Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
8 Brincitesrin — 1 götüşüm : Ünmiversite tahsili ve # e€cnebi dil îî" Üniversite dördüncü yılma dün baş- "dı; tebrik ederiz; uğurlu kademli PiSun.. Bu yüksek kültür müessese- Mi? zaten değerli olan kadrosu üze- dne ilâve olunan beynelmilel kıymeti "üliz prolesörlerle de takviye edildik- j n' sonra, büsbütün ehemmiyet kesh- BUl... — Profesörlerin konturatlarında Türk yi öğrânln dilimizle tedrisatta bu- nmak â varmış, Fakat, bu, simdili ı r sahadı kabil olamnağîiîi ğlıî künüyor. Olsa bile, yine mesele ta- ;Mamlanmamıştır: Takrir kâfi değil der bahse dair her gün muhtelif ki. a plardan sütun sütun yazılar okumak dAZzım.. g Talebe bunu hangi dilde okuyacak? gleni harflerle neşriyat malüm, Eski h rf_!lîri bilmiyen nesil neredeyse lise- ğ b_ıtırecek. Bunlar hangi kitaplarda gleyi takip edecek? | — Üniversitedeki lisan muvaffak olma orlar ya!. j Ecnebi lisan, tahsil esnası gplan bir âlettir. Üniversite;edğiıî:eî ikten sonra mMmümkün aatindeyim., Aksi hal Mühendis mektebine cebir öğrenmeğe kalk- kurslarında yanlar mezun olamı- Olmalıdır. kan benzer: firdikten sonra 'nak.. | İlerisi için, debi dil bilme Mhalıyız, Klna Üniversiteye girişte eç- fi mutlaka esas Şart koy | * 8 4 ı Rusça, tereüme eserlerin yıl iİkmesi sayesinde, pek zenrin üp- âanesi olan bir dildir. Bııı:ıgîıi r:ğı:ıı;: syoloji gibi Ruslarda ilerlenıiş biı: p bede bile müderrisin tavsiye ettiği fs rler bulunmazdı. Bunların kimi Filmanca, kimi Fransızca, kimi İngi- fizce olduğu için, behemehal muhte- Salarını öğrenmek Zzaruretini duyar- ' _M_ısırlı Müsevi Charlatte Rozent- _—ı ısurı:!i_ fırkadnşımız bu üç dildeki n u_yabılecek derecede mükemmel bir “loliglot olduğu için, bizi etrafına top- r, şifahen tercüme edip süratle ökur larca hi- “üiry nviq;m ginletirdi | _âu nevül'en Mmütercimler, remmeliyetinde olmasa fe bulunabilir ve üç İlisan we, herhangi bir dilden y Türkçeye okuya ',ıtlî:r;ş?igıiîsa evvelden hazırla- ive_ı.-size, v usuş:lııı:ş; ?rapabılırler. - Müddet zaruri meti 1 yolda dinletebilir. Charlatte da OlmaSa cak gençler * * * ahvalde tatbik edile- tsul, bir talebenin kültür E& olan bu F*mulesini olursa, gençlerimiz, adeta, bilmeden, kulaktan UŞ vaziyete düşecek- a akıl dört adım gider!,, . rt01duğunu unutmayalrm. B edilm okumadığı metinlerden htlaka biî ::lümat da 0 kabildir. ' v hyel îlerdedaha fazla ecnebhi j buna sahi a sahip olma- ça aniv:îsiteşe girememesş lâ:nî- Na un İcin de, daha evvelki tedrisatını (Va -Na) ifi habe- bir teyid tesi baş muharriri Ra- kkımda son zamanlar- - K Vayetler ve havadisl Ümek | isler İ ;şd'dî- Röyter ajansının Mosko- Iğı bir habere göre Radekin lâdeğin tevk İZvestiya gaze t Müuhtelif yi almak icçin kullanılan ye-| Yeni tertip Tayyare piyangosu Bilet adedi 30 binden 40 bine çıkarılıyor Tayyare piyangosunun 22 /nci ter- tibi hazırlanmıştır. Yeni biletler bu a- yın yirmisine doğru satışa çıkarılacak- tır. Yeni plân gelecek ayın on birin- den itibaren tatbik edilecektir. Yeni tertipte numaraların adedi kırk bine çıkarılmaktadır. Şimdiki tertipte numaraların adedi 30 bindi. İlk keşidenin bileti bir lira, beşinci ye kadar olan keşidelerin biletleri birer buçuk lira, son keşide bileti iki lira- dir. Birinci keşidede 30,000 liralık bir ikramiyp:. 