| HABERİN TARİHİ ROMANI: 20 Yazan: Muzaffer Muhittin Rahip müşkül mevkide kal mıştış karşısındaki korkunç bir hakandı — Söyle Ali, beni merakta köy-fen güzeli olarak da vasfolunabilir. |hüp afiyetle yaşaym, Kılınıza ha | HABER — Aks m Poştası pa Fakat belki de alâka (ovardı:! — İkinci nokta aydınlanmış bu. we malim? Katalinayı hiç görme“)lunuyor. Malınazel Verpen buraya mişti. Bu ismin tiyatro için uydurul yirip çıkabiliyordu, Pardesünün ce muş bir namı mütear olması — pek bine saktedığı şapka iğnesini ala mümkündü. Matmazel Verpen İlel rak onunla bu sabah Mongardı ök dansöz Katalina acaba bir şahsiyet! durdü, miydi? A e Adelayid devam ettiz ei “İĞNE CİNÂYETİ 1. Cüdlelek iii 4 — Hemen hemen bütün kadınl8” CEN... 4 f ” Şapkaları nasıl tutturuy Ene ile mi? — Biçimine göre bazan Jğstikle İbazan lâstiksiz, iğne ile tutturula”” 'ar da var, ma, neden bu bicabı mucip hal? He huzuru şahanenize celp buyur iakdir edersin şevketlüm, — Söylemek istemiyor musun? — Böylece daha veciz anlatılmış ölür hünkürm, — Peki neredeler? — Getirttim şevketlüm! — Gelsinler, Alyos adosmın kilisesinde. yi. ârdanberi bütün halkin bir mabud Bibi sevip tanıdığı rahibi, allesile birlikte huzüru hünkira çıkarıldı. İ Rahib yüzünden do görüldüğü üze- re kendini hakikaten dünya işle- — Alyos adanın rahibini tada.) yordu. Fakat bir aralık tâ hafif Rahib bir şey anlamadan dinli- kani: sana hayran ve âşıktır. Onu Bil mi? Okudun biliyorsun, bir İs tüylü göğsüne kadar kızaran Aliye| ister misin? i panyol dansözünden bahsediyor, İş. bakarak hakikaten onun henüz ma| Rahib ve karisi dikkat kesilerek | te bu İspanyol dansözü Verpen de | #um bir bakire gibi olduğunu far. | kıza döndüler, Kiz boynunu büktü. | nilen kadından başkası değil. ketti, Kiz da, karısı da Aliye bak, | Bileriyle yüzünü örttü. — Adelayid yavrucuğum, sen he ular. Bu sirada en müteheyşiç olan | yecanla ne söylediğini bilmiyorsun Ali ve kiz göz göse geldiler, Kara Ali idi, Acaba bu büküm pa | İrini mektupların ne kıymeti! Aşk, alâka, sevki no garib şey-| olacaktı? Yoksa kızı ebediyyen ka. | var; hem matmazel Verpen İspan- dir. Sanki inan ruhu bir ântendir. | girmiş olacaktı, Ta'buki onsuz ya-| yol değil ki, İ Kadından İntişer eden seyyaleyi | şıyamazdı, o kadar gönlü düşmüştü! — Orun gibi Ispanyollar Mom bazan hiç sramaz, bazan bir anda! ki bu gönüle! İmartrda dolu. | tesbit ediverir, Bu iki genç biribi- Biraz bekieştiler, Kın cevab ver.) — Fikrinde wrar ediyorsun de. rine bakınca, ikisi de önlerine iğil- medi, Bu sefer r hib ti mek? dler, ikisi de utandılar, İkisi de) “İ İMREN yar k — Evlâdım, burada bizlerin de, Hakikati kabul etmemek sure acaba İa getireni kazıklatırım. Bu deli .