teşkilâtlandıracağız. her vatandaştan büyük fe- ei İşler yapılacak. Fakat Nihayet bir naktaya varıldık- anılacak vasıtadır. Münih #onra İngiliz - Alman mü İYİ bir saha temin edemez Karanlık ve facia hazırlayan a görebiliriz. İle Almanya © arasındaki en v Müstemlekeler işidir. Hit ize İnsanı müşkülâta o sokan bir ve ğun, fakat seleberliğe sebe- a ği Söyledi. iy “tiği bu nokta karşısında ga biliriz: Alman sinsi se ye kuvvetleri bundan İstiş in takdirde) müstemleke taleple € &decek bir hareket ( olamağ, dusu denizde yürüyemiye b ve Sür düğa a sebeblerden bir izden geçirdiğimiz zaman Ed Ve imkân yoktur. Meselâ Al ki fazla nüfusu için “seril- ine varmış. — Halbuki r nüfus o yoktur, asıl ae. Iş olduğu za- ihtiyaçları o görülü Sene asal mevsiminde “UZ “bin, Talia işçisi getir bel Süsen Afrikanın o sıcak büyük bir Avrupalı kütle İn edecek mahiyette değil ide, N ea er ki, veni iptidai nek için müstemlekeye » Halbuki, Almanya istedi Yi İstediği memleketten alu- mi helyum gazı ayd Mg hiçbir mani yoktur. Ek l erin parasını mal Sa) d ir Z Z 17 A Mi 9 Müstemleke istemesine İh- | Mösterdiği bu sebeblerin hiç! “ini SyiZ. Bununla beraber. A nemi ki lele meselesi şid- ulm > zaman (bunlar asıl Sin kullanılacaktır. mm iin bu Alman müstemle- m Memn ak maksadını bilmesi har iye İlani İŞE irkaç ay evvel, Münihteki Kk Sanat, sergisini görmek i- Skaya dizilmiş sıra bekliye''er #iğm bir Alman bana'de- e müstemlekeler fazla ha İka, © cama; bilâkis masraf ti, olan iptidai o maddeler ita, OR unabilir; o halde siz ni- iğ lerinizi elde — tutuyorsu | LE henüz ln KAN rine / Na : yl iki türlü cemi; / yele çin Mer millet bunlardan biri ni) iy gitti ve masaları biri- Şekilde sıralanmış olan Verdim, aktan sonra kendisine İn “öylediklerime son a kuvveti bir mara o İm Meri? in Bunlardan kullanan cemiyettir ki, şii hâkim devletler gaye n kuvvet kullanırlar ve- aca &deceği ile korkur hlk olan kanun sadece ormarındaki kanundur: İSO O galebe çalar. dünyada milletlerarası an Ba tarllardan hangisi, EYİ dönmeyi rnilli menfa” ik İSE " İngiltere, kendisini öldürecek damı sırtında taşıyacak eşek vaziyetine giremaz! » Piçktoriat. atleripe muvafık ( görüyorsa o memleket tarafından derhal bozulur. "Buna mukabil bir de milletlerarası iş biri'gine dayanan bir dünya vardır ki, bu- rada devletler hâkimiyetlerinin bir haddi olduğunu kabul ederler. Aralarındaki ih» tilâüarı halletmek için ültimatomlara ve |oturanlardan bir sat gelip bize şöyle söy- harp tehditlerine değil, müzakerelere baş” vurular, “Biz bugün nasıl bir dünyada yaşıyo: ruz? “Buna cevap vermeden evvel Çine gir ren Japonyayı, Habeşistana giren İtalya yı hatırlıyalım.,, Karşımdaki. birasından bir yudum al — Evet, dedi, bir şiddet siyaseti dün yasında yaşıyoruz. Fakat bir dünya olabileceğini zannetmiyorum. başka türlü Kendisine, galiba “Mein Kampf, daki umdelerle yetiştirilmiş olduğunu söyle dim. Hitlerin bu kitabında “insaniyet e" bedi bir sulh içinde kalırsa parçalanır, yazılıdır. Sonra, dediği gibi, bir şiddet siyaseli dünyasmda yaşadığımızı ben de kabul et: tim, fakat bu ekilde bir dünyanın devam edeceğini zannatmediğimi, çünkü bu gibi bir siyasetin İngiliz milletler “birliğinin mevcudiyeti ile kabili telif olmadığını, zira bu birliği milyonlarca insanın müda- İaa edeceğini söyledim. Sonra İlâve et tm; “Farzedelim