35 yaşında ; Muammer (Mükellef bir apar. kızlar delikanlıla- dönüyorlar, Bayan Erol, “küçük” bir $i konuşuyorlar.) Mi değe Demek evleneceği- » ix Niyetim var. “yg Şi Bana söylemediniz? z a, Ba aç beni başkalarından iğ Tena, Atsmzlik bana. haber” sir etti. Bunu neye , Sevap, > Çok, çok fena bir VePeniz e? a Sizden saklumadım. Yotmadınız ki size söy Ne çi m bu karar nere- in evleniyorsunuz?. Ne için mi? Çünkü bu a, artık usandım. a sergüzeştler.. E- “wn karılarını ak imdiki halim bir me- . daima başkalarının bir memura... Bun Yerime sahip olmak gp Ylediğinizi bilmiyor” © evin, bir ailenin bü- ; mes'uliyetlerini 7 İğ, 2? Her gün değilse Bi. ve y ek hesaplar, bel- Müthiş bir iflâs. Bil- Size sadakatsizlik göste ke,“ Böyle bir bal sizin ba- pe siz kadıları * Fakat azizim şunu Som kadinlar; iyi ta. Bilki karılarını tanıya Ve ez gizi daha evvel ii diya gibi oynatacak. e) gibi bir koca, a- en, ve başkaları” b Sizin de başınıza gele- e ) Tabii sir bu mesele ü- türlü söyliyemezsi- N “çi #lenmekten vaz ge yn ai, Yiyorum zanneğiyorsu. ay “yy Eğer benim fikrimi ak a, LU p beraberce ko” eni, PİF kaç ay daha beni dag erdim. Şüphesiz bu, al azla uzatmak olurdu. v sabuk olacağını iy, Bilhassa bunu ya Bir, m1 aklıma bile ge- h 'yh ben de. bir i Görüyorsun ya ne Kak. Çak, Sok mahzunum... Sbedi olmadığını, be- bulunduğumu , k arzusunda bu takı Z değiştirmeni, Pim; * müsaade et ki ka- bu İzdivaçta benim de gök fena. Anlr- di. istirham ede * Para anlıyorum beri- Bevezelik etmek is- — 3 ay Makkız var; fakat i darı Şurada bulunan bahsetmiyetim. On - b” n, ğu. Bende size bu ç— öYecektim, vahşi olduğunuza bundan vâzgeçiniz- sandetinizden Ideal ka dın! Yazan: Hikbâyeci Muammer — Başka bir şey mi keşi - ettiniz?. Sıdıka — Zannederim,. Fakat ne is- tediğinizi bilmiyorum ki... Size bir ke” semi, yoksa bir kadın mr lâzım? Bende Ker ikisi de var.. Tabii ayr ayrı. Za- tön bu zamanda ikisini birden bulmak çok zar... Muammer - I7er halde kese değil... Yakut bence bunun o kadar ehemmiye- ti yok. Bü Sususta fikrimi bilirsiniz: Para değil, kadın İsterim... Sıdıka — Öyle ise elimde bir tane var. Muammer — Ben tanıyor muyum? Sıdıka — Hayır. Muammer — Çabuk.. Meziyetlerini sayınız bakayım! . Sıdıka — Yalnız bir meziyeti var ... Fakat bence bütün meziyetlere müsavi; Hakiki bir genç kız! . Muammer — Eğer bundan başka bir meziyeti yeksa evlenince o da bitecek... Sonra ne kalatak?. Sıdıka — Temin ederim ki çok gür zel, İnsanı çıldırtacak bir sarışın. Muammer — Bu teminata inanımyo. rum. Şüphesiz alelâde sarı bir kız.. Kaz gibi budala, kar gibi soğuk. Sıdıka — Kat'iyyen, delice zeki de- ğül; Takat güzel düşüncelerle dolu ... — Muâmmer — Ismi ne?. Sıdıka — Tuhat bir İsmi var, Muammer — Ya. - Sıdıka — Evet... Saliha, Muammer — Korktuğum başıma ge iyor. Demek Saliha haz, Sıdıka — Dilinde küçük bir kusuru var: (S) ve ($) ları (Z) telâffuz eder, Muammer — Bu bir kusur değil. E- ğer azsa tatlıdır. Adeta pek hafif şeh lâ göz gibi.. Böyle bir göz yüze hu suşi bir hal verir, Sıdıka — Saliha şekli değil.. Ne yapalım, insan bi güzellikleri üze rinde toplayamaz yı Muammer — Öyleyse bu Bedia(!) »- yı olduğu yerde bır an. Sıdıka — On yedi yaşına girdiği için gelecek halta evinde bir balo var, Sizi de dâvet