Define Peşinde — 15 — a ai #ianm yerlileri idi ve hal. | ,... Evet, sakın bu maymun da Ta Dulara benziyordu. Hal-| ötekilerle bir olup Tarzanın ba, aa ve Kaya Gülle, Adada | şına çorap örmüş olmasın? Tarzan, kendisine ilk karşılaş * dolaştıkları halde hiç bir ty, AÜ etmemişlerdi. tığı zamandanberi Kaya Göllenin ar, kendilerine doğru| ne kadar sadık bir şekilde yardım Pabancıların geldiğini gö - | ettiğini, onunla beraber ne büyük em Silâhlarına o sarıldiler| fedakârlıkla çalıştığını unutmuş fine ok utmağı başladılar: | değildir. Rakat, kendi kendine: dişi Tarzan ve arkadaşla- Hükikaten, kararından © çabük a dönen insanlara “maymun İştah. 5 ii i hi, demezler mi?, Kaya Gülle de Men m, Tarzan da ma'İ urun müddet Tarrana yardım et- , ©» tehlikeli arılarını YALİ çikteni ve onunla beraber çalıştkr tan sonra kendi cinsinden olan maymunlar: bulunca ondan dön, atılır atl-| müş ve bu sefer de bunlarla birle- yüze kargıys geçme, | kayar elinden kendini P mağa emire geri İ hazırlamış olabilirdi. su basmış, kapıyı & b > Tarzan: » Me ulunduğu yere de| vfiatığ evveldenberi bana # 4 im etmiye başlamıştı... | mila : “*İ terdiği dostluk acaba bu neticeyi ar o kadar böyük Dİ yazırlamak için değil miydi?.,, di. eş um ediyordu. ki; ka. ye düşünüyordu, kapamanın imkânı yok) Bu da akla gelebilirdi. ... Tarzan, bir yandan aklimda bu düşüncelere, bir yandan © bulun. duğu bu müşkül vaziyetten kur tulmak çaresi arayarak, yüzüyor» du | Mağaranın, biraz evvel, içinde Kaya Gülleyi maymunlar kralı ilân ettiği kısmına gelmişti. O za. gözleri bir kat daha hayret- le aşıldı. Ma; Hal navarlara girmeden evvel, #varlara yem olacağına, ih ortasına attı. Çok İyi İ bir yüzücü olduğu Me kadar şiddetli bir akarsa aksın, kendini — Üzerinde tutabiliyor ve Onu canavarların o bu- tarafa © sürüklemesine Kövvetli kulaçlar atarak, #te doğru gidiyordu. anda, ole iel bu kapının önünde bırakmıştı... a İ Orangetan, sözde maymunları di- İşarı çıkarı ğ bekli. ie Bu su nereden geli-| #1": $'*9rIN ve mağarayı be 5 Mağara : ba, | Yordu N > mm ei > Şimdi Tarzanm Kaya Gülleye Sarya Ve“ | e i Ma e böleni meiyaizi << vepieiki günde dak İasla tn Mara me olmuştu? İ kuvvetlenmişti, » çk Tarzan bu işe akıl er- “8 Çünkü, hikâyeyi o im de öğrendiğimiz 0 mağarası yüksek ka. k, sinde idi ve Tarzan 0- kg, Müşkülâtla çılkmıştı. İ) “ yüksek yeri nasl su ma: anın dış kapısı kapalıydlı uki, kendisi mağaranın, ca rastgeldiği kısmına Kaya Gülleyi “ ik hi İçin zihnini işletiyor- (Arkası var) v sular kayaların ara- MK vliyordu, Her halde da- Mi en taraflarındaki bir tı WE boşalmıştı. ME swretle - gelirse gel İş e Maksat neydi? Hakika- çi suikast miydi? Unu aklımdan geçirir Gülleyi düşündü. Sa” şekilmiye | sin Tarzan aleyhine bir suikast : verdi; Şen Sözler POT KIRDI! Küçük