e — Kimse geleceğimi bilmiyordu da ondan, Fakat geldim işte! Kapıcı omuzlarını kaldırdı, başını kaşıdı, ayaxarını sfirükleye sürükleye uzaklaştı. Mealli avluda yapayalnızdı ve epeydir bek- liyordu. Korkusu yavaş yavaş geçti ve plânını kurmaya başladı. Bu plânın ilk kısmını esasen tahakkuk ettirmiş bulunuyordu. Kaplanın ma- likânesine gelmiş ve hemen hemen kimsenin giremediği bu yere gayet kolaylıkla girmişti. Fakat şimdi ze olacaktı? Elini mavi yün gömleğinin içine soktu Kü- çük çelik tabancası koynundaydı, bemen hemen kalbinin üzerinde, Hatırlıyordu: babası bu taban. cayt, paraya İhtiyacı olan bir Amerikalidan al- mıştı. Moli bir gün evvel, evden çıkmadan, kü- tüpbareye gitmiş, büyük masanın gözünden ta- baneayı almıştı. Babasının onu oraya koyduğunu biliyordu. Demek daha aradan bir gün geçmişti. Adetâ rüya görüyorum gibi geliyordu ona. Şimdi, geto- nun avlusundaki fena bir sırada oturuyordu. Bu şatoyu Kaplan yaptırdığı zaman daha Molli doğ. mamıştı bile, Molli, hayduda karşı öfke duymak istiyordu: “Bütün bunlar savalir kimselerden alınan pa- ralarla yapılmış şeyler,, diye düşündü. Fakat bu düşünceyle onda, biraz evvel hemen hemen kaybolmuş olan korku tekrar canlandı. Birdenbire şatonun iç kapısı gısırdıyarak açıl- dr. Kapıcı, yine ayakların sürükleye sürükleye ona doğru geliyordu. — Kaplan dedi ki, benim kız kardeşim, amca- mm kız! falan yok, dedi. Anasının ismi üzerine yemin ediyor. Yokmuş. Kapıcı küstah bir gülüşle ilâve etti: — Sizin için “güzel mi?,, diye sordu bana. Ben de "şöyle böyle, dedim, "Gelsin, dedi. Molli elini tahancasınm teğiğine koydu ve 2- damın arkasından gitti, İç içe birçok avlulardan geçtiler, nihayet bomboş büyük bir odaya girdiler. Özlen giden adam küçük bir kapı açı, o, — İşte, dedi ve kızı içeri soktu. İçerde, uzun boylu bir genç adam masaya o. turmüş, yazı makinesinde yazı yazıyordu. Başmi- kaldirdi O zaman Molli küstah, fakat güzel bir gehreyle karşılaştı. Genç adam, kinaea: a — Buyrun oturun, dedi. Sonra kapıcıya: — Haydi sen git yerine, deai. Molli oturdu ve çiçekli bohça içindeki çikini- nı yanma koydu. Genç adam onâ bir an hiçbir şey söylemeden baktı. Sonra, bekçi kapıyı kapayıp gklinee, oldukça tatir bir sesle sordu: — Niçin beim amtamın kızı olduğunuzu iddia ettiniz, dedi, Herkes biliyordu benim öyle bir hi- sırım yok. Moli gülümsedi. Demek korktuğu Kaplan buydu ha! kilde konuşuyordu bu adam, Onun sorduğu suale cevab vermedi: — Bursün yazı makinesi göreceğimi hiç zan- etmiyordum, dedi. Genç adam yüzünü buruşturdu: — İyi işlemiyor, dedi. Bir gey var, yor. O kadar aradım, hulamadım... Kızdım, ksldı- rp pencereden aşağı uçuruma atacığım geliyor. herkesin o Kadar Gayet basit bir ş0- Hilyalarımm manasulığını şimdi pek İ- yi anlıyorum. Sizi elimden alan Nihat; #porfu, neşeli, bir dakla durmaz, hoppa Bir genç. Böyle birisile sevdiğine mukad- des oşya gibi bakan, eski ruhku, hülyalı Necdetin boy ölçüşmesine (o imkân