Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
M Yar bir A lcin arkadan duyduğu sese , Madığı bir santta sarayın gizli #llodasında Anita ile kendi W Udlan ayırmamıztı. ÜÜ Trofzsör Muhsin Atlreoyus Anita odasına dündüktlen Mdiha! bocrlandı ve Bin yak ü__».ı Yavas yavaş gür l in yerden bir at kiraladı ve derha çikti. nın carafmdan birkaç metre a bekled ehri Kiyor ve hayat başlıy Jıdu hal gözünü bir daki 'de bir Lenari aydınla: Köse Mi. kâa saray kapısın- Çok soenra arabın Mi- es- Baraydan çıktığını gören Köse Mal heyecana düşmüştü. Bütün az sonra çözülecekti. Arap, hazırlanan bir ata binerek güratle gol tatafa doğru doludizgin ŞD! aldı. Bittabi Köse Mihal de ayni güratle takip ediyordu, Arabm ken- lisinin takip edildiğinden an güphe etmesine imküân bulunmadığı bir €ehem- #nivet bile vermemesi tabü idi. Şe. Hüirden açıldıkları zaman Köse Mihal Atmnı daha süratle sürüp arabı dedi ve haykırdı : — Duür bire Hâin ! VAM N Arabın birdenbire gözleri faltaşı i'*î' _îıj gibi açılmış, rengi acaip bir hale : i L' gğelmis, dudakları bir an içinde ku- BU Buyüvermişti. İmi — Ben kimsin? diye sordu. FİR e y — Ben Köse Mihalim, HMLA Arap atından atlıyarak yere ka ÜREĞ bandı ve sordu : Hi — Efendimizin benden ne emri olabilir ? — ÂAnitanm sana verdiği mektubu bana ver. Seni altma garkederim We illâ katlettiririm, | İşte arap asıl şimdi Iki cami ara. Bında kalmıştı, Verse bir türlü, ver- Mese bir türlü idi, Evvelâ anlama: mazlıktan gâîrm-k ğstemi.—_: ve böyle bir tecrübeye girişmişti, — Nasıl mektup devletlüm ? — Birak tecahülü arap oğlu Bi- zim gözümüzden bir şey kaçmaz. Bu | gBabah Anitanın sana odanda bir ke. 8e akçe ile verdiği mektup nerede? Wer onu bana ! Arabin büsbütün gözleri dışarıya dırlamış, hayrat ve dehşetten ağzı Menetlenmiş, kıvırciık saçları sanki Ütülenir gibi çözülüp dikleşmişti Bu Merif şeytanmı idi, yoksa bir seyyal #iruhmu idi? Nasıl oldu da kuğ uç- fmı'yan ve belki sineklerin bile uyan- bir arasında Beçeni tane tane biliyordu, Artık bu vaziyet kargısında halâ Şakâra sapmak gülünç ve faydasız olurdu. Süratle koynundan mektubu çı- kardı ve hemen iplerini çözdü, avu- #ikunda yuvarlıyarak ağzına attı. Kö Be Mihal bir pars gibi arabın üzerine Zeliha hasta vücudundan umuna, dıığı bir kuvvetle serin gecenin sim- isiyah gökü altında şelirin tenha a0 ota HABER'İN TARİHİ | HABER — Akşam Pnstan —J'a ı. ö liş ""'İlhhu; se: :7 ROMANI : 35 ,İLakat elini boğ sıta raâğmen küğidi tutamedi, Arap ** '7 BMZİU ; ve o dakikadan ilibüren de; ri dönerek bu kâğıdı yutuver mi Kö se Mihalin bütün israrlartma rağmen bir tek kelimecik bile söylememişti Köse Mihal haykirıyordu : — Melun arap, hünkârina, velini metine karşı bu hareketinle ihanet etmiş öoldun, Bunun cezasını, kâarniın deşilerek göreceksin ! Arap yine konüşmiyor, Köse Mihal oradan geçen bir kaç kişiyi çevirerek haykırdı. — Ben Mihalim, Bu melun vimdir. Bana yardım ediniz, Mahaza yardıma ihtiyaç yoktu. LAmıı sadakatinin son haddini gös- |temiş ve