20,000 İiralık bir g_nükâfat vardır. İkinci keşidenin büyük ikramiyesi 40,000, — üçüncü keşidenin ikramiyesi 45,000, Gdördüncü ve beşinci keşidele- rin İkramiyeleri 50,000, sön keşidenin büyük ikramiyesi de 200,000 İiradır. —— Sokakta bulu- nan 15 lira Çocuklarla bir kadın kovala- maca oynarlarken Polisce müsadere edildi Balatta Çorbacı çeşmesinde oturan Nedim, Ligor, İsmail isminde üç ço- cuk dün gece sokakta oynarlarken yer- de on beş lira bulmuşlardır. Çoçuklar bu parayı ne yapacaklarını düşünürler- ken yoldan geçen Pakize isminde bir kadın ellerinden kaparak kaçmışsa da | çocukların peşine takılması üzerine za- bıta memurları tarafından yakalanmış, baralar elind : ibi ai —— — nden alınmıştır. Sahibi aran —a Sanayicilerimiz ikl kısma mı ayrılıyor ? Nuamele vergisi için küçük ve büyük sanayiciler arasında düşünüş farkı var Muamele vergisi kanununda yapıla- cak değişiklikler dolayısile şehrimizde yapılan hazırlıklar dolayısile bidayetten beri ortaya çıkan garip bir vaziyet ni'- hayet mühim bir şekilde kendini göster miştir. Bu vaziyet kanundaki küçük ve büyük sanayi farkımndan dolayı hâdis olan vaziyettir. - Muamele vergisi hakkında İktisat ve kâletinin emrile tetkikat yapan ticaret odası gerek küçük (yani beş beygirden aşağı kuvvetle çalışan — müesseseler) sanayi gerek büyük sanayi erbabını bir arada içtimalara çağırmakta idi, Fakat az zamanda içtimaların daima birer mü nakaşa ile kesildiği görülerek bu şekilde içtimlara devama jmkân görülmemiş ve bu zümreler ayrı ayrı içtimalar yapmış lardır. Ticaret odası Şimdi raporunu lardı.Ticaret odası şimdi raporunu ge- rek küçük gerek büyük sanayi erbabı- nın noktaj nazatlarına göre hazırlamak tadır.Fakat beri taraftan İktisat vekâleti yalnız büyük sanayi erbabının bulundu ğu sanayi — birliğinden de bu hususta tetkikat yapılarak bir rapor gönderil -| mesini istemiştir.Bu rapor hazırlanmak ta ve her nedense küçük sanayi erbabı nn asabiyetini celbetmektedir. Odanın raporile birliğin raporu ara- sında bir hayli farklar olduğu da görül- mektedir. Iskenderuna vapur seferleri yapılamaz mı? Denizciler bu çok yerinde fikri ortaya atıyorlar Şu sıralarda istikbali mevzubahs olan ve bü istikbali her Türkün me- rak Ve heyecanla beklediği Antakya ve İskenderunun tabii vaziyet itibari- le hinterlandı her devirde şimdi cenup vilâyetlerimizi teşkil eden münbit A- nadolu toprakları olagelmiştir. Harp- ten evvel hiç değilse her gün bir va- purun kalktığı İskenderundan şimdi hatfada