2 AĞUSTOS o 1030 AN Sana madam Lökörün piyanoda, Askerler, Komparsa yatakların en Son çaldığı parçaların isinilerihi | dan kaldırarak yarı çiplak adamla; çalınmış sırasına göre söyledim. Böş| getiriyorlardı. Zabit bunlara, mah- vakitlerinde şifreyi çözmeğe (o çalış | zenlet arasındaki tuğladan yapılmış Çözebilirsen ben buna şaşarım ama | di arlatdaki insan geçmesine mü tecrübeden bir şey kaybetmeyiz yaz | sait deliklerin neden açıldığını sert bir lisanla sordu, Gelenlerin içinde —2— Yazan: RAHMİ YAĞIZ Fazılı düşüren Dikson Marma- raya doğru uçtu Antuan Rodo, tecrübesiz, toy Fransız filo ku, Çeviren: Fethi Kardef| de idi. Razı yerleri yıkılan o © lârla kısmen kapanmıştı. Beş # le bir Kompars dıvarlara £ ztarıyordu, Fakat hiç url ri bulamadılar. Tahatriyat böylece altı saat gr mâahdân! bünü gülmüş, kendi kudretinden emin bir tavirla gü Türk tayvaresine haddini bildirmek için Tüosu He Fazilin pesine takılmış, bileli hava kovu- lâmasının helieğeli tahsin ödemeden o Selimiye önlerine kadar böylece gelmişti. Sölimiyeden Sârüy bufmundat, Yıldız ve âbidei hürriyetten atılan tp, ların mermileri erasmâa müğrur bir takibe yol ve, ren Antimn Redo birdenbire kaçah çetin kartalı göbriye çekişi karşısında afallamış, baka kalmiğti. Fazıl bir dikilişte 100 metre kadar o yüküüldi, geri devriletek -İüpiigi tömümlar (İkMAENlAMAZ, V nizamda p& takip eder filoüun İ00 mete üzerinde en hâkim mevkide tüfeğini kullanacak Va ayet aldı. Antuan Redo hâlâ anlamadığı bu üânevtaya nasıl kargı koyacağını hesablarken RVİ fln Fast, Im elleriyle takırdıyan makinçiitüleği âteşe tutulan Fransız bava filosunu çil yavrusy gili dağıttı. Her biri bir istikamete fırlıyan tayyarelerdön hangisi, ri lâkip ödeceğini bir anda kestiremiyen Fazıl, Dik- sonun bütün filosu He karşıma dikildiğini höytet ve dehşetle gördü. Ayhi irliğida karşılaşan bir filo ile tek Türk Kartalı tüfekierini işletiler, 7 tayyarehin 14 maki, nekhinden Şıkan hüzme R.VLL nin ettafında ölüm rüzgürlariyle uçuştu. Kuyruk üstündeki iniş takı- mt İÖ kurşunun 10 deliği ile yaralandı, Fazıl terâ uçuga geçerek bu sıkıcı ve tehlikeli vâziyetten kur- tulmağı tasarladı, Tatbikn geçti, derbel üçer üçer kademeli iki hatta ayrılan düşman filosu, ateşle, rini Fazılın üzerine tesbit ettiler.. Biraz evvel Diksonun geçirdiği tehilke v6 kriz Bıfası şimdi yıl- maz Türk kartalına gelmişti, Füztl Soğuk terler dö. kerek biraz evvel elinden yakası kurtaran kar - az düşman filp kümandanınm Kendisini kandırdı- ğı manevrayı tekraamağa kalkıştı, Pikeye geçti, Aşağı doğcu süsüdn, - İki battaki alti düsman tayyaresi de kendine birlikte pikeye geçtiler. Pasl bu usta hava kar. “tallapının elindön öklay kolay yakasmı kurtaramı- yatağını pek âlâ kestirmişti, Bu msnovranm da fayda vermediğini görünce yeni bir gabriye çökti, peşi sıra bütün düşman filosuyla berâber lüpinge geçti, dönüşte ayni vaziyeti muhafaza ottiklerine esefle bakarken kendi altında kalan ve İüpingi