e ey 2 Dış Siyasa: General Papagos'un sözleri münasebetile Türkiye ve © Yunanistan ... Yazan: Nizamettin Nazif RDUMUZUN Trakya manevra- larını takip etmek üzere mem. leketimize gelen Yunan heyeti başka. ni general Papagosun İstanbul gazete- €'leriyle ilk teması, Türk ve Eler mil. letleriyle Türk ve Elen orduları ara- s.ndaki dostluk ve ittifakın ne güzel, ne muhteşem bir kaynaşma ve anlaş. maya inkılâp ettiğini bir daha güze vurdu, Ayrı ayrı idareler altmda ve başka başka hudud çizgileri içinde yaşamak, ta olmalarmı, düne kadar, başka baş- ka menfaatlere sahip bulunduklarına ve biribirine aykırı siyasi emeller, hedefler ve istikametler takip etme. ye mecbur olduklarına bir deli) gibi p telâkki etmiş olan fki milletin, kısa bir zaman içinde dostluk, sulh ve in- sanlık yolunda nasıl bir müspet mer. haleye ulaştıklarını anlamak için E. len ordusu büyük erkânılarbiye baş- kanı general Papagos'un İstanbul ga. zetecilerine söylediği sözlere göyle bir göz atmak kâfdiir; “m Biz Türkiyeyi ikinci vatanımız sayarız, Hükümetimden başlıyarak en son Yunanlıya kadar mümtaz Cum- hürreisiniz: Atatürkün” eserine ve 'Türk hükümetine karşı derin takdir hisleri besliyoruz. Kendimizi ayni si. leden,sayarız, çünkü kardeşiz, Büyük Erkân:harbiye reisimiz muh. terem Mareşa) Fevzi Çakmak'ın muh- terem-misafiri tarafından «söylenen bu sözlerdeki-samimiyet,” politika ve entrikadan müstağni tok bir asker se. Biyle kulakları dolduruyor; müttefik Yunaniştana karşı ayni duyguları iz- harda daima büyük bir zevk duyan 'Türk milletine, namlusunda vefa, va. kar, mertlik ve insanlık ışıldıyan bir kardeş kılmç gösteriyor. Şimdi, bir yıl evvel. Ege'nin Fale. Ton llmanında Averof kruvazöründe, © zamahki Yunan harp filosu kuman- danı (*) Amiral Sakellariyu'nun Türk gazetecilerine söylediği sözleri burada hatırlıyoruz: “ Türkiyeyi ziyaretimden sonra 'Türk - Yunan anlaşmasının ne mü, kemmel neticeler verebileceğine daha ziyade inanmış bulunuyorum. Balkan harbinde Amiral Konduryotis'in ku. mandası sitında ben bu gemiyle Mon- dros deniz muharebesine iştirak etmiş. tim. Bügünle o gün arasındaki farkm derecesini size en kestirme yoldan an, Jatayım, Şu anda emrim altında bulu- nan filoyu, bir harb çıktığı takdirde, Amiral Şükrü Okan'ın emrine teydi etmekte bir an tereddüdüm olmaz, Burada yan yana gördüğünüz filolar Egede müşterek bir düşman karşısın. da müşterek harbetmeyi şuurla kabul etmiş bulunmaktadır'ar. Türk zabitle, riyle yaptığım her temas, bende ve ar. kadaşlarımda Türk silâhlarmı Elen silâhlarından ayırd etmemek şuurunu sağlamlaştırmaktadır.,. General Papagvs'un Amiral Sakel- lariyu'dan sekiz ay fasıla ile ve daha büyük bir vuzuhla tekrarladığı bu duygularm Elen diyarında hâkim olan duygular olduğundan ve bu duygula. ra Türkiyede aynen iştirak edildiğin- den hiç kimsenin zerre kadar şüphesi olmamalıdır, Silâh, vk ve tali kardeş. Uği, goğrafyadaki, tarihteki ve milli wenfaatlerdeki beraberlikten doğan #tyase birliği iki milleti biribirine ta. —wamiyle kenedlemiş, perçinlemiş ve