ie alm ur, 14 HAZİRAN — 1938 Yazan: Rahmi YAĞIZ Bugünkü talebemizl yarın karşı» mızda hasım görmeği hiç istemem —4 Treskort, amiralin bu sözlerinden e peyce gocundu; yarasına dokunulmuş bir hâyvanı andıran böğürüşle, amiralin 6. züne devam etmesini örledi. Sonra, viski şişesini bir defa daha dudakla laştırıp dekini tamamen indirdi, sağ bileğile bıyıklarını kurular. ken cevap verdi: — Eksik olsun böyle muhit yapmak, küçük keratanın bu sırmalı mankenle. Tİ (0) andıran muhteris subaylara ırkını, urkımızı kepaze edecek hareketlerle uy- sallık göstermesinin muvallakiyet âmili olabileceğine ihtimal veremiyorum! Bu muhit, geçici bir muhit olacaktır. İhtiras. larını Davistte dindirmekten başka bir gayesi olmıyan bu adamlar, sizin zan ve tahmin ettiğiniz gibi Davisin © işlerini kolaylaştırmak için hiçbir yardımda bu. Tunmuyacaklardır. Amiral, şu kadar za. mandır arasında bulunduğumuz Türk subaylarmın karakterini gözönüne almak için ber şeyi ya. rına münhasır işler- « Memleket meselesi mevzuubahs 0. Tanca bu uğurda hayatları hiçe sayan, memleket uğruna kanlarını bir kaynak Suyu bolluğuyla akıtmaktan çekinmiyen Türk askerleri ibtiraslarnı hatırlarma bile getirmiyecek yaradılışta insanlardır. Hem sonra, şimdiki halde bizim bunlar. dan öğrenecek, Türk deniz (o kuyvetleri hakkında almacak malümata ihtiyacımız yok kil Her iş elimizden, elinizden geçi. yor. Her şeye vâkıfız. Davistin bize ne faydası olacak? Amiral Limbos, temmuz güneşinin ha- raretini; Marmaranın saf güvertesinden "kopan yıldız rüzgürinda dindirmeğe ça Mişıyor, dudaklarında çerçevelenen ince bir tebessümle sarhoş arkadaşını, viski Şişesinden yakın kimsesi bulunmıyan ha. rita mütehassısı albay Treskortu dinli. Yordu. Onun; genç ve kabiliyetli ırkdaş- ları Davistin göreceği işler | etrafındaki bu haksız terikidini kabul etmek istemi. Yor, miralayın noktai nazarına iştirak *tmiyordu. Tenkidini dar bir çerçeve İ. Şindeki görüşüne istinat ettiren ve büyük bir şiddetle ağır bir dil kullanan müte hassısı biraz daha mülâyim bir hale ge trmek için söze karıştı: — Yok albay; haksızlık ediyorsun! Da, Vistin zekâsmı hiçbirimiz İnkâr edeme. Siz; sonra, Türk bahriyesi hakkında bi. zim bildiğimizin çokluğundan, materyal Personel vesair hususat üzerinde hiçbir Doktanın meçhulümüz bulunmadığından yorsun, Sorarım sana: Ne biliyo- Tuz? Şu ulacık materyalin bile künhünü ilmiyoruz. İngiliz tezgâhlarına imar. üç veni zırhlı kruvazörün iltihaki, bü donanma şu personelle mühim bir k ! Şu torpi. de aylarındaki muvalfakiyet — söz ara- Muzda — bizim £ donanmamızda bile bu gör dürüstlükle nadiren © ede edilir. Sonra bu deniz kuvvetlerinin bir de kara var: Ordu... Ordu, maalesef İngi- liz muallimlerin değil, Alman mütehassıs elindedir; korkunç Alman tabiyesi. RİN biltün inceliklerini öğrenmek, egzer- e bunların kolayca tatbik edilmesi. tahsil etmekle meşguldür, hm bugünkü talebemizi karşımızda Sim diye görmeği kendi hisseme ben iç İstemem, İlk gemiciliklerini bir salla liye geçmekle gösteren Türk ik bugünkü evlâtları, dedelerine taş cak kadar cüret, cesaret ve İns. Yatiç sahibidirler. inaenaleyh, yarın