ta. mamlıyamıyarak yarda birikan bir düşman tağya- resi ilişti. Var hizıyin bünün özerine diklidi, makine Ni tüfeğini boşsitt. o Diksonun fllocnhda bulunan müldaim Tlensy Vood gabriye çekerken motörüt tek çalışmağa Yaşladığını görmüs, Yart irtifada gab- riyeve nihayet vermiş, arkadaşlariyle birlikte ?0. pingi tamamlamamıştı, İşte, Türk karalınm aşağı- da kalan, ona mahküm vaziyete düşen tayyare mülâzim Henry Vood'un tayyaresiydi. Genç, tüysüz © mülâzim Üzerine hısım gibi inen Türk kartalının #avleti karşızında elleriyle yüzünü Örtmekten baş. ka bir şey yapamadı, idaresini kaybettiği tayyare © radyatör Üzerine oturan Fazılın makinelitifek hu$- mesi İle ieotörü de parçalandıktan gonra İngiliz fi- Josunun dehşetten irileşen gözleri önünde Selimi, ye kışlası kıyilarinda, #ilhanenin kayalıklarına diiş- tü, parçalandı, Mülâzim Vood oradaki kışlanm nöbetçi neferi — Evlenecek her kız kendi kendine 4- ır sualler sorar. Tecrübesizlik eseri olâ- rak bu soruları nişanlısına da soratsa ma görülmelidir. bu mütaleaları bir türlü ciddi &- larak dinlemek istemiyen Nihat (tekrar kahkahalarla güldü. — Ala kızın tecrübeli olma» Z . Ben her işte tecrü" - mir ve jk tarafından tutuldu, Korkudan ödü patlıy: tarafina bir Şeycikler olmayan İngiliz şmotu İstan. bulda düşürülen ik İngiliz tayyaresinin İlk hava e- sitiydi, Dikâ4n, bir arkadaşların kaybediş karş mında hücümu arttırdı, Fazıl mülüzim Vobda bütüm ederken irtifamı büsbütün kaybetmiş, adamaktih ihahküm vdsiyete düşmüştü, Artik yapılağık bir şey yoktu. Bütün himyla kaşmağa kalkıştı, Bu seenda ardı Sira İşliyen 1? Ağır makineli tüfeğin bir kurşunu sol ödaudul kddni dökuhdu, Fazl yata veride elini actı, avi tuna bulüşah kari ile vaziyeti anladı. finvâda far. Va durmğu imkün kalmadığı cihetle vere döğru dü- silldü.., Seyirciler TÜrk kartalmn sukutuma esof sesleriyle karştlık verirken, bir kesim halk bunu düşman tayartsi zaniödetek hüykeriyorduü: — Varân gelen ii! Pazılı düşüren Dikton artik buralarda dur: mağı miivafık görmedi, Fransiz filosuyla birlikte boğaz istikamttmde Marmataya değrü uçtu. Yeşilköyde kehâ; kuanndarlarınm muvaffakı. yeti #âvaşmi herocanla (O dürbünlerirde söyroden pilotlar hüylerişteini w Yüzbaşı Haztl iniyor! RVH arkasinda beyaz dumandan bir Iz bıraka- rak Möda saklilerine kaydı, kütlukta yere indi, U. duş tekim zödeliyerek oturdu. * Eiruftar koşu- | ganlar, polis, kanun #eferleri, otomobil getirdiler. ; Ağır yaralı bulunan ve baygınlık geçiren Pazılı al- h dılar, Haydarpaşa hastanesine kaldırdılar. Üstteğmen Avni, filo kumandan! Fazılm dü, | güşünü görünce kimeeyi dinlememiş, atlamış, makiniste haykırmıştı: , — Haydi çalıştır bakalım... — Efendim, kumandan böy. — Sus, emrimi yap. Burada yüzle Fozddan sonra kiğem vee en büyük rütbeli benim. E- eş Sırada | Sie iayyaresine benaedir, rediyorum, Hâyâi, bla RVI, makdnistin uğrasmasile çalıştı, Avai, Fo- kerle göklere atildı, Dikson çoktan İstanbuldan uzaklaşmış, Gelibolüyu