vaynaştırmıştır. Geçen acı günlerden doğan müşte- Tok Şuur tarafmdan döğüle döğüle iki millet “eski devir döküntüsü telâkki. lerden,, mütemadiyen uzaklaşıyorlar, aradaki ikilik mütemadiyen azalıyor. Gensral Papagos Tam ve tek millet olan Türk ile general Metaksasm irşadı neticesi O- larak nihayet tam ve tek millet hali. ni alan Elen Balkan paktınm sakafi altında mütemadiyen birleşiyorlar, “Hükümetimden başlıyarak en son Yunanlıya kadar Cumhurrelsiniz Ata. türklin eserine ve hükümetine karşı derin takdir hisleri besliyoruz, diyen General Papagos bu sözlerinde sami- maldir, bu sözlerle “Bire'deniz işeile” rinin, Korent'ileriii, JEpir dâğhlarınm, eski Faler sayfiyelerinde oturan, Ki- fisiyada dolaşan sıcak kanlı Atinalı. larm ve bütün muhacirler Yunanista. nının aynen iştirak etmekte oldukları- nı bilir, Ve biz de biliriz. . . » Kemalizmin irşadı ile Türk milleti ve Türk ordusu Balkan paktı ve garbi Asya paktı esprit'sine ayak uydura uydura şu hedefe doğru yürüyor: Ege milleti ve Ege ordusu olmak. Yani sulhün milleti ve sulhün ordusu olmak, Nizamttin NAZİF (9) Şimdi Yunanistan deniz erkânı. harbiye reisi, Tütün mahsulümüz Bu sene 70 milyon kiloyu buluyor Yapılan tahminlere göre bu seneki tütün rekoltemiz 70 milyon kiloya ya. km olacaktır. Yeni mahsul Ege havza. sında tamamen alınmış, Marmara hav zasnda kırma başlamış, fakat Kara- deniz mıntakasında henüz idrak edil memiştir, Umumi olarak bu senenin tütün re. koltesi gerek kemiyet, gerek keyfiyet bakımından çok tatminkâr bir şekil, dedir, Geçen seneki tütün rekoltesi 68,106 ton olduğuna göre yeni mahsul aşağı yukarı geçen seneki rekoltenin ayni o- lacaktır, Geçen sene mahsulü üzerinde hali- hazırda devam eden satışlar gerek müstahsili, gerek tüccari memnun 6. dacek vaziyettedir, Bundan sonra AL manyada tekrar ihracat yapmak im- kânları hâsıl olacağı düşünülerek ge- rek elde son kalan stoklar gerekse ye. ni mahsul için tam bir emniyet hâsıl olmaktadır. Geçen sene iyi bir rekolte elde edi. len Yunanistan ve Bulgaristanda ye ni mahsul hakkında henüz kst'i malü- mat yoktur, Ertuğrul Sadi ve nün İNİN SİRİ eee voenancağe man sütosaslaneszsdaeğömeeensenonunbeni0nenl "Muhterem seyirciler! Tam bu anda perdenin kapanması icabetmek- te ise de ipi koptuğu için buna imkân yok. uerdeyi kapanmış telâkki etme. nizi dilerim!,, temsilleri nasıl oldu ? Kırklarelinden yazılıyor: Daha açılırken perdenin ipi kopmuş, tamiri imkânsız. Ben kolise girdiğim zaman Ertuğrul Sadi rolüne ait son kelimeyi de sarletmiş; neş'e ile katşı - lanmanın âzamisini ifade eden çılgınca alkış, kahkaha ve tepinme arasında şu sözlerle sahneye hitam veriyordu: “ İşte muhterem seyirciler, tam bu anda perdenin kapanması icap et « mektedir. Öyle telâkki etmenizi dile - Tim İsi, Sahneden çıktığı zaman bunları söyli. yen ve halkla gülen o değildi. Görüş - tük. Bir senelik konturatı bitince I.