HABERİN TARİHİ ROMANI: 18 Yazan: Muzaffer Muhittin Bizanslı imparatorumuzu kaybettirdi Yukardan acı bir çığlık duyuldu. Bütün #aray birdenbire alt üst ol- du. Kapılardan fırladılar, merdi . venlerden firladilar. Herkes endi- şeyle biribirine bakarak sormak- tan korkuyordu. Ne olmuştu, seydi bu çığlıklar, neydi bu haykırışma . Jar, neydi bu ağlaşmalar? Sihirbazlar, hocalar, müneccim - ler gidip geliyorlar, Yüzlerinde act uruşukluklar var, Nihayet herke- ain ürpererek dinlediği haber du . yaldu: — Şevketlü Jlkanı âzan Gazan Mahmut han vefat etti! Bu haber birdenbire bir şimşek haiyia bütün ülkeyi sardr, Halk #0- kaklara döküldüler, Ellerinde me - galeler Gazan sarayı önüne birikti- Ter. İlhan toprakları bir an önce bir bayramdan çılemıştı. şimdi bir ma. teme giriyordu. Gazan ölmüştü, Ne garib bir ilâhi tesadüftü bu, De - mek Tanrı bu kadm: uğursuz kıl - maştı. Halk haykırıştılar: — Bu Bizanslı kahpeyi ülkemiz- den defediniz. Menhus bize Impara. torumuzu kaybettirdi. Ve Afroditi bir kenarda elleri i- çine aldığı başını sıkan Maryanm « omuzlafına dokundu: — Marya, halki işitiyor musun? Şu dakikada senin şu güzel başmı bir köpek işmekbesi gibi halkm e- linde didik didik ettirmek elimdedir. Fakat ben merhametli kadınım. Senin ülkene varıncaya kadar kür- na hata gelmiyöcektir. Ama, ne olurdu, şu Helâğülara, Abakalara adanan ve bin bir Bi. zanslınm ellerinde bir şehvet oyun- cağı halinde kalan gönlünde Gazan- dan bir damla da mı yoktu, ağla- sana! Marya susuyor; Karşısında tüy - İeri kabarmış bir kızgın kedi gibi duran Afroditiden korkuyor. Halk haykirişiyorlar. — Bu karının başını isteriz! Marya yerinden fırladı ve Afro #tinin kucağına atılarak hıçkıra hıçkıra ağlıyarak söyledi: — Beni kurtar, beni öldilrime, Yaşamak isterim! Ben #eni öldürtmek değil, mem - leketine göndermek istemiştim. Ba- aa merhamet et! Afroditi de ağlıyordu. Ne kadar olsa karşısındaki kadmaı, nihayet Paleologos gibi bir mel'unun oyun. cağı olmağa mecburdu. Ne haltet- #in, kardeşiydi ve sultandı. Eğer o- mun arsularını dinlemese orada mahvı mukadderdi, zırlandı. (Devamı var) © İrrp da kurşunları bulunca katil âle'İşaça öğrenildikten sonra haber ve (Devamı var) ; pi Sevim Kevseri, yanı başında gö| vulda bilmiyen bir tek inst” ) “ünçe yavaşça parmaklarını Atılır | tesi değil miydi? HABER'in Edebi Romanı LI Li e Vaziyetin nakabili tahammül bir hale gelmekte olduğunu (anlayan Muhsin Atlısoy oldu galiba.. Havanın serinliğine rağmen İnce Gk tül tuvaletile tara" çıkmız e taş bir ultuna dayanarak gözle #ni kapamış duran karısın: ikaz © ein, onu Işolundan tutan onun kur k iağıne: kahpeyi defediniz Afroditi Maryayı okşadı ve: Hâdlseler bu sırada şöylece tel- — Üzülme Marya. Dedi. Hayatı. | his edilebilir: pa kasdımız yok. Ve artık dostuz.) anni Oymani encümeni Osman. Beni dinle, Şu dakikada Olcayto HU|y, tarihi cild 1 sayfa 601 de: “Bi “e ze Esi sel tinya kıt'asındaki orumlarca hayat saltanata geçti. yine ve memat meselesi şeklini alan Os-: asl ge 3 işinde gem SÖNİman hanın satveti & mütezayidesi gonna söyle ki, KE a ik hiye. m yem z » jrelerini düşünmek ve ona göre te. A İdabir ittihaz eylemek Üzere 760 Marya (birdenbire Afroditinin| seninde Buran tekfuru diğer tek EN fırlıyarak deh -| çurları m davet etmişti. — Bizans: mı? Etranas, Kete, Kestel