Mmaber'in tarihi Romanı: 38 eği di Yazan: eli z pia 0 ei ikimim Prenses hünkârla yanyana torun ve Koltuğundan kalkarak kızının ya- nınt gitmişti: — Sevgili çocuğum, sen üzülme, O istesin, ısrar etsin, ben razı ol mıyacağım. Ne hakkı var diyorsun. akleden |: mu sadık Viktorü kerlekli bir koltaki# | he içim burka büngür hüngür m. kendimi güç tutÜ büyük baba gibi görünüyorlardı sem in ee Kara Abdlirrahman ilk defa Nilü- | Kendi na diye hitab etmişti. rt kaybettikten son- |da, , müsterih ol. nin varlığın, elimle... | Hünkürla ya sağlığın onün | yük baba gibi m de cihazımızdır. Tek sen alninda Kızm yüzüne sinen nyana torun ve bü - görünüyorlardı. | hafif pembe- biriken tor damlala- a, Nilüferi de a i, Sen benim anamısın sir ös babam bilirdim, zevki Di Nereden bilye ? — Barr bir kadın — Kim bu kadın Kara” — Sen göndermişsin gali anacığım, bu ne güzâl bana vermez mi sey, — Onun da gönlü varsa senin ol- Sen #un evlâdım. lacak? Kara, Nilüferin ellerini öperek! — Emret. Dedi, Seni ıstıraba sev, keden neyse çaresi n iyisini mi bu- — Nirena bir... Bizan kâfiri ın Kanta diye me Bunun kı hü evlendi. Bu herifi rahat koma, inti- kamımı &l Kara Abdürruhmanm kaşları ça- tılmış, kızdığı zamanlarda züne çökmüştü. O zaman Abdür, rahmanm gözlerinin etrafı birdenbi- re alyahlanırdı, yine öyle oldu. Kan yüzüne fışkırırdı, oldu. Saçları diki du. Birdenbire korkunçlaşmıştı Ab - dürrahman, — Peki, ama, bu yeni kahpe de kim? — İşte o kâfirin kızı. — Onun da hayatını cehenneme göndermeme izin verir misin? — Abdürrahman! Ben böyle kün. vicdanen eza duy- di, yine öyle ol- — Sen izin ver. &âra isyandan mam! — Olmaz Abdürrahman. O onun karısı, senin de analığın demektir, Hevesi çabuk geçer belki, fakat müsebbiblerini rahst koma, hünkâr da rahat kalmasın. Asil bunlara sebeb olan Nirena- &w. Hünkâr! azdıran 'bu kahpodir 'Abâtirrahman... Peki ama, Süreyya nerede? — Köyümde. — Senin köyün de mi var? — Muradın vilâyeti olur da, be - rim köyüm olmaz mı? — Süreyya artık dönmiyecek mi? — İzin verirsen! — Peki, dedik a. Hem ne istersen Söyle, onun cihazını ben hazılva tağım. yine öyle rab fakat hünkâr hani İzi taksiratımı Yemeğin hazırl rildi tedi, dığı haber ve - fer odaya getirilmesini is- | ves; getirdiler, Kara Abdürrahman başı maceralari sar leymiş gibi | | başımdan! Kaş çete re na kapanmış, kaçının c ir hara neler | Si Bü -| lede cehenneme gi kurtarmış, mis, — neler kazanmiş!.. tün bunları anlatarak tatl: talt mek fesine başlı Kalfa, İ remde Bizanslı güzelin geldi. yerlerken Arab kalfa da vazi. | mıyan hünkâr Orlu kuldü ve kapr Hünkâr, henüz üzerindeki gece- Iki prensesi de kalfadan rüdü ve hünkârm geçti. Yürürken y hünkâr terü seyretti, — Hanımla beraber 3 k güz ında A. çalıştı eri, ve çıldırtan bir revizle muhakkak irerek yandaki odaya kşi- a bekletme, üşürüm. mektepliydiler, i taze bir: te! ir nevciven â - dedi ki, nı bir kart İe, nedir kalfa? — Hünkârum, Kara Ahdü — Olabilir, nerede? emek yi - &8 nediman cariyen hanımın görüştüler, — Ne görüştüler? ığı | dır, kızarınış dudakları | “1 > t çip hayretle — Şevketlümun © evlenmesinden bahsetiller ve bir çorsb örmeği ka, rarlaştırdılar, Nesil çorab? Bu işlere sebeb olan Nirena- diye düşündüler. Bundan ne çıkar? Abdürrahman bazı izlere me- mur edildi gevketlim. Hünkâr kızdı ve haykırdı: — Bire Arab, dilinin altmdaki Ne o, söylemek için doymaz ağrıma yı çıkar. ne akça mi dol âlik uzun ömür. Hünkâr, bir keseyi Arabın önüne — Haydi, dedi, nedir söyle? — Abdürrahman Bizansa huzur Nirena ölecek, olunacak" di b miyece şevket, u kararı? — Kabul etti mi, kalfa? — Evet hünkâürm, — Ha defol. Bir çaresine