tw, ben onun ö madim, dimden on beş yaş BÜ nlıyım. AYI başlamii dökülmeğe ' #men xendimi o kadi” de fena bulmuyorum. Esasen J€ * Bu 9 neviyev de böyle söylüyor nun fikri pi el N | A İ | 7 ecek — Bu akşöm nişanlım geli - Peki kızım. Yemekten s0” bir şarkı söylersin, Eğer bir da eimize ayak basarsa sana Haki” ten ve çılgın gibi dşık olmuş 8” meklir,