HABERİN TARİHİ ROMANI 43 Yazan Muzaffer Muhlttin Gregorius, Selçuk Emirinin bu müthiş hiddetini görünce şaşalar gibi oldu — Buraya kadar bu mesele için Mi zajımet buyurdunuz? Diye sordu, Bu sefer Selçuk Emiri sapsarı kesilmişti. Gregorlusun kahkahası başından aşağı soğuk su gibi dö - külmüştü. Bütün damarlarma yayılan müt. hiş bir hiddetle dişlerini sıktı. Gregorlus hâlâ omuzlarını sarsa- Tâk gülüyordu. Yanmdaki öbür şa - rap kupasmı da ağzıma dikti Selçuk Emirinin cevap vermediği ni görünce aynı müstehzi tavırla Syalini tekrar etti; — Buraya kadar bakikaten bu mesele için mi zahmet buyurdunuz? Selçuk Emiri hiddetini yenmiye çalışarak dişleri srasından kısaca bir: — Evet!,, Diye mırıldandı. * Gregorlus tekrar o baykuş gülü- #ile bir kahkaha daha attı, Sonra oturduğu sedirin üstünde sallana , rak: — Çok tuhaf. Çok tuhaf! Dedi, İhtiyar kocakarlarm uydur duklar: bir masalm sizi buralara kadar sevketmiz olmasın: bayretie.. hayretle görüyorum!.. Çek şeyi. Demek, devletlü Emir hazretleri, bu masallara inandmız!,, Emir, Grogoriusun bu şiddetli is. tihzası karşısında bu sefer mesyor olmuştu. Hiddetle ayağa kalktı. Gregorlusun yüzüne (yıldırım nazarlar atfederek: — Ova... Sarhoş musunuz? dedi, Greğorlus tekrar güldü. — Kerem buyurun, oturun, Me» rak buyurmayın, böyle bir siagel' üzerinde resmen konuşabilecek ku » dar sarböş değilim, Müsterih olun! Dedi, O vakıt Selçuk Emiri hiddetle ayağımı yere vurdu. Oturmadan: — Gregorius, diye bağırdı. Resmi veya hususi, her ne şekilde telâkki edersen et... Pakst şu yüzündeki #ahte tikabt at1.. Açık konuşalim!, Anlamıyor musun? Bu meselede, bil ki, ber ikimizin de hayatları mevzubahatır!,, Gregorius Selçuk Emirinin bu Parlayışını ve müthiş tehevvürünü Körlince şaşalar gibi oldu. Şaşı gör“ leri yüzünde iki tarafa oynamağa haşalmışlardı. Yüzü birdenbire ciddileşmiş, ha - Hna ağır bir şey vurulmuş gibi o - turduğu yerde kanburlaşmıştı. Eğ, Kİ eğri ve fıldır fıldır bakan gözleri- Bin velle de Emirin kılıç kabzasmı #fkan elinin hareketlerine bakmak. tayaı, Kaşlarını müthiş bir suretle çat- Müptr. Birdenbire: — Anlıyorum, devletli Emir haz Tetleri?.. dedi. Bana hir harp vesi « Sikarmak Için hakarete geldi » Riz?., — Hayır! — Fakat, affınıza mağruren, tar- X bareketiniz bunu gösterir, yalnız ki burada benim misa , Sirim, bulunuyorsunuz. Her misafi - TİR de misafiri olduğu adamım bir L9"İ esiri demek olduğunu takdir anuz!., e Emiri tekrar sapsarı oldu U melun adamın ne demek İste. di Ahlıyarak tekrar yerine otür- Sakin bir tavır almağa Şalışarak: a Sizinle açık görüşebileceğimi. iye Phetmiştirı.. dedi. Halbuki biz kârla başladınız!,. Selçuk Emirin hâlâ m; elek nazarlarla baksyordu, Şa- tike, , P8sından bir yudum daha iç- Hân sonra; çi. Ben, dedi, Bitinya krallarınm Pı 4 diye bir mesele olduğu, my “tmiyorum!.. Hattâ bu. © Merak cderek meşgul oldu. meşgul oluşum Sırf merak ettiğim - den dolayı idi, Nitekim aynı neticeye vasıl ol - dum; Bu defineler hikâyesi çocukça bir masaldan ibarettir?.. Selçuk Emiri istemeksizin asr a - si güldü. Başmı kaldırıp Greğorfu - sun bü derece yüzsüzlüğüne hayret ediyormuş gibi onu süzdü, Sonra: — Pek &lâ!.. dedi. Siz Ayarma- daki Meryem resmini akp da ye rine başkasını koydurmadımız mı? Gregorlus birdenbire hayret etti. Fakat derhal kendisini toparladı. Şeytan! bir gülüşe! gülümsiyerek: — Siz bunu nereden öğrendiniz?” Deği, Selçuk oynıyarak emiri kilemm kabsasile ik geyler bildiğimizi ni . hayet snlar gibi oluyorsunuz, sanı- rım !.. dedi. Sonra birdenbire Greğirous'un sazı gözlerinin içine baktı: — 9 halde gunu da anlıvacağını- zı ümid ederim... diye ilâve etti, Ben buraya beyhude yere gelmiş o- Jamam!,. Gragirous istihfafla omuzlarmı silkti. Müstehxi bir eda İle: — Tabit, ona şiipke yek!.. Dedi, — Onun için, mlsaade ederseniz gu ayazmadan aldığmız Meryem resminin asimı bir defa da ben gör. mek Mterim!,. i Gregorius bir kahkaha attı. — Çok naziksiniz, devletlü emir. Diye bağrrdı. Nihayet bent malya tsizdeki bir avlikli nefer addedi - Yöfsünuz 'dimeki, 40 Bolçuk emiri Gregorlusun vüzü - ne birdenbire hışımla bakarak: — Ne demek istiyorsunuz? Diye sordu. — Şunu demek istiyorum ki eğer hakikaten böyle bir delineler me . selesi varsa ortada Bitinya kral - İlarmın defineleri mevzubahs oldu- İğuna göre bunun öyle ufaktefek bir şey olamıyacağı aşikârdir!... Bumu da söyliyehilirim. Fakat | — Şüphesiz... — Elbette, çüphsiz! Ufektefek bir şey olmayınca da öyle kolay ko- lay herkesin üzerine atılacağı bir $*y olamaz!.. — Ya?, — Elbette!., Sonra, düşürmelisi. niz ki eğör bu defineler meselesini böyle bir tablo hallediyorsa ve bu tablo benim elimde bulunuyorsa Dünü görmek için yalnın emir ver- mek kâfi değildir!.. Zira ben henüz sizin bayrağımız altında bulunmu- yorum, Selçuk emiri tekrar mosmor ke- si'mişti, İznik tokfuru fena kalde alay e. diyor ve hakaretlerini (o pervasızca savurup duruyordu, Gregorius iyi- c8 sarhoş olmuştu, Defineler gibi şüphesiz bütün hırsıyla peşinde ol- duğu bir mesele mevzubabs olunca bütün yartıcılığını ve melânetini Zullanasağı muhakkaktı, Selçuk emiri orada bir boğuşma- yı gözüne alamazdı. Çilnkü herifin her ihtimale karşı tertibat almış ol. duğu ve ilk fırsatta üzerine atıl- mak üzere adamlarınm tetikte bu- tundukları muhakkakti, Onun için cebrinefs etmek mecbu- riyetindeydi, Fakat Gregorius son sözlerini de söylemiş olmak lâzım. geldiğini düşünüyordu. Birdenbire: — Gregorius! dedi, Beni dinle! Seni bir Jâhza düşünmeye davet e- derim. Tahmin edersin ki ben bu işte yalnız değilim! Hakan Os- manla boraberim!,. Bunun pe de - mek olacağını cibette takdir eder. sin? İznik tekfuru güldü: — Hakan Osman ru? ded. E - vet, çok cesur bir kumandan!,. Fa- kat hayli ihtivarladr, değli mi?.. Ve Selçuk emirinin cevab verme sine meydan bırakmadan ilâve etti; — Sonra siz de şunu biliniz ki, e- ğer böyle muazzam bir işle meşgul oluyorsam, elbette ben de yalnız değilim!,. Ve benimle birlikte hare /LANŞ 31 keb: biri elbiseler, diğeri | çamaşırlar için) 33. F: Tarmolre /. (â glace) (meuble m, comprenant dewx parties: une grande- | robe et inge) ror 98. A: der Ankleldespiegel 37. PARAVAN 31, F: le paravent 31. İ: the ârauzht - screen 208 33, İ: the cupboard (combined wardrobe and İren cup- 33. 