'Tan bügün işi mugalâtaya döküyor. Kendisinin ““hakikat peşinde koştu. ğunu” yanayaktla bir hayli geveledik- ten sonra edebiyat ülemimizin “bü. yük bir meçhul” ünden sadır'olmuş Iâübali bir iddiaya can kurtaran si. midi gibi sarılıyor; ve kendisini mü. dafaa; edecek yerde çok tecrübe edil. miş'bir köhne taktikle “cephe değişti. rerek” taarruza geçiyor. 'Tan'm beşin: ci-sayfasındaki birinci sütun muhârri, nin “âlemi kör, dünyayı sersem” Sân- masına. müsamaha etmemeğe karâr yermiş bulunduğumuz için yazısmi büyük bir sabırla ve tam bir dikkatle okuduk. Kabül etmek lâzımdır ki son kırk sekiz saat, 'Tan'ı adamakıl: te. dip :ve:tenkil; etmiş bulunmaktadır. Alima bir türlü imza konulamıyan, ve zâman zaman yaptığı tecrübesizlik. ler, kırdığı botlar, yutturmak istediği demagoji hünerleri daima gazetenin MaNEVİ şahsiyetine maledilen bu sü. rr ,Duşün çıkan. şu satırları oku- stat Halid Ziya gibi garp roma. me teliğini memlekete sokmuş ve gü- el - ederler. * yaratmış ediplerimizin | eserlerini yeni nesillere öğretmek, ta. MİMAİ için müsbet çareler düşünmek Tâsemilir., Hah söyle imana gel bir kere elma. sm! Bu satırlar Tan muharririnin o mahvt anketi neşretmesine sebep olar: düşünce tarzından dört ria- la “'irtidat” ettiğini ispat eden bir de. Hil ve bit'vesikadır. Şimdi gelelim hazretin garip bir Inatla teprenmeden durduğu mevzile- re... Mevlâna buyruyot ki; 'da, o anketi yapan mubar,. Dp 5 söylenen sözleri büyük Kâtle' Kaygetmis ve yalnız bu. mumla iktifa etmiş, hattâ matbaaya geldiği zaman Halid Ziyanm Üniver. sitede tanmmadığına hayret ettiğini de söylemiş. Cevap: — Gazetemiz anketinizde adları ge. çen”kız ve erkek üniversitelilerie bi- rer birer konuştu ve hepsi de muharri, riniz# böyle seyler * söylemediklerin! açıkta bildirdiler, Binaenaleyh duha ağır bir kelime Kullanmamak için de. miye mecburuz ki “Sözleriniz hakikat değillerdir, riyayı” başkalarında arâ, maymız.,, ? — Üniversite Edebiyat, Fakltesi. ne beşinci sayfâ'muharriri şöyle sal, dirryor? “Bu işte gasetelerle böraber Edebi- Imana geldiler Yazan : Ensari Büleni yat Faktiltesinin de telâşa düştüğü görüyoruz. Çünkü Halil Ziyası okü zeviini gençlere verememiş olmaktan mülevellif" mes'uliyet bu müessesenin omuzlarını yüklenir. Mes'ukyeti üze. rinden atmak istiyen Fakülte şefleri talebenin bu beyanatını aklın almıya- Gağı bir garibe olarak telâkkide ser. besttirler, Fakat ne yapalım ki hali- kat budur.;, Cevap: Halid Ziyayı okuma zevkini yeni ne. sil Üniversitedeki hocalarından a! lacak | değildir. Halid Ziya gibi bir edib eri- gin şöhretinin tesiri altındaki diyarda tavsiye ile okunmaz. Üniversiteye giren bir genç en az 18 yaşındadır. Türkiyede on sekiz yıl Yaşayıp Halid Ziyayı tesadüf etme- mekse imkânsızdır. Üniversite tetkik, Ke tahlil ve tenkid yeridir. Ta. be orada evveloe okuduğu büyük Seni roman halinde değil, edebi hü- viyet halinde ele