aramızdaki müna- ler kesilirse donanma hakkında nok e mMalimatla biz buradan ayrılıp mem Simize gidince Osmanlı ordu ve do. ei için yeniden malümat menbala. Mi tesis etmeğe uğraşılacak? Iazır el de bu i$ için yaradılmış mükemmel bir ra (Davist) varken, ve bu çocuk ber İNifage kompetan görünürken bundan etmemek, onu (beceriksizlikle mi erme hut kabiliyetsiz bir adam demedim, sade. ce donanmada kaldığı üç gün içinde ne. cip ırkını, ırkımızı kepaze edecek, yüzü- müzü kızartacak vaziyetler almasına ta. hammül edemiyorum. Babası, onu bana bir kotra gelirmek, İstanbula gelir gelmez doğru beni bul. mak üzere yola çıkarttı. o Bunu, bana gönderilmiş mektuptan biliyorum, Da. vist, babasınm ona yüklediği o hizmete ağmen, beni bir kere bile ziyaret etme- di. Burada, Türk denizcilerinin arasın. da her şeyi unuttu. Onlarla beraber düş. mek, kalkmak, onlarla o gezmek, içmek ve eğlenmek, onlarla berâber... Amiral, gene bir el işaretile Treskortun Sözünü kesti: Azizim, dedi; bunlar ayrı şeyler, İş görmek daha başka bir keyfiyet; kendi hususi ima taajlı den bu yibi me. selelerde Daviste müdahale etmeğe hiç de hakkımız yok. Çünkü o, nihayet şah- san, vicdanma karşı hesap vermek mee. buriyetinde bulunduğu bu kabil işlerde dilediği gibi hareket etmek (serbesti haizdir. Bu bizi birinci plânda alâkadar etmez. Ondan beklenen bambaşka, ap- ayrı bir hizmet var. Bizim, bu kadar uğ. raşmakla o yapamadığımızı o, zekâsı ve kendi şahsiyetini feda ettiren bu beğen- mediğin hareketlerile yapacak, başara. cak. Binlerce, on binlerce kişinin kanı bahasına elde edilecek bir çok hâdiseleri, bu hareketinin ona vereceği hususiyetile öğrenecek, tereyağından kıl (o çeker gibi kolay ve sızıltısız bir becerişle bizi ga- yeye ulaştıracaktır. Ben buna eminim, hem, artık bu bahsi bırakalım da, İs. tanbula gidince nasıl bir hareket sistemi takip edeceğimizi düştinelim. Bu, şimdiki halde en fay mevzuumüzu teşkil & der, Treskort pos bıyıklarmı o avuçlarında ura bura amirale baktı. Sonra sarhoş peltekleşen dilini ağzınm içinde kle hareket ettirerek söylendi: — Anlıyorum amiral! Bu çocuktan bu kadar fazla iş ummak, ona, ne bileyim, müstakil bir harbin biricik zaler elema- nı ünvanını verecek kadar doğru mudur? Bana kal lacak en doğru iş, Davisli buray mak, ona bir baba dostuna yakışacak şekilde icap eden nasihatleri vermek; ir- kımın mümtaz vasıflarını gözönünde tut- masını ve... Amiral, Treskortun sözlerini can si. kıntısı ile dinliyordu. Artık bu bahis ü. zerinde konuşmak lüzumsuz yere zaman kaybetmekti. Treskortun soluk almasın- yn istifade eden Limbos onun sözünü süzel, dedi; herkes düşünce ve te. ilerinde başkalarının hârekâtma mü. dahale etmemek şartile serbesttir. Ser İs. tediğin gibi düşün... Bunda haklısm.. Yalnız ben de bulunduğum mevki, deruh te ettiğim iki yüzlü vazife sebebile düşün celerime göre hareketlerimi tanzim etme- ğe mecburum. Treskart amiralin bu sözlerine içerle. ini bir defa daha arka cebine çıkardı; güneşin yakıcı itranr andıran şişe muhteviyatını ağrıma boşalttı. Son. ra gözlerini Limbosa doğru çevirerek gitemli bir bakışla arkadaşmı süzdü: Ben aşağı