kâğıdı mideşine vyollamıştı. müc- Kendi ayağıyla ve arzusu ile tıpış tıpiş yürüyordu, Artık yapılacak şey işi derhal ha. kana aksettirmekten ibarotti. Köse Mihal önde ve elleri bağlan- mış arap geride saraya döndüler. Henüz Osman yeni uyanmıştı. Fakat saray önünde bir kalabalık toplandı- ginı görenler sarayı velveleye diler. Mal Hatun ve bütün kadınlarla bDirlikte Anita da başımı uzatârak | ver- rabr görünce sarardı ve üÜrperdi. Bir az önde Köse Mihal de asabi Bgü- | rünüyordu, Anita bir an içinde her ş$eyin mah- volduğunu düşünerek bir hançerle kendi karnmı deşmeği dahi düşün- müş ve fakat, şeytan zekâsür böyle anlarda daima galebe ettiği cihetle | birdenbire kıza yeni bir ışık bdgrw- lamış, yeni bif ümit vermişti, Anita hemen koşarak Osmanm huzuruna girdi ve ayaklarına kapa- | narak : 1 — Hakanım, dedi. Ben ettim sen | etme, Nimetlerinle perverdeyim, Ba na, ömrümde göremiyeceğim ikbal ve lütfu bahşattin, Ben bir hata et. tim. Ösman hayret içindeydi. Bu ne demekti. Anita, böylece ayaklarma kapanarak ne gibi bir af talebinde bülüunebilirdi. Bu saatla Anitayı büy le veed ve istiğrak içinde ayaklarma kapandıran ne olabilirdi ? — Söyle kız, dedi. Nedir derdin? Bir tavaşi içeriye girerek ha ka.n.u uyaklarına kapanıp söyledi : — Şevketlü hakanım, Köse Mihal | kulun seni görmek ister. | Osman bir Anitaya, bir de şiye bakarak, — Pek âlâ, dedi. Biraz misafir öda sında istirahat buyursunlar. Hemen hazırlanıp geliyorum, lava- mebili düğün evinin bahçe kapısı | önünde durduğu vakit Kevser kalbi rin çarpımtılarının tahammül edil. rmez bir hale çıktığımı hissetti. Şundi ne yapacaktı? Omu damat olarak görmeğe tahammülü olacak | maydı? Ya orada bir çılgınlık yapar sa ya sabrır tükenirse... Eğer utar- mâasa şimdi şöföre geri dönmesini odasın la, sedirinin üstünde hıçkıra ihakıra, bağıra bağıra ağlamağa ih- ' 'tiyacı vardı. Değil onun düğününün bir başka düğünün bile neşesine ta. ! hammül edecek hali yoktüu. | Cavidin Saffetle evlenmeğe karar verd»iğmi öğrendiği — gümdenberi o düğün gününe kendini hazırla. mıışu. Böyle bir şeyden kaçınmıyacağı" nt bildiğinden bugün için kendisine | cesaret ve kuvvet telkin etmeğe ça. “alamıştı. | Fakat bu kötü gün yaklaştığın. lanberi Kevser kendisini — gitgide daha asabi ve daha cesaretsiz iit. sediyordu, - w W hı*ıık Ca—i ü&ı san düyuru. z azma saldırma [ | bahçeden eli kolü bağlı getirilen a—î M Yazan : Muzaffer Ve herif çıkınca, Anitavı kollarm- dan tutup kaldırarak : — Söyle çabuk, dedi. Senin — der- dinle Köse Mihalin böyle * vakitsiz !f)i—ni ziyareti arasında bir alâka var jmı ? — Elvet şevketlüm, — Nedir çabuk söyle ! — Ben ailem efradından, s#on vaşta firara muvaffak olan Gavrile bir mektup yazmıştım ve bunu arap Salt ile göndermeğe cesaret tim. an, B etmiş- Fakat bir az önce bir kalabalık önünde arab Saidin Köse Mihal arkasında saraya sürlük- lendiğini gördüm. Kim bilir huzuruna neler arzolu- nacaktir. Beni senden başka himaye ve sıyanet eden yoktur. Anita hakikaten