alır. Mugalâtadan vazgeç arkadaş, Ve kabul et ki son manevran tam bir fi. yasko ile neticelenmistir. Ensari Bülend Tevkifhane firarileri Bu gece Tevkifhane- ye avdet ediyorlar Dem tevkifhanesinden kaçan ve Adanada yakalanan katil Tevfik ve Abdullah bu akşam saat 1830da Haydarpaşaya gelecek Toros slirat kâtarı ile şehrimize getirileceklerdir, Tevfik ve Abdullahm yarm sabah. tan itibaren sorgularma başlanacak- Mevkuflar bu geceyi ge iris yer. de geçireçeklerdir; « Adanada katil Abdulah ile Tasi fik dün sabah saat altıda hapishane- den bir onbaşı, iki pandarma tara- fından teslim alınmış, ellerine kelep çe, kollarma zincir vurularak istas- yona gönderilmişlerdir.” İstasyonda katilleri yakından görmek için bir- çok meraklılar toplanmıştı. Katiller hususi bir konpartımana konulmuş- lardır. Tren yediyi geçe * İstanbula hareket etmiştir. Katillerden Abdullah telâşlı gö- rünüyor, Tevfik ise soğuk kanlılığı- ni şo giri. Kendilerine yol harçlığı olarak birer lira verilmiş tir. iğ ce ri liraları emanet- te saklanmıştır. Katillerin mahpus arkadaşlarından da para yardımı gör dükleri söylenmektedir. —————6 iğ... 0 şeylerle uğraşmak kadar insanı yoran bir yey yüzden okuyucularmınzı herzünün ağır düşünöelerinden biran olsun ayırmak, kendilerini başka Alemlerde oyalamak stiyoruz, İşinizde yorulduğumuz saman aaağıdaki siallerin cevaplarmı bulmaya tam sonra tamamlle değiştiğinizi calışmız. Göreceksiniz ki siz bu o meşguliyet hissedreeksiniz. Suallerimizin bir kısmına — para mü | kAfatları da. vereceğiz. Röylelikle ber eğlermiş, heme müiküfattarnış olacakamız. Talihsiz adam Hüseyin Doğan, hep işi ters giz dön bir adamdı. Geçen hafta pazar günü çalıştığı fabrikadaki ka- dın ve, erkek arkadaşlarile . beraber, kalabalık bir grup halinde tatil günle. rini" Boğazda geçirmeğe gittiler, Kırdâ'yemek © yedikten sonra; gra. mofon “kuruldu ve © herkes çift çift dansa kalktr.-Koca grupun içinde yal- nız Hüseyin tek başına açıkta kaldı. Danstan- sonra, sandallar ile gezme- ğe Şikildr. Bütün grup beşer kişilik sandallarâ dolduğu zaman, gene her. kes “yerleşmiş, yalnız e Hüseyine yer- kalmamıştı. Sandal gezmesindeni sone 7, bütün grup şehre dönerek sinema- va gidildi. Sinemada “beş yer'el sandalyelere Üçer üçer ENİ yalnız talisiz Hüseyin açıkta ve sine- mayı ayakta seyretmek mecburiyetine de kaldı. Nihayet günün son eğlencesi olârak, sinema dönüşü bir o kahvede hefkes dörder kişilik gruplara ayrıla. rak 'dört kol aftmışaltı oynamağa baş- Jadılar; İşin geeiiide *bakıh Ki bu ç- LE ı yundâ'da gene yalnız Hüseyin açıkta kaldı, Aksam eve döndüğü Zaman, talisiz! çocuk düşünmeğe başladı. Arkadaşları, | beşer, dörder, üçer kişilik © gruplara aytıldıkları zaman hep bir kişi, yani kendisi (azlâ gelmişti. Gezmeğe acaba kaç kisi gitmişlerdi? Hüseyin, kat'i olarak bilm'vordu. o Yalnız yüz kişiden noksan olduklarına emindi. bunu ./ “ Türk kuşu,, «Ramide