tekfurlari — Evet, orada doğdum. Ve ba- ficabet ettiler, Kurulan Omeclisi bam İmparatorun arabacısı tara , | Meşverette relsleri olan Bursa tek- fından kamçıyla sokak ortasmde | '8ru: öldürüldü, anam, imparatorun ne-| — Türk bizimle eski düşmandır, dimesi tarafından zehirlenerek öl -| Civarımızda yurd edindi, yerleşti dürüldü. Ben tek başımız ne isti -| kaldı. Şimdengeri bu diyardan h- rab, çektim. O mel'un < biraderine| tiyariyle çıkıp gitse olmaz, bağı . söyle ki ben Afroditi, Köse Miha.| mız ve böstanımiz! yıktılar, aç lin Gazan nezdindeki casusu idim | kurdlar gibi davarımız” komadılar O muvaffak olamadan ben muvaf-| yediler, Atadan ataya, öteden öte. fak oldum. iğ ye oturageldiğimiz iklime konup — a sen mi öldürdün? kadim yurdaşı - sahibi - ne dönüp geldikleri diyara eski darımız de . diler. Her yıl bir niceniz, yer gibi an- Sızm çikarlar, sel gibi uğradıkları diyarları yikarlar, canımıza od ko - yup yürürler, bizler bakıp dururuz. Diyarımızdan şimdiyedek Yarı ver ki yıkilâr, harab oldu. Ciğerimiz yandı yakıldı. Eğer ittifakin biri l birimize yardım edip anları or.| tadan götürmiyoruz, isimiz bitti, | malümenan dağıldı, eblü aya) pa-! yimal oldu. Diyarımız elden çıktı gitti, Elbir edevliz, onlar baş kaldırıp Üzeri - mize gelip zarbı destle bizim ulu- muz bağlamadan biz onların aya. ğın alalım, yere çalalım. vadisla- de sözler söyledi, İ — Hüykirirm Afrodit! — Seni parçalari: * Marya! Hay- di pılmı pırtmı topla ve memleke, tine dön, söylediklerimi Paleologo. #a. bildir, Artık hünkâr Osmandan korksun? Onu, senin yüründen himaye e- decek bir Gazan kalmamıştır. A - nadolu beylerine müdalınle edecek bir Gazan kalmamıştır, Bir kadma her geyi feda edecek bir Gazan kalmamıştır. Halk dışarda haykırıyorlar: — Kahpeyi isteriz! Marya titriyor, Afroditi müte - bessim ve muzaffer, — Duyuyor musun Afroğiti? — Evet duyuyorum, fakat korkma! Benim himayemdesin. sen Marya eğildi, Afroditinim ojin;) Bunun üzerine tekfurlar akdi öptü ve söyledi: iWtifak ve idareleri altındaki ma- — Birden kuvvetlisin (o Afrodit, hallerin bilcümle erbabı harbini İ Hak kuvvetindir. cem ve mühimmatlarını tedarik e- dip bir azim cemiyet husule getir. diler ve Osman han: ansızın bas- tırmak üzere hareket ettiler, Olcayto Maryayı bir muhafız a. /layı himayesinde memleketine gön | deriyor, Bizans karmakarışık, Bu İhaber Bizansa yayıldığı zaman Anürinikos Paleologos iki kere & - lüm tehlikesi geçirmiş, güç kurta- rılmıştı. İşte bütün ümitleri, bütün kurduğu İspanyol şatoları yıkılmış t. Olcayto Hüdabende han, Mar- yağı gönderiyordu, Sultan Osman, bü haberi sabaha karşı aldı ve hemen giyinerek Mi. hala gitti. Derhal meclisi harb top- landı, Tekfurlar üzerine sefer ha - Osman Gazi bu içtima, meşveret, ittifak safahatımı günü gününe ha- ber nityor, kendisi de hazırlanıyor, hareketlerini gözlüyordu, Gönder. diği casus müttefikinin hazırlık ha. berini getirdi. Harb hazırlıkları ilerliyor. Os - man bu haberleri almca zaten her Whtimale karşı hazir olan ordusuna emir verdi, — Yoruldun artık eve diyen o oldu. — Evet çok yorgunum.. Kevser her zaman mağrur ve mü* tekebbir olan bu kadın, Muhsine ihayatta bir dakika bile sokulma- imiş. ona daima hükmetmiş fakat İona hiç sığınmamış olan Kevser © na yaklaşıyor. Bir hamiye sığınır gibi ona