85. İs the pile of linen A: der Wüsehestapel AYNA (kristal syna) | 86. F: la payehâ | 36. : the Gong) dressingamir- | ravent) une armoire â | 41 | 41, İ: the #tool 1 eker) 31. A: der Wandechirm (die Spanische Wand, der Pa- YUMURCAK SUAT DERVIŞ | 88 bazar! , Hikâye © 1 Karısını, yünlü ve eski elbisesi içinde, saçı başı karma karışık görünce hayret ve hiddetle sor- du: — Ne?. Sen hâlâ bu kılıkta mısın?. Saat yedi buçuk.. Neden hazır değilsin ?. — Telâş etme yavrum. Bu Akşam yemeğini evde yeyeceğiz.. Ne lokantaya, ne de tiyatroya git. mek var., Çeviren: leri sabaha kadar dolaşabilecek lerdi. Fırsattan istifade etmek lâ. zrm. Çünkü Jan ile karısı Jizel beş yaşındaki çapkın oğullarına çok düşkündüler. Akrabadan olmıyan bir kimse" ye çocuğu emanet edip sabahlara kadar eğlenmeğe hiçbir zaman 74 nı olamazlardı. Esasen onlar, ço. cuğu hizmetçiye bırakıp çıkmak isteseler bile küçük şımarık hiç buna müsaade eder mi? Velhasıl Anjel teyzenin Parise gelişi onlar — Ne diyorsun? Anjel?. Teyzel için büyük bir sasklet demekti, gelmiyor mu?. — Kırk derecei hararetle grip" ten yatıyormuş. Çocuğu bekleme ğe gelemiyeteği için telgraf çek- miş... Bu ne büyük bir sukutu hayal dü! Anjel teyze mektupla, üç dört gün için Parise geleceğini, üç haf- at evvel bildirdiği zaman genç karı koca son derece de sevinmiş- lerdi. Nihayet geceleri şuraya, buraya gidebileceklerdi. Tabit An. jel teyze memnuniyetle küçük Pi” yeri bekleyecekti!, Onlar bu gece, iyice eğlenmeğe karar vermişlerdi. Anjel teyze ço- cuğun yanında olacağr için kendi. ket ettiğim Bizans imparatoru haz- retlerinden baka kimse de ola” maz!,, Selçuk emiri heyecanla ayağa kalktı ve asabiyetle: — Ben önu bunu bilmem", diye gürledi, Bon #ana sulhan teklif e- diyorum. Zira bu iş neticede elbet. te gerek senin, gerekse xmetbuun Bizans hilkümdarmın hayatlarınıza bile mal olabilir!... Grogorius bü yukardan tehdidi işitince tekrar kahkahalar gül - meğe başladı. Selçuk emiri bu bay- kuş kahkahaları önünde kendini güç tutuyordu. Fakat herifin epey» 6 sarhoş olması bu kabalığını na. zarında tahfif etmekteydi. ( Devamı var) e i 58. ÇİZME ÇEKECEĞİ | (çizmeyi çıkarmak için) Ni 38. F: le tire - İ 88. 1: the boot . jack ! 48. A: der Stlefelknecht botte board) (Sehuhknecht, Schuhaus- 83, A: der Sekrank (Sehreih, zieher) Bpind; ein Kleider. und WEseheschrank) 30. KANAPE (kanape is - kemle) > 4. GÖZ | 39. Fi la chaisa - rembourrde 34. F: la case İ 80. İ: the stuffed chair 34. İ: the shel? , 89. A: der Polsterstuhl 34. A: das Fach | 740, YOL HALISI F: ÇAMAŞIR İSTİFİ 40. F: le chomin (le passage) F: ia pile de linge !40, F: the carpet - runner 40. A: der Löufer TABURE (iskemle) 41, F: le isbouret 41, A: die Gotdel (ein Ho- 42, AVİZE (tavan limbası) (142. F: Je plafonnier ! 