Tuncer misafirin yanına geldi. Misafir kadın çocuğu sevdi jok: ve: İ — Maşallah, dedi, büyümüşsün İ Trpku benim oğluma benziyeceksin O zaman Tuncer bir pot kırdı: - Annem de bundan (korkuyor ya, dedi. ... AKIL İhtiyar bir kadın arabaya bindi. Zinde büyük bir bohça vardı. Ara bacı; Ver, anne, dedi, bohçayı ya. nıma koyayım, İ Kadın: — İstemez, oğlum, dedi. Hayvan arın zaten crlız, yük olmasını iste | Ben kendi kucağımda tuta rım! (Sanki kendi kucağında tutar sa arabaya yük olmazmış! akıl!) Dünyada bizim görmediğimiz,! bilmediğimiz neler var! Bunlar | belki onları bilenler için gayet ta- | : bii şeylerdir. Fakat bizim bilme, diğimiz için çok garip geliyor. Böyle bir kaç garip şey daha öğrenmek İstemez misiniz? İster siniz. O halde, yukardaki resim - ! : leri soldan sıra ile takip ederek ! okuyun: İ etini iL Yumruğunuz acımaz! — Şu a) a gövdeli ağaca, ne kadar şiddet. le olursa olsun, yumrukla vurur sanız yumruğunuz hiç acımaz! . Neden? Çünkü, ağacın kabuğu İfstik gibidir ve siz sanki İdstik bir topa vurmuş gibi olursunuz: ağaç içeri doğru bükülür ve yum- Tuğunuz sert hiç bir şeye değ-! mezi, Bu, sıcak memleketler de yeti. şen bir ağaçtır ve kabuğundan kan kırmızı ve sakız gibi maddeler İâstik yapmıya yarar. Ağacın lâs- tik gibi olması da bundan ileri ge- liyor . İlk tahtelbahir, — Geçenlerde bir İngiliz, bir Amerikan ve bir Fransız tahtelbahiri denize dalıp bir daha çıkamadı.Bu acı hâdiseler tahtelbahir üzerine dikkatimizi çekiyor, Şüphesiz, bu deniz altı gemileri harplerde büyük rol oy.! nar, Meselâ, umumi harpte çok) faydaları olmuştur. Bununla be raber, daha evvel de tahtelbahir | kullanılmıyor değildi. Hattâ, ilk tahtelbahirin bundan bir buçuk a- $ır evvel icat edilmiş oldunuğunu söyleyebiliriz. Hakikaten, Amerikanın, istik- lâlini ilân eden meşhur Vaşing. ton, 9 zamanki harp esnasında kendisi bir tahtelbahir yapmış ve denize inerek düşmanlarla çarpış- maş, Bu, resmini gördüğünüz gibi, âdeta bir fıçıya benziyordu ve ö- PİYANKO nünde bir pervane, arkasında bir z di i > dümenle idare ediliyordu, O za- ia nk A Je mm ll di yerle di alıp bir gezinti yapacağım, son | setinden dolayı “Bapllenbağa,, ta... başka di İli Mik lele | este vahşi hayvan — rek ön atmaya lüzum | Hayvanat bahçelerinde, sağlam ni ğı çe | kafesler içine aslan, kaplan gili yok, dedi. Ahmedi, alıp gezmeye ittin mi paran hemen biter, başka | 7797 hayvanları korlar ve her . e e kes bunları, kapanlarını kadar İbir şey yapamazsın... yaklaşarak seyreder. ÇARE! Her gördüğü mahlük üzerine a“ Arkadaşına anlatıyordu? tılmak istiyen bir aslanım, tâ ya- — Dün tiyatroda oyunu seyre.) bem. Mn a | MAŞISIESMERAYE Ip canbaz (arkasından gelen fi” le) — Hınar hayvan! ben sana de medim mi ker yere benim peşimden gelme diye! İMTİHANDAN SONRA