Ankara ER neler gördüm ? Sesimizi dünyanın öbür ucuna duyuracak Riy Pariste büyük 5 birinciteşrinde faaliyete geçecek o- * nkara stüdyosundaki Yın.. Bütün odalar ir tarafı ri biribirine karışıyor. taberimde Türk musiki un kıymetli ef Cemil olduğu halde sütüdy » Bay Mesut Cemil: he Büzün provalarımız vs i ir arkada ii dük, bir numaralı stüdyoda riya- ir bandosu kısa tasılalarla en m, 2 vaları çalılıyor; bu yüz a kare eden garp musikisi y Sit, Spiker odasında oturuy z takım emirler veriyor, çalınan parça” 1 tekrar ettir üstadı ve mesut ari geziyo" diyor. Her şlar hazırlıkla meşgul, ie sil. Her arkadaş büyük bir vecdi- elindeki sazla meğgul. Bândomu- P Böçen gün yaptığı neşriyatı dinliyen ana > Tİyaseticumhur o bandosu bizim “ou tebrik etmiş ve onların bir filâr- Orkestra kadar ince ve maharetle 5 wliyerek hayranlığı İN Bit modem stüdyomuzda kıy den © Müzik artistlerimizin faaliyeti cid- Söğüs kabartacak bir hâdise, ,, Uumaralı salonda Türk (omusikisi Le uğ i z uğraşanlar da faaliyette. Odadan i- ta Bk. Kadın, Erkek sekiz on kadar ; # ayakta o sıralandılar. Keman, <nun ve ney çalanlar da beri tarafta pe. Tam ortada mikrofonun ba- kp bay Mesut Cemilin elinin bir kak p,, besile hep bir ağızdan; ciler demir döğer Tunc olur. Sg “İP sevip ayrılması aman güç olur. ç,Fdersen benim halim nice olur? tayı Kanı Söylemeğe başladılar. Etrafta İdin hiçbir ses yok. Bütün nazarlar üs) ke, Büzlerinde, Ayakta dimdik duran o üc, i ü ğ İş var pesten, tizden en güzel nağme di, mikrofonun kulağına fısıldıyorlar gi-| Ben bu Yekmğ güzel ahengin âri altnda! tn koltuğa büyük bir hazl; Iı bitti, Bay Mesut Cemil <0 bağırdı: Oda en bey, sesler nasıl? a ada #ırmızı lâmbalar söndü, sarı lâm! eden geldiği belli olm Yandı ve n < güzel, çok güzel, dedi. tk akşam seslerini (o dinlediğimiz| ; yarda karşi karşıyayız. Sadi Hoş » üstala Çağlar, Semahat Özdenses, | Hükeneç Rize Söyle *€ Pek yakında iştirak edeceğini çek GM muhakkak siz de benim gibi e ineceks LİZ, kisi Yarıya çıktık.. Hatırıma Türk musi kaçı, SAP musikisi diye yapılan müna- iğ” öylenilen o sözler geldi. Kendi | En Ank beğenmiyenler, Tini ia eya kadar hayranlık hi: İni ri görsünler; Türk musik İn ja, > <amiyenler de üstat Mest Cemi- inle, esindeki Koroyu bir defa olsun| emelidirler, diyordum. İ ide ben bu satırları karalarken| ilmi pazar akşamı yeni o stüdyo:| ia hatırlıyorum. Mer Vey iri Cemilin şat'araban pesrevi| İska si İshakin ağtır semaisi hakikaten ker mai $eylerdi. Bu parçaları dinler| YE mua ımda bulunan ve Türk musikisi»! iÇ Tabii olan bir arkadaşım bile: İ Salar, vi tabii diyordu. Bu klâsik par-| daha e herhangi bir senfoni veya huti Kadar a herhangi bir konservatuvar | Ollaş , e etli purça Bunları da| * gibi ayni Miz, âYni zevk ve alâka ile dinliye- a ti Yaz, eşin Yürüyoruz, Karşımıza €s - hr g5 Dİr bayan çıktı Üstada bir şey « Bu ses bana hiç de yabancı Merak ederek sorduni: Sayan Ezsel siz misiniz? * efendim. benim, bir A alâka ve ta Yeni radyo stüdyomuzun spikeri Bayan — Estaklurullah, — Bir fotoğralınızt rica ediyorum. — Oo. dedi, Ben fotoğraf o vermeği gazetecilerle konuşmağa mezun del Fakat siz bütün dünya ile kon bağa mezunsunuz, — O Başka. — Peki .. bu lisanları nerede öğrem niz? — Ama bu gene mülâkat olacak. — Ne mün kar, bunda saklanacak ne var? Nihayet üstad da day hale et — Evet. Ben de bunda sakla şey göremiyorum. Bayan Emelle konu na doğru yürü: — Sorun bakalım, dedi. Ni nız? r sebet, hem olsa bile ne çı vamıyarak müda müessese hazırlığını bitirmek üzeredr aseti Cumhur bandosunun tecrübe neşriyatı, kdir uyandırdı mel, mikrofon başında — İstanbulluyum. — Bu lisanları nerede öğrendiniz? — İstanbulda, İngiliz mek rendim. — İngiltereye ne münasebetle gittiniz? — Hükümet hesabıma gittim. B.B.C. de lt tahsil ettim. ya ait şeyl Gördüğünüz ış tarzını, radyoda neş" İde yapılacağını vesire.. hazırlıklardan neşriyat anlaşılıyordu. » iyet o bayra mından itibaren neşriyata başlayabilme in her türlü hazırlıklar ikmal edilmek simizi dünyanın öbür ucuna| cek olan bu modern müessesenin “ Radyosunda | Yazan: Rahmi YAGIZ Karanlıklar içinde boz bir gölg bir tahtelbahır gölgesi bell gördüler rdiği —112— Aradan yarım saat geçti.. E 13 ün güverte rasıtı Kömodora ilerden bir k mızı çak ışığı gördüklerinitrapor et ti. Brodey ile Hilbrük rasıtın yanına koy” tular. 7-8 gomina mesafeden beliren bir ışık., yanıp sönüyor, işaret verir gibi ha” reket ediyordu,. süvari dürbünlerini karanlığa çevirdiler.. Işık çakan noktaya baktılar! Karanlıklar içinde boz bir gör ge, bir tahtelbahir gölgesi belirdiğini gi düler, Brodey o noktaya dikkatle baktık- tan sönra Hilbrüke fısıldadı: 12 olacak.. Kapiten Nazmettir! tahmin ediyorum komodor, Fa kat Fransız gemisi acaba beraber mi? — Bilmiyorum... Nazmet gelince öğre niriz, Brodey kırmızı ışıklara kendi yakıp söndürerek ve bu ha: ç defa tekrar ederek cevap verdi, 10 dakika beklediler.. Nihayet biraz evvel dürbün le gördükleri tahtelbahir, kapiten Nazme tin E 12 si arkadaşlarına yaklaştı. Onla* rın yanına sokuldu. Brodeye aborda etti. Komodorla Hilbrük kasara kapağında! duran Nazmete seslendiler: — Helo, God İvning kapiten!,. nasıl sın? Nazmet cevap verdi: — Teşekkür ederim komodor, iyiyim.. — Biraz geciktiniz! — Evet.. yolda epeyce tehlike atlattım! Brodeyle Hilbrük biribirlerine bakı lar. Nazmet ilâve etti: — Fransız tahtelbahiri Triton da sizle re ömür.. : — Ne,.nasıl?,. Fransız tahtelbahiri git- Bir dakika müsaade edin ko- ya geleyim, anlatayım.. Nazmet manevra yaptırdığı ogemisini E 13 çe yanaştirdt. Sonra kasara kapa yodan ayrıldım. . Emin KARAKUŞ ğından çıktı, öteki gemiye, komodar Bro deyin yanına geldi, eN evlenenin halsizliği. lerken, kanlılarda halsizlik çokça ösidilirdi. Aile içinde giz. Ji kalması lâzım halsiz sma, sebep güvey halsiz cıya kada geceler sının kap len hir kadının bekletilmesi idi. Böyle dili de gevik olacağından aile- ıyanlar bile duyarlardı. iğkesı ol ni görerek ve düğünden sonra yatak odasınm de kalmalı, Onun ik onu yal ken öğreni! söylem Onun «çin yeni evlenen deli O eski zamanlarda, evlendikten sonra halsiz olmadıkla" hanımı, yatak odası ka. rin çabuk isbat ede pısında bir çok geceler bek türlü ayırd derle Öyle, delikanlı mutla yı de'ikan'ı daha evlenmeden önce lardı. Fi'ân arkadaş evlendikten tabak ish” etmemin, Acaba kani 'Bilirsini? ir” e, kura kura - hastal her seyden çabuk müteessir a az çok kuruntulu da olu sonra ımtu pek fena sevdir, bis “atne ençler gezmesi olarak - evlenir- , yeni evlenen deli” lukları, & bu a” olan iğin etrafa y meli delikarlnın si çokça (işidilmesine düğünden sonra, giren delikanlının olmadığı sabit olun. xında “yenge, deni- çirkin bir vazi lâzemdor. lenmeden lerin ayırd ettikler Jurlardı. Bunlar evlenmeğ severek evlendikleri pısında “yenge, şimdi halsizli günlerde muvaffak nur. Bir kern yeni kanir kendisinden daha evlenmeden önce kura kura, tam evlendikleri lerde, gerçekten halsiz olmadıkları halde, onun alâmetini kendilerinde hissederlerdi. Vakıa, evlenmeden önec hazırlık üzüntüleri hali ve va'“! nekadar yeri radan kurunt gelebilir. Yukarıda dizleri ha ; yeni evleni dik kuruntıyu sebep olurdu. Yeni evlenmiş delikanlının ilik Yazan: Dr.G. A. gün. (insanın