iniyorum! (Devamı var) Beks Avrupa horoz siklet şampiyonluğu Bükreş, 13 (A.A) — Aurel Toma Avrupa boks horoz siklet şampiyonu ol. muştur, 15 bin seyirci önünde yapıları karşılaş. mada İtalyan Gino o Kattanco bir kafa darbesile gözünü sakutladığından *Aurel Toma Maça 9 uncu ravundun sorunda tatil edilmiştir. G.S. lılar Yugoslavyada Terbiyei bedeniye nazırını ziyaret eden sporcula- rımıza, Nazır; Türk - Yugoslav dostluğundan hararetle bahsetti. Eski bir Galatasaraylı olan Sefirimiz Haydar, genç kardeşlerins Sefarelhanede bir çay ziyafeti verdi. Sporcularımız coşkun tezahürat arasında karşılandılar EEE MER (Yugoslavyaya giden arkadaşımız. dan) 11.6-938 cumartesi sabah saat 9; Gülatasarayı seven sporcu kardeşle- rimizin muvaffakıyet temennileriyle İstanbuldan ayrılıyoruz. Geride bırak. tklarımız kafilemizdeki mekteplilerin ana baba ve kardeşleri ilerde görecek- lerimiz dost ve kardeş bir memleket gençliği... Bakırköyde Bakırköyde yine Galatasarayı seven bir grub, muvaffakıyet temenni edi - yor. Yeşilköyde bir grub muvaffakı . yet temenni ediyor. İstasyonda sabık Galatasaraym genel sekreteri Osman Müeyyed teşyiciler arasında ve mek- tup yazmakla meşgul, Trende “Trende gruplar yevaş yavaş ayrıldı. Dört kişi bir kompartımanda, dört ki. $i bir kompartımanda, Adnan mide- sinden muztarib. Tren tutmuş olacak. Vahi gazetesine yazı hazırlıyor. Kafi- Je reisi gruplar arasında mekik doku. yor. Kendisine herhalde seyahat ha « zırlığı fazla yorgunluk tahmil etme . miş olacak. Çatalcada istikbal Çatalcada çaylarımızı otadaki Gala- tasaraylılar arasında İçiyoruz. Simdi - ye kadar Galatasaray câmiasından ay. rılmadık, Neröye gitsek Galatasaray- nlar birer birer ortaya çikiyor. Trende münakaşa Trenin sersimtısı bir türlü uykuyu bize nasib etmiyor. Bir aralık çocuk. lardan birkaçının başta kaptan Cici Necdet olduğu halde kondüktörle mü- nükaşaları duyuluyor, oAdamcağız türkçe ve fransızca bilmiyor, Onlarm işaretleri de fayda vermiyor. Meğer hususi kompartımanda ayakalrımt u - zatıp yatmak istiyorlarmış, Faydasız. Solyada muz ucuz'üğu Sofyaya dört beş muayenaden sonra geldik. İlk işimiz sefarethansmizi si yaret oldu. Trene dönerken bütün ar. kadaşların elinde birer muz paketi, kemali iştiha ile atıştırıyorlar, Nefis muzların kilosu 40 leva, İstanbulun kulakları çınlasın. Tren hareket dü » düğü çalıyor. Kafile reisi telâşta. Ka- fileyi sayıyor, Üç kişi noksan, Niha, yet yetiştiler. Filibeden binen ve Sof. yaya inen bir gitara takımı sayesinde kulakları musikiye alışan çocuklar şimdi iş kalmadığından yatacak bir yer arıyorlar, Belyratda merasim Belgrada sabeh altı buçukta geldik. İstasyonda bir gün evvel otomobille ha reket öden ve Belgradda kafilemize il- tihak eden bir numaralı aza Ali Sami kafilesinin başına geçerek (İstikbale gelen Yugoslavya klübü ikinci reisi ve genel sekreterini ve bilâhare Türk sefarethanesi erkânma idareci ve spor cuları takdim etti, Oturmamıza tahsis edilen otel palasa hareket ettik. Ço . cuklar derhal istirahate çekildiler, sa. at yarımda «spor bakanlığmna, birde “Türk sefarethanösine ve yedide Yu - goslavya klübünü ziyaretimiz