sığınıyor. Ve kulağına fı. sıldar gibi hafif bir sesle: — Evet çok yorgunum beni be jmen götür diye âdeta yalvarıyordu. i * Gözlerinin etrafı halka, halka mo İrarmış, dudaklarının kenarları güç İzaptedilen hıçkırıklarla hafif hafif İlitriyen bu kadını, onun en (ufak İhareketlerini, en küçük mimiklerini bile anlamağa gayret eden, onu sü zen ve bu akşam her şeyden, her” İkesten fazla onunla meşgul olan da. vet'ilerin arasından onların nazari dikkatini celbetmeden çıkarmak bir İmarifet olacaktı, Muhsin ( Atlısoy İgaliba bunu yapmak ve buna nr İvafiak olmak emelindeydi. Çünkü karısına: nız bu son senelerde o tahsili için — Kevser dedi, Seni dansa kaldır| Avrupaya gitmişti. Sevim onu tek” 'mağa gelen şu delikanlıyı geri çevirİrar bulmaktan, tekrar ve bu kadar dönelim | me. Onunla dansede, ede merdiven! başına gelirsin, kimseye veda etme ğe hacet kalmadan kaçmak için bu çok iyi bir çare olur. Ben duvar! der ve seni beklerim. her zamanki gibi onu: tipe itiraz edip kendi fikirlerini din| letmeğe çabalayacak mecali yoktu. kendisini dansetmeğe kaldırana a İ çıkça: i Şimdi gidiyoruz. Çok O yorgu" şına kadar dansederek gilmek iste | “im. Oraya kadar dansedelim, dedi | > | Sevim yarım saattenberi çocuk İuk arkadaşı Atıfla beraber merdi- venlerde oturuyordu. Birçok kere birlikte dansetmişler relmişlerdi. Ve Sevim artık dansı; Tüsüürmüyordü. HAPTER— Akçam Postası bihi (4 Bayılıyordu. Helis atıldı ve gençltinin bizzat maktule ait olduğunu ren Parsonün oturduğu binanın * kazı t Kız şimdi tarak bir iskemleye otürttu. ağlamağa başlamıştı. çenesini kırmak arzusile (titrerken onun söylendiğini duydu: — Hepimizin kurtulması hepimizin susmasile kabildir! vi Hellise, Mongardın evinde mat- mazel Verpen ile Mongard arasında geçen sahne ne kadar uzak geliyor; du, Genç kız mağlüp olmuş ve kim seye bir şey söylememeği vaadetmiş ti. Sözüne duracaktı. Budala değil! di, elinde hiçbir delil olmadığı halde| mübhem bazt şüpheler uğruna ra.| hatini feda etmiyecekti. Hellisin| kayınbiraderinin intihar ettiği yolun daki teminatı onu teskin etmişti, Mongard: — Hizmetimden hemen ayrılma- n, demişti. Muhakkak ayrılmak niyetinde iseniz bir müddet sabre" diniz. Genç kız cevap vermişti: — Mademki bir intihar mevzuu bahs ölüyor, bu kadar esrar neden? Karısma ne diyeceksiniz? — Ona söyliyeceğimiz bir yok, her şeyi biliyor. -- Ya? Benim için bir tehlike yok öyle mi? Partiyi kazandığmı anlıyarak ra. hat bir nefes alan Mongard yumu şamıştı: — Hayır, katiyen kızım! Hellis, genç kızın yanında kala rak onu teselli etmeği pek isterdi. Fakat oradan ayrılıp Adelayidi te selli etmesi, sonra onunla beraber kaçması lazımdı. Ayrılırken genç kız bir işaretle onu durdurdu. Het- lis yanma yaklaşınca da elini.uza tarak murıldandı: « Teşekkür ederim, Ne için teşekkür ediyordu? Mon gardın hareketlerini tasvip etmedi- ğini anlamış mıydı? Kız kardeşine o kadar «fena bir havadis götürmekte olmasaydı Hel- lis sevincinden yolda şarkı söyliye- cekti, Fakat Parsonun feci #kibeti. ni düşünmesi onun bütün neşesini kaçırmağa kâtiydi. Önlerinde bü" yük bir tehlike vardı. Zabıta Parso- Nün tabancasını dolu bulunca inti- hara tabiatile ihtimal vermiyecekti. Mongard tabancayı Parsonur çek mesinden aldığı kurşunla doldur müş olacaktr. Böylece hâdisenin bir cinayet olduğunu zabıtaya (işaret ediyor, ayni zamanda işi büsbütün karıştırıyordu. Zabıta katilin ta. bancayı alıp götürmemiş olduğuna şaşacak, Parsonun masasını karışir gey Zişmiş bu kadar güzel ve yakışık Wi bir delikanlı olarak (o bulmaktan üyük bir memnuniyet hissediyor- du. ri tanıdığı bu genç kızla (beraber nun için bırakıyordu. Bu çok tuhaf bir şeydi. o Fakat ni tanırlardı. Fakat bu gece!.. Bu ge se sanki onların, ahbablıklarının ta* nışıklıklarının başlangıcı idi. num fakat kimseye selâm vermeğ”! Bu gece Atıf Sevimi harikulâde| Öksüz ve zengin akraba meçbur olmamak için merdiven ba“ yüzel, Sevim Atıfı fevkalâde akıllı| ğıntı bir kız olduğu için seneler Huluyordu. Sevim Atıfın bütün kızları ilama' dip yalnız kendisile meşgul olma undan #deta, memnun oluyor, Atı! Sevimin başka delikanlılar taralin- #an dansa kaldırılmasından korku. yordu. “ar, aşağı solada dansedenleri sey» 3 tedi İ “ediyorlar, Ve Atrf Serinin parmak Atıfı o senelerdenberi tanırdı. YA” | arının ucunu avuç'arı içinde tutü'İ dr, vor, avuçları içinde tuttuğu bu İnce parmakları hafif hafif sıkıyordu. — 10 — anlayacaktı. Maktulün vücudundan o çıkacak ayni olduğu da iddia nun üzerinde hasıl olan (sıyrıklar bunu meydana çıkarırdı. Mütehas' «ıs kutşunun o tabancadan atılma dığımı söylerse cinayet silâhının ay» ni cinsi alacaktı. Mütehassıs, kurşunun, ölünün ya" nında bulunan tabancadan çıktı #ını söylerse silâhın ölümden sonra doldurulduğunu kabul etmek icap edecekti. Fakat kim doldurmuştu | helenmemişlerdi. herhalde maktul tarafından deği" Ölümün veya intiharın bir Şahidi! ay mencereden görerek zabılaYö “| tarafından mı?. Niçin? Bizzat ka- til tarafından mı? Gene niçin? Ölünün yanında bulunan dolu ta" bancayı zabıtayt birçok ihtimalleri düşünmeğe sevkedecek, fakat asi? intihar ibtimali düşünülmiyecekti. Mongardın Hellis gibi ayni mu. hakemeyi yürüttüğünü kabul et | mek lâzımdı. Öyle düşünmüş ve tabancayı doldurmuştu. Fakat ni. çin böyle yapmıştı; Adelayidi da” imf surette tehdit edebilmek, “zabı- ta bir katil arıyor. Bu katilin siz olduğunuzu söylemem (mümkün Hellis kız kardeş'e yeniden ko nuşmadan önce bu muhakemeyi yü. rüterek Mongardın samimi olmadı" ğına kanaat getirmişti. Monçard . Filvaki bizzat Hellis de ilk he yecan anlarında k-z kardeşinin ma- sum olmadığını sanmıştı ama bu çabuk geçmiş, sonradan (suçlunun Mongard olduğuna kanaat hasıl et. migti, Kıs kardeşile uzun uzadıya görüş tükten sonra Londraya dönüşünü müteakip Hellisde bu kanaat kuv- vet buldu. Mongard hikâyesine ha kiki çeşnisini vermek gayesile ilâve ettiği telerrüatla onu bilâkis akıl kabul etmez bir şekle (o sokmuştu. Sözleri baştan başa yalandı, Haki kati öğrenmek için Adelayidi değil isticvap etmek lâzımdı. jParsona yazdığı müphem Hellis bir yumrukta o Mongardın|kurşun tabancanın o kurşunlarınm | dir mektupta “büyük bir fe edilemezdi idolayısile,, süratle Parise Kö” Kurşunlar ayni olmadığı takdirde|lüzumunu bildiriyordu. Mektup “| ancak cinayet ihtimali katileşecekti. Aksiliçadar karışık ve mübhem ifad8i takdirde bir silâh Oomütehassısı buldi ki Adelayid hakikati daha kurşunun ölünün yanında bulunar| len bilmeseydi merak ve end: tabancadan mı atıldığını tayin ede-| zldırabilirdi. ekti, Bu kolaydı. Çünkü tabanca; Hellis ile kız kardeşi kolonel nm namlusundan geçerken kurşuİsokuğınanli binaya bağajlaril€ “| ste bir tabönca olduğu anla.