ağlıyor. Fakat bu dalaveresinden dolayı defil, kor- kusundan dolayı idi. Saf hakan ina- hıyordu. Bu tezahüre merhamet bile duymustu. — E. dedi. Söyle de sonra ağla, — Kimbilir şimdi ne uydurmalarla bana seni düşman edecekler. Sakın ihakanım, beni dinlemeden bir irade de bulunma, Senden bünu rım, İstersen hayatım feda olsun, bay- num daima huzurunda kıldan dir. Yalvarr ince- eli kolu bağlı, | — Muhlttin Ânitanın verdiği mektubu bana ver. Seni altına garkederim Bonra atıl Anitanın böyle kırılıp dökülerek hmekira hımçkıra büyük bir azap ve iztirap içinde ağlamsından cidden müteessir olmuş ve onu oks: yarak : — Merak etme, demişti, Faka! bir daha böyle bir kabahatr da af fetmem. Anita saadetinden zıplayıp Osma. nr yanaklarından şapur şapur — öpe- cekti. Mahaza bu kadarmı yapamad: ama, bacaklarına sarılarak Osmanı | gıcıklıyan bir aşiftelikten geri dur. | madı. Osman derhal Köse Mihalin yanı: na dönmüştü, Köse Mihal yerlere kadar eğile- rek : — Şevketlüm, dedi Bu kahbe Anita mübarek başın için de bir teh: like olmaktadır. Şu gördüğü melün arab, ondan hâmil bulunduğu bir mektubu bana vermiyerek yuttu. İrade et, karnmı deşsinler ve mektubu çıkartsınlar, Osman güldü ve bu gülüşü, Köse Mihali hayret ve dehşğete düşürdü. Burada gülünecek ne vyardı ? Köse Mihal günlerdenberi kendini de muz tarip eden ve bir cok fedakârlıklara rada gülmek değil icraat gerekti, (Devamı var) — Çapraz eğlence : *t.2 3 &4 5 & 7? 8 9 10 1 2 3 D ü - © z g - 9 10 Sordan safa: 1 -— Okuduğunuz şey - Birden Yukardan aşağı: 1 — Garip olan şey - ölen papa, — Başkası - bir vapurumuzun a- dı, 3 — Tersinden okuyunca sürat olur . arpa suyundan, ,mamul bir. içki, 4& —e . Taht — (serir) I;,lceq;ge kıtasında yaşamış kültürlü büyük bir Türk ulusu, 5 — quanlı'ann tarihe karışan sultanı, 6 — İlâve - zehir, 7 — Beyaz - bir evin en üs. tü « Sız (yokluk) 8 — Akıtmak - bir nevi yaş yemiş ki hemen hemean çıkmış oluyor. 9 — Eaki_lik (memu. riyette çok — kullanılır) — fenalık yapma, l0 — Ziya - çalgı aksa- mından deri ile yapılan ve kenar. Osmar | sevkeden bu hâzisenin artık delilini | gözile görmüş, elile yakâlamıştı. Bu. | Yeni evliler, dam Dele'nin, 74 yaşında olduğu hal- de Epinalde öldüğünü yazıyorlar, Eğer madam Dele her kadma benzi- yen alelâde bîr kadm olıaydı bu 5- telerine geçmiyecek, her hangği bir ve geçecektik. münü ve bu vesile fotoğrafmı yeryü- sakallı Fakât madam Dele'yi diğer ka- : dmlardan ayıran bir hususiyet ölü- ları ile doludur, Yeni evliler evle « 26 NİSAN —- 1930 Sdkdllı madam 74 ydŞIndd olarak öldü kadının totoğraflarını evlerine asmayı uğur sayariardı Madam Dele Son gelen Fransız gazeteleri ma- nun sakalıma çok benziyen sakalım! ve bıyıklarını burada teşhir ederdi- Madam Dele kahve müşterileri » nin kendisine sakal ve bıyıklarından" - balısatmeleriue ve bunu bir alay V€ siles'ı saymalarına kat'iyyen müsa « maha etmiyen bir kadındı. Hattâ 'sebeple geçse bile biz bu haberi sü- sakalı yüzünden bazan müşterileri- tunlarımıza