doğru ucmağa koyulmuştu. Avninin uğuşu 8444 Hazılım âüetüğü noktayı, uçuş takımlar parçalanmış RVİL nin bir yana yaslanan Cükazmı görmekten baska bir şeye yaramadı... ... Öperatör Mustafa Sudi, ameliyat masasında yatan, göğsündeki yaratlan hafif bir kan sızan haz, tayt musyene ederket mırıldandı: — Hiç ümidim Yok uma, bakalım.. Asistanlar srvandilar, hastanin üzstine böyaz örtü kapabldı, 20 dakika süven sorlu bir ameliyat- tan sonra Südi elindeki pensin ucunda dutan kurs şunu küvete attı: — Oldu; dedi, ob,. Bu fasıl muvaffekiyetle bitli. Yaşiyaaığını kuvvetle ümid ediyorum. Alneliyathağede bir mabed sükütu ve-bir ma- Kine ihfizamı hâkimdi. Toktör Mustafa Suği elle. rini yikarken, hasta Matik tekerinkli ameliyat ma, sanma almarak koğuşa götürüldü. Günün kahramanı, çötin Türk kartalma busuel bir öğe âyYılmış, buradaki yatağa baygin bir halde tağınmıptı, Heva vari w Nakleden: r bunu çözebilirsek 16 haziran 5 gecesi Sen Korentenlileri meş leh az heyecani gul elen şeyin ne olduğunu öğreni | iiğerleri tiz. “rünüyordu, #üneş doğmak üzereydi. Hali bi. | zularının tayy sis etrafı kaplamağa (başlamıştı Kompars homurdandı: — Bana bir kahve daha.. Bir çe rey sazte kadar sen uyuyaca”s ra ben bu menhus şehrin altın; Jaşmağa başlıyacağım. | W (47 haziran 1915) Almanlar bir yerde tahariya yapmakta üstattırlar. Tahlil kabı- İliyetleri, en ehemmiyetsiz — şeyleri |: likkat hassaları, teşki! meziyet Kompars: ünmüfor; artm maddi d im maha | ükten korkmamaları veya bunu anlamamları bu sahada tam mana İle gelişmiştir. Sen Korenten mah* j#e0lerinin araştırılması bunun bi nümunesi oldu, | 17 hazitanda şafak vakti, sessizce igetirzen bir asker kordonu, mahze- nin üstündeki bütün evlerin bulun" İduğu saba dahiline zabitler dahil herkesin girmesine mani oldu. Sa- İbahın saat beşinde Ştroberg, Haym,/ Kampars ve Şmit o kumandasında Sapılarak böy! tahil dikkat eti yoktu. Önüne yacak bir aceli üzerinde ında kendi mahzeninde toplanmağ tiyat ettiklerini söyledi. Peki ama, derli, | İtekilerden dana emin bir yer gö Ibtiyat istifin * — Makkınız var. Fakat ünlarindd bir arada bulun ask istedikleri için böyle yapıyor 'ar. Bizzat Alman askerlerinin bile leri ve ayni zamanda gülünç gö'ün tehlike urdarndi Kömpars cevap vetmedi. tenmişti. Fakat yapılacak bir Aİ sitmelerini söyledi. düyi çok geçkin olah merdivenleri yaşlarından utnulmr Mülâzim ümitsizliğe Duslasını çıkarıp isikamet (tayin lü. Bu müddet zarlında Ko ümide, bir ümitsizliğe düğ Yaşladıklarının beşinci aaliyetini arttırdı. Takribi © sapa? Gayyardm evinin va gelmişlerdi. Yukarı çıkarak Yeraltı galerisi evin epey tan, bahçesi papazın evine kağ anan büyük bir evin altından *ordu. Bu sön ümidini de kaybett onra Kömpats artık yese d ks olan, Bir ihtiyar nüfuz sahib Verdiği cevapta kom are hücumları s8 senin mahaet “dı. komşu”) adamlarını takip o ötmükten V düsünce ve sebebleric| ir şey yapmadı. ene o gelmiyorlar ki.