16 HAZİRAN — 1935 Timi bahisler Pr. Afetin Cenevrede söylediği nutuk verşitesinde “Dies Av le de İ demictis — akede, mi günü,, meras £ edilmiş, malat merasindden 80. profesör bayan alkışlarla k da C. Bayan Ajel sık kanın başlangıcı Türkiye rihos. en kısaca bahsetmiş ve sözlerine şöyle | ievam etmiştir: evre ül Beilerinin “— Bu saatte münevverleri b rca meşguliyetlerinden biri tarihimi da- va doğru olarak tanrmaktır. Vaktile bütün yüksek mekteplerde Avrupa medeniyeti Asya medeniyeti- nin kızı diye öğretilirdi. Bunun da for- nülü gayet ba Ex oriente hux,, sonradan bu m yıkıldı. Birçok büyük âlimler oksi olarak. Avrupanın Asyayı medenileştirdiğini göstermeğe savaştılar, Burada Salomon Reinachın “le mirage orlental,, yani “Şark sera- bı,, adını verdiği meşhur kitabını zikr- z. Bugün tekrar bu eski for- mülü taze! uğumuzu Ve yine sizlerden biri senelerdenberi bu mezhebin havvariliğini yapmıştır. Türkler, antropo- in Themo alpinus tipi Beyaz ırktan ci tur. Neolithigue'lerden evvel bilinmi- Yen ve burün Avrupaya mebzuliyetle yayılmış olan bu Brachycepbale tip, Egenin öte kıyısında orta Asyadan Marmara sahillerine kadar geniş mın- kaları bozün olduğu 1 etmiş ve etmektedi u ve aile- sine geline istan âya kadar sünaytkaprar. lması mümkün kaymağı kadar, ni edecek olursak - sen nesile rucu nası) ki İsviçreliler de iere ve Cel- rel oynayanların en eski MESELE En az beş tane radyo istasyonumuz olmalıdır Propaganda sahasındaki eksikliğimizi en kestirme radyodur Milletlerin çok uğması artik N bir zaruret ine girdi. Rad - yo, bütün eski kıy metlerde bir deği, şiklik yaptı, Kuv- ve erefli or- du, kuvvetli ve şerefli donanma, kuvvetli ve gere. li hava filoları, zeki ve sempatik | diplomat, insan - lığı bir anda sara- cak bir edebiyat, tatlı bir müzik ve bir güzel sanat muhiti bir memle. kete ne kadar lâ - zımsa radyo da O kadar lâzim. ki bir parça daha fazla lâzım, Bu bir hakikat ki üzerinde hiçbiri. tereddüdü yok. Ve bir mesele ki karar vermiş ve çarelerine baş nuyoruz Bilyük kudretli syonunun faaliyete baş- uzaklarda vurmuş b ilk Ti ağı günlerden hiş de değiliz. Bununla beraber, kurmakta olduğu- muz ilk büyük Jstasyonumuzu, şimdi. lik ihtiyaçlarımızı karşılıyacak kâfi bir kudret sanmak gibi bir hatamız ver, Dönen dolaşan rivayetlere fnan- mak doğru mu bilmem.. Ankarada yeni istasyon çalışmağa başlayınca İstanbuldak asyonun faaliyetine lüzum hissedilmiyecekmiş, Eğer radyo gelâlekimize bu kanaat hâkimse, yanlış hir yola sapmız bulunduğumuz söyle- nebilir. Bizim gibi hem şarkm hem garbın dostu bir devlet tek radyo ile iktifa edemez. Biz konuşmağa, müte. madiyen konuşmağa ve dinlenâdiğimize emin rak konuş; mecbur bir milletiz. Türkiye, en az beş radyo i8- tasyonunu kurduğu gün; olduğu müşahede edilir, Yalnız bu tek misali nazarı itibare alsak dahi tarihimizin bir anında eski Mezepotamyanın en kuvvetli bir dev. leti olan Sümerleri ve Anadoludaki devletlerin en kuvvetlisi olan Hititleri sedlerimiz olarak kabul etmek lâzım- Belir, İşte üzerinde bu kadar hadiseler ce- Teyan etmiş olan