yok. Modellerini sinema filmlerinden alan bu çeşit delikanlılar, genç kızların ruhunda bir volkan tutuşturmasını çok iyi bili“ yerlar. Halbuki benim gisi, çocukluğu | Çeviren: VAHDET GÜLTEKİN Fakat haşkasmı bulmak güç... Molli birden: — Gösterin bir bakayım ben, dedi, Kolecde vazilelerimi makinede yazardım. Belki neresi bo- suk snlarım. Molli, getç adamım masasını doğru yaklaştı. Öteki bir gey söylemedi, sadece hiç beklemediği bu misafirini baştan aşuğr süzdü, Melli, genç adamm arkasındaki elbisenin ka - un bir kumaştan olduğunu gördü. Ellerinin temiz- liği gözüne çarptı. Tekrar: — Gösterin bakayım, dedi, İskemlenize otur. maya müsaade eder misiniz” Adam birdenbire kalktı, Genç kızım hareketle- rini mlâkayla taki ediyordu. Melli makineyi göz- den geçiriyordu, Biraz baktıktan sorra: — Anladım, dedi, Kördelâ çuradan geçecek, Kordelâyı düzeltti ve tecrübe olmak üzere, ingilizce olarak bir elimle yazdı: “Değerli kimselerin vatanın oyardımma koş maları sırası gelmiştir. riye ni dir, Kaplan, büyük bir hayretle: | değil... | Provens isimli biri — İngilizce biliyorsunuz demek siz? diye sör- | — Onun nasıl öldüğünü biliyor |larm ikisine de yüz da. sun demek Hellis? İ — Dört sene Amerikada kolecde okudum. 8 Makinede yazı ,yazmasını da orada öğrenmiştim. — Evet; biliyorum, Bunu da £*| böst bırakıldı ve muhakemesi Başmı kaldırdı. Genç adam ona hayran hay. ran bakıyordu, — Bende ingilizce bir kitab var, Okumak isti- yorum ama, İyice anlıyamiyorum, Siz okuyabilir misiniz”? Kiz gülümsiyerek: — Tabii! deği, Genç adam bir göz çekmiş, kitabi çıkarmıştı, Sanki “birisine bir emir verir gibi: — Bu ne demek, izah edin baha, dedi. Bu, Kari Marx'ın Das Kapital'inin bir tercü- mesiydi. Molli içinden gülüyor ve kendi kendine: “Kaplan bu ha! diyordu. Nasıl öluyor da bu a. damdan bu kadar kişi korkuyor!,, ' Genç adam, adetâ dert yanar gibi: © © — Kelimelerin ekserisini teker teker anliyo- rem, diyordu. Fakat cümlelerin manasını anlıys- miyorum, Geğisiklik Patson filv Gan Sonra bir gayretli, Parsonun metresine faaliyeti hak kında malimat vermiş düğü seyahatleri Yümata sahip değ 2m gördüğü kocasının nun sebebini dğre sezmiş olduğuna İ sonkünun akşamı intihara h mış, tabancasını doldu: kin mukadlera a kat kendisinin attığı bir kurşunla pe Parsonun yazı masası üzerinde! ' bıraktığı kâğıt sayesinde öğrendim. Bu kâğıdın alt tarafında, rakamlar küm olduğunu biliyorsun. Ka sim bu kelime ile katili ordu. Ölüm halinde erkek pardesüsü ve şapkası giymiş olmasına rağmen katili tanımış, son kaç harf karalamağa muvaffak ol muştu, Jâkin bu kelimeden ancak İ ki heceyi Za ta hecelerini yazabiidi| ” ve cümleyi tamamlıyamadan yere ! düştü. Halbuki o Za Towornaise (1) kelimesini yazmak istiyordu. Küğıttaki MD — ARŞ Fumase KAPLAN Tellis seslendi: — Geliyoruz. 