Ki Yazan : Şarlol Prim | özilizceden tercüme kalb ve his romanı M_ 2 ! kulağ & hiç olmazsa okumalı Ynen ıuvıı., yazılıydı: 'mek ;ı:'l""“d'mı Bir keli “miyerek beni kendi ayatımı aydın H'm beni; Yü Hi bi n için artık W 'İdu l hııı.:_h s_:'s olmazsa 'ağ% ' “E n ı""'l)urduın_ Ha Süra beni sevginiz- "“mı.ııe daj ©e ümidim yardı. başmuş İlica hareket ettiniz, ü fakir bir çiftçi evi K büyüktür, Size bü- Bdi Yeceğim. Benden, İ © fazla nefret e- Me- Çai söylediniz. De. Di, benim —orada ayrıldığımı, ünğe AU biliyorsunuz. Siftçi - bildiğiniz gi * Size hö Annemdir; be- * Ağacı altında gör- hemtiremdir. — Bu ile işitmek is- | * Verdiğiniz ümitleri | | elvedâ! Babamın oğlu olduğumdan do- | olabilec dakikada, bütün | » & » l’u.ıı_ * h ğ"'ş—":îı:nl-n..""’"“m Babam LA *qş""ı" ı*ıı'x *T ederim. Bunların İş zalimane, e dür » &cı sözlerle “tumda, Yecok bir tarz- ardı. Si F.. &: h'“' BUR e l ı.:“"h,,_:h. kalmıştı. Benim ağy * Eviğş ATtetmek lütfun- Y ve wnı.ı olarak ya. Mr:ı" n'ıı—.ı. almak için Secektir Svimden ve aile is- Nı Hı Evdekiler de larından foragat ir bbetine pokk çok "d:de insanlar, Fakat be- ı'““' ettiler, Çü ,.:, "’““zumu söyle- " bana, kalbimin e faydası oldu? Fıı..ı nile mu- '"mıöm silin. | A Mudvenet etmek 'ektuplar, hediye- Sürcile.samimiye Skat utanarak iti. k. Eeçtikçe onlara da | iye başlı N ea betladım, Ken " &... İ "lenıuptukr '"Ylllınrııı uüy- - Bi YAĞİN e okumamn ö uç İu, “assa Sizden sakla- Yi K K traa ;:ı İi *ttiğimden h.""'"' nefret ediyo- üçleki — çirkinliği, ı"*"m Artık yü- W dolayı Örtüsünü ta- İunuyor ve e. Sn, Bana ciddi bir Varsa Böstersin, SEFETL, r'fr oraya Ailem R "' muhabba! Siftçi oğlu ol v Pakir görenler Sön his istihkar Zf?â - L ?,ŞÇ F ":"iti. saffet ve | bdili için bize | Sinkeneyı ayak- | | | | | tmm göğstüne rastlamış bulunuyor. Şimdi ben de yerlere serilmiş bir hal. deyim. Bir çiftçi oğlunun terbiye, tah- sil ve istidadı sayesinde bir centilmen ni belki de bir gün öğrenir. siniz, Beni âleminizden uzaklaştırdınız Fakat diğer âlemde ebedi — surette si- zinle beraber bulunacağtmı Üümit, zan ve temenni ediyorum, Benim kaybolmuş sevgilim ! Ebedi yete göçmek zamanı gelinceye kadar layı beni pek ağır bir şekilde cezalan. dırdınız. v kend n mektubü kendine layıp kaparken Aramırda hiçbir kelime konuşulmıyacak — Bundan sonra, dedi. Mektubu hemen Leydi Lilyes'e ve rilmesi Lord Çarnoyv hizmetçisine verdi. Leydi Lilyes elbise zere odasına çıktığı zaman emrile d'ün oda ü Veyn in değiştirmek mektubunu tuvalet masası Üzerinde buldu, Dikkatle okudu. Ne kadar bü. yük bir hata işlediğini derhal anlı işin içinde aldatma, hakaret, sevgi ve kıskançlık gibi raeseleler yoktu. Vey nin yanmda gördüğü kız hemşiresiy- di. Leydi Lilyes pek yanlış fikirlere kapılmıştı. İki genç arasındaki münasebatın ye uğradığını Lord Çarnovd'dan ken. sekti başkası farketmedi, Lord kendi dine: — Aralarında - dedi . âşikane bir münasebet bulunduğuna şüphe yok, bâdisesi Mutlaka ufak