ba. (Devami var) rahatsız edeb — Kimdir? Arab kalfa yavaşça cevab verdi: — Cariyen kalfa, şevketlüm. — Na istiyormun arab? ketli hünkârma irdi? Haykırdı: aram | — Cok mu mühim? — Çok, hünkâr... Ve biraz sonra kapr açıldı. Arab ka e içeri girdiği xaman, vakitsiz yle inandır. Fakat © bu işlere çok alışikti. Merdiven başlarında, kapı ara » ıklarmda, ağaçlar altında, #aman- ahırda nice vesirleri, nice pren Wkta, nice Kaheamanl arı“ leme şhud halinde yakalamış, gülüp, harçlığını | rt siyah kafasını #-|“ baş türkçe) | Gi hünkârm irade- sini bekledi. — Söyle kalfa, nedir? — Halvet isterim Hünkâr Orhan prensese dönerek |” ile: | — Güzelim. Dedi. San şöyle yan. İ daki hücreye gidip biraz istirahat İeyle. Ama, İ varılacak, gi İ'bir kazdı. 4 de hakikaten yal- slim denecek şeker pre | köpek, 4 — Bir mebus muh ismi - esfat (irs * herhangi bir mı | insanların beş hassrı Çapraz eğlence : Bugünkü Yukardan aşi i koca paltosu, dir mü rin sızca bir öz | vişlerin bastonu, 8 — Bayr rengi * Hind büyüklerindi rına verilen ad - ateş (öz türkçe), 9 — Eski manikür ilâcı * becerik $iz, 10 — Kansızlık (frenkçe tabir) « bize hududu bağlı bir şak devleti, emrihazır -! 2 — Çiftçi biri-* kun” 3 — Ak| ar “sual edatı kaya giyilen bir nevi nesne fransızca oOve öz türkçe) lerin ME Deaş z ayağa verilen ad, 3 et - ufukl »ndini bırakma, 5 — Aralık verme | tan bulmaca nevin| den bir kelime, 7 — Avrupanın bü yük dağlarmdan biri * siz * tatlılığın aksi, & — Es ların Allahı - yük ve eski bir Türk imparatoru * z, 10 — Bir erkek &- karşı oynanan bileli » rakı çeki ” yuna verilen ad. 1 2345678 910 Dünkü bulmacamızın halli erkek, 9 — Bü-| İ| bilmediğin çok şeyler var. İşlerim.. Kısa bir süküttan sonra sesi kin- le yükseldi: İlerimin hepaini biliyor. Altı senedir beraber çalışıyoruz. Sırlarımın hep- sine vâkıf. İsterse vaziyetimi mah- | vedebilir. Bizi sefalete sürükliyebi- Ur. Anlamağa çalışma kuzım, Belki W. Fakat ben ona fırsat vermiyece- Güldü: — Bakalım hangimiz daha kur - ondan kurtarmak için çalışıyorum. n kurtulacağız. Nasıl? diye sor. ma bana... m — Yüzbaşım! Jan Klerjo dönüp baktı, — Rokur! Siz de Niste misiniz? Emniyeti Umumiyeden Eme Rokur genç zabitin | Gülerek: — Evet, deği, fakat Siz isa herhalde izi: İ Klerjo, müstehzi, cevab verdi: vazifeyie.. — Evet izinli, Öğleden sonra Mar silyaya, oradan Fasa hareket İ yorum. Güzel bir izin! edi - — Yı? — Evet, — Ben de öyle... Fakat mühim İ bir şey değil... İki beyrelmile) ser. İserinin peşindeyim, İâve etti: — Şöyle biraz dolaşalım mı? — Affedersin dostum Fakat bi - raz işim vardı. Çok müteessifim. vazife değil mi? Siz? — Tesssüf bana düşer. Tuhaf de. gil mi? Bütün istihbarat teşkilâtı . mız mensupları burada kiribirlerine randevu mz pon ». Dün bim- şı Benuaya raslamıştım, bu gün de Bize... ij mişti, — Onu bilmez misiniz? İşe dair! gevezelik etmez. — Benuvayı nasıl bulduntz? Komiser mahzunlaştı: — Acinacak bir halde manlar hayatm tâ kend nuray böyle malâl görmek insanm yüreğini sızlatıyor. !Birza» — İtiraf edeyim ki kendisine sıh- | İhi vaziyetini #ormağa cesaret ede-| medim, Almanyada İzenştayn fab - rikalarından teyyareyle kaşmağa te şebbüs edip (1) kazaya uğradıktan sorrTAa onu görmemiştim. Bu nefer, | — Ako mel'un işler! Hangsi iş-| de bunu yapacak. Esasen tehdid et- | Komiser ! i sıktı. — Benuvayı gördünüz mü? Bana | sisin burada olduğunuzu söyleme « A UV DE EK YE A ENE ES ALEZ GE Hakikaen, bu genç taşra kızı, sanatime karşk o kadar fazla bir alâka (ve anlayış göstermişti ki, nazarımda © yüzlerce defa yükselmişti, Şimdi onu bir arkadaş telâkki ediyorum. İşten, sanatten anlayan bir arka