Diplomatın siyasi hayatı > Südet arazisinin tahliyesile uğraşacak olan “Beynelmilel komisyon kimlerden müteşekkildir 43 Oİ Öder arazisinin tahliyesi ve Alman- SELA Mihniez izleriyle skeşgul olmak Üzere MİN kisiden mürekkep beynelmilel bir rah$ Misyon teşkil edilmiştir. Bu beş kişi OĞTÜİ lerdir ve siyasi hayatları nedir? bun- ve burada gözden k herhalde api alı olacaktır. ast aron von Vayseker sef Umumi harbin da Alman deniz YA lana zahit ve cfradma, “Almanyannı k bahriye kuvveti bulunmıyacak, bi, & “ileyh artık vazifeniz nihayet bul- çi Sur, denildi, Li! “ zaman açıkta kalan bahriyeliler tiyof Mllerine iş aramaya başladılar ve iç- “m0 İlden birçoğu siyasete atıldı. Çünkü, £ İİİ Manyanm tekrar eski kuvvetini elde ört Mhilmesi için çalışacağı bir tek saha bal Mrs. oda siyaseti. üzbaşısı Ernst Frayher Vayseker de bu bahriyeli- iydi ve ordudan çıktıktan son- 4 SÜ Alman harleiye nezaretinde milletler lo Bİ Niyeti dalresi şefi oluyor. Çünkü ken- MAİ atimetler Cemiyetine en fazla iti. müf'ÜMa olanlardan biridir. * Almanya milletler cemiye- geçirme diği zaman da baro müteessir yl unu, Bununla beraber, milletler ara- orİSİ Miyasotte birçok o diplomatlarla tani- “ör olduğu için kendisine harici; *tinde müsteşarlık vazifesi verdiler.. Aton Vayseker nazi partisine son za- 0s ilamda girmiştir. Streseman'm uride, ala in sadık kalan baron, sulk taraftarı yor Pakat; kendi şütist Hikirlerimden ay. Dük memleketin siyasetine hizmet et- meta çakşmaktadı “| Sâron Vayseker bugün 49 y: def Ür Nevil Henderson “ğilterenin Berlin elçisi gif am$* mdadır. Nevil Hen- işa ae ne a ra Avrupa buğranı gimsl memle- PİRİ de endişeye düşürmekten hali t İN, ADüştar. Esasen son senelerde milli h, Slalarma büyük ehemmiyet veren İk Ve Norveç hükümetleri harb teh- tay, Üzerine daha fazla tedbir almaya ” k, lardır. * İyide İsveç veliahdı prers Güstay ie İl, , le oğlu Stokholm civarındaki bir VPayT seyrederken görülüyor. ng derson da, Hitlerle bizzat Çemberlayn görüştüğü halde, son ihtilâflarn hallinde rolü görülmemiş değildir. Hattâ, İngiliz elçisinin Çemberlayam Hitlerle görüşme- ye Berlie gelmesini muvafık bulmamış olduğu söylenmektedir. Çünkü meseleyi, en alacağı talimatla kendisi eceğine emin bulunuyordu. Hakikaten, Sir Nevil Henderson Ber. linde on beş senedenberi İngliterenin el- çiliğini etmektedir ve birçok muvaffakı- yetler göstermiştir. On beş #ene evvel Henderson Berline sefir olarak gönde - riMiği zamanlar oAlmanlar karşılarında uzun boylu, ufak bıyıklı ve elli beşlik bir adam görmüşlerdi. Sir Nevil, uzun müddet milletler cemi- yetinde silâhları bırakma hususunda ça. lışmış olan Hendersonun oğludur. sete İngilterenin Petrograd sefaretinde üü kâtip olarak başlıyan Sir Nevi. lin uzun bir diplomasi hayatı vardır. Petroğrad kâtipliğinde bulunduğu Sira « larda, karanlık bir gece, sefir lord Kar- nok'u casus sanarak yumruklamıştı Dr. Mastni Dr. Mastni Çekoslovakyanın en büyük siyasilerinden biridir. Çek cumhuriyeti tesis edildiği zaman kendisine ecnebi devletlerle münasebetleri tanzim vazife, si verilmişti, Bohemyalı bir banka müdürünün oğ- la olan Mastni Prag ve Pariste hukuk ve felsefe tahsil etmiştir. Bir müddet vukat olarak çalışan Mastai 1920 de ha- riciyeye intisab etmiş ve elçi “olarak Tondraya gönderilmiştir. 1925 do Roma elçiliğine tayin edilen Dr. Mastni 1932 de de Berllne gönderil- miştir, Bu suretle faşist idarelerin siya, ük tecrübe sahibi bulunuyor Siya- demektir, Dr. Mastni bu müddet zarfında sulh munhedeleri müzakerelerinde Cenevrede murahbes olarak da bulunmuştur. 