bir kıskançlık oldu. Leydi Lilyesin ertesi günü şatoya döneee, haber rincz sürkeleri saey yüt etti, Fakat Lord ağın başlı, akıllı bit adamdı, Susmanın altın demek oldu ğgunu biliyordu. lemedi. Kimseye birşey söy- Veyn araba ile Orada hizmetçilere bol bahşişler vere. istsyona gitmişti, rek onları. geri gönderdi. Eşyasını bil- âhare aldırmak üzere istsayonun ba, ga dairesine biraktı. Sonra eve döğrü yürümeye boşladı. Ve ailesinin kendisini nasıl kabul ede- ceğini düşünmiye bile lüzum görmü. yordu. Kendisini iyi karşılryacakları muhakkaktı. Yaralı kalbini ellerinden | geldiği kadar tedaviye çalışacaklardı, Bu dünyada istirahate kavuşması mu kadderse bunu ancak aile ocağında bu. labilirdi. Mağrur sevgilisi artık kendisini r: hat berakacaktı. Kız kalbini, vaktile kır çiçeklerini ezdiği gibi ezip atmıştı. Güneş batıyordu. Veyn — bulutla: kan renginde görüyordu. Birdenbire, alıştığı, su değirmeninin musi | şİtti. Ağaclığı, dereyi, güzel çiftçi evini, batışedeki çiçekleri gördü. Gözleri ka- rarmağa başldı. Yemek te yemişti. Vü | cudunda büyük bir halsizlik vardı. | O vazıh ve h olarak ancak bir | tek noktayı görebiliyordu. O da bun. dan sonra hayatın kendisi için bir ka ranlı'ctan ilaret sirfuğu ve hiçbir ay- esini muvl.ıl.ıs et. y bulunuyordu, Dük kapının eşiğ'nde, bir muhafız vaziyetin de, daima kendisini bulacaktı. Şimdi serbest olduğu için Dükle açıktan açı. ğa konuşabilirdi. (Devamı var) HABER — Aksam postası 2B0 sene evvel bugün - Çanakkalede Türk - Venedik donanması arasında kanlı bir deniz harbi başladı Düşmanı korkutmak için istanbul surları boqanıqaıdu 'ar Heri l & Üsküduraün, yene dığı uzaklaşı. vardı hşat & — baba günü in bir hastalık alinde çeliyor. aline gelmişti. Ta. Mehmet paşa ta. tarafındak haz edilmemesi için yık Padişah, an Üsküdarr boylamı £ bültün bunlara rağımen düşman o- donanmadı henüz hazırlık yapı. giderken (çi rak bi çarpışmadan Mülta 4 batırdı. Di. 180 esir hükümeti, Bizansa girmekte suz ermiş ve bazırlığını bi. Bişi reti kat'iyode karar v Üreniğti. Pap kumâanda donanmalarla bin kişi ile Çanakkal deri Boğanlı dareye yaklaşarak blr hücuma ürk kişi yaraladılar bir a gönün aske su alızlarken ani geçen âleri iki yüz da esie ettiler. 1857 yılı 18 ağustos gür gn0 evvel donanması — kati hücum harekete geçti bugün düşman plânımı te: K 3 Bizans çehri — olacak. € gi n sonra her füo ketdi vazifesini aldr. “Türk “dananmnat-ste Karşılaşına — çok kanlı bir harp doğurdu. Ömer ve Halil kap. tanların iİdarçı âvnalar kaptan Ba. tagliyanın mavnası ile rampa oldular. Düş. man teşlim olacak vaziyete düşmüşken kap. tan Foskarı imdâda yetişti. Pakat bu kap. tan Süleyman kaptan tarafından karşılar. d Şimdi her İki taraf boğüğüyor, mülema, diyen imdatlar çağalıyordu. — Mavnalar Gi tüklenerek sahile oturuyor, — zıyrılmış hün. gerler durmadan || rdu. Bir nralık Türk tulunması güç bir hale geldi. artmıştı. Bunu gören Alâiye ba. | hal altmış gönütüü Te | lavnaları ki