4 Matmazel Verpen; olduğunu den başka İdi. Parson metresinden sak dalma sin e Parson sayesi olduğunu rirketmis. bur ekler * kaçka i bir kurşunla öld » Genç kızın çaldığı " «e vede böyle yaralanmea | vermediğini ifade ediyordu. hakik e kalemi eline alarak bi Estevi yı elde etmiş, 16 yandan 30 hin mr rm İm i rakamların o mana ne kadar anlayınca bu #i hetenin — Ru kitağı size İzah edeğilmek için günler. e an Mm; Bl bet ne gl ran emi zaman kaltmıyacağım. — Sahi, ak Kim Ba alam raya — Sizi görmeye geldim. — Korkmadınız mı? Moli: “Hiç korkmadım. diyecekti, Fakat yordu. Kaplan namuslu bir adama benziyordu. Onun için, — Yani Mirey Eâtev? yalan söylemek istemedi, itiraf etti: > — Evet, Mirey Estev. — Evet, korkuyordum, Fakat bazı sebebler- den dolayı sizi görmem muhakkak lâzımdı, — Hangi sebeblerden dolayı?” diye #ordu. Söyleyin, artık korkacak bir şev yok. Molli, söylemek istediği şeyi nasi anlatacağı. nr bilmiyordu. — Bülyor musunuz benim nekadar karnım aç! dedi, Vapurdan çıktığımdanberi bir şey yemedim. mzuyşonusaşın Nakleden: din? bir zaman Patsöflun katili, 19$E de” *Mâi do ya,.Yı çalmak işinde suç ortağı vel sonradan beş seneye mahküm olan! kadındı. Şimdi ondan intikam alır; — Madam Joliyenin » hk Helliş, nasıl oldu da katili ban san — Hayır, sevgilim. Ben ser? hiç böyle şeyler söyleme,, Suçla sanmadım. oSuş Kaplan: i in — Aah Helis, hiçbir 2: n ; — Vapurdan mı? diye sordu. Kimalniz #iz | ustu, Adelayidonlar çağırıyor söylesenize? dir — Kim olduğumun ne ehemmiyeti ver! Deniz takrir. kıyısmdaki küçük bir şehirden, iyiyar bir Çinlk Hellis.. Anyes... “ne nin kızı tiz? Haydi balıçe safası (Devamı var) da eve gelin, yemek hasır. EEŞİŞEZ MASAL ÇO CUKLARI HABER'İN AŞK VE, HİS'ROMAN II: MUZAFFER ESEN benim içindi. Bunu bilirdim. Gözucuyla fakir bir ailenin evinde, ilk genğliği leyli bir mektebin yatakhanelerinde, örerünün en ateşli seneleri vazile uğrunda Anado. luda geçen bir adam sevgilisine ne vaade" debilir? Ölünceye kadar tek bir Okadın için çarpacak bir kalb, bir sevgi, ebedi bir sadakat,. Fekat bütün bunlar modem aşkta kıymeti olmıyan şeyler.. Delikanlı çok acı bir ifade ile söz söy- Iüyordu. Nerdetin üzerinde toplanan Behirenin berrak gözleri yaşlar ile o buğulanmıştı. Bütün gayretini toplıyarak: — Necdet diyebildi. Bu sözleri düşün meden söylüyorsumaz herhalde. Ben, bir na lâyık olmıyan bir erkeğe bağlanacık — Bu noktada hiç şüphe etmiyorum. Sadece güzel bir delikaniı karşısında ne kadar unutuluverdiğimi düşünüyorum. — Fakat ben sizi unutmuş değilim ki. ve: Yalnız şimdiye kadar benimle evlenmek -— Bu adamdan âdeta iğreniyorum, d- — bakmaktan bile kor di, kız, korkuma rağmen arzusunda olduğunuzu ne söylediniz, n€ de yazdınız! — Rica ederim Necdet boy, bu çeşit o caktı. Bura inanırd iş ii i ü i K Bekişe t — Dem e büy ağam e ii. e rm lan in m miş olsaydım bile gene bu güzel delikan ıyı bana tercih ederdiniz herbalde.. — Haksızlık ediyorsunuz. En basit ha" kikatleri unutmuş görünüyorsunuz. Gö nül ferman dinlemez, aşka hesap girmez. — Ne ise bu bahsi bırakalım artık, Siz onu seviyorsusuz. Bu besbelli, O'da