İŞE » vİU e is ili Ye rika i PİRİ. Minik yi İD eEİEE 3l ğe İz 1 > Mileriz ge Ni Raks ESİNİZİ ER : ŞE Sie ö8 ike CEE İE: İri: İpi şleri EE. ke ki bar il di ei papi k ml iiarnnijn bp ; Ri itzz? ELMALI : piiş; iyii sie pikir e Keçi liye İce zeieiz & kari ies? ERİ EF d dipi taiii Bereli Rai gil arti eşi 3 ESİRİ GERLİ j Re Ee? © Sepie ; Saye * Mp onruyan ravsra — İN FAUSTA A üz Siçekler ve ağaçlar| kii dereceğ vardı. Esasen ağaç gizlediği bü esraren varla da çevrilmiş geçenlerin müte-; €pey gizleniyordu. aksi istikametinde, Oyulmuş hissini 'pinm önünde durâ- e iu 14 il bir #£ 17 Li ir YER ŞEİİ Me 8 : Mn İşli İ di?ri t müdürünü çağır. ri bilyük bir neza- alarak, göz ka- “Sinlik ve güzellikle süs ZE MA E 7 fi ; a 7 &ristobal, Barba Rojanın kendisine verdiği parşümeni uzattı. Fausta bunu alarak dikkatle tetkik etti ve uzun müddet dalgın bir (o halde düşündü. Nihayet parşümeni katlaya- rak göğsine yerleştirdikten sonra, ma- sasına doğru ilerledi ve orada doldurdu. Zu küçük bir parşümeni (Kristobale uzattı: ini zaman şehirdeki evime uğrar, ve bu kâğıdı kâtimibe göstermek suretile size vaadetmiş olduğum yirmi bin lirayı alırsınız. Kristobal parşümeni aldı ve süratle göz gezdirdi. Sonra heyecanından tit- riğen bir sesle; — Madam, dedi, herhalde bir yarilış- İrk olacak. — Nasıl olur? Size yirmi bin lira va, at etmemiş miydim? — Evet madam.. Fakat. Obana otuz bin Hralık bir bono veriyorsunuz. — Fazla olan on bin lirayı, emirlerimi büyük bir sürat ve dirayetle ia ettiği- niz İçin veriyorum, Kristoba! tekrar yerlere kaklar eğildi güzel ve — ve samimiyetle: dımlarla içeriye | — Madam, dedi, siz hakikaten Alice naplığın bir timsalisiniz. Fausta hiç ceap vermedi sadece: — Şimdi gidebilirsiniz. Diye emir verdi. Fakat Kristobal ye, rinden kımıldayamıyordu. — Ne var? Bir şey mi söylemek isti- yorsunuz? Kristobal büyük bir sevinçle: — Madam dedi, size şunu müjdele. iz) mekle bahtiyarım: Pardayan elimdedir. Fausta masasının önünde otürüyor. du. Bu sözleri duyunca gayri o ihtiyart ayağa kalktı ve anlamamış gibi hayretle sordu: 2 Eye ri : i > Şia ipe Ea oka e ç 3 2 ğ İdin 5 ğ eg Seka? Ey Sİ gğşiili Eğ Bağ, “EN Bisiğ liz e e - j Hrlip ç i 35 ; BE. pa E i ali j a 3552 3 3 : li 14 « # ik e 5 gimşgşiç O £ 5 izkizez 3” E Özbir e şi ; sziçiii j Baygiiii; i : gğönndire â HORTLIYA — Senin de geliba canın (fena yan. — Allahın iznile, ona haddini bildire- ceğim. Fakat mesele bunda değil,. Eğer ber şey gidip onu yakalamakla bitmiş olsaydı, hiç tereddüt etmezdim. Fakat faaliyete geçmem doğru mudur? değil- midir? bunu bir türlü bilemiyorum. — Tabii doğrudur! Sana emrediyo- rum ve salâhiyet veriyorum. Kristobal müstehzi bir şekilde gülüm sedi: — Anlatamadım sevgili halazadem. Aşık olduğunuz güzel Jiraldayı yakalı. yarak büraya getirmemi emretmiştiniz. Emrinize itaat ettim. Fakat malâm se- beplerden dolayı muvaffak oldmadım.. Kim ümit edebilirdi ki, orada, 'mukad- des ofisin