64 yaşma gelip tekaüt edileceği bir sırada da Çekoslovakya meselesi ortaya çıkmış, siyasette kalmasıza lüzum gö. rülmüştür. Yalnız, Berlin elçiliğinden a- inarak Pragda, harlelyo nezaretinde bir vazifeye verilmştir. Bugün de Südet arazisi komisyonunda Çek murahhası o- larak bulunmaktadır. Dr. Mastni ssbirl:, temkinli bir siya, set adamı olarak tanınmıştır. Fransua Ponse Fransanın Berlin sefiri olan Fransua Ponse 51 yaşında, kısa boylu ve daima kibar giyinen bir adamdır. Çok çalışır ve hükümetine daima uzun uzun raporlar vererek Alman hükümet adamlarının fi- Xirlerini tafsilâtiyle anlatır, tahlil eder, sl meşguliyetleriiden #onra ken- | disinin en fazir vaktini alan çocuklari- dır. lü erkek, biri kız olmak üzere ve hepsi heniz ilseyle ilkmektep arasında tahsil çağında bulunan beş çocuğu var. dır, Onu, kızıyla beraber, öğle yemeğin, den sonra Berlin caddelerinde dolaşır. Xen görmek her zaman için kabildir. Madam Fransun Ponse kocası kadar güzel almanca konuşur ve Berlinin ki- bur muhitinde büyük bir itibar görür. Fransua Ponse siyaset hayatma ikti. #at ve milletler arasi hukuk sahasından gelmiştir. 1924 te Paris mintakasmdan mebus saçilen Fransua Ponte dört sene Sonra tekar mebus olarak kariciyeye intisab etmiştir. Fransaya meşhur istih- kâmlarıni kazandıran Majino da 1928 de oaunla beraber Paris mebusu seçilmişti. Dr. Bernardo Attoliks Romanm Berlin sefiri Berlin . Roma mihverinin tesisinde büyük bir rol oyna- miştir. Dr. Bernardo Attoliko 1935 de Berlin sefirliğine tayin edildiği zaman ikl memleket arasmdaki! münmebat pek dostane değildi, Dollesun öldürülmesi üzerine, Berlin bükümeti Avusturyaya udi Avrupa Ravp tehlikeleri geçirirken şarkın kü larla takviyeye karar vermiştir. Resimde Siyam başvekili Avrupadan yeni al dığı bir makinelitüfeği getkik ederken görülüyor. Bir apartman halkını heyecana düşüren hâdise Elinde tabancasile tavan arasına çıkan kapıcı, bir sandık içinde kıvrılan genç kıza dehşetle baktı: öldürülmüşmüydü ? Milânoda olmuş bir vakayı son gelen İtalyanca gazetelerden aynen alıyoruz: bir apartıman. Herkes uyku nış. Ne bir ses ne bir ışık! rmi dördü biraz geçmiş. Al-| cıları esrarengiz bir gürültü duyarak birdenbire yataklarından İzir yorlar. Çatı ile tavan arasında mütered- dit ayak sesleri, sürüklenen sandığın! çıkardığı gürültü, ve diğer bir cismin yere düşmesi sonra boğuk bir ah ve bir caç saniye n gıcırtılar o işitiliyor ve! etrafı gene derin bir süküt kaplıyor. Herhalde bunlar ne peri, nedecin. Bu zamanda böyle şeylere inanır? Fakat, altıncı katta heyecan içinde titre şenlerin hepsi, korkunç bir hâdisenin ce” reyan etmiş olduğunu kabulde müttefik bulunuyorlar. Ne yapmalı Herkes kor kulu şeyler düşünüyor: Cismin yere düş” mesi, boğuk ses... bunların hepsi kimsede şüphe birakmıyor: Muhakkak yukarıda bir cinayet işlendi! İ Cesur kapıcı Cinayet haberi derhal bütün apartıma" nı ayağa kaldırdı. Dev o cüsseli kapıcı, bir elinde tabanca ve ötekinde (elektriki feneri olduğu halde üst kata geldi. Her “kesi teskin etmek istiyen bir sesle: müdakale edecek olurma Almanyaya karşı koyacağını bildirerek tehdidde bu- Tunmuştu. Fakat iki memleket srasmdaki müns. #obat sonradan dostane bir çehre almış ve Roma - Berlin mihveri tesis edilmiş. tir. Dr. Attoliko bilhassa iktısadi mesele. lerde ihtisas sahibidi Evlidir, birkaç çocuğu vardır, Kendisi, İtalyanın en iyi diplomatlarından biri sayılır, Dr. Attoliko umum! harbde birçok kanferanslara iştirak etmiş, 1019 daki Paris sulh konferansında da İtalyan mu- rahhas heyeti âzasmdan olarak bulun. muştur, 1920 de, kırk yaşında büyük elçi unva. nım almış ve yedi sene Milletler cemi- yelinde ve Danzig komisyonunda çalış- maştır, Cenevrede silâhları bırakma ko- mitesinde İtalyan heyetinin relsliğini yanmış, 1922 den 1877 ye kadar Millet- ler cemiyeti sekreter muavinliğinde