çalışıyor © “Üniversite meydanmdaki “Türk , Kpşu talim sahasının Ramiye nakle. dildiğini'yazmıştık. Çok müsait bir yer olan Ramideki kışla meydanında Türk Kuşu talebeleri daha iyi staj görmek imkânmı (o bulmaktadırlar. Türk Kuşu idare heyeti azaları dün Ramiye giderek çalışmalarla alâka- dar olmuşlardır. Resmimiz dün ya: pılan uçuşlar esnasında alınmıştır. a Hüseyin Rahmi için de Jübile hazırlanıyor Parti başkanı ve Vali Üstün- dağın gazetemize beyanatı Parti başkanı, Vali ve Belediye re. isi Üstündağ ün kendisile konüşan bir tpuharririmizi halkevlerinin rel çalışmaları etrafında tenvir ettik- ten sonra Şu sözleri söylemiştir: *— Halkevleri, Türk sanat ve fikir âleminin büyüklerine karşı, Türk kük türünün yüksekliğini gösteren eserle. rin müelliflerine ve sanatkârlarına kar- şı güzel bir hassasiyet ogöstermekte- dir. Biliyorsunuz ki İbni Sinarın hatıra si onun birçok asırları aşmış olan büyük ilmi şöhretine lâyık bir şekilde tes'it için hazırlanılmaktadır. Birkaç gün evvel Halit Ziya ve Musahipzade için tertip edilmiş olan geceler halk. kevlerinin Türk kültürüne hizmet © denlere gösterdiği alâkanın ne derece yerinde nuyor. Halkevlerinin müsbet çalışma. ları halin ve münevverlerini vicdanına da halkevlerine karşı yıllarca evvel be- lirmiş olan serpatinin hudutlarını çok i genişletmektedir. “Halkevleri - Kema. İ lizmin kültür âlemine karş: olan son- suz ve vecidli sevgisini, teşvikini, ve İ bu âlemi cezbetmiş olan yüksek hüvi- yetini gün geçtikçe daha (iyi tezahür etsirmektedir. Yalnız ortada ufak bir hata olmuştur, Obunu tashih etmeği unütmamak lâztmdır. 55'yıl memleket kültürüne eserler vermiş bir sanatkâra çiçek takdim eğilmez. o Onlara palm gil lâzımdır. Şelternini halkevi de, Eminönü halkevi de bu'eksikliği yakın- da tamamlayacaklardır. Gerek Halit Ziya,-gerek Musahipzadeye şehir na. muna birer palm verilecektir. Bundan başka kararlaştırılmış olan en: yakm jübileler arasında büyük romancımız Hüseyin Râhmi İle büyük halk artis- timaz Naşit için yapılacak olan Jübile lerden de size bahsetmek İsterim. HU. seyin Rahminin Türk milleti üzerinde büyük bir kültürel tesiri — olmuştur. Muhterem saylav için geniş programi: bir jübile hazırlanmaktadır. Halkevleri ayni zamanda (oOTürk tarihinin Koçi Bey ve Köprülü gibi kıymetleri üze rinde de hassas olmağı düşünmektedir. ler. Koçi Beyin 'lâyihasını hâtırlama. mak mümkün değildir. Köprülüyü tes it etmekle çok doğru hareket edilmiş olacaktır. İstanbul valisinin tamamile düşünüp kararlaştırdığı ve battâ O programını bile yaptığı bir mevzuu Üzerinde bu. gün Akşam gazetesi şöyle konuşuyor: “Halit Ziya hakkında bu münakâşa- Kendi kendine bir hesap yaptı ve | Jar devam ederken aklımıza büyük e. grupun &aç kişi 'olduğunu buldu. Acaba bu grun Kaç kisişdi? Bu mesele müküfatlıdır. Doğru hal, leğenlerden 'bir "kisiye bir hediye veri İecektir. Cevapların zarfları üstüne