geçirmeğe değeri olmı- le kavga eder. Fazla alayer bulduğu yacak kadar ehemmiyetsiz bulacak müşteriyi kahvesinden koğardı. DüK kânmın duvarları Madam — Delenit muhtelif pozlarda alınmış fotoğraf- rinde sakallı kadının fotoğrafının Ç d ünari - ' « ı .. ** * * * : - ç : ı' $ bu büyük, 2 — Hayvan — davı * küçük Jarında ziller olan bir nesne, zünün bir çok gazetelerine geçirdi. bulunmasını uğur saydıkları için YARR Vdi z Vadı Dela'mi ssinde gür, fotoğrafları alırlardı. Madam Dele büyük parmaklar arasındaki mesa. 12365 67 8 910 Madara -Dele'nin . çenesinde, Eğr, K a b Haral l e çaf n r Zi ş 5 toğ 4 rüzünden cok par K fe, & — Kendini manastıra vakfe. f İ I kumral ve kıvırcık bir sakal vardır. fotoğrafları yü urı' n p d ğ : Te : j M PE ' J_n MLE BK zanmıştır. Çiçekleri ve hayvanler den erkek - eski devirlerin hâkimi, 2 A ! VMadâm Delü vanayırlarda. dünve 4 z STi (İreilesanls Aam p K TACAM, CE'C PANAYITATCA CÖNYÜ o yB€ven madam Dele birkaçı 15 * — Sanat (İrenkçe) - damafları. IZ garibeleri gibi barakalarda teşhir ” : K Ş ü KACİ Şi J l CÇ İA < D K KA mar | mızin içindeki - bir nevi pasta, 5 — GrSEİ p _ 4, nedenberi fazla yaşlandığı için kal | 1 . L DE | | edilen sakallı kadınlardan değildir. tr F ilale » Fena . kan, ö Elcezirede yaşa:- SİR Ha büriü vlmakış dağmer yAL. vesini biralkkmış ve Epinâale gilale <3 Ş | i akat JU €& Olmasir hu Bi yA mnuış büyük bir ulüş - kitap sahibi GİE ı K Tatağ e Kağkbeikdan vek İradı. e rahat Pahat yaşamağa 1 - Üi K z vaz niz divar köy e saba H evgamber, 7 — Sakal ve saç kesz. l kEa) z urada yaş ahi Dnilf içkil ir ıx_i li A ı değil, adetâ bütün Fransada meşhur Koyulmuştu Burada yaşarken d mek — içkilerin yanınmdaki yiyecek, ; _ oA i SKB Tzi KÖR u bi h 8 idur. Madam Dele FPaon gehrinde Sakalını traş ettirmeğe lüzum £8 8 — Rakseden - Fasta bir meşhuür 9! İ M ni a e HÜRER Hnit'iry Hte Pahuns telatirdi R'ebi z memiş, nMAakl » şehir, 9 — Ayak « demir (zorlu), I9i lüçük bir kahve işletirdi. Eski Fran : : T e Ü — Tüutuşturma * mevki (yer), sız cümhürreislerinden Sadi Karno der gibi sokaklarda Colaşmıştır. eli dÜR Lülaaaan ELANEZ TEÇERLAN T ğ wm&m ue A IZ GAS e ME d Li nun mahn etınden süphe etmediği. ne emindi. İşte, mahiyeti herkesçe malüm o. lan bu münasebetin, böyle bir gü- nünde bütün İstanbulun karşısma mağlüp olmamış bir vekarla çıkmak ve herkese: “Bu sade para için yapılmış bir şeydir. Kevser de buünü biliyor ve hazırlanmıştı. Fakat şimdi şu anda kendisini ani blr r:ld!'.ı..ı h;l.] SI san gibi cesaretsiz sediyordu. de âltın tozu gibi ışık — hüzmeleri dökülen ve sile kocaman bir musiki kutusunu | andıran şu Muazzam konaktan kaç mak ve uzaklaşmak sitiyordu. Fakat bunu yapmadı. Otomobil- denm kocasının arkasındart o'da indi. Sev'm onların arkasından yü: Yordu. DA Büyük salona girişi tdeta bir za. Jarının birindeki o mahut hafif çı. lkmtı gözlere görünmüyordu. fer girişi oldu . inda kalmış bir ı.ı_! dans örkestralarınım &e. İ | hissettiği saadeti Yeşil ipeklerin zenginli? bir kat daha ğuzvllcşmış ul.