bir vapur ancak kalkmakta- dır. Söylendiğine göre bu biraz da ba- zı maksatlarla bu şekilde yapılmak- ta ve sancağın iktısadiyatı bu Süretle sönmektedir. Bu münasebetle denizciler ortaya bir fikir atmış bulunmaktadırlar. Bu fikri ileri sürenler deniz yollarının Mersin postalarımın İskenderuna ka-| dâr uzatılmasını istemektedirler. Bu deniz yolları idaresi için hiçbir kül- feti istilzam etmiyecektir. Mersin limanından İskenderun İlimanı yüz mil kadar bir şey ftutmaktadır. Buna mukabil hem deniz yolları idaresi yük alaack, hem halkı Türk olan bu hava- liye malmnmı İzmir transiti yoluyla Av- rupaya en kısa bir şekilde sevketmek imkânı verilecek, hem de Türk bayra- ğma hasret olan bu Türk toprakları- na bayrak gösterme gibi en yüksek bir iş başarılmış ©lacaktır. Malümdur ki eski idarei mahsusa bile Şam, Halep gibi birtakım kırık dökük vapurlarla bu limanlara sefer yapardı. Bir kısım armatörler eğer li- manlarımız arasıtıda sefer inhisarı de niz yolları idaresinde olmasına rağ- men bu işi maalmemnuniyet yapacak- Tak 1i SUVYicıuuchtudi Tz İngiltereye yaptığımız bildirilen siparişler Londra radyosunun verdiği bir ha- bere göre hükümetimiz İngiltere bah- ri inşaat tezgüâhlarına bir milyon İn- liz lirası kiymetinde vapur ve feribot sipariş etmektedir. Londra radyosunun verdiği bu ha- berin İngiltereye 1ismarlayacağımız yeni vapurlar işile alâkadar olduğu anlaşılmaktadır. Birinciteşrin — 1936 Hlcri: 1855 — Recepn: 22 Yaprakların dökülmesi Bnz YUY!N *«Müin ae 4442 1201 15414 17481018 — 4,24 gl9 11,02 6,20 9,82 12,00 1380 10,44 tur GEÇEN SENE BUĞÜN NE OLDU? Habeşlerin “mukaddes şebri Aksum da düştü. Devletin emniyetine Muhalif hareket. Muallimleri mMmüteessir eden bir ilân Bu meslek sahipleri bunu mMmuallimler birliği kongresinde mevzuubahs edecekler Son günlerde bir kitabın reklâmı dolayısile gazetelerde çıkan bir ilân maarif muhitinde büyük bir teessüfle karşılanmış ve muallimlerin ekserisi ni çok müteessir etmiştir. Mualimler önümüzdeki muallimler birliği kon- gresinde bu ilândan bahsederek pro- testosunu istiyeceklerdir. İlânım mü- him bir kısım muallimlere tariz mahi- yetinde oluşu alâkadar — makamların da nazarı dikatini celbetmiştir. Bu ilânın başlangıcında şöyle de- dilmektedir: “Türkiyede 18000 muallim vardır. Buünun iki bini asıl başka ertikten- dir. Muallimliği çerez gibi kullanır- lar. Üç bini de başka bir iş bulama - dığı için müuallimlikte kalmak zorun- dadır, gözü dışarıdadır. Bunların her ikisi de bu ertiklerine ilgili eserleri okumazlar..,, Bu şekilde devam eden ve (Maarif- te bir hadise) başlığını taşıyan ilânm hakikaten maarifte bir hadiseye sebe- biyet vereceği Aanlaşılmaktadır. Bir kısım muallimleri; meslektasları, ta- lebeleri ve halk nazarında başka bir işe yaramaz, zoraki çalışır, mesleğin- de dahi okumaz, kabiliyetsiz bBirer un- sur haline sokan bu ilân fevkalâde te- sir