ki, dediğiniz gibi, bir şid det siyaseti devrinde yaşıyoruz. O halde. buğün İngiltere size meselâ Tanganjika” yı geri verecek olursa ne olacak? General Gürin;; burasını dött serelik o plâna da hil edecek, çok geçmeden de Alman gaze teleri Almanyanın, iptidai maddesini te| men elişi bu araziden pek uzakta kaldır ğe ve İngiliz gemilerinin arzusuna tabi olduklarını yazmaya başlıyacaklar. “Bunun üzerine, Almanya İngiltere ile denizde müsavi olmak ve Hind Okyanu sunda bir deniz üssü kurmak istiyecek, “Ondan sonra da Afrikada bir hava kuvveti tesis edecek, zencilerden müteşek- kil bir ordu kuracak ve Syastika - çengeli kollarını bütün Afrikaya uzatmaya başi yacak. “Zira, müsaade ederseniz açık söyle! yim, şiddet siyaseti kullanılan bir dür a da deniz aşırı müstemlekeler büyük bir iktisadi ve askeri ehemmiyettedir. Böyle bir dünyada, kendisini öldürecek olan adamı sırtında taşıyacak eşek vaziyetine girmeyi hiç de kabul edemem... > “iğ Netice olarak diyebiliriz ki “müstemle" kt mestlesi,, daha büyük (meselelerden ayrı tutulamaz ve Almanyanın (başında bulunanlar, muahedelere riayet, tecavüze karşı beraber hareket gibi demokrasi esas” ları dahilinde demokrat devletlerle bera” ber sulhu muhafazaya hakikaten (karar verdiklerini göstermedikçe, onlara deniz aşırı toprâklarımızdan bir parmak bile vermek veya İngiliz tabiiyetinde olan bir tek kişiyi nazi Almanyanın idaresi altına bırakmak en büyük hainlik, en büyük de lilik ve demokrasiye karşı bir cinayet o lur, Diğer taraltan, eğer Almanya sulhu muhafaza için kurulan milletlerarası bir teşekküle bütün imanı ile girmeye hazırsa © zaman müstemleke meselesi (o kolayca halledilebilir. Lehistandan başka Alman» ya ve İskandinav devletlerine de evvelâ oradaki yerlilerin, saniyen bütün dünya» nın inkişafı ve terakkisi için, Afrika mem leketlerinin idaresi verilebilir - bu. mucize sayılabilecek bir hâdise ol” amıyzcaktır. Fakat bunun için “Mein Kampi,, mubarririnin gerek ideoloji, ge rek siyaset bakımından böyle bir millet- İerarası cemiyet ve müstemleke mesuli" yetini üzerine alması lâzımdır. İşte dünya, felâketten — kurtulmak için böyle bir mucize bekliyor. Onun için, müdafaamıza hazırlanarak hem Hitlere, hem kendi kendimize, hem de düryaya yardım ediyoruz. Stephen King Hall İ HABER — Akan Bu şehrin dertleri Istanbulun sırat köprüsü! Edirnekapıyı Defterdara bağlıyan yol mutlak tamir edilmeli ve aydınlatılmalıdır. Biz, geçen gün Hdirnekapı taraflarında oturan bir okuyucumuzdan bir mektep almıştık ki, bu mektupta Bâlrnekupıdan ve kale içersinden Eğrikapı yoluyla Def- terdara inen yolun çak bozukluğundan bahsediliyordu. Bunun Üzerine o civarda ledi: “- Edirnekapıdan ve kele içersinden Eğrikapıya ve oradan Defterdara giden yol gerçekten pek bozuktur. Lâkin bu yol o kadar işlek bir yal değildir. Bu yol- dan geçenler pek mahduttur, Bizim sem- tn, hem yalniz bisim semtin değil, bize yarım sant kadar uzakta bulunan Eyüb kazasıyla bu kazaya bağlı birçek mabal- lelerin asıl geçit yeri Edirnekapıdan başlıyarak kale dışarsından Eyübe uza- nan yoldur ki burası bugün sabah, akşam İstanbulun en İşlek caddeleri ayarına gelmiştir. Her gün sabah, akşam bu çok işlek caddeden geçen iş güç sahiblerinin, mekteplilerin, amelelerin, atların, araba- ların, otomebillerin sayısı saymakla tü- kenmez. Hattâ denilebilir