| — İmzasız mektubu sakladın de — Demek eski şapka iğnesinde tamarile vazgeçilmemiş? — Hayır, fakat eskisi gibi bu Ür “eler süs ma'ksadile değildir. ! — Bu şapka iğneleri epey uzu” i dur değil mi? Hellis kız kardeşinin karşısına ge ip oturarak devam etti: — Kadınların ne kadar Ozaman lanberi saçları kesik? — On beş seneden fazla oluyor. — Bütün kadınların mu? Harpte kadının rol ne olacak ? (Baş tarafı T mcide) (,sir Olâmıyacağını söyleyebilir Li büyük harpte kadınlar sanayi için! yiz? , (Devamı var) ü ge İş heyecan duydular, -Hakan bunu da sezmişti. — Aziz rahib, demişti. İşte kız. rizr kayınpeder olmak isterim, He| pinlizin başım üstünde yeriniz var, Evlâârm gibi sevdiğim Kara Alinin karısı behim de gelinimdir. Zaten hakkımızda Alyos adak sakinlerinden dinledik. Tinden çekip ukbaya hasrelmiş (- İyi, ama, çok iyi bir adamdı, Hün. İkârm eteklerine doğru eğilirken kadirşinas Türk hakanı ayağa kal, Arp: — Estöğfürulleh! dedi, Fatağfü- Fullah! e büyurun! Hakkmızda esir değil, mianfir musmelesi ya - #priması zaten arkadaşım ve baha-| Rahib müşkül mevkide kalmıştı. dirim Kara Ali can'binden emro. Çünkü karşısındaki korkunç bir ha muğtür. Sanırım ki adabir #uİ,İ kandı. Reddetmek tehlikeli olabi. hen memelikimize ilhak olundu! |lirdi, kabul etmek de Kızınm Armı- — Evet şevketlü hakan! Ve biz-! su hilâftna olabilirdi Bu da haya- bunun içindir ki Kara Ali tara-İ tını kurtarmak için kızı foda et- merkezi hükümete getiril.| mek gibi bir zillet olurdu, Bunu ra memizdeki sebebi anlamadık! hib kabul edemezdi, Onun cesedi Ama, hünkâr anlamıştı. Üzerine basılmadan cebren evlâd a. “Ol diyar peri ruhsar dilberleri | hnamazdı. Rarib &yni zamanda kuy arasında yekta ve bimisal olan kı. | vetini gönlünden alan bir adamdı, 21, bir elmas parçası gibi perili. | — Hünkürm, dedi. Bu iş bir 1. rade ve emir meselesi değildir. Se- nin adeletiği bifok de müselleiğir. bakıyor, yalnızen bu elmaspareye| Şu dakikaya kadar kuluna «Wasgğ- müteveccihti. Hünkâr ' bunu gör U ve takdir etmişti. Şimdi artık Alinin hlenab ettiği şey anla. Kara Ali, ne hünküra, ne rahibe kat ben riza göstersem de kızım İ ğil, Cenabihakiım muvacehesinde - sin. Allahm emriyle seni benden ta, leb ederler. Işte delikanlı, Ne der- sin? Tamamiyle serbest olduğunu gevketlü ve muhterem hünkâr vald buyurdular, Kuz: — Baba! diyerek hıçkıra hıç - kira ağlayıp üntesinin kucağına &. *lâr. Böylece ağlamasını bekledi - ler. Hünkâr gülüyor, mes'ut hissedi. yordu kendini. Osman Kara Aliyi bu kızla kimbilir nekadar sevindir. miş olacaktr, — Kızım, dedi, Söylesene, Kır başını kaldırdı ve Aliye bak- ti. Kalktı, Yavaş yavaş yürüdü ve tekrar hıçkırarak Alinin omuzuna başinı koydu. “Rahib de ağlıyor,“karmı da ağlı. yor, Ali de ağlıyor, hünkâr da, Çok aenibdir. Bilmem nikâhlarda bu - Yundunuz mu? Yakınlarınız nikâh . lanırken içinizden sanki meçhul bir tile sen ısrar ediyorsun, Hem bu ka- dını neden müdafaa ediyorsun Ti bii sizin teşkilâta mensup da ondan seferber edilmediler; onlar cep - hane fabrikalarında veya cephe hastahanelerinde hizmet etmeğe ve bü uğurda canlarını tehlikeye koymağa kendi arzulariyle ve gö nüllü olarak koştular. Kadınları evlerini barkların rterketderek er- keklerinin yanına koşmağa, onla. ra en faydalı, en Jüzumlu bir şa. his olarak yardım etmeğe sevke den Amil tadece içtimat şuurları di. Yoksa bunda hiç bir zaaf his- si mevruw bahsolamazör, Eğer dünya yeni bir harbe şa. bit olacak olursa bu harpte hü. kümetlerin rast gelecekleri ne bü” yük müşkül kadınlarda millet hizmetine çekebilmekte olmıya « cak, sadece kâdınların harbe tam