CAfâp- sâcr)kavdr © konulmalı ve 16 mâyıs tarihindensönce idarehanemizde bulunacak bir şekilde gösterilmelidir. Bu meselenin hal şeklini 16 tarihli nüs hamızda bulacaksırirr. Giz'i atalar sözü Dünkü nüzbamızda 18 harfli gizli | atalar sözü şuydu: ” Atılan ok geri dönmez. debiyat “üstadı Hüseyin Rahmi geldi. O Hüseyin Rahmi ki aşağı yukarı 40 sene evvel yazdığı hikâyeleri, romar!2-” t buğün taptazedir. Bugünün dilisi taşımaktadır. Bugünün en © sevilerek okunan eserleridir. Her eseri ile ifti- har edebileceğimiz büyük üstada hür. metlerimizi göstermek için ne bekliyo. ruz.? Bu edebiyat faaliyeti bu edebiyat *mi içinde halkevlerinde bir Hü. seyin Râhmi gecesi İstiyoruz... Beyhude bir şiddet ve hiddet değil. mi? Mâamalih biraz gecikmiş olmak. olduğunu isbat etmiş” bulu-” İli kai gi nk ii hokka 9 MAYIS — 1937 | Hayata dair * Kadı * j 7 9 AHAR gecelerinin ew « lentelerinden biri de KESE FUĞAFII seyretmektir. özleri yeni açıldı ve zanneğef”” na ha biri, bacaklarını > dört pi &çIıp karnımı yere sürterek yüne ten kurtulamadı. Oyuna pek base dilar, fakat gimdiden insan bakmağa doyamıyor. Ana'arım leri arasında kaynaşan, uzum ti pembe ellerini bastıra bastır emen 0 renk renk küçük kafals! pi mu kil ettiği mawzaraya bayılırımŞ lal | anaları... İncecik tırnaklar etin tıkça' canı acıyıp kaçmak gö | Sun, bilâkis biraz daha yayılır, #8 Bu horlamada hem muhabbet, Wi iftihar vardır; başka bir zevk yaltaklanma horlamasına . böl Zaten dikkat edin; kedinin hiçöiğilan ütekine Benzemez; Hepsini de KESE at yakıştırmağı bilir. ve İngiliz muharriri Aldous piri kendisine: “Roman yazmak İl Yapayım ?., diye soran bir geneti ü | çift kedi alın, onalrın her gün kı Yatlarırı tetkik edin,, demiş, Keğ a de, İnsan oğlunun birçok hisleri N ki öwıa küğük, fakat daha #fİ iş halde bülmak kabildir. Su Wi kedi pek “içtimai” bir hayvan * 0 dir; insan cemiyetini sever amg Wi cins'eri ile uzlaşmağı bilmez. Sekiz on tanesinin biy araya topl ğı Olur: fakat dikkat edin, bil ferdiyetinin bir zerresini bile f€ meğe razı olmaz. Belki de onli sevmemiz bunun içindir: kendi pek arzu edip de yapamadığı! serazadlığa, bu serkeşliğe im Baudelaire ağır baslı âlimleri ÖK. vent” âşıkların, kendileri gibi # tan çabuk müteessir olduğu ve iğ Üstad Hüseyin Rahmi la beraber sabahları saat dokuz buçuk ta çıkan ve çok soğuk kanlı olan Ak» şam gazetesinin büyük Türk römancısı etrafında böyle asabi bir (o hassasiyet göstermiş olmasını takdir ederiz, Hüseyin Rahminin hayatı ve eserleri 1864 de İstanbulda Aksaray civarın da ,doğmuştur. Babası Sait Bey hünkâr yaveri ve binbaşı idi. Sonta liva rütbesile poşa olmuştur, Hüseyin Rahmi Gürpmar ilk tahsili Ağayokuşu mahalle mektebinde yapmış, Mahmudiye rüştiyesinde oku, muştur. Mahreci Aklim ve Mülkiye ye devam etmiştir. Kısâ bir (müddet devlet memurhuğunda bulunan Hüsr. yin” Rahmi 1883 de yazıcılık hayatına atılmış We yazıları © Tercümanı Ha- kikatte neşredilmiştir. 