| Öğle üzeri Şirobere (ile Şi irug'arile birleştiler, Onlat da pars gibi Hiçbir gizli asker b nalardı. Biraz sonra (o Hayf zeldi, O birkaç kişi o yakala Xörnpars sevindi, fakat bu “ izuh sürmedi. Haym hiddet ıştı. Yaka'adıklaf sevkitabillerime le hareket ettiklerine mişsinizdir. Sini Lal atlamlare ti yaşları! Fransizlar, “tarşi aksilik eğen bir lise tale! ? mahzen kapağını bir Alms erinin başina hızla kapatan Ki yaşta bir külhanbey . Araşt »öylece bir Alman askerinin Tanmasile ve tam bir muvafla sizliki: setidelerim';ti. getiriler e ile çıkıp gittiler, düşmeden, dört kıta, haç teklinde olan © mah) cdetek büyük meydan cihetinde di: |. Dört sabit askeri dağıttılar W zenletin nihayet tarafları olduğu | varı Gelmeğe devâm etti, Getirilen -x# merkez kurnandanlığındİ tahmin edilen kısımlarına ayni za-| aletlere müracaata hemen | hiç ti, tek kolonelin karı ına çı manda girdiler. Bu kıtalarda silâhlı neletlerden başka kazma kürek, is tihkâm kazma, sondaj &letleri bulur | lar "elinerek rs Zum hasıl olmadı. Onların başladık» iarı iş zaten kismen yapılmış, divâr Fon Miderstot onlar daha ağız? bir şey söylemeksizin bir res” takiyetsiztiği anladı, ormuz silkö sahsönler arasında İr am a e bilhk bain edilmişti, Sakla işa v ri istedi Aynbızamanda jabdarma ve silâh | Tal uzi Fön Şirobtz Hanı It askerler de evlere girezek, kaçan; | 'erdi ve bir iki kazmaya dayandını | sek sesle okudu: ları yakalamak üzere mahzen kapı f yordu. lârında beklerteğe başlamışlardı. | Galeri yedi sekiz metre genişliğin (Devamı var) İik bükaşti Kömparaın — intıbat pek nikbinâhe oldu. Halkin evlerine etken çekilmeleri mecburiy İ- Ga va a ve; sinde askerlerin İş şiş t v KI v KiTASEV ik — vor Sak Sabahı , 4 la pm enne | Dün va yarın tercüme külliyatı Xallımağa alışmış olan halk kapla" Ii “a dreilei dipçik darbeterile uyar) 012 30 Kitaphk üçüncü seri aştı. Telâş ve endişe gösterenler) Numara * Kura, 20 Kapitalizm buhranı oluyordu. Bu hal zabite Ümit verdi.l 21 Hüzümder milet 50 | 30 Slamba Kompars, geöeki o yorgunluğunu| 22 Yeni ilmi zihniyet 5 unutarak kendisini tamamile av hır) 023 Mevcudu kalmadı , aha kaptırdı. Araştırın işine Daşla) 24 Günün ikusadi işleri 60 Bu serinin fiatı 615 ku niş olduğu İkinci malsen, yollar) 45 Cumhuriyet 6ğ | Hepsini atanlara “e 20 usmurunun söylediği gibi, 48 Terelimenin rolü 100 | Yüpılır Kalan 4.92 Kuruya inlikteydi, Gale-inin sonu-| 77 Değişişler 76) kuruşu peğin alınarak müti itü lüler. Kezme taştan 25 'aşkon 30) © aydin birer lira ödenmek *ar duva önlerini kapıy | Aç takhite bağlanır, #kkatle yapılan #ondaj'ar şüpheli İ MAR : CN amman Nihat: MASAL ÇOCUKLARI HABER'IN AŞK VE HİS ROMANI: MUZAFFER ESEN — Behire, görüyorsun ya, dedi, D* Gele:'hi bana anlatmak ne kadâr İyi vâkit böyle yap olmaz mı? Bihire: -— Sen de Nihat dedi, sen de yapt rıfı bana açıkça anlat, Dünne YÖ bakalim, — Hiç. 47 besi izi tsirübeliye tercih Öerim. Bilhassa aşkta, « Anltyorum. Nihâr, ben Sizinle çök samimi konusuyorum. Sizden