ler, Tehlik: ük Mehmet, u. (Bu hücum “beperiyetin feykin | $ı. Türk mavnalarını mu. yi k imdada de bir fedak hakkak bi Türk denizetlerinin Kör kaptan diye an. | dikdarı Moçe Niyego, herşeye rağmen Kkat'i zaferi biran önce t Venediklilerin nelere müktedir oldukla, Giyerek Kumburnu Jâketten kurtardı. rınt Türkler görsünler... tabyelerini bombardıman etmeğe başladı. Köprülü Mehmet paşâ giDİ Cesur DİT ku, mandan işin başma geçtiklen sonra Çanak, Wâlenin her taralmda tertibat almmıştı. Ka, leterden Kara Mehmet adlı hir Türkün attı. t top, Moçenin gemisinin oePhan lanmış ve biran x mıştı. Mağrur kumandan dâ Öi arasın. daydı. Bu Ak mile atını tama, kıre ti her taraf ta büyük muvaffa! z açtırmıyor prülü Mehmet paşa, amiral Xi yüz altın * de yetiz ahraman vermiş ve kayı lş a çe aylık bağta hık Ar gösdteren alnından Goti ASTNdAki Tonton amca Kaptan z Doğmadan evvel İki üç arkadaş, küçük Çamlıtadar in- Sultan Murat köşküne doğru geli- bir daha liyorduk. Bu ye iki kere daha geçmiştim. Fakat öte cihetlerden. rden ömrümde Denize yakın tara! Yayba Kemalle birlikte, İspnayda do ıl sarayına doğru gidiyor - ebbüleri çok kuvvetli o- “Bir muharebe esna sında, İsganıy mışlardı Çok mütedeyyi ol topçuları bir olan İkinci F karşılık bir manastır P. bina etme e ahdetti. Bu şatonun en müz1sip nevkide yapılmasını da arzu eliyor- tetkikata mevkiini Onun içir Esküryal buldu. Hakikaten girişti. İşte bu gayet de, bak: Nasıl bir a rdüm: Bilmem Yahya Kema e) Aanlatışmın teşirinde m kalı mış am? Hakikaten-harikulâde! Bu ı bir parçaydı sanki.. Te - Bü rası ahre peler, ağaçlar, çalılar, koyunlar. tün Mmeşhur ressamların dimağlarından doğma arzı mukaddes tablolarını can- landırıyor .) bü küçük Çaml larında da ayni tecessüse dum. Arkadaşlarıma — bunları sonra, birdenbire dedim ki: — Ben ömrümde ilk önce neyi hatır- larım, biliyor musunuz: Üsküpteydik üç yaşmdaydım. Annem, beni kocaman bir leğenin içine kadar uzun olan saçlarımı kesti. T Üsküpte olduğumuzu bilmiyor- düm amma. * m arka sirt- kapılıyor « anlattıktan oturttu ve © zamana pine ağladığım İlk hatırladığım hâdise- dir. Başka bir gün Vardar ük babamla geçiyorduk.. Ahşap köp- eskimiş, aralıklarından suyun akışı rünüyordu. Elimde, köpek başı to - Bunu, o ara - Ve durdum. E' puzlu bir baston vardı lıklardan içeriye soktum. düştü. Saatlerce üzüldüm, Vardar'ın karşı sahilindeki bahçeli kahvelerde lokum yediğim hâlâ hatı - bastor otur küsur sene evvele ait di- hatıra daha.. ki, cekiliği itiba - Üüçüncü gelir: Evimizde küçük - beslemeler Bunlardan birinin adr Merzukayı tağa yatardım: — Bana masal söyle! - — Bir adam karısına gayet iyi bak- yormuş Onu kırk odalı evinde otur « İşte kırk odanım anahtarı- nı da sana teslim ediyorum.. Otuz do- kuzunu aç.. Kırkıncıyı açmak yasak - tır!.,, demiş. Eğer açarsa başına büyük bir felâket geleceğini de haber vermiş. 