aş! Süratle köye doğru inerken, sevinç ve if tihardan kabaran, muvaffakiyetin verd neşe ve saadetten taşan yüreğim hızla çar pıyordu. ... tablomda; harabelerin geri ağaçlarınm üzerine bah, ten, bu parlaklık, resmin üstün- Kır, giderince, resmin esinde çok daha (güzel bir tesir hasıl oldu. Birkaç saat buradan ay- rıldıktan sonra gelip birdenbire tablomu görmek ve üzerimde yapacağı ani tesiri, tecrübe etmek istiyorum.. ... Bugün öğleden sonra gelip tablomu gö: a bu sefer öyle bir değişik İ, bunu görür göm Olur küstahlık,, olur edebsizlik değil Her kimse, bu mahlâk benden ne istiyor; em ki.. hem de bu sefer kırdığı ceviz bini aştı!.. Resmi.. üze yapılan okepazeliği.. gördüğüm anda içimden geçenlerin, kanı mı dondurduğunu sandım. Hâlâ da, hatır Jadıkça, ayni hisleri duyuyorum. Olanr anlatayım: Yemek yedikten sonra, ağır ağır, cigara içerek, yokuşu çıktım. Çalıştığım yere gel diğim zaman, tablom, sehpasğ üzerinde, her günkü bıraktığım yerde, duruyordu. Hiç bir şeye el dokunulmamıştı. Yahut da do- kunulmamış gibiydi. Hattâ rum ki, sabahleyin buradan a; vel, bütün ları temizlemiş, kutusuna yerleştirmiştim. Bunlar, tertemiz, yerle rinde duruyordu. HK y yeri o yerinde ve dl değmemiş vaziyetteydi. Yalniz tablom müstesna! Hem bu sefer tablomun Baş pe vE mu: Uğraşmış, didinmiş bir na getir meğe muvaffak olmuşsunuz. Tam, “oh, diye bir neles aldıktan sonra, karşısına bir parça keyilenmeğe hazırlanıyor” sunuz.. Derken, elin küstah, edebsiz, yüz sözde muzip — hergelesi geliyor. ün yaptıklarınızın canıma okuy: rinizl mahvediyor.. Rezil ediyo: karşısında, siz olsanız ne yaparsınız? Ö- lür müsünüz, öldürür müsünüz?.. Herif — herif midir, cin midir, peri mi- dir, her me mendebursa — kalkmış, fone koskoca, kale gibi bir bina oturtmuş. E- vet, orta çağlardaki dere beyi (oşatolarına benziyen koca bir konak... fakat bu, sanki bir hayalmiş gibi, şeffaf bir şekilde resme- dilmiş cisimlerden yapılmış, gözle görünen fakat elle tutulamıyan hayali bir bina... Bulutlu, flü bir muhit içinde yüzüyor gö- rünen bu şeffaf hayaletin arkasından, ye* şilin muhtelif tonlarından teşekkül etmiş orman göze çarpıyor.. enhus bir elin, o kadar uğraştığım ni kattığım bu esere, çekim meden kondurduğu bu kenezece ilâve kar den, gözlerim: yaş doldu. acziçinde (krvranmağa, kendi kendime söylenmeğe başladım: /Devoms var) — Onu içimizde mı? Almanlardad di | çi rusu onun esirinâf — Acaba? ne a Eski halin maalesef... ret w Gazetem ağ “Meş'um fabrika” tılan macera.» İonu hepinizden fi nelerce onunla bsi caklarınn kısmen wi Vüyor. Şimdi yoktu al rüyebiliyor. Bir mü ton kâfi ge tonsuz da hiç şikâ niz mi? et etmi l — Evet, De # ii İ trahımı kimseye wi psi öğleden sonra ke : — Ne diyorsun I kotmelim. — Ben size » sn ni çok sever. Sİ kindillerini bana a8vğ kâyet etmedi ama # zünden can şıkıntısi”” İmaz gü yofe Buna — Haklısınız. FAK dırlar. İyileşince sek” rübesinden gefade iş vereceklerdir elbi lonsl Gero daima © örnek almamızı $ siltli ri — Sizi alık | İşiniz aceleyi Klerjo saatine BE O kadar acel# Komisere e ini vE aradi —Teşekk ir er : ze de hayırlı # "Ayrıdlılar. Rokufu ru, Klerjo ine aksi irüdüler. bir durup bir sasi yi İna bakıyor, sonr * Yanibaşmda birdi bir otomobilin vi başmı çevirip bakti — Diyan. Genç kiz araban” ri — Gel di Diyarm yanını o | 6 soruyord: — Beni gördüğü” dun mu? — Memnun ke vi fade edemez Fırsat bülup gi ye korkuyordum ki. | ği Otomobil harekt” kız: — Hakkın var, deği yat randevuya, gelebil” geleni yapt snahtarın! e konarrıdi durdu” kzidırım gesi altmda, po — Burada raha del Jan... Sana göyÜY Genç zabit, gözler güzel çehresindö yalvardı: i n