de ayni iyeti beklerim, Söyleyiniz bana, zin de aşkta tecrübeleriniz yok mu? — Hayır. — Hajır mı? a öteki kadınlar? — Hangi öteki kadınlar? — Benimle tanışmadan evvel sevdikleri niz? — Onlardan bahsetmek doğru değildir. Çünkü mademki seni onlara tercih ettim. O halde sevgi mevzuubahs değil. — Bütün o kadınlardan ayrıldığınız t çin ıstırab duymuyor mustlünuz? Hayır. Behire bu kadar ısrar ettiği için mah cuptu, İçerisinde saffet okuan elâ gözleri- le Nihada baktı, — Benden evvel tanıştığınız bütün kız* larlâ münasebetinizi kestiniz mi? «- Tamamile., Hattâ seni tanımadan evvel, — Beni tanımadan evvel mi? — Evet seni tanımadan evvel,, Zaten namuslu bir adamin vazifesi bunu böyle yapmaktır. Behire gülmeğe çalışıyor, nişanlısına teşekkür etmek, yahut hiç olmazsa min- nettarlık ifade eden tatlı bir bakışla bak- mak istiyordu. Fakat sardfımış dudakları elinde olmadan kederli bir gülüşle büzü- lüyor, Fakat artık tatlı bir söz söylemek lüzumunu hissettiği için: — Bu sözleriniz beni çok o sevindirdi, dedi. Size bu sualleri sormak © ve Yu tat min edici cevapları almak benim için bir ihtiyaç idi. Nihat, alaylı bir bakışla genç kıza ba- karak düşündü: Ne hastas malılük! kendisile evlenees- Zimi bölyör, Bunun nianase hayatımda birinci derecedeki yeti tutacağıdır. Fa kat bununla iktifa edemiyor! Nihat hâlâ Behirenin çok ciddi söz söy“ lediğine İsanamıyordu. Binzenaleyh İâ- tile etmekte devam etti: — Demek benden şüphe ettin öyle mi Behire? Doğrusu bunu Sana yalaştırima" dım. «Ne 'yapayım Nihat, delice bir fikir ama bir defa saplanmış bulundum. - Bu fikirler çoktanberi zihnini işgal ediyor mu? -- Hayır çöktenberi doğil.. Demin de söyledim şa.. Dün akşamrlanberi. — Şu halde cumastasi evde oturdun, hiç bir yere çıkmadın da bu fena düçünüzler onun için kalbine girdi. — Hayır, evde oturmadım. Büyükde- reye gittim. Neclâya da uğradım. —Benden şüphe edilecek şeyleri sana Neclâ mı anlattı? — Hayır, Fakat akşam üzeri vapur dan indikten sonra kapkara ( düşünceler kafamı dollurdü. — Çocuksun sevgilim. Ortada hiçbir şey yokken Kendini üzüyorsun. — Hayıt Nihat, kendimi üzdüğüm fa* lan yok.. Şüphe ettiğim ve bu o şüpheyi beynimde büyüttüğüm de vok. Buna şüp he ötmek denir mi hiç? Yalnız düşünceler rimi açıkça söylüyorum. Nihat Bshitenin ufak elini titta, Ve kuvvetli bir delikanlı olduğunu gösteren sağ'am parmaklarile bu eti sikti. Behire hafif hafıf bağını sallıyarak genç mimara bakıyordu. Behire Nihada üzün kirpik'erinin sından bakryordu. -— Nastl hiç, dedi «— Evden bir yere çıkmadım. OS odaya sürüklendim durdum. Akşam * ri dahi bir yere çıkmadım. Behitenin boğazı fena bir #etraplf kıldı, Kerdi kendine: “Yalan söylüyor. diye düşündü. Nihadın hakikati daha hangi kali? #okabileceğini düşünerek ıstar etti! — Demek dün hiç bir yere çıkmıs! — Hayır. —— Fakat dün haya çok güzetdi, HH tarı bu güzel havada cvde kapanın. bir mi? - Bir gün evvel çok çalışı hâlde yorgundum. (Devamı va”) di ae e