1kınca, kadın, bütün kapı- ları birer birer açmağa başlamış. Hep - si de ayrı ayrı hazineler.. Mücevher, kumaslar ve saire! Otuc dokuzu birinden harikulâde.. Kadın: * r kırkıncrda ne vardır?.. diye düsün- Bir cesaret. Onu da açımı vardı. ya- derdim. tuyormuş. Adam evden da imm m sonra başına (ki çelenk taktı ve eline * altm tutuşturdu. bunları yaptıktan sonra Cenkten ederek kaçan Boğ ankara VForhat paşayı gözü önünde öldürtür. dürüp deniğe attırdı. Sadrazam kutmak U. İşte iki aadrazam arasındaki Niyasi Ahmet boynu yaralının düşmanı kor. bulduğu çare surları boyamak. krk leğenin içinde tepine te - | | ne görsün? Adamın evvelce aldığı dınlar, orada, hep, kasap Bir köpek bu, setlerini yiyor. Köpek birdenbire tisa - ka- çengel asılı duruüyor, na gelerek, kocasının kadına demiş ki: kapıyı açma diye?... Haykırırdım — Anlatma tiyor. sesiyle “Ben demedim mi sana bu Anlatma.. Rüyama gi * Ve Merzuka, inadına, ne zaman b kâye istesem bunu anlatırdı. İşte, en eski çocukluk hatıralarım... Arkadaşlarım: — Peki münaseret?, amma , ne * dediler. . Bunları bize ne demeğe hi kâye ettin?, Etrafıma baktım: — Buralara ilk di dedim. - H Fakat, daha Bu: fa olarak geliyo- yatımda İlk defz o- gelmiş gibi tepe » rum! larak. el yim. larını tanr m.. Bu cikler, gaçlar.. Bunlar size Eskür - yal meselesinde olduğu bir uhrevf intiba v iyor mu? Arkadaşlarım: — Yooo! . diye gülüştü! — Öyleyse benimki bir galatı his... Kimbilir. Kaç hikâ - yemde ve kaç romanımda uzun uzanı « ya tenasüh meselelerinden bahsetmiş Yani, bu doğuşumuzdan evvei de yine müteaddit defalar doğmuşuz, iler. Aklımla olma » Yahut, belki de... tim: de, yine doğacakmışız sa bile, ben, hissimle buta inanrerm. Ve işte, yine ayni bana söyl Bu yerlerde ben vaktiyle yaşadım. Bu- ralarda hatıralarım var: Üsküpteki ha- yatımdan çok, çok evvele ait hatıralar.. Sizde de ayni hisler yahut tevehiümi « ler olmaz mı?. (Vâ-Nü) Tltalyan kızlarına Müstemlekeci- lik dersi verilecek Memleketin het tarafında hususi dershaneler açılıyor İtalyan faşist partisinin bir emrine göre partinin kadın azaları, bir nevi “müstemleke zihniyeti” edinmek mec. buriyetindedirler, Bu suretle, müstem- leke hayatının müşküllerini kargıla. mıya muvaffak olabileceklerdir. Şarki ve şimali Afrika geraitini bilen kadın- lar, genç faşist kızlara ders verecek ve onları, müstemleke hayatının bü. tün şubelerine nazariyatta ve filiyat- ta alıştıracaklardır. İtalyanın her tarafında kurulacak olan bu derslere devam eden - kızlar, “genç müstemlekeci faşistler,, adını â. lacaklardır. Bugüne kadar, Habeşistana birkaç yüz kadın gitmişti; son günlerde ye- niden Adisababa ve Harar şehirlerine 200 İtalyan kadını gönderilmiştir. Bunlar, hükümet dairelerinde sekreter lik edeceklerdir. . (Morning Post) DOKTOR Necaettin Atasagun Her gün sabahları sekiz buçuğa akşamları 17 den 20 ye kadar Lâle li tayyare apartmarnlarr ikinci daire 3 nümarada hasttaların; kabul eder, Cumartesi günleri 14 den 20 ye ka dar hastalarını paral Kurun, Ha ber okuyucularını dakupon — muka- bilinde muayene eder,