var. Yarın ilk maçımız B. A, C, ile üç bu- çuktadır. Takmtmızın Saciğ, Adnan, Salim, Mustafa, Nubar, Musa, Necdet EBşfak, Haşim, Şeref Bülend şeklinde çıkması muhtemel, İyi bir neticeyi bil. dirirsem ne mutlu. Yoguslavya terbiyeibedeniye Nezaretinde Yugoslavya kllihünün nazik ikinei relsinin mihmandarlığı ile Yugoslavya terbiyei bedeniye nezaretine 1 numa rali aza Ali Saminin riyaselinde klüb genel sekreteri Adil ve Vahi olduğu bal de gittik. Dost memleket gençliği bu faaliyet merkezinde nazır büyük bir nezaketle bizi kabul etti. Heyeti. miz Yugoslavyaya bayram münasebe. tile maç yapmak için gelen Türkiye. nin en kıdemli klübü olan Galatasa - Tay namına kendilerine arzı ihtiram edildi, Bu hareketi klüb ramına yapar. ken ayni zamânde Cumhurreisimiz ve halâskârımız Kemal Atztürk ile Yu. goslavya Kralı Aleksandr tarafından kurulan Türk ve Yugoslav dostluğu- nun Türk sporculuğu içinde de Yaşa. dığını göstermek ve cidallerin en me. denisi ve en sulhperveri olan spor ha- reketi yoluyla sporcu gençleri biribi. rine tanıştırmak ve sevdirmek emeli, nin beslenmekte olduğu ifade olundu. Nuzınn beyanatı Nazır cevaben: “Galatasaray sporcularının bu teza- hürlinden fevkalâde mütehassis oldu- ğunu Kemalist rejlmi gençliği ile Yu- goslav gençliği arasmda da iki kardeş milleti rapteden kuvvetli bağların mevcut olması tabii olduğunu ve ken. disinin Belgradda yapılmakta olan spor hareketlerini alâkayla takip et. mekte bulunduğunu ve Türkiyede spor hareketinin piştarı olmuş olan Galata- sarayı tebrik ettiğini söyledi, Ayni za- manda #por hareketlerinin bu günkü cereyanı İçinde milli duyguları taşı . yan iki memleket gençleri arasında sa, mimi bağlar vücuda getirmek, temas ve tanışmanın iyiliklerini meydana çt- karmak için en müsait ve en mütekâ- mil bir vasıta olduğunu ve bu vasıta» yı var kuvvetle takviye etmek Tâğim. geldiğini ilâve etti, Yoguslavya Türk sefaretinde Saat birde muhterem sefirimizi zi. yarete gittik. Hariciyenin bu mümtaz rüknünü, Galatasaraylılar içten gelen bir samimiyetle selimladılar, Galata- sarayın yetiştirdiği sayın sefir büyük bir nezaketle bizi kabul etti ve Gala- tasarayın eski günlerini yadedildi. Ka fleyi salı günü akşam çayına davet etmek nezaketinde bulunan sefirimi - Ze veda ederek otelimize döndü, Ya. rTmki (Beogradski Spor klüp) maçı i. çin istirahate çekildik, Havalar ber « bat sicak. Bizim maç yarım saat Üç bu- çukta. Allah encamımızı hayr eyliye, Adil Yurdakul Galatasaray Belgraddaki ikinci maçını da kaybetti Igrad (Hususi) — Galatasaray takı. ,——— mi maçını da bugün < burada “Yugoslavya,, klübile yaptı ve neticeyi 4.0 kaybetti. Burada dolayısile saraylıların hücumile başlıyan ilk 15 dakikası mütevazin geçli, bir gün evvelki o yorgunluğun Oyunun Fakat tesirile ların vavas yavaş kesildikle ordu, in ortalarından sonra Yugoslav lar hâkimiyeti ele aldılar, Ve iki birinci. ikisi de ikinci devrede olmak üzere 4 gol atmağa muvaffak oldular, Oyun umumiyet itibarile zevkli bir ha. Yugoslavya takımı dünkü maçta Ma- Caristan şampiyonunu 4-1 yenmiştir. va içinde oynandı , i Hakem — Sisi ayırmak için Pane 24 bulamadım! a &