Turgut sınıfta kalmıştı. Babası; Sınıfta kalmayıp arkadaşlarını İgeçseydin sana bisiklet alırdım, de: i, İ O zaman Turgut güzel bir cevap — Daha evvel alsaydın bisiklete biner, arkadaşlarımın — hepsini ge. çerdim! — Geceleri mektebin kapısı kapa mayor mu? — Tabit kapanır. Neye sordun? — Fıstıklarumı bitiremedim, sıra. nın gözüne koyacağım, seaba hır İstzlar: gelip çalar mı diye korkuyo- | —Neiy Sakın çekirdeklerini yere slmasaydınız? — Hayır, yanmızdaki adamm cebine koyduk. HABEP ÇOCUK SAYFASI Bilmece kupona HAN — 1090 e GA KOREA AE (Eilmecemiz 15 incide) Ne garip ş Gl #1 başına kadar geldiği halde, kar- şısındaki insana saldıramayınca duyduğu hiddeti bir düşünün! , Hakikaten, aslanlar, kaplanlar, kafes arkasında, yanlarına biri yaklaşınca son derece hiddetlenir. ler. Öfkelerinden köprürürler ve ağızlarından salyaları akarak, ba“ İ Bırırlar, yerlerinde duramazlar. Halbuki, bazı yarı vahşi hayvan lar vardır ki bunlar kafes arkasın da gâyet uslu otururlar. Meselâ, ormanda olsa üzerinize atılacak veya hiç olmazsa ürküp kaçacak olan maymun, kafesin arkasında sakin sakin oturur ve sanki hay - vanat bahçesinde o sizi seyre gel- miş “gibi, : dikkatle yüzünüze * ba. kar, sizi başınızdan ayağınıza ka" dar gözden geçirir | Bir buçuk metre ağız! — Şu müthiş ağıza bakın! Ne korkunç değil mi?, Hakikaten, suaygırı es- dediği zaman ağzı böyle açılır. O zaman iki çenesinin O arasındaki mesafe bir buçuk metre kadardır. Yani bir çocuk, yahut kısa boylu bir adam, bu mağara gibi ağza ko- lay kolay gireri , a < NN Bakalım ne çıkacak ? eyler / Kumaz bir av usulü; — Bu da hiç görülmemiş bir balık avı usu. Ni! Fakat, bakın ne kadar kur nazca düşünülmüş. Kapınn bir tarafında, (beyaz bir tahta var, Bu tahtanın bir uçu denize giriyor. Bilhassa suyun ol» dukça yüksek tabakalarında yü zen balıklar bunu görünce, tında kalmak korkusu ile, üstün den sıçramak isterler. Halbüki, kapının öbür tarafın. da, resimde görüldüğü gibi, bir ağ gerilmiştir. Tahtayı Sıçraya - rak aşmak istiyen balık, zıpladı. ğı gibi, hop! bu ağın içine düşü - yorl, Bir dünya nüfusu kadar! — Bakteri denilen bir nevi mikroplar yardır ki bunların oldukça büyük leri gibi, çok küğüklerine de tesa- düf edilir, Şüphesiz büyüklerini bi İe ancak mikroskopla görmek ka. bildir. Hele küçük bakteriler o kadar ufak mikroplardır 'ki bunların an cak 1 milyar 250 milyonu (Yani aşağı yukarı dünyadaki nüluş miktarı kadar) bir araya gelirse âncâk bir nokta (eşkil edebilir. ESİR Yi NR EL ETİ Bu halta verdiğimiz boyama eğ.İleri, içindeki rakamlara göre, şu şe 3 lencesi belki her haftakinden daha|kilde boyayacaksınız: güzel, Onun boyamakta acele &din: Bakalım ne çıkacak! Resimde, çizgiler arasındaki yı 0 —Sarı, 1 — Kırmızı;2 — Me nekşe, 3 — Yeşil, 4 — Açık mavi; — Koyu mavi, ş