| “İlinden çekinmiş, tekrar altın” Picısı Moro oldu. Kapıcı, Mv raber geldikleri zaman kapı P) kül vazifesini diplomatça yapi” “ Jcastum ölümünü Adelayide İm ve alıştırarak bildirdi. Onu dikkatle dinliyen Helis” saf ve basit adamm maharet a olmuştu. Ayni zamanda " yenin neticesini de heyecanla liyordu. İntihar kelimesinde # İ bir nefes 214: Henüz cinayeti Salonda gündüz elektrik ye” ber vermiş olan kapıcının m tı üzerine gelen polis komisefi disenin bir intihar olduğurâ “| olup da kanaat getirmişti! BU”. li açıkça sorması doğru değildi. » pıcıyı hikâyesini anlatmakta best bıraktı: Sütçü kadın, getirdiği şişle” kunulmadığını söylemiş, ışık zarı dikkati celbetmiş, bunun. — ne zabıtaya haber verilerek bif gir çağrılmıştı. Parsonu ölü başında kendi tabancası bulu”, tu, Göğsüne ateş etmişti, SARİ de boş kovan vard... Boş kovan! Mongard son dakikarla fi” diştirerek silâhr ona göre haz“ olacaktı, Herhalde kâtibesini? çıkarak boş kovanı tabanca puna koymuştu. başka türlü izah kabil ol kanaat getiriyordu. Matmi | penin müdahalesi olmasaydı. İlayid, herkesten şüphelenme a İ yadında olan Mongardın pey jde kıvranmağa mahküm yak Mongard Parsonu da böyle “yy İ yere ve esaslı bir delile malik unmaksızın itham etmişti. HE Parson hakkındaki kanaati nel,, gibi bir maceraperest! dularile sarılacak gibi deği” beraber Parise geldiği zaman yap mağa karar verdi. Ölüm hâdisesini Adelayide zabı avucundan çekti. Yanakları birdenbire kıpkırmızı ların yanından dolaşarak oraya gi; Atıf da öyle idi. Çocukluktanbe | olmuştu. Fakat Kevser onun bir delikanli: Kevserin bir fikir beyan edecek! olmaktan büyük bir zevk duyuyor. |'le birlikte olduğunu farketmemişt bunun fik-/Bugün salonun bütün kızlarını ©)>ile.. Yalrız: — Kalk gidiyoruz! Bu sözleri bilditiraz kabul etti. Vr) böyleydi. Senelerdenberi biribirleri.! Dediği vakit, sesinin garip ahen çini farkeden Sevim Kevserin ken disine darıldığını zannederek büyük Sir korku geçirmişti. evinde #enberi bu sesin bütün hiddet tom larını yüreğini #trelen bir endişe 'çinde ezberlemişti ve bü bilgi yü ünden korkusu çabuk geçti, Çünkü bu sesin perdesi kendisi. in merdiven başında bir arkada- ile oturmasından hasıl olacak bir snra biran dinlenmek için buraya| Evet merdiven başında oturuyor hiddetin heyecan perdesi değildi. Teyzesinin sesine bu ahengi Ve an elbette daha başka sebebler va Ve Sevim bir dakika nasıl bir kor İkuya kapıldığını düşünürken, gül mek istedi. Malâm olan şeyi, İstan; İ enecek olsa elbette teyzesini” 4 İtancı katında yerleşmiş olan “vx. laltlarmdaki katta bulurdf "5 zard veya matmazel Verpen çi gi şlaşmaktan, evvelâ, ictinaP v — Zavallı adam! Dive düşündü. Muhsin Atissoyun yüzü — Zavallı teyzem. Neden bilmiyordu. AGİT Jü, Atıf ne yakışır, yir çocuktu. Eğer Sevim At” die” y “ ms va gelen şeyler onun başıma Sd i di. Fakat teyzesinin istedi “iye edeğivat fakühesindeki sişk9 şentle evlenecek olursa... Onuk dan sonra müthiş maceralari bir hayatı olurdu. Kevser: dei “ Haydi, kalk gidiyoruz Bİ ten sonra arkasma bakmadı” el müstü. Kocası onun yani yordu. Sevim arkada idi Atıf rında: — Sen gittikten sonra de kalmam diyordu. Büraöt > kılıyorum. Sahih «akın yü ii ö da o? ni öbürgün Fazilelerde beki“ — Unutmam geliriz. J YDevanit v