1896 da İkdam gazetesine roman ve hikâye muharriri oldu. Şöhreti de bu Halk yazılarını çok tutmuştur. En çök Okunan romancımızdır. 1908 de “Bor- boğaz,, adında bir mizah © gazetesi çi- kardı. İftiraya uğradı, mahkemsye ve. rildi, beraat etti. Fakat gazetesi tatil edildi. Çoğu romandır, tiyatro, hikâ ye, makale ve tenkitlerden müteşekkil eserlerinin adedi altmışı geçer. Elöse- | yin Rakmi evlenmemiştir, Romanları- nan isimleri şunlardır: Şık, İffet, Mürebbiye, B'r muadelei sevda, Metres, Tesadüf, Tebessüm, Elem, Cehennemlik, Şıp sevdi. Kuy- ruklu yıldız altında bir izdivaç, Sevda peşinde, Gulyabani, Cadı, Hakka #ğn dık, Toraman; Hayattan sayfalar, K-| dınlar vâızı, Son arzu, Efsuncu bila, Meyhariede hanımlar, Ben deli miyim?, Tutüşmuş gönüller, Nimet-inas. Mu- tallaka (almâneiya tereüms. edilmis. tir), Billür ka'b; “Kaynanam — nas! kudurdu, Kesik baş,. Eşkiya (ininde, Mezarından kalkan şehit; Başımıza £€- lenler, Canpazarı, Kokotlar mektebi, Namuslu kokotlar, oOUtanmaz adam, Deli Filozof. Şeytan. işi, Ölüler yaş tarihte başlar. * aradığı için kediyi eevdi Söyler, Fakat serseri de, mahe azılı çapkını da, dünyanın bütü yıtlarını hiçe sayan adami da kendilerine benzeterek sevebilirl© — 27 Aldous Huxley'iini “tavsiyesini tüp kâdileri tetkik edir, fakt biri k- tine değil, hepsine : bakın, Bir Mp P: kızı ândıran ev kedisi gibi b z haydudu, bazan da zavallı bir Ö i yi andıran sokak kedisini de © edin. Bilmem hep insanlar 8 yaşadığı için midir? yoksa ben cukluğumdan beri kediyi evimin köşesinde gördüğüm için midir? © insanmkine benzer haller sözerif” sanla'bir tutmağa kalkarım demij ğim; fakat onunla uzun uzun, ce sessiz bir sohbete girisebilirinö- Nurullah ATİ ” Bir facia Bir çocuk esılarak öldü Dün Büyükadada bir facia ol0*i zavallı bir yavru boğularak ölmi Bu fac'anın kurbanı, Büyüköğü Türk Yılmaz öaddesinde 66 nut €vde oturan Hasanm on aylık ç0€ dur. Çocuğu Annesi Ayse karyf birakarak uyutmuş ve bir WÜĞ Sonra kalkan çocuk oynamağâ bw miştir, İşte bü esnada yavrucağızın Yom ve başasağı yuvarlar Yalnız yuvarlanırken yön Tirekasi #esinden karyoların demirine t8* Rirdan asılmıs ve zavallı yavr#” Müraplar iğinde ölmüştür. H-f'a tatiline muh: MUBDOŞTERUMUST NIZ EA A Zabıta hafta tatili kanununa” > halif a çalışan yerleri bu cl için mumi bir tarani& © ik mi$ ve iz yerlerde bu . ka-ak tesbit © miştir, a Yakalanan yerlerin ekserisi “ğe oğlundadır.' Bu meyanda B ie da Kallâyi sokağında oturan: d duracı Kamer, ayni mahallede 9 settin, Mustafa, diğer Kamer, “e ilepkin, mabilyeci Manol, HiÜği los, Yeşildirekte Haçıpulo ir” terzi Bedros yakalanmışlardr. b maymun, ağda, Bumin Kaşın “e yorlar mı?, Muhabbet tılsımı, Namus. la açlık, Katil buse, İki hödüğün seya hati, Tünelden ilk geçiş, İnsan önce | yin Rahminin yukarıda söyl dip gibi tiyatro, piyes şekliride j teroümeleri vezair yazıları