sizi Ve sonra neşeli görünmek için kendini zorluyarak; — Bunları konuşacağımıza Necdet bey, dedi. Çocukluğumuzun güze günle. rini hatırlıya'lım. O zamani aramızda şimdiki gibi korkun; bir uç mıştı. Biz, bizibirimize darri seviyos tahil dan bile geçmiyen çok samimi iki kardaş Genç kız gülmeğe başladı: tik. Ti bil i Z e — Evet öyle idi Behire hanım, faat e deği va > İS ozamanlar, varlığmıza kasan başka saydı evlenmek ister miydi? EŞ bir erkek çocuk voktu. Pesi patişahının Necdet, benliğini saran ölkeyi boğmak istemesine tağmen yumruklarını — sıktı üzı yalnız Benim için süslenirdi, gözler finde yalnız benim hayalim dolajırdı. O ğum - bu güzel ir gün benim ola. r gülm:t? koyuldu; ğini de im her esiyet benim için Da'a-o vakillenböri si eziyet anaçm ! —Hellis, dedi, çabuk anlat ne rp) lar? bu kadının izini nasl buldun? agiiL. Bun kdar inde bir İtalyan bah beraat etti, Baron dö Pro. n ön Sene hapse mah işte bu adamda idi. söylüyor, İtalvana evrak bunu farkeltiğimi: anlayan İl Gazetelerin bu havadisleri imdi anlatıyordu. Barot.| almıştı. Peren başkası de kandırarak onun şifreli İJüğümü tasavvur edebilirsisö tn 034 ağusto:| tilin sen olduğunu sanı . Muamma san sarilimiş yaptım, en hoşlanırsınız değil mi?? Maamafih zarar yok, devam edebilirsinla, badası 1914 de Şarbrua n sinde ölmüş, anası da onu i i rak ortadan kaybolmuş, bunun EA rine Kompiyende oturan | Jolive isirali halası tarafından Kömpiyene giderek madafi / , dilmişti ve ile görüştüm. Ondan Mirej tevin 1937 sonteşrininde tı | tileiğini, Pariste O M. Frans , | minde birinin yarında iğ 'endim. — M. Frassuva nu? — Sabret sevgilim. Sen de “kı | düştüğüm hataya düşüyorsun! tiral et ki ilk günlerde send helenmekte mazurdum. Buff A ıl mat beni yanlış yola “| Beni affediyor musun? | ç ar | — Devam et Hellis ve ser | Adelayid gelecek. »eiv) — Madam Jolivenin evi mek odasında bu müşahed tu. Duvarda bir iğne 'de iki büyük şapka iç boş yerini görmüştüm. B İ kadın bunun üzerine ağzın ba bana| kaçırdı: Bu iğneleri yeğeni © gin Bu malümatı aldıktan i bumu) ise nasil bir haleti uhiye il frar İkinci ziyareti senin o 3 ri) 2 dinlediğin masalları oyun halinde İt tan haşarı bir çocuktun. Bu karm eşya sana kimbilir hangi masalı hi $. Derhal bir tahta parçasını kalığ / keserek eşyaların üzerine atıldım: © haramilerin o başı kervanı ( durü Bac vermeden buradan geçilmez,. haykırdı. Kimbilir, hangi düşmanı yenmek için denklerin den atlarken dyağın bir ipe takıldı” düştün, dudalıa kanadı ve ağlam Jadın, — Senden hiçbir hatırayı unut Behire., Altı sene bu hatıralarla 5 uykusuz geceler geçirmekten belü Genç kız tekrar Necdetin sözünü — Bir gün sshinle gene bu odada! şuyorduk.. Yoktan yi ettik, Ve san azabiyetler “B iki. defçl, dışarı çık, GE Ozada bizi sesiz dinliyen sanem rip emir karsısında köndini kahkahaları kopardı. Bu dala ikisi birden güldüler: Ve artış Necdet ayrılıncaya kadar” ka şeylerden baltsettilez, (Devamı iz