ettireceğim. Bir kere görün, Taahhüt altına girmezsiniz ya!, Muammer — Hayır, lütlunuza te pi ederim.. Sıdıka — Bana Şuzanla evleneceğini- zi söylediler, çok güldüm, Muammer — Gülmemeliydiniz. Döğ- ru haber almışsınız. Sıdıka (Sışrayarak) — Onunla na sıl evleneceksin?, Kabil değil. Muam- mer düşün... Onun bir alay âşıkı var... “Eğer onu alırsan, erkeklerin en adisi, €n sonuncusu olacaksın., Muammer, — Evet.. Benlın de İste- diğim sonuncu olmak... İşin en mühimi mi bu.. Bir “kadının ilk âşk: olmanın hiç mânası yoktur. Anzak son âşıkı ol- malı, bütün sele orada.. Suzan gibi güzel, zeki, artık hiç bir şeye merakı kalmıyan, hayatın felsefesini öğrenen ve bilen bir kadınla mei'ud olacağımı zannediyorum, Eğer kendi imuhitimden bir kadın al sam, budala k'bar kızlarından istikrah ettiğim için, baş döndürücü güzel kır- lardan birini tercih edeceğim. Fakat bilir misiniz, bu ne kadar tehlikelif. Evvelâ, bu kiymetli malt muhafaza için dalma uyanık olmalı,, Sonra, erkekleri bilmediği, tanımadığı için bütün erkek- lerden korkmağa mecbur olacağım. Şüphesiz karım kendi gayeci hayalini, beğendiği şekli atayacak.. Hattâ arad: ğını bulsa bile daha güzeline tesadül et mek ihtimaliyle gene aramaktan kalmı- yacak.. Hülâsa karımın vaziyeti, dalma kendisini erkeklere beğendirmek cla- cakve ben hiç rahat etmiyeceğim.. Halbuki Suzan bütün bu meraklarını, arzularını tâtmin etmiştir. İşte onunla bunun icin evleniyorum!, HIKAYECI HABER — Akşam Fransada yeni bir yıldız doğuyor er Büşlara'ı 9 uncuda -— Olur, diyor, ona bir kâtiplik, ya- hut teknik bir iş bulabilirim, Bu sayede bir kaç kuruş kazanır. Bu sözler, tanınmış tiyatrocunun ta- vassutundan şöhrete doğru adım atmak için hülyalar kuran Janinin canın: ski. yor, surütanı ekgite ekşite: — Acaba stüdyolarda benı figüran olarak kullanmazlar mı?. Diye soruyor, Pol Antuvan başını salıyor. O bu kızcağızın Sa. €de muvaffak olamıya” cağı kanaatindedir, Fakaz zavallıyı bir- denbire kırmak ta istemiyor. Hazır e- linde de bir fırsat var, Kendi piyesi Yu. günlerde filme almacaktır, Bu filmde kıza bir rol vermek mma... var, Bu suretle Janin, “Tatlı Düşman, filminde küçücük bir rol almıştır. Bü tün film esnasında bir delacık görüne- cek, yalnız üç kelime söyliyecek.. Janin stüdycdan eve döndüğü vakit çek ney'elidir. Koltukların: kabartmış- tır, — Ben attık film çevisiyerum! Cümlesini önüne gelene tekrarlıyor. Film gösterilmeğe başlayınca büyük hünerini görmek Üzere sinemaya koşu. yor, fakat heyhat. Rejisör, içerisinde rol aldığı parçaları İüzümsüz bulmüş ve kesmiştir. Bu tatsız -hâdise Yaninin inadını kır mamıştır. O figüranlıkta devam e€değek tir. Gene bir kaç film çeviriyer. Hem bu defa kesilmiyen, hakiki roller. Aylar geğiyor. Bu az boyanan, sesiz, mahcup kız Moriskloşun mazarı dikka- tini celbediyor. O sırada “Küçük Ber, filmini hazırlamaktadır. Moris bu film için Janin'i tavsiye ediyor. O bu filmde de ufak ve söz söylemiyen bir rol alı- yer, Bu sırada Janin yeniden ümide düşü- yör.. Bir sinema mecmuası, sinema figü- ranları arasında bir güzellik ve istidat müsabasar açmıştır. Janin bu müsaba- kaya giriyor. Tesadüf bü ya, kendisine 13 numarayı veriyorlar. Tabii i niz, 13 U Fransızlar uğursüz sayar. Jan'n: — Eyvah, diysr, burada da uğursuz. luk