uyandırmıştır. Pamuk ipliği fiyat- larını arttırmak istiyen fabrikalar Bazı iplik fabrikalarının pamuk ip- liği çıkâarmamaları üzerine İktısat ve- kâleti pamuk fabrikaları mümessille- rini Ankaraya çağırmış ve uzun top- lantılardan sonra iplik fiyatları eskisi gibi bırakılarak fabrikalar piyasaya lâzım olan ipliği çıkarmaları bildiril- mişti. Üğrendiğimize göre 0 zaman sanayi umum müdürlüğü pamuk rekoltesi so nunda piyasa vaziyet' tavazzuh edince Ankarada tekrar toplanılarak o za- man fiyatların tetkik edilmesini va- adetmiş tir. Şimdi yeni rekolteler an- laşılmış ve piyasa vaziyeti tebellür et- miştir. Bunun için Ankarada toplanı- larak fiyatların yeniden tetkiki bekle- nilmektedir. İplik fabrikaları İktısat vekâletinin koyduğu narhlardan her an zarar et- tiklerini söylemektedirler. Fakat alü- kadar mahafildeki kanaatin bunun aksi olduğu anlaşılmaktadır. |Eroinden öTen yahudi Avram isminde bir attarın aldığı eroin yüzünden öldüğünü dün yazmış- tık. Avramın kardeşi bugün matbaa-| mıza gelerek kardeşinin, yazıldığı gi- bi, beş senedenberi eroin kullanmadı- gını, 1933 de başladığını, sonra tevkif| edilip sekizinci ihtisas mahkemesince para cezasına çarptırıldığını, bir haf- lerinden dolayı Çinde 120 kişi tevkif edil. miştir. ta evvel tekrar eroine başladığını bil- dirdi, bu şekilde tavzihini istedi. İfT îşhbı?ıîl:ıed bugün resmen teeyyüt dekin zimakhıdır. Resmi tahkikat b fo;at :“iyefin tertip etmiş ol- sj_.l d . Marekâtına iştirak etmiş | Y8u meydana çıkarmıştır. d —— #“0s fırtınasında bir W yondal parçalandı | Kadırgada Hisardibi sokağında beş ' e’aığh €vde oturan kayıkçı Nuri dün | avutpaşadan Kumkapıya gelir- P Jodos fırtınasından sandalı parça- Sabırlı ve müşfik ounuz Çapadan M.N İmzasile yazılıyor: kânsız hale girdi. Daima kederli, Bmış, Nuri boğulmak üzere iken kur- ilmiıştır, istiyorum. Mani oluyor. Ne yapayım? Babamın ölümündenberi annemle yaşamaklığımız im- daima içine kapan- mış bir hateti ruhiyededir. Evi terk etmek ve çalışmak ç M H sunuz. nNız Göğrü olmaz. ll ? Cevabımız — Annenizi sinirli yapan ıztıraptır. Yanm- da kalmağa, ona karşı sabırlr ve 'müşfik olmağa mecbur- Azabını ona daima karşı gelerek fazlalaştırma- Bü hal yavaş yavaş tabitliğe avdet .TT Neşriyatmerak- edecek ve © zaman size gene eski şefkatini gösterecek! Lehistandaki atlı heykel DAi Muharrir Abidin Dav'er son bir iki "_ı ay içinde Moskovadan başlıyarak mü- : him Avrupa merkezlerinden birkaçı- nt dolaştıktan sonra tekrar İstanbula — gelmiş bulunuyor. Bu sabahki Cum> huriyette diyor ki: Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer — kürkçü dükkânı olduğu gibi ben de dö — nüp dolaşıp yazı masasının başına geldim. Beş haftadır süvarilerimizin — Viyanadaki tan yazılarım müstesna - hiçbir şey — yazmadığım için adeta acemi olmu- — şum. Halbuki bircok yeni memleket- ler gördüm, yeni mevzularla temas ettim. Herkesin cesedi