Y n hana döndü. vi "Tun ve uykusuz olmasını bir şey gibi görünmüyordu. Sen hancıya tekrar atının ka| Miray acaba binanın hangi ye Mâsı emrini verdi, Filhak!i- rine konulmuştu? Ahilos ile Afroditinin bu mu "yeni giydiği anlaşılan ceketinin inden bir, bir buçuk s8) O aralık genç bir süvari zabiti. 4 Ora, İznikin dışarısında, on düğmelerini iliklemeye çalışarak kA mesafede Ahilosun giri hızlı adımlarla görünmüştü. iy leri yine köylü kiyafetle.| Ahilosu görünce selâmlaştılar. » fakat atları ve silâhlariyle Fakat, Ahilos atından inmedi, mü etmişlerdi. sert bir sesle: danları Ahilosu bekli:| . . Buranın kumandanı siz mi- , Beş dakikn sonra yanın âniz?.. iki atliyle, yıldırım süratiyle| pedi. | 08 geldi, Süratle adamları:| .. Hayır, ben nöbetçi zabiti İeftiş etti, yimi. Bütün kıta tamam ve hazırdı. | — Kumandan nerede ?.. Döthal hareket emrini verdi. A| — Onlar bu sabah aldıkları © San gişli kıtası İzmitten Sar mirle hareket ettiler... İstikametine doğru dört| — Peki.. Ben Bizans İmpâra- hâreket etti. toru hazretlerinin hususi kıtala Bizans imparatoruna gizlice rı kumandanı Ahilosun. Afrodit tekrar teşekkür ki 2 etmiş olduğunu bizzat era | Zabit: AR dahi bilmediği bu gizli kits! O Emrediniz!. © arkasından birbirlerinden aY| Dedi, — Miray isminde bir adamın İmparatorun emriyle tevkif edi. 3 n biri siyahlar giyin lip burada alakonulduğunu bili- Uzun boylu kadındı ki bu Af |yorsunuz şüphesiz... Atak iki atlı daha hareket et- “en başka kimse değildi. — Evet, . de yine köylü kiyafetin| — Kendisi burada mıdır? uzun bıyıklı, genç ve es.| — Evet. 'BİZ bir adamdı ki bu da| — Onu bize teslim edeceksi- sün en mahir casusla” niz. biri idi. Genç süvari zabiti birdenbire j harz rlusün casusu Ahilosun şaşalamıştı: mag; İreket ettiğini anlıya| — Ne buyurdunuz?. kıtanın arkasından | Diye sordu. Ahilos gayet sert bir sesle: — Bu Miray denilen adamı te- | sellim etmeğe geldik. Dedi. li Genç zabit bir müddet gaşalar gibi düşündü: — Fakat, yazılı bir emri hamil bulunuyor musunuz? Diye sordu. — Hayır!. iv A. Bitinya an hazineleri ü, daki gizli entrikalar ve “adele bu suretle ilk ibtilâk Yapmağa başlamış, kan ve in Tol görmesine müncer ol nezaketle: SERİN TARİHİ ROMANI. 57 Yazan: Muzaffer Muhittin Ahilosun kıtası İzmitten dört nala hareket etti Bir taraftan etrafı gözden ge.|ça bu adamın her hangi suretle giriyordu. Çiftliğin zabti mühim buradan bırakılmaması için kati emir vardır. Onun için beni ma. zur görürsünüz, zannederim,. E- sasen kumandan dz burada de- Ahilos hiddetlenmişti. Lâkaydlıkla omuzlarını silkti: — Efendi, dedi, Size emri ben veriyorum, “ yine (İmparatorun verdiği salâhiyetle!,, dedi, Bu a- dam mühim bir vazife için benim teşkil ve idaresine memur oldu- Zum kıtama lizınidır. Her türlü emirlerime bütün Bizans asker ve memurlarının itaat etmesi sa. lâhiyetine sahibim!.. Onun için simdi bu adamı bize teslim ede- ceksiniz... Genç zabit hayretle Ahilosun yüzüne bakıyordu. — Fakat, dedi. Bizzat İmpara- tordan yazılı bir emri hamil ol- madıktan sonra bu adamı size teslim etmekte mazurum!.. Ahilosun biddeti birdenbire art mışta: ? — O takdirde cebbern alırım! Diye bağırdı. Genç zabit sapsarı olmuştu: — Fakat, diye kekeledi... Ahilos, genç zabitin