karşıma çıktı,. Bu işde bir şey kü” zanamıyacağım.., Vakıa bu müsabakada Janin biringi olamıyor, fikat dördüncü olarak der&- ce alanlar arasına giriyor. Aradan bir kaç hafta geçiyor, bir gün kendiki- ne bir rejisör müracaat ediyor ve: — Alfedersiniz matmazel, diyor... Ben rejisörüm, Çehreniz hoşuma gidi. yor. Sinemada çalışmak ister misiniz? Janin artık bu meslekte kendisine ek” mek olmadığına kanidir. Pakat bir defâ daha tecrübenin ne zaratı var?, Bu defa da (Fırtına) filminde çalışı- yor. Bu filmde kendisine verilen rol makeup bir kız rolüdür. Tecrübe yapılı” yor, Rejisör ve aktörler netice hakkım” da mütereddiztirler, Janin becerebili. yor mu, yoksa beceremiyor mu? Fakat nihayet filmi çeviriyorlar, Bu film sinemaya yeni bir yildiz ka” zandırmıştır, denilemez, Fa'at yeni bir istidatr meydanı çıkarmıştır. Bugün Janin Drare sinemada bir şeydir.. Ufak bir şey, fakat gene bir şey. mmm mmm mİ mm m m lam mmm, mmm m mmm lm lm ÇAN ARASI RININ 1938 Resimli Hafta'nın İf wnen sayısı çıktı Müvezzilerden arayınız Yinçâleiktilâlinin Yazan: İkimim 7 Uatıralarmı aulatan ve vesikaları veren: A, K. D.ğ yoluna doğr yürüdüm. Bel ki Tomâyanla yolda rastlaşırdık —-—iİi Sabah olma açılmak Kahve ii bir sıkıntı Varı gene (Toros) dan ri bir iç: dışarı çıktım ve henüz eye gittim, r nedense derin ki Tomayan pir. gibi kaniç mekten zevk alan biriydi, Şu Berili bu tabiatinden sem biraz müsterih olz bu kuyunun bana kazı lümdu? Öğleye kadar $ Ben adamakıllı & mayanı ikna ederek İstanbula gidecek tim ve orada da i duktür vazgeçirebil. Bir gün de! ağı ne ma ö yeoeklim, Hepsinin yüzünü şeytan görsün! Dek yoluna döğru yürüdüm; Belki To ne çok ben given an)” olduğu halde i Bruma sarıldılar. H teşkilât şefliğine ler. Bunları birer masal gibi dinledim. Kü» $ey yer tutmuyordu. mındakini tanıttı: Artin dedi. Artin bir a örce komite azalığına seçilmiş. Sevimli yüzlü bir adum., Karde" Şine hiç benzemiyor. Fakat yüzünden her türlü fenalığı irtikiba müsait — karakteri belliy Doğru bize gittik. Artin yolda Torosa verdiği talimattan ba i. Toros da benim gihi ime murlu tayin edilmişti. Kendisine w fen ya fütuhat sulümüz mucibince * ya ülüm!,, demişti. Toros Tını vurarak şirkete para temini işile tav“ Z3if olunmuştu. Bir aralık Artine: ele messi teşriki de en der memnun deği dişeyle yüzüme bal — Bunlar idrâksiz ve cahil | takımım dandırlar. Kulağını çek deyince koparı" yorlar, Her Zaniai bön veyâ siz bulunmuıyabi- liriz. Bir daha böyle pot kırılırsa hepi mizin yolumuz dar ağacıdır. Bunları başka türlü idare etmek lâzım; dır. Tomayan teşkilâtımızm ilk hedeflerin den birini ik defâ ifşa etti, © — Azizim, dedi, Atina şubesi dılımız şifte (bizi yepyeni bir sevketti, — Ne gibi? — İngiltere, Fransa ve diğer o Avrupa devletleri bize yardım “elebilmek için Osmanlı devleti içinde giddetii bir asayiş sizlik ikar Mizumunu “ bildirmişler. (0) Atina ihtilâl komitesi reisi bunu bize bil direrek gatön bu yolda aldığımız tertiba” tin ilerletilmesini tavsiye etti. — Yoğgat yolu üzerinde çevrilen posta” dan kaç kuruş elimize geçti? — (100) lira ve yetmiş mecidiye. — Panos hakkmda komite bir karar verdi mi? — Vaziyeti mahallinde tetkik için ü çilmüz geldik. — Madam Elizden bir haber var mı? — Evet. Tomayan cebinden 1 Kânunusani ta rikli bir mektup çıkararak bana (verdi. öden al- hedefe (Bu mektup bilâhare Hüsrev paşanın € line geçmiş ve mahkemede aleyhimize er büyük deli tl etmiştir) “Teehkifünden teessüf ederim, Bu kar * dar meşguliyetim vardı ki hangisine ba” : a a e ep m va a yg e ga A YM kayım bilemiyorum. Maamafih bir açık bir kart ile teshhürümün - sebebini size bil: iştim, 83-94 ve B5B6 numaralı tahrirat ve açık muhaberelerinizden mü teşökkirim. 