bu. lunmuştur, 1927 de milletler cemiyetinden ayrtla- rak İtalyanın Brezilya sefiri tayin edil. miş, 1990 eylülüne kadar Buenos Aires. de kalmıştır. Ondan sonra Moskova se- firliğine tayin edilen Dr. Attoliko 1985 Ağuslasuna kadar orada bulunmuş, on . dan #onra Berlin sefirliğire nakledilmiş- tir, | “Siz rahatınıza bakınız, ben çaresine bakarım!,, diyerek tavan arasına çıkan dar merdivenden urmanmağa. başladı. bir kız olacak. Güzelce ve mütevs giyinmiş bir kızcağız. O anlatmakta de vam ediyordu: “— Gece 23,30 a doğru da birisini bekliyen bir kız gi bekliyorum,, dedikten sonra apartıman kapısını açmamdan istifade ederek benden evvel içeri o daldı ve koşa İkinci katta oturan kiracı, kızın topuk | seslerinden, ta üst kata kadar çıktığını tavân una çıkan kapıcı müteyakkizane il kte devam ediyordu. Merdiven aralığından onu göz lerile takip eden kiracılar, kapıcının çok kuvvetli olmasına rağmen kendi kenedile- rine söylenmekten geri kalmıyorlardı: — Bir cinayet | da onu da yere serebilir. Hiç de doğru yapmadı. Keşki polise koşsaydı.. Kapıcı, sı aralık duran tavan ara“ sının ikinci kapısına bir tekme vurarak açtı. Aşağıdan kapmın gıcırisını duyan kiracıları bir Örperme aldı, Etrafta derin! bir süküt vardı, Kapının içinde iki bavul, kırık dökük kanapeler, çuval parçaları duruyordu. B üzerinde eski bir yorgan bir sandık vardı. İş muhakkak o yorganın altındaydı! Ferterin ışığı etrafı bir kere daha araş” tardı: Üst kat kiracılarmnın tahminleri doğru dr , vesikaların tercümesi de i Öyle arkasında toz) * Hitlerle Çemberlaynı görüştüren Siyasi tercuman Mülâkatın beher saati için 12,5 lira almış Şüphesiz ki, Hiti Çemberlâyn mülâ ber ismi tarihe geçecek biri 55 si iki devle pi on Li senedenbe: ye nezarelinin dik: dair a diz ve avda vardır, Alman hariciye ne O zamı dar arada Brian st Lokarno konferansında, Herman Mu demokrat un görüş“ Lokarno h hakkım ki sözlerini bugün Hitlerir i naklettiği Çemi dâimların: “Allaha barettir, Streseman ve Brür man hükâmet ağam, sızca bilirlerdi. Fe larında, manca bilme yince terci lar. Doktor Şenit on dil bilir ve bunl sını mükemmel konuşur. Sonra, iyikbir nr erde ekseri şısında konu: 16 tercü” vardır. tercümanlar kar“ sözlei stenograf” Şmit ne söy tutar, . pek nadiren şka, karşısındakinin sözünü tercüme ederken (Onları dat bir le süylendiyse o şekilde tek rar eder. Bilhassa Hitler, sözlerinin şid“ detini naklettiği için tercümanından çok memnundur, Dr. Şmitin diğer bir ihtisi vesikaları, anlaşma metinlerini maktır. Bu gi da her ayrı ayrı tartılması, üzetinde üzün uzun düşünülüp kullar dır. Siyasi en zor bir iştir, mukabilini ter* imkânı yok müter ya ile kelimeler vardır ki cüme edilen dilde bulmanın cim bütün meharetini göste leyi, münası bozulmıyacak $i e çevi* (kün sayfayı gevisiniz) imiş. Sandıkta hareketsiz yatan bir kız) —— vardı, İkinci kattaki kiracının kapı e rastladığı kız... ini beklediğini ki 1 kızım başı bir kolunun üstüne düşmüş, elbiseleri fazla hırpalanmış, fa" kat yüzü sakin görünüyordu. Kapıcı ürpererek bir elini uzattı.. Kıza temas eder etmez beklenmiyen bir hâdise oldu. Cinayete kurban gittiği sanılan kız birdenbire gözlerini açıp uyku © sersemi sandığın içine oturdu. Sonra gayri ihtiya Ve oluyor? ne var?,, di t sonra birdenbire va hüngür hüngür ağlamağa başladı. Kızı sandıktan dışarı çıkardıktan son- ra kapıcının ilk işi orada ne yaptığını sormak oldu. Zavallı kızcağız, bulunduğu kasabadan bir ailenin #ezdinde çalışmak üzere o günü kendisini çalışacağı leceğini ve yanında da âlik kân ol eN için onun ta arasında çare bulama- memnun ola kemelerde si du sanki kendisi için? dükçe maceranın bu kadar h şiresinin yattığı odada yatacaj gösterdi...