iştirakleri balinde öesatetlerinin tacilip o kırılmıyacağını, kırıldığı hil olmadığını N du. Bu adam: hep yalar le itham edemeyiz, O da bir ciriaye- te kurban gitü ve ölümü Parsonun ölümü kadar esrarengiz bir mahi- i yet arzediyor. — Anlattıklarımın neresi esraren- giz? İşte esrar yok ki... — O senin şahsı fikrin, hakikat büsbütün başka. Parsonun ölümün. de en asağı üç esrarengiz nokta var. Bak, dinle beni... Evvelâ 13 sonkânun sabahı, yani cinayet gecesinin ertesi günü, Par sönun tabancasında kurşunlar ta mamdı. — Yok canım! 0 Tağiin'sana her çi mamıştım Adelayid; fakat | şimdi) <akur. Bu halli müşkül bie sürü bilmen lfizım: O gün tabanca do-| meselelerin ortaya gıkmasına ve" | Bu kadın ki, hayatın; erk s# İ sahralar özerinde tek başına W* İ garak tehlikeye #okmuş, denizle aşmış, gece uyumamış, gündü | dinlenme: hayatının her das” ” biribirine benzemez bin O &k vaziyettedir. Kadınların barp etmesine lüzum yoktur ihesine hiç de bir Hüzüm ve zaruft Yöktur, Cephe gerisinde erkekler * den boşalacak yerleri doldurmak * çin kadına daha fazla ihtiyacın” bâi, Her işi kadar siyaseten ve seğe mütemayildi, © Kimseciklerin burnunun kanama oni bile istemezdi, Netekim istese bin kızını cebren ve kahron a. mümkün olduğu sulhen hallet. höte getirtip kendi arzuları ile işl yapmağa hazırladı. Hünkâr rahibin omuzuna elini oyarak: — Kara All yalnız man olan Aykud Alp değil im de öz övlâdım gibidir. Ken- yalnız asl Türk kanir bir ba- ir olarak değli, belki gençler # yi ama, yapmadı ve önlarıj Maahasa bir defada kizin fikrini ve ikram ederek merkezi hü. | soralım. büyük bir/ yim. o'sa, milyarder bile olsa ! (izah dilemez bu para cezalarile, Valtevki suçlu olsun elini uzatmaktar Ama, bundan lezzetli bir ağlayış | ta bir boş kovan buldular, tasavvur olunamaz. Sonra gene 13 sonkânun sabahı, Osman ayağa ie Parsonun portmantoya asılı parde- Biz Sizi Jerm emri pey-| süsünün cebinde bir şapka | iğnesi gamberin kavli ile biribirinize tez, | gördüm. : halel viç ettim, Kadı böylece tahrir et-| — Ne diyorsun? Bir şapka iğnesi sin ve size ev ve mülk verilmesini | mi? irade ettim. Nerede isterseniz ora, | — Evet. Londra dönüşümüzde — Senden havf eder şevketlâm!| da ikametinize izin tahrir olunsun, | iğne verimle yoktu. Kim aldı? — Yok haksızın. Ben en zalim) Biribirini öptüler, Rahib, ömrün.| — Matmazel Verpen! bir adamım, ne yabani, Din ile mu. İde ve hayatımda bu kadar müteva-| — Yahut zabıta?.. Üçüncü esrarlı! kayyed, vicdanı rehber olan biri - xt, âdil bir hüknâr görmemişti, dü. | nokta Parsonun masası üzerinde | şünmemişti, düşünememişti. Kendi | bulduğum kâğıttır. Bundaki rakam | Ve kıza dönerek: dinince damadıni ve kızını müba - | Jar ve yarım kalmış kelime heye de — Yavrum, dedi. Hüküm sende, | rekledi ve hünküra dönüp: lâlet ediyor? Bu üç nokta aydınla- Eğer Kara Aliyi istemesen varın (Devamı var) tılamadıkça işin iç yüzünü öğrene rahat ve İstirahatle yurdunusa dö- meyiz. Osman güldü: — Haklısın, ded. Sakın aklın dan geçirme ki cebren veya kah - ren bu İşi yapmağı düşünüyorum veya düşünüyoruz. Burada hasbihal ediyoruz. Allahm emrile İstedim. zil insan değil miydi? tlsımlı bir su gibi onu bütün gür/21 hasta kızı bunu öğrendiği zaman İnsandan ber şey beklenebilir. in | haklarından yıkadığını hissediyor: |ne olâcak, karısının yüzüne nasıl sandan her şey ümit edilebilirdi. / |du. Temizleniyor yeni doğmüş ka.