83 numaralı bir açık muha- bere kartıydı. Çok açık mulfabereli yaz" ma, zira yazdığın şeyleri mektupla bildi” resin. Birinin velatından ve vefat edinceye, kadar yanmda Mari namında birinin vü- cudundan bahisle hayatta iken kendisi bu kâdar iyi idiki velat edinceye kadar dası geçmedi. Lâkin Merzifon için Mari üzerine ümit etmemeli (zannederim. Şu hastane meselesi için efkârm ne yolda ol- duğunu beya edemem ve hâstahane için çok adamlar müşavere eyledi, Bazıları «bu mesele meydana gelemez ve bâzıları da bunu tahsin ediyorlar. Möysö Direlst birkaç defa dedi ki: Şimdiye kadar bir kadın görmedim k! benim yaptığımı ya" pabilsin. Benim akrabalarımın dediğine gelince size diyebiliyorum ki bir taraftan benim yaptığım şeyleri akrabalarım de yamıyorlar. Lâkin yaptığıma da başkala- rr akıllarını erdiremiyorlar, Yani hayret te kalıyorlar. (2) Mektubu iki defa okuduğum halde pek bir şey anlaymamıştım, Çok yanlış bir Ermenice ile yazılmıştı. Mari kimdi, (Direlst)* dediği adam kimdi. numaralarından o bahsettiği mus hârreratta neler yazılmıştı? Herhalde Eliz denilen bu kadın Avrır pada boş durmuyor ve mühim işlerle uğ” raşıyordu. Mektubu Tomâyana Jade ederken sor dum.: — Ben bir şey anlamadım; Fakat-bene dan evvelki ve sonraki mektuplarla'işin bir irtibat alacağını zannediyorum. On Tar hakkında malümatım olmadığı için bu mektup bana bir sır gibi görünüyot. 'Tomayan güldü. — Sarih dedi. Bizi tenvir ediyor. Hak» asın. Sen başını ve sonunu - bilmediğin çin anlamıyorsun, — İstanbuldan ne haber Tomayan? ilâtımıza yeni ve çok kuvvetli bir arkadaşın dahil olmak Üzere bulun duğunu haber aldık, Kayayan bu hafta i- çimde İstanbula, gidecek. Reştuni İsken- deriyeden Haleb yoluyla Adanaya geçi ve oradan izini kaybetmek için Mersine gitti. Ve nihayet Merzifona kadar gele bildi. İlk posta ile Samsun yolu ile İs tanbula gönderdik. — Haber ondan mı? — Evet, — Kimmiş bu arkadaş? — Henüz biz de bilmiyoruz. Saraylı ve Abdülhamitle çok sıkı dost olduğunu haber veriyor. Tomayana dedim ki: — Ben İstanbula gitmek istiyorum. Iayretle yüzüme baktı: — Neden? — Hüsrev paşa benim zaptiye gizli teş" kilâtma girmemi tavsiye etti, 3 Bu sözün onlara bir sürpriz olmuştu. Yerlerinden hayret ve dehşetle sıçradılar. Hakikaten yalan değildi. Fakat Hüsrev paşa Sıvas ve havalisi için bu teklifi yap» mişti. İşime mani olmıyacağını söylemiş ve tahsisatı mestureden yardım görece” Eimi de bildirmişti. (Dovamı var) (1) Kayayan bu ciheti mahkemede iti- 70f etmeğe mecbur kalmıştı. Nitekim mek kemeye sevke âmil olam sebeblerden biri de “Memaliki Osmaniye dahilinde şüris ikar,, tökmetiydi. (2) Bu mektup Hüsrev paşa tetajından Ankara istinaf dairesine verilmiş ve 6 zaman müddeiumumi olan Arif bey bu bi- tibirini #ulmayan mektubun fercümesin” (den şoyanı dikkat sırlar meydana çıkar” mişir,