de olsa evleneceği vakit eilnde- ki para idare edemiyecek gibi gelir.) Sonra düğün yorgun ün günü başlıyan yeni hayat, kuruntuyu arttır. mağa sebep olurdu, Bununla beraber, halsizliğin asıl nirli ve ku Çünkü ıntulu olmasıydı. her İstiyen kuruntu kuramaz, sinirleri esastan zayıf olmak İrsan sinirli olup ta kuruntuya müstait büâlununca, ev. önce halsiz olabileceğini merak etmese bile «m ylediğim gibi, hekim. i ikinci türlü delikanlılar da böyle & en önce kendilerinden hiç süphe etme - günlerde ilk muvaffakıyetsiz olamamasına da bir çok sebepler bulu" Yeni evlenen deli. © gelinin acemiliği.. etmese de gene acemi olabi Dun İçin ilk günlerde muvaffak olamamak pek mümkün. dür. Fakat eliemmi n bazılarında halsiz- Benim burada uz, Gü lüsi ilanı hekimler iki bile pek nadirdi. olursa olsun on olur, bir 1 teda çer. cesaret gelirdi. © zamanlar, kuruntuyu geğirmek delikanlıya için, he er As biraz ia şanıpanya İne»n verçekten ekten getir imdi şampany” ilânmı sinirli ve ktruntuya müstait halsizliğ* sebep olur, orsunuz ki, her iki türlüsünde de esasından kuruntudur.. B »de sonradan kurunta, Yeni evlilerin halsiz! bep hemen daima kuruntu idi. Daha banka sebepler siz olan bu muvaffakıyetsirlik, insan bulununca, uzun müddet ünde ön olsa untunun ,esası Öa, sinir evlileri Salkizlikten kurtarmak için x olurdu. Sinirler kuvvetlen kanlının kendi kendine emniyeti artar, kuruntu ge ve cesaret getirmek defaya mahsus olmak Üzere, içirirle ama, sarhoş olmadan, yalnız ve nss'eli oluncıya kadir, ucuzlamış da... Geçen gün gazetelerde üzdür. Şampanya eski zamarda halsizle. Helbr azmet gelir ğ mez arka ârkö — Nasıl ole — Ne — Esir mi du? Batırıldı mı?. Nazmet bir bi layışla bu sual ep verdi Komodor kumand arası oturdular. Konu: — Kapiten! siz Tritonun fel radığını biz: dünüz mü? y yerden mi ha aldınız! — Haber aldım! — Kimden? — Sakızlı Yakıp reisten, yani bizi eski konsolos mister Palmerden!,. — Misler Palmeri nerede gördün! — Kanal hattı üzerinde i ş verdiğiniz rotaya göre rastlayacağım. defleri gözden geçiriyordum. Uzakta yelkenli belirdi. Hızla Ü pupasına almış, boğaza doğru Gu, Sokuldum, Tam torpido rada bu ığunu gön tar yelker denizin üstüne çıktım. Palmerle konuşt Konsolos çok teliştaydı. Görecekler & ödü kopuyor, tahtelbahirle yanyana / ri mahvedileoglini her işin meydi çıkacağını hesaplıyordu. Palmerin şını gidermek için çabucak oradan ağ mam lâzımdı. Bunu kendisine söyl Bana iki mektup verdi. Bunlar Dvaist rafmdan verilmiş, size o mahsusmuş; dım, Mister palmer telâşında haklı olğ ğunu da anlattı. Amiral Söşonun Mari açıldığını, şiddetle bizi takip etm te olduğunu, biraz evvel Silivri bir Fransız tahtelbahirinin Osmanl royeri tarafmdan topla batırıldığını, £ rettebafinın bu destroyere alındığını Sö ledi.. — Bizzat mister Palmer bunu görü mü? — Evet.. öyle söyledi! — Pekâlâ size verdiği mektuplar pi de? — İşte burada komodor! 4 Nazmet cebinden çıkardığı iki zarfı! modora uzattı. Brodey bunları açtı, du i “ Komodor Brodeye: İstanbuldan ayrılmamızdan sonra rada jevkalâde v ile İstanbula, Osmanlı di takfelbakiri bal Boğai 1d Amiral ize çıkacakmış! a iki tahtelbakir daha budi ön Pu, bugünlerde İstinyey yaracaklaraı aynca vivayet edilmektedir. iki şimd nde Mr. Palimer g Benzin Jaştı... Her ğer noksanlarınızı da yine Mister Pgj mer vasıtasile süratle bildirmeniz zımdır. zudud: seri İhtiyacn hasırlanma dır. Saygılarımla.. Kapiten Davist Brodey dalgın, di di: — Bilmem? Zannetmiyorum! Fa kat ihtiyaç karşısında gemilermizdej biri boğazdan çıkıp bunları donanma ris ederek tekrar dönmek vü ünceli covap vel (Devamı var)