her hangi bir hareketine meydan verme- li. Yanındaki süvarilere: — Bu zabiti tevkif ediniz. Diye bağırdı. Atlarından yere sıçrayan on ki şi hep birden zabite çullandılar. şaşalıyan genç zabit kılıcını çek- meğe vakit bulamamıştı. Moe. mor olmustu. Ahılosa hakaretle bukarak; — İmparâtora isyan etmiş bir kumandan karşısında olduğumu tahmin etmedim... Diye bağırdı. — Söyletmeyin' herifi! Ahilos bu emri vermiş ve kılı- Bağlayın şu Genç zabit o vakit büyük bir | eni cekmişti. Abhilosun kılıcını çekişi mukar HA BER — Akşam Postası Petrenburgun, Nikolayevski garında bir kış akşamı. Trenler,"dim; bir şey söyleyemem. Moskovaya hareket ediyor. Büfe| salonunda gürültü, kalabalık.. Her bir keste yeyip içmek için (azla telâş... Ve herkes ağır, sıcak yol- cu elbiselerini giymiş. Yavartak| kalalı tatar garsonlar kömür çarp! mış gibi, tabaklarla yemek taşı | yorlar, hava sık, kokulu, sıcak.. Yanımdaki masada bir kadın otu- ruyor, Mukitle hiç alâkadar de- gülmiş gibi bir tavır takınmış, Yemek yiyor we arasıra ona bâkı- yorum.. Ö ise güya dikkatle gaze- te okuyormuş gibi yapıyor. Ken- disine kotlet ismarladı. O gelince ye kadar bir yeni gazete aldı. Kaş- larını kaldırarak okumağa başladı Fakat belli ki bir kelime bile an- lamtyor. Çünkü gazete o kadar yakışmıyor, elinde o kadar lü - zumsuz ve iğreti duruyor, Halbuki büsbütün başka şeyler — Akşam gazetelerini görme. Kaşlarını çatarak, daha soğuk| bir sesle: İ — Vah! Vah? | Deği ve tekrar gazetesine daldı Sırtında beyaz, astragan deri sinde bir kürkle, başında gene beyaz deri 'mı kalpak, etrafı ko- yu mwr gölgeleri» hâlelenmiş geç- «in banışlı gözler; tıpkı o kireçis| boyanmış hissini veren koyu pud-! alı, geniş kemikli bir yüz; sivri, münhani ve parlak karanfil tir! nakl olmas.nz rağmen iri, kuv < vetli eller; köpek kokusu ile ka- tışık ağır bir koku Lâkin işte, nefer çuhasından ye- ni kaputu, parlak apoleti ve kum-| ral bıyıklariyle küçücük bir za- bit ,âmitsiz bakışlarla boş yer ar.yarak masaya yaklaştı, kızar- dı, topuklarını biribirine vura - rak selâm verdi. Ürkek bir tavır- düşünüyor, Komşuluğumu şiddet-| ia kadının karşımdaki o sandal le hissediyor ve kendine mahsus bir tecessüsle bir takım muhake- meler yaparak benden, meselâ şuna yakm bir müracaat bekli » yor; — Affedersiniz, zatıâliniz Ode Moskovaya mı teşrif ediyorsu- nuz? Yoksa Voloyot trenini mi bekliyorsunuz ?. Fakat ben susuyor, bakıyor ve yiyorum. O artık heyecanlanıyor, kaşlarını kep yukarı kaldırıyor ve daha büyük bir ihtimamla güya çök mühim bir şey arıyormuş gi- bt, gazetenin yapraklarını çevir yer. Nihayet kendini tutamadı. Mahzun ve soğuk bir sesle: — Pardon ,dedi, bugünkü ak- şam gâzetelerinde cepheye ait yeni bir havadis var mı? Koca- mı çok merak ediyorum. Üç ay- darberi mektubunu alamadım .. yeyi tutarak: — Müsaade eder misiniz ?. de- di, Beş dakika sonra artık zabit ona ikram ediyordu. Kadının bi- tün dikkati kotlette, serçe par - maklarına hususi bir şekil overe- rek ratal bıçağını büyük bir dik. katle kullanıyor, kaşlarını hazin bir tebessümle çatıyor. Zabit ise artık cesaretlenmiş, yüzüne kar gelmiş, kapıtunun iliklerini bile şözmüş, hiç durmaksızın cığara içiyor. Kadın arasıra omuzlarını kaldı. rıyor ve zabitin; “Maamafih