ki Bultanah - metten, Vedikuleden, Edimekapısıni ki- dar uzanan bütün semtlerin Eyüb, Baha- | riye, Defterdar, Sütlüce ile olan birleik muvasala yolu, hep bu, Kdirnekapıdan ve kale dışarsından inen yoldur ve yine kirk mahalleli Eyüb halkımın bütün İş- lanbulla olan muvasala yolu da en çok bu yoldur. Fakat bu yol, gimdi öyle bir haldedir ki yağışlı havalarda bir sabab, yahut bir akşam buradan bir geçip man- zarâyı görmeniz öizin için kâfidir. Lât- fen yağışlı bir havada bir sabah, yahut. bir akşam, karanlığında buradan bir ge- gip, yolcuların buralarda neler çektiğini | bir görüp yasısanızi ve bu suretle bü yo! Jun ufak mikyaşta olsun tamirine delâ-, let etmenizi çok rica ederiz.,, | Bunun Üzerine, geçen akşamki yağışlı havalarm birinde kalktık, adamecağızn dediği yere gittik. Burası cidden görüle- cek bir yoldu. Hele karanlıkta... Hoş, bu- raya yel demek için bir kere seksen çs- hit lâzımdı. Sağlı sollu buradan gelip geçmeğe ça- lişan bir alay insan karanlıkta (o zerre kadar önlerini görmeden rasgele adım- larını aliyorlar ve her adım attıkça: — Ay. Aman.. Battım. Tut elimden &iz. Anne, beni kurtar, oyvah iskarpin- lerim... yırtıldı. Ah, ayağımı taşa çarp - tam, fona canım yandı ve ilâh,. diye bağ-| rişyorlarir. Burada neresi kaldırım, no-| resi toprak, neresi çamur, neresi göl ha- linde ve nerede (o düşmek, yuvarlamak, kafa göz patlamak tehlikesi var? ka - ranlıkta hiç belli olmadığı için burssı # detâ korkunç bir sırat köprüsüne ben - #iyordu. Söylenildiğine göre, yağışlı havalarda ve karanlıkta buradan geçenlerin bazıları düşmeden, yuvarlanmadan vo baştan a- sağı çamura bulanmadan, sonra öteleri berileri yırtılm incinmeden geşemezler- miş. Hele böyle zamanlarda buradan bir yabanernm geçmesine hiç imkân yokmuş. Çünkil buradan nasıl yürünüleceğini bir hafız gibi ezberlememiş olan herhangi bir acemi yolcu muhakkak yuvarlanma - dan buradan geçemezmiş. Netekim biz de o akşam elimizde elektrik feneri ol - masaydı, ayni akıbete uğrıyacaktık Bu yoldan ancsk beş yüş metre kadar yürümüştük hi, daha ilersine (gitmeğe cesaret edemedik, Zira oradaki Zülâ'i çeşmesinin önüne dönüp de orada tek bir meğapcı (o kulübesinin lâmbast- nin işiğmdn o ayaklarımıza o bek» Uğuz zaman iskarpinlerimizin yüzünü çamurdan O göremez olmuş - tuk. Ya o orta yerdeki gelişizüzel yu- yarianan yamrı yumru sivri taşlar, - zifi- Tİ karanlıkta bu taşlara o göremeyip de bunlara ayağı takılanlarm vay hallerine! Bir, o akşam orada dolaşırken sağımız- dan ve solumuzdan yüzlerce kadın, kız, erkek çoluk çocuk bir görseniz buradan ne halde geçiyorlardı. kağar haklı olduğunu ispata kâfidir. Sü yolun haline bakmak yazımızm ne gün bu halde olan bu işlek yol nenba ya- rın sürekli kış yağmurları bastırınca ne hal alacaktır kimbilir? Eğer birkaç daha yağmur yağar da o- vanm bugünkü bataklık hali biraz daba wjdalaşınsa, İstanbulen bu koskooa geçit yerinin her iki başma (bataktır, geçile- med) İrmvelini vurmaktan başka çare kalmıyacaktır. Duyduğumuza göre belediye bu yolun üzerine kırk elli fener dikmeğe esasen karar verdiği gibi bu defa oradan kablo dı geçirilmiştir. Dikilmesine zaten karar veriimiş olan bu fenerler bari bir an ince dikilse ve bunlar dikilirken yolun vagün görülmeğe pek seza hali de biraz martıisa da orâdan ker gün geçmek mecburiyetinde olan yüzlerce insan