â - zizden ayrılan Ertuğrul Sadi iki sene * denberi muhtelif yilâyetleri dolaştık » tan sonra, artık İstanbula dönüyordu » Daha evvel Rusyada, Suriye ve Irokta, İranda, Yunanistanda temsiller vermiş olan Ertuğrül Sadiyi beş senedenberi seyretmemiştim. “Türk Akademik Tiyatrosu, burada tahminlerin hilâfna büyük bir rağbet gördü, Bunda san'atkârın isminin oldu- ğu kadar, ciddi şeylere ne de olsa su - samış olan halkım ihtiyaç hissetmesinin de tesiri vardr. T. A,'T. su Kırklarelinde beş temsil verdi: , © (Kudret Helvası); « (Beşte . Gelea), “Bir. Jedivaç Komedisi), (Hâmles), (Kırkından sonra)... Ben bu beş temsilin iksinde bulun - dum. Artistler arasında en 'kuvvetlileri Ertuğrul Sadi ile Vedat idiler. Ertuğ- rul Sadiyi, beş seneden sonra görmenin verdiği imkânlarla insafstz bir mukaye. se ve terikide tâbi tutarak gördüm ki, o, artık, Raşit Riza ile (Otello) da (Yayo) rolündeki mübalâğalı hassasiyet lerine kapılan müfrit (Ekspresyonist) değildir. Onda yepyeni, tecrübeden doğan, kendi kendini yapan tekniğin verdiği bir durulma var. Rorilerindeki tabitlik- le hayatındaki tabiflik arasındaki fark, kendi tipiyle, rolündeki tipin arasın - daki farkla müvazi olarak lehinedir. (Artistler rerüsü) adr altında Ma - nakyan, Çobanyan, Aleksanyan, Fe him, Burhan, Nureddin Şefkati, Muh- sin, Müvabbid, Muhlis Sabahaddin, Kel Hasan, Recep Safa ilâh, ilâh., gibi san'at tarihimizin meşkur şahsiytlerine ait taklitleri Oo kadar muvaffakıyetle yaptı ki hayranlık duymamak kabil de- ği. Muhlis Sabahaddinin. bilhassa Muh sinin bu kadar kudretie karikatürize edilebileceğini ne gördüm, ne düşlin - düm. Bu cihetten Ertuğrul Sadiyi bir tek kelime ile tavsif edebildim: Hari - ka. Grupun ondan sonra cn muktedir artisti, şüptesir Vedattır. San'at Oha yatının henüz sekizinci yılında bulu - nan bu gencin çok dikkate çarpan bir sühuleti, benimsediği tipe intibakı, ifa. de küdreti var ki takdir etmemeğe im - kân yok. Kadın artistler içinde zikre şayan o- larak bayan Suat var. Sempatisi bilhas sa, Halidenin de kudretle ifade «tiği (Mahalle acuzesi) tipine karş görülü. yor. Bilhassa sesinin tonu, madeni a- hengi de çok müsait. Bununla beraber yaygarasının mahdutluğu, kelime Lul - maktaki mümaresesizliği aşikâr. Zaman la (Kazak kadın) tasvirinde eşsiz bir bale geleceği anlaşılıyor. Dekoru mevzuu bahsetmiyeceğim, yok gibi bir şey. Makiyaj, Ertuğrul Sa- di ile Vedadınkiler müstesna, çok fena, Yazan:zZ.5.G. çepe e “MA, T” trupundan ölç sanalkör: Bedia, Ertuğrul Sadi ve Vedad. ? Herkes kendi makiyaj kendi vapı- yor. Sahnemizin tulüat devrihden kalan an'anesi bilhassa bu sahada hâlâ isini muhafaza ediyor. Artistlerin hemen hiç biri siya kanunlarına, bunların zaruri neticelerine, sahnede almaları icap eden tipin haleti ruhiyesiyle yüzdeki tezahür leri arasmdaki müvaziliğe vâkıf değil. Bununla beraber, Kırklareli, memnu niytini ve bu grupa karşı minnetini rağ- betiyle isbat etti. Z.S.G. İY hakraçı a © Üç murabba Alti kibrit alın ve bunlardan ikisini orta. larından kırın. Böylelikle elinizde dört bütün kibrit ve dört yarım kibrit var. Şimdi bütün bunlarla, satıhları müsavi olan Üç murab. Mesafe saati Dünkü Arap saçımın halidir: Katedilen