emirlerine karşı gelecek, küs. tah bir adam bulunacaktır? Hiç bir şe- ye boyun eğmiyen bu adamın müdaha- lesi neticesinde hezimete uğradım. Üs. telik de âmirlerim beni haksız bularak, kendi başıma hareket ettiğimden. beni cezalandırdılar.. Halbuki bu emri bana siz vetmiştiniz. Bense, sizin bu işi gizli tuttuğunuzu bildiğimden #es çıkarma- dım ve size sadakatimi göstermek için cezama razı olum. Barba Roja bu sözler üzerine * âdeta mahcup olmuştu: | — Hakikaten öyle, dedi, bu işi gizli; tutmak istiyordum. Bunda bazı sebep-| ler vardı. Senin bu (o sadakatini hiçbir zaman unutmuyacağım.. Benim yüzüm. den ceza görmen hiç de doğru değil, önün için hele şunu al da.. Ve Barba Roja bunlar (o söyliyerek Kristobala küçük bir kese © uzattı. Bu kese epey yüklü olacaktı ki, Kristoba- lin gözlerinde bir sevinç belirdi. Sonra) kurnaz bir tavırla cevap verdi: — Sevgili amcazadem, size söylemiş! - : , e g - , 5 ; si : gp © 32 : E İn 3 # ii, 5 » $ A5 EE vi EE SEÇİ Kğ Fall ğE İNS ŞİR SEN. itiğniği! SESESASEİSESESE ELEMELER Eİ sllgliş pi Şi pal, gk, SE Bö ügi lie iş pe MELLESİLE ME ili HELLEEEN ğü Miki iş kişi iş e zi RAE” eEEŞ eş diğ gıle,iiriti 3 aylin digi İl şlişişi SE — R : ye Jj BRİ .SEBÜ İde ie atıcı, 8183 PeaBPİSMİ si 5 N FAUSTA 125 olduğum şeyleri lâf olsun diye (o söyle- dim. Yoksa bana karşı bu kadar büyük bir âlicenablık gösteresiniz diye değil, — Biliyorum fakat dilinin altında bir şeyler vardı. Ne söylemek istiyordum? — Şunu söylemek istiyordum ki, Ji. raldayla uğradığım müşkülâta bu defa Pardeyanla da uğramıyacağımı kim te- min edebilir? Muvaffak olsam da, olma sam da, senyör Espinozanın kızmıyaca- ğı ne malüm? Eğer, benim bu defaki fanliyetim' onun projelerine muhalifse.. halim dumandır. Barba Roja sabırsızlıkla sözünü kes. ti: — Açıkça söyle, ne istiyorsun? Kristobel 'soğuk bir sesle cevap ver di: — Siz den imzalı bir emirname İsti- yorum.. Eğer Espinoza benden hesap sorarsa, onu göstermekten başka çare yok. Aksi takdirde elinden kurtulamam, — Bütün istiyeceğim bundan mi iba. ret?.. Ne diye daha evvel söylemedin?. ” Ve Barba Roja bunları o söyliyerek yazı mamasrma doğru (yürüdü. Fakat birdenbire dönerek bağırdı: — Hay Allah kahretsin! Bu sakat e limle yazı yazabilsem? Kristobal şaşalıyarak cevap verdi? — Hakikaten öyle!.. Büsbütün unut- muştum. Sonra gene soğuk bir ses ve katiyetle ilâve etti: — Fakat ber ne olursa olsun, elim. de emitname olmadan harekete geçmem imkânsızdır. — Peki ne yapsak acaba? Kristobal biraz Müşündükten sonra cevap verdi: — Peki ne yapsak acaha? Kriatobal biraz düşündükten sonra cevap verdi! ge kütüphane, kitap dolabı bookease: bukkös rin misafir odası” demektir. Biliyoruz ki, canlı şeylere bit bir şey anlatmak için yapılan izafetlerde canlı şey. den sonra bir (') ve s konur. Burada da Smiths (Sınifz) Smitler'in” demek için kelimenin sonuna bir (*) ile bir X Fiiller üzerinde Bu dersimizde gördüğümüz iki fiil var;