artık bu dünyanin sırat köpüsü ye azabından kurtarılsa! lutmağığını zaten İğitiyof ve orasıra biz de bu yolun bu halinder şikâyet odiyor- duk. Fakat bu defa bu yol, eskisinden, yani bundan bir sy önceki berbad balin- den on misli daha berbadlaşmış. Çünkü bundan bir ay kadar önce kablo için â- gilan bu çok işlek ve upuzun yol kablö- lar konduktan sonra çukurlar o kadar Ustünkörü kapatılmış ki şimdi artik bu- yadan yağışlı havalarda, hele karanlıkta | geçmenin hiç İmkânı kalmamıştır. İstan- Bulun izlel yollarından fenersiz hiçbir yol kalmamiş gibidir. Böyelyken on beş| kadar fabrika ve mllcssezenin, hirşok mektepeirin, birçok çarşı v6 e biricik 'muvassla yolu olan burası gece- leri simsiyah servilerin arasında kopk9- Yu bir kömürlük manzarasi almakta ve yağmurlu “havalarin “beradan geçmek Wüyük bir azab teşkil etmektedir. Bu - Almanca mütercimi aranıyor Askeri Fabrikalar umum müdürlüğünden: Almancadan türkçeye ve türkçeden almancaya mükemmelen tercümeye muktedir bir mütercim almacaktır, Almanca ile beraber franstzcayı da ay. ni derecede bilenler tercih olunacaktır. İsteklilerin şartları öğrenmek üzere birer istida le umum müdürlüğe mü- racantları. (8030) Bursa Nafıa Müdürlüğünden : İ — Eksiltmeye konulan iş: Bursa Zirant meklebi medhalinde hangar, ambar ve ahir inşaatı olup eksiltme şartnamesinde yazılı ehliyet vesikasımın alma yeri da- ğişmiş olmasından evvelki ilân yok sayılarak yeniden eksiltmeye konmuştur. Keşif bsdeli 22718 lira 94 kuruştur. 2 — Eksilime 10—11.—1038 perşembe günü sant 16 da Bursa Nafin Müdürlü, ğü eksiltme komisyonu odasında kapalı zarf usulü ile yapılacaktır. 3 — Bu İşe ait metraj, kegif, proje, fenni ve husus!, bayındırlık genel, yapı İş- leri uraumi ve fenni, kapalı zarf usulü ile eksiltme şartnameleri, mukavele projesi Nafia dairesinde görüleceği gibi istiyenler 114 kuruş mukabilinde birer nüahasın! alabilirler, 4 — Eksiltmeye girebilmek İçin isteklilerin 1703 lira 92 kuruş muvakkat temi, nat vermeleri, Üçüneli maddede yazılı evrakt kabul ve imza etmeleri, bu inşaatı ya- pabileceklerine dair ehliyet vetikasını (Bu vesika eksiltme yapılacağı günden en a? sekiz gün evvel bir istida ile o vilâşo* mukumına müracaat edilerek alınacaktır.) Talipler şirket olursa 2490 sayılı kanunun üçüncü maddesinin — A —vye —B— fıkrasında yazılı vesaiki vo 938 yılında alınmış Ticaret Odası belgesini göstermeleri lâzımdır. 5 — İsteklilerin dış zarfı mühür mumu ile iyi kapatılmış teklif mektuplarını 10—11—1988 perşembe günü #ant 16 ya kadar komisyon releliğine zakbuz mukabi, İlnde vermeleri Ieap eder. Postada vukubulacak gecikmeler kabul edilmez. (7449) Nafıa Vekâletinden: 19. İkineiteşrin 958 cumartesi günü saat 10 da Ankarada Vekâlet binasında malzeme müdürlük odasında toplanan malzeme eksiltme komisyonunda 1395 bin lira muhammen bedelli 2(0.000 demir travers ile küçük yol malzemesinin pazarlık, suretile eksiltmesi yapılacaktır, Eksiltme şartnamesi ve teferruatı 50 lira bedel mukabilinde Vekâlet mal- Eu yolun ötedenberi nekadar bozuk | Zeme müdürlüğünde alınabilir. Muvakkat teminat 56600 liradır. olduğunu ve hattâ İstanbul yolları için- İsteklilerin şartnamesinde yazılı sesaik ile birlikte aynı gün saat 10 da mez- de bundan dakâ borbad bir işlek yol bu. kür komisyon reisliğinde hazır bulunulması lâzımdır. (4543) (7030)