|bâkacaktı. En büyük iyiliklerde en büyükldar pâk oluyordu. Onlar bir defa daha, hemdeta fenalıklar dat, Ö zaman, o ilk hâdisede Osman kökünden yıkslıyorlardı. Ötesi çalman şey.. Osman Fazil | Feri haklı, kendisi suçluydu. Bel) Biliyordu. Bu gidiş facia idi. O denilen müesseseyi yıkmamış. O-İkio zaman da al ve müsamaha gös“ kadar senede o kadar çok serseriyle, nun bütçesinde en küçük bir rahne | >“, Göstermemişti. Fakat hakkı'o kadar çok hırsızla düşüp kalkmış bile açmamıştı. ; vardı. tı ki bütün teefrrüatı biliyordu. | Fabrikada olduğu zaman biliyor.) . . at bir gün, anlamadan, dinle.) Bu gidiş, karakol, o merkez, mü-, du. Bu ziyan işçilerin o gündelikle. | meter böyle bir şey söylemeğe hak:| Jüriyet parmak izi, sabıka, mahke-, rinden kesilen haksız cezalarla birİkı yoktu. İnsan bu kadar nüfuzlu İme ve nihayet belki de ikinci defa halta izinde kapatıiırdı. bü kadar büyük va hayatta böyle) belki deği muhakkak ikinci defa Nitekim, her hafta Osman Fazıl, | muvaffak olmuşken bir biçaseye ve. | alarak hapisti. Ve utanmadan vfak bir vicdan & sılın onun kasatından çaldığı para) sekilmemeliydi. Bu hareketi insar | sabr, duymadan bir adam, bu kale Osman Fas,bu merhametsiz cevabın temiz ve her şevin mahvolması demekti, Kı. başka, fakat İnsana müşabih bir seden ümidi kalmadan çıkan VA i inayet | sile olabilir. olacağı tabiidir. işilmiş oluyordu. birinel derecede gelir. Onur ritası | tat burnunuzun ucundan gözlerini - |luydu. Birkaç gün sonra cinayet; 1 i Kara Ali, babası Aykud Alpten | istihsal olunmadıkça ben evet di , | 2e doğru gicikliyarak seyreder ve | zabrtaca öğrenildiği zaman polisler Kadınla erkek arasında Bugün Almanya ve Fransada b€" bütün başka bir humusiyete de| yemem ve kabul edemem. elinizde olmaksızın ağlaramız. tabancayı muayene ettiler ve silâh.| (o fizik müsavat prensibi hangi bir harp halinde cephe hizmetlerinin, silâh ve cephane (8 Hikalarının kadınlar taralından id” resini temin edecek tertibat olarak alınmış bulunmaktadır. İki cins arasındaki fark asıl o # man kendini gösterecektir. y cephede dövüşecekler, kadınla” silâh yapacak ve umui hayati artık mevzuu bahs olamaz Kadınların harp eden kuvvetler atasında yer almasına muhalif o- Janların ileriye sürdükleri, kadın la erkek arasındaki fizik oaklemi müsavat prensibi artık mevduu ölüm tebidi altında geçirmiş ve © : bahsolâmaz. Kılıç sallamak veya muztak kullanmak icap ettiği de demir iradesi, korku bilmez a ile bütün bu tehlikeleri yenmişti” Bir kadının kadın olduğu z kek pilot arkadaşlarını sergüzei” lerine iştirak edemiyeceğini söy“ leyebilir miyiz? . Şu muhakkak ki bugün kadı” olârak bir harpte erkek kadar, onu virlerde çok zayıf, hattâ hiç işe yaramaz vaziyette kalan ka.: dın, bugün, bir makineli tüfek ba İyer almağa anecbur şında erkekle tamamiyle müsavi | hiçbir yerde yoktur. kuvvet ve kabiliyettedir. bugün bu kabiliyeti haiz Bugün