ın ince veüuzun vücudile bugün, o, herkes. | ten daha güzel, herkesten daha yük sek olmak isteğinin — kadınlığına x'e%ıııîş olduğu yepyeni ve kahredici | bir ilade ile pek başdöndürücüydü. l Fakat büyük salonda beyaz tül- 'Yeri içinde Saffeti karşısında gördü- | lıı.. hayret duvmaktan nefsini menede. medi. Safleti, bu kanbur, bu valtat kızı bu gece, hiç bir gün olmadıfı kadar cağı kadar güzel yapan sey neydi? Bu gelin elbisesi mi? Bu tülleri mi? WGüzellik enstitülerinin. gayreti, terzisinin mahareti yahut sü anda miydi? Böyü sanki daha uzamıştı.:O bu gece eskisi kadar'kısacık görünmü: vordu. Uzuün etek, uzün tüller ona n ç z ! İ | birdenbire daha uzun ve daha ince bir endam vermişti. Duvağı o kadar mahirane takıl- mıştr ki büyük bir ustalıkla omuz- Yüzü buyün her zamanki - kadar büyük ve çenesi lazla uzun değildi. Beyaz elbiseleri içinde yanakları I*ex ecandan kızarmış olan bü geli- nin, bu gece hiçbir. sözle — tasavvür tedilemiyecek bir saadetle parlayarı gözleri öyle insani bir güzellikle gü. lzeldı ki esasen bu gelini görenlerde bu gözlerden bakışlarını kurtarıp o- temredecekdi. Önun bu gece yalnız umür etmiyor,, diye | göstermek için Bü zaman o da kendisini — üzen bir nun kusurlarını bulup araştırmağ: onu tenkid etmeği düşünecek kud. ret birakmıyordu. İnsan bu gözlerden gözlerini ayı- ramıyordu ki önün başka tarafla. N N . e- simden © içbir gün olmiyaz a, çirkinliklerine bakabilsin: | Kaçmak istiyordu. Her penceresins Ve simden sonra hiçbir gün olmuya« İrına, çirkinliklerine Bu uzün kirpikli siyah gözle- rin içinde öyle sonsuz öyle pürüzsüz | bir saadet vardı ki ona bakmak, ba. kanlara sade zevk değil huzür da <| veriyordu. Saffetin bu. gayri memul güzelli- Bi biran için Kevserin kalbini ezdi O aylardanberi, onu bilhassa bu dü. düğün günü tasavvurun — fevkinde çirkin- göreceğini düşünerek müte. selli olmuştu.' Bilhassa bugün sır. “tındaki kanburu ve gelin elbiseleri- le ne kadar gülünç olacağını düşün. mekten zevk duymuştu. Ve bu-günü düşünürken, — onun ve inanılmaz derecedeki çirkinliği yanmda kendi yakrcı güzelliğinin ne kadar kahredici bir kuvvet ola- bileceğini tasavvur etmek ona 1_3“ düğüne gelmek için cesaret vermli- ti. Fakat seven ve sevdiğile evlenen bu genç kızın bütün varlığında onü ıilvilestiren bir sevginin bütün ha$” meti ve sevimliliği vardı. iloc ileş Kendi güzelliğinin bir fırtmayaâ: bir kasırgaya bir âfete, bir isyanaâ benziyen haşmet ve kudreti karşi- — sında, onun bu akşamki güzelliği- nin hüzuür ve sükün veren fatlı ifa- Jesi hiç mağlüp olmryordu. : Kevserin de onu bu gece kendısdl' mücadele edebilecek kudrette bir râ kip olarak —görmekten — duyduğü niddet çok müthişti. Kendi mevcudiyetinin onu heme_" vitip mahvedeceğini zannetmişti- Un güzel, herkesin en güzeli olmak için, kendisine renkler içinde en çok varaşan yeşil renklere bunlıml!k için düğüne bu kadar geç gelmişti: (Devamt var) | | İ ğ | & | ı | E| li t ç İ L Y y N & M İş & | VZ F ff/ğ/,?