mesafeyi şöyle hesap etmek ka, bildir. PR zait 90 müsavi 159 Demek ki esat kaledilen mesafeyi doğru olarak 189 uncu kilometrede gösterecektir. Dört hırsız 11 Ağustos tarihli Arap saçımın hallidir: Birinci hırsız 377 Wra,kinci hırsız 297 iira üçüncü hırsız 16$ lira, dördüncü hırsız da 93 lira almışlardır. Bu bilmecemizi halledenler arasında hedi, ye kazananlar okuyucularımız şunlardır; 1 — İbrahim Kıra) Vakıf paralar müdürlü Ründe sigorta memuru, 7 — Aysel Büyük bayram sokak 44 3 — Neclâ ulusal Kadikiiy Yoğurtçu park karşın 18 | arkadaşları arasında.. i ,Kırklarelinde “M. A.T. trupu,, nun M Georges Duhi 5 Fransız romsp© sevilenlerinden biridir. retten de başka bir $*) dünyanın her tari kib olunan nice mubarriff” karilerine birtakım bs tir, onların hürmet v9 kazanmıştır, fakat onlari birer dost edememişlerti”. Duhamel öyle değildir? kadaş, adeta bir karde$ dn miştir. Bunu da kite! emmeyi ur, O, acır, seriya zavallı, iradesi? r bahseder; fakat onlarl8 onları hırpalamaz; sila geçmiyecek iğneleri 0l5* rın arkasında derin bir A lunduğunu unutturr083 — ka bahseder dedim; kitabiari veya cemiyetin büyük uğramış kimseler bulund mayın, işçileri bile tasvif tün kahramanları, orts-b8” ğe meyleden mintakalarındi tir. (Orta.halln bir de TebfİY pi liği andıran havalisi verd” Ni) ilki Gn N ? Ne vE mel kahraman'larını işte <a isteyip de bir türlü erişemi sizlerden seçer.) dığı yi O nevi talihsizlere # er Georges Duhamel bir ii cenah, hatta Clartâ Buro t6 gibi müfrit sol cena mecmualarına yazi W viyordu. Hani hayır İşle! rine iş edinen zengin kadınlar vardır, fıkarsnın hafifletmek isterler; M. “© hamel de işte onlar gibidir. talihsizlerinin etemlerini, gösterdiği muhabbetle hafi ios © Dünyadan a mürükün olsa “iyi kalbiye lar, pek (sevdikleri bir R 0” mahrum kalırlar; bunu bildi VA « her ne suretle olursa ce y A ıslahat istiyen kimseler, cgi küllere düşmandırlar. M- i hamel de yerinin, onların ii duğunu anladı: şu aksi.ibti”.. - rövolution) denilen hare müfrit sağ cenaha da ses nizamın olduğu gibi > lışanlar arasına karıştı. yat tarzı arıyan Amerika. kesildi, makinenin, sine nun sanat ve dünyaya ondi ler getiren birer şeytan j z nu anlatan kitablar yazdı. r ia) wi” gr İrançalse'e aza oldu, ida” cure de France'ta çıkan bir doğru söz için zamane ve muhafazakârlar rü de Fels'e tarziyeler verdi: Mamafi hoş yazar, ts “ 4 de bayağı olmıyan bahetti z 8. K, Yetkin il& Sabah onun Confession de va yarısı itirafı (1) adı le ye mişler. M, Georges Dub e memleketimizde de PA li kitabları okunur; rom. yi ye kadar tercüme yi # şaşılacak şeydir. Gnl iyi daha yeni yazıldığı si yi ni on sekiz, yirmi yıl © yi Gi i pek sevmiştim. Öyle berdi a 4 muharrirlerdir; hiç vap ciime etmişlerdir. O Ki hay Salavin'i sever ve onun # tan öbür cildlerin tercüm?” ii da beklersiniz. af TER e, EZ Dayakla ka > öldüren ad277. Çorum (Humusiy — gi manda çalışan on dokuz korişu harmanda kavz& ss deşini ayırmağa gittiğinde” tarafından döve dövlle Katli" zabrta' ve Adliye ters” takibata maruz kalmıştır