gene de hayat gü- zeldir!,, tarzındaki serâzad, zaril muhakemelerine ayni batma ka Lp sözlerle cevap veriyor; — Şahsa göre değişir. — Bu, zevk meselesi, — Hayat, çerçeve içine alma maz ki, Zabit, sözünde israr ediyor $ — Fakat siz ne kadar mütered ditmişsiniz! Halbuki (o görünüşte öyle yılmaz, öyle enerjiksimiz ki, Müamafih... Kadın biçağiyle yavaşça taba ğın kenanna vurarak mahzun dalgın bir sesic garsona: — Lütfen bir kahve! . Diyor ve içini çekerek; — Hayır, siz çok yanılıyorsu nuz, Bilseviz içim nasıl kan ağlı yor! Benim kocam Az zabittir topçudur. Muharebede tehlike) bir sürette yaralandığını bugü haber aldım, yalnız ben maske ta şımaşını iyi bildiğim iç'niir Ok belli etmiyorum!. Diyordu. Nafıa Vekâletinden 10-839 — persembe günü Saat nd İs svalerme müdü ç 9d: komisyonunda. 3818,75 lira muhammen bedelli 9000 itre kırmızı ben 15 de Ankarada Nafia vekâleti bir ında toplanan malzeme eksi'tm zin ile 650 teneke beyaz benzinin açık eksiltme usulü ile eksiltmesi ya- pilacaktr”, Eksiltme şartnamesi ve telerrü lüğünden «nabilir. atı bedelsiz olarak malzeme müdü Muvakkat teminat 286 lira 41 kuruştur. İsteklilerin ro: at teminat birli. aynı gün saat 15 e kadar devresine girmişti. | — Affedersiniz!.. Fakat bizzat /rer olan bir işaretti. Kendisi tayyârecidir; fevkalâde| ları lâzımdır. (3257) (5513) Pühakika, bir kaç tarafı İste. İmparatordan bir emir olmadık- (Devamı var) cesurdur. a N çarpışmağa sürükliyen dele başlamıştı. Ve ilk saf” " #üphe yok, İznik tekfuru SOtius galib bulunuyordu. Zi- #trek Bitinya krallarının defi PLANŞ 41 nr İşinde, gerek Bizans sara- Mühim bir rol görecek o. 15. GÜL (17. e the French marigold Yı tevkif ettirerek ibtal “Ze, bu swretle de Ahilosu is- 15. Fi la rose 11, A: die Samtbiume (Stu- ad “tiği yegâne kuvvetten at lk dentenblume, Tagetes) üm * | Ora ari örer üroes-lenf -- pop, he | 18. PÜSKÜL (çoban, arnav İmuytu, petal of a rose; attar (or püskülü) ilce, öğleden biraz sonra. her ranan kumandanına ha- eğimi” acele kendisiyle görüşe Dağı Ben kumandan Ahilos.. Ne İng İSİ Ahilosu selâmladı ve kei klübeye girip bir as “ray 2 koşa kumandana gön hag alamlariyle çiftliğin av 276 otto of roses) — oll made . “ teyit 18, F: Iamarante /. eoudâe b ans Süvari kıtasının karargâ” gyo yone ei (& gueue - de . renard) my Yan Siftliğin önüne vasıl ol GE ale iki pan ŞE do z Kıl rosa) 18, İ: the love » Hes - bilee, iç Milos, uzaktan çiftliğin sükür! 16, Az ile Kpss ding d e gördü. Gizli bir 18, A: der Fuchescwanz © * Mr rları tedkike gönder. İyi ka, irlarda 5.10 attan başka 16 GAVUK ÇİÇESI | 19. CİNYA Müayii Yoktu. * Bu ona oradaki 16, F: iş gaillardie Ga SAL Üye ge a sinai e başka yere larde, ie gaillardia) v z EN olduğunu gösterdi. E 19. İ: the zinnia ld, git Ahilos yanına 10 kişi 10.1381080 geilerdi Pİ er ll Me iyle çiftliği kuşattı. 16. A: die Kokardenblume eşe Tin Fra iz sürerek çiftli- (Galllardie) 20. YILDIZ (dalya) e © 'kmiş bir nö- | 20. F: le dünlia (a isi io nü çekmiş nü ai & ie dâlia (a göorgine) Diy, D8SİN!.. Kimi istiyorsun? 11. Ps Pezlilet m. d'inda (ia ta. || 2: 1: te dahila 1 sordu. göte, le passe - veloürs) | 20. A: die Dahlie (Georgine) ve şartnamesinde yazılı vesaik mezkür komisyonda hazır bulunma