birinei sınıf bir tayyare-'hi, ci kadının, kadın olduğu için, bir) Önümüzdeki harpte erkekler hi? bombardıman tayyaresiyle düş - | edecek, kadınlar da geride çalış9* iş gördüğü her sahada çetin olabil Kadınları cephede ve man mevzilerinin Üstünde mes. caklardır. i edecek ört Hatta kadınl” olsalar öf tiyar adamın alnında ve gözleri! başka hayvanlardı. tuhaf bir gururun izleri pariryord” — Yürü! — Yürüyoruz iştel Biraz evvel titriyen, küçülen kor kan ihtiyarın sesinde tok ve erkek bir ahenk vardı. -- Şimdi de kafa mı tutuyorsun. Evet kafa tutuyordu! Ne olacıiktı! Haksız yere zulüm bu 5 lirayrı bulmuştu. Bu görenlerin, suçsuz olduğu halde suç” simdi, ona eski süeterinin Ii muamelesine uğrıyanların, sebeb deni kolları ve göğsü görünen siz yere ezilenlerin isyan hakkı de-'ma verecek onunla beraber hasta” öl miydi? İve gidecekti ve yavrusuna, ai Kafa tutuyordu. Sıska boynu Üs duhuna, Memduhunun bütün wi tündeki başımı dimdik tutuyor, 515 arı boşalmiş damarlafına kan ka bacakları üzerinde vakasla Yürü. lacak... Ölüm kovulacak, bu 10 beş | 710) ui jdan fazla bir parayı işçilerinden) padişah da olsa milyoner de olsr| zibi konakta yüzlerce davetliyi do: yor ve polisle bekçinin önünde kara kâbus silinecek yok olacaktı... ço, muntazam surette almıyor muy'du?| yapabilirdi. Kasadan çalınan para hırsizlie| Polis memuru kendisine bir şey .İtrda biçare işçinin cebinden | çalıİler söylüyor. Şoförler alay ediyor içinde bu istiham işareti yar, | “arı bursızlsk değil miydi? İN eze ver rağ başi ik Şimdi şu ana, şu dakikaya, içer.) sıyorlardı. de bu cevap gelene kadar, hayatın-| Fakat, o hiç bir sey daymuvordu da kendisini daima zelil daima suç“İ O buraya, re ümitlerle gelmişti, lu ve daima pek sefil hissetmişti, — Haydi yürü! etmekle, buraya kadar bu! O hâdisedenberi, kendisini böylel -—- Yürüyorum! gelip etirürmekle belki hata hissetmişti, Bu gidiş, bu gidiş ne (demekti , Fakat ötesi, milyoner de! Fakat şimdi, şimdi içerden geleni bunu biliyordu, bu artık ebediyyen #, bu hizmetçi kiz nedenbu söylemekten böyle zevk du iyuran ve bu bir gecede onun ver. kolda çaldığı eşyaları kime verdiği" seden çaldığı parayı değil onun bü- ninereye yolladığını söylemek için tün hayatınca harcedebileceği para- dayak yiyecek bir hırsız gibi değil ye eğilenes için sarfeden adam ona muharebe meydanma cençe giden #lini uzatmıyor. Tıpkı bir insanın bir insan gibi yürüyordu. suda boğuluşunu imdada koşmak Si ribi en iptidai bir İnsanım | Bu akşam bu düğün evinin kapı duyabileceği bir alâkayı, bu en ta: sna başkalarınm lülü mürüvvetin Sil ihtiyacı hissetmeden soğuk kan- den kurtuluş ümit eden, zelil, seli 'a seyrediyordu. kudretsiz, kuvvetsiz bir ihtiyar gel Ve muhakkak ki bunlar, İnsan mişti. Şimdi şu anda bu düğün e. değildi, insandan gayri, — insandan |vinin bahçe kapısından dışarı kim- Bu beş lirayı nasıl bulmuştu. e nun ne ehemmiyeti vardı. BU lira işte elindeydi. Bu beş lirayı kendisine verep Vi pu” beş lirayı kendisine neler rinden silinmişti! bile! | Hayır, esasen o, köşe vey susf arabasını durduran bu ve yaklaştığı vakit, ne iyon liyor fakat ona ne teklif bilemiyordu. Devamı var)