42. İ: the chain pendant 442. A: die Ampel İşte üç haftadanberi kurduk» ları o güzel plânlar Anjel teyze - nin hastalığını bildiren telgrafta sonra suya düşüyordu. Piyer kaç defalar onların kav- gilarına sebep olmuştu! Jan gaze- tesini elinden atarak: — Canım bu da bir hayat mı? diye haykırırdı, Her gece böyle €. ve bağlı mı kalacağız? Bu mende" bur yumurcak hayatımızı zehirli- yor. Zaten kabahatin büyüğü de sende ya!,. Bir çocuğa bu kadar yüz verilir mi? — Şuna da bakm! Asıl yüz ve. ren sen değiil misin?. Bazan da Jizerin sabrı tükenir di. Yemek yer yemez, uyumağa başlardı. — Gene mi uyukuluyorsun Ji“ zel?, — Uyuklarım ya!. Can sıkıntı. #mdan öleceğim!. Bir röstrana, bir bara gidelim bak o zamanı w yuklar mıyım, görürsün!, İşte Anjel teyzenin telgrafın” dan sönra bu gecede asabiyetleri son dereceyi bulmuştu, Sabırsız. hkla: — Bu böyle devam edesre, diye homurdandı. Bu müz'iç yumur caktan nefret edeceğim!. Jizel büyük bir hiddet içinde; — Yarabbi! (o diyordu. Sekiz gün, sekiz güncük hür kalabilsek, bu bürriyet için neler feda etme PLANŞ 31 9. A: der Bettrorleger (die Bettvorlage) Nihayet, gribini geçiren jel teyze onlara merhamet tv. | içük Piyeri beraberine götürdü. Çocuk bir haltayi ihtiyg kadının yanımda geçirmeğe Fi olmuştu. Bu, genç karı kocayı Jisi etmişti. İlk akşamı loki yemek yedikten sonra gü piyes seyrettiler, Sonra da barda sabahı ettiler. Eve döndü leri zaman ikisi de &leta beş sene daha gençleşmiş gibi: Jan içini çekerek: i — İşte bir gün çabucak gi dil, —Tabli ya!. Ne olacak, seki gün, göz açıp kapamadan geçiv) riri, Fakat ikinci akşam, saat hım üçünde eve döndükleri zam Jizelin içinde tuhaf bir hal variğ Küçüğün boş yatağı önünde | an tevakkuf etmişti. Sonra birdi omuzlarını silkerek oradan çel lirken gülmüş: | — Ama da budalayım, Diye (o mırıldanmıştı. günü âdeta keyfi yoktu. casına bunu göstermemek cebrinefs (ederek gülmeğe * sahte bir neş'e göstermeğe uğrl şiyordu. | Dördüncü gece, Piyerin eli daki oyuncaklara bakarken Tİ yaşarmış ve eğilip onun ğını öpmüştü. İşte tam bu ğim geldi. Fena bir hald Ne ilersin? Onu gidip alalım mm Jizel sevinçle kocasının boy na sarıldr. ü — Ne büdalalık ettik te yolladık, diye bağırdı. Jan, men tren tarifesine bakalım. ki hemen bir tren vardır, Gİ !014. İ: the wali soket with the plug (the wall » plug) | M. A: die Steckdose mit dem 10. ŞIPITIK TERLİK (düz | Secker (der Steckkon. | terlik) İ takt) 10, F: les babouches /, (les İ vü savates /.) / 15. ÇINGIRAKLI SAAT 10, 1: the slipper (the pa, (münebbihli saat) bouche) 15. F: le röveille » matin (le | 10, A: der Pantoffel (Schlap- röveil) sl pen) 15. İ: the «larm (the alarm « cicek) 4 1. LAZIMLIK 15, A: der Wecker (die Wedik- 11. F: le pot de chambre (ln uhr, Weckerulhr) i vase de nuit) şi 11. İ: the chamber . pot (the 16. KARYOLA (tahta karya, «hambre, tbe pot, the po) la, kerevet) d 11, A: das Nachtgesehirr (der (16; F: Te lit (le Ht de bois, le Narhttopf) ehâlit) , 18. 1: the bed (the bedsteaâ, 12. GECE MASASI (komodin) the two bedsteads) il 12. F: la table de nuit (la 16. A: das Bett (die Bettstatt, table de chevet) die beiden Bettstellen) 12. k: the cömmede i 12. A: der Nachttisch 17. RİVAK j 17. F: le ciel de Ut 18. MASA LÂMBASI 17. İS the canopy 18, F: Ja Jampe de chevet 17. A: der Betthimmel 18, İ: the bedelde lamp İ â a 13. A: die Nachttisihlampe o | 18, YASTIK (iırlant) “i a marka 14. FİŞİ İLE BERABER ! 18. F: Voreiller m, £ PRİZ & İe moogrümme di 14. F: la prise de courant avec * 18, İ: the pillow (the feshe sa fiche dl Pilli) in *be Pillow esse