toprak altında çü- rür veya kızgın bir dünya cehenne- minde kül olurken muhteşem türbesi- A muvaffakıyetlerini anla- — n u " e5.3'm nin içinde, tatlı bir uykuda güzel rü- ._, yalar görür gibi yatan Leninin pembe cildi mumyası, sönsuz denilecek ka- — dar geniş bir memlekette yıllarca ya- " ; rı ilâh bir hükümdar halinde hüküm- — ran olan Çar ikinci Nikola ile Çariçe- — nin Leningradda Carskoeslovo sara- — ymdaki tabutu gibi dapdaracık ya- taklarının garabeti. i Taksimini tanımadığımız ve istik.- — lâlini muhafaza için başımızı belâlara — soktuğumuz Lehistan Varşovasında, — M Jan Sobyeskinin muzaffer atımın a- - yakları altında bir Türkü ciğniyen heykelinin, bir nankörlük abidesi ha- — linde duruşu. Bir zamanlar kapısına kadar dayan K miış olduğumuz o muhteşem Viyana- — nın sokaklarında izmarit toplıyan fa- ' kirlerle bizim Göksu safasına nazire olarak, caddelerde haşlanmış mısır yiyen şik şık Viyanalı kadınların obur — | luğu. hayrette bırakan, 10 - 15 yaşında ço- — cuklardan mürekkep çigan oörkestra- — SI . K İLCk İlâ..; ilâ,..ilâ... Yaz ve kış “Kurun” da Hasan Kumçayı yor: Artık sonbaharın ilk yağmurları başladı. ! Bu söne yaz bir aralık çok sıcak, — hattâ bunaltıcı geçti. Buna bakazak — gelecek kışın da çok — zöorlü olacağını — şimdiden haber verenler var. Bu tah- — min ne derecelerde doğru çıkacak, bi- — linemez. Fakat bu sene leyleklerin bir — ay evvel gitmiş olduğuna bakılmca şimdiden şiddetli bir kış hazırlığma başlamak lâzımgeliyor. | Vaktile Türk idaresinde yaşamış 0- — lan Buda - Peştenin ucuzluğu, güzelli-—ş_ ği ve meşhur bir kahvesinde herkesi — yazı- ati) İ U Yaz çok sıcak olunca kışm soğük — neden fazla olsun? Vakıâ bu - süal — mantıkidir. Fakat şu mütaleca da hir — az mantıkiye benziyor: “— Yaz ile kış bir terazinin müte- —— vazin olan kefelerine benzer, Yaz ke- — fesinde nekadar sıcak varsa kış kefe- . sinde de onunla mütenasip bir soğuk — bulunur. Yazın fazla olması kış kefesindeki mümkün olur.,, soğuğu arttırmakla ancak - İ Acaba bizim Fatin hocamız bu mü- — taleaya ne der? n lısı bir *paşa,, : Tan'da Abdürrahman sından :? AÂdilin yacıs - * lT n l & v Fuat Paşa, gençliğinde ismini gaze- tede görmeye pek meraklıydı. “EBivm yansa da gazete ismimi yaz- — sa razıyım!,, derdi. Bi * L Nihayet sadrazam oldu ve çicek ye- — tiştirmeye heves etti. Her sabah sera- sma iner, yeni bir çiçek görünce sevi: — — nir ve derdi ki: l - $ “— Hayatta tekerrür ile her şey yeknasaklaşıyor. Fakat, çiçek yetiştir — mek öyle değil. Her sabah yeni bir teceddüttür.., çiçek açtığını görmek her sabah yeni — A Fuat Paşa, Paris seyahatinde Sul- — ftan Abdülâzize refakat etmişti. Seya- — hat esnasında Abdülâzizin yaptığı de- Üliklerden pek üzüldü, teverrüm etti. — Tebdilhava için Nise gitti ve erada — vefat etti. O zamanın matbuatı Fuzt — Paşanm vefatına çok acmdılar, sütun. sütun mersiyeler yazdılar; b LAĞ a & ,