19 i 3 NGILİZCE DERSİ Ayni terci. üme ile ız te Geçen dersin tercümesi nintarı melni iniz. yomjo ıyı O, 18449 EYEP Tep 1 HO Huda yoğ a T Ayi ik, akkı Habe 14 Düyek ni xmönuLag| miş veriyoruz ederek ön malarımızı bi noktalara “Bupuy u vel rar urada opujdozg 40J9 i çal d de 19)9WU1N9Y Y993U9|499Z3 4 a1s1ap SUT. Kendi kendine 1000 kelime lie me nuğ ro difE uop2093 asi, öuşnsoy yayı çeviriniz ) zu çeye çeviriniz in the picture t an English X and you ougbt to h izceye ürk ») #14 Oy 205 og Vu Ingil e PARDAYANIN OGLU 163 kahayla ve ber zamankinden daha a- iyordu. K gul olması icap eden adamın cellât ol laycı bir tavırla söylenen şu sözleri duy - Yalnız bu'mu?. ından boğulur gibi — Evet, yalnız bu!.. Derhal serbe bırakılacak ve zengin olacaksın!.. Cevap ver. Jan birdenbire, halde kızararak düşündü: — Ben yola gelmez bir — aptal da haberim yokt.. İşte kaç Konçininin saçmalarını dinlemekle, bo şu boşuna vakit kaybediyorum. Halbu- ki şunu bilmem icap edertli ki, bu ada, asil bir hissi anlayamıyacak kadar, alçak ve adi bir mahlüktur. Ve eğer kendisine hazırladığım kü dinlemeden çıkıp giderse, ben de mah- volurum.. Hem de kendi hatam yi den, haydi bakalım, tam zaman: Jan iyice doğruldu. Çehresi sert bir ifade, sesi keskin bir bal aldı. Öyle ki, içindeki korku ve endişeyi kat lamağa imkân yoktu. - Konçini, dedi, hör yerde casusları olan, herşeyden haberdar edilen bilmen icap eder, o evvelki gece , mösyü dö Praslen ve mösyö dö Növi'nin, kendisini teşyi etmeleri hu- | susunda vâki olan tekliflerini rek, iki meçhül adamla beraber sokaklarında bir hayli dolaştı. Evet, Konçini bunu biliyordu. Pras- | len veya Fuke veyahud her İkisi geve- telik etmiş olacaklartir. Bu sergü yarım ağızla bahsediliyordu. kralın itimadını kazanan ve mühim bi- rer mevki kazanmaları muhakkak olan bu mek istiyordu. ıdi kendine fena hikâyer kadar edemiyece sabırsızlanldığı için n ve bu iki meçhül Ben sana genç kız- ahsediyorum!, Onu bulmak isti- Jan sözünü kes iyni sakin tavır- la: —Bu iki meçhül adamdan biri ber Konçini hayretler içinde kaldı ve ay- ne garip bir endişe gir- meğe başladı. Fakat o böyle hissiyatını açığa vuracak bir adam değildi. Esasen stediği cevabı koparmaktan henüz vaz- nemişti. Biran evvelki hiddetli sesi, uu defa, âdeta acık yalvaran bir hal aldı: Bana cevap vermiyecek misin? Janın bir tek enidişesi vardı: Hikâye- i u. kaçır nun için anlatacağı şeyleri bir ha kısarak,'onu alâkadar o edecek olan noktaya biran evvel temas etmeğe kar tahkir ettiği- mi ve az kalsın öldüre ğrenmek Bunu belki bilmiyorsun Kon. Ben krala karşı kılıcımı çektim. Konçini sustu. Anlayamadığ: bir se- bepten dolayı, endişe ve korkusu gitgi- de artıyordu. Buna mukabil, o zama kadar yegâne düşünçesi olan Bertiy kinci derecede ehemmiyet kesbetti ümit ettiği tesiri yaptığını anla- dı ve gülümsiyerek düşündü: — Galiba, kurtulmak iktimalleri epey Bütün mesele, onun muhayyilesi- wwetli bir darbe indirmektir, Ve yüksek sesle: ük bir heyecan ve endi- düştü. Dehşetinden kan ter İç tavrile devam etti. — Kral bana bu alçakça ihbarın ki- min tarafından yapıldığını . öğrenmek istedi. Krala, o hürmetkâr bir surette alçak bir fesatçı olmadığımı söyledim. Kral yüksek kalbli bir insandır. İsrar et medi, Konçini derin bir nefes — aldı. Janın sözleri içinde gizlenen tehdit bertaraf olmuş gibiydi. Bunun üzerine cesaret buldu ve bağırdı: — Buraya senin saçmalarını dinleme e geldiğimi mi gânnediyorsun? — Bekle, göreceksin ki, söyliyeceğim ni yakılan alâkadar edecek- tir. Kral, mertliğimi o kadar takdir et- ti ki, beni hüsnüniyet (o ve teveccühile şereflendirmek istedi. Yeniden endişeye düşen Konçini ba- ğırarak sordu: — Seni mi? .? Jan, hep ayni tavırla, cevap verdi: — Evet beni., Hemde o kadar ki, beni yarın için hususi bir görüşmeğe davet etti. Bu davete, o e benimle beraber kralı tahtı emniyete alan meç- bül adamla beraber gitmemiz — lâzim- r. Bu hususu unutma Konçini, bunun senin için büyük bir ehemmiyeti var- Konçini dişlerini gıcırdattı: — Pekâlâ, bu meçhül (arkadaşımla beraber gideceğiniz bu davetten bana ne). Sana gelince, kral senin ne mal ol mu öğrenince, seninl, yegâne meş- duğunu hemen anlıyacaktı Jan cevap vermeğe tene: ve son derece sakin bir se: 0: — Senin her türlü hiyanet kıklara kadir bir adam olduğunu bili- yorum. Beni tuzağa düşürmek istediğin den zaten şüpheleniyordum ve tedbirlex rimi almış bulunuyorum. - Burada, sesi daha sert ve tehditkâr bir hal aldı: — Krala söylemediğim meçhü! arkadaşıma söyledim dürtmek ümidiyle beni tahrik eden ve onun üzerine hücum ettirenin karın Le- onora olduğunu bu arkadaşım biliy: Mari dö Mediçinin himayesi sayesir'de seni bu memleketin başına geçirmek İ- çin bu alçaklığı © yaptığını da biliyor. Ayni zamanda biliyor ki, tatir ve dürüst Leonora, jandarma kumandanind; be- nim şüikastten sonrş mükemmelen ya- kalanmamı temin için, haber göndett- mişti.. Bu arkadaşım herşeyi. Herşeyi biliyor!.. Bu hikâyenin seni nihayet alâ- kağar edeceğini söyledim yali, Jan bunları söyledikten o sonra ya- vaşça gülmeğe başladı. Fakat 6 da, Kon çini kadar ve belki de ondan. büyük bi endişe ve korku içindeydi ve kendi ken dine şöyle diyord — Onu ikna etmeğe, onu delişet için de bırakmağa muvaffak olamazsam mah velurum. Tam bu sırada bu beklemediği ifşaat la çılgına dönen Konçininin okarmaka- rışık zihninde şu düşünce vardı: — Mahvoldum!.. Ah! İblis herif! Jan lâkayt bir tavırla devam etti: — Neler cereyan edeceğini anlıyor- musun?,. Arkadaşım, benim istikbalimi temin edecek olan bu davete her ne pa-