bu topraklar, bugünkü . Türkiyedir. Bu vakıaları, başaran i Sanlar bize düşüncelerini söyleyebilse- lerdi: Direkt olarak bu yerleri hiç ter #etmemiş olmamalarından ve en direkt olarak da müşterek bir kütle halinde bu tarihten sonra merkezi Asya yolu. hun daha gerilerinden gelmiş bulun- pla dolayısile bugünkü Anadolulu- &et kendi hakiki halefleri olarok tanır- tdı. Ümit ediyorum ki bunun antro- Polojik delilini yakın bir zamanda el- | de edeceğiz. Bir taraftan küçük Asya- da Het devre alt olarak yapılan hafri- Yatta tesadüt ettiğimiz iskeletleri top- | yar ve bu araştırmalara hususi bir | gösteriyoruz. Diğer taraftan da ye hükümeti teklifim üzerine bü- 2 Türkiyede yoşayan halk için geniş N anket tesis etmiş bulunuyor. Türki t Pa Büretle bunların birbirlerile ve , eriyesin mazisi ile halini mukaye- imkânını bulmuş olacağız. — m . . İ TiFOBiL — Dr. Ihsan Samı Tilo ve paratifobastalıklarına tut pk İçin ağızdan ailnan tifo hap İ *r. Hiç rahatsızlık vermez. Her kes alabilir. Kutusu 55 Kr. — Oh! konuşabiliyorum... Diyebilir, Radyo e telsiz İstasyonları İs çin sarfedeceğimiz paralara asla acı . mamalıyız. Ve hattâ bu işte, hovarda- lık addedilebilecrek masraflara daha kendimizi alıştırmalıyız. Propaganda sahasındaki eksikliğimizi en kestirme yoldan tamamlatacak vastta radyo « dur, Bizim ilk büyücek Istasyonumuzu kurmakta bulunduğumuz şu günlerde, dünya memleketlerinin radyo vaziye » tine, şöyle bir göz atntak, faydasız ol- masa gerek, Başta şimalt Amerika birleşik dev- Jetleri geli; Ruzveltin vatanmda 170 resmi istasyon (1) var. Dinleyici. yoldan tam amlatacak vasıta a Pp Avrupanın büyük radyo istasyonlarından biri lerin sayısı 20 milyondur. Yani 20 mil. yon evde radyo vardır. Devlet her yıl neşriyat için 2,5 milyar frank sarfe - der ve halktan on para vergi almaz, Isveç: 35 istasyonu var. Bunlardan altısı 50 kilovattan yukarı kudretlerde ça. tışır. Dinleyici miktarı 170 bin. Dev- lst her yıl 36 milyon frank sarfeder. Radyo başma 48 frank vergi alır, Sovyet Rusya: 100 istasyon faaliyet halindedir. Memlekette mevcut dinleyici merkez- lerin sayısı 4 milyon. Devletin bu işe tahsiş ettiği yüksek bütçe malim de. ğil Almanya: 34 istasyon var, Yedisi 50 kilovat- tan ve 10 tanesi 10 kilovattan yukarı kudrette, Bütçe 600 milyon frank. Dinleyici miktarı 4 milyon. Radyo başına 150 frank vergi almıyor. Frans 25 istasyon. Bir milyon dinleyici. Bütçesi 5 milyon frank. Halk vergi vermez, Ingiltere: 20 istasyon, Beş milyon dinleyici, Bütçe 300 milyon frank, Radyo buşına 44 İrank vergi aslmır, Norveç: 14 istasyon. 110 bin dinleyici. Büt- çe 13 milyon frank. Radyo başıma 95 frank vergi, Italya; 12 istasyon. 300 bin dinleyici. Dev, let 30 milyon frank masraf ediyor. Râdyo başma 92 frank vergi. Lehistan : 7 istasyon, 400 bin dinleyici. Bütçe 30 milyon frank. Vergi, radyo başına 100 frank. Çekoslovakya : 6 istasyon. 400 bin dinleylel, Büt- ün ordusu İNEMA sanatkârı Viktor Mak Laglen, Holivut arasında geçen haya- tına biraz değişiklik vermek emeliyle, kendisine tuhaf bir eğlence bulmuştur, Bütün masrafı kendisi tarafından ve- rilmek ve tamsmiyle kendi emrinde bulunmak üzere kü. m teşkil etmiştir. Bu ordunun talimleri ve arevraları yalnız Holivutun değil, bütün Los Ancelesin stuğyolarının yeknasaklığı gücük bir ardı merakını cekmiştir. Bu ordu hir motosiklet bölüğü, bir süvari bölüğü, bir tayyare bölüğü, doktorlar ve hastabakicılardan müteşek- ildir. Aktörün süvari bölüğü müteksit veya istifa etmiş za. villeriden teşekkül etmiştir. Bu bölliğin kumandanı eski bir süvarı albayıdır. Sanatkâr, kendi idare ettiği bu ordunun manevraları. ni seyretmek istiyenler için 8000 kişilik bir stadyom yaptırmıştır. Tatil günleri halk buralara gelerek manev- raları alkışlamaktadır, düşmanı.. Annesidir! Ne “İngiltere tatbiki psikoloji senelik kongresinde meşhur âlim Reymon Henker Heton otuz seneden fazla devam eden tecrübelerinin neti- cesini şu cümlelerle hulâsa etmiştir: “— On altı yaşından daha küçük bir çocuğun hayatta karşılaşabileceği en büyük dlişman annesidir!,, Bu söz, salond: rinde ısrar etmiştir: “ Çocuğun annesi tarafından terbiye edilmesi bü. yük bir felâkettir. Bu sözü ben söyledim ve fikrimde musirrim. Kraliçe Viktorya devri İngiltereyi hassas insan larla doldurdu. Ve bu his bolluğu gün geç Çocukları, kendilerinden başkasını düşünmez bir hale ge. tiren anneleridir. Kendisinde başkasını düşünmemek bu günkü İngiliz cemiyetinin en büyük hastalığıdır., 30 milyon ink. Radyo bü- gma 90 frank ver- gi. Holanda: İki istasyon, Ya rım milyon dinle yici.Yirmi milyon İrank masraf, Vergi alınmıyor. Fuket halk tara fından yapıla" cak teberrüler ka- bul ediliyor. Belçika : Beş istasyon. 300 bin radyo. 6 milyon frank mas raf, 42 frank ver- gi. Danimarka! | İki (istasyon. Yarım milyon din le Bütçe 32 milyon frank, 47 frank vergi, Macaristan : Bir istasyon. 27 milyon frank mas. raf. 86 frank vergi. Yarım milyon din- leyici, .»”. : Görllüyor ki bizim bu gün radyo masrafımız südan mı sudan, Buna mukabil, birçok yerlerde on para ver- gi alınmadığı halde biz makine başı. na 10 lira, yani bugünkü hesaba güre 280 frank vergi alıyoruz. Bu hal, her geyden evvel dahilde dinleyici miktarını arttırması lâzım - gelen bir memlekette derhal tashihi is cab eden bir hatadır. Ve şüphesiz hü. kümet radyo iyini . esaslı bir tarzda halle körar verirken bu ciheti de göz ü 6 almış bulunmaktadır. Fâkir Mâ earistan tek istasyon için yılda 27 milyon sarfederse bizim her yıl, en 87, elii milyon sarfetmeyi göze almama: mız için sebep yoktur. Ankara istasyonundan #onra ayni kuvvette bir İzmir, bir İstanbul, bir Erzurum veya Trabzon, bir Adana ve ya Antalya istasyonu kurmamız kat'i bir zarurettir. Konuşacağız Durma - dan konuşacağız. Kendimizi dinleterek konuştuğumuza inanacak dervcsde gü. zel programlar tertib edeceğiz, Asker- likte, şimendiferde, endistrileşmede, bankacılıkta, gösterdiğimiz havacılık. ta ve denizciliğimizde göstermeğe başladığımız büyük zekâmız! bu saha- da da işleteceğiz. Buna şüphemiz yok. Bu satırlar, metalekette hatibi, kon . feransçıyı, müzikçiyi ve her türlü ar- tisti çok teşvik edecek olan bu büyük işin azami süratle başarılmasını te. menni eden bir istidadan başka bir manaya alınmamalıdır. Ensari BÜLENT (1) Aynca hususi istasyonlar da vardır. tirazlarla karşılaşmış, fakat âlim fik- miyeti,,| ikçe eksilmedi. , 5 Bambardıman- En asil mücadelelerin san'at! Yazan; KARA DAVUD stuma gitmiştim. Salonu, 18- da gençlerle dolu buldum. sannı tarıyor, bir kış Tantdıklarımdan kuyor. Celâl mektebinde. Orhan... Mühendis mektebinde, Ra gıp.... Bu yıl Fransaya gidecek. Maden mühendisi olmağa çalışıyor. simi... Hepsinin yüzün geçmiş talebelelik gecele- inin yorgunluğu ve güç derslerin ime ün evvel İmtihan ına girmezden bir il lan keyecan seziliyor. Bu sırada eve bir misafir daha gel Yanında çocuğu da var. Onikion üç yaşlarımda, zeki bakışlı, yaramazlı- ğını gizlemiyen bir çocuk. Bayan beni görünce! — Hele şük - dedi - nihayet bi“ zim çocuğun merakını gidermek müm- klin olacak. Resminizi gazetede görün ce kesip saklıyor. Sizi çok seviyor. Sonra, umuma hitap ederek ilâve ettiz — Ağabeyleri! Oğlum sınıfı birinei- likle geçti. Kendisini tebrik etmez mi- siniz? Sahne hoşuma gitmişti. Biran, içim- de temiz bir baz dolaştığını bissetttim. Onu hararetle tebrik eden gençlere bak tım, Kendilerinden sonraki neslin bu çalışkan ve zeki nümunesine bir parça kıskanç gözlerle bakıyorlardı. Hepsin- ide: — Ne mesut insan. Belâyı atlatmış, artık rahat rahat dinlenebilir. Aaah, biz de imtihanları muvaffakryetle biti- rebilsek de şu tatil mevsimi başlasa... Der gibi bir hal vardı, Çocuğa sordum; — Ne olmak istiyorsunuz? — Mühendis... - dedi - iz de mi mühendiş olacakşını?? buradakilerin hepsi mühendis inde. Memleketin yalnız değil başka sahalarda çalı» şacak münevverlere de ihtiyacı vardır. Gülümsedi: — Ne olmamı tavsiye edersiniz? Muharrir olabilirsiniz. ir tavırla Gaşını salladı Ne kadar rum . bilseniz! Fakat imkân yok. — Neye? — Hayatımı sefil bir tarzda geçirme” yi göze alamıyorum. — Mubharrirlerin selalet içinde yaşa- dıklarına mr kanisiniz? — Öyle söylüyorlar, — Kim?, — Herkes... — Yalan söylüyorlar. Bir Insan sela” ete ne kadar tahammül edebilir? — Bilmem... — Şöyle bir tahmin ediniz canım? — Beş yıl, on yıl. — Haydi on beş yıl olsun, Yavrum ben tam 22 yıldanberi yalnız bu mes leğin himayesi altında yaşıyorum, Bir saniye memur olmadım. Bir saniye bir başka iş yapmayı düşünmeğe Jüzum görmedim. Ve bir saniye ' bu mesleği ediridiğime, bu sahaya atıldığıma piş" man olmadım. Eğer bizim sanate gir mek, sefalete mahküm olmak mânası" na gelseydi, benim şimdiye kadar çok tan gümbürdemem Jâzımdı, Ona çok beğendiği sanatimizi bit hayli propaganda ettim. İnandı m? Kandı mı? Bilmem, Yalnız bir defa da- ba inandım ki dünyanın en aficdilemez Mâübaliliği o ile bizden bahsedebilen sözde sanatkârlar, sözde edebiyatçılar sözde muharrirler propagandalarında cidden muvaffak olmuşlardır. Yazık... Orta mektepliye son sözüm şu ol- duz — Yavrum, Bizim sanat en asil mü- cadelenin